Arama

Popüler aramalar

‘’Ağır tahrik!‘’

Gökhan, Mehmet Topal, Meireles ve Webo’ya, Emre yenilen golden sonra katılırken, Kuyt ve Sow bu yarıda çok etkisiz kaldı. Gökhan’ın ortasına kafayla, Emre’nin araya bıraktığı pasa parmak ucuyla dokunan Webo, rakip fileleri iki kez havalandırdı. İkinci golde Eboue yerdeydi yine ve onu tanıyan kimse buna şaşırmadı, Cüneyt Çakır da kanmadı. Sarı-Kırmızılı oyuncuların ablukalarına rağmen Çakır’ın kartına başvurmaması ise, onu tanıyanlara şaşırtıcı gelen bir tavırdı!

İkinci yarının Topal’ın kaleye geçtiği son 8 dakikası hariç yine tamamen Fenerbahçe’nin üstünlüğü ile geçti. Büyük bölümü rakip sahada ve kale önünde oynayan Çubuklular, Muslera engeli nedeniyle farka gidemedi.
Melo ve Riera’nın maçı kartsız bitirmesi hayret verici, 71’de Kuyt’a yapılana penaltı düdüğü çalınmaması ise, endişe vericiydi!

Tam ‘artık maç bitti’ diyecekken, Sabri’nin provokasyonuna Volkan karşılık verdi ve gerilim yükseldi. Volkan’ın yaptığı hiç mantıklı ve profesyonelce bir tavır değildi. Maçtan sonra, tıpkı geçen sene olduğu gibi, rakip takım oyuncuları da aynı provokatif eylemi denedi. Geçen sezon buna kanmamalarına rağmen her türlü haksızlık ve saldırıya uğrayan Sarı-Lacivertli taraftarlar, bu kez bu tahrike hiç aldırmayıp, gönül verdiklerini alkışlamakla yetindi.

13 Mayıs 2013, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’ZTK!‘’

Kırmızı- Siyahlılar başta Alper, Necati ve Erkan’la son pas ve son vuruşlarda biraz daha özenli ve biraz da şanslı olabilseler, ilk 45’in sonunda ZTK finalini garantileyerek soyunma odasının yolunu tutarlardı. Fenerbahçe’nin ileri hattı öyle yanar dönerdi ki, bırakın şaşırtılmak istenen rakibi, Gökhan ve Caner dışında takım arkadaşları bile çoğu zaman kime ve nereye pas göndereceğini şaşırdı! Sağ kanadın savunma kurgusunda Gökhan’ın yapayalnız bırakılışı da, işte bu yanar-dönerlikle birebir alakalıydı! Eskişehirspor’un Ziegler’in üzerine gittiği anlarda Caner devreye girmese, Sarı-Lacivertliler büyük sıkıntı yaşardı. Bir kez daha sol beksiz oynadı çünkü ev sahibi! İkinci yarıda Caner biraz düştü.

Dün sahada olmayan Ziegler ve Emre çıkınca Fenerbahçe az da olsa değişti. Ne var ki, Kuyt ve Sow’un yokluğu da büyük talihsizlikti! Gökhan sağ bek, Ziegler sol. Biraz kıyaslamak gerek; ciğer, güç ve cesaret bakımından! Yerini kaybetmekten bu kadar korkan, Ziegler gibi bir beke nasıl tahammül ediliyor, bunca zaman! Eskişehirspor razı olunca, maç penaltılara gitti.. Ve işte, 2011 Temmuz’undan bu yana “kupa, kupa” diye inleyenlere büyük fırsat: Yenin ZTK finalinde Fenerbahçe’yi alın kupayı!

Not: TFF resmi sitesinde, “ZTK” dediği için öyle dedik.

09 Mayıs 2013, Perşembe 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’4. Yıldız!‘’

Maça gelince, belediye Webo ve Sow’un da katılımıyla savunmasının ortasını dörtleyince, kalesine neredeyse top bile gelmedi. Fenerbahçe çok halsizdi! Bu halsizliğin nedeni Perşembe akşamından kalan moralsizlik olamaz, işleri profesyonellik çünkü! Yorgunluk hiç olamaz, Perşembe’nin ilk onbirinden, sadece üç kişi vardı ilk onbirde çünkü!

Karşısındaki, son 12 maçında sadece bir galibiyet alabilmiş rakibe rağmen, Fenerbahçe’nin yokluğu ikinci devrede de devam etti. İlk tehlike 60. dakikada, Egemen’dendi!

Artık iki hedefi kaldı Sarı-Lacivertliler’in; birincisi ligi ikinci bitirebilmek, diğeri de kupa finali. Dün akşama bakılırsa, ikisi de çok zor gibi...

Galatasaray futbolda

20. ulusal lig şampiyonluğunu kazanarak, armasının üzerine 4. yıldızı takmayı hak etti. 1939 senesindeki Milli Küme şampiyonluğu da hesaba eklenmeli. Eski milli (ulusal) lig şampiyonluklarına da artık gereken değer gösterilmeli.

Bu arada unutmadan şampiyonu da kutlamak gerekir. Üst üste sekizinci kez şampiyon olan Fenerbahçe Kadın Basketbol takımına gönülden tebrikler...

06 Mayıs 2013, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Can sağlığı‘’

Sonrasında beraberlik ve kesin denge oyunda. Çubuklular da görünüyor artık, rakip yarı alanda. Ta ki, 16 numaralının sarı kart görüp, sanki tur garantiymiş gibi, finali kaçırma psikozuna girdiği 30. dakikaya kadar. Bu kadar duygusal olunmaz ki şu devirde profesyonelliği bile aşmış, endüstriyelleşmiş bir oyunda!

Sağda Kuyt, solda da Ziegler ve Caner etkisiz kalınca, tıpkı ilk 15 dakikaya benzedi, ilk yarıda son 15 dakika. Selçuk da sakatlandı, Topuz girdi.

İkinci yarıda da Kuyt, Caner, Ziegler ve 16 numaralı etkisizliklerini sürdürürken Topuz son derece gayretliydi. Fenerbahçe halâ savunma derdindeyken, Benficalılar rakibin kafasına vole atacak kadar hücumda istekliydi!
Kocaman, Gökhan’ın çıkışında Stoch’u oyuna alıp Topuz ve diğer yer değişikliklerini yapsa, belki Çubuklular gol için biraz daha erken ve aslında tam zamanında ileri gidebilirdi. Kapanarak turun gelmeyeceği belliydi.
3 Temmuz darbesinden bu yana, onca yaşanana rağmen yarı final bile Fenerbahçe için çok büyük bir başarı ve onur mücadelesi olarak görülmeli. Kimin küçücük bir katkısı ya da Kocaman bir hakkı varsa bu başarıda; helal olsun.

Fenerbahçeliler’in Gönül’ü sağ olsun. 58. dakikada, suratına atılan vole anında yaşadıklarımız, hissettiklerimiz, futbolun aslında sadece bir oyun olduğunun en güzel göstergesi.

03 Mayıs 2013, Cuma 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Bir yastık eksikti!‘’

Oyuna kötü başlamayı adeta gelenek haline getiren Sarı-Lacivertliler, dün akşam bu konuda zirveye vurdu. Ancak 25’ten sonra devreye girebildiler, sonuca ulaşamasalar da, hiç olmazsa rakip kaleye yaklaşmayı, tehlike yaratmayı becerebildiler. Tabii, bunda Orhan ve Krasiç sayesinde kendilerinin 9, rakiplerinin 13 kişi oynamasının da etkisi vardı. Neyse ki, Topal dün akşam havasındaydı. Aksi halde ilk 45 dakika çok daha farklı tamamlanırdı. Çok önemli ikramlarına rağmen savunmada Bekir ve orta alanda 16 numaralı iyi oynayanlardandı. İleride ise Stoch takımının rakip sahada kalmasını sağlayan adamdı. Stoch’un maçın yıldızı olmasına engel olan Ertuğrul ise, Kayserispor’un en güvenilir elemanıydı.

Hayatının en kolay değişiklerini yapan Kocaman, Orhan ve Krasiç’i çıkarınca her iki takım da 11’er kişiyle oynamaya başladı. Hal böyle olunca tek kaleye döndü maç. Neredeyse altı pasa kadar kapanan ve ani atak kollayan rakibini fena hırpaladı Fenerbahçe. Bu yoğun baskı rakiplerinin bol bol yerde yatmasına neden oldu. Bir tek yastıkları eksikti bazılarının sanki!

Bu kadar ağır ve hiç hız kesmeyen baskının sonuçta galibiyet golünü getireceği de belliydi. Gol geldi ve Sarı-Lacivert’e gönül verenler bir kez daha sevindi.

Dün genç bir Salih vardı sahada. Hani Fenerbahçe’de de bir Salih var ya, adaşı yani! İki Salih’i kıyaslayıp, gurur duysun Fenerbahçeliler. Kastettiğimiz futbolculukları değil tabii...

29 Nisan 2013, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’İyi ki varsınız‘’

Bir de, son zamanlarda biraz çaptan düşen Webo’nun yerine, Emenike gibi ayakta kalabilen, yırtıcı, yıpratıcısı bulunsa, Sow’un yanında.

“Emenike gibi” demişken; biliyorsunuz değil mi, bazı şerefsizlerin, satılmışların “para sayma görüntüleri var” dediği Emenike dün beraat etti. 663 gün önce top-yekün, cümbür-cemaat saldıranların bir numaralı hedeflerinden biri olan Nijeryalı, “hiçbir kanıt ya da şüphe” olmaksızın beraat etti hem de! Böylesine bir 663 gün kimin başından geçse, yok olur giderdi. Oysa, Sarı-Kanaryalar bakın nerede! Henüz ilk yarı bittiğinde, içimizden şu cümleyi yazmak geeldi: İlk yarıda direkten dönen, gole çevrilemeyenler ve kaçan penaltıya rağmen, helal olsun, iyi ki varsın ve hep olacaksın Fenerbahçe... İkinci yarının özellikle ilk 10 dakikasında, Kanaryalar Avrupa’nın yenilmezini evirip çevirmeyi bırakıp, resmen parça-pinçik etti. Ne var ki, kaleci ve direkler yine farka izin vermedi. Sonra bir kez de Egemen’e fırsat geldi. Cardozo’yu süngere çeviren Egemen için direği süngere çevirmek pek de sorun değildi ve Sarı-Lacivertliler’e, Çubuklu’ya gönül verenler hem gururlandı hem de sevindi. Maç sonunda da, içimizden ilk yarının sonundakini yazmak geldi: İyi ki varsın Fenerbahçe ve hep var olacaksın, tıpkı Türkiye Cumhuriyeti gibi...

26 Nisan 2013, Cuma 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Geçmiş olsun!‘’

Savunmada Egemen, orta alanda Meireles Sarı-Lacivertliler’in bölgelerindeki en iyileriydi. Caner ve Salih ise ilk yarının en yaratıcı ve etkili isimleriydi. Kuyt’un etkisiz oyunlarına zaman zaman rastlıyoruz da, Webo’nunki anlaşılır ve kabul edilebilir gibi değildi. Kendi normalinin yarısı kadar oynayabilse, hatta ayağında top tutabilse, takımı adına çok şey değişebilirdi.

İlk yarının en şanlısı ise hiç şüphe yok Gençler kalecisiydi. 35. dakikada Kuyt’ın attığı şutu elinden kaçırdığında, muhtemelen hayatı film şeridi gibi gözlerinin önünden geçti! Futbolda böyle hatalar olmaz biliyorsunuz! Ya da siz futbolseverler, olabileceğini biliyorsunuzdur da, başkaları bilmiyor olabilir! Gerçi onlar her şeyi bilir...

İkinci yarıda Webo ve Kuyt’ı sahada bırakıp, Caner’i de beke çekince Kocaman, Fenerbahçe etkisini tamamen yitirdi. Çok etkili oynayan Caner’in geri çekilmesi, paylaştığı tek oyuncu olan Salih’i de etkiledi. Sow’un sakatlıktan yeni çıkmış hali bile alkışı hak eder nitelikteydi. Aykut, Ahmet ve Özgür Kırmızı-Siyahlılar’ın ayakta kalmasını sağlayan ilk isimlerdi.

Beraberlik bile Sarı-Kanaryalar’ın şampiyonluk iddiasını sürdürmesine yetebilirdi. Şimdi Süper Lig için tek hedef çok yakın olan ikincilik. Unutmadan, elinden kaçırdığı topu dönerek tutmayı başaran Ramazan’a tekrar büyük geçmiş olsun!

22 Nisan 2013, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Yola devam‘’

Yine bu sezon 50 resmi maça çıkan 16 numaralı oyuncu yok. 49 maça çıkan Kuyt yok. 45 maça çıkan Sow yok. 41’er maçta oynayan Volkan ile Gökhan yok. Sahadaki Caner’in 45, Topal’ın 44. mücadelesi. Az önceki satırlar, bu sezon iki takımın arasındaki farkın özeti.

Serkan ve Hasan Ali dışında savunma tel, tel Çubuklular’da. Selçuk ve Topal ön liberoda, Caner’le Stoch ileriye doğru iyiler orta alanda. Semih’in bu kadar olumlu pas ürettiğine şahit olmamıştık son zamanlarda. İlk yarı sona erdiğinde futbolseverlerin kurduğu ortak cümle, “boşuna beklemeye gerek yok, Krasiç geri gelmeyecek galiba”.

Stoch, zaten ortalarda görünmeyen Krasiç, Caner ve Semih oyundan düşünce, önce Selçuk ve Topal’a sonra da savunmanın kalanına düştü bütün yük ikinci yarının çoğunda. Bekir’in toparlanması çok önemliydi Sarı-Lacivertliler için, Eskişehirspor’un yüklendiği dakikalarda. Sonra Kocaman müdahale etti oyuna. Üç kişi birden değiştirerek 74. dakikada. Bu, son derece yerinde bir tercihti, bir iki istisna dışında da oyunun kalan bölümü, Fenerbahçe’nin istediği gibi geçti. Onca futbolcu kart görürken, Hürriyet’in karşılaşmayı kartsız bitirmesi, doğrusu garipti. Belki çok geç, ancak birilerinin Hürriyet’e karşısındakilerin de bu oyundan para kazandığını hatırlatması gerek!

18 Nisan 2013, Perşembe 12:00
YAZININ DEVAMI