Arama

Popüler aramalar

‘’Kayseri daha güçlü!‘’

PTT 1. Lig’de ilk yarının sonu yaklaştıkça yarışta heyecan artıyor. Zirvedekiler aldıkları sonuçlarla kendisine ortak arıyor. Aslında haftanın kazananı Kayserispor oldu. Sarı-Kırmızılı ekip Elazığspor’u tek golle devirirken Antalyaspor ve Osmanlıspor’un kaybettiği haftada 3 değil 9 puan aldılar bana göre. Kayserispor bu ligin sezon başında favorisiydi ama kötü bir giriş yaptılar, ta ki Adana Demirspor karşısında elde ettikleri kritik galibiyete kadar.

Deplasmanda alınan bu 3 puanla çıkışa geçen Kayserispor adeta şahlandı ve bugün liderlik koltuğundalar. Üstelik bu süreçte sezon başı takımı çalıştıran Mutlu Topçu ile yollar ayrıldı ve yola genç bir isim Cüneyt Dumlupınar ile devam edildi. Cüneyt hoca oyuncu yakından tanıdığını oyuncu grubunu lige motive etmekte zorlanmadı.

Hurma istifadan döndü

Genel menacer Süleyman Hurma, başkan Recep Mamur’un bırakma kararından sonra istifasını verdi ve ‘Benden bu kadar’ dedi. Ancak başta onursal başkan Mehmet Özhaseki olmak üzere Kayseri’nin ileri gelenleri bu durumda bırakıp gitmesinin doğru olmadığını Hurma’ya söylediler. Çünkü şu anki kadro Süper Lig’den düştükten sonra elde tutulabildiyse bunda Süleyman Hurma’nın çok ama çok büyüktü. Hal böyle olunca Hurma da kendisi için kalan bu kaliteli oyuncu topluluğunu bırakamadı, “yola devam” kararı aldı.

Direksiyon Özhaseki’de

Sarı-Kırmızılı camiada yönetimsel olarak yeni bir dönem başladı diyebiliriz. Artık direksiyona tam olarak Özhaseki geçti. Zirvedeki takımlara bakarsanız belediye başkanlarının takımların arkasında durduklarını çok rahatlıkla görebilirsiniz. Bu Kayserispor için de, Osmanlıspor için de, Antalyaspor için de, Adana Demirspor için de geçerlidir. Bu ligde siyasetin desteğine ‘yok’ denilemez. Kayserispor adına sezonun kalan bölümünde bu destek itici güç olacaktır.

Gözler devre arasında

İlk yarı bu hafta bitiyor şimdiye kadarki manzaraya göre, “İlk 3 sıradaki 3 takımdan ikisi ilk ikiden çıkar” diyorduk. Ancak son 3 haftada alınan sonuçlardan sonra ilk ikinin ortaklarının çoğaldığını görüyoruz. Sanırım bunca gelişmeden sonra devre arası çok önem kazandı. Çünkü bu arada yapılacak transfer hamleleri takımların kaderlerini belirler gibi geliyor bana ama doğru tercihler yapılırsa...

30 Aralık 2014, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’14 hafta 9 hoca!‘’

Kısaca sonuçları değerlendirip başlayalım... PTT 1. Lig'de bu haftanın en dikkat çeken sonucu Manisa'da alındı. Ege derbisinde Buca'yı ağırlayan Tarzanlar, gol olup yağdı deyim yerindeyse... Rakibini 5-0'le geçen Siyah-Beyazlılar, bu sezonun en farklı galibiyetini aldı. Bu galibiyete rağmen yine de Manisa'nın eksikleri var. Buca da aynı şekilde. Her iki ekipte devre arasını çok iyi geçirmeli.

Alkışlar Mandıralı'ya

Karşıyaka, Alanya karşısında sezonun en şanslı maçını kazandı. Kötülerdi, konuk ekibin verilmeyen golleri bir hakem faciasını daha gözler önüne serdi. Denizli'yi yenen Orduspor ise 12 haftalık aradan sonra galibiyetle tanıştı. Ziya Doğan, camiayı umutlandırdı şimdilik. Ancak ara transferde çok ciddi takviyelere ihtiyaç duydukları gerçek. Gaziantep Belediye, ligin en çok koşan takımı Altınordu'yu
tecrübesiyle devirdi. Urfa ve Giresun ise kıran kırana maçta yenişemedi, 1'er puanla yetindi. Ümit Özat idaresindeki Elazığ, zirve yürüyüşünü sürdürdü. Adana Demirspor ise taraftarını zorlu Samsun deplasmanında güldürdü. Haftanın en flaş sonucu ise Antalya'daydı. Ligin üzerinde kadrolarıyla yeniden Süper Lig için kolları sıvayan Antalya ile Kayseri'nin kapışmasında ev sahibi güldü. Hami Mandıralı, ilginç tercihleriyle riskten kaçmıyor. Güçlü rakiplerini fırsat vermeden geçmeyi başardılar.

Kıyım sürüyor

Flaş sonuçlar bunlardı. Gelelim flaş gelişmeye... Osmanlıspor'da 1.5 yıllık Osman Özköylü dönemi sona erdi. Son 3 haftada 7 puan kaybeden tecrübeli hoca istifa etti. Geride kalan 14 haftada yapılan bu
9. değişiklik oldu. Yani istikrar hak getire... Neredeyse her haftaya bir hoca değişikliği düşen bu ligde futbolun gelişmesini, Süper Lig'e oyun ve oyuncu katkısını yapmak beklemek artık hayal sanki...

'Futbolcular istemedi' iddiası

Hocanın istifasının nedenine gelince... Kendisi şu sözlerle açıkladı, bize her iki taraf için de hayırlı olsun demek düşer: Etik değerlerim açısından uygun görmediğim bazı şeylerden dolayı istifamı sundum, kabul edildi. Benim burada olmamı istemeyen birtakım insanların oluşturduğu bir ortam var. Dışarıdan takımın içine kadar sirayet eden bir durum var. Kurucu başkan Ahmet Gökçek ve onursal başkan Melih Gökçek’ten çok büyük destek gördüm."

24 Aralık 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Uyan Adana!‘’

PTT 1. Lig’de yarış sürüyor, sürprizler de aynı şekilde devam ediyor. Ancak ben bugün sonuçlardan ve yarıştan çok bir kulüpten bahsetmek istiyorum. Hem de bu takım büyük bir kentimizin markası olan bir ekip olunca yaşanan gelişmelere duyarsız kalmak, birkaç kelam etmemek olmaz. Adanaspor Başkanı önceki hafta iç saha yenilgisi sonrası ‘benden bu kadar’ deyip ilk yarı itibarıyla Adanaspor’u bırakacağını açıkladı ve ‘almak isteyen varsa buyursun alsın’ dedi. Tabii ki bu söylemi durup dururken yapmadı, bu geçmişten gelen birikimin patlamasıydı. Seversiniz sevmezsiniz Başkan Bayram Akgül’ü, ama o Adanaspor’u TMSF’den bir kağıt parçası olarak aldı. Uzan Grubu’nun ortada bıraktığı bir şehir takımını hiçbir şeysiz aldı ve 3. Lig’den PTT 1. Lig’e taşıdı.

İnter’i getirdiler!

Adanaspor’u A.Ş. yapan ve aynı zamanda kulübün sahibi olan Akgül; ne yaptıysa yaranamadı kente. Biraz da üvey evlat muamelesi gördü. Bir kısım çevreler, ‘ne yapalım kulüp A.Ş sahibi var, biz niye yardım yapalım!’ dediler. Aslında başkanın beklediği maddi değil, manevi destekti. Maalesef bir zamanlar UEFA Kupası’na kadar giden İnter’i Adana’ya getiren ve Play-Off finalinde Kasımpaşa’ya kaybedip Süper Lig kapısından dönen Adanaspor ciddi bir krize gebe.

Eriş’e geçmiş olsun

Eğer başkan kararından dönmezse ki görüntü pek dönecek gibi değil, Adanaspor için tablo karanlık. Bir futbol kenti olan Adana’nın ileri gelenleri ya başkanı bu kararından vazgeçirmeli ya da bu kulübe sahip olacak kişiler ortaya çıkıp Adanaspor’u yaşatmalı. Bu takımın teknik direktörü Levent Eriş şu anda Kayserispor maçında geçirdiği beyin spazmı nedeniyle hastanede yatıyor ve başkan da yanında. Bu rahatsızlığın sebebi belki de hocanın takım için yaşadığı stres olabilir. Eriş’e Allah’tan şifa diliyorum, inşallah en kısa zamanda aramıza döner.

Çözüm bulunmalı

Sonuç olarak son sözümüze gelince... Benim bildiğim Adanalılar gururlu insanlardır ve takımlarının bu halde ortada kalmasını istemezler. Bu arada sorun takımın sahibinin Bayram Akgül olması değildir. Sonuçta başkan bu kulübü çok zor durumda almış, bu noktalara taşımış ama bir yere kadar göğüslemiş ve enerjisi bitmiş görünüyor. Ya Akgül’e o enerjiyi verecek destek sağlanmalı ya da Adanaspor yeni sahibiyle yola devam etmeli. Adana’ya da bu yakışır...

18 Aralık 2014, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bunun adı haksızlık‘’

PTT 1. Lig’de zorlu bir haftayı geride bıraktık... Bıraktık ama bir teknik direktör daha takımıyla yollarını ayırdı. Alanyaspor’da bana göre büyük işler yapan ve mütevazı bir kadroyu PTT 1. Lig’e taşıyan Mehmet Altıparmak’ın, yönetim kurulu toplantısı sonrası görevine son verildi. Bence Alanyalı yöneticiler bu kararı almadan önce geriye dönüp bir bakmalıydılar. Çünkü Alanyaspor’u, Türkiye’nin gündemine oturtan biri varsa Mehmet Altıparmak’tı. Tecrübeli hoca, ekibiyle birlikte başarıyı yakalarken biraz da mütevazı davrandı. Oysa PTT 1. Lig’e çıktıktan sonra daha güçlü bir kadro istemeliydi ki kıymetli olsun.

Yöneticiler anlayışsız

Maalesef futbolumuzda yöneticilere karşı anlayışlı olanlara yardımcı olanlar, makbul hoca olmuyor. Mehmet Altıparmak, Alanyaspor’la 50 maçta sadece 7 mağlubiyet almış. Bu müthiş istatistiği bir kenara bırakalım. Sezona çok iyi giriş yapan Alanyaspor’da hedef ligde kalmak değil miydi? Herhalde başarılı sonuçlar ve ‘hoca nasıl olsa geçen sezon bir alt ligde yaptığını yine yapar’ düşüncesi birilerini fazla havaya sokmuş olmalı ki alınan kötü sonuçlar hazmedilemedi. Uzun lafın kısası; ben Mehmet Altıparmak’ın avukatı değilim ama bu ligleri yıllardır takip eden birisi olarak hocaya kesinlikle haksızlık yapıldığını düşünüyorum, ‘bunu hak etmedi’ diyorum.

Doğan’ın işi zor

Hocaları konuşuyorken Orduspor’dan bahsetmemek olmaz. Karadeniz ekibinde Ziya Doğan dönemi başladı. Uzun süredir görev almayan, futboldan uzak kalan Doğan’a önce ‘hayırlı olsun’ diyelim. Bu ligde daha önce çalışmış ve Konyaspor’u Süper Lig’e taşımış bir teknik adam olarak bu defa işinin hiç de kolay olmadığının altını çizelim.

Önce bir görelim

Oldukça sıkıntılı bir kulüp ve maddi sorunlardan ötürü eldekilerle yetinmek zorunda Ziya hoca. Daha önce Diyarbakırspor’da çalışırken de kulüp borçlar nedeniyle çok zordaydı. Yani bu tür sorunlu kulüplerin ruh halini bilen bir isim. Ancak şimdi takım son sırada ve taraftarın hocadan beklentisi yüksek. Savaşçı ve inatçı yapısıyla zorlu bir göreve soyunan Doğan bir anlamda takımla birlikte ‘ben buradayım’ demek istiyor. Ziya Doğan’ı ve onun Orduspor’unu izleyelim, sonra yorum yapmak daha gerçekçi olur...

04 Aralık 2014, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Karabük rehavete kapıldı‘’

Karabükspor huzursuzdu, çünkü puan cetvelindeki yerlerinden hiçte memnun değillerdi. Beşiktaş ise bu sezonun en flaş ekibi, taraflı tarafsız izleyen herkese zevk veren bir takım. Üstelik Karabük deplasmanına gelirken kazanırlarsa lider olacaklarını bilmeleri motivasyonlarını daha da artırmıştı Siyah-Beyazlılar'ın. Karabükspor kısıtlı bir kadro ve sakatlıklardan çok çekmiş bir ekip olarak sahaya çıktı. Ev sahibinin bu maç öncesi en büyük avantajları seyircisi önünde oynamaları ve biraz da iklim şartları diyebiliriz. Üstelik Tolunay Kafkas'ın kulübeden hamle gücü de oldukça zayıftı.

Maça baktığımda ilk yarıda Beşiktaş gibi tempolu ve kaleye oynayan bir rakibi iyi durdurdular ve çok az pozisyon verdiler. Orta alanda dengeyi kurup rakip savunmadan başlayan presle istedikleri oyunu Beşiktaş'a kabul ettirdiler. Beşiktaş ise aslında haftaya oynayacağı Trabzonspor maçını da bir taraftan düşünüyordu. Özellikle Demba Ba'nın kart sınırında olması da önemli bir hassasiyetti. Kısaca ilk yarıdaki mücadele futbolu ve birbirine üstünlük sağlayamayan iki takım izledik.

İkinci yarıda Beşiktaş böyle oynarsa buradan 3 puan alamayacağını anlamış olmalı ki etkili hücumlarla rakip kaleye gitmeye başladılar. Ancak bu dakikalarda Karabükspor orta alanın şaşırtıcı bir zafiyet içindeydi. Çünkü ilk yarıda rakibe göz açtırmayan Karabükspor bir rehavete kapılmıştı. Nitekim Sosa iki asist yaptı ve Demba Ba bunları gole çevirince Karabükspor'un gardı düştü. 55'te 2-0 yenik duruma düşen Karabükspor risk alınca savunmasında da büyük açıklar verdi, Mabiala ve Emre Güngör farkı önleyen isimlerdi.

Skor rahatlığıyla Bilic, Trabzonspor maçını düşünüp iki önemli oyuncusu Demba Ba ve Sosa'yı oyundan çıkardı. Ama Bilic yakın bir zamanda Kayseri'de yaşadığı Erciyes yenilgisini unutmuş gibiydi. Nitekim Musa Çağıran'ın bitime 8 dakika kala gelen golü ve farkın bire inmesi sonucunda Beşiktaş'a kabus gördü. Oysa bulduğu pozisyonlara bakarsak çok rahat kopartabileceği bir maçta kendi kendini sıkıntıya soktu. Bir anda maça ortak olan Karabükspor beraberliğe çok yaklaştı ama aradığı 2. gole Beşiktaş kalecisi Cenk ve üst direk izin vermedi.

01 Aralık 2014, Pazartesi 19:25
YAZININ DEVAMI

‘’Eskişehir fırsat tepti‘’

Eskişehirspor belki de sezon başından beri oynamak isteyip de oynayamadığı futbolu dün gece Kadıköy’de sergiledi. Ertuğrul Sağlam hafta içi gazetemize verdiği röportajda zor bir göreve soyunduğunu ve genelde alt klasman futbolcularla yola çıktıklarını belirtmişti. Bunun tabiki sebepleri vardı. Bir kere kulübün mali yapısındaki zorluklar ve dar bütçeyle çok iş prensibini kabullenmek kolay olmasa gerek. Yüksek maliyetli ve verimsiz oyuncularla bu yüzden yollar ayrılmıştı. Ama hocanın beklediği yaptığı bu fedakarlığa karşılık taraftarın ve camianında anlayışlı olmasıydı. Ancak kötü giden sonuçlar ve sabırsızca yapılan eleştirilerden, tepkilerden alınmıştı hoca. Hatta bir demecinde biz kimseye gerek kalmadan istifa etmesini de biliriz bundan önce yaptıklarımız gibi deyip mesajı da vermişti gereken yerlere. İşte bu noktalarda dolaşan bir Eskişehir geçen hafta Erciyesspor’u yenip en azından bir nefes almıştı Fenerbahçe maçı öncesi.

İlk yarı plan tuttu ama...

Aslında Sağlam, Bursaspor karşısındaki Fenerbahçe’yi iyi analiz etmiş ve doğru bir oyun kurgusu ile sahaya çıkmıştı. Malum rakipten beklenen baskıyı kırdıktan sonra da istediği olgun atakları geliştirmeye başladı Eskişehirspor. Erkan attığı ilk golü aslında daha önce de bulabilirdi ama final paslarındaki zamanlama hataları bu golü geciktirdi. İlk yarıda hesaplar tutmuştu ama maçın sonunu bu skorla getirmenin Kadıköy’de ne kadar zor olduğunun da bilincindeydi Eskişehirspor. Nitekim baskı kuran ve forveti güçlendiren hamlelere rağmen uzunca bir süre skoru korumasını bildi Kırmızı-Siyahlılar. Webo ile gelen biraz da Boffin gibi tecrübeli bir kaleciye yakışmayan hatadan oluşan gole rağmen demoralize olmadı Eskişehirspor. Üstelik Fenerbahçe 2. golü ararken Arjantinli Funnes Mori fırsatçığını ve kalitesini gösterip takımını deplasmanda öne geçirdi. Oyunun bundan sonraki bölümünde gerilim filmi gibiydi. Fenerbahçe’nin son saniyelerde gelen penaltı golüne rağmen Eskişehirspor 3 puanı kaçırmanın gururuyla gelecek haftalara umutla bakarak evine döndü.

01 Aralık 2014, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Trabzon'da taşlar yerine oturuyor‘’

Trabzonspor kısa sürede takım olmuş. Karadeniz ekibinde huzur hakim. Bu sahaya fazlasıyla yansıyor. Aslında bu zengin fanlık yeteneklerle donatılmış kadronun olması gereken de bu bence. Ersun Yanal'ın elinde sihirli değenek yok. Sadece iyi bir profesyonel olarak taşları yerine çabuk oturttu. Galatasaray galibiyetiyle başlayan rüzgarı Metalist karşısında da devam ettirdiler. Bir kere tribünlerin dolu olmasından futbolcular mesajı almıştı.

Bu ne demekti futbolcular için? Taraftar bize güveniyor...

Gerçekten de başta orta alanda Mehmet Ekici olmak üzere herkes taşın altına elini sokarak oynadı. Sağ ve sol kanatları iyi kullanan Trabzonspor aradığı golü de ilk yarıda bulmayı başardı. Ama şu bir gerçek ki bizim Avrupa takımlarıyla aramızdaki en büyük farkı oyun içinde yaşadık. Metalist'i yenik duruma düşmesine rağmen oyun disiplininden ödün vermedi ve bildikleri plan içinde oynadılar. Hemen hemen 68. dakikaya kadar, yani golü attıkları ana kadar pozisyonları bile yoktu dersek yalan olmaz. Açıkcası hiç de beklemediğimiz bir anda kalemizde golü gördük.

Gerçekten de iyi giden işler bir anda tersine dönmeye başladı. Hiç beklemediğimiz anda gol yedik, hiç beklemediğimiz anda Mejjani'nin gördüğü kırmızı kartla 10 kişi kaldık.

Ama Trabzonspor son sözü daha söylememişti. Gecenin yıldızı Bosingwa ile başlayan atakta final vuruşunu bir başka yıldız Mehmet Ekici yaptı ve nefis bir şutla Trabzonspor'u 2-1 öne geçirdi. Son sözü Mehmet Ekici söyledi demiştik ama oyuna sonradan giren bir başka gurbetçi Sefa "Ben söyleyeceğim" dedi ve Trabzonspor'u 3. golünü Metalist ağlarına yollayan isim oldu. Hem de 10 kişi kalmışken maç 1-1'ken 2 gol daha atmak kolay bir iş olmasa gerek.

Gruptan çıktık, Trabzonspor'un 2015'te de Avrupa'da yolu açık olsun. Tebrikler.

28 Kasım 2014, Cuma 10:00
YAZININ DEVAMI

‘’Bursa doğru yolda ilerliyor‘’

Bursa'da bu kadarını beklemiyorduk. Neyi beklemiyorduk... Bir kere daha maçın başında bu kadar erken bir gol. Fenerbahçe savunmasının böyle bir hata yapacağını beklemiyorduk, erken golle öne geçen Bursaspor'un ilk 45 dakikada coşacağına ve şaşkın bir futbol oynayacağına... Ayrıca yenik duruma düşen Fenerbahçe'nin oyun üstünlüğüne rağmen, doğru dürüst tek pozisyon bulamamasını şahsen beklemiyordum. Kısacası iki takımın bu maç öncesi başarılı performanslarından sonra böyle bir futbolu ilk yarıda göstereceğine inanmıyordum. Ha bir de Caner'in oyundan çıkartılırken bu denli hırçınlık çıkaracağını bekliyordum. Çünkü bir oyuncu kötü futbolunu görmezden gelineceğini zannetmesi, onun için büyük bir yanılgıdır. İsmail Kartal'a tavrı hiç hoş olmadı. Bursaspor'da ilk yarıda orta alanda Belluschi ve Ozan ile ayakta kaldı. Josue ve Bakambu etkisizdi. İkinci yarıda iki takımın da futbol oynama isteği tribünleri heyecanlandırdı. Fenerbahçe'nin özelikle orta alan hakimiyetini eline alması skorun eşitlenmesinde büyük etkendi. Belki gol deyim yerindeyse kısmetti ama daha önce Meireles yüzde yüz bir pozisyonu dışarı atarak, golün çok yakında olacağını söylemişti. Bursaspor'da Bakambu ve Josue adeta saklanarak oynadı. Fernandao'nun sergilediği mücadeleyi destekleyen oyuncu sayısı az olunca aranan golü bulmak da zordu. Şenol Güneş, özellikle Bakambu'ya 78 dakika nasıl dayandı hayret ettim. Ozan İpek ve Bekir doğru hamleydi ama çok geçti. Nitekim bu geç hamle bile Bursaspor'a hareket getirdi ve üst üste gol pozisyonların yaratılması sağladı. Dün gece Bursa'da ev sahibi nedendir bilinmez Fenerbahçe karşısında puana inanmamış gibiydi. Bence inansalar kazanırlardı çünkü öne geçecek pozisyonları her şeye rağmen buldular.

25 Kasım 2014, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI