Türk hakemlik müessesesi dün akşam eşine, benzerine yine sanırım bizim ligimizde rastlanabilecek bir uygulamaya imza attı. Faule maruz kalan Nwakaeme dün önce “Aldatmaya yönelik” hareketten sarı gördü. Maruz kaldı daha doğrusu. Akabinde ise “İtirazdan” ikinci sarıyı görüp oyun dışı bırakıldı. Taraflı tarafsız tüm futbol severlerin onun hakkında ortak birkaç kanaati var, malum. Dün çalımı yanlış yere çekildi. Hatta, çalım ustası Nwakaeme’ye Ali Şansalan; dün akşam belki de hayatının en büyük çalımını atmış oldu!

Uzun zamandır izlediğimiz bu oyuncunun; rakibine, hakemlere karşı bir kez bile aldatmaya yönelik eylemine tanıklık etmedik. (Etmeyeceği anlamına gelmez ama sağlam referanstır) Ama pardon düzeltelim. Top ayağında iken attığı çalımlar hariç tabii. Dün faule maruz kaldı, “VAR devreye girdi de penaltı mı değil mi bekleniyor” diye düşünürken; “Aldatmaya yönelik hareket” dedi Şansalan. VAR bu tip kırılma anlarında hakeme fısıldamayacak mı gerçeği? Malatya maçında bu oyuncunun olmamasının lige etkisi ne olacak?

Karşılaşmanın o kadar önüne geçti ki maça dair sözlerimiz yarım ya da eksik kaldı.

Musibet, nasihat durumu...

Dün Trabzonspor ve yeni teknik adamı, uzun fakat her hafta kısalarak devam edecek maratonda önemli dersler almış olmalı. Skora güvenmek, kendine güvenmek, rakibi doğru ölçmek gibi derslerden bahsediyorum. Bir de penaltı konusu var. Yine atamadı Trabzonspor maç içinde. Ama enteresandır; karşılaşma penaltılara kaldı. Penaltı kullanmayı, penaltıları da gole dönüştürmeyi öğrendi belki de. Musibet, nasihat durumu, kim bilir?a

Biri kupa diğeri de lig maçı olmak üzere iki resmi maçını da kazanmış oldu Hüseyin Çimşir. Moral motivasyon için güzel başlangıçlar çok önemlidir. Denizli kupa ilk maçında seyircisi önünde sabırlı, kontrollü olduğunu; problemi çözerken pozisyon vermemeyi de çok önemsediğini düşündüğüm bir Trabzonspor izletmişti teknik adam. Dün akşam da Kasımpaşa önünde gole kadar üretkenliği düşük gibi gözüken bir Trabzonspor vardı sahada.

Sosa’nın mükemmel golü sonrası sahada adeta sezonun ilk yarısındaki görüntüsüne dönen bir Kasımpaşa takımı izlemeye de başlayınca; Trabzonspor’un golleri ve farkı artıran oyunu birbirini takip etti diyebiliriz.

Mükemmel bir skor ve müthiş bir ikinci yarı başlangıcı yapan Trabzonspor’un gol yemeden, atmaya ya da golü bulana kadar doğru oyunu bulmak için kontrollü oyundan dış etkenlere kulak tıkayıp taviz vermeden devam etmesi gerekiyor.

Gecenin sorusu

Hakemler arası standart yok... Hakemin kendi iç dünyasında bir standart olmalı en azından. Umut vaadeden hakemlerin küçük detayları atlamamaları gelişimleri için önemli. Ayrıca maç sonuna neden 1 dakika ilave?

Maçın starı

Attıkları gollerle Nwakaeme ve Sörloth sezon sonuna kadar yükü taşıyacaklarının da sinyalini verdiler. Özellikle Nwakaeme eleştiri konusu olan sezonun ilk yarısına ait perfomansının daha şimdiden üzerine çıkacağının da sinyallerini vermiş oldu.

Maçın olayı

Favori olmasına, beklenen golün bir türlü gelememiş olmasına rağmen Trabzonspor’da saha içinde ya da dışında panik halinin, kontrolsüzlüğün olmaması.

Kısa mesaj

Trabzonspor hücum hattı lig standartının üstünde. Ancak Kasımpaşa defans hattının bu skorda belirleyici olduğunu da not etmek gerekir...

Disiplinli bir takıma karşı ilk ciddi sınavına çıktı Trabzonspor. Denizli takımı Mehmet Özdilek’le birlikte kesinlikle farklı bir boyuta geçti. Küme düşer mi denilen takımın içinden adeta “dengeli, iyi kapanan, hızlı çıkan” bir sistem takımı çıkardı. Öncelikle bu notu düşmem lazım ki, Trabzonspor dün akşam neler yaptı sorusuna doğru cevaplar bulabilelim. Böylesi iyi kapanan, hatlar arasında adeta boşluk bırakmayan takıma karşı özellikle iç sahada şok bir gol yememek; golü sürekli aramak; akabinde bu süreci sabırla geçiştirmek önemliydi.

Sosa, Mikel, Ndiaye...

Sosa’nın adeta kaldığı yerden etkinliğine devam ettiği karşılaşmada; Obi Mikel’le birlikte o bölgeyi adeta parselleyeceklerinin işaretlerini verdiler. Önlerinde ise belki de tüm izleyenlerin gözlerinin üzerinde olduğu Ndiaye vardı. Onun performansı, takıma entegrasyonu üst seviyedeydi. Alan bulduğunda ne kadar tehlikeli olabileceğini bir kaç pozisyonda gösterdi. Ndiaye ülke futbol gerçekleri de düşünüldüğünde; özelikle deplasmanda sonuca direkt katkı verebilir.

Önemli emareler

Dün gece özellikle Ndiaye kadar pür dikkat tarrkip edilenlerden biri ya da başlıcası elbette Hüseyin Çimşir’di. Şıklığı, konsantrasyonu ve dahi önemlisi oyuna hamleleri ile ilk sınavını başarıyla atlatmış oldu. Oyunu tutma, skoru koruma ya da artırma noktasında dün gece işler çok iyi gitti. Trabzonspor’un uzun dönemleri kapsayan bu sorunu dün gece çözülmüşlük emareleri gösterdi. Bu sorunu çözen Trabzonspor’un gayrı tek “sakatlıklar” başını ağrıtabilir yarıştığı tüm kulvarlarda. İki maçlı bir oyunun ilk kazananı Trabzonspor turun kapısını adeta araladı denilebilir..

Kupa maçlarıyla başlayan ikinci yarı herkese hayırlı olsun öncelikle. Kura çekiminde Denizlispor ile eşleşen Trabzonspor’da bu iki maçın her iki taraf için de çetin geçeceği ortada. Özellikle Trabzon’da oynanan ilk karşılaşmanın (lig), öne de geçilmesine rağmen; Denizlispor lehine sonuçlanması, maça atfedilen önemi bir kat daha artıran unsur. O karşılaşmada da yaşanan saha içi gel gitler; Trabzonspor’da uzun süre konuşulan, hatta eleştirilen konuların klasik bir tezahürü gibiydi. Öne geçiliyor, skor artamıyor, uzun süreli baskı yeniyor, gol adeta geliyorum diyor ve neticesi... Eski oyuncularınızın sizi tanıması, sizin de eski oyuncularınızı tanımanız gibi bir denklemi var ayrıca bu maçların.

Yönetme kabiliyeti...

O maç şu görüldü; onlar sizi daha iyi tanıyorlarmış, hepsi de başarılı işlere imza attılar maçta. Bakalım bu kez kim kimi daha iyi tanımış o da görülecek. Hüseyin Çimşir’in ilk ciddi sınavı olması hasebiyle, takımını yönetmesini mutlak surette heyecanını yönetmesi ile ilişkilendireceğiz belki de. Yönetme kabiliyeti, kenarda güçlü duruş, liderlik, oyuna müdahale, rakibi oyun içinde analiz etme, baskıyı kırma, baskı yeme süresi gibi önemli konularda gözlemlerimiz olacak bu “ilk” gününde.

Yükü ağır

Takımın genel sorununa ne çare üretebilmiş ona bakacağız. En azında çözüm emareleri görecek miyiz ona bakacağız. Geçen yıl Akhisar maçında tek başınaydı. Orada oyuna hamlesi hücum hattına olmuş ve bir çok izleyeni şaşırtmıştı. Kendisine de söylemiştim maç sonunda. Yükü ağır. Bir o kadar da hafif belki de. Güçlü oyuncularının sırtına paylaştıracaktır yükünü... Öyle olunca da kazanması, hedefine koşması kolay olacaktır.

Uzun uzun bir zaman önceydi. Fotomaç Gazetesi’nde ‘birlikte yazıyoruz’ sloganıyla çıktığımız yolculuğun 2020 evresinde FANATİK Gazetesi ile yollarımız kesişti. Her yeni başlangıç, yeni umutlar, yeni sözler, yeni cümleler anlamına geldiği kadar; asla eskimeyecek sözlerin, cümlelerin de hatırlatılması anlamına geliyor... Sürekli yenilenmek, sürekli gelişmek ve daha başka pencereler açabilmek adına köşemden siz kıymetli okuyucularımla birlikte olacağım. Jenerasyonlar arası sürenin kısaldığı çağımızda, alttan gelen yeni yeni okuyucuların daha da hızlı tükettiğini düşünerek kısa, öz, anlamlı yazmaya elbette kaldığım yerden devam edeceğim. Güzel futbolun, adil oyunun ve etik değerlerin sıklıkla yaşandığı anların yazılarını yazmayı diliyorum... Hepimize güzel ve hayırlı bir dönem diliyorum.

Herkes değişime açık olmalı

Benim için; Güzel ve hızlı bir başlangıç yapabilme adına biçilmiş kaftan gibiydi. Dünkü hazırlık karşılaşması Trabzonspor’un... Bursaspor ile oynanan ilk hazırlık maçında, ağırlıklı olarak gençleri sahaya süren Hüseyin Çimşir elbette ve pekala önce genç oyuncularını görmek istemiş olabilirdi. onları yani gençlerini önce bir görmek isteyenin ne yapmak istediğini adeta “görmek istemeyenlerin” türlü sosyal mecralarda eleştirilerini okuyunca; Çimşir’in işinin nasılda zor değil de “zorlaştırılacağını” düşünmeden edemedim... Aslında herkes biraz değişime açık olmalı...

Sakinleşmek gerekiyor

Yıllardır aynı bakış açısı, benzer yaklaşımlarla bu işin olmayacağı görülmeli. Ünal Karaman’ın gidişi ve Hüseyin Çimşir’in gelişi ile birlikte yaşanan krizi “unutmak ya da unutturmak” istemeyenlerin “aslolan Trabzonspor” deyip bir an evvel sakinleşmesi gerekiyor. Her şeyden önemlisi; kendi mutlulukları için bunu yapmaları gerekiyor. Esen havanın “ilk olumsuzluk içeren maçta yoğun tepki oluşturması ihtimalinin” bertaraf edilmesi için taraftarın Hüseyin Çimşir’in omuzlarındaki yüke omuz vermeleri şart. Camiaların, rakiplerinden daha çok, kendi içinde ürettikleri problemlerle zayıfladığını bir kez daha not edelim...

Rekabeti de düşününce...

Dünkü maç özelinde mükemmel bir 30-40 dakika izledik diyebilirim. pas trafiği izleyenin de rakibinin de adeta başını döndürdü dersek yanlış cümle kurmuş olmayız. Gözler Badou ndiaye üzerindeydi yeni olması hasebiyle. Trabzonspor “transfer aklı” çok doğru bir transfere imza atmış gözüküyor. Bir oyuncu takviyesi ile aynı anda defans ile forvet hattı arasında kalan o kocaman devasa alanı da kontrol altına almış gibiydiler dün. o bölgede rekabeti de düşününce... Trabzonspor’un tek rakibi kalıyor; o da kendisi... Sırf kendi mutluluk ve huzuru için yapması gereken de takımına ve onu yönetenlerine “amasız, fakatsız, lakinsiz” destek olmaları... Rakipleri kriz anlarında öyle yapıyor çünkü.