Arama

Popüler aramalar

‘’Cezalar niye bekliyor?‘’

Süper Lig’in bitmesine 8 maç kaldı. Şampiyonluk yarışı her geçen hafta kızışıyor ama ondan daha da önemlisi düşme hattı bana göre... Sadece bu haftaya bakmak bile yeterli... Çaykur Rizespor, İstanbul’da Beşiktaş’ın konuğu olacak. Tehlike çemberinin içinde olan bir başka takım olan Erciyesspor da Galatasaray ile İstanbul’da oynayacak. Puan cetveline bakıyoruz ve “Bir değerlendirme yapalım” diyoruz. Ama Vestel Manisa ve Sakaryaspor’un yarıda kalan maçları nedeniyle birer maçı eksik gözüküyor. Olaylı Vestel Manisa-Sakarya maçı 17 Mart’ta oynandı ve araya milli maç arası girdi, üstüne üstlük bu takımlar geçen hafta birer maç daha oynadılar... En azından 3 hafta geride kaldı. Manisaspor kalecisi Bülent 20 maç, yardımcı antrenör Metin Bayındır 3 yıl ceza aldı, olaylara sebebiyet verdikleri için...Maçın sonucu hakkında bir karar verildi mi? Hayır!..Niye ve neyi bekliyor Futbol Federasyonu? Anlamış değiliz...Madem futbolcunun, hocanın cezasını kestiniz, maçın da kararını verin, olsun bitsin...Çünkü bu konuda karar geciktikçe, komplo teorileri de kulaktan kulağa dolaşmaya başladı...Duyduklarımı hemen ileteyim isterseniz: Federasyon bunu koz olarak kullanıyor. Yakın olan, destekleyenlerin durumuna göre kararı çıkartmayıp, elinde koz olarak bekletiyor. Ya da tam tersi, karşı olanların kafasını karıştırıyor. Bütün bunların hepsinin hayal edilmesi, ettirilmesi bile büyük yanlış...Bu olayın bir başka benzeri Türk Telekom Lig A’da var. Mardinspor-Uşakspor maçı da hakem tarafından tatil edildi. Hem de haftalar evvel... Mardinspor Başkanı Süleyman Bölünmez ve teknik direktör Feyyaz Uçar cezalarını aldılar ve çektiler, ama maç hakkında hâlâ bir karar çıkmadı. Uşakspor ve Mardinspor şu anda puan cetvelinde 24 puanla en alt sıralardalar. Ligin sonu yaklaştıkça gerginlik ve heyecan artıyor. Birileri bundan hoşlanıyor mu, çok merak ediyorum. Çünkü ipleri gererek bir yere varamazsınız. Çünkü ip koptuğunda olan Türk futboluna olacak. Yani yere düşecek belli. Bundan medet uman bir anlayış varsa, Türk futbolu adına utanç duyulacak bir durum var demektir...

05 Nisan 2007, Perşembe 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kaybolan değerler‘’

Olmadı Oftaş... Yakışmadı bu istifa size. Sezon başından beri övdüğümüz, yere göğe sığdıramadığımız Gençlerbirliği Oftaş’ta Metin Diyadin operasyonu, etik olmadı bana göre. Tüm futbolcularının arkasından ağladığı bir teknik direktöre bu muamele olmamalıydı. Kısaca geçmişe dönelim. Metin Diyadin, “Ne yaptı bu takımla” şöyle bir hatırlayalım. Mutlaka Oftaş’ın başarısında, bir çok futbol emekçisinin payı vardır. Ama bu emekleri tavana vurduran ve Türkiye’de herkesin konuştuğu bir kulüp haline getiren bir teknik adam gerçeğini bu şekilde, bu kadar kolay silip atmak, olamazdı. Bu konu kendileri açısından bitmiş olabilir ama kamuoyu vicdanında asla bitmez.Birilerini rahatsız etmiş ki!..Metin Diyadin’in, B Kategorisi’nden taşıdığı Oftaş, bir çoğumuzun gözüne çarpmamıştı. Ama Diyadin Lig A’da öyle bir takım tanıttı ki, hepimizin gözünü çıkarttı. Bundan kimler rahatsız olabilirdi ki... Ama Gençlerbirliği’nde birileri, anlaşılan rahatsız olmuş ki, bu planı devreye soktular. Aslında haftalar evvel biz planı duymuştuk. Ama Metin Diyadin, mert kişiliğiyle “kol kırılır yen içinde kalır” şeklinde davranarak, aile içi sıkıntıları yansıtmamıştı.Gemiyi terk etmedi, ettirdiler!..Neymiş, devre arasında golcü istemiş takıma. İstemeyecek mi yani, tablo ortada... Ligin ikinci yarısında bu düşüşte golcü olmamasının hiç mi payı yok?.. “O oyuncuyu oynat”, “Bu oyuncuyu oynatma” gibi telkinler Metin Diyadin gibi bir kişiliğin kabullenebileceği hareketler değildir. Her zaman söylemiştir, “Kaçan ve gemiyi terk eden adam olmam” diye... Gerçekten de gemiyi terk etmedi, terk ettirdiler. Ama bana göre kaybeden Metin Diyadin olmadı, Gençlerbirliği Kulübü oldu. İlhan Cavcav ve Cem Onuk yıllardır yaptıkları kulüp yöneticiliği kariyerlerine, büyük bir darbe indirmişlerdir. Kimse karnından konuşmasın. “Senin bilmediğin şeyler var” diyerek, kamuoyunu yanıltmaya çalışacaklardır. Ama güneş balçıkla sıvanmaz. Baksanıza dün Çankırı’dan istifa eden teknik direktör, bugün Oftaş’ın başına getiriliyor. Fazla söze gerek var mı!.. Ben burada Osman Özdemir’i değil, onu bu şekilde getiren anlayışı kınıyorum.Teknik adamlar kendilerini sorgulamalıArtık Türk teknik adamlarının kendilerini sorgulaması lazım. Bu tür kolaycı kabullenişlerle, sonuçta bir gün gelir bindiğiniz dalı kesersiniz. Hangi teknik adamla konuşsanız, ağlıyor. Ama çıkarları olduğu zaman, kimsenin gözü bir şey görmüyor ve söylediklerini çok çabuk unutuyorlar. Bu davranış tarzının karşılığında da böyle bir yönetici tavrı oluşuyor. Artık Metin Diyadinler çoğalmalı ve Türk antrenörleri çok kolay elde edilen ve “Biri gitse, geride bin tane var nasıl olsa” dedirtmemeliler. Bugün Metin Diyadin’in başına gelenlerin benzerini, bir çok yerli antrenör yaşıyor.Kulüplere de sınır konmalıBuradan Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’a sesleniyorum: Bu görüşümü D Spor’da dile getirdim. Ama bundan sonra daha sık bir şekilde, her platformda söyleyeceğim. Nasıl ki, bir teknik adama bir sezonda iki defa çalışma hakkı tanıyorsunuz. O zaman kulüplere de bir sezonda iki teknik adam sınırı koyun. bakın o zaman nasıl seçici olacaklardır. Bir teknik adamla anlaşırken de, ayrılırken de 40 defa düşüneceklerdir. Sadece kulüplerin yararına olan bu sistem, Türk futbolundaki erozyonu hızlandırmaktan başka bir işe yaramaz ve etik değerler, sadece lafta kalır. Bu konuyu her ortamda çok ateşli bir şekilde devam ettirmeye kararlıyım...Lig A’ya gelinceZirvede depremin ayak sesleri vardı ve bu hafta oldu. Lider Oftaş, Uşak deplasmanında yenilince, zirvenin yeni sahibi İstanbul Belediye oldu. Samsunspor karşısında tecrübesini konuşturan İstanbul ekibi, iki usta oyuncusunun attığı golle tahta oturdu. Büyük bir avantaj yakalayan Abdullah Avcı’nın öğrencileri, Süper Lig’e doğru hızla yaklaşmanın mutluluğu içindeler. Samsun cephesinde kara bulutlar dağılmış değil.Eskişehir rahat nefes aldıEskişehir’de gülen ev sahibiydi. Malatyaspor bir değil hatta 3 puan umuduyla geldiği deplasmandan eli boş döndü. Aslında Sarı-Kırmızılar o kadar yüreksiz ve silik bir oyun sergiledi ki, bir puan bile fazlaydı. Nitekim Eskişehirspor oyun disipliniyle ve etkili presiyle rakibine göz açtırmadı ve de hak ettiği 3 puanın sahibi oldu ve rahat bir nefes aldı.En kârlı ekip DiyarbakırsporHaftanın en kârlı ekiplerinden biri de Diyarbakırspor’du. Zorlu Altay deplasmanında Burhan’ın nefis golüyle 4. sıraya çıkan güneydoğu ekibi, gerçekten altın buldu İzmir’de. Bir anlamda içeride kaybettiklerinin telafisiydi bu zafer... Altay ise tam bir şok yaşıyor. Kısaca 6 puan kaybetti Siyah-Beyazlı ekip.Elazığ’dan yeni bir destanBir başka doğu ekibi Elazığspor, deplasmanlardaki destanlarına İstanbulspor galibiyeti ile bir yenisini ekledi. Zorlu rakibi karşısında 3-0’lık net bir galibiyet alan Gakgoşlar gözünü Play-Off’tan ayırmıyor. Eğer iç sahayı da hallederlerse, bu düşleri rahatlıkla gerçek olur.İlk maçları yaramadıBaşkent’te ilk maçlarına çıkan teknik direktörler sahadan birer puanla ayrıldı. Türk Telekom, 2-0 öne geçtiği karşılaşmada büyük bir fırsatı kaçırdı. Kasımpaşa adına güzel olan, haftalardır sessiz duran golcülerinin tekrar golle buluşmalarıydı.Ordu’ya dur - durak yokOrdu fırtınası sert esiyor. Karadeniz ekibi son 5 haftada 15 puan toplayarak gözünü Play-Off’a dikti. Bu hafta yine gözü Play-Off’ta olan İzmir ekibi Karşıyaka’yı 3-0’la geçen Orduspor, tam bir istim üzerinde. Karşıyaka ise son deplasmanlarındaki durgun görüntüsünü bu maçta da devam ettirdi.Gaziantep Belediye, Mardin’i çarptıLig A’nın ikinci yarıdaki en başarılı ekibi Gaziantep Belediyespor bu hafta da Mardin’i çarptı. Sezgin’in nefis golüyle küme düşme hattında çırpınan rakibine şans tanımayan Suat Kaya’nın öğrencileri, herkese parmak ısırtıyor. Mardin için kalan 7 hafta, gerçekten çok zor. Çünkü deniz yavaş yavaş bitiyor.Sebat yine mucize peşindeKaradeniz’de bir mucizeye hazırlanan Sebatspor, Kocaeli engelini kolay aştı. Birbirinden güzel gollere imza atan Sebatspor, geçen yıl yaptığını tekrarlama peşinde. Gerçekten ben de çok merak ediyorum. Eğer gerçekleştirirlerse, bu başarıya şapka çıkartılır. Kocaelispor ise büyük bir rehavet içinde. Kalan 7 maçlık fikstürlerini iyi bir gözden geçirip, aklılarını başlarına alma zamanıdır...

04 Nisan 2007, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Görüntü iyice bozuldu!‘’

Manisa’nın işi gerçekten zor... Ölüyü diriltmek gibi bir şey. Düşünün maçın 50. saniyesinde yediğiniz golle mağlup duruma düşüyorsunuz, tüm planlarınız alt üst oluyor. 89 dakika beraberlik için çaba harcamak isteseler de, gücü olmayan Manisa, Antalya karşısında adeta tel tel döküldü.Yeni teknik direktörleri Giray Bulak’ın ilk maçıydı. Onu bu maçta eleştirmek haksızlık olur. Ancak Bulak, fizik güçten önce takımın beynini yıkamalı. Futbolcular için sanki lig bitmiş ve puan cetvelinde çok iyi yerdeymiş gibiler. Sadece Uğur İnceman, Holosko ve Selçuk bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Yediği golde hatalı olmasına rağmen Fevzi, önemli kurtarışlar yaptı.Antalyaspor, her iki yarıda da kontrollü oynadı. Açıkçası erken golü bulunca, skoru korumanın da endişesiyle risk almadı. Ama yine de 1-0’lık skor her zaman için riskti. Kale ve savunmada en az hatayla oynayan ev sahibi ekip, orta alanda da rakipten fazla direnç görmeyince rahat bir galibiyet aldı. Antalyaspor’un iki gurbetçi yıldızı Volkan ve Ali Bilgin gününde olsalardı, skor daha iyi olabilirdi. Ev sahibi ekip her şeye rağmen kritik bir üç puan aldı ve oldukça rahatladı. Tribünde herkesin kafasında Antalyaspor’un son dakikalarda gol yeme alışkanlığının tedirginliği vardı. Bir anlamda bu sendromu, Manisa galibiyetiyle aşmış oldu.90 dakikanın özeti; galibiyet Antalya’nın hakkıydı... Vestel Manisa’da kâbus devam ediyor ve artık ligde kalma hesapları da iyice karışmış gibi görünüyor. Maçın hakemi Bülent Yıldırım’a fazla iş düşmedi ama başarılı bir yönetim gösterdi.

02 Nisan 2007, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Küçük hesap yapmadan!‘’

Rize’de bugün iki takım için de hayati bir maç oynanacak. Bu sezonki Rizespor’u kuran, hazırlayan ve daha sonra ayrılan Güvenç Kurtar sahaya Denizlispor’un başında çıkacak. Kurtar gibi tecrübeli bir hoca bir anlamda sınavdan geçecek. Çünkü Rize’den ayrıldıktan sonra davalı olan ve davayı kazanan Kurtar için Rize tribünleri duygusal bir tepki gösterebilir. Önemli olan kimin haklı-haksız olduğu değil, tahrike uygun bir topluluktan çıkar sağlayıcı hareketlerde bulunmamaktır. Ne olursa olsun gelecek haftaları düşünüp ligde kalmak için ev sahibine ceza aldırma planları içinde olmamak önemli olan. Komplo teorisi üretmekte çok başarılıyızdır! Ama bir sözüm de Rize cephesine. Yıllardır lig tecrübesi olan Rizespor taraftarı sağduyulu olup sadece takımını desteklemeli. Güvenç Kurtar’ın bir profesyonel olarak çalışıp ayrıldığını kabul etmeli. Ancak bu maçta Rizespor’un alabileceği bir cezanın bedelinin çok ağır olacağını da çok iyi bilmeli Rizeli. Kim ne derse desin bu karşılaşma beklentilerin değil, sağduyunun galip geleceği bir maç olacak. Çünkü iki tarafın da küçük hesap yapmayacak kadar büyük kulüp olduklarına inanıyorum.

01 Nisan 2007, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yıldız savaşları‘’

Lider Oftaş’a neler oluyor” diye başlamak istedim yazıma. Önceki hafta Mardin’in cezası nedeniyle Gaziantep’te oynanan karşılaşmada rakibine 3-0 yenilen Başkent ekibi, bu hafta da sahadan hüsranla ayrıldı. Ligin ikinci yarısında sadece Diyarbakır deplasmanında aldığı 3 puanla teselli bulan “Oftaş’a ne oldu?” da bu kadar büyük düşüş gösterdi. Metin Diyadin’in öğrencileri hâlâ lider ama herkesin kafasında bir soru işareti oluşturdu. Diyebilirler ki, “Sorun bizim, size ne...” Ancak bunu demeye hakları yok. Çünkü ilk yarıda oynadıkları futboldan ve aldıkları başarılı sonuçlardan zevkle ve övgüyle bahsettik. Şimdi ise sorgulamak hakkımız. Bu kadar sükse yapan bir ekipteki düşüşün nedenlerini gözlemlemeye ve sorgulamaya devam edeceğiz.Play-Off iştah kabartıyorLig A’daki yarışa ve düşme hattına göz attığımızda ilginç saptamalar yapabiliriz. Bir kere artık gün gibi açık ki, Play-Off’taki 4 takımdan biri, ilk üç içinden olacak. Yani Play-Off için biri belli 3 takım yarışıyor gibi bir tablo var ortada... Bunlar içinden de en kuvvetli aday İstanbulspor olarak görünüyor. Bunu, oynadıkları futbol ve puantajdaki avantajları nedeniyle söylüyorum. Aslında geride 8 maç ve alınmamış 24 puan olduğunu belirtelim. Üst üste galibiyetlerin ve yenilgilerin olmadığı bir kategori izliyoruz. İstanbulspor’un ardından Altay önemli bir şans yakaladı. “Ama sadece bu kadar” diyelim ve ardındaki takım Orduspor ve Gaziantep Belediyespor kadar belki de az veya çok bu ekiplerin Play-Off şansı olduğunu belirtelim. Bu manzarayı şöyle bir harmanladığımız zaman ligin sonunda Süper Lig için sürprizlere hazır olabiliriz.Ankara’dan 4, İstanbul’dan 5 takımOftaş’ın sezon başından beri zirvede yer alması sonucu herkes “Başkent, Süper Lig’de 4 takımla temsil edilecek” diyordu. Ama bunun tersini de düşünebiliriz. İki İstanbul takımının da aynı şekilde Süper Lig şansının kuvvetli olduğunu belirtelim ve böyle bir sonuçta Süper Lig’de 5 İstanbul takımı izleme ihtimali olduğunu düşünebiliriz. Öte yandan bir başka alternatif de İzmir’den çıkabilir. Biz hep “Altay’ın şansı yüksek” diyoruz ama 37 puanlı Karşıyaka’yı da unutmayalım. İki İzmir takımının Play-Off’ta olması durumunda, İzmir’in Süper Lig şansının yüzde elli olacağının da altını çizelim. Tabi ki, bütün bunlar 8 hafta sonra ve Play-Offlar oynandıktan sonra ortaya çıkma ihtimali olan senaryolar.Ligin altında kopmalar başladıBir de ligin altı var. Şu anda en alttaki 4 takımdan 3’ünün düşecek takımlar olması, kuvvetle muhtemel. Çünkü bu 4 takım çok kaybediyor. Ama üzerlerindeki Eskişehir, Ordu ve Gaziantep hiç bir haftayı boş geçirmiyor ve 90 dakikalardan puan veya puanlarla ayrılıyor. Bu da alttaki 4’lü gruptan yavaş yavaş bir kopma olduğunu gösteriyor.Mardin-Uşak maçına açıklama bekliyoruzSırası gelmişken soralım, “Yarıda kalan Mardinspor-Uşakspor maçının sonucu hakkında ne karar verildi.” Aradan 3 hafta geçmesine rağmen niye bir karar alınmıyor, ben de merak ediyorum. Çünkü ilerleyen haftalarda puan hesapları daha da kızışacak ve bu kararsızlık ortamında çeşit çeşit, yalan yanlış bir çok şey uydurulacak. Milli maçlarda yakaladığmız coşku nedeniyle günlük işlerimizi askıya almak gereksiz.Mardin aklını başına almalıYine alt sıralara dönersek Mardinspor ligin ikinci yarısına iyi başlamıştı. Ama yine istikrarsızlık içinde. Önceki hafta aldıkları Oftaş galibiyeti, takımı rehavet sürüklemiş ki, Malatya deplasmanında adeta dağıldılar. Yenilen 4 gole baktım, gerçekten takım savunmasının vahim olduğu gördüm. Artık kredisi bitmiş ve her takımın canla başla ligde kalma mücadelesi yaptığı bir dönemde, Mardinspor’un aklını başına alması lazım.Başarı öyküsü Samsun’dan geldiBu hafta bir başarı hikayesi Samsun’dan geldi. Ligin dibindeki Sebatspor, pes etmediğini gösterdi ve Samsunspor gibi Play-Off kovalayan bir takımı deplasmanda yenmeyi başardı. Bu maçta Samsun adına tek güzellik Feridun’un attığı goldü. Ancak Sebat’ın iki golü de görülmeye değerdi, onu da belirtelim. Bu maç sonrası Samsun yönetimi istifasını verdi. Bu gelişme tabi ki hoş değildi. Lig A’nın bu döneminde yaşanan yönetim krizi, Samsun için hayra alamet gözükmüyor.Hafta iki istifa getirdiBu hafta, aslında ligin başından beri takımlarını yöneten iki teknik adamın da istifasını getirdi. Kasımpaşa teknik direktörü Akif Başaran evinde Altay’a karşı aldığı yenilgi sonrası görevinden ayrıldı. Kasımpaşa’da yeni teknik patron da belli oldu: Kadir Özcan... Bir başka istifa da Başkent’ten geldi. Türk Telekom’da 3 yıldır görev yapan Muharrem Uğur da, Elazığ deplasmanında alınan beraberlikten sonra görevden ayrıldı. Türk Telekom ve Kasımpaşa gerçekten ilginç bir sezon yaşıyor. Kasımpaşa’nın ilk yarı performansı müthişti ama ikinci yarıda resmen havlu attılar. Türk Telekom ise kötü bir ilk yarıdan sonra ikinci yarıda toparlandı, ancak başarılı futbollarını skora yansıtmadılar. Biraz da şans melekleri yanlarında değildi. Son Elazığspor maçı bile herşeyi anlatmaya yeterli. Tam 3 puan alacakları bir deplasman galibiyetine ramak kalmıştı, ama son saniye golü, tüm hayallerini yıktı Ankara takımının. Bazen kan değişikliğinde yarar olduğuna inanılır. Belki de “iki takım için hayırlı olur” diyelim.Lig A’yı özetlersek...Lig A’yı şöyle bir özetlersek, haftanın en karlı takımları: Malatyaspor, İstanbulspor, Altay ve Karşıyaka oldu. Buruk kapatanları: Oftaş, İstanbul Belediye, Diyarbakır, Elazığ olarak görüyorum. Hüsranla kapatanlar başta Samsun olmak üzere, Mardin ve Uşak...Bolu Lig A’nın yeni takımı gibiBir iki satır da Yükselme Grubu’ndan bahsetmek istiyorum. Galiba Lig A’nın gelecek yılki yeni takımının bir tanesi belli oldu gibi. Boluspor, üst üste aldığı başarılı sonuçlara bu hafta bir yenisini ekledi ve İstanbul’da Küçükköy’ü devirmeyi başardı. Yarenler özledikleri yerlere tekrar gelme yolundalar. İkinci takım da Adana Demirspor gibi. Ancak bu iki takımla karşılaştırdığımızda, kıyas bile kabul etmeyen Arsinspor’u da kutlamak gerek. Gerçekten Karadenizli gençler önce gruptan çıktılar, herkes “sürpriz” dedi. Ama şimdi Yükselme Grubu’nda yeni bir sürpriz peşindeler, takdirle izliyoruz.Haftanın karmasıSerkan Tanrınıan (Orduspor)Ali Aliyev (A.Sebatspor)Osman Fırat (G.Antep Bld.)Goran Stavrevski (Diyarbakır)Erhan Doğan (T.Telekom)Y.Ömür Ejder (Karşıyaka)Atilla Birlik (Malatyaspor)Merter Yüce (Altay)Elvir Baliç (İstanbulspor)Ö.Deniz Kolgu (İstanbulspor)Hakan Akbulut (A.Sebatspor)Haftanın takımıA.SebatsporHaftanın teknik direktörüİhsan Derelioğlu (A.Sebatspor)Haftanın futbolcusuAtilla Birlik (Malatyaspor)Haftanın hakemiBülent Yıldırım (Kocaeli-İstanbul)Haftanın portresiAtilla BirlikTürk futbolunun gurbetçi markalarından biri Atila Birlik... Genelde Türkiye liglerinde yeralan çok sayıdaki gurbetçi oyuncularla zaman zaman sorunlar yaşanır. Yurt dışında büyüyüp yetişen bu gençler, iki arada bir derede kalırlar. Geldikleri ülkelerdeki alışkanlıklarıyla Türkiye’de bazen uyumsuzluk yaşarlar. Ama Atilla Birlik, uzun yıllardır Türkiye’de oynayan bir futbolcu olarak, hiçbir zaman problem olmamıştır. Yedekte kalsa da oynasa da tam bir profesyonel olarak her zaman hazırdır. Malatyaspor’da bu sezon gerçekten görev verildiğinde, üzerine düşeni yapan bir oyuncu portresi çizdi. Son Mardinspor maçında ise İstanbul Belediyespor yenilgisiyle buruk olan takımını ayağa kaldıran isim oldu. 4-1’lik Mardin galibiyetinde attığı 2 golle hem takımını rahatlattı, hem de formda olduğunu gösterdi. Sakin yapısı ve etkili bir hücumcu olarak, kalan 8 maç öncesi Malatyaspor’un en büyük kozlarından biri olarak ışık saçıyor...Bu haftaMaç: 9Galibiyet: 5Beraberlik: 4Atılan gol: 19Gol ort.: 2.11Bu sezonMaç: 233Galibiyet: 166Beraberlik: 67Atılan gol: 606Gol ort.: 2.60Kart cezalılarıKIRMIZI: Özgür Yıldırım (Uşak), Cihat Arslan (Kasımpaşa), Murat Uluç (İstanbul Bld.)SARI: Elvir Baliç (İstanbul), Mehmet Tosak, Alp Küçükvardar (T.Telekom), Hakan Atik (Uşakspor), Tufan Esin (Samsun), Ulaş Meyan (Eskişehir), Emre Güsar (Mardin), Abdullah Çetin (Diyarbakır), A.Cumhur Akbay (Orduspor)Gol krallığıFutbolcu Takım Maç GolTaner Demirbaş Malatyaspor 25 24M.Ali Kurtuluş Diyarbakır 24 16Serdar Özbayraktar G.Antep Bld. 19 14Şadi Çolak Orduspor 23 13Alp Küçükvardar T.Telekom 21 10Erman Kılıç Elazığspor 22 10F.Alper Salgın Kasımpaşa 24 10Kemal Yıldırım G.B.Oftaş 22 9Erhan Küçük Kasımpaşa 24 9Ali Güzeldal İstanbul Bld. 25 9Altın eldivenOyuncu Takım Maç Y.GolMehmet Ali Tunç İstanbul Bld. 17 14Metin Aktaş Diyarbakır 18 17Ferhat Odabaşı G.B.Oftaş 24 18Behram Zülaloğlu İstanbulspor 18 20Recep Biler Karşıyaka 26 25Akın S.Dağdelen Samsunspor 21 26Serkan Tanrınıan Orduspor 21 26Vedat Kaburtu Mardinspor 19 26Şenol Karagöl Malatyaspor 25 30

28 Mart 2007, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Altay kaptı, kaçtı‘’

Altay, İstanbul’dan mutlu dönüyor... Siyah-Beyazlılar, son iki haftada kaybettiği 5 puanın acısını Kasımpaşa’dan çıkardı. Aslında rakiplerinin aldığı beraberlikler, Altay’ın ekmeğine yağ sürdü. Kasımpaşa’dan Cihat’ın üst üste iki sarı karttan oyun dışı kalması Altay’ın işini kolaylaştırdı. Cihat, pozisyonu iyi süzemedi ve acemice bir kart gördü. Bu onun gibi bir oyuncunun tecrübesine hiç yakışmadı. Bu karşılaşma, Kasımpaşa açısından çok önemliydi. Kötü giden işleri düzeltmek ve tekrar yarışa ortak olmak istiyorlardı. Ama 10 haftadır üzerlerinde dolaşan kara bulutlar bu maçta da eksik olmadı. 10 kişi kalmalarına rağmen kötü oynamadılar.Altay, gerçekten kritik bir dönemden geçiyor. Süper Lig’de takımı olmayan İzmir’in artık Altay’a gereken maddi-manevi desteği vermesi lazım. Çünkü yetenekli ve dengeli bir kadroya sahipler. Onlara lazım olan kentin vereceği rüzgar. Dün çok mu iyi oynadılar? Hayır... Ama galip duruma geçtikten sonra bol pas yaparak, rakibin hızını kesmeyi ve oyunu soğutmayı düşündüler. Bu anlayışı zaman zaman başarılı oldu. Ancak risk alana rakip karşısında skoru riske etmemeliydiler.Özellikle ikinci yarıda orta alandan çabuk top çıkarabilselerdi, ikinci golü bulabilirlerdi. Mehmet Şen, çok koştu ama istediği topları alamadı. Mehmet Şen’in partneri Aydın ise gününde değildi ve çok ofsayta düştü. Altay’ın en önemli oyuncularından Yasin, çalışkandı ama hala istenen performansa ulaşmış değil. Belki de geçmişte oynadığı yeri arıyor olabilir. Herşeye rağmen vasat futbol, Altay’a 3 puan getirdi ve Siyah-Beyazlılar, haftayı en karlı kapatan takımlardan oldu. Kasımpaşa ise kötü gidişe bu maçta da son veremedi ve sessiz tribünler önünde soyunma odasına boynu bükük gitti.

26 Mart 2007, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Erzurum yolcusu kalmasın!‘’

Bir zamanlar Süper Lig’de fırtınalar estiren Erzurumspor, inanılmaz bir çöküşün içinde... Süper Lig’e çıkarken, taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan ve futbolumuza Coşkun Birdal (Antalyaspor formasıyla Kayserispor’a bu hafta 3 gol attı) gibi bir golcüyü armağan eden Erzurumspor’da, futbolcular kenti terk etti. Yaşanan ekonomik sorunların had safhaya ulaştığı Doğu ekibinde ligin ikinci yarısına, lisanslar nedeniyle “çıkamama” tehlikesi vardı. Federasyona verilen ödeme taahhüdü sonucu geçici çözümle ikinci yarıya başlayan Erzurumspor’da, ödenmeyen taksitler sonucu futbolcular, “Bizden bu kadar” dedi. Son Kırşehir deplasmanı öncesi maça iki saat kala federasyondan gelen “olur” yazısıyla karşılaşmaya çıkan Erzurumsporlu futbolcular, bu şartlarda bile deplasmandan 3 puanla dönmeyi başardı. Son 6 maçın 5’ini kazanan Dadaşlar’da futbolcular, sahipsizlikten yakınırken bardağı taşıran son damla da Kırşehir deplasmanına yolcu otobüsüyle gitmeleri oldu. Kırşehir deplasmanına bu şartlarda giderek, belki de bir ilke imza atan Erzurumsporlu oyuncular, yine de bu deplasmandan bir galibiyetle dönmelerine rağmen, görmüş oldukları ilgisizlik karşısında, kenti terk etme kararı aldılar. Gerçekten bir zamanlar 3 büyüklerin korkulu rüyası olan Erzurumspor’un, böyle kötü günlerinde sahipsiz bırakılması, hem Türk futbolu hem de Erzurumlular adına çok üzücü... Bir çok Anadolu kulübünün geçmişte yaşadığının bir örneğini yaşayan Erzurumspor’u, ayağa kaldırmak için gerçek Erzurumlular’ın takımlarına sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. Tabii ki, Erzurumspor bugünlere bir yılda gelmedi. Süper Lig’deyken ve düştükten sonra, gereken radikal önlemler alınmayınca, ve gelir-gider dengesindeki açık gittikçe büyüyünce, herkes taşın altına eline sokmaktan çekindi.Sonuçta Vanspor’dan sonra bir Doğu efsanesinin daha böyle kötü durumlara düşmesi, hepimizi derinden yaraladı. Erzurumspor’u bu duruma düşürenler yine bir araya gelip bu çukurdan elbirliği ile çıkartmaları gerek. Çünkü Erzurumspor Erzurumlular’ın takımı... Üstelik bunca imkansızlığa rağmen ellerinde son 6 maçın 5’ini kazanan bir takım var, futbolcular daha ne yapsın!..Başkan da bıraktıErzurumspor’da yaşanan olumsuz gelişmeler üzerine Başkan Adem Keser, görevinden istifa ettiğini açıkladı. 7 Nisan’da yapılacak genel kurulda güçlü bir yönetim kurması halinde yeniden aday olacağını söyleyen Kesler, “Beni Erzurumspor’un başına getirenler, destek sözlerine rağmen, zor günlerde bizi yalnız bıraktı. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, istifaya davet etti, ben de görevi bıraktım” diye konuştu.

21 Mart 2007, Çarşamba 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Vah Türk futbolu vah!‘’

Transfer ayında profesyonelliği akla gelen ve trilyonlardan bahseden futbolcuların bu kadar kötü oynamaya hakları olduğunu düşünmüyorum. Tamam, puan stresi, düşme hattında olmak, bunların hepsi gerginlik yaratır ve gerçek performansı olumsuz etkileyebilir.Ancak koca 90 dakikada ev sahibi Gaziantep ve konuk Rize bir tane dahi organize atak yapamaz mı? Bir tane önceden hazırlanmış gol pozisyonuna giremez mi? Zorlayarak notlarımıza aldığımız pozisyonlar da, tesadüfen gelişen ataklardan oluştu.İlk yarı tam bir azaptı... İkinci yarıda Gaziantepspor kazanmak için hücum bilincinde ama zorlama akınlarla rakip kaleye gitti. Erdoğan Arıca, Erdal ve Diawara’yı oyuna sokarak Rizespor kalesinde etkili ve tehlikeli pozisyonlar yakaladı. Her şeye rağmen oyun anlayışlarına baktığınız zaman yine de golün tesadüfen gelebileceğini anlayabiliyordunuz. Zaten öyle de oldu... 90. dakikada ‘maç bitti’ derken oyuna sonradan giren Erdal, belki de maçın en güzel hareketini yaptı ve takımına üç puanı getiren nefis vuruşu yaptı.Rizespor’un deplasmana bir puan için geldiği belliydi. 3-5-2 oyun dizilişi içinde tamamen demode bir savunma anlayışıyla oynadılar. Ama bir takım savunmadan uzun toplarla oynayarak ve orta alanda doğru düzgün bir pas yapmadan 90 dakikayı bitirirse başarı beklenmez. Dün bu anlayışla bir puana çok yaklaştılar ama alamadılar. Zaten doksan dakika savunma yapıp, golü yedikten sonra kalan dört dakikada hücumu düşünmek gerçekten abesti. Şimdiye kadar deplasmanda sadece 4 puan toplayabilen Rizespor’un niye bu yerde olduğunu da dünkü maçtan sonra çok daha iyi anlıyoruz. Başta da söylediğim gibi dün sadece Rize değil Gaziantep de futbol olarak bize tatmin edici bir oyun sergileyemedi. Açıkçası 90 dakika bir işkence izledik ve sonuçta çok kritik bir maçta gülen taraf ev sahibi oldu. Rizespor yine bu deplasmandan eli boş döndü.

17 Mart 2007, Cumartesi 20:52
YAZININ DEVAMI