‘’Kazanmak iklim değiştirir‘’
Üçüncülük için büyük bir mücadele var diyeceğim, diyemiyorum. Her iki kulüp de kaybettikçe kaybeden, tepki aldıkça daha da kötüye giden görüntü içindeler. Her hafta bir hafta öncesini aratan oyunlarıyla dikkat dahi çekemiyorlar. Kayıplarla geldikleri bugüne, kazanarak son vermek isteyeceklerdir. Tam bir fırsat maçı olacak, kazanabilene. Bu istek, motivasyonu karşılıklı artırıp ortaya kaliteli bir mücadele de çıkarabilir. Umuyor ve diliyoruz ki öyle olsun. Ezeli rekabet ve derbi psikolojisi, maçın ritmini oyuncuların da biraz gayretiyle yükseltecektir. Trabzonspor büyük bir dönüşüm yaşıyor. Afrika başta olmak üzere tüm gidenleriyle daha da azalan bir kadro kalitesi ile başbaşa kalındı. Abdullah Avcı çözüm üretemedi. Mevcutla kazandıran oyunu bulamadı. Bir Trezeguet’in dönüşü bile çok şey değiştirmeye yetebilir. O da çok eleştirilen bir oyuncuydu. Ancak gidişi sonrası takımının düştüğü durum, onun yokluğunda kıymetinin anlaşılmasına sebep oldu.
Berat düşüş yaşamazsa...
Sol ön ve arka tarafı işlemeyen Trabzonspor takımında, ufak bir kıpırdanma bile; Visca’nın yükünü azaltır. Hücum çeşitliliği Enis’in daha fazla topla buluşması anlamı taşır. Berat ve Mendy ikilisi, Berat merkezli bir düşüş yaşanmazsa Trabzonspor yeni bir başlangıç yapar. Ancak Beşiktaş da benzer başlangıç istiyor. Haliyle iyi kapanan, doğru çıkan, kenarları iyi kapatan, hem de etkili geçişler yapan, doğru da sonlandıran bir Trabzonspor maçı kazanabilir. Uğurcan’ın da maçı olacağını düşünüyorum. Kazanmak her şeyi düzeltmez ama kazanmak her zaman güzeldir. Büyük maç kazanmaksa iklim değiştirir.
‘’Bunun adı çöküş‘’
Kimsenin bundan fazla bir beklentisi yok aslında. Trabzonspor herkese rahatlıkla kaybedebilir bir halde çünkü. Tribünlere gelmeyenler bir tarafa, gelenlerin de stadyumu terk etmeleri büyük bir kaosu işaret ediyor artık. Forvetleri Afrika’da olan Trabzonspor’un başka gidenleriyle de birlikte düştüğü durumdan çıkması için kadrosunun düzelmesi harici bir çözüm gözükmüyor. Trabzonspor, istisnasız en kötü futbol oynayan takımı bu ligin. Uzun zamandır da böyle. Önceden oyun gücü yoksa da, oyuncu kalitesi ile işi yürütüyorlardı ama oyuncu kalitesi de düşünce defolar ortaya saçılmış oldu. Teknik adam çare üretemiyor...
Hakemi es geçmeyelim!
Evet kadro sıkıntılı. Evet alternatifler yok. Ama rakip Kasımpaşa takımı sahaya bir kaç genç çocukla çıkmadı mı? Büyük başın derdi büyük olur derler ya... Bunun adı bir çöküş. Hem de izahı güç bir çöküş. Ligin tüm maçlarını izliyoruz. Trabzonspor bugün mevcut haliyle şu rakibe karşı maç kazanabilir diyebileceğimiz bir takım yok. Trabzonspor çok kötü performans gösterdi ama hakem ve VAR ekibinin de kararlarını şuraya not edelim. Bugünün çok konuşulacak konusu olmayabilir bu. Takım kötü zira. Ancak... Topun izdüşümü konusu ve yerde destek eline penaltı verilmesi konusu önümüzdeki yıllarda iddialı olunduğunda başınıza gelebileceklerin bir erken uyarısı gibi oldu!
‘’Reaksiyon vermek şart‘’
Trabzonspor için saha ve seyirci avantajını iyi kullanabilir de diyemiyoruz. Abdullah Avcı son Rizespor mağlubiyeti sonrası taraftarlara çağrı yaptı ama davete icabet nasıl olur tahmin etmek güç. Taraftarlar sonuçlardan memnun değil. Oyundan da... Haliyle reaksiyonları kestirmek zor değil. Kadrosu, Afrika Kupası’na gidişler başta olmak üzere diğer gidişlerle kalite olarak da yarı yarıya düşmüş bir Trabzonspor gerçeği söz konusu. Ayrıca tam da bu günlerde en çok ihtiyaç duyulan bir oyuncusu da evinde herkese küskün, herkese kızgın, kadro dışı kalmanın kırgınlığı içinde, gideceği günü beklemekte. Umut Bozok’u hiç saymıyorum bile. Bu kadrodan durumu idare etmesi harici çok bir şey beklemiyorum yine. Denk kadrolu takımlara karşı bile oyun üretmekte, sonuç almakta zorlanan Trabzonspor için Kasımpaşa maçı da farklı geçmeyecektir.
Gidişata isyan etmek!
Abdullah Avcı ve analiz ekibi Kasımpaşa’ya son Pendik maçları üzerinden çalışmışlardır. Defansif ve ofansif çok şey anlatan bir maçtı o. Trabzonspor elinde kalan oyuncularla ‘sade’ ve iddiasız bir takım görüntüsünde. Oyuncuları reaksiyon veremiyor. Konsantrasyonları maç içinde kaybolabiliyor. Kaptan Uğurcan’a bu anlamda büyük görevler düşüyor. Arkadaşları ve kendisi sürekli oyunda kalmalı. Mendy Rizespor maçında bolca inisiyatif kullandı. Bir nevi oyuna ve arkadaşlarına isyan eder gibiydi. Ona eşlik edenler artarsa Trabzonspor muhteşem geri dönüş yaşayabilir. Tersi olursa da gerisin geriye dönüş
‘’Hiçbir mazereti olamaz!‘’
Trabzonspor öyle bir sezon yaşıyor ki, şampiyon yapan tüm değerlerini bir bir tüketiyor. Sırayla herkesin kredisi azalıyor. Kimilerinin bitiyor bile. Trabzonspor bu duruma düşmemeliydi. Sezon başlangıcı umut doluydu ama sezon ortasına gelinceye kadar bir çok taş yerinden oynadı oynamaya da devam edecek gibi duruyor. Sahada öyle bir oyuncu grubu var ki, maç kazanması imkansız bir iştahsızlık yaşıyorlar. Öyle bir kadro var ki Mendy göze batıyor sadece. Elbette kalitesiyle, üstelik ben burada sizinle oynamayı hak etmiyorum diye adeta bağırıyor. Haftalardır belki de bazı konularda aynı şeyleri yazıyorum. Tekrara giriyoruz ama yapacak bir şey de yok. Çünkü Trabzonspor kendini tekrar ediyor. Ama farklı sonuçlar görmek istiyor. Trabzonspor’un kanatları çalışmıyor diyoruz. Bu kez “bari defansif çalışsa” diye bekleniyor ama o da olmuyor. Evet ciddi eksikler var ama o kadar da uzun boylu değil! Her şey eksikler üzerinde okunamıyor bu devirde. Formanın ağırlığı altında eziliyor bir çok isim. Göndereceksin başka yolu yok. Büyük temizlik için belki de fırsat dönemidir bilmiyorum.
İlginç yapılanma
Bakın mesela; sanki sihirli bir el dokunmuş gibi Trabzonspor’un transferlerine. Çevre kontrolü sıfır olan oyuncu bu devirde olabilir mi diyorsunuz, Trabzonspor’da bunlardan tonlarca görebiliyorsunuz. Sanki özellikle seçilmişler gibi... Öyle rahatlar ki yanlarından gelip top alabiliyor, atağa kalkabiliyor rakipleri. Tabi o kadar da rahat ataklar değil. Ceza sahası dışında sıfır temas, ceza sahası içinde yürekleri ağızlara götürecek kadar da yakın temasa girebiliyorlar. Böyle de ortak futbol aklına sahipler! İlginç bir kadro yapılanması bu, değişik bir oyun anlayışı, bitmiş konsantrasyonlar... Evet eksikler çok. Ama ligin en kolay pes eden takımı, en üretemeyen takımı olmanın mazereti değil bunlar!
‘’Doğru oyuna dönmek şart‘’
Trabzonspor’un mutlak kazanması gerekiyor. Zira Galatasaray maçında alınan farklı mağlubiyetin etkisi başka türlü geçmeyecek gibi. Rizespor evinde Beşiktaş’a farklı mağlup olurken de kötü değildi. Bu nokta önemli. Rakip ceza sahası içinde gözüktükleri kadar bitiricilikleri de iyi olsa sonuç farklı olabilirdi. Bu koşullarda zor bir karşılaşma olacak iki taraf için. Trabzonspor son maçında farklı mağlup olmasına rağmen iki farklı görüntü de vermişti. İlk yarı Abdullah Avcı’nın planları bir gol hariç tutmuştu. Hamle gücü zaten zayıftı. Zayıf hamle gücüyle oyuna müdahale etmek yerine durumu idare edebilse puan bile alabilirdi ama olmadı. Bugün sahaya Galatasaray maç kurgusuyla çıkılır diye düşünüyorum.
Mendy-Berat’a dokunulmamalı
Onuachu, Pepe, Trezeguet, Abdülkadir Ömür, Denswil, Larsen gibi eksiklere artık Bakasetas da eklenince Trabzonspor’un bu girdaptan çıkmak için oyun kalitesini kenara bırakması gerekiyor. Yukarıda sayılan isimler olsa derbi pekala farklı olurdu. Şimdi yoklar ve varlar üzerinden doğru kadro, doğru oyun zamanı yine. Deplasman bu anlamda katkı bile verebilir. Mendy-Berat ikilisine dokunmamak gerek. Oyunu tutan Trabzonspor bir şekilde gol buluyor çünkü. Trabzonspor daha bir kaç gün önce, büyük bir maçta üstelik; ne yapmaması gerektiğini acı bir reçeteyle gördü. Ben alınmış derslerin olduğunu düşünüyorum.
‘’Gerçeklerle yüzleşme zamanı‘’
Maç öncesi karşılaştırma yapıldığında, Galatasaray’ın kadro kalitesinin yüksek olduğu zaten biliniyordu. Kadro kalitesi daha iyi olan taraf zaten her maçın doğal favorisidir de... Sorun; bunu başta kaptan Uğurcan Çakır olmak üzere tüm oyuncuların oyunun son bölümlerinde kabullenmiş görüntü vermeleriydi. Adeta pes etmeleriydi. Fark yemelerine rağmen tepki verememeleriydi. Taraftarların kabullenemediği durum da bu oldu.
Hem sol hem sağ çöktü
Yine de her şeye rağmen; Trabzonspor’un sakatlar, Afrika Kupası derken sahaya sürebileceği bir ‘kendi’ ideali vardı. O kendi ideali olan kadro sahaya yayıldığında, ilk yarıda kötü işler de yapmadı aslında. Abdullah Avcı elindeki en iyi 11’i doğru dizilişle başlattı. İlk yarıda kalesinde gol görmesine rağmen Trabzonspor, aksayan sol tarafı haricinde durumu gayet de iyi idare etti. Oraya bir düzenleme gelebilir mi diye düşünürken Baniya’nın çıkıp Mehmet Can’ın oyuna girmesi oyunda bu kez sağ koridorun da düşmesine sebep oldu. Ve bu durum birinci ve bitirici hatası oldu Abdullah Avcı’nın.
Mendy stopere geçince...
Trabzonspor’un zaten çok ciddi bek sorunu var. Okan Buruk’un da bunun üstünden ilerleyeceği sanırım unutuldu. Barış Alper’in beklerde aldığı zorunlu idman, hücumda onu daha da güçlü ve hızlı hale getirmiş olacak ki, Barış Trabzonspor sol tarafını rahatça kullandı. Bordo-Mavililer’de sahanın en iyi Mendy’nin stopere geçişiyle de orta saha direnişi tamamen bitmiş oldu! Özetle Abdullah Avcı doğru kurduğu ve sahaya da doğru şekilde dizdiği çok eksikli 11’ini, ikinci yarıda yine kendi bozarak farklı mağlubiyetin de ana sorumlusuydu.
Çok ciddi uyarı oldu
Abdullah Avcı, onu şampiyon yapan, markalaştıran, eleştiri de alan oyununun dışına çıktığında farklı kayıplar yaşayabiliyor. Bu kadronun gerçeklerine uygun ama eleştirilen oyunla bu sezonu kulaklarını tıkamak suretiyle bitirmek zorunda bence. Evet bu kadro ile bu kadar ama her ne olursa olsun bu fark yenmemeliydi. Çok ciddi bir uyarı oldu bu. Kadro gerçekleriyle yüzleşip, sabırla, doğru bir kaç hamleyle gelecek sezonun hazırlığı vurgusuna ve ikna edilmesine ihtiyacı var Trabzonspor’un.
‘’Bu kadro ile bu kadar‘’
Galatasaray daha iyi başlar derken; Trabzonspor oyuna etkili başladı. Uzun zamandır öne doğru oynayamayan takım tam da güzel işaretler veriyordu ki soldan soldan bir kaç fire vermek suretiyle yiyeceği golün de mesajını vermiş oldu. Gerek Fountas gerekse Eren sol tarafta Barış Alper’i durdurmaya yetemediler. Barış Alper uzun zamandır mevki karmaşası yaşayan oyuncu olarak adeta yolunu bulan spor araba gibiydi. O mu çok güçlü, hızlı ve etkiliydi yoksa Eren-Fountas’lı sol kenar oyuncuları mı yetersizdi sorusuna benim cevabım Trabzonspor’un ‘Genel bek sorunu’ şeklinde oldu! Galatasaray ideale yakın kadrosuyla sahaya çıkarken Zaha’yı en öne koyarak da fark yaratmış oldu. Attığı iki golle de geceye damga vuran isim oldu Zaha. Trabzonspor yetersiz kadrosuyla yediği bir kaç hücumla tüm defolarıyla da yüzleşmiş oldu. Bu kadar eksikle bundan fazlası olabilir miydi emin değilim. Her ne olursa olsun bu kadar fark yenmemeliydi.
Radikal hamleler şart
Stoperleri aksayan, bekleri konuşmaya bile gerek duyulmayacak kadar yetersiz kalan Trabzonspor’da Hüseyin ilk yarıda sağ taraftan orta yapınca bu orta ‘Sezonun da ilk ortası’ olabilir mi diye düşündürdü. Galatasaray oyunun bir bölümünde sezonun en rahat oyununu bile oynamış olabilir. Çünkü Trabzonspor ideal on biriyle de, hamleleriyle de bu lige yanlış kadro mühendisliği ile başladığını bir kez daha göstermiş oldu. Formanın gücüyle Trabzonspor bu ligin üçüncüsü. Bu kadro ile bu kadar ama bu kadro ile de olsa bu fark kabul edilirlikten uzak. Radikal işler şart.
‘’12. adamın katkısı şart ‘’
Trabzonspor ve Galatasaray’ın kadrolarını kıyasladığımızda Okan Buruk’un eli çok daha güçlü gözüküyor. Abdullah Avcı ise bir dönüşüm ve gelecek yılın hazırlığı içinde. Mevcutla sonuç odaklı maçlar oynamaya gayret ediyor. Bu karşılaşmada da benzer oyun izleyeceğiz. Tribün desteği çok önemli olacak. Galatasaray’ın Okan hocayla oyun planı bilindik. Ön alan baskılarıyla başlayıp öyle de bitirecekler yine. Trabzonspor bu oyunun iyi uygulayıcısı Fenerbahçe’ye karşı Kadıköy’de başarılı olmuştu. Özellikle Mendy ve Berat o gün de olduğu gibi bu karşılaşmanın da kilit oyuncuları. Pas oyunu Abdullah Avcı’nın olmazsa olmazı ama baskılar pas sayısını ve ritmini bozdurabilir. Uzun oynayacakları anlarda Uğurcan’a çok iş düşecek yine. Önde yakalayacağı rakibine karşı özellikle yükselen formuyla Fountas’ın ve deneyimiyle Visca’nın koşuları sonuç getirebilir.
Avcı’nın eli zayıf
İyi kapanan doğru çıkan Trabzonspor istediği sonucu alır. Ancak kabul edelim ki kenardan oyuna dahil olacak seçenekler anlamında Abdullah Avcı’nın eli hayli zayıf olacak. O nedenle 90 dakika taraftar desteği ile bu fark bir nebze kapanabilir gibi. Bu karşılaşma, gerçek sabrın, estetiği bir tarafa bırakmanın, tamamen kazanma odaklı oyunun, planlara sadakatin maçı. Taraftarın da, hocanın da bu anlamda müthiş bir imtihanı bu. Kenarları ve merkezi iyi kapat, gücünü ekonomik kullan, hızlı çık, kazan. Kadron bunu söyletiyor çünkü.









































