‘’Mutlu son‘’
Şu karşılaşmanın tek maç ve eleme usulü olduğunu düşünsenize... Yürek dayanmaz türden bir maç izlettiler bize. Ligdeki durumlarından tamamen bağımsız, kupayı çok isteyen bir Karagümrük performansı ile başladı karşılaşma. Üstünlük Karagümrük takımındayken Fountas’ın mükemmel uzun pasını yine aynı güzellikte değerlendiren Visça takımın öne geçirdi. Kurduğu baskıyla beraberlik golü bulan Karagümrük turu istediğini bir kez daha ilan eder gibiydi. Dediğim gibi tek maç olsa, kazanan finale kalsa affedilmesi güç konular vardı saha içinde. Bir ara Eren bitmiş gitmiş bir pozisyonda rakibinin sırtına vuruyor, bir zaman sonra da Enis yine son derece oyuna ait bir çekişme itişme sonrası rakibinin karnına yumruk sallıyordu. Trabzonspor’un yediği ilk gol sonrası Abdullah Avcı’nın kulübeden çıkışı ‘beyler kendinize gelin!’ şeklindeydi. Sertliği, agresif oyunu, savaşmayı yanlış anlamış 2 oyuncu ile düşünün bu bir final olsaydı? Affedilir şeyler değildi.
Pepe bu kez bambaşka
10 kişi kaldı Trabzonspor, Enis’in tek kişilik kahramanlık gösterisi sonrası. Ya tek maç olsaydı sorusunu bir kez daha soralım tam bu aşamada. Enis şanslıydı... Çünkü; belki de sezonun en iyi Trabzonspor’unu izletti arkadaşları taraftarlara, onun yokluğunda. Devre arasında iyi bir azar yemiş olmalıydı oyuncular öyle ya! Benim görebildiğim ise şu; Trabzonspor 10 kişi kalınca hem alanlar buldu hem de alanlar açtı. Oyun açıldıkça kaliteli ayaklar da devreye girdi. Bu bir tek maç olsaydı Pepe eleştirisi ile başlayıp bitecekti belki de bu yazı. Ama öyle bir ikinci yarı oynadı ki Pepe, onu da yazamaz olduk. Gelelim sadede... İki maçlık bir mücadelede 10 kişi kalınmış bir maç bundan iyi tamamlanamazdı Trabzonspor adına.
‘’Erken gol turu rahatlatır‘’
Kayıp olarak gözüken bir sezonun kupayla kapatılması için fırsat günleri gelmiş oldu. Önce Türkiye Kupası kazanmak, akabinde de Süper Kupa oynayıp müzeye iki kupa taşımak mümkün. Haliyle sezonun kalan bölümünün en önemli maçları kupa maçları olacak Trabzonspor için. Üçüncülüğü de şu aşamadan sonra kaybetme ihtimali düşük olduğu için tüm odaklanma bu kulvara olacak gibi. Karagümrük’ün ligdeki durumu ortadayken; kümede kalma mücadeleleri ile kupa hedefleri arasındaki öncelikleri karşılaşmayı mutlak surette etkileyecek bir başka faktör olacaktır.
Tolunay Kafkas faktörü...
Trabzonspor’un uzun zamandır başkalaşan oyununa şahitlik ediyoruz. İkinci maça da avantajlı sonuçla çıkmak isteyecekleri için yarı finalin bu ayağında işi ilk dakikalardan itibaren sıkı tutacaklardır. Ligdeki cezaların kupayı etkilememesi taraftarın özlem gidermesi için büyük bir fırsat gibi duruyor. Desteği arkasına alarak oyunu ve skoru eline aldıklarında final yolunu açacak skorlar üretebilirler. Şunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Tolunay hoca, yapısı, karakteri itibariyle savaşçı bir kişilik. Haliyle kulvar fark etmeksizin her maça aynı ciddiyetle çıkar.
Onuachu’yu izleyebiliriz
Takım savunması olgusu olmazsa olmazıdır. Trabzonspor’un muhtemelen kapanacak ve hızlı çıkacak rakibine karşı gol bulması hatta erken gol bulması turu ilk maçtan rahatlatabilir. Onuachu’yu izleyeceğimizi düşünüyorum. Abdullah Avcı’nın Pepe ısrarı, Pepe’nin hocasına vefası kalan maçlarda Pepe fırtınası estirebilir. Bu akşam dahil...
‘’Üçüncülük ve kupa motivasyonu‘’
Tüm mevzilerini kaybetmek üzere olan Türk hakemlik müessesinin “neden” bu durumda olduğunun basit göstergeleri gibiydi karşılaşmanın bazı pozisyonları... Penaltı veriyor penaltı değil, kart veriyor kart değil... Oyuncular etrafını sarıyor... Zayıflıyor, temsil ettiği kurumu daha da zayıflatıyor; tamamen oyuncuların tesiri altına giriyor... Şu hakem yönetimi anlayışıyla ortaya konulabilecek en pozitif oyunu koydu Trabzonspor. Haftalardır dikkat çeken ve taraftarın da arzu ettiği “öne doğru oyun, dikine oyun” yerleşik oyuna dönmüş gözüküyor.
Yeniden başlatsa da...
Trabzonspor oynamak istiyor. Kadrosu şekillendikçe bu oyun kazandırmanın da ötesine gidecek gibi durdu... Gelecek sezonun oyununun alt yapısı bu. Abdullah Avcı’nın Pepe tercihine itirazım devam ediyor. Enis tercihi, mevkisinde Onuachu oynayacak durumda olmadığında en doğru oyuncu olduğunu bir kez daha göstermiş oldu... Uğurcan, bitmiş bir maçı, yaptığı basit ötesi hatasıyla adeta yeniden başlatsa da arkadaşları durumu idare ederek, karşılaşmayı tamamlamasını bildiler. Üçüncülük ve kupa hedefi sezon sonu yaklaştıkça oyuncuların büyük bölümünü motive ederken, kopukluk yaşamaya devam eden oyuncuların toparlanması şart.
‘’Neden Pepe hocam?‘’
Gerek köşemdeki yazılarımda, gerekse ekranlarda Pepe’nin neden oynatılmaması gerektiğine dair tonlarca kelam ettim, yazılar yazdım. Teknik adamların 11’lerine saygı duymak zorundayız buraya kadar da tamam. Ancak maç öncesi ‘baştan’ uyarımızı yaptığımız için içimiz son derece rahat bir şekilde yazabiliriz şimdi. Hocam neden Pepe? Sözleşmesinde ‘mutlaka oynar’ maddesi mi var yoksa? Trabzonspor’un geleceğinde olmayacak bir oyuncunun, geleceğinde olma ihtimali olanlara ve üstelik de o mevkide tercih edilmesi anlaşılır gibi değil! Trezeguet’nin sakatlanarak çıkması sonrası yapılacak tek hamle Fountas’ın ya da Orsic’in oraya yerleştirilmesi olacakken Pepe’yi sahada tutmak uğruna, Meunier-Visca mükemmelliğini de bozmak bir 15 dakika daha kaybettirdi Trabzonspor’a... Sonrası zaten malum. Kur kurabilirsen yeniden tüm oyunu...
İyi olduğunu düşünmek...
Manaj’dan şut-gol bekleyen savunma, bu kez onun bu sezon yapmadığı bir şeye tanıklık edip, asistiyle yüzleştiler. Seyircisiz, bir dönem temposu iyi de sayılabilecek, üstelik tek kale geçen maçta golü getirecek kalitede pozisyonlar gelmeyince başlar önde sahadan ayrılmak harici seçenek de kalmamıştı. Sivasspor deplasman istatistikleri orada duruyor. Yüzde olarak otuzlarda bu oyunu oynayıp rakiplerini tuzaklıyor ve istediklerini alıyorlar. Haliyle sen dün akşam oynadığını, hatta iyi oynadığını bile düşünebilirsin ama öyle değil işte!
‘’Kilit oyuncu yine Trezeguet‘’
Ligi 3. bitirmeyi kafasına koymuş bir Trabzonspor için bu akşam seyircisizlik haricinde bir sıkıntı gözlenmiyor. Sivasspor açısından bakıldığında ise ligin tam da orta noktasında konumlanmış olmaları onlara bir konfor alanı açmış gibi duruyor. Düşme korkuları çok düşük, yukarıda dengeleri bozma ihtimalleri ise daha yüksek bir durum. Deplasman karnelerinin en dikkat çekici noktası; yüzde otuzlar seviyesinde topa sahip olmaları. Kontrollü bir oyun, sağlam savunma ve geçişlerle sonuç alma gayretleri sürpriz olmaz. Trabzonspor’un sezon sonu yaklaştıkça oturan, belirginleşen, güçlenen oyunu gelecek sezona umut olacak düzeye geldi. Mendy’nin şu oyuncu grubu içinde nerede oynayıp nerede oynamaması gerektiği konusu da netleşmiş gözüküyor.
Forvet soru işareti...
Haliyle tek merak edilen mevki santrforda kimin olacağı konusu. Enis’in cezası bitti. Onuachu idmanlara başladı. Bir de Umut Bozok’un da kıymetlendirilmesinin gerekliliği düşünüldüğünde Abdullah Avcı’nın tercihi hakikaten çok daha fazla merak ediliyor. Sivasspor stoperleri arasında Umut Bozok’la ayağa pas ya da Onuachu ile korakor oyun seçenekleri izleyeceğimizi düşünüyorum. Ve tabii Trezeguet yine kilit açan oyuncu olur Trabzonspor’da. 10 numara formasıyla 10 numara bir Afrika dönüşü yaşıyor zira...
‘’Kazanırken ders çıkarmak ‘’
Trabzonsporlu oyuncular protesto ile maça başladılar. Federasyonun ilgili kurullarının yeni oluşturduğu emsali görülmemiş emsallerine karşı ‘Adaletsizliğinize karşı dik duruşumuz sonsuza kadar devam edecek’ sloganıyla mesajlarını verdiler... İki haftadır yaşananlar sonrası oyuncuların dönüşü herkesin merak ettiği konuydu. Konyaspor’un hararetle puana ihtiyaç duyduğu, Trabzonspor’un ise 3.’lük iddiasını sürdürmek istediği bir maç öncesi psikolojisi yaşanıyordu. Trabzonspor ön tarafında, kolu kırılmasına rağmen her ne hikmetse VAR’ın o pozisyonu göremediği(!), gövdeli oyuncusu; Onuachu’su da olsaydı, en ideal dizilişiyle sahada olacaktı. Bu ideale yaklaşan kadrosuyla sahaya iyi yayılan, iyi pas yapan, oyuna hakim bir Trabzonspor izledik. Trezeguet’nin mükemmel golü ile uzunca bir süre 1-0’ı doğru oynayan o eski Trabzonspor’u izlemiş olduk. Açık kola veremedikleri penaltı da bu aralıkta yaşandı. Yine emsalsiz bir değerlendirme dediğimiz noktada kol daha çok kapalı ama açık porsiyonda verilen penaltı ile Trabzonspor farkı ikiye çıkarmış oldu.
Pepe niye 11’de?
Mendy’yi yeniden Denswil’in yanına çeken Abdullah Avcı, Berat’ın yakınına da son dönemin formda ismi Umut Güneş’i yerleştirerek Bardhi’ye epeyce bir konfor alanı açmış oldu. Benim öncelikle anlamadığım konu; ucu kapalı, seneye olmayacak ve en önemlisi de katkısı tartışmalı bir Pepe’nin 11’de olmasıydı. Ve onun 80 dakika sahada olmasıydı elbette. 1-0’ı çok doğru oynayıp, 2-0’ı ise bu kadar strese çevirmemek Trabzonspor’un seneye taşıyacağı en önemli dersi olacak bence.
‘’Rahat olan taraf Fırtına!‘’
Tek soru maçı özetlemeye yeterli gibi duruyor. Tehlikeli bölgeden uzaklaşmak isteyen Konyaspor’un mu, yoksa ligi üçüncü bitirmek isteyen Trabzonspor’un mu kazanma hırsı, motivasyonu daha yüksek olacak? Tribünlerine taraftarlarını çekmeye başlamış Konyaspor saha ve seyirci avantajıyla maça yüksek tempoyla başlar. Ancak bu durumun ortaya çıkaracağı stresi de kendi güçlü oyunlarıyla birleştirip avantajlı hale getirmek isteyecek bir Trabzonspor gerçeğiyle de karşılaşacakları ortada. Ömeroviç’le birlikte sıralamadaki tehlikeli pozisyonlarının birkaç basamak üstüne çıkmış olsalar da; henüz daha fazla maç ve puanlar kazanmaya ihtiyacı olan bir Konyaspor var. Oynadıkları oyunun ve kadrolarının; sıralamada bulundukları yerin kat kat üstünde olduğunu düşünüyorum. Trabzonspor son oynanan olaylı maç sonrası teknik anlamda çok fazla değerlendirilmemişti. O maçın ilk 45 dakikalık bölümünde radikal değişen tercihler, topun rakipte kalmasına sebep olmuştu.
Dirençli oyun unutulmamalı
Bu değişiklik takımda da dengeleri bozmuştu. Abdullah Avcı’nın Mendy’nin mevkisi konusunda net kararı önemli. Stoper oynatarak herkesi ikna etmişken yeni yeni arayışlara girer mi? Rahat olan taraf Trabzonspor, güçlü oyunuyla stresli olan tarafa karşı kazanır diye düşünüyorum. Ancak Konyaspor’un da dirençli oyununu gözardı etmemek gerekir. Güzel bir mücadele bizi bekliyor. Trezeguet’in bireysel performansı takımı adına belirleyici olabilir.
‘’Yıpratıcı mağlubiyet‘’
Montella’nın elemeleri geçerken oynattığı müthiş oyun büyük takdir toplamıştı. Adana Demirspor’da oynattığı oyuna zaten aşinaydık. Biz hazırlık maçlarını geleneksel olarak bu şekil oynadığımız için buraya kadar da sorun etmeyelim tabii ki de. Ancak Macaristan maçında kaybederken beğenilen oyun dün gece yerini büyük bir hayal kırıklığına terk etti. Oyunu defanstan itibaren çok modern yöntemler kullanmak suretiyle pasla çıkarken yaşadığımız şoklar neyi, ne zaman, “kimlerle yapmamamız” gerektiğinin hazırlığı oldu. Bu birinci öğretiydi. Umarım bu ağır sonuçla hızlı öğrenme tekniğini devreye sokmuş olalım.
Bir miktar Santos...
Macaristan maçındaki kadrodan Hakan ve Kenan harici herkes farklıydı. Uğurcan’la birlikte stoperlerimiz, beklerimiz ve dahi orta sahamız çıkarken hatalar yaptılar. Çok erken yenilen gole penaltıyla verdiğimiz reaksiyonu motivasyona çevirebilmeliydik ama olmadı. Gregoritsch’i durduramadık. Gelelim neler yapmalıyız kısmına. Montella, milli takımımızı elbette turnuva başlayana kadar “tam takım” haline getirecektir. Kafasındaki oyunu ve o oyunu oynayabilecek oyuncularını turnuva gününe hazır hale getirecektir. Buna en ufak bir şüphem yok. Ancak hazırlık maçı da olsa bu farklı mağlubiyet yıpratıcıdır! Turnuva turnuva demişken şunu da son not olarak yazalım. Santos ligimizde turnuva hocası diye eleştiriliyor. Montella ise turnuva görmedi. Montella oyununa bir miktar Santos oyunu mu enjekte etmeli?









































