‘’Miller farkı‘’
Bursaspor dün gece gerçekten öldü öldü dirildi. Geçen yılın şampiyonu, karşısında taş gibi bir Sivasspor bulunca üç puana ulaşmakta zorlandı. Yiğidolar aslında Bursa’ya top oynatmadığı gibi futbol da oynamaya çalıştı. Ama futbol hatalar oyunu. İki tane hatayı Bursa affetmedi ve geceyi mutlu kapattı.
İlk yarı itibariyle orta alanda etkili pres yapan ve önde basan Sivasspor bir anlamda Bursa’yı çarsiz bıraktı. Kanatları istediği gibi kullanamayan, forvetini besleyemeyen durgun, temposuz bir Bursa izledik. Sivas ise ilk yarıda üç net gol pozisyonundan yararlanamayan taraftı. 45’te kendi kalelerine attığı gol Bursa’ya nefes aldırdı demiştik.
Sivas’ın ikinci yarının başında attığı beraberlik golü oyunu tekrar hereketlendirdi. Ertuğrul Sağlam oyun temposunu artırmak için ister istemez tempoyu düşeren isimleri değiştirdi. Ergiç, Volkan ve Turgay ile istediği üstünlüğü sağladı. Aadığı golü ise Miller ile buldu. Bir takıma golcü almanın, o mevkinin sahibini bulmanın avantajını yaşadı Bursa. Hayrettin’in golünde de Miller vardı sahnede. İkinci golde yine hatayı affetmeyen isimdi. Miller, Bursa’nın içerde oynadığı ikinci maçta da boş geçmeyen ismiydi. Bursa nasıl kazandı derseniz, iyi oynamadı, eleştiriyoruz. Ama demoralize olmayan ve maçı bırakmayan yapısıyla kazanmayı başardı. Şampiyonluğa giden bu dikenli yolda zor bir engeli daha aştılar.
Sivas cephesinden baktığımızda puan cetvelindeki yerini hiç de hak etmiyorlar. Ama Rıza Çalımbay’ın kaderi, Eskişehir’in başında çıktığı maçta da mağlup olmuştu. Sivas’ın başında da iyi oynadı ama kaybetti Rıza Çalımbay. Ancak böyle futbol oynadıktan sonra Sivasspor’un bu sezon korkulu rüya görmeyeceğine ve ligi rahat bir yerde bitireceğine inanıyorum.
‘’Fırtınadan Ordu çıktı‘’
Karadenizliler'in zirvedeki kapışmasından Orduspor zaferle ayrıldı. Giresun'u deplasmanda deviren Mor Menekşeler liderlik koltuğuna otururken, Samsun takibe devam etti. Çaykur Rizespor ise Karşıka'ya yenilince 3. sıraya kadar geriledi.
Sezon başından beri ısrarla zirveyi kovalayan, ama bir türlü ele geçiremeyen Orduspor bu hafta ezeli rakibi Giresunspor’u deplasmanda yenerek bu unvanı yakaladı. Sadece Ordu mu Karadeniz’den zirveyi kovalayan? İlk 3 sıraya baktığınızda Ordu’nun peşinde Samsun ve Rize’yi görüyoruz.
Gaziantep Büyükşehir Belediyespor’dan söz etmeden de olmaz. İlk yarıda olduğu gibi ikinci yarıda da fırtınalar estiriyor Erol Azgın’ın öğrencileri. Gaziantep ekibi, kupadaki başarısına paralel olarak ligde de büyük işler yapmaya devam ediyor.
19. haftanın en büyük hayal kırıklıkları ise Kayseri ile Denizli’de yaşandı. Erciyes mutlak favori çıktığı maçta Güngören Belediyespor’a evinde 2-0 mağlup oldu. Denizli’de ise ev sahibi takım galibiyet için çıktığı maçta 1 puanı bile bulamadı. Horozlar’da Kasım ayından beri süren galibiyet orucu Gaziantep Belediye karşısında da sürdü ve teknik direktör Hamza Hamzaoğlu’nun istifası geldi.
Bu haftaya sadece sonuçlar değil, olaylar da damgasını vurdu. Erciyes’te oyundan çıkan Yusuf Şimşek’in teknik direktörünü protesto etmesi ve formasını çıkartıp yere atması camiayı derinden yaraladı. Öte yandan Diyarbakır’da çıkan olaylar ise tuzu biberiydi. Zaten sıkıntılı günler geçiren ve yavaş yavaş umutsuz vaka haline gelen Diyarbasbırspor’un, Akhisar ile oynadığı maçta yaşanan saha içi olaylar hiç hoş olmadı. Futbolcuların gerginliğinin tribünleri tetiklediği karşılaşmada hakem Taner Gizlenci’ye taraftarın yaptığı saldırının bedelini çok ağır öder Yeşil-Kırmızılılar. Acısıyla tatlısıyla işte böyle bir haftayı geride bıraktık...
Giresunspor-Orduspor
Orduspor bu maç öncesi kağıt üzerinde favoriydi. Çünkü moral olarak da, kadro olarak da rakibinden daha iyiydi. Ancak iki kentin arasındaki rekabet, ‘acaba Orduspor takılır mı?’ sorusunu gündeme getirmişti. Fakat Giresun’da, Mor Menekşeler, aldığı 2-0’lık galibiyetle net bir cevap verdi ve lider olarak evine döndü.
Samsunspor-Altay
Bu maç öncesi tahminlerimiz Samsunspor adına zor bir maç geçeceği yönündeydi. Sebebi de Altay’ın şiddetle puana ihtiyaç duymasıydı. Ama ikinci yarıya deplasmanda 3 puanla başlayan Samsunspor, evinde taraftarının da desteğiyle Süper Lig hedefi için mutlak kazanması gereken bir 90 dakikaya çıktı. Nitekim maç beklenildiği gibi zor geçti, yine beklenildiği gibi Samsunspor oyunun sonlarında bulduğu golle galip geldi.
Karşıyaka-Ç.Rizespor
İzmir’e lider gelen Çaykur Rizespor hem maçı kaybetti, hem de liderliği. Haftalardır kazanamayan ve çalkantılı günler geçiren Karşıyaka, Taha’nın son dakikalarda attığı golle rakibini devirip, derin bir ‘oh’ çekti. Rize ise deplasman fobisini bir türlü yenemiyor. İki defadır liderliği ele geçirip kaybetmenin üzüntüsüyle evlerine döndüler.
Denizlispor-Gaziantep B.B.
Denizli’de ev sahibi bıçak sırtında çıkmıştı karşılaşmaya. Çünkü rakip güçlü ve moralliydi. Gaziantep Belediyespor zorlu bir gruptan çıkıp kupada adını çeyrek finale yazdırmıştı. Konuk ekibin belki yorgunluk biraz da rehavet içinde olması, Denizlispor için avantaj sayılabilirdi. Ancak hiç de öyle olmadı ve mücadeleden galip çıkan konuk taraf oldu. Denizlispor’da ise ilk iki haftada alınan 1 puan, takım üzerindeki kara bulutları fazlasıyla çoğalttı.
T.Linyitspor-Mernsin İ.Y.
Bu maçta hava şartları ve ağır zemin iki takımın da sahadan 1 puanla ayrılmasında en büyük etkendi. Ligin flaş ekibi Tavşanlı Linyitspor sahasında şimdiye kadar yenilmeyen bir ekip. Tecrübeli isimlerden kurulu Mersin İdmanyurdu böyle zorlu bir deplasmanda aldığı beraberlikle ilk 6 iddiasını sürdürmüş oldu.
K.Erciyesspor-Güngören Bld.
Haftanın sürprizi Kayseri’den geldi. Devre arası yaptığı flaş transferlerle adından söz ettiren Erciyes, ligin ikinci yarısında ikinci haftayı da puansız kapattı. Bank Asya’nın mütevazı ekibi Güngören Belediyespor altın değerinde 3 puanla evine dönerken, zorlu fikstürü lehine çevirmeyi başardı. Erciyes’e gelince... Alınan sonuçlar potansiyel bir krizin habercisi gibi. Futbolcuların, yönetimin gösterdiği bu fedakarlığı bir an evvel telafi edecek performans göstermesi gerekir.
Adanaspor-Kartal
Bank Asya’da bu haftaki deplasman galibiyetlerinin sonuncusu Adana’dan çıktı. Ligde tek galibiyeti olan Kartal, ikincisini de yine dış sahada Aadanaspor’u 3-2’lik skorla geçerek aldı. Engin Korukır yönetiminde ikinci yarıya iddialı hazırlanan İstanbul ekibi, gerçekten de oynadığı futbolla galibiyeti haketti. Adana ise transferdeki suskunluğunun ve önemli isimlerin sakatlığının bedelini ağır ödedi.
Diyarbakıspor-Akhibar Bld.
Diyarbarkır’da çıkan sonuç asla sürpriz değil. Diyarbakırspor devre arasını çok kötü geçirmiş ve ilk yarıdan daha kötü bir durumda ikinci yarıya başlamıştı. Her şeyin olumsuz gittiği ortamda fazlası beklenemezdi. Nitekim devre arasında kadrosunu güçlendiren Akhisar, bu durumu affetmedi ve iki golle 3 puanı kaptı.
‘’Karadeniz ateşi‘’
Bank Asya 1.Lig’de ikinci yarı heyecanı sanki hiç kesilmemiş gibi aynı tempoyla ve birbirinden ilginç sonuçlarla başladı. Aslına bakılırsa ilginçten ziyade zirvenin rengini belli edecek türden neticeler demek daha uygun olabilir. Bu sezon kelimenin tam anlamıyla Karadenizliler’in yılı. 2011’e muhteşem başladılar. Görünen o ki, büyük bir aksilik olmazsa Karadenizli futbolseverler gelecek sezon Süper Lig’de bir takım daha izleme imkanı bulacak. Ayrıca sezonun en flaş ekibi olan Tavşanlı Linyitspor’u da unutmamak lazım. Zira, başarılarının tesadüften ibaret olmadığını ikinci yarının hemen başında bir kez daha tekrarladılar. Artık Tavşanlı Linyitspor’un alacağı hiçbir pozitif sonuç sürpriz sınıfına girmez. Alt sıralarda da haftalar ilerledikçe işlerin karışık olacağının sinyallerini aldık. Kısacası ilk yarıdan çok daha renkli, mücadele gücü yüksek bir Bank Asya 1.Lig yarışı izleyeceğimizden eminim.
Ç.Rizespor-Diyarbakır
Çaykur Rizespor, ilk yarının son haftalarında sıkıntılı sonuçlar alıp finali kötü yapmıştı. Bu nedenle rakibi her ne kadar krizler içindeki Diyarbakırspor olsa da ilk hafta alacağı sonuç çok önemliydi. Seyircisiz oynama dezavantajının ev sahibini olumsuz etkilediği kesin. Ancak başta da söylediğim gibi Ümit Kayıhan’ın öğrencileri ısrarlarının karşılığını tek golle de olsa 3 puan olarak aldılar. Diyarbakır’un geldiği durum ise hayli üzücü. Eğer bu kriz hali sürerse işler çok daha telafisi zor bir hal alacaktır.
Orduspor-K.Erciyesspor
Haftanın sonucu en çok merak edilen karşılaşmasıydı. Çünkü bir tarafta ligin en ciddi favorisi olan Orduspor, diğer yanda ise hem sezon başında hem de devre arasında yaptığı flaş transferlerle dikkat çeken Erciyesspor vardı... Özellikle ilk yarısı müthiş heyecanlı, bol pozisyonlu bir 90 dakika izledik. Ordu’da gerek hava şartları, gerekse taraftarların maça ilgisi günü daha da keyifli kıldı. Her iki takım da skoru değiştirecek fırsatlar yakaladı ama bunu değerlendiren takım Ümit Tütüneker’in öğrencileri, yani Orduspor oldu. Ligin ilk yarısında iç sahada sıkıntılar yaşadığı da dikkate alınırsa Orduspor haftanın en karlı ekibi oldu. Erciyes için yenilgi dünyanın sonu değil. Yeni transferler uyum sorunu yaşamazsa, zirveden kopmazlar.
Akhisar Bld.-Samsunspor
Samsunspor, ilk yarının sonunda müthiş bir iç-dış saha serisi yakalamıştı. Devre arasında da gelenler-gidenler oldu. Bunun nasıl yansıyacağı merak konusuydu, Akhisar’da biraz karşılık buldu. Maçın 3 golünün ikisi neredeyse aynı dakikaya sıkıştı. Ancak Samsunspor’u rakibi karşısında zafere deneyimi taşıdı diyebiliriz. Ayrıca Zenke’nin formundan da bahsetmemek olmaz. Yabancı katkısı böyle sonuçlar doğurduğunda anlamlı oluyor.
Boluspor-Giresunspor
Boluspor aslında pozitif futbolunun karşılığını alıyor. Kötü giden günlerde bile bu felsefeden hiç şaşmadılar. Şimdi de zirvenin takipçileri arasındalar. İyi kadroları var, istikrar yakaladıklarında zirveyi de forse edebilirler. Doğrusu Giresunspor da onların pek rakibi sayılmazdı ve Yarenler bunu aldıkları haftanın en farklı sonucuyla sahada kanıtladı. Karadeniz’deki en sıkıntılı takımsa Giresun. Yapılan yatırımlara, hoca, teknik heyet ve yönetim değişikliklerine rağmen toparlanma sağlanamıyorsa camianın oturup etraflıca düşünmesi lazım.
Güngören Bld.-Denizlispor
‘Denizlispor mu geri gidiyor, yoksa Güngören Belediye mi kendini geliştirdi?’ sorusu yanıtını önümüzdeki haftalarda bulacak. Ancak şu bir gerçek ki Denizlispor’da ikinci yarı sonu başlayan ve devre arasında da tam manasıyla dağıtılamayan kara bulutlar yerini koruyor. Evet, Horozlar’ın kredisi var, ama bu durum sürerse stresin de katlanacağı göz önüne alındığında ilk yarıdaki kadar şanslı olmayabilirler.
Altay-T.Linyitspor
Haftanın kapanış maçı nefes kesti. İlk yarının sürpriz ekibi Tavşanlı Linyitspor, adeta 40 yıllık Bank Asya’lı gibi mücadele ediyor. Ne deplasman-iç saha ayrımı yapıyorlar ne de rakip... Bu yapının kolay ortaya çıkmadığı kesin. O nedenle de sadece Altay galibiyetinden ötürü değil, bu zamana kadarki tüm başarılarından dolayı taraftarından yönetimine kadar herkesi kutlarız.
Gaziantep B.B.-Karşıyaka
Gaziantep Belediyespor’un kupa mesaisi sebebiyle doğrusu neler yapacağını pek kestiremiyorduk. Ancak onlar bu noktada beklentilerin de ötesine geçip her iki kulvarda da yola devam edecek kalitede olduklarını gösterdiler. Ayrıca ligin ilk yarısının en flaş ismi Serdar Deliktaş’ın da perdeyi golle açması önemli. Karşıyak’da ise tehlike çanları çalıyor. Puan farkını kapatmak için hızlı koşmaları gerekirken, hala puan kaybetmek güven bunalımı getirir.
Mersin İ.Y.-Adanaspor
Haftanın her anlamda kritik maçıydı. Ligin ilk yarısındaki o olumsuz tablolar göz önüne alındığında bu kez istenmeyen bir olayın yaşanmaması futbolumuz adına sevindiriciydi. Maça gelince... İki takım da aşırı kontrollüydü. Bu da ortaya kısır, hatta haftanın golsüz tek maçını çıkardı.
‘’Golcüsüz olmuyor!‘’
Süper Lig’de ikinci yarı başlamadan önce iki takım da bir anlamda kendilerini test maçına çıkmıştı. Ev sahibi, Ziraat Türkiye Kupası’nda fazla iddialı olmamasına rağmen bir prestij mücadelesi peşindeydi. Hafta sonundaki Fenerbahçe maçını düşünen Mehmet Özdilek, Tita, Erkan, Yenal, Ali Turan, Uğur İnceman gibi kozlarını dinlendirmeyi tercih etmişti. Galatasaray ise tek hedefi olan kupada, en azından bir beraberliğin yettiği karşılaşmada, o bir puanı alma hesaplarıyla sahaya çıktı.
Sarı-Kırmızılılar, ilk yarıda orta alanda Sabri, Ayhan ve Culio ile oyunu iki taraflı oynamaya çalıştı ancak Antalyaspor karşısında fazla pozisyon bulamadı. Sadece uzaktan şutlarla kaleyi yoklayan Galatasaray’ın, rakibin etkili direnci karşısında fazla bir şey yapamadığını gördük. Antalyaspor’da yeni transferleri görmek isteyen Mehmet Özdilek, yine de savunma ağırlıklı bir futbol oynattı. Bu bir anlamda ‘Hafta sonu ilk 11 değişebilir ama Fenerbahçe maçının taktiği değişmez’ mesajı gibiydi.
Aslında dün gece Galatasaray’ı izlerken ‘Ya rakipte Tita oynasaydı neler olurdu’ demekten kendimi alamadım. Üstelik Serkan Kurtuluş’un çift sarı karttan kırmızı kartla oyun dışına çıkması, ister istemez son 30 dakikada konuk ekip adına işleri zorlaştırdı. Sabri’yi orta alandan savunmanın sağına çeken Hagi, galibiyeti bir kenara bırakıp beraberliği garanti altına almayı denedi. Özdilek de, eksik rakibine karşı bu defa savunmadan hücum futboluna geçti ve oyuna Veysel gibi hava toplarına hakim bir ismi sokarak galibiyet aradı. Ancak 10 kişi kaldıktan sonra Galatasaray’ın daha haddini bilerek ve akıllı bir futbolla, topu daha çok kenarda tutarak başarılı bir son bölüm oynadığını söyleyebiliriz.
Sonuç olarak, dün geceki maç ikinci yarı için Galatasaray’da gerçek bir golcüye ihtiyaç olduğunu çok net olarak gösterdi. Bu iş, Pino gibi Kazım gibi yetenekli kanat oyuncularıyla olmaz. Bu, sadece geçici bir çözüm olur. Eğer Baros sahada olsaydı, Arda da Kazım da Culio da gol atmayı değil attırmayı düşünecekti.
‘’Yekta Fenerbahçe'ye yakışır!‘’
Kasımpaşa’nın Eskişehirspor ile oynadığı ilk yarının son maçındaydım.
Lig TV muhabirinin, maç sonrası futbolcularla yaptığı röportajlardan Yekta ile olanı dikkatimi çekti. Tabii ki, transferin gözdesi bir oyuncu olması ve sorulara vereceği cevaplar önemliydi. Sevgili Loran, önce Kasımpaşa’nın durumunu, arkasından da transferiyle ilgili gelişmeler konusundaki görüşlerini sordu. Yekta da bu soruları net bir şekilde yanıtladı. Benim için, “Bu transfer haberleri söylenti mi, gerçek mi” şeklindeki soruya verdiği cevap önemliydi. Yekta da, “Kulübüm müsaade ederse, ciddi teklif var. Olabilir” yanıtını verdi. O anda hangi kulüp veya kulüplerden teklif aldığını söylemedi. Ben de “Eğer giderse Yekta gibi bir yetenek nereye gitmeli” sorusuna kafa yordum ve bir transfer analizi yaptım.
Geç açıldı ama...
Yekta Kurtuluş, İzmirspor’dan gelip Kasımpaşa formasıyla biraz geç de olsa, yıldızı parlamış bir isim. Geç de olsa diyorum, çünkü Yekta 25 yaşında ve tam olgunluk dönemine girmiş bir yetenek. Yani bundan sonra gideceği büyük bir kulüpte hemen oynaması gereken bir kıvamda. Yılmaz Vural, Yekta için bir şanstı ve tecrübeli hoca da onun yeteneklerini sergilemesi için orta alanda patronluğa soyundurdu.
O da hocasını mahçup etmedi. Peki orta alanda çok çabuk, teknik, şutör ve pasör özelliklere sahip, A Milli Takım’a kadar yükselmiş bir oyuncu, şu an için
4 büyüklerden hangisine giderse, o takıma faydalı olur.
En uygun takım Fenerbahçe
Lider Trabzonspor’a baktığımızda; o bölgede Selçuk ve Colman gibi iki oyuncunun yanı sıra Alanzinho ve Engin Baytar’ı sayarsak fazla ihtiyaç yok. Beşiktaş’ın orta alandaki genç ve tecrübelilerden oluşan zenginliğine baktığınızda, Kartal’a Yekta’yı hiç düşünmem. Geriye iki büyük kalıyor: Biri Fenerbahçe diğeri de Galatasaray... Şu anki şartlarda “Messi gelse ne yapar?” diyorlar ya gerçekten de şu anda Yekta gibi bir yetenek, Galatasaray’a gitse, harcanır. Normal şartlarda Sarı-Kırmızılılar’ın orta alanındaki sıkıntısına ilaç olacak bir isim... Fakat bu hengame içinde fazla bir şey yapabileceğini sanmıyorum. Yekta için en uygun takım Fenerbahçe... “Niye?” derseniz, hemen açayım.
Bugün Fenerbahçe’nin orta alanına bakın... Önce Alex’ten başlayalım... Tartışmasız iyi bir oyuncu olan Brezilyalı, artık gitme-kalma arasında... Bir gerçek var ki, Fenerbahçe formasıyla son demlerini yaşıyor. Emre’ye gelince... 31 yaşında, sakatlıklar, maç devamsızlığı, kart sorunları nedeniyle orta alanda devamlı sıkıntı yarattığı kesin.
Alex’in yanına yakışır
Diğer oyuncuların performansının, bu saatten sonra vasatı aşması pek mümkün görünmüyor. Bence ne Mehmet Topuz ne Selçuk ne de Baroni ve diğerleri, Emre ile Alex’in yanına yaklaşacak düzeyde görünmüyor. İşte bu tablo, Yekta devre arası bir transfer yapacaksa, onun için en uygun takımın Fenerbahçe olduğunu ortaya koyuyor.
Tabii ki, ligde kalma mücadelesi veren Kasımpaşa’nın Yekta’ya çok ihtiyacı olduğunu biliyorum. Ama profesyonellikte herkesin bir değeri vardır. Yekta’nın dediği gibi, “Bütün bu söylediklerim kulübümün rızasıyla olacak bir konu.” İşte bu yüzden ‘Yekta giderse!..’ diyorum.
‘’Madenin adı 'Linyit'‘’
İlk yarı bitti, Rizespor da liderlikten gitti. Eski lider Denizlispor, yeniden liderlik koltuğuna oturdu... Bank Asya 1. Lig’de ilk yarının son maçında dengeler yine alt üst oldu. İlk 4 sıradaki takımların, birbirleriyle yaptığı maçlar, zirveyi değiştirdi. Tabi ki, en şanslılar Samsunspor ve Denizlispor’du. Denizlispor, berabere kalmasına rağmen tahta oturdu. Her şeye rağmen ilk yarının en muhteşem takımı; Tavşanlı Linyitspor’du. Kütahya’nın bu mütevazı ilçesi, geçen yılki Bucaspor’u hatırlatan bir performas gösterdi. Üstelik geçen sezonki Bucaspor, çok tecrübeli isimlerden kurulu bir kadroydu ve bizler için de o kadar sürpriz değildi. Ama üst üste kategori atlayan Tavşanlı Linyitspor’un, Bank Asya 1. Lig’de 16 maçlık performansı, gerçekten övgüye değer. Bravo Tavşanlı Linyitspor, bravo Mustafa Reşit Akçay... Bu başarılı takım hakkında bir not daha vereyim, çünkü önemli. Tavşanlı Linyitspor, maçlarını Kütahya Dumlupınar Stadı’nda oynadı. “Neden önemli?” derseniz, onu da izah edeyim. Kütahya’nın kent olarak Tavşanlı ile arası pek iyi değil ve merkeze maça gelenlerin, rakip takımı desteklediğini biliyoruz. İşte bu başarı bence bu şartlarda daha önemli hale geliyor. Bank Asya 1. Lig’de ilk yarı itibarıyla küçük bir analiz yaptığımızda, puan cetveline bakıp bir karne yapalım ve tek tek takımlara 10 üzerinden not verelim.
Denizlispor (7): İyi başladı ancak iyi bitiremedi. Ama rakiplerinin istikrarsızlığı, onlara ilk yarıyı lider bitirtti.
Ç.Rizespor (7): Aslında kadro olarak özellikle ofansif yetersizliğiyle öne çıkan bir takımdı. Ama iç sahadaki başarısıyla yine de ligi 2. sırada bitirmesi, kadro yapısına göre başarı...
Orduspor (7): Aslında ligi lider bitirebilecek bir takımdı. Ancak dış sahada yakaladığı başarıyı, iç sahada gerçekleştiremedi. Ama oynadığı futbolla ilk iki adayı olabileceğinin mesajını verdi.
Samsunspor (8): Sessiz sedasız zirveye geldi. Şansız yenilgiler aldı, zaman zaman da oynadığı futbolun karşılığını göremedi. Ancak pozitif futboluyla taraftarını da tribüne çekerek, zirveye ortak oldu.
Boluspor (6): İçeride aldığı başarısız sonuçların yanısıra inişli çıkışlı grafik çizerek, kendisine umut bağlayanları şaşırttı. Ancak son haftalarda zirvedeki takımların kayıpları bir anlamda yarışa tutunmalarını sağladı.
T. Linyitspor (9): Kadro ve bütçeye baktığımızda, büyük bir başarı var ortada. 5-1’lik Boluspor yenilgisini çıkartın, geri kalan 15 maçta, vasatın altına düşmediler.
K.Erciyesspor (5): Sezona iyi başladı, ancak ilerleyen haftalarda kaybetmeme duygusu, onları beraberlik takımı yaptı. Beklentilerin altında bir ilk yarı geçirdiler.
Gaziantep B.B. (6): Karne notu daha yüksek olabilirdi. Ama müthiş bir seriden sonra uzun süre ortadan kayboldular. İlk yarıyı daha üst sıralarda bitirmeleri gerekirdi.
Mersin İ.Y. (6): Tuhaf bir ilk yarı yaşandı. Kadro olarak istikrarsız bir görüntü çizildi. Kötü gidişe devre sonuna doğru son verebildiler.
Karşıyaka (5): İlk yarıya kötü başlayıp, kötü bitirdiler. Kemal Kılıç’la “tam toparlandılar” derken, son iki hafta hesaplarını bozdu.
Adanaspor (5): İyi bir kadro olmasına rağmen, skorer bir ekip olamadılar. İlk yarıda tecrübeli isimlerin takıma katkısı beklenenin altındaydı.
Altay (4): İlk yarıda hayal kırıklığı yaşayanlardandı. Siyah-Beyazlılar ligin en çok pozisyona giren takımı olarak sivrildi. Ancak bu bölgedeki futbolcuların başarısızlığı, bugünkü durumlarının özeti.
Akhisar Bld. (6): Bank Asya 1. Lig’in yeni ekibi, bulunduğu şartlara göre, vasat bir ilk yarı geçirdi. Kısaca ikinci yarı için tecrübe kazandılar.
Güngören Bld. (5): Kadro darlığı ve önemli oyuncuların uzun süreli sakatlıkları, bellerini büktü. Puan cetvelinde daha iyi yerde olabilirlerdi.
Giresunspor (4): Son 3 maçı bir kenara koyarsak, tam bir hayal kırıklığı. Oysa sezona Süper Lig iddasıyla başlamışlardı. 10 yenilgi almaları inanılır gibi değil.
Kartal (3): Her sezon ilk yarıda başarılı olurlardı. Bu sezon ise tam anlamıyla sıfır çektiler. İlk yarıyı sahalarında kazanamadan ve gol atamadan bitirmeleri ve
sadece 16 maçta 4 gol atmaları, futbol adına mucize!
Diyarbakırspor (3): Kadro iyi olmasına rağmen kulübün yaşadığı mali kriz, başarısızlığı getirdi. Çözümsüzlüğün verdiği umutsuzluk, “Diyarbakırspor’u son sıraya attı” diyebiliriz.
‘’İşte 'Süper' lig‘’
Bank Asya 1. Lig’in ilk yarısı, ismine yakışır bir şekilde bitti. Son haftaya lider olarak giren Çaykur Rizespor, evinde Samsunspor’a mağlup olunca, zirveyi eski sahibi Denizlispor’a teslim etti. Bu hafta Karadeniz’de kelimenin tam anlamıyla fırtına koptu. Rize’de konuk ekip Samsun gülerken; Ordu’dan ise ne gol sesi çıktı, ne de galibiyet. Ancak maçların sonunda ligin zirvesinde Denizlispor vardı. Aslında son hafta, ilk yarının tablosu gibiydi ve kısır bir kapanış yaşandı Bank Asya 1. Lig’de... Son haftada galip gelenler arasında Tavşanlı Linyitspor’u ayrı bir yere koymamız gerekir. Ligin yeni takımı, kendisi gibi bu sezon çıkan Akhisar Belediyespor’u hem de deplasmanda devirdi. Ligin ilk yarısında çok ilginç bir görüntü sergileyen Kartalspor’u da es geçmek olmaz. İstanbul ekibi inanılmaz bir ilk yarı geçirdi ve geçtiğimiz sezonları mumla arattı. Evinde kazanmak bir kenara, gol bile atamayan Kartal, yeni hocası Kadir Özcan ile çıktığı ilk maçta da puanla ve golle tanışamadan soyunma odasına gitti. Maçlara tek tek bakacak olursak...
Orduspor-Denizlispor
Ordu dolu tribünler önünde 3 puan istiyordu. Ancak ev sahibinin karşısında oldukça güçlü bir Denizlispor vardı. Aslında iki takım da, ilk yarının son maçında mağlup olmak istemiyordu. Nitekim 90 dakika eşitlikle sonlandı. İşin ilginç tarafı, Rize’den gelen sonucun; iki takımı da lider yapma şansı vardı. Orduspor kazanamayıp zirve şansını teperken, Denizlispor ise 1 puanla ligin ilk yarısını birinci olarak tamamladı.
Ç.Rizespor-Samsunspor
Evinde yenilgi yüzü görmeyen Çaykur Rizespor, öyle bir mağlubiyet aldı ki, liderliği de kaybetti. Aslında istim üzerideki Samsunspor bu maça kadar da çok iyi futbol oynuyordu. Hüseyin Kalpar’ın öğrencileri hücumda zorlanan, ancak iyi savunma yapan rakipleri karşısında kontrollü bir oyun seçti. Amaçlarına Zenke’yle ulaştı ve 3 puanı hanesine yazdırdı.
Kartal-Boluspor
Bolu ilk yarı biterken açıldı, tam havaya girmişken devre arası geldi. Bir anlamda favori çıktıkları maçta, beklenen sonucu 3 golle alıp, tekrar yarışta olmanın mutluluğunu yaşadı Yarenler... Kartalspor’da ise devre arasında yapacak çok şey olduğu açık... 16 maç yaptılar, ancak bu süreçte sadece 4 gol atabildiler. Tablo her şeyi gösteriyor, fazla söze gerek yok İstanbul ekibi için.
Akhisar Bld.-T.Linyitspor
Bank Asya 1.Lig’in iki yeni takımının mücadelesinde konuk ekip güldü. Kendi sahasında zor yenilen, aynı şekilde zor da kazanan Akhisar, rakibine tek golle boyun eğdi. Tavşanlı Linyitspor bu zaferle artık ligde kalıcı bir ekip olduğunun da sinyallerini net bir şekilde vermiş oldu.
K.Erciyesspor-Giresunspor
Ligin en çok berabere kalan takımı Erciyesspor klasiği bozmadı! Son haftalarda aldığı galibiyetlerle moral bulan Giresunspor ise zorlu deplasmandan puanla dönerek, devreyi umutlu kapattı. Erciyesspor’un uzun süre ilk ikide yer aldıktan sonra düşüşe geçmesi, gerçekten düşündürücü...
Gaziantep B.B.-Diyarbakırspor
Haftalardır durgun bir dönem yaşayan Gaziantep Büyükşehir Belediyespor son sıradaki rakibi Diyarbakırspor’u tek golle geçip rahat bir nefes aldı. Konuk Diyarbakırspor önemli pozisyonlar yakaladı, ancak son vuruşlardaki etkisizlik nedeniyle puanı elinin tersiyle itti.
Güngören Bld.-Karşıyaka
Evindeki karşılaşmada eksikler nedeniyle sıkıntı çeken Güngören Belediyespor, “Önce 1 puan” dediği müsabakada istediğini aldı. Karşıyaka ise son iki haftada kaybettiği 5 puanla kan kaybetti. İzmir ekibi için devre arasında takviye şart gibi gözüküyor.
Altay-Adanaspor
İlk yarının iki başarısız takım İzmir’de kozlarını paylaştı. Her Altay maçında olduğu gibi yine bol pozisyon vardı, ama gol yoktu. Bu 90 dakikadan iki takıma da yaramayan beraberlik sonucu çıktı.
‘’Sercan isterse...‘’
Bursaspor geçen sezon iki maçta 5 puan kaybettiği Gençlerbirliği’ni deplasmanda bozguna uğrattı. Yeşil-Beyazlılar klasik oyun düzeninde mücadele ederken, Gençler, Galatasaray’ı yenen kadroyla sahadaydı.
Ertuğrul Sağlam göreve geldiğinden bu yana rotasyonu seven bir teknik adam olarak biraz da zorunluluktan sahaya çıkardığı 11’de bu sefer Sercan yerine Turgay’ı uçta oynattı. Aslında bu maç öncesi zihnimde Başkent ekibinin Galatasaray galibiyeti nedeniyle rehavete kapılır mı endişesi vardı. Bu tür galibiyetlerden sonra bir sonraki maçlar tehlikeli olur. Gençler bunu fazlasıyla yaşadı. Nitekim Bursaspor’un erken golü bir anlamda maçın sonucu hakkında ip ucuydu. Ancak Yeşil-Beyazlılar’ın aynı zamanda Türk Futbolu’nun yıldızı Sercan öyle bir gol attı ki, perdeyi kapatmayacak şekilde açtığını anlamıştık.
Fakat bu gole aynı güzellikte genç Soner cevap verince karşılaşma biraz dengelenir gibi oldu. Ozan İpek’in ve daha sonra Sercan’ın golü ilk yarı için maçı kopartacak işaretlerdi. Ama ikinci yarı düşüncemiz, Gençlerbirliği’nin ligde bulunduğu konum nedeniyle daha mücadeleci olacağı yönündeydi, olmadı. Turgay farkı üçe çıkarınca hemen hemen 55. dakikadan sonra karşılaşma bitti!
Cumartesi günkü maçın skorundan çok futbolunu analize gelince; iki takımdan çok Sercan’dan bahsetmek istiyorum. Sercan transferin gözdesi, ama spor kamuoyunda ‘üç büyüklerde, Avrupa’da oynar mı’ diye tartışılan bir futbolcu. Şunun altını çizmek istiyorum: Sercan’ın farkına varalım. Yıldız futbolcu az yetişiyor ve bulmuşken; şımartmayalım derken öldürmeyelim. Olağanüstü yeteneklere sahip, çabuk düşünen bir futbolcu. Şimdi bu çabuk düşüncesini uygulamaya da sokmaya başladı. Çok genç ve son vuruşlarda eksikleri var ama son haftalara bakın; Kayseri’ye ve cuamrtesi akşamı Gençler’e attığı iki gol bu açığını aşmaya başladığını gösteriyor. Bursaspor bu maçta tabi ki Sercan’la kazanmadı. Çok iyi mücadele ettiler ve yine şampiyonluğa oynayan bir takım ağırlığını taşıyorlar. Bunu, Başkent’te bu sezon attıkları 10 gol zaten kanıtlıyor. Eksikleri olacaktır ama ligin ikinci yarısı öncesi en güçlü şampiyon adayı olduğunu buradan belirteyim.