Uygun olan bu!

Bugün Sivasspor tarihinde önemli bir gün. Belki ilk maç farklı yenilgiyle bitmesiydi bugün çok daha coşkulu olabilirdi. Ama kulüpler bazı şeyleri yaşamadan bir yere gelemiyor. Sivasspor, Belçika’da kaybetti ama o maçtan önemli dersler aldı bana göre. Bir kere Avurpa futbolunda kolay rakip diye bir şey olmadığını öğrendi. Ayrıca futbolda uluslararası tecrübenin ne kadar önemli olduğunu gördü Sivasspor. Dile kolay o gece Sivas 5, Anderlecht 305. Avrupa sınavına çıkmıştı... Bugün bir gönül alma maçı oynayacak Yiğidolar, bir anlamda tecrübelerine bir katkı yapacak. Çünkü tecrübe oynaya oynaya kazanılan bir olgu. Bu sadece futbolcu için değil, yönetimden tutun teknik kadroya kadar kapsama alanı içinde. Kısaca bu maçı oynayıp prestijli bir skorla ayrılmak en güzeli. Sonrasında Play-Off’tan gruplara kalabilir miyiz bu düşünülecek. Ben aslında ilk maç sonrası Sivasspor’a değil de Bülent Uygun’a yapılan ağır eleştirilere biraz değinmek istiyorum. Maalesef bizim medya kültürümüz linç üzerine oluştu. Eğer bu ülkede bir Fatih Terim bir Mustafa Denizli gibi güçlü lobiye sahip teknik adam değilseniz vay halinize. Bülent Uygun’a bir maçta uygulanan linç milli takımın başındayken Ersun Yanal’a belli bir kesim tarafından uygulanmadı mı! Gerçekten bu ağır eleştirleri yapanlar günlük hayatlarında çok da normal insanlar. Ama bazı önyargılar, bazı peşin hükümler sanırım böyle yazmalarının nedeni.
Haberin Devamı ›
Ne yaptığına bakalım!
Ben Bülyent Uygun’un ne yandaşıyım ne de karşıtı. Ama 38 yaşında ve iki sezonda bir çok teknik adamın hayatı boyunca elde edemediği bir başarıyı yakalamışsa, açıkçası arkasında kapı gibi dururum. Ne yapmış Bülent Uygun bir bakalım. Takımın her kademesinde görev aldıktan sonra teknik patronluğa geçmiş. Ligde zor kalır denilen ve bir çok takımın gözden çıkardığı yerli ve yabancı futbolcular topluluğuyla ligin altını-üstüne getirmiş. Hem de komşusu Kayseri’nin ekonomik olarak çok çok altında bir güce sahip olmasına rağmen. Parayı doğru kullanmış ve ödemeleri zamanıda yapmış. Belki zaman zaman göze hoş gelmeyen bir futbol oynatmış ama kadronun yapabileceği de buydu zaten. Herkes diyor ki, ‘Bilica’yı satmayacaktın kardeşim...” Evet, Bilica bu takımda bir sezon oynadı ve iki sezon önce 73 puan toplayan, 3’lü averajla 4. olan takımda yoktu. Yani bu bir safsata bana göre. Bülent Uygun hata yapmadı mı yaptı tabi bunu da maç sonraları kendisi de kabullendi. Peki ne isteniyor; amaç üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi! Bence bağcıyı dövmek bu kesimin hedefi. Dünya görüşünüz uymayabilir, Bülent Uygun Sedat Peker’i sevebilir, Yaşar Büyükanıt’ı sevebilir, Mustafa Kemal’i sevebilir, bu onun kendi dünyasıdır. Sizleri bu tarafı rahatsız ediyor diye belden aşağı oynamak yakışmıyor. Benim tarzım değildir polemik ama baktım ki bulduk bir hezimet vurun abalıya. İşte benim de içime sindiremediğim kısmı bu. Bu eleştirileri geçen yıl Sivasspor’un Galatasaray’ı ligde ve kupada yendiği zaman yapsalardı helal olsun derdim. Ama beklediğimiz gün bugün aman kaçırmayalım anlayışı ile yazı yazmayı bizim mesleğimize ve bizi okuyanlara karşı bir saygısızlık olarak niteliyorum.
Haberin Devamı ›
Ben de eleştirdim ama...
Sırf geçen sezon 30 resmi Sivasspor maçı izledim yazılarım ortada. Deniz Çoban’a karşı tavrı hoş değildi, kendini kontrol etmeliydi diye eleştirdim... Gaziantep deplasmanında 1-0 öndeyken yanlış taktikti bana göre diye eleştirdim... Ama bunlar mesleğimizin gereğiydi. Neyse sözü fazla uzatmalalım; unutmayalım ki geçen hafta Sivasspor’u, Belçika’da 5-0 yenen Anderlecht, yıllar evvel Galatasaray’ı İstanbul’da 5-1 mağlup etmişti. O Galatasaray yıllar sonra yenile yenile yenmesini öğrenip, UEFA Kupası’nı kazandı. Biraz sabır, biraz saygı, biraz da hoşgörü herşeyi halleder yeter ki isteyin...