Arama

Popüler aramalar

‘’Antep pes etmedi‘’

Sivasspor’un 10 maçlık yenilmezlik serisi Antep’te bitti. Sivasspor, rakibinin sakat ve cezalılıları nedeniyle oldukça eksik olmasına rağmen maça iyi başlayamadı. Oyunun ilk 20 dakikasında ne yaptığını bilen bir Gaziantepspor vardı. Kırmızı-Siyahlılar özellikle orta alan kurgusunu; çok güçlü bir orta sahaya sahip rakibi karşısında iyi organize etmişti. Orhan ve Yasin gerçekten 90 dakika boyunca oyunun iki yönünü çok iyi oynadılar. Ancak bir deplasman takımı olarak hiç de beklemedikleri bir dakikada golü bulan Sivasspor, bu şansını biraz da rehavetle birleştirdi.
İkinci yarı soyunma odasında Hikmet Karaman takımını çok iyi motive etti ve sahaya kaybetmemek için çıkan bir Gaziantepspor izledik. Bütün bunlara etken olarak deplasmanda böyle iki gol yemek Sivasspor’un hesabında yoktu. Kaan’ın kendi kalesine attığı, Atilla’nın da büyük hatasından doğan iki gol Yiğidolar’ın hesaplarını bozdu. Rıza Çalımbay 10 kişiyken de Cihan ve Pedriel’i alıp puan için mücadele etti. Gaziantepspor, eksik rakibi karşısında farka da gidebilirdi. Cenk Tosun ve Sosa ile çok önemli pozisyonlar yakaladılar ama değerlendiremediler.
Maçın özeti; gerçekten Gaziantepspor, Karaman’ın iyi motive etmesiyle çok kritik bir haftada kritik bir galibiyet aldı. Bu kadar eksiğe rağmen alınan üç puan Gaziantepspor’un gelecek haftalar öncesi rahat bir nefes almasını sağladı. Sivas için bu maç bir iş kazası ama çıkaracak dersleri olmalı.

30 Ocak 2012, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Zirve karıştı!‘’

Bugün en sondan başlayalım isterseniz. Çaykur Rizespor’un üst üste iki hafta aldığı 3-0’lık yenilgilere değinmek gerekiyor. Önce Akhisar’da 3-0 mağlup olan Karadeniz ekibi, pazartesi gecesi de Gaziantep’te aynı sonuçla sahadan puansız ayrıldı.

Peki sürpriz miydi bu sonuç! Puan cetvelindeki yerlerine bakarsanız şaşırtıcı gelebilir. Ancak biraz yakın geçmişe gittiğimizde hiç de sürpriz bir sonuç olmadığını söyleyebiliriz.

Tehlike geliyorum dedi

En son içeride oynadığı Boluspor maçında Rize’deydim. 2-2 biten karşılaşmadan sonra bu takımın ara transferde savunmasına takviye şart demiştim. Kimsenin işine karışacak değilim, sadece bir gazeteci olarak gözlemimi aktardım. Çünkü bu takım, son sıradaki 3 ekibe karşı kazanamamış ve kötü gidişin sinyallerini vermişti. Sadece Bikoko ve Jallow’un golleriyle bir yere kadar gidersiniz. Sonuçta bu ikili ya duracak, ya da durdurulacaktı. İşte o zaman bir B planına ihtiyaç var.

Gördüğüm kadarıyla tecrübeli Hüseyin Kalpar biraz da yönetimi rahatlatmak için ‘keseye uygun birkaç transferle bu işi çözerim’ dedi. Ama bu ligde, hele ki ikinci yarıda işin şakası olmadığını en iyi Hüseyin Kalpar bilir.

Rize’ye transfer şart

Transferlere baktığımızda, Fahri Tatan, Ramazan Durdu ve Murat Sözgelmez’i aldılar. Tamam orta alana alınan oyuncular tecrübeli ve takıma katkıları olur, ancak Karşıyaka’da dikiş tutturamayan Murat Sözgelmez mi savunmaya çare? Bu bölge çok daha tecrübeli ve takımı taşıyabilecek bir isimle doldurulmalıydı. Örnek mi; Ankaragücü’nden Aydın Toscalı veya Kayserispor’dan İlhan Eker. Bu oyuncuları almak tabii ki kolay değil, ancak bir takım,
Süper Lig için oynuyorsa gereken hamleleri yapabilmeli. Benim görüşüm, defansa ciddi bir oyuncu alınmalı. Aksi halde geçen seneki hüsran tekrarlanır.

Maça gelince... Gaziantep Büyükşehir Belediyespor iyi bir takım havasında değildi. Ancak ikinci yarıda çıkışa geçtikleri kesin. Aldıkları 3 gollü galibiyet, onları morallendirdi.

Elazığ lider ama...

Lider Elazığspor son saniye golleriyle yoluna devam ediyor. Gakgoşlar iki haftadır uzatmalarda attığı tek golle kazanıyor. Yine de işlerini son ana bırakmamalılar, maçı baştan koparmalılar. Her zaman şans faktörü yanlarında olmayabilir. Lider olmak tabii ki önemli,
ama daha da önemlisi lider kalmaktır. Şimdi Elazığspor’un üzerinde ister istemez bir baskı var. Bu kadro, tecrübeli hocasıyla bu yükü kaldırabilecek güçte gözüküyor. Fakat maraton uzun, erken havaya girmemek gerek.

Kasımpaşa dolu dizgin

Zirvenin takipçilerinden Kasımpaşa ise önemli bir rakibi daha devirdi. Süper Lig’den düşen iki takımın maçında ev sahibi Kasımpaşa, Konyaspor’u 3 golle geçip iddiasını ortaya koydu. Adem Büyük transferiyle kadrosunu güçlendiren Kasımpaşa, şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olduğunu kanıtladı. Konyaspor da üst üste iki yenilgi alarak yarışta kan kaybetti.

Bolu ve Buca’ya dikkat!

Akhisar Belediyespor’a gelince... Güngören üst sıralardaki takımlara çelme takmaya devam ediyor. Rizespor’a, Boluspor’a yaptığını Akhisar’a da yapan İstanbul ekibi, önemli puanlar kazanıyor. Fakat gerçek anlamda ilaç olacak galibiyeti henüz alamadılar. Devre arasında
kadrosunu güçlendiren Boluspor, iddiasını güçlendiriyor. Transfer yasağını kaldıran Giresunspor karşısında 2-0 galip gelen Yarenler, rahat bir nefes aldı. Öte yandan bir takım daha ikinci yarıda dikkat çekebilir. Bucaspor’dan bahsediyorum. Ege ekibi, Süper Lig’den düştükten sonra bocaladı. Bütçe olarak ve kadrodan giden oyuncular anlamında sarsıldılar. Ancak güçlü bir altyapısı var, bunun da meyvesini alıyor Buca. Erciyes deplasmanın da güçlerini bir kez daha gösterdiler.

Karşıyaka altın buldu

Bir başka İzmir ekibi Karşıyaka, Adana’dan çok önemli bir galibiyetle döndü. Devre arası kadrosunu güçlendiren Karşıyaka, en az kendisi kadar iddialı bir rakibi, hem de deplasmanda geçerek moral aldı. Adanaspor ise iç saha sıkıntısını aşamıyor. Aynı şekilde Göztepe de bir türlü aradığı kıvamı bulamadı. Denizlispor karşısında mağlup durumdan
beraberliği yakaladılar, fakat 3 puana uzanacak isteği gösteremediler.

Tavşanlı seri yaptı

Tavşanlı’da ise gülen ev sahibiydi. İkinci yarıya iyi başlayan iki takımın maçında Tavşanlı Linyitspor, Ümit Tütünci’yle güldü. Sakaryaspor’un gol öncesi, pozisyonun ofsayt olduğu
konusunda itirazı var ve bir de son dakikada verilmeyen tartışmalı penaltı. Her şeye rağmen
Tatangalar’ın çok da iyi oynamadığını söylemek yanlış olmaz.

25 Ocak 2012, Çarşamba 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Samsunspor yeni başladı‘’

Samsun’da Yunan müziği bir başka oluyor. Gekas, Samsunspor’a adeta hayat verdi. Yıldız futbolcu, deyim yerindeyse ‘yüzde yüzüyle’ oynadı. Kırmızı-Beyazlılar’ın daha önce de iyi futbol oynadığı karşılaşmalar oldu, fakat gol yollarındaki beceriksizlik puan almalarını engelliyordu. Dün ise iki net ve kritik pozisyonda Gekas çıktı sahneye, attığı 2 golle takımına altın değerindeki 3 puanı getirdi. İki pozisyon bulup, ikisini de atabiliyorsanız, fark burada demektir.

İlk yarıda ev sahibi, Orduspor karşısında oyuna hakimdi. Petkoviç, ‘gitsin mi kalsın mı?’ tartışmaları arasında sağlıklı bir 11 sahaya sürdü. Ancak eleştirim şu ki; savunmayı çok daha önceden böyle kurabilirdi. Bu defans dörtlüsü, maç boyunca Ordu’ya çok az pozisyon verdi.
İlk devrede öne geçen Samsun, ikinci yarıda yerinde oyuncu değişiklikleriyle skoru korudu, daha sonra da artırdı.

Orduspor’a gelince... Mor-Beyazlılar’ın sadece 1 puanı hedeflediği her halinden belliydi. Ama bu futbolla, puan almak zordu. Nitekim rakip kadar da konsantre olamayınca kaybettiler.
Samsun için güzel bir hafta sonuydu. Özellikle Gekas’ın gollerinden sonra statta çalınan Yunan müziği, maça ayrı bir renk kattı. Samsunspor için lig yeniden başladı.

22 Ocak 2012, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Hakem golü verseydi...‘’

Antalya’da ev sahibi ilk yarıda futbol adına her şeyi yapan taraftı. Beşiktaş’a karşı beklenenin aksine ofansif bir Antalyaspor izledik. Mehmet Özdilek’in öğrencileri çok önemli organize ataklarla net pozisyonlar buldular. Hani derler ya, ‘her şeyi yaptı, gol hariç!’. Antalyaspor onu da yaptı. Öyle net bir gol attı ki, fakat sayılmadı. Son yıllarda böyle bir devam kararı görmemiştim. Maçı televizyonda izleyenler, bu sayılmayan golün tekrarına bile gerek duymazdı bence. Ancak maçı yöneten ya da yönetemeyen hakem üçlüsü, bu kadar net bir gole devam kararı vererek kariyerlerinde önemli bir yara aldılar. Antalyaspor bu pozisyonu unutup ilk yarı bitene kadar pozitif futbolunu sergiledi. Tecrübeli Necati, kaleciyle karşı karşıya kaldığı durumda kendisine yakışmayanı yaptı ve topu dışarı attı. İşte böyle bir ilk yarıda Beşiktaş inanılmaz silikti.
İkinci yarıda roller değişti. Antalyaspor’da yorgunluk hemen göze çarptı. Beşiktaş ise ilk yarının aksine kımıldadı ve golün sinyallerini vermeye başladı. Ancak aradıkları gol, rakibin asistlerinden geldi. Önce tecrübeli Ali Tandoğan anlamsız bir yan pas verdi, ardıdan da bu pasa panik yapan yine deneyimli bir isim Deniz vardı sahnede. Kaleci ile arasında git-gel yaşayan Deniz’in bu kararsızlığını affetmeyen Almeida oldu. Portekizli araya girip Beşiktaş’ı öne geçirdi. Bu gol bir anlamda da Antalyaspor’u bitirdi. Bu dakikadan sonra sahada inanılmaz inançsız bir ev sahibi ekip izledik. Zaten rakibin bu zaafiyetini Fernandes iyi değerlendirdi ve ikinci golü filelere yolladı. Beşiktaş deyim yerindeyse ‘altın buldu’ bu oyunuyla.
Dün gece Antalyaspor ilk yarıda koparabileceği bir karşılaşmada, beraberliğe dahi üzülecekken mağlup oldu. Ancak futbol böyle bir oyun. ‘Atamaya atarlar’ diyeceğim, ama hakem verdi. Sonuç; yıllardır Beşiktaş’a karşı şansı tutmayan Mehmet Özdilek yine kaybetti.

21 Ocak 2012, Cumartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Kupa vurgunu!‘’

Devre arası bitti ve maçlar başladı. Ancak ilk yarı 16 hafta oynandığı için aslında gerçek ilk yarı şimdi bitti ve ara vermeden sezon sonuna kadar da bu heyecan sürecek. Zirvede Elazığ rüzgarı son saniye golüyle sürüyor. Gakgoşlar, zorlu bir rakibi evinde devirmeyi başardı. Zorlu diyorum, çünkü Konyaspor tek yenilgiyle yoluna devam eden, güçlü bir takım... İşte zor yenilen bu takımı tek golle de olsa mağlup edip, 2012’ye iyi bir giriş yaptılar. Devre arasında kadrosunu önemli isimlerle güçlendiren Elazığspor’un aldığı bu galibiyet, çok önemli. Çünkü bu iki takımın, ligin son haftasında kozlarını Konya’da paylaşacağını düşünürseniz, bu 3 puanın değeri daha iyi anlaşılır.

17. haftanın sevinenleri arasında sadece Elazığspor yoktu tabi ki... Bu ligde 2. sezonunu oynayan Akhisar Belediyespor, müthiş bir iç saha galibiyeti aldı. Zorlu rakibi Çaykur Rizespor’u sahasında 3-0 gibi net bir skorla geçerek, hem rakiplerine gözdağı verdi, hem de “Bu ligde sakın beni küçümsemeyin” dedi. “Çaykur Rizespor’daki düşüş, tek maçlık mıydı?” bu sorunun cevabını önümüzdeki günler verecek.

Rize’de sorun aynı

Ancak devre arası olmadan önce, önemli bir savunma zaafı yaşadıklarını belirtmiştik. Ve ara transferde bu takıma mutlaka defansif bir takviye gerektiğini söylemiştik. Ancak çok gol atmaları, herhalde biraz rehavete soktu Karadeniz ekibini. Bir de Türkiye Kupası’nda, Gaziantepspor karşısında alınan 3-2 lik galibiyet ve tur, Akhisar maçı öncesi takıma fazla özgüven yükledi. Akhisar yenilgisinden çıkarılacak dersler var, transfer de devam ediyor. Akhisar’a gelince; Hamza Hamzaoğlu’nun öğrencileri devre arasını iyi geçirmiş, besbelli. Ayrıca yönetim de üzerine düşeni yaparak, ara transferde boş durmadı ve “Bu takıma güveniyoruz” mesajını verdi, önemli isimleri kadroya katarak. Kısaca iyi bir başlangıç, Rizespor karşısında alınan 3-0’lık galibiyet ve 3 puan...

Süper Lig adayı Kasımpaşa, devre arasına doğru başlattığı çıkışı, Bucaspor galibiyetiyle de sürdürdü. Aslında gözlerden kaçmış olabilir. Ama Kasımpaşa, çok önemli bir transfere imza attı ve Adem Büyük’ü kadrosuna kattı. Geçen sezon buna benzer bir hamleyi Mersin İdman Yurdu yapmış, Manisaspor’dan Adem Büyük’ü transfer etmişti. Ve o Adem Büyük, Mersin İdmanu Yurdu’nun Süper Lig’e çıkmasında, attığı gollerle büyük katkı yapmıştı. Şimdi Kasımpaşa’da Adem Büyük. Bu ligi çok iyi bilen bir oyuncu olarak, aynı katkıyı yeni takımına da yapması mümkün...

Bolu’nun hesabı karıştı

Ligin bir başka favorilerinden Boluspor, evinde yine bir şok yaşadı. Sanırım Rizespor’un yaşadığı benzeri bir duygu, Yarenler’i de bitirdi. Kupa’da tur atlamak, Bank Asya takımlarını biraz gevşetmiş göründü. Boluspor da, Bank Asya’da henüz 3 puanla tanışamayan Güngören Belediyespor karşısında, evinde golsüz berabere kaldı. Bolu, kaybedilen bu 2 puanı çok arar. Çünkü takım avantajlı bir fikstüre sahip ve hesapta olmayan bir kayıp oldu Güngören maçı.
Adana evinde kayıp
Adana’da gol düellosunda gülen olmadı ve 2-2’lik beraberlik çıktı 90 dakikanın sonunda... Aslında bu sonuç Denizlispor için iyi, ev sahibi Adana adına buruk bir skor bana göre. Adanaspor’un şimdiye kadar iç sahadaki kayıplarına baktığımızda, bu takım neden üst sıralarda değil, anlarsınız. İyi bir kadroya sahip olmalarına rağmen, bunu sonuca yansıtamayan ve bir türlü istediği çıkışı yapamayan takım görüntüsü verdi Toros Kaplanları... Denizlispor önemli bir deplasman puanı ile evine döndü. Göztepe ise evinde kabus yaşadı. Oysa maç öncesi kağıt üzerinde favori gözüken taraf İzmir ekibiydi. Yeni teknik direktörü Cihat Aslan ile çıktıkları ilk karşılaşmada taraftarını üzen Göztepe için ilk sezonlar, pek istenilen gibi gitmiyor. Oysa Kartal devre arası önemli isimlerle yollarını ayırmış ve ikinci yarı için kafalarda soru işaretleri yaratmıştı. İstanbul temsilcisi, deplasmanda aldığı 3 puanla bir anlamda daha ilk haftadan bu soru işaretlerine bir nebze olsun cevap vermiş oldu.

Erciyes’te neler oluyor!

Kayseri’de ev sahibi, ava giderken avlandı. Erciyesspor, geçen sezonu mumla arayan Tavşanlı Linyitspor’a, son dakikada yediği golle boyun eğdi. Aslında bu tür maçlar her zaman tehlikelidir. Çünkü, karla kaplı bir zeminde her an hata yapabilirsiniz. Bu nedenle 1-1 giden bir maçta kontrolü elden kaçırmayacaksın. Bence Erciyes, bunun bedelini ödedi. Tavşanlı’ya tebrikler...
Gaziantep’te iki takım da 3 puanı istiyordu ancak ikisinin de istediği olmadı. Karşıyaka iddasını artırmak için önemli ismlerle kadrosunu güçlendirmişti. İşte bu yenilenmiş kadronun hedefi Gaziantep’te puandı. Aynı şekilde geçen sezonun flaş ekibi ve Play-Off finalisti Gaziantep Belediyespor, kötü giden ilk yarıdan sonra iyi bir başlangıç paşindeydi. Sonuçta Gaziantep’te ne şiş yandı ne kebap...

Sakarya fırtınası sürüyor

Karadeniz’de Sakaryaspor fırtınası esti. Puan cetvelinde son sıraları paylaşan iki takımın maçında Giresun’da gülen, konuk Sakaryaspor oldu. Gerçekten kim kazanırsa kazansın, çok önemli bir 3 puan olacaktı. Çünkü deyim yerindeyse 6 puanlık bir maçtı. İşte bu 6 puanlık maçı Şaban Yıldırım’ın öğrencileri 3-1’lik bir zaferle bitirip, Adapazarı’na döndü. Giresunspor’da yönetimsel gelişmeler olumluydu ve bu maçta alınacak galibiyet, hamle açısından önemliydi. “Yine de daha 16 maç ve alınmamış 48 puan var ortada” diyelim, kötümser olmayalım...


18 Ocak 2012, Çarşamba 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Antep'e moral oldu‘’

Ancak futbol ortamı şartları oldukça iyiydi. Bütün gün yağan kara rağmen yemyeşil bir zeminde şiddetle puana ihtiyacı olan iki takımın mücadelesini izledik. Sezon başı hedeflerinin uzağında kalan Gaziantepspor en azından bir puan hesabındaydı Kayseri’de. Abdullah Ercan önce beraberlik istiyordu. Aslında sahaya sürdüğü 11, 3 puana da oynayabilcek bir nitelikteydi. Cenk Tosun, Muhammet, Sosa ve arkalarında Sapara’yı da düşünürsek, deplasmanda can yakabilecek bir kadroydu. Kayserispor ise klasik kadrosuna yeni transfer Biseswar’ı sokmuştu. Feeyonord’tan gelen 24 yaşındaki kanat oyuncusu teknik ve takım oyununa daha yatkın. Bilekleri çok iyi ve dripling özelliği olan Hollandalı daha çok çizgiye yakın oynuyor. Ancak Hasan Ali ile birlikte çok güçlü bir sol kanat oluşturabilirler. İlk izlenimim olumlu ve Amrabat’a göre daha kollektif bir ruha sahip.

İlk yarıda ev sahibi ekibin önemli pozisyonları vardı. Rakibin bireysel yanlışlarından becereksizce yararlanamayan bir Kayserispor izledik. Bazı pozisyonlarda da kaleci Karcemarskas öne çıktı. Ancak suskun golcü ilk yarı biterken Bisewar’ın şık pasını aynı şıklıkta gole çevirdi ve takımını soyunma odasına 1-0 önde götürdü.

İkinci yarıda rakibin baskısı karşısında panikleyen bir Kayserispor vardı. Takım savunmasındaki paniklemeden yararlanan Gaziantepspor yüklendi ve aradığı golü de bir savunma oyuncusu Elyasa’dan buldu. Özellikle kanatlardan hücum yemeye başlayan Kayserispor’un bu anlarda topu kendinde tutup rakibin temposunu düşürmesi gerekirdi. Karşılaşmanın sonları ister istemez Kayserispor baskısı altında geçti. Bir puanı cebine koyan Gaziantepspor savunmaya ağırlık verince kalesinde önemli tehlikeler yaşadı. Maçın özeti; Kayserispor evinde ilk yarıda skoru perçinleyip özlediği galibiyeti alabilirdi. Ancak tek gol yetmedi. Gaziantepspor için söylenecek tek şey oyunu 90 dakikaya yayabilmeleri. Geçen hafta İstanbul’da Fenerbahçe karşısında iyi bir ilk yarı, dün de Kayseri’de iyi bir ikinci yarı oynadılar. Her şeye rağmen önemli bir puanla evlerine dönerek moral kazandılar.

17 Ocak 2012, Salı 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Sivasspor tırmanışta‘’

Aslında teknik kadro, oyuncular ve taraftardan başka hiç bir gücü kalmayan Başkent ekibinin dar kadrosuyla puan alması çok zordu. Düşünsenize takımın tesislerinde parasızlık nedeniyle güvenlik dahi yok. Korumayı iki görevlinin nöbetleşe tuttuğu bir takımdan bahsediyoruz. Çok şey yazıldı, çizildi. Bundan sonra da çok şey yazılıp çizilecek Ankaragücü için. Ama bugün bu takımı 100 milyon TL kadar yapay borç içine sokanları tarih yargılayacaktır. Onları, böyle bir köklü kulübü bu duruma düşürmenin vicdani sorumluğuna bırakıyorum. Hoş vicdanları olsa bu kulüp bu duruma düşer miydi zaten. Ben yine de bu şartlarda her şeye rağmen Ankaragücü için mücadele eden ekibi kutluyorum.
Maça gelince; Sivasspor önemli savunma oyuncularından, sakatlıklar ve cezaları nedeniyle yoksundu. Örnek mi; Cerny’in hayatında ilk defa sağbek oynaması yeterlidir sanırım. Ancak ligin en kaliteli orta alanına sahip Sivasspor’un hücumdaki en büyük silahı Enaramo’nun performansı yetti Ankaragücü’ne. Nijeryalı açılışı yaptı ve diğer gollerde yaptığı asistlerler de maça damgasını vurdu. Rıza Çalımbay, rakibin ilk iki haftada aldığı başarılı sonuçlardan sonra futbolcularının dikkatini çekmişti. Gerçekten de Sivassporlu futbolcular hocalarının söylediklerini çok iyi anladıklarını maç içinde gösterdi ve 90 dakika büyük bir ciddiyetle oynadı. Özetle, Mersin İdmanyurdu ve Beşiktaş’ın düştüğü hataya Sivasspor düşmedi. Erken gollerle rahatlayıp yukarılara doğru tırmanışını sürdürdü.

16 Ocak 2012, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Tat vermedi‘’

Cezalı ve sakatların özellikle savunma bölgesinde olması Rıza Çalımbay’ın işini zorlaştırmıştı. Tabii ki böyle bir maçta iş forvetlere düştü.

İlk yarıda atılan tek gol haricinde futbol adına fazla bir şey yazmak çok zordu. Üstelik rakibinin savunmadaki sıkıntılı durumuna rağmen Eskişehirspor’un evinde hiç pozisyon üretememesi düşündürücüydü. Maçın başında Kamara ile gole yaklaşan Eskişehirspor ilk yarının sonunda yine Kamara ile aradığı golü buldu. Kendisinden çok şey beklenen Grosicki gününde olmayınca Sivasspor rakip kalede etkili olamadı. Eneramo istediği topları alamadı, sadece Cerny istekli ve etkiliydi ama tek başına sağlam Eskişehirspor savunması karşısında yetmedi. Sivasspor, ligin en çok gol atan ikinci takımı olmasına karşın en çok gol yiyen ekibi de. Eskişehirspor ise son 6 haftada kalesinde yalnızca 2 gol görmüş. O 2 golü de geçen hafta İstanbul’da yediler. Sivas’ta Kadir’in kırmızı kart görmesi işin tuzu-biberi oldu. Burada bir çift sözüm de Kadir’e. Sarı kartı olan bir oyuncu bu kadar kolay ikinci kartı görmemeli. Üstelik takımın çok öneml bir ismi ve yükselen formuyla dikkati çeken biri olarak ona yakışmadı.

İkinci yarıda 10 kişi kalan rakibe karışı Ersun Yanal, Volkan’ın yerine Erkan’ı alarak başladı. Bence doğru bir tercihti. Hatta böyle başlamalıydı karşılaşamaya. Çünkü rakibin iki solbeki de sakat ve o bölgede çok tecrübesiz, genç bir isim oynuyordu. Hoş Kağan ilk defa oynamasına rağmen elinden geleni yaptı.
Beklediğimin çok altında bir 90 dakika izledim. Oysa maça gelirken iki takımın da lig performansları beni umutlandırmıştı. Oynamadan sadece mücadele ederek ve az hata yaparak maç kazanılmıyor. Sivasspor 10 kişi kalmasına rağmen oyuna sonradan giren Pedriel, savunmanın hatasını affetmedi ve takımına altında değerinde bir puan kazandıran isim oldu.

09 Ocak 2012, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI