‘’Şiir gibi...‘’
Kasımpaşa, Mardin karşısında futbol adına tüm güzellikleri sahaya yansıtan taraftı. Üstelik 2-0’lık İstanbul Belediye yenilgisinin moral bozukluğunu atlatıp, bu kadar pozitif futbol oynamak çok güzel olsa gerek. Mardinspor galibiyetini alan futbolcuların yanı sıra, onları bu kadar iyi motive eden teknik direktör Akif Başaran’ın da hakkını teslim etmek lazım.Oyuna iyi başlayan Kasımpaşa, kötü günler geçiren Mardinspor karşısında her zamanki gibi sol kanadı çok etkili kullandı. Özellikle Ünal nefis asistler yaptı. Sağ kanatta ise da Ömer ve Özgür müthiş bir istikrar abidesiydi. Merthan her geçen gün futbolunun üstüne birşeyler koyuyor. Türkiye’nin en iyi ön liberolarından olma yolunda... Kalede Ziya ve savunma hattı zaten kusursuzdu. Gerçekten dünkü güzel futbol ve başarılı sonuç, tamamen bir takım oyunun eseriydi.Kollektif ruh ve uyum, bir takımda ancak bu kadar olabilir. Sadece, Yasin gibi önemli ve tecrübeli bir futbolcunun, daha çok katkı yapmasını beklerdim. Çünkü büyük bir özveriyle kategori farkı gözetmeden oynuyor, ama biraz daha yaratıcı olmalı.Mardinspor’a gelince... Gerçekten lige havul atmış bir haldeydiler. Tek tek baktığınızda her takımın “Keşke bende olsa” dediği oyuncular, adeta sahada gezindiler. İlk yarıda rakip kalede pozisyon dahi bulamadılar. Güneydoğu ekibini, sezon başı beklentilerinin altında ezilmiş ve fizik güç olarak tükenmiş gördüm. İkinci yarının ilk 15 dakikasında biraz kıpırdadır ama beceriksizlik ve şanssızlıktan Şehmus ile yakaladıkları iki poziyonu değerlendiremediler.Maçın özeti; Kasımpaşa 3 puanı 3-0’lık skorla alırken, taraflı-tarafsız herkesin beğenisini kazanan bir futbol ortaya koydu. Sahanın yıldızı, gol atamasa da orta alanı çok iyi kullanan Özgür’dü. Maçın hakemi oyunu güzelleştiren faktör olarak çok başarılıydı. Kasımpaşa’dan Özgün ve Alpaslan’a verdiği fauller doğru, gösterdiği sarı kartlar yanlıştı.
‘’Müthiş tempo‘’
Öncelikle iki takım teknik direktörünü oynattığı pozitif futboldan dolayı kutluyorum.ilk yarıda oyuna iyi başlayan Vestel Manisaspor, golü attı ve durdu. Bu dakikadan sonra sazı eline alan Kayserispor, futbol adına tüm güzellikleri sahaya yansıttı. Özellikle Mehmet Topuz, Fatih Ceylan ve Bülent Bölükbaşı dalga dalga rakip savunmanın üstüne geldi. Sarı-Kırmızılı takımın teknik direktörü Ertuğrul Sağlam alan savunmasına karşı sürpriz oyuncularla hücumu desteklemeyi denedi. Tayfun Cora ve Mendez bu tür ataklarda önemli pozisyonlar yakaladılar. Ama devre 1-1 bitti.İkinci yarı ise tam bir bilek güreşiydi... Bu defa Ersun Yanal önlemlerini almıştı. Önce rakibin etkili oyuncularını etkisiz hale getiren Yanal, tempoyu yükselterek üç puana oynadı. Vestel Manisa’da ilk yarının silik isimleri Uğur inceman ve Selçuk inan ikinci yarıda orta alanı parsellediler. Ege ekibi Fatih ceylan’ın kafa golüyle yenik duruma düşmesine rağmen maçı bırakmadı. Holosko, Kayseri savunmasının acemiliğini affetmeyerek takımını beraberliğe taşıyan isim oldu. Ardından Toledo’nun eline çarpan top Manisa adına galibiyetin habercisi oldu ama suskun golcü Rafael penaltıyı da kullanamayınca, 90 dakika sonunda tabelada 2-2’lik skor vardı.Maçın özeti; kalite, tempo ve kazanma isteği eşit iki takımın maçından eşit bir sonuç çıktı. Karşılaşmanın hakemi Cem Deda, verdikleriyle değil vermedikleriyle; ama biraz abartılı bir eleştiri aldı.
‘’Koptular!‘’
Lig A'da zirve yarışı ilginç bir şekilde seyrediyor. ilk iki sıradaki ekipler puan farkını her geçen hafta açmaya başlarken, teknik direktör değişikliklerine artık yetişmekte zorlanıyoruz, diyebilirim. 18 takımın içinde aynı teknik direktörle devam eden sadece 6 takım var. Ancak bu satırları yazarken bile "acaba yeni bir istifa haberi gelir mi" diye düşünmeden edemiyorum. Herkesin sorduğu soru; bu kadar değişiklikler hangi takıma ne yayar getirir... Gerçekten zorunlu şartlarda tabi ki, teknik direktör gönderilir. Ancak panik havasında yapılan görev değişikliklerinin çare olmadığı da, görünen bir gerçek. Uzun lafa gerek yok, biz ne söylersek söyleyelim, bu anlayışın en azından şimdilik pek değişebileceğini sanmıyorum.İstanbul Belediye-Kasımpaşaİstanbul derbisinde gülen taraf istanbul Belediyespor oldu. Turuncu -Mavililer, zorlu rakibi Kasımpaşa'yı 2-0'la geçerek, rahat bir nefes aldı. Bu maçta özellikle Kasımpaşa tarafı, yedikleri golde fair-play ruhuna aykırı hareket edildiğini söylediler. Orta alanda bir futbolcuları yerde yatarken topu dışarı atmak yerine hücumu sürdüren iİtanbul Belediyesporlu futbolcuların, centilmenlik dışı hareket ettiğini belirten Kasımpaşa yöneticilerinin, çok kızgın oldukları, maç sonrası demeçlerine de yansıdı. Türkiye'ye Dünya Fair-Play ödülünü getirmiş bir teknik adam olan İstanbul Belediyespor'un hocası Abdullah Avcı ise; bütün bu suçlamaları kabul etmediğini ve her zamanki centilmenlik anlayışının, sonuç ne olursa olsun devam edeceğini bizlere ifade etti. Aslında derdimiz horoz dövüştürmek değil. Polemik yaratıp, bir sürü haber ve demeçlerle gerginliği tırmandırmak amacında değiliz. Türkiye'nin iki güzide kulübü bir yarış içindeler. ikisinin de ortak yönleri çok aslında. Biri için "Başbakan'ın Takımı" deniyor. Evet Tayyip Erdoğan, Kasımpaşalı'dır. Ancak Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan geldiği unutulmamamlıdır. Kısaca sığ polemikler ve karşılıklı suçlamalar iki takımımızın yanı sıra lig A'ya ve futbolumuza da zarar verir. Ben bu polemiğin, haklı haksız tarafına bakılmadan biran önce bitirilmesinden yanayım.G.B.Oftaş-MalatyasporOftaş önüne geleni devirmeyi sürdürüyor. Önceki hafta Orduspor karşısında biraz gaz kestiler ama Malatyaspor'a karşı yine sahada devleştiler. Metin Diyadin'in öğrencileri, Malatyaspor karşısında ilk yarıdaki etkili oyunuyla sonuca gitti. Artık şu bir gerçek ki, "Ankara'da Oftaş'tan puan almak, başarı olur" hale geldi. Aslında Malatyaspor yeni teknik direktörü İsmail Kartal ile böyle kritik bir deplasmanda en azından bir puanla dönmeyi hedefliyordu. Ancak çok erken gelen Oftaş golü, bir anlamda Malatyaspor'un hayallerini de yıktı. Çünkü konuk ekibin hedefi önce Oftaş'ı durdurup rakibin direncini kırmaktı. Ama gol öyle bir dakikada geldi ki, planlar alt üst oldu. Ancak Malatyaspor ile ilk maçına çıkan ismail Kartal'ın bu yenilgideki payının ne kadar olduğu konusunda haksızlık yapmayalım. Eğer Kartal popülist davransaydı, bu maçtan sonra takımın başına gelirdi. Ancak sorumluluk aldı ve iki gün idman yaptırdığı ekibiyle maça çıktı. Artık Malatyaspor'un puan kaybetme kredisi bitti. Oftaş cephesinde ise şimdiden topladığı 30 puan bile, muhteşem bir ilk yarı geçirdiklerini gösteriyor. Üstelik bu takımın daha 4 maçı ve alınmamış 12 puanı var.Sebatspor-DiyarbakırsporDiyarbakır çok kolay puan alacağını umduğu Sebat deplasmanında zaman zaman zorlanmasına rağmen 3 puanı alan taraf oldu. Bahri Kaya'ın ilk maçıydı. Tecrübeli hoca Diyarbakırspor ile iyi bir başlangıç yapmak amacındaydı. Üstelik önceki hafta evinde İstanbulspor'a karşı kendi sahalarında kaybetmişlerdi. O nedenle bu maçta alıncak bir beraberlik bile, Diyarbakırspor'u krize sokabilirdi. Ancak uzun süredir sessizliğini koruyan Salim, öyle bir maçta sahneye çıktı ki, attığı nefis golle hem takımının hem de hocasının yüzünü güldürdü. Sebatspor'da ise kan kaybı sürüyor. Bir zamanlar Süper Lig'de mücadele eden Karadeniz ekibi, hızla B kategorisine doğru gidiyor. Eğer doğru bir neşter vurulmazsa, Sebatspor için ligin ikinci yarısı bu gidişle formalite olur.Orduspor-Türk TelekomOrduspor fırtınası devam ediyor. Yücel İldiz'in öğrencileri geçmiş yıllarda olduğu gibi istikrarı yakaladı ve önüne gelen rakibi deviriyor. Türk Telekom karşısında adeta coşan Mor-Beyazlılar, erken gollerle rakibin direncini kırıp, haftayı mutlu kapattı. Karadeniz ekibinin bu galibiyetle ilk 6 hedefinde önemli bir mesafe katettiğini düşünüyorum. Telekom ise kritik bir dönemeçte, beklemediği bir hezimete uğradı. Açıkçası yenilebileceklerini düşünüyordum ama bu kadar farklı olacağı hiç aklımdan geçmiyordu.Uşakspor-SamsunsporKaradeniz'in bir başka ekibi, aynı Orduspor gibi dolu dizgin gidiyor. Uşak deplasmanında alınan 4-1'lik galibiyet, kısaca işlerin yolunda gittiğini gösteriyor. Levent Eriş, uzun bir uğraştan sonra taşları yerine oturttu. Son 5 maçta alınan 13 puan, aslında Samsunspor'un gerçek performansıydı. Ama lige kötü başlayan ve kredisini erken tüketen Samsunspor, üst üste aldığı başarılı neticelerle açık kapatıyor. Uşakspor'da ise sular bir türlü durulmuyor. Aşigolar'da tam "ortam iyileşti" derken, kadro dışılar ve transfer ödemeleriyle ilgili ihtilaflar, takımı sıkıntıya sokmuş görünüyor. Zaten bu da alınan sonuçlardan belli değil mi!İstanbulspor-Altay"istanbulspor'a neler oluyor", anlayamıyorum. Sarı-Siyahlılar hala Oftaş ile birlikte tek yenilgili iki takımından biri. Naci şensoy'un talebeleri, gol yollarındaki sıkıntıları aştılar ama savunmada aynı oranda kötü gidiş olduğunu belirtelim. Son 3 haftada 7 gol yiyen İstanbulspor, bu hafta Altay önünde de 3 puanı elinden kaçırdı. Oyunun başında 2-0 öne geçen Sarı-Siyahlılar, bu avantajlarını koruyamadı. Altay cephesinden bakarsak; İstanbulspor gibi dişli bir ekipten hem de 2-0 mağlup durumdaykenk maçı 2-2'ye çevirmek bence başarı. Siyah-Beyazlılar bu sonuçla bir anlamda kötü gidişi durdurup, tekrar çıkışa geçmek için start aldılar diyebiliriz.Mardinspor-ElazığsporMardinspor bu hafta da kaybetti ve 13 haftalık periyotta en büyük hayal kırıklığı oldu. Elazığspor istikrarsızlıklar yaşadı ama kendilerine göre haklı mazeretler üretebilirler. Mardinspor cephesinden baktığımızda ise gerçekten inanılır gibi değil. Evinde, dışarıda, bir türlü istediği sonuçları alamayan güneydoğu ekibi, alt sıralarda kalarak, hızla umutlarını tüketiyor. Gakgoşlar yetenekli orta alanıyla bir deplasman zaferine daha imza attı.Karşıyaka-ElazığsporKarşıyaka, sahasındaki ilk galibiyetini aldı. izmir’de iyi bir oyun sergileyen Yeşil-Kırmızılı takıma, Turgut Uçar yaramış gözüküyor. Gaziantep Belediye ise Suat Kaya’nın göreve gelmesinden sonra ilk kez puan kaybetti.Eskişehir-KocaelisporEskişehirspor, evinde konuk ettiği maçta Kocaelispor’u 3 golle geçti. Ev sahibi takımın tecrübeli oyuncusu Ümit Aydın, attığı iki golle galibiyette pay sahibi oldu. Körfez ekibinin ise deplasman fobisi sürüyor. Yeşil-Siyahlılar, geride kalan 13 haftada dış sahada kazanamadı. Buna bir an önce çözüm bulmazlarsa zirve yarışına katılmaları hayal olur.
‘’Tek yıldız!‘’
Dün Konya'da bu duygular içinde birileri bir şeyler yapsın diye bekledik ama nafile. Çünkü günümüz futbolu, 'önce oynatma, sonra bir şeyler olur bir gol atar üzerine yatarız' anlayışına teslim olmuş durumda. Tamam, pres, teknik ve yaratıcı oyuncuları bitiriyor. Ancak tüm antrenmanlar ona göre yapılıyor. Oyuncuların da maçlara bu kafayla hazırlanması gerek. Konyaspor'a bakıyorsunuz bir tane oyunu çevirebilecek isim yok gibi. Kayserispor da Gökhan Ünal olmayınca gol yollarında oldukça etkisiz kaldı. Konyaspor karşısında Gökhan Ünal olsaydı tahminim bir puan yerine evlerine 3 puanla dönebilirlerdi.İlk yarıda Kayserispor daha etkiliydi. Çalışılmış hücum pozisyonlarını uyguladılar ve gole de çok yaklaştılar ama son vuruşlardaki eksiklik öne geçmelerine mani oldu. Özellikle ilk yarıda Uğur ve Bülent Bölükbaşı ile Konyaspor'un yumuşak karnı sol kanadı iyi kullandılar. Sol kanatta Kemal- Toledo ikilisi de iyi çalıştı ve görevlerini yaptı. Orta alanda yine Mehmet Topuz etkiliydi. Ancak ikinci yarı roller değişti. Orta alan üstünlüğünü ve savunmadan dönen bütün topları Konyaspor aldı. Bu yarıda gözlerimiz Ragıp gibi bir ustayı aradı Kayserispor'da. İkinci 45 dakikada Mustafa Er ve Sedat hırslarını ve etkinliklerini sahaya yansıtınca Konyaspor bol bol pozisyon buldu. Ama etkiliyken ev sahibi ekip golü kalesinde gördü. Mehmet Topuz serbest atıştan takımını öne geçirdi ama bu gole Konyaspor iki dakika sonra Erman Özgür ile cevap verdi. Nurullah Sağlam, Tayfun'u oyuna sokarak rakip savunmayı hataya zorladı ve başarılı oldu. Maçın özeti; iki takım da birer yarılık futbolla birer puana razı oldu. Bence mücadelesi iyi, kalitesi kötü 90 dakikanın hakkı bu sonuçtu.Maçın hakemi yorum hataları yaptı. Aslında yetenekli ama etki altında kalan bir hali vardı. Toledo'nun ceza alanı içinde eline çarpan top bence tartışılır. Ayrıca Kayseri golü öncesi verdiği frikikten sonra buna benzer pozisyonları ilginç bir şekilde görmezden geldi.
‘’Zirve karıştı‘’
7, 26 puanlı ilk üç sıra. Herkes soruyor; nereden çıktı bunlar... Biri belediye takımı, ikisi daha bu sezon Yükselme Grubu'ndan geldi. Bu ilk üç takıma en yakın ekip 21 puanlı Malatyaspor. Bu sıra, aşağı doğru birer ikişer puan arayla gidiyor. Şimdi kulağımıza, "Eğer bu takımlar Süper Lig'e çıkarsa, ne olacak" diye, gerçekten mantıksız ve duygusal sorular geliyor. Bakın herkesin şunu çok iyi bilmesi gerekir. İşini iyi yapan, iyi yöneten, iyi seçim yapan, meyvesini alıyorsa, onu cezalandıracak değiliz. Önemli olan; bu takımlar hasıl buraya gelmişse, onları örnek alıp, hatalardan arınmak. Ben de karşılaşmaların dolu tribünler önünde oynanmasından yanayım. Bunu ilk üç sıradaki takımlar da canı gönülden istiyor. Ama kuruluşları ve yapısal nedenler ve bölgesel gerçekler, onların sadece sahada güçlü olmalarını sağlıyor. Şimdiye kadar bu liglere; Erciyes de çıktı, Şekerspor da çıktı, kimse "niye çıktı" diye bir soru sormadı. Bundan sonra da dersini iyi çalışan sınavda başarılı olacaktır. Kimse soruların yanıtlarını önceden öğrenmeye çalışmasın. Çünkü konu belli, soru belli, sadece çalışmak yeterli bence.Elazığspor - İstanbul BelediyesporMaç öncesi tahminimiz, savunmayı beceremeyen Elazığspor için beraberliğin iyi sonuç olacağı yönündeydi. Bunu söylerken Elazığspor savunması değil eleştirdiğim. Takım savunmasından bahsediyorum. İstanbul Belediyespor için normal bir galibiyet. Ama Elazığspor'un özellikle ilk golde Sertan'ın topu nerelerden taşıyıp gol yaptığını görseydiniz, bu maç hakkında, "Fazla söze gerek yok" derdiniz. Mehmet Şahan maç sonrası iyi oynadıklarını söyledi, bu bir anlamda motivasyon amaçlı bir demeç olsa gerek. Mutlaka yeni gelmiş bir teknik adam olarak, takımı ayağa kaldırmaya çalışıyor. Elazığspor'da hedef devre arasına kadar, kalan 5 maçta alabileceği puanın en fazlasını alıp, takımı devre arası, transferle güçlendirmek olmalı.G.B.Oftaş-OrdusporAnkara'da ilginç bir 90 dakikaydı. Sahasında puan kaybetmeyen Oftaş, gerçekten Orduspor karşısında oyuna çok hızlı başladı ve çok da önemli pozisyonlar yakaladı. Ancak 1-0 öne geçtikten sonra, sanki maç bitmişti Oftaş için. Özellikle beraberlik golünü yedikten sonra daha dirençli olmalarını beklerdim. Şadi'nin golü, bir anlamda Orduspor'u ateşledi ve yüreklendirdi. Baskılı oynayan, kazanmaya yakın taraf Oftaş gözükse de, Orduspor'un aldığı bir puan, ileriye dönük hedefler açısından çok çok önemliydi. Karadeniz ekibi hem rakibine evinde ilk defa puan kaybı yaşattı hem de liderlikten indirdi.Kasımpaşa-Akçaabat SebatsporKasımpaşa adeta ikinci yarıdaki etkili futboluyla rakibinin üzerine gol oldu yağdı. Alper'in 3 golle yıldızlaştığı 90 dakikada, gerçekten ofansif anlamda güzel işler yaptı İstanbul ekibi. Tabii ki, Kasımpaşa'nın bir artısı da; oyuna sonradan giren futbolcuların ne denli hazır oldukları. Buna en güzel örnek de bana göre Aydın... Tecrübeli futbolcu girdiği çoğu maçta takımına hem pozitif katkı yapıyor hem de attığı kritik gollerle skoru etkileyen önemli bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Sebatspor ise geçen sezon ligde zar zor kalmıştı. Ancak bu sezon işler iyi gitmiyor ve kötü başladılar. Tabi ki, bu takımın suçu değil. Sorun Süper Ligden sarkan borçlar ve kötü yönetilmenin eseri... Ceremesini bu takım çekiyor bana göre. Aslında iyi ve yetenekli bir kadro, sahip çıkılsa, çok çok güzel işler yapabilecek güçteler.Malatyaspor-KarşıyakaMalatya'da maç öncesi beklenen gelişmelerin hemen hemen hepsi oldu. "Deplasman takımı Karşıyaka can yakar mı" diyenler, haklı çıktı. İzmir ekibi son saniyelerde Malatyaspor'un galibiyetine şans tanımadı. Yeni teknik direktör Turgut Uçar, yeni ekibi için yabancı değil. Aslında takımı ve camiayı çok yakından tanıyan bir isim. Malatyaspor'da bu maç sonrası teknik direktör Hayati Palancı görevinden istifa etti. Yönetim alternatif isimleri görüşmeye başladı bile. Malatyaspor'da yeni bir hava yeni bir rüzgar yakalanmalı ve eller çabuk tutulmalı. Çünkü isimler maç kazanmıyor.Diyarbakırspor-İstanbulsporBu hafta doğuda işler iyi gitmedi. Elazığ yenildi, Malatya berabere kaldı ve son maçta Diyarbakırspor, İstanbulspor önünde kaybetti. Aslında kötü oynamadı güneydoğu ekibi. Ama karşısındaki; Oftaş ile bir beraber, tek yenilgisi olan iki takımdan biri olan İstanbulspor'du. Kısaca, konuk ekip zor yenilen bir yapıya sahipti. Sonuçta Diyarbakır Atatürk Stadı'nın kötü zemininde iyi bir mücadele izledik. Yenik durumdan çabuk çıkan Diyarbakırspor, tam 3 puanı kovalarken kaybetti. Maç sonrası az sayıda Diyarbakır taraftarının takım otobüsündeki futbolculara karşı yaptığı kötü davranışı, yakıştıramadım. İstanbulspor'u, sergilenen mücadeleden ve değiştirmeye başladıkları oyun anlayışından dolayı kutluyorum. Hem savunmayı hem de hücumu başarıyla yaptılar ve haklı bir galibiyet aldılar.Kocaelispor-MardinsporKocaeli'de ne şiş ne de kebap yanıyordu. Ancak son dakikadaki Haydar'ın harika golü, Kocaelispor'u sevindirirken, Mardinspor'u da yıktı. Mardinspor artık bundan sonra bir puandan çok, 3 puan için oynamalı. Ve içeride dışarıda bu düşüncede olmalı güneydoğu ekibi. Bence iki takıma da beraberlik yaramazdı. Kocaelispor için çok kritik bir 3 puan bana göre...Altay-Türk TelekomGelenek bozulmadı ve Telekom, Altay önünde yenilmedi. İzmir'deki maçta Altay mutlak 3 puan peşindeydi. Telekom'un amacı bir puandı. Konuk ekibin hesabı tuttu. Ancak son 4 haftada sadece bir puan toplayan Altay'ın yavaş yavaş değil, hızlı bir şekilde irtifa kaybetmesi, düşündürücü. Kısaca iyi takım olmak için, iyi futbol oynamak yetmiyor, aynı zamanda iyi de sonuç almanız lazım. Bu beraberlik aynı zamanda Ümit Durmuş - Altay beraberliğini de bitirdi...Samsunspor-EskişehirsporSamsunspor şaha kalktı. Haftalar önce yapılan operasyonun meyvesini şimdi şimdi almaya başladı Karadeniz ekibi. Son 4 maçta 10 puan toplayan Levent Eriş'in öğrencileri, emin adımlarla üst sıralara doğru tırmanıyor. Eskişehirspor önünde de 1-0 mağlubiyetten 2-1'lik zaferle çıkan Samsunspor, yakaladığı bu rüzgarla toparlanmış gözüküyor. Eskişehirspor ise yardımcı teknik adamla çıktığı karşılamada iyi bir futbol ortaya koydu ama galibiyeti koruyamadı, sahadan boynu bükük ayrıldı.Gaziantep Belediyespor-UşaksporGerçekten bu maç öncesi yorumumuz her sonucun normal olduğu yönündeydi. Gerçekten 90 dakikaya baktığınızda, maç her iki tarafa da gitti geldi ve kazanan ev sahibi oldu. Suat Kaya, ilk resmi maçında 3 puan mutluluğunu yaşadı. Özellikle Kaya'nın oyuna sonradan soktuğu futbolcular attıkları gollerle, galibiyetin mimarı oldular.
‘’Vah Türk futbolunun haline!‘’
Ankaraspor'da Onursal Başkan Melih Gökçek'in çekileceği söylentileri yayılmaya başladı. Ankaraspor maçına biraz geç gelen ve erken terkeden Gökçek'in bu tavrından bir şey çıkartmak çok mu ön yargılı olur bilmiyorum. Ancak Lig A'dan beri içeride-dışarıda bu takımın hiç bir maçını kaçırmayan Gökçek'in bu tavrı bana biraz anlamlı geldi. Ayrıca tribündeki Ankaraspor taraftarının "Melih Başkan bizi bırakma" tezahüratı da ilginçti. Çünkü daha önce "Büyük başkan el salla" diye tempo tutan taraftarların bu tezahüratı biraz manidar geldi.Bugün şeytanın avukatlığına soyunduk. Gençlerbirliği-Ankaragücü maçındayız... Oyunun ilk dakikaları Gençler kulübesinden oyuna müdahale eden isme bakıyorum, Hayati Soydaş... İlk başlarda “Herhalde Mesut Bakkal şimdilik uğur yapıyordur, ilerleyen dakikalarda müdahale eder” diye düşündük. Ama Bakkal'ın kulübeden çıkmayışının, hafta içinde başkan İlhan Cavcav'ın sarfettiği sözlere karşı bir tavır olduğunu anladık. Hatırlatmak için yazıyorum, Cavcav, Mesut Bakkal'ın saha kenarından müdahalesini eleştiren bir söylemde bulunmuştu. Sanırım bu davranış, bir anlamda başkana mesajdı. Bunun arkasından ne olur bilemem. Ancak kupada Ankaragücü ile tekrar karşılaşacak Gençlerbirliği'nde teknik anlamda gelişmeler olursa, sürpriz olmaz... Çünkü yılların tecrübesi İlhan Cavcav, durup dururken bir demeç veriyorsa, altında birşeyler aranmalı. Ama Gençlerbirliği'nde başarılı işler yapan ancak sezona istediği gibi giremeyen Mesut Bakkal'a karşı daha duyarlı olunmalıydı. Bence, Mesut Hoca'nın Ankaragücü maçında kendini kulübeye hapsetmesi bir anlamda duygusal bir tepkiydi.Bu örnekten yola çıkarak ülkemizde teknik direktörlük yapmanın ne denli zor olduğu da bir gerçek. Kısaca yönetimler yönetecekleri adamlar arıyorsa, bunu baştan söyleyip ona göre seçim yapmalı. Hele hele bu kulüp Gençlerbirliği gibi, Türkiye'nin örnek gösterilen bir kulübüyse, vah Türk futbolunun haline...
‘’İkili iş başında‘’
Maç öncesinde Ankara’da çok güzel görüntüler vardı. İki takım oyuncuları el ele tribünleri selamlayıp futbolda artan şiddete karşı bir fair-play mesajı verdiler. Aslında iki ekip de pozitif oyunu düşününce futbol keyifli bir hâl aldı.Son maçlarda form grafiği yükselen Ankaragücü ilk yarıda temkinliydi. Ancak Hikmet Karaman her ne kadar rakibini kontrol altında tutmayı planladıysa da savunmada önemli gedikler verdi takımı. Gençlerbirliği, genç Isaac ile yakaladığı inanılmaz pozisyonları hovardaca harcadı. ‘Bunları atsa burada ne işi var, dedirtti’ bize bu oyuncu. Isaac hem son vuruşlarda kötüydü hem de bencildi. Açıkcası takımının kaderini tayin etti diyebiliriz. Ankaragücü, maçın başındaki Gençlerbirliği fırtınasını durdurduktan sonra orta alanda Ceyhun’la ve kanatlardan etkili olmaya çalıştı ama golü bulamadı. Sarı-Lacivertliler ikinci yarı risk aldı. Belli ki üç puanı kafasına koymuştu. Top bir o kalede, bir bu kalede gidip geldi. Dakikalar 51’i gösterirken Bebbe’nin vuruşunda Gökhan sakatlanma pahasına gollük pozisyonu önledikten sonra, Ankaragücü’nün golü geldi. Şu anda Süper Lig’in en yaratıcı futbolcusu Ceyhun, klasına yakışır, nefis bir gol attı. Hem bu gol için, hem de gol öncesinde faul yapılmasına rağmen dürüstçe mücadelesine devam ettiği için kendisini iki kez kutluyorum. Öne geçen Ankaragücü, beraberliği kovalayan rakibi karşısında hücum presle yine etkili oldu. Son maçlarında boş geçmeyen Mustafa Özkan yine sahnedeydi ve takımının ikinci golünü atan isim oldu.Gençlerbirliği kenar yönetimi 67 dakika dayanabildiği Isaac’ı oyundan aldıktan sonra en azından beraberlik için yüklendi. Gününde olmayan Mehmet Çakır bir uzun topta takımının tek golünü attı ama puan almaya yetmedi. Gençler, Isaac’ın hataları ve rakibi orta alana bıraktığı için kaybetti diyebiliriz. Ankaragücü oyun disiplini ve mücadele gücüyle zor maçı mutlu bitirdi.
‘’Ankara'nın skoruna bak...‘’
Tecrübeli desen var, genç yetenek desen var, frikik kullanan hem de birkaç oyuncuya sahipler. Diğer taraftan orta alana bakıyorsun Hürriyet, Devran gibi Süper Lig'de her takımın bende olsa dedikleri cinsten çok koşan oyuncular yine Ankaraspor'da. Ama geride kalan 12 haftaya baktığımızda tam 9 kez berabere kalmışlar. Gerçekten analiz yapılması gereken bir ekip. Ben iki galibiyetlerine tanık oldum. Biri içerde Rizespor maçıydı ve rakibin armağanıydı diyebiliriz. Diğeri de Sivas'taydı. O maçta da haklı bir 3 puan aldılar ama yine rakibin büyük defans hataları vardı ortada. Yani kısaca bu takım gol atmada sıkıntılı. Oysa Süper Lig'e baktığınızda Galatasaray ile birlikte tek yenilgili iki takımdan biri. Dün Kayserispor karşısında önemli gollük pozisyonlar yakaladılar. Petrous'un, Özer'in şutları, Volkan'ın üst direkten dönen frikiği ve Djokaj'ın son saniyelerde kale içinden kaçırdığı mutlak gollük pozisyon. Ama bütün bunlardan sonra maçın bitiminde beklenen skor ve 1-1'lik beraberlik.Maça gelince; Kayserispor, Gökhan Ünal ve Bület Bölükbaşı gibi iki kilit oyuncudan yoksun olmalarına rağmen iyi organize oldular sahada. Ertuğrul Sağlam 4'lü savunmanın önünde Kamber ve Ragıp ile iki ön liberolu oyun analayışının meyvesini aldı. 4-2-3-1 sisteminde Mehmet Topuz'un hücumları organize ettiği Kayserispor dün oynadığı futbolla asla yenilgiyi hak etmedi, hatta bana göre 3 puanı kaçıran taraftı. Ancak futbolun cilvesi Djokaj son dakikalarda o golü atsa belki de Kayseri'ye puansız döneceklerdi. Karşılaşmanın genel özeti buydu. Ancak konuşulması gereken hakem kararları vardı. Televizyondan izlediğimiz zaman belki daha sağlıklı görebiliriz. Ancak Ankaraspor golü öncesi Kayserispor aleyhine verilen faul bana göre (1-0) kararıydı. Bu (1-0) anlamını isterseniz açayım. Maalesef hakemlerimiz bu tür düdükleri galip takımların aleyhine çok kolay çalıyorlar, ben de kendi terminolojimde böyle bir isim taktım bu kararlara. Tribünden gördüğüm, Hakan Özkan, ayağı fazla kaldırdı diye kolay bir frikik verdi ve bu frikikte Wederson Ankaraspor'un golünü attı. Bir anlamda skoru etkileyen bir karardı. Yine Tayfun Cora'ya gösterdiği kırmızı kartta Wederson aldattı sanırım. Faul çaldınsa, kırmızı kart göstereceksin; o kısım doğru. Ama önemli olan faul müydü? Murat Akyüz'e gösterdiği ikinci sarı da ağırdı. Oysa Kamber'in ikinci yarıda Hürriyet'e orta alanda yaptığı kasti hareket kartlıktı. Özkan'ın, iyi niyetli, kötü bir maç yönettiğini düşünüyorum...