Arama

Popüler aramalar

‘’Lemina'dan sonra‘’

Galatasaray, 12 Şubat’ta Alkmaar maçlarıyla başlayan düşüş trendini her geçen hafta biraz daha derinleştiriyor gibiydi. Fenerbahçe derbisinin ardından Kasımpaşa beraberliği, Alanya maçının ilk yarısında Osimhen’in bile enerjisini emecek kadar tahribat yaratmış gibi görünüyordu doğrusu. Alanya deplasmanında Okan Buruk; Morata’yı Osimhen’le birlikte kullanırken Sara’yı sağ kenarda başlatıp 20. dakikadan itibaren forvetteki hemen herkesin yerini değiştirdi. Bu tip değişimlerin rakibin kafasını karıştırması beklenir ama durum tam tersi oldu ve kafası allak bullak olan Galatasaraylı futbolculardı. Alanyaspor, Galatasaray savunmasının ağırlığını değerlendirip dikine paslarla bek arkasına inmeyi hedefledi, bunu da büyük oranda başardı. Eren ile Abdülkerim’in tarafından sık sık tehlikeli ataklar geliştiren Alanyaspor, Frankovski’nin kanadını da Yusuf Özdemir ile beklenenin ötesinde geri itti.

Fabrika ayarlarına yaklaştı

Galatasaray’ın oyun planında Yunus ile Mertens’in kapladığı alan tahmin edilenin çok üzerinde. Son 1 ayda Okan Buruk, takımının oyun ayarlarıyla o kadar fazla oynamak zorunda kaldı ki, ezberlenmiş ve Galatasaray’ı son iki yılda şampiyon yapan oyun kilometrelerce geride kalmış gibi görünüyor. Devre arasında Lemina çıkıp Yunus girdikten sonra Galatasaray fabrika ayarlarına yaklaşabildi. Öncelikle Lemina harika bir oyuncu, tempolu ama Torreira ile rolleri fazla çatışıyor. Geçen hafta Kasımpaşa maçında puan kaybının sebeplerinden biri de buydu. Lemina çıktıktan sonra Sara’yı 8’e çekip, Yunus’u sağ, Barış’ı sola almak Galatasaray’a maçı kazandıran hamleydi.

10 Mart 2025, Pazartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Rövanş yokmuş gibi!‘’

Fenerbahçe, Glasgow Rangers’a karşı üçlü savuanmayla başladığı maçın ilk yarısını beklenenden çok daha etkisiz ve bol hatalı oynadı. Skriniar’ın merkez stoperliğinin yaratacağı pozitif etki, Fred’in yokluğunda Amrabat’ın orta sahadaki ağırlığı sebebiyle hızlı şekilde negatife döndü. Skriniar’ın tecrübesini boşa çıkaran o kadar hata vardı ki sahada Fenerbahçe adına. Öncelikle Dzeko-En Nesyri-Tadic’in ön alan baskısı saman alevi gibi, erken söndü. Glasgow’un çiçeği burnunda hocası Barry Ferguson bu baskıyı ön görmüş olacak ki, Tavernier’i sağ stopere çekip, Rıdvan Yılmaz’ı sağ bek yaparak iç koridorları kapatmayı planladı. Bunda da hayli başarılı olduğunu söylemek gerek. Szymanski’yi de baskıyla iterek Fenerbahçe’nin öne doğru bağlantılarını erken kestiler. Savunma hatasından gelen iki basit golün oluşum şekli Fenerbahçe standartı için kabul edilebilir cinsten değildi doğrusu.

Riskli karardı

Mourinho’nun devre arasında aldığı 4’lüye dönme kararı Glasgow’u stoper-bek arası koşular için cesaretlendirdi. Nitekim Rangers ikinci yarının ilk 15 dakikasında Dessers ile iki kez golle sonuçlanan atak yaptı, Allah’tan ikisi de VAR’dan ofsayt gerekçesiyle döndü. Bu formasyon değişiminin negatif etkisinin artıran bazı faktörleri görmezden gelemeyiz. Maximin ve Talisca’nın girişiyle 4-1-5’i Kadıköy’ün coşkusuyla oynamak Mourinho için bile fazla riskli bir karardı. Eliminasyon sisteminde dünyanın en başarılı 2 teknik adamından biri olan Mourinho’nun her şey bu 90 dakikada bitecek, İskoçya’da rövanş oynanmayacakmış gibi bir ikinci yarı planlaması maçın momentumunu kaybetmesine yol açtı.

07 Mart 2025, Cuma 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Rol çatışmaları!‘’

Galatasaray, son iki yıl şampiyon olurken 6 numaranın tapusunu Torreira’ya vermiş, etrafında 8 ve önünde 10 numarayla oyununu güçlendirmişti. Okan Buruk’un, Fenerbahçe derbisinden itibaren artık yeni bir 6 numarası ve yeni bir 6 numara tanımı var. Lemina; Sanchez ve Abdülkerim’in arasında konumlanıyor, daha savunma odaklı bir yaklaşımla oynuyor. Oysa Torreira’nın son iki yılda oynadığı rol; öne doğru pasörlük ve çokça ceza sahası civarında ikinci top koşuları içeriyordu. Lemina’nın rolü ve yeni 6 numara tanımı Galatasaray’ın oyununu da değiştireceğe benziyor. Bunun avantajları olmakla birlikte, Lemina oyunu doğru kuramadığında Galatasaray’ın başı büyük derde giriyor. Ve daha da önemlisi Torreira oyunda fazlalık görünmeye başlıyor. Şayet Lemina böyle bir 6 numara olacaksa, bu durumda oyun Mertens’i çağırıyor, aksi halde merkezden öne doğru oyun kurulurken işler zorlaşıyor. Galatasaray kenardan gitmek zorunda kalıyor. Galatasaray’ın son bir aydır saha ayarları ufak ufak değişiyor. Okan Buruk enteresan şekilde son iki yılda kendini şampiyon yapan sistemden ve bazı oyunculardan uzaklaşarak bunu yapmaya çalışıyor.

Saatli bomba gibi

Mertens’i feda ederek başladığı bu yeni düzen, Avrupa’dan elenişi getirdi. Dün de Kasımpaşa karşısında hayati puanlar yitirmesine zemin hazırladı. Tüm bunlar Okan hocanın formsuzluğunu da pekiştiriyor. Dün 80’de Cuesta ile Kaan’ı aynı anda oyuna alışının ardından gelişen olaylar zinciri de cabası. Cuesta, geldiği günden beri saatli bomba gibi geziyor sahada. Nerede patlayacağını kendi de bilmiyor. Nitekim dün girer girmez yaptırdığı penaltı Galatasaray’a tahmin edilenden daha pahalıya mal olacağa benziyor.

03 Mart 2025, Pazartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Santrforsuz oyun!‘’

Beşiktaş’ın Kayserispor’a karşı planlarının büyük oranda tutmasını sağlayan İmmobile’ydi! Sanırım Solskjaer geldiğinden bu yana performansı yükselmeyen tek Beşiktaşlı futbolcu olabilir İtalyan santrfor.

Solskjaer, santrforunun kendi vasatının üzerine çıkamayacağından o kadar emin ki artık, takımından istediği ilk şey; hedefsiz orta yapmamak, İmmobile’yi atlayıp Rafa’yı bulmak, ceza sahasına pasla girmekti. Kayseri karşısında ilk yarı boyunca Beşiktaş bunu oynadı, ısrarla denedi, sonunda Mario ile golü buldu. Beşiktaş’ın geriden oyun kurulumunda sorunları git gide azalarak bitiyor gibi görünüyor. Solskjaer’in 6 numarada ısrarla Oxlade Chamberlain’i denemesi fazlasıyla işe yarıyor. Chamberlain, Kayseri önünde oyunun yönünü o kadar iyi değiştirdi ki, sahanın en iyisi göründü. Solskjaer, Premier Lig’den tanıdığı, bildiği, güvendiği bir oyuncuya yatırım yaptı ve karşılığını tüm takım olarak almaya başlıyorlar. Şayet, santrforda İmmobile biraz kıpırdasa bir çok maçı ilk yarıdan koparma şansları olacağının hepsi çok farkında.

Milne’i hatırlatıyor

Santrforsuz oyun bir çok antrenörün yoklukta kullandığı bir yöntem. Bu düzen Montella’yı Adana Demirspor’da parlatıp Milli Takım’a kadar getirdi. Fakat santrforun sahadayken santrforsuz oynamak büyük bir sorun ve kadrodan ikinci bir santrfor çıkmadığı takdirde Solskjaer’in işi bu konuda gerçekten kolay görünmüyor. Solskjaer kısa sürede büyük iş başarıyor. Norveçli teknik adan saha kenarındaki duruşu, oyunu ele alışı, futbolcularıyla kurduğu medeni iletişim şekli ve açıklamalarıyla Gordon Milne’i hatırlatıyor.

02 Mart 2025, Pazar 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Hakemi çıkarınca!‘’

Derbinin başlangıç düdüğüyle birlikte büyük sakinlik, sıfır gerginlik alışık olduğumuz bir durum değildi. Maçın Sloven hakemi Slavko Vincic ilk dakikadan itibaren futbolcular üzerinde otoritesini kurdu, hiç itirazın olmadığı, dövüş-çekişin yaşanmadığı bir ilk yarı oynandı. Vincic düdüğü ağzına az götürdü, gereksiz faulleri çalmadı, oyun akışkanlığını sağladı ve bu sayede 25 dakikanın üzerinde bir ilk yarı izleyebildik. Fakat iki takım pozisyon üretmedi, hiç ofsayta düşülmedi, kimse korner atmadı, daha doğrusu kaleye giden yoktu. Derbiden hakemi çıkarınca kavgasız gürültüsüz ama pozisyonsuz da bir ilk yarı seyrettik. İlk yarı çok yavandı; bu kadrolar, harcanan milyonlar ve vaatler çok daha fazlasını hayal ettiriyor, en azından derbilerde... Fenerbahçe, Galatasaray’ın sağ koridoruna Kostic ile üst üste hücum edince zaten sallanan Frankowski ile Sallai’nin oyundan kopmalarını izledik.

Mertens’i çağırıyordu...

Bu Mourinho’nun maç içinde aldığı en doğru kararlardan biriydi, tıpkı sarı kartı olan ve riski her pozisyonda biraz daha yükselten Çağlar’ı çıkarıp Djiku’yu sokması gibi. Okan Buruk, Torreira, Lemina-Sara merkeziyle daha dinamik kalmayı tercih ettiğine çok daha erken pişman olur diye bekliyorduk ama hoca 70’e kadar oyundan memnun görünüyordu. Fakat Galatasaray hücumları hiç olmadığı kadar Mertens’i çağırıyordu. Galatasaray tahmin edilenden çok daha fazla Mertens’e ihtiyaç duyuyormuş, Okan hoca bunu derbide bir kez daha anlamıştır. Beraberlik Galatasaray’a yarar, zira ilk maçı kazandığı için ikili averajı koruduğu gibi aradaki 6 puanlık farkı da elinde tuttu.

25 Şubat 2025, Salı 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Solskjaer takımı‘’

Joao Mario ile Rafa Silva’nın uyumu beklenen bir durumdu ama bu ikili Rashica’yı da olayın merkezine çekmeyi başardı. Dün gece Joao Mario geldiği günden bu yana en iyi sol kenar performansını gösterdi. Hücumu harika organize etti, ters paslarıyla Eyüpspor’un savunma dengesini yerle bir etti. Beşiktaş öylesine etkili bir ilk yarı çıkardı ki, karlı havaya ve vasat zemine rağmen seyir zevkini zirveye çıkardı. Özetle bu sezonun en iyi performanslarından birini izlemiş olabiliriz. Üstelik henüz 40. saniyede Tayfur’un golüyle geri düşmesine rağmen bu geri dönüşe imza atabilmek gerçekten büyük iş. Solskjaer’in ilk geldiğinde oynadığı Bilbao maçından bu yana en iyi futboldu Beşiktaş’ın ilk yarıda oynadığı. Şayet İmmobile, Rafa ve Mario’ya biraz ayak uydurabilse tek devrede hattrick yapması işten bile değildi.

İmmobile'nin yapamadığını yaptı 

Semih’in ikinci yarı oyuna girmesinin ardından Beşiktaş ceza sahasında daha caydırıcı olmayı becerebildi. Nitekim golden önce Eyüpspor orta sahadan taç atışıyla oyunu başlattığında Semih savunma arkasına doğru koşusunu yaptı, topla buluşup gol vuruşunu yaptı. İmmobile’nin yapamadığı şeyi gerçekleştirmiş oldu. İmmobile’de büyük bir düşüş var, mental olarak Solskjaer döneminde toparlanamayan tek isim olabilir. Ama Norveçli hocanın gelişiyle Beşiktaş’ın büyük bir özgüven kazandığını, taktiksel açıdan zenginleştiğini dün gece Eyüpspor karşısında bir kez daha gördük.

22 Şubat 2025, Cumartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Kazanan modu‘’

Mourinho, Brüksel’de Anderlecht’e karşı yaklaşık 45 gündür oynadığı formasyonda bazı küçük ama etkili değişiklikler yaptı ve 3-4-3 ile maça başladı. Portekizli hocanın oyunundaki ana değişken Tadiç’in rolü oldu. Maça üçlü forvetin sol içinde başlayan Tadiç, Osayi’nin Huerta karşısında müşkül durumlara düşmesi sebebiyle Sırp yıldızı sağa gönderdi. Fenerbahçe’nin ilk yarıda rakip kaleye çektiği ilk ve tek şut En Nesyri’nin golüydü. Ama sonrasında tribünlerdeki kavga sebebiyle maçın durması oyunu fazlasıyla soğuttu. Kaleci İrfan Can’ın hatası sonrası gelen gol ise maçın tüm momentumunu Anderlecht’e hediye etti. İkinci yarıyla birlikte Anderlecht iyice sağa yatıp, Osayi’nin üzerine oynamaya başladı. Dörtlü orta sahanın solunda oynayan Ali Maamar ile Huerta, Osayi üzerinde baskı kurdu, ceza sahasına daha sık topla girmeyi başardı. Nitekim golü de bir kanat organizasyonu sonrasında buldular. İşler iyi gitmiyorken Yusuf Akçiçek’in kornerden attığı kafa golü öyle bir zamanda geldi ki, Mourinho’nun eli rahatladı, maçın inisiyatifi Fenerbahçe’nin lehine döndü.

Umut verici

Genç Yusuf ilk maçın da yıldızıydı. Üçlü savunmanın sol stoperi olarak son derece dengeli ve özgüvenli göründü. Attığı golü aslında ilk maçta da fazlasıyla hak etmişti. Gelişimi çok iyi gidiyor, takımın 8 tane stoperi varken sıranın 2006 doğumlu bir alt yapı futbolcusuna gelmiş olması ve Yusuf’un o şansı bu kadar iyi kullanması ülke futbolu adına da harikulade bir durum. Fenerbahçe sert bir deplasmanda 3-0’lık avantajını sonuna kadar kullandı, turu geçti. Eliminasyon formatının dünyadaki en başarılılarından biri olan Mourinho’nun ‘kazanan modu’nu açtığını görmek Avrupa Ligi’nde ilerisi için ülke futbolu adına daha da umut verici.

21 Şubat 2025, Cuma 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Kafa karışıklığı‘’

Yılbaşından bu yana hem Galatasaray hem Fenerbahçe hafta sonu birbirleriyle oynayacakları derbiyi planlıyorlar. Mourinho 45 gündür ısrarla 3-4-1-2 üzerine sağlam bir pratik geliştirirken Okan Buruk, iki maçtır denediği 3-4-1-2’de büyük sorunlar yaşıyor. Alkmaar maçında 40 dakika dayanabildiği yeni planına dün Rize deplasmanında tek devre tahammül edebildi. Bu şablonda Cuesta fazla aksadı, hem kısa hem hamlesiz hem de yavaş göründü dün ilk yarı boyunca. Yeni transfer Frankovski gelir gelmez ilk 11’de sahaya çıkmasına rağmen sahada ne yaptığını bilen, sağ kulvarı tek başına işler hale getiren isimdi.

Değişim fırtınası!

İkinci yarı başlangıcında Okan Buruk Mertens ile Cuesta’yı çıkarıp Eren Elmalı ve Sallai’yi alarak formasyonu iki yıldır her bir futbolcusunun ezberlediği 4-2-3-1’e çevirdi. Zaten Buruk’un son iki sezonda kendini şampiyon yapan bir formasyondan durduk yere ve elinde bu plana uygun oyuncu yokken 3-4-1-2’ye dönme kararını anlamak zor. İkinci yarının başından itibaren Frankovski sağ beke, Eren sol beke, Barış sağ forvete, Sallai ise sol forvete, Ahmet Kutucu Osimhen’in arkasına geçti. İnanılmaz bir değişim fırtınası vardı sahada. Ama Lemina girdikten sonra Sara’nın öne çıkıp daha iyi oynadığını söylemek gerek. Galatasaray hem fizik hem mental açıdan çok yorucu bir hafta geçirdi. Derbiden önce perşembe gecesi Alkmaar’a karşı bir başka zorlayıcı maç daha oynayacak ve Fenerbahçe’yi bekleyecek. Okan hocanın bu bir haftada yaşadığı kafa karışıklığı Galatasaray’ın oyununu kötü etkiledi. Diğer yandan derbide ne oynayacaklarına dair kimsenin bir fikri olmamasını bir avantaja çevirebilir.

18 Şubat 2025, Salı 06:59
YAZININ DEVAMI