Arama

Popüler aramalar

‘’Paris'te tarih yazmak lazım!‘’

UEFA’da gruplara kalmayı kafasına koyan Kayserispor, maça kötü bir başlangıç yaptı... Dile kolay, takımda tam tamına altı sakat oyuncu vardı. İşte bu şartlar altında sahaya 11 sürmekte hayli zorlanan Kayserispor Teknik Direktörü Tolunay Kafkas’ın öncelikli hedefi elbette ki, gol yememekti. Fakat Sarı-Kırmızılılar’ın bu hesabı oldukça erken bozuldu. Mücadelenin altıncı dakikasında kornerden gelen Kezman golü, Kayserispor’u kelimenin tam anlamıyla şok etti, direncini olumsuz yönde etkiledi. Oysa ki, bu golden hemen önce Mehmet Eren’in direkten dönen şutu umutlarımızı artırmış, iyi bir sonucun imkansız olmadığını hissetmemizi sağlamıştı.
Doğruyu söylemek gerekirse maç öncesinde iki takımı tarttığımızda Paris Saint Germain’in kadrosunun özellikle de bu kadar çok eksikli Kayserispor’a oranla daha ağır bastığı açıktı. Hatta bunu düşünen Fransızlar’ın hocası, hafta sonundaki St. Etienne karşılaşmasını dikkate alarak önemli yıldızlarını maça kulübede başlattı.
İlk yarıda her şey rakibin istediği gibi gelişti, şekillendi. İkinci bölümde ise en azından beraberlik için sahaya çıkan Kayserispor, bol pasla Paris Saint Germain’i ve oyunu kontrol altına almayı başardı. Aghahowa ve Mehmet Eren’le de önemli pozisyonlar yakalamayı başaran temsilcimiz bunu skora yansıtamadı.
Özellikle kendisinden çok şeyler beklediğimiz Mehmet Topuz’u aradı gözlerimiz. Fakat yıldız oyuncu bu kez parlayamadı ve taraftarlarını da hayal kırıklığına uğrattı.
Tam maç bitiyor, tur gidiyor derken Kayserispor’un golü hepimizi ayağa kaldırdı. Bu kadar eksiğe rağmen 1-1 iyi kabul edilebilecek bir neticeydi ve Paris’e hesaplarla gidilebilecekti...
Ancak bu keyifli anlar da kısa sürdü. Gol atmakta bu kadar zorlanan Kayserispor, rakip fileleri havalandırdıktan hemen sonra bir gol daha yedi.
Gücü ölçüsünde elinden geleni yapan ve ikinci maçta ideale daha yakın bir kadroyla sahaya çıkacak olan Kayserispor’dan Paris’te tarih yazmasını bekleyeceğiz.

19 Eylül 2008, Cuma 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Heyecan fırtınası‘’

Bank Asya 1.Lig’de 3 hafta geride kaldı ve zirvenin yeni sahibi Altay oldu. Aslında bu haftanın bir başka özelliği de puansız takımın kalmamasıydı. Gerçekten birbirinden ilginç sonuçlara imza atlıdı 3. haftada... Bazı teknik direktörler, bıçak sırtında gittikleri karşılaşmalardan, rahat bir nefes alarak dönmenin keyfini çıkardılar. Sıcaklardan daha kurtulamadığımız şu günlerde, Rize’deki Rizespor-Orduspor maçı sırasındaki aşırı yağış ve ağırlaşan zemin de kayda değerdi. Gelelim haftanın maçlarına;

Altay-Karşıyaka

İzmir’de favori kazandı. İstatistiksel olarak İzmir takımlarına karşı üstünlüğü olan Altay, Karşıyaka önünde net bir galibiyet aldı. Siyah-Beyazlılar, psikolojik üstünlüklerini sahada oynadıkları pozitif futbolla da pekiştirdiler ve maçtan 3-0’lık net bir galibiyetle ayrıldılar. Bu karşılaşmada şaşırtıcı olan, Karşıyaka’nın çok silik bir futbol sergilemesiydi. Kaf Kaf, ne ofansta ne de defansta etkili idi. Üstelik bir de Ahmet Çağıran’ın kırmızı kartı, işin tuzu biberi oldu.

Çaykur Rizespor-Orduspor
Çok ağır bir zeminde oynanan karşılaşmada, gülen taraf ev sahibi ekip oldu. Orduspor önünde, tecrübeli golcüsü Okan Öztürk’ün, maçın başlarında attığı kafa golüyle rahatlayan Karadeniz ekibi, sahadan mutlu ayrıldı. İki takımı da kutlamak gerek. Futbol oynamaktan çok, saha ve hava şartlarıyla uğraştılar. Kısaca böyle bir ortamda gol atan kazandı ve bunu başaran Rizespor olurken, haftayı 3 puanla kapattı.

Diyarbakırspor-Boluspor
Diyarbakır’da ise, taraftarının da desteğiyle sahaya 3 puan parolasıyla çıkan bir Diyarbakırspor vardı. Son haftaların formda oyuncusu Mutlu, takımını öne geçiren isim oldu. Bu deplasmana puansız gelen Boluspor’da hedef; öncelikle bir puandı. Ev sahibi ekip, gol kaçırmada cömert davranırken, Boluspor kalecisi Ziya da, kalesinde devleşen isimdi. Oyunun sonlarında kazanılan penaltıyı gole çeviren Mehmet Ayaz, takımına puan ve moral kazandıran isim oldu.

Kasımpaşa-Kartalspor
İstanbul’daki 90 dakikada futbol ziyafeti vardı. İki takımın da pozitif futbolu, izleyenleri doyurmasına rağmen, sahadan gol sesi çıkmadı. Kasımpaşa için sürpriz bir sonuç gibi görünse de, konuk Kartal’ın oynadığı futbolla puanı hak ettiğini söyleyebiliriz. Kartalspor’un, sezonun ilk maçındaki yenilgiden sonra ayağa kalkmaya başladığını görüyoruz.

Gaziantep BŞB-Kayseri Erciyesspor
Gaziantep’te maça lider olarak çıkan ev sahibi, 90 dakikanın sonunda sahadan boynu bükük ayrıldı. Erciyesspor’un tecrübeli kadrosu, kötü gününde yakaladığı rakibini affetmedi. Gaziantep Büyükşehir Belediyespor’un, kötü futbolunun yanı sıra şanssız gününde olması, Erciyesspor’un ekmeğine yağ sürdü. İlk golde topun savunmaya çarpıp, kaleci Eser’i kontrpiyede bırakması, bir anlamda ev sahibi ekibin kaderini de belirledi. Erciyesspor bu maça puansız çıkmıştı ve moral arıyordu. Aradığı 3 puanı ve morali Gaziantep’ten alarak evine döndü.

Samsunspor-Giresunspor
Samsun’da, Giresun fırtınası izledi futbolseverler. Erken gollerle rakibinin gardını düşüren Giresunspor, deplasmanda Samsunspor’u hezimete uğrattı. Konuk ekip, ilk 3 puanına ulaşırken, ilk iki maçtaki psikolojik ezikliğini de üstünden atmış oldu. Samsunspor ise lige Erciyes galibiyetinin moraliyle başlamasına rağmen, son iki hafta, sadece sonuç değil, futbol olarak da hızlı bir düşüş yaşadı.

K.Karabükspor-Güngören Belediyespor
Ev sahibi Kardemir Karabük’ün sakatları çoktu. Rakip Güngören Belediye ise puan almaya gelmişti Karabük’ten. Karabükspor bastırdı, ama direkleri geçemedi. Güngörenspor ise istikrarlı futbol anlayışını, moralini bozmadan sürdürdü. Konuk ekip yakaladığı iki fırsatı da değerlendirip, haftanın sürprizlerinden birine imza attı.

Malatyaspor-Manisaspor
Malatya’da konuk ekip, neredeyse oyuna 1-0 galip başladı. Daha 2. dakikada gelen Manisaspor golü, Malatyaspor’un hesaplarını alt üst etti. Maç öncesi herkesin tahmini Manisa’nın puan veya puanlarla Malatya’dan döneceği şeklindeydi. Ancak kimse 4-0’lık bir Malatya hezimetini beklemiyordu. Hem takım savunmasının hem de kaleci Emrah’ın hatalı golleri, Malatyaspor’u Manisaspor karşısında çökerten, önemli faktörlerdi. Sezonun ilk maçında Bolu’dan 2-0 galibiyetle dönen Manisaspor, Malatya’dan aldığı 3 puanla iyi bir dış saha takımı olduğu gösterdi. Malatyaspor için en doğru sözü başkan Haşim Karadağ, karşılaşma sonrası söyledi: “Malzeme bu, şartlar bu, biraz sabırlı olun...”

Sakaryaspor-Adanaspor
İki takım da maç öncesi puanla tanışmamıştı. Maçın sonunda ikisi de birer puan aldı. Ancak ev sahibi Sakaryaspor için sevindirici bir sonuç değildi. Tatangalar’ın, 3 maçın ikisini evinde oynayıp bir puan alması, hiç kimseyi hoşnut etmedi. Adanaspor ise yeni teknik kadrosuyla gittiği Adapazarı’ndan bir puan alırken, kısmen de olsa moral buldu...

17 Eylül 2008, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Beşi bir yerde‘’

5 takımın zirve keyfi sürdüğü, 6 ekibin ise henüz puanla tanışamadığı 1.Lig’de istifa rüzgarı bu sezon erken başladı. Adanaspor Hüsnü Özkara ile yollarını ayırdı.
Bank Asya 1.Lig’de 2. hafta heyecanı da bitti. 5 takım ilk iki maçta aldıkları 6 puanla zirvenin keyfini sürüyor. Diğerleri arasında ise puanla tanışanlar ve tanışamayanlar var. Ama geçen yıl bolca yaşadığımız istifa rüzgarı, bu sezon erken başladı. İlk fire Adana’dan geldi. Güney ekibinin teknik direktörü Hüsnü Özkara, ligde ve kupada aldığı yenilgiler sonrası takımıyla yollarını ayırdı. Ancak ayırırken Adana’ya mesajı oldu. Özkara, Başkan Bayram Akgül’ü yalnız bırakan Adana kentine de, giderayak sitem etmeyi de ihmal etmedi. Bank Asya 1.Lig’de her sezon sürpriz ekipler çıkar. Bu sezon da liderlik koltuğuna oturan Gaziantep Belediyespor, hazırlık döneminde çizdiği başarılı performansı, ligin ilk iki haftasına yansıtarak, rakiplerine ciddi bir mesaj verdi.

Adanaspor-Gaziantep BŞB.
Müthiş nemli ve sıcak bir havada oynananan bu karşılaşmada, sonuçtan çok, böyle bir ortamda mücadele eden iki takımın futbolcularını da kutlamak gerek. Adanaspor öne geçtiği karşılaşmada, 10 kişi kalınca, dirençli rakibine teslim oldu. Adanaspor’da bir motivasyon ve uyumsuzluk sorunu yaşandığı kesin. Gaziantep Belediyespor’a gelince; Güney ekibi, pes etmeyen yapısı ve üstün mücadele gücüyle kritik bir maç kazandı.

Giresunspor-Altay
Karadeniz’de ilginç bir 90 dakikaydı. İlk yarı golsüz bitti. İkinci yarıda sahneye Altay’ın eski futbolcusu Aydın çıktı ve Altay filelerine 2 gol birden bıraktı. Giresunspor, “maç bitti” zannetti ama Altay’ın golcü yapısını unuttu. Mehmet Birinci de, maç sonrası verdiği demeçte, son iki dakikada yedikleri 2 golün, kendilerine yakışmadığını belirtti. Böyle bir maçta 2-0’ı yakalamış Giresunspor’un, en azından kazanamasa da, kaybetmemesi gerekirdi. Altay kazandı, mutlu... Ancak bu 90 dakikadan çıkaracağı dersler olmalı. 2 maçta 6 gol atmaları güzel, 4 golü kalelerinde görmeleri düşündürücü.

Karşıyaka-Kardemir Karabükspor
Kaf Kaf ikide iki yapıp, bu hafta da yoluna devam etti. Karabükspor’un öne geçtiği karşılaşmada konuk ekip, önemli gol pozisyonlarından yararlanamadı. Karşıyaka ise az ama öz yakaladı ve bunları gole çevirip 3 puanı alan taraf oldu.

K.Erciyesspor-Kasımpaşa
Kayseri’de, gülen deplasman takımı Kasımpaşa oldu. Erciyesspor’un evinde kazanmayı çok arzuladığı bir 90 dakikaydı. Ancak 3 puan sadece istekle alınmıyor, ancak iyi mücadeleyle ve gol atarak rakibinizi yenebilirsiniz. Erciyesspor açıkcası ilk iki haftada hiç de hesap etmediği yenilgiler zinciri yaşadı. Kasımpaşa ise kaldığı yerden yoluna devam ediyor. Uğur Tütüneker’in öğrencileri, tecrübelerini sahaya yansıtıp, önemli bir galibiyetle İstanbul’a döndü.

Sakaryaspor-Diyarbakırspor
Tatangalar evinde kaybetti. Geçen sezonki kötü kapanışın travmasını üstünden atamayan Sakaryaspor, ilk hafta deplasman yenilgisinden sonra içeride de Diyarbakırspor’a boyun eğdi. Aslında Yeşil-Siyahlılar, futbol olarak kötü de oynamadı. Ancak rakip kale önüne kadar gelen Sakaryaspor, bir türlü final vuruşlarını yapamadı. Diyarbakırspor öncelikle 1 puan için geldiği Sakarya’da, altın buldu. Mutlu’nun nefis pasını, aynı güzellikte değerlendiren Emrah, şık bir aşırmayla takımına 3 puan kazandıran isimdi.

Manisaspor-Çaykur Rizespor
Rizespor, Okan’ın ilk dakikalarda attığı golle öne geçti. Manisaspor neredeyse evinde oyuna 1-0 yenik başladı. İkinci yarıda Sezer’in penaltısı eşitliği sağladı. Oyun kalitesi ve mücadele yeterliydi. Önce oyuna hakim olan taraf Rizespor’du. Ancak Manisaspor toparlandı ve evinde buruk da olsa beraberliği yakaladı. Kısaca, haftanın maçında iki takım da 3 puanı kaçırmanın hüznüyle soyunma odasına gitti.

Kartalspor-Samsunspor
Geçen sezonun ilk yarısında fırtınalar estiren Kartalspor, evindeki ilk karşılaşmadan galibiyetle ayrıldı. İzmir’de Altay’a yenilen Kartalspor, Samsunspor önünde 2-1 öne geçip, rahatladı. İstanbul ekibi bu galibiyetle hem 3 puan hem de moral aldı. Samsunspor ise beklenenin altında bir futbolla sahadan yenik ayrılan taraftı.

Orduspor-Boluspor
Geçen sezondan aldığı cezayı bu maçta çeken Orduspor, taraftarından yoksun çıktığı 90 dakikadan mutlu ayrıldı. Boluspor önünde yabancı oyuncusu Bruno’nun golü ile gülen Orduspor, yönetimsel krizi sahaya yansıtmamayı başardı. Boluspor’da ise işler iyi gitmiyor. Yarenler bu haftayı da puansız kapatırken, aldıkları sonuçtan çok, oynadıkları futbolla şaşırtıyorlar!

Güngören Bld.-Malatyaspor
iki takımı karşılaştırdığınızda, herkesin favorisi Malatyaspor’du. Ayrıca lig başlamadan yaşananlar Malatyaspor’u oldukça huzursuz yapmıştı. Üstelik evindeki ilk maçında Karşıyaka’ya yenilen Malatyaspor’un, Güngören Bld. karşısında alacağı sonuç, merakla bekleniyordu. Ancak Hakan’ın ilk dakikalarda attığı gol, Malatyaspor’a rahat bir nefes aldırdı. Güngören Bld. ise evinde ilk puanı alma hesapları tutmadı...

10 Eylül 2008, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yıldızlar geçidi!‘’

Dün gece millilerimizin zafer gecesiydi. Önce A Milli Takımımız Ermenistan’dan 2-0’la döndü. Ardından bir güzel haberde basketçilerimizden geldi ve 12 Dev Adam Belçika’da rakibin yenmeyi başardı. Gecenin finalini Ümit Millilerimiz yaptı. Çek Cumhuriyeti karşısında kazanmak zorunda olduğumuz bir 90 dakikaya çıktık. Kadroya baktığınızda hepsi Süper Lig’de oynayan futbolculardan kurulu yıldızlar topluluğu bir milli takıma sahiptik. Sadece Ferhat Manisaspor’da forma giyiyordu ama o da Galatasaray’da yer almış genç tecrübelilerdendi. Ama iyi takım olmak iyi futbol oynamakla eşdeğerli bir olgu değildi. Nitekim bu yarıda hep bireysel futbolu tercih edip sonuca gitmek istedik. Özellikle iki kanatta yer alan Aydın Yılmaz ve Aydın Karbulut üzerinden gol aradık. Ama bu yarıda Bursaspor’un genç yıldızı Sercan rakip savunmanın markajından kurtulup etkisiz kalınca gol kaydına muaffak olamadık.
İkinci 45 dakikada artık kılıçlar çekilmişti. Hem ofansif oynamak zorundaydık hem de gol bulmak. Teknik direktörümüz Hami Mandıralı doğru bir değişiklik yaparak Sercan Yıldırım’ın yerine Mustafa Pemtemet’i aldı. Bu olumlu değişikliğe orta alanda Abdullah ve Özer’in yapıcı futbolu eklenince beklediğmiz gol de geldi. Gecenin yıldızı Aydın Karabulut çok çok klas bir golle takımını rahatlatan isimdi. Yenik duruma düşen Çekler savnuma futbolunu bırakınca hızlı hücüma yatkın milli takımımız bol pozisyonlar üretti. Aydın Karabulut geceye damgasını vurdu ve ikinci defa Çek filelerini havalandırarak takımımızı liderlik koltuğuna oturttu. Dün gece hatasız ve rakibine çok az gol pozisyonu veren başarılı bir savunma hattı vardı. İkinci 45 dakikadaki futbol anlayışımızı 90 dakikaya yayarsak çok ses getiren bir ekip oluruz. Tek eleştirim Hami Mandıralı gibi sert şutlarıyla tanınan bir teknik adamın ekibinin bu kadar ofansif oynamasına rağmen rakip kaleye şut atmada kısır bir görünüm çizmesiydi.

07 Eylül 2008, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Birinci kalite‘’

Bank Asya 1. Lig’de 2008-2009 sezonu başladı. İlk hafta maçlarına baktığımızda, dikkati çeken 9 maçtan hiçbirinden beraberlik çıkmamasıydı. Sonuçlar ve değerlendirmelere geçmeden önce Karabükspor-Giresunspor maçı sonrası gelişen şiddet olaylarına değinmek istiyorum. Maç sonrası konuk takım taraftarları, tribünde bekletilirken, bir polis memurunun biber gazı sıkmasıyla başlattığı olaylar, daha sonra şehirde taraftar otobüsünün taşlanmasıyla devam etti. Bu bilgileri Giresunspor teknik direktörü Mehmet Birinci’den aldık. Çünkü olaylar sırasında kendisi de cezalı olduğu için, takım taraftarıyla birlikte tribündeydi. Açıkcası bu olaylardan güvenlik güçlerinin ve amirlerinin çıkartacağı bir ders olmalı. Çünkü bir kişinin bile böyle birşey yapması çok ciddi sonuçlara sebep oluyor... Maçlara gelince;

Boluspor-Manisaspor
Bolu’da ev sahibi değil, konuk ekip oynadı. Müthiş bir taraftar desteğine rağmen, Boluspor bir türlü istediği futbolu ortaya koyamadı. Süper Lig adayı olarak lige başlayan Manisaspor, özellikle Sezer’in orta alandaki etkili futboluna, takım arkadaşları da ayak uydurunca, ortaya net 2-0’lık bir galibiyet çıktı. Açıkcası Manisaspor bu maç öncesinde 3 puanı kazanmanın bu kadar olacağını düşünmüyordu.

Gaziantep Belediye-Sakaryaspor
Gaziantep BŞB., Kamil Ocak’ta gülen taraftı. İlk yarısı golsüz biten karşılaşmada, Sakaryaspor ikinci yarı havlu attı. Yenilen 2 gole baktığınızda; Sakaryaspor’un önemli bir savunma sorunu yaşadığı ortada. Oysa iki kadroyu karşılaştırdığımızda, skorun çok normal olduğunu söyleyebiliriz. Sakaryaspor bu maç sonrası son dakika transferleri yaptı ama Tatangalar’ın kan kaybettiği açıkça görünüyor.

Çaykur Rizespor-Güngören Bld.
Maç öncesi tablo Rizespor adına çok kolay görünüyordu. Güngören Bld., ligde en az, Rizespor ise en çok tranfser yapan ekipler olarak biliniyordu. Konuk takım, iki kez öne geçmesine rağmen, rakibi, ceza alanına girmeden iki gol atmayı başardı. Metin Diyadin’in öğrencileri, Murat Uluç’un son saniye golü ile ilk maçlarını kazasız bitirdi. Aslında herkes, Karadeniz ekibinin iyi oynadığı konusunda hem fikir. Ancak Rizespor son vuruşlarda biraz sıkıntı yaşadı, biraz da şansızlık. Güngören Bld.’yi de kutluyorum. Özellikle teknik direktör Turan Özyazan’ın, maç sonrası son saniyede gol yiyen bir ekip olmalarına rağmen, verdiği itidalli demeç, takdire değerdi.

Altay-Kartalspor
İzmir’de gollü bir 90 dakika izledik. Ancak gözle görülen bir gerçek, iki takımın da önemli bir savunma sorunu içinde olduğu... 90 dakikadaki atılan 5 golü görünce, böyle düşünmemek imkansız. Altay adına olumlu olan Erzincan’dan alınan forvet oyuncusu Burak Çalık’ın, iki golle lige başlaması... Kartal açısından ise mücadele vardı ama gözlerimiz geçen sezonki ekibi aradı.

Samsunspor-Erciyesspor
Samsun’da ilginç bir maç oldu. Ev sahibi, Serkan Aykut’un ayağından bir penaltı kaçırdığı 90 dakikada, Erciyesspor’dan transferi Burhan Coşkun’la güldü. Aslında maçın kahramanı iki golün de asistini yapan, tecrübeli Serkan Aykut’tu... Erciyesspor ise kötü oynamadı ancak gol yollarında beceriksizdi.

Karabükspor-Giresunspor
Ligin yeni takımı Karabükspor, sahasındaki ilk maçından galiyetle ayrılmayı başardı. Aslında iki penaltı kararı, maçın da sonucunu belirledi diyebiliriz. Hakem Hüseyin Sabancı, önce Giresunspor lehine çaldı, ama tecrübeli Muzaffer, golü yapamadı. Hüseyin Sabancı, Emre Karaman’ın ceza alanı içinde topa elle dokunmasını Giresunspor aleyhine penaltı olarak cezalandırdı. Bu defa Karabüksporlu Ümit Aydın, sert bir vuruşla skoru ilan etti.

Malatyaspor-Karşıyaka
Malatya’da bu maç öncesi kriz çözüldü ve başkanlığa, Haşim Karadağ geldi. Ancak ekonomik sıkıntılar nedeniyle yeni transferlerin lisansı, Karşıyaka maçına yetiştirilemedi. Böyle bir ortamda sahaya çıktı Malatyaspor. Karşıyaka ise lige iyi hazırlanmış ve puan için maça çıkmıştı. 90 dakikaya baktığımızda, kalesinde devleşen bir Kerem izledik. Konuk ekibin bu direcini kırmaya çalışan Malatyaspor’un, kalesindeki tek gol ise Yunus’tan geldi.

Diyarbakırspor-Orduspor
Bu maç sonrası Ordusporlu Fatih Şen’in söyledikleri, karşılaşmanın da özetiydi. Tecrübeli oyuncu, “Kim atarsa onun kazanacağı bir 90 dakikaydı ve rakibimiz attı, kazandı” dedi. İki takım da yenilenmiş kadrolarıyla mücadele etti. Ancak Diyarbakırspor’un, Erciyesspor’dan transferi Emrah, fırsatçılığını gösterip, ekibinin yüzünü güldürdü.

Kasımpaşa-Adanaspor
Süper Lig’den düşen Kasımpaşa’nın, aklı geri dönmekte. Ev sahibi, Adanaspor karşısında daha etkili olan taraftı. Tecrübeli Kasımpaşa, ligin yenisi Adanaspor önünde önemli pozisyonlar buldu, ancak aradıkları gol, oldukça geç geldi. Adana’nın 10 kişi kalmasını iyi kullanan Kasımpaşa, Sertan Eser’in kafasından galibeyete uzandı.

03 Eylül 2008, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kewell girince!‘’

Dün gece Almanya’da iki Sarı-Kırmızılı takım bir ilki başarmak için sahaya çıkmıştı. Ama önce isterseniz kupayla ilgili bir kaç eleştirimizle başlayayım. Gurbetçilerin izin dönemine rastlayan bu döneme bir çare bulunmalı. Bir kere çok iyi bir tanıtım kampanyası ile kupa renklendirilmeli en azından 32 bin kişilik bir stat doldurulmalı. Kimse, ‘işte 3 büyükler arasında oynansaydı’ gibi yersiz mazeretler öne sürmemeli.
Maça gelince; ilk 45 dakika tamamen Kayserispor’un üstünlüğü altında geçti. Kayserispor orta alanda iyi bastı, alan daralttı ve Galatasaray’a adeta pozisyon vermedi. Buna karşılık etkili hücumlar yaparak Galatasaray kalesinde önemli gol pozisyonları yakaladılar. Gözle görülen bir gerçek şu ki, savunmada Aydın ve orta alanda Ragıp gibi iki önemli eksiğe rağmen sahadaki 11 ilk yarıda bu oyuncuları aratmayacak bir performans sergiledi.
Galatasaray’da, teknik direktör Skibbe ise savunmaya Meira’yı çekerek doğruyu buldu. Ancak orta alan değişikliğine rağmen istenen verim alınmadı. Hazırlık kampından beri görülen koordinasyon eksikliği bu maçta da vardı. Üstelik rakibin Aydın ve Ragıp gibi iki demirbaş oyuncusu olmamasına rağmen Galatasaray’ın ilk yarıda dişe dokunur bir pozisyon ürettiğini göremedik. Buna karşılık Kayserispor Mehmet Topuz ve Puroviç ile gole çok yaklaştı. Kısaca ilk yarının özetini yaparsak sahanın hakimi Kayserispor’du. Kupa şampiyonu, futbol adına her şeyi yaptı sadece gol atamadı.
İkinci yarıda roller değişti. Kayserispor biraz ilk yarıdaki iyi oyununun verdiği rehavet biraz da acemiliği ile Galatasaray önünde ummadığı anlarda, kalesinde goller gördü. Özellikle bu maçta şans verilen genç oyuncular, tecrübeli rakipleri önünde kritik hatalar yaptılar. Ama bu kadar önemli eksiklerle Galatasaray karşısında mücadale etmek kolay değildi. Bana göre Kayserispor dün gece Süper Kupa’yı ikinci yarıda değil ilk yarıda kaybetti. Bir de unutmayalım sahada oyuna girer girmez Galatasaray’ı ateşleyen Kewell faktörü ve Hasan Şaş’ın eski günlerini hatırlatan performansı vardı.

18 Ağustos 2008, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu da yeter!...‘’

Dün gece Belgrad’da “Şampiyonlar Ligi vizesini aldık” diyebiliriz. Belki 2-2’lik sonuç için temkinli düşünenler olabilir ama bu Fenerbahçe, bu Partizan’ı Kadıköy’de rahatlıkla eler ve Şampiyonlar Ligi’ne kalır. Aslında 90 dakikayı değil de, o ilk kabus 15 dakikayı konuşmak lazım. Gerçekten de inanılmaz defansif hatalar yapıldı. Sanki MTK Budapeşte karşısında rakibini eze eze eleyen Fenerbahçe gitmiş, bir acemiler topluluğu vardı sahada. Hele hele o kritik ofsayt kararıyla verilmeyen Partizan golü, yüreğimizi ağzımıza getirdi. Şoku atlattıktan sonra ilk yarının sonlarına doğru, oyunda dengeyi yakaladık ve penaltıdan attığımız golle, soyunma odasına yenik ama en azından moralli girdik.
İkinci yarıda sahada o bildiğimiz Fenerbahçe vardı. Güiza fırsatçılığını gösterdi, şık bir golle beraberliği bulduk. Bu gol bir anlamda maçın da, turun da golüydü bana göre... Açıkcası Fenerbahçe, Partizan karşısında deplasmanda istediği sonucu alarak döndü. Ama sorgulanması gereken; Şampiyonlar Ligi’nde güçlü rakiplerle oynayacak olan Fenerbahçe’nin, dün geceki futbolu yeter mi!.. Bence yönetimin, özellikle orta alana takviye yapması şart. Savunmanın bu kadar pozisyon vermesinde en büyük sıkıntı, orta alanın yeterli önpresi yapmamasıydı. Belgrad’da 2-0’dan 2-2’ye getirilen maçtan önemli dersler çıkarmak gerek. Eğer Fenerbahçe bu sezon, geçen yıl yakaladığı çeyrek finali geçmek istiyorsa, mutlaka üstüne bir şeyler koyması gerek. Belki mazeret olarak MTK Budapeşte rehaveti içinde oldukları söylenebilir. Avrupa Şampiyonu İspanya’nın teknik patronunu takımın başına getiren Fenerbahçe Yönetimi, gerekeni hemen yapmalı...

14 Ağustos 2008, Perşembe 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sinyaller iyi‘’

Sartepe’de iki takım için de lig öncesi iyi bir hazırlık maçıydı. Gerçekten de Süper Lig ekibi Konyaspor karşısında mücadele eden Çaykur Rizespor’a dışarıdan birisi Bank Asya 1.lig ekibi demekte zorlanırdı. Özellikle ilk yarıda kanatlardan geliştirdikleri ataklar ve etkili orta saha varyasyonlarıyla Konyaspor kalesi önünde tehlikelere yaratan bir Rizespor izledik.
Orta alanda Erman ve Serdar Samatyalı şefliğinde ileride Okan Öztürük ile Emra Kol’a etkili servisler izledik. Konyaspor güçlü rakibi karşısında orta alanda üstünlük kurmaya çalışıp, rakibin hücum gücünü önlemeye çalışsa da pek etkili olamadı. Erman Ergin, Engin ve İlhan Ummak ile gole çok yaklaşmasına rağmen Rizespor, istediğini elde edemedi. Ancak, hücumdayken kaptırılan toplar, Rizespor’un sıkıntısıydı. İlk yarıda savunmanın ilk kademe hatasında Tehoue golü de attı.
İkinci 45 dakikada Konyaspor oyunda dengeyi kurdu. Belki topa sahip olma oranı Çaykur Rize lehine gibi olsa da Raşit Çetin’in öğrencileri, önemli pozisyonlar yakaladı. Erdal Kılıçarslan ve Zafer, orta alandaki mücadeleyi üst düzeye taşıdı. Yalnız bu maça Konyasporaçısından bakanlar şu hataya düşmesin. Dün oynadıkları Çaykur Rizespor, belki de bu kadroyla Süper Lig’de mücadele etseydi küme düşmezdi. Bu nedenle Konyaspor’un, hem oynadığı futbolu, hem de aldığı sonucu iyi değerlendirmek gerek. Çünkü kadroyu oldukça revize eden ve tanınmış bir çok ismi kadrosuna katan Konyaspor’da bence soru işaretli isimlerin hemen hemen hepsi görevini başarıyla yaptı. Raşit Çetiner, çoğu Ümit Milli Takım’ı çalıştırırken öğrencisi olan yeni transferleriyle iyi yolda göründü.
Çaykur Rizespor’a gelince... Müthiş alternatif oyuncu zenginliğine sahip olan Metin Diyadin’in Çaykur Rize’si, dünkü maçta lige iyi bir takım süreceğinin sinyallerini verdi.

07 Ağustos 2008, Perşembe 04:30
YAZININ DEVAMI