‘’Paşa'ya yakışmadı!‘’
Lig A’da sakin bir haftayı geride bıraktık. Önceki haftaki şiddet ve hakem hatalarından sonra, 24. haftada futbolu gerçekten daha çok konuştuk. Öncelikle uyarılarımıza duyarlılık gösteren MHK’ya teşekkür ediyorum. Bu haftaki hakem tayinleri, dört dörtlüktü. Burada şunun da altını çizelim. Biz “genç hakemlere maç verilmesin” demiyoruz. Amacımız zorluk derecesi yüksek maçlarda, gelecek vaat eden genç hakemlerimizin harcanmaması. Çünkü yapacakları büyük hatalarla çok gerilere düşerler ve belki de hakemlik hayatları biter. Lig A’da olsun, diğer kategorilerde olsun, layıkıyla görev yapacak ve yapmakta olan hakemlerimiz mutlaka var. Hepsine güveniyor ve destekliyorum. Ancak ligin ikinci yarısı ve gerilimin arttığı bir dönemde, seçici olmak ve şartlara göre gerçekçi hareket etmek lazım. Bunun da gereğini yapan MHK ve Başkanı Mustafa Çulcu, ligin selameti açısından doğru yolda olduğunu gösteriyor. Şiddete gelince; Bu hafta Kasımpaşa-Orduspor maçı sonrası olanlar, gerçekten üzücüydü. Belki, bir kaç kendini bilmez ve münferit bir olay olarak bütün bir camiayı karalamak yanlış olabilir. Ama üst üste iki hafta aynı sahada maç sonrası çıkan olaylar, Kasımpaşa gibi sezon başından beri övdüğümüz bir kulübe, hiç yakışmadı. Kendi iç sorunları olabilir, başarısız bir dönemden geçebilirler, ama rakip takıma olsun, hakemlere olsun, böyle saldırgan ve tehditkâr olmaya hakları yok. Örnek stadı ve tesisleriyle, oynadığı futboluyla ve aldığı başarılı sonuçlarla yere göğe koyamadığımız Kasımpaşa’nın, acilen kendine gelmesi lazım.Bazı kentlerin, bazı kulüplerin kollandığı, bazılarından da intikam alındığı yönünde bir sürü inanmak istemediğimiz duyumlar alıyoruz. Bunlar doğru da olabilir, yanlış da... Ancak gerçek olan; Futbol Federasyonu Başkanlığı seçimi konusunda yaşanan kaostan en büyük zararı görenin Türk futbolu olduğu... Bütün bu olanların altında yatan bu...Oftaş-İstanbul BelediyeBaşkent’teki zirveyi çok yakından ilgilendiren bu karşılaşma, futbol kalitesi açısından beklentilerimizin altındaydı. Çok az gol pozisyonunun olduğu 90 dakikada, iki takım da önce yenilmemeyi hedef almıştı. Konuk ekip biraz daha kazanmak istedi, ama gücü yetmedi. Oftaş ise iki kanadını yeterli kullanamayınca, ne şiş yandı ne de kebap...Malatyaspor-Akçaabat SebatsporMalatyaspor, maç öncesi banko olduğu bir 90 dakikada, öldü öldü dirildi. Aslında oyunun başında attığı iki golle, rahat bir galibiyet alır izlenimi veren Malatyaspor, üst üste yediği gollerle, 3 puanı riske soktu. Üstelik oyunun 60 dakikasını, 10 kişi oynayan Sebatspor önünde, kendi sahasında 3 gol yemesi, Malatyaspor için bir uyarı olmalı. Aslında ligin bu haftalarında futboldan çok sonuç önemli, diyebiliriz. Ancak savunma zaafı Malatyaspor’un dikkate alması gereken bir olgu. Sebatspor açısından ise tehlike çanları iyice çalıyor.Kocaelispor-AltayKörfez’de Altay önce öne geçti ama kolay bir golle bir puana razı oldu. Maçın hakkı bebarberlikti. İki takım da orta alanda çok pas hatası yaptı. Özellikle orta alanlar, ilerideki ikili forvetleri besleyemediler. Altay en azından yenemedi ama yenilmedi de. Kocaelispor ise mutlaka kazanmalıydı, ilk 6 hedefi için... Zaman zaman önemli pozisyonlar yakaladılar ama tek golle yetindiler.Gaziantep Belediyespor-İstanbulsporİkinci yarının başarılı ekibi Gaziantep Belediyespor, İstanbulspor önünde galibiyeti koruyamadı. Ev sahibi ekip, Ömer’in güzel golüyle öne geçti ve ilk 45 dakikada çok etkiliydi. Ancak ikinci yarıda dengeyi sağlayan İstanbulspor, ligin ikinci yarısındaki ilk deplasman puanını aldı.Elazığspor-DiyarbakırsporGakgoşlar, “kısmet tepti” diyebiliriz. Doğu derbisinde dostluk ön plandaydı. Maç öncesi ve sonrası, iki takımın taraftarlarının birbirlerini alkışlaması, güzel görüntülerdi. Maça Elazığspor iyi başladı. Ev sahibi ekibin en iyilerinden Ertuğrul, takımını öne geçirdi ama, 47. dakikada oyundan atılması, dengeleri bozdu. 10 kişi kalan rakibi karşısında avantajlı duruma geçen Diyarbakırspor, Elyasa’nın kafa golüyle evine bir puanla döndü. Diyarbakırspor, son 3 maçtaki istikrarıyla, Play-Off yolunda güçlendi, diyebiliriz. Elazığspor bu maçı kazansaydı, Diyarbakırspor’u puan olarak yakalayacaktı. Bir kırmızı kart ve Erman’ın kaçırdığı penaltı, Elazığspor’un kaderini belirledi. Ancak bu maçın öncesine de bakmak lazım. Elazığspor cephesinde hafta içi yaşanan gelişmelere rağmen, alınan sonucun, başarı olduğunu söylemeliyiz. Elazığsporlu futbolcuların, ödenmeyen prim ve maç başıları nedeniyle antrenmana çıkmadıklarını biliyoruz. Bu şartlarda yine de sahaya çıkıp, sergiledikleri mücadele, takdire değer bence...Kasımpaşa-OrdusporKasımpaşa maça iyi başladı. Karşılaşmanın başında attıkları gol, hazırlanış açısından tipik bir Kasımpaşa golüydü. Ancak inanılmaz bir savunma hatasıyla, rakip savunma oyuncusuna bir gol attırıp, skoru koruyamadılar. Şadi’nin nefis golüyle sahadan bu hafta da yenik ayrılan Kasımpaşa’da, önemli bir özgüven bunalımı yaşanıyor. Üst üste iki hafta evinde kaybetmek, ilk 6 hedefi açısından ağır bir darbe. Orduspor ise üst üste iki hafta kazanırken, büyük bir moralle evine döndü. Küme düşme hattından hızla uzaklaşan Orduspor, önümüzdeki haftalarda alacakları başarılı sonuçlarla üst sıralara yelken açabilir.Karşıyaka-MardinsporKarşıyaka gergin çıktığı bir 90 dakikayı, kolay kazandı. Kaf Kaf erken golle rahatladı ve zorlanmadan bir galibiyet aldı. Mardinspor ise bir puan umuduyla geldiği İzmir’den, eli boş dönerken, alt sıralara da demir attı.Samsun-TelekomSamsunspor çok ihtiyacı olduğu 3 puanı evinde aldı. Telekom önünde zaman zaman zorlanan Samsunspor, yeni teknik direktörü Mustafa Uğur’la çıktığı ilk maçta, iç saha sıkıntısını da yenmiş oldu. Telekom ise iyi futbolunu bir türlü sonuca yansıtamıyor ve kaybediyor.Uşakspor-EskişehirsporUşak’ta iki komşu kent, birer puana razı oldu. Eskişehirspor deplasmandan beklediğini alıp, evine mutlu döndü. Uşakspor ise arzuladığı futbolu ortaya koyamadı ve haftayı biraz da olsa buruk kapattı.
‘’Kim tutar Yiğido'yu‘’
Evinde bir türlü kazanamayan Sivasspor, dün 4 Eylül Stadı’ndan mutlu ayrıldı. Bursaspor önünde kotrollü futbol ortaya koyan Yiğidoar, savunma yapan rakibini buldozeri Mehmet Yıldız ile devirdi.Fenerbahçe maçının yıldız Mehmet, genç Gürhan ile üç puanın mimarıydı.Aslında Sivas’a bir puan için gelmiş olan Bursasspor, ikinci yarıdaki ofansif düşünceyle maça başlamış olsaydı, hedefine ulaşırdı. Ancak Yeşil-Beyazlılar hücumu hiç düşünmediler. Üçlü savunmayı kaleci Ömer’in çok yakınına kurup, orta sahayı kalabalık tutarak rakibi durdumayı düşündüler. Amaç hızlı Balili ve güçlü Mehmet’e alan bırakmamaktı. Ama Sivas’ın ofsayta bile düşmediği bu savunma anlaşıyının mutlaka hatalı bir gol getireceği belliydi. Nitekim, fizik gücünü her pozisyonda devreye sokan Mehmet Yıldız, Bursa savunmasını zorlayarak attığı golle takımını öne geçirdi. Daha bu golün şaşkınlığı geçmeden Mehmet, kafa ile Bursaspor’u ikinci defa avladı.İkinci yarıda skoru eşitlemeyi planlayan Timsahlar, ilk yarıda sahada oynayıp da, olmayan Pancu’nun yerine Eser’i aldı. Sinan Kaloğlu’nun sürpriz golüyle farkı bire indiren Yeşil-Beyazlılar, rakibini de bir anda bunalıma soktu. Yiğidolar’ın bocaladığı o anlarda teknik direktör Bülent Uygun, doğru bir zamanlamayla iki oyuncusunu birden sahaya sürdü. Oyunda dengeyi sağlayan Kırmızı-Beyazlılar, çok çalışılmış ölü bir pozisyonla gelen Gürhan’ın golüyle skoru perçinlediler.Dünün özeti; daha çok isteyen kazandı. Bir puana gelen de evine eli boş döndü. Sivasspor bu üç puanla iç sahadaki sıkıntısını da atlatmış oldu. Bursaspor’u ise açıkçası bu kadar etkisiz beklemiyordum. Maçın hakemi zaman zaman yorum hataları yaparak tribün ve futbolculardan tepki gördü. Ancak bana göre ikinci yarıda Balili’ye vermediği faul pozisyonu en somut hatasıydı.
‘’İkisine de yaramadı‘’
Dün gece Sakarya Atatürk Stadı’nda ev sahibi ekip, ligde kalma umutlarını ayağına gelmesine rağmen trajik bir şekilde kaybetti. Aslında matematiksel olarak hâlâ şansı olan Tatangalar, güçlü rakibi Kayserispor karşısında maça 1-0 galip başladı diyebiliriz. Uzun süredir sesi çıkmayan Cangele, rakip savunmanın bir anlık duraklamasından faydalanarak takımını öne geçirdi. Bu aslında maç öncesi teknik direktör Şaban Yıldırım’ın oyun planının içinde olmasını çok istediği bir goldü. Çünkü; erken gol hem moral olarak takımı, hem de tribünü ateşleşecekti...Ancak dün geceye bireysel hatalar damgasını vurdu. İlk 20 dakika hemen hemen sahada görünmeyen Kayseri, önce Mehmet Topuz’un frikiği, ardından Martinez’in hatasında gelen Özgürcan’ın gülüyle bir anda öne geçti. İkinci 45 dakika iki takımın da riski göze alıp, üç puanı hedefleyerek oynayacakları belliydi. Ancak fizik gücü ve temposu daha iyi olan Kayseri, bu avantajını iyi kullandı. Fakat hiç ummadığı anda rakibin kazandığı penaltı, bir anda Kayseri’yi şaşkına çevirdi. Ardından Cangele’nin hem kendi hem de takımı adına attığı üçüncü gol, birden kaybolan umutları diriltmişti, Sakarya adına... Özetle; Sakaryaspor şu anda lig sonuncusu. Niye buralarda olduğunun en büyük göstergesi yediği gollerdi. Süper Lig’de bu kadar gol yiyen bir takımın buralarda olması normal. Savunma hattını iyi yapamıyorsanız, galip gelmeniz çok zor. Dün gece Sakarya bu hattını iyi kurabilseydi, ayağına gelen bu fırsatı kaçırmazdı. Kısaca, bu sonuç iki takıma da yaramadı. Ancak geceye damgasını vuran isim de hakem Hakan Özkan’dı. Özellikle yorumlarında ve tercihlerinde ev sahibine haksızlık etti.
‘’İşte eseriniz!‘’
Bu hafta neler olmadı, neler... Aslında perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Ligin ikinci yarısı başlarken uyarılarımızı yapmıştık, ilgili makamlara... Ama onların çok daha önemli işleri vardı! Bir taraf “federasyonu değiştireceğim” diye tutturuyor, diğeri de “alabiliyorsanız alın” diye inat ediyor. Sonuçta güme giden Türk Futbolu... Şu an ligler “Haluk Ulusoycu” ve “Ulusoycu olmayanlar” diye ikiye ayrılmış durumda... İşte bu zihniyet içinde çıkılan maçlarda alınan sonuçlara göre herkes yorumunu yapıyor. Baksanıza Mardinspor-Uşakspor maçı sonrası, ev sahibi kulübün başkanı Süleyman Bölünmez’in sözlerine... Başkan hem itham ediyor, hem suçluyor, hem de eleştirisini ortaya koyuyor açık açık. Ve de son sözü kongrede söyleyeceklerini belirtiyor. Ardından Kasımpaşa maçı sonrası genel menacer Süha Sidal geliyor ekranlara... Sidal üzerlerine gelindiğini belirtirken, iç hesaplaşmaların kurbanı olduklarını ve Kasımpaşa’nın hedef alındığını ima ediyor.Daha sonra zincir büyüyor... D Spor’daki programımız Lig A Plus’ta maç sonrası verilen demeçler ve görüntüler, hemen hemen aynı. Şimdi ister istemez kafalarda soru işaretleri beliriyor. Acaba Ulusoy kendini devirmek isteyen Bakan Şahin ve hükümete karşı, görevden gidene kadar savaş mı açtı? Karşı safta olanlar cezalandırılıyor mu? Çünkü Bölünmez ve Sidal’ın sözlerinden bu anlam rahatlıkla çıkartılabilir. Üstelik Kasımpaşa, “Başbakan’ın takımı” olarak biliniyor ve stadın ismi bile Recep Tayyip Erdoğan... Bütün bu tablodan çıkacak sonuç; kocaman bir kaostur, gözyaşıdır, şaibedir... Açıkçası kimse başka bir şey çıkmasını beklemesin. Ancak Lig A’nın ikinci yarısındaki tablo beni fazlasıyla endişeye sevk etti. Sanki, hesaplaşmanın doruğa çıktığı bir arena. Özellikle genç hakemlerin yaptığı fahiş hatalar, yenir yutulur cinsten değildi. Bunları tek tek irdelemek istemiyorum, ama görüntüleri MHK Başkanı Mustafa Çulcu’nun hassasiyetle izlemesini isterim. Bir daha söylüyorum; bu kategorinin hakem pişirme yeri olmadığını bilmeli... Sonuçta bizler üzülürüz, ama sorumluluğu olan bir kişi olarak Çulcu, çok daha fazla üzülür. Ayrıca maç içinde ve sonrası olaylardaki cezalandırmalarda çifte standart uygulandığını düşünüyorum. Bütün bunların futbolumuzu idare eden ve yön veren kişilerce, duygusallıktan uzak bir şekilde değerlendirilmesini bekliyorum. Bugün Ulusoy’un karşı cephesinde olan bir çok insanın kongrede onu omuzlarında taşıdığını da biliyoruz ve o resimler hâlâ gözlerimizin önünde... Küçük hesaplar değil, doğru hesaplar yapmalıyız. Kulübümüzü ve kendi menfaatlerimizi, değil Türk Futbolu’nu düşünmek zorundayız. Bu yıl genel seçimler var. Ülkemizin siyasi bir gerginlik içinde olacağı kesin. Şu da bir gerçek ki, bugün kulüplerimiz fazlasıyla siyasetin elinde. O nedenle, kendi siyasi hesaplarına hiç bir kulüp başkanı, takımlarını alet etmemeli.Bu konuların özellikle altını çizdikten sonra, gelelim haftanın maçlarına;A.Sebatspor-G.B.OftaşLig lideri Oftaş, son sırada yer alan Akçaabat Sebatspor karşısında rahat bir galibiyet aldı. Her geçen hafta Süper Lig’e bir adım daha yaklaşan Başkent temsilcisi, Trabzon’da son 20 dakikayı 10 kişi oynamasına rağmen sahadan 3 puanla ayrılmasını bildi. Metin Diyadin ve öğrencileri, sessiz ve derinden yürüyüşlerini sürdürüyor. Sebat ise, ligde kalmak için bir an önce toparlanmak zorunda...İstanbul Bld.-KarşıyakaAtatürk Olimpiyat Stadı’ndaki maçın son yarım saatinde muhteşem bir futbol ortaya koydu İstanbul ekibi ... Turuncu-Mavililer, pazartesi gecesini birbirinden güzel gollerle renklendirdi, 4-1’lik galibiyetle yeniden ikinci sıraya yükseldi. Karşıyaka’nın ise dış saha fobisi sürüyor. İzmir temsilcisi, evindeki başarısını deplasmanlara yansıtamayınca, Play-Off da onlara uzak gözüküyor.İstanbul-MalatyasporMaçtan daha çok, saha dışında yaşanan sıkıntıları dile getirmek istiyorum... Yenibosna’daki Özel İdare Sahası’na bir Lig A maçının verilmesi bu işin ne kadar ciddiyetsiz bir şekilde yapıldığını gösteriyor. Dar sokakların ortasına yapılmış, tek tribüne sahip, kapasitesi düşük, zemini bozuk bir statta, böylesine önemli bir maçın oynanmasını eleştirmemek elde değil. Karşılaşmaya gelince... Malatyaspor bu haftaki puan kaybıyla ikinci sıradaki yerini kaybetti, Boğalar ise ilk 6 için avantaj sağladı.Altay-SamsunsporSahasında Samsun’u konuk eden Altay, çok önemli bir galibiyete imza attı. Siyah-Beyazlılar, bu maçı kaybetse rakibiyle aynı puana sahip olacaktı... Ancak İzmir temsilcisi 90 dakikadan mutlu ayrılıp puan farkını 6’ya çıkardı.Kasımpaşa-ElazığsporKasımpaşa maçında hakem Mustafa Sağlam, çok kötü bir yönetim sergiledi. Nitekim maç sonrasında olaylar da çıktı. Ancak bu yaşananları tasvip ettiğim anlamına gelmesin. Kasımpaşa, son yıllarda değişen yüzüyle övgüyle bahsettiğimiz bir kulüp. Ancak, bu hafta yaşananlar onlara hiç yakışmadı.Diyarbakır-KocaeliDiyarbakırspor, Kocaeli karşısında son dakikalarda usta isim Mohamed Ali’nin penaltı golüyle güldü... Güneydoğu ekibi için 5 haftalık aradan sonra gelen bu 3 puan altın değerindeydi.T.Telekom-G.Antep Bld.Suat Kaya yönetiminde çıktığı son 8 maçtan 4 galibiyet, 4 beraberlikle ayrılan Gaziantep Belediyespor, Türk Telekom deplasmanında uzatmalarda yıkıldı... Lacivert-Beyazlılar’ın yıldızı Serdar Özbayraktar, bu haftayı da boş geçmeyip 2 golle yıldızlaştı.Orduspor-EskişehirOrduspor, beklenen patlamayı Eskişehirspor karşısında yaptı. İki sezon önce yaşanan olaylar anlaşılan unutulmuş. Bu sevindirici bir gelişme. Ordu’da çok büyük bir gerginlik çıkmaması, sağduyunun göstergesiydi. Mor-Beyazlılar, 9 haftalık aradan sonra muhteşem bir şekilde geri döndü, biraz olsun nefes aldı.
‘’Yazıklar olsun!‘’
İstanbul’da dün belki de çok daha güzel olabilecek bir 90 dakika izledik. Niye böyle söylüyorum, onu da açıklamakta yarar var...Türk futbolunun bu zihniyetle bir yere gelmesi çok zor. Düşünün bir kere, Lig A’nın en önemli maçlarından biri oynanıyor ve üstelik bu karşılaşma televizyondan da yayınlanıyor. Sanırım hiç bir yetkili bu stattaki fiziki şartları yerinde gidip, görmemiştir. Bir kere zemin kesinlikle futbola elverişli değil. Ayrıca tek tribün var ve burada TV yayını yapmak bir facia... Bunun yanı sıra Malatyaspor gibi taraftarı olan bir takımla oynuyor İstanbulspor, ama kapasite yetersiz. İçeri girişi anlatmayacağım, çünkü tam bir fiyasko. Sanırım yetkililer, ayrıcalıklı oldukları için zahmet çekmeden protokole girdikleri için duyarsız davranıyor. Onlara tavsiyem, bu tür bir maça sade vatandaş gibi gelsinler de, o çileyi bir çeksinler. İşte bunlara, “Yazıklar olsun!” diyorum.Maça gelince, iki takım da iyi hazırlanmış... Goller çok sürpriz hata ve ataklarla oldu. Malatyaspor orta alanda çok kaliteli bir ekip, ama aynı şeyleri savunma hattı için söyleyemeyeceğim. İstanbulspor’da Deniz ve Hakan Çimen, ilerlemiş yaşlarına rağmen olağanüstü mücadele gösterdiler.Karşılaşmanın belli kader anları vardı. İstanbulspor’un ilk golü Serkan Bensol gibi tecrübeli bir ismin hatasıyla gerçekleşti. Malatya’nın beraberlik golünde verilen faul ise pek de tatmin edici değildi, ama Serdar’ın füzesi müthişti. Ardından Taner’in kanadı yine gedik verdi ve Taylan’ın ortasında Özgür eşitliği sağladı. Belki Malatyaspor, ilk yarıyı önde bitirebilseydi, ikinci yarıda daha avantajlı olurdu.İkinci 45 dakikada Malatyaspor, 3 puanı daha fazla isteyen taraftı. İstanbulspor kontrollü oynadı ve önce 1, sonra 3 puan hesabı yaptı. Konuk ekip, Senkerik’le iki kritik pozisyonu değerlendiremeyince kaderine ve 1 puana razı oldu.
‘’Kayseri plakayı yakaladı!‘’
Sarı-Kırmızılılar, dün evinde Rizespor’u yenip, puanını 38’e çıkararak hedefe doğru emin adımlarla ilerliyor. Açıkçası acayip bir maçtı... İlk yarıya baktık, ‘Rize en azından bir puanı garanti alır’ dedik. İkinci devrede Kayseri 10 kişi kaldı, Rize’nin iyice ekmeğine yağ sürdü diye düşündük. Ancak 10 kişi kalan panik yapacağına, 11 kişi oynayan panikledi.Aslında iki büyük hata maçın skorunu etkiledi. İlki; ikinci yarıda Iglesias’ın kale içinde eliyle çıkardığı topu ne orta hakem Selçuk Dereli, ne de yardımcısı gördü. Ama bütün tribünlerin gördüğü penaltı pozisyonu Rize’nin kaderini belirledi. Diğer hatayı ise ikinci yarıda oyuna giren Görkem yaptı. Hani ‘fol yok, yumurta yok’ derler ya, çok rahat bir pozisyonda ayağındaki topu rakibe verdi ve Kayseri’nin golü geldi.90 dakikayı şöyle bir analiz edersek, Rizespor’un, Kayseri’ye bir puan için gelmiş olduğu belliydi. Savunma ağırlıklı ve hava toplarında hakim bir oyun planı içinde mücadele ettiler. Ancak bu anlayışla galibiyet alması beklenemezdi ve böyle de oldu. Üstelik ev sahibinin üç önemli eksiğine, silik futbolunu da eklerseniz önemli bir avantajdı. Fakat Rizespor bunu değerlendiremedi.Bülent Bölükbaşı’nın kırmızı kart görmesi de cesaretlendiremedi Rizespor’u. 1-0 yenik duruma düştükten sonra skoru eşitlemek için gol aradılar ama yaptıkları acemice hücumlar, neden bu takımın deplasmanlarda başarısız olduğunun sanki göstergesiydi. Forveti bu kadar etkisiz, gol yollarında bu kadar beceriksiz bir takımın alacağı en iyi sonuç beraberlik olurdu. Onu da kendi elleriyle alamadılar. Kayseri ise tüm eksiklerine ve maç içinde yaşadığı handikaplara rağmen kazanmasını bildi. Böyle kritik bir maçta alınan üç puanın çok değerli olduğunun bilincindedirler. Rize deplasman karnesini düzeltmeli, yoksa kara bulutlar üzerlerinde dolaşıyor. Zaten dışarıda kötü oynayan Rize’ye bir de Selçuk Dereli darbe vurunca mutsuz oldular.
‘’Altı üstü Lig A!‘’
Lig A’nın 22. haftasını geride bıraktık. Önümüzde 12 maç ve 36 puan var. Puan cetveline baktığımızda bazı şeyler netlik kazanmaya başladı, diyebiliriz. Özellikle bu hafta alınan sonuçlardan sonra ilk 2 adayı takım sayısı, hemen hemen belli oldu. İlk 3 sıradaki Oftaş, Malatyaspor ve İstanbul Belediyespor’un, Süper lig için şansları rakiplerine göre çok yükseldi. “Bu 3’lü grubu kim zorlar” derseniz, cevabı güç. Çünkü bu 3 takımı takip eden rakiplerine istikrarsızlık nedeniyle fazla şans veremiyorum. Sanırım en büyük savaş ilk 6 için olacak. Yine puan cetveline şöyle bir baktığımızda 35 puanlı Kasımpaşa’dan, 27 puanlı Eskişehirspor’a kadar, tüm takımların belli oranlarda Play - Off şansının olduğunu söyleyebilirim. Ancak ilk 6 derken, kendini bir anda düşme hattında bulabilir bazı takımlar. Kısaca Lig A’da asla havaya girmeyeceksin. Geçtiğimiz haftanın bir başka özelliği de ilk defa deplasman galibiyetinin çıkmamasıydı. Önümüzdeki dönemde çok ilginç çok sürpriz sonuçlara tanık olacağız. Çünkü Süper Lig hedefi kadar, Lig’de kalmak da çok önemli. İşte ligde kalmak isteyen bu takımların kazanma hırsı, belki de zirveyi direkt etkiyecektir.Bir başka konu da PFDK’nın takımlara verdiği ve vermediği cezalar... Lig’in sonlarına doğru yol alırken cezalardaki çifte standart, dikkati çekici ve endişe verici. Bugün Karşıyaka, Altay, Orduspor’a rahatlıkla seyircisiz veya tarafsız sahada oynama cezası veren PFDK, en az bu takımlarınki kadar şiddete bulaşan Kocaelispor ve Elazığspor’a “niye pasif kaldı”, anlamak mümkün değil. Mutlaka bu takımların taraftarları, bu görüşümüze tepki duyacaklardır. “Niye bu maçlardaki hakemlerden bahsetmiyorsunuz” diyebilirler. O konuda da vicdanım rahat. Hem D Spor’da hem de gazetemde hakemlerin bütün hatalarını ortaya koyduk. Ben yine de PFDK’nın şimdiden dikkatini çekmek istiyorum ve görevlerini daha duyarlı yapmalarını bekliyorum. Hakemlerimizden bir çatlak ses Kocaeli’den geldi. Karşılaşmanın orta hakemi Deniz Çoban’ın, Kasımpaşa lehine bariz bir penaltıyı görmezden gelmesi, dikkatlerden kaçmadı. Ayrıca Cem Deda’nın, Oftaş teknik direktörü Metin Diyadin’i tribüne göndermesi, bana göre ağır bir karardı.G.B.Oftaş-İstanbulsporLider, ligin ikinci yarısında evinde ilk defa kazandı. Başkent ekibi biraz zorlandığı 90 dakikada, kaptan İlhan’ın fırsatçılığıyla güldü. Eren’in müthiş frikiğinde, dönen topu kafayla tamamlayan İlhan, aynı zamanda gemisini kurtaran kaptandı... İstanbulspor’da ise bir başka kaptan Baliç belki de gemisini batıran isim oldu. Devre arasında gördüğü kartla oyun dışı kalan ve maçın ikinci yarısında takımını 10 kişi bırakan Baliç için, yenilginin hazırlayıcısı diyebiliriz.Malatyaspor-Türk TelekomÖnceki hafta Altay’a İzmir’de kötü bir oyunla yenilen Malatyaspor, yara sardı. Türk Telekom gibi düşme hattında olmasına rağmen dişli bir takımla oynayan Sarı - Kırmızılı ekip öne geçti, daha sonra bir gol yedi, ama 90 dakikanın sonunda gülen taraf oldu. Senkerik’in iki gol attığı karşılaşmada oyuna ikinci yarıda giren Bülent Akın da, galibiyetin mimarlarındandı. Ancak bu maçta dikkati çeken; 90 dakikanın sonrasında Malatyaspor teknik direktörü İsmail Kartal’ın yaptığı açıklamalardı. Kartal’ın, “Altını çizerek söylüyorum, bu imkanlarla bu başarıyı sağlıyoruz” sözünün altında önemli mesajlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü büyük bir avantaj yakalamış bir takımda, hani “Denizi geçip, çayda boğulmak” sözünü anımsatır gelişmelere gebe bir hava sezdim. O nedenle Malatya camiasının, boşvermişlik duygusundan kurtulup, bu basın toplantısında İsmail Kartal’ın sözlerindeki mesajı gerektiği gibi değerlendireceğini umuyorum.Uşakspor-İstanbul BelediyesporUşak’ta konuk ekip, favoriydi. Ama Lig A’nın sürprizi seven mücadeleci ekibi Uşakspor, güçlü rakibine 3 puan şansı tanımadı. Aşigolar, hatta 3 puanı bile zorladı, diyebiliriz. En azından Erkan Sözeri’nin öğrencileri, düşüncede pozitiftiler. Belediyespor ise; düşme hattındaki rakibi önünde bu kadar zorlanacağını belki de hiç tahmin etmiyordu. Tecrübeli ve kaliteli kadrosuyla deplasmanda, İstanbulspor gibi bir kazaya uğramadan evlerine dönerken, yine de biraz buruktular.Kocaelispor-KasımpaşaKasımpaşa, Körfez’de 3 puana çok yaklaştı, ama yine kazanamadı. 2-1 önde götürdüğü karşılaşmanın sonlarında, Alpaslan’ın kendi kalesine attığı golle sahadan 2-2’lik beraberlikle ayrıldı. Kasımpaşa adına olumlu olan; eski günlerine dönme yolunda olmaları. Özellikle ligin ilk yarısında kilit oyunculardan biri olan Özgür’ün performansı, Kasımpaşa’nın artılarından biriydi. Kocaelispor ise evinde puan kaybetme hastalığından, bu maçta da kurtulamadı ve yine sahadan bir puanla ayrıldı. Aslında Kocaelispor’un hastalığı belli; kolay gol yemek... Çünkü gol atmakta bir sorunu olmayan Körfez ekibi, bu hastalığa çare bulursa, işleri kolaylaşır.Gaziantep Belediye-AltayAltay, Gaziantep’te bozguna uğradı. Deplasmana biraz da havalı giden ve önceki hafta oynadıkları Malatya maçını unutam ayan Altay, unutamayacağı bir yenilgiyle evine döndü. Suat Kaya’ın öğrencileri, baştan sona üstün götürdükleri 90 dakikadan, 4-0 gibi müthiş bir skorla ayrıldı. Altay için, bu maçtan çıkartılacak önemli sonuçlar olduğuna inanıyorum. Gaziantep Belediyespor’un ikinci yarıdaki performansını da kutluyorum.Samsun-DiyarbakırBu maç için fazla bir şey söyleyemeyiz. İki takımın da hedefi aynı. Samsunspor’un içerideki sıkıntısı sürüyor. Diyarbakırspor için alınan bir puan, moraldi. Çünkü konuk ekip ikinci yarıdaki ilk puanını aldı.Karşıyaka-SebatsporKarşıyaka iki haftadır düşüşte. Seyircisiz oynanan karşılaşmada ev sahibi ekip, sonuncu sıradaki rakibini yenemedi ve önemli bir kayıp yaşadı. Sebatspor ise, altın değerinde bir puanla evine dönmeyi başardı.Elazığspor-OrdusporGakgoşlar coştu mu, tutulmuyor. Özellikle Lig A’nın bu sezonki starı Erman, maça damgasını vuran isimdi. Elazığspor’un orta alandaki yıldızı, attığı iki muhteşem golle, 3 puanın mimarıydı. Orduspor ise en azından bir puan umuduyla geldiği Elazığ’dan üzgün döndü.Eskişehir-MardinEskişehir sert esmeye başladı. Onur’un kendi kalesine attığı golle öne geçen Eskişehirspor, daha sonra da Bülent ve Akif’in iki kafa golüyle sahadan mutlu ayrılan taraf oldu. Mardinspor, sakat ve cezalı oyuncularını bu maçta çok aradı. Tabi ki Mardinspor’un en büyük sorunu gol kısırlığı. Lig A’nın 16 golle en az gol atan takımı olmaları, her şeyi anlatıyor.
‘’Yiğido evini sevmiyor‘’
Dün karşılarında Konya gibi pek de şanslarının tutmadığı bir ekip vardı. Savunmada kaptan Hakkı’nın sakatlanıp, sezonu kapatması, Balili’nin 4 sarıyla cezalı olması, kadrosu pek de zengin olmayan Sivasspor’un en büyük zaaflarıydı. Bütün bunlara rağmen oyunun ilk yarısına hakim olan ev sahibiydi. Aslında çok durgun başlayan maçta, ilk şut 22. dakikada Cem Can’dan geldi. Daha sonra bir korner atışında Servet’in aşırttığı topu, Fransergio karambolden ağlara yolladı. Daha sonra sağlı-sollu Sivasspor hücumlarını izledik ama bütün bu atakların çok da organize olduğunu söyleyemeyiz.Konuk Konya ise ilk yarıda hemen hemen hiç görünmedi. Yeşil-Beyazlılar’ın rakip kaleye giden tek atağı Tayfun’un uzaktan vurduğu şuttu. O da Petkoviç’te kaldı.İkinci yarıda Sivas skoru korumak, Konya ise puan veya puanlar almak için sahaya çıkmıştı. Ancak ilk yarıya bakarak, ikinci yarıda pek bir şey olacağını tahmin etmiyorduk. Ancak Konyaspor, önce orta alanda etkili oldu ve dengeyi kurdu. Erman Özgür, Erman Ergin ve Mustafa Er üçlüsü oyunu kanatlara yayarak, organize hücumlar geliştirdiler. Bu oyun kurgusu aynı zamanda Sivas’ın hızını kesti. Hızı kesilen Sivas, etkinliğin azalmasından öte üst üste hatalar yapmaya başladı. Konuk ekibin Portekizli oyuncu Neca, iki savunma hatasını affetmedi ve takımını öne geçiren isimdi. Konyaspor adına son sözü sahanın en iyisi Erman Özgür söyledi ve skoru ilan etti.Kısaca orta alanı iyi kullanamayan ve kanatları çalışmayan Sivas, ileride sadece Mehmet Yıldız’la yeterli olamadı. Zaten Yıldız’ın partneri Cvetkov sahada gölge gibi dolaşınca, bırakın üç puanı bir puanı bile kurtaramadı, ev sahibi ekip. Konyaspor ise sadece ikinci yarıdaki etkili ve akıllı oyunu, biraz da Sivas’ın ikramıyla evine üç puanla dönmesini bildi.