Arama

Popüler aramalar

‘’Güzel geceydi!‘’

Galatasaray tempolu, iştahlı ve iyi sonuç için kurgulu başladı. İştah, hırs güzel şey elbette. Güzel de arkaya dikkat de, mutlak şart elbette! Cümbür cemaat hücum halindeki Galatasaraylı futbolcular baktılar ki, Rizespor 4 futbolcusuyla Muslera tarafında, top da Orhan’ın ayağında. Sadece Carole var tehlikenin farkında olan ve çaresizce kovalayan. Orhan ayağındaki rezervin farkına varamadı ve topu geri pasından az hallice Muslera’ya bıraktı. Birbirlerini uzun toplarla açık düşürmeye çalışan iki ekibin savunma ve forvet beceriksizliklerini izledik bir süre. Pahada ağır, futbol uygulamalarında hafif sporcular topluluğu. English futbol değil, Avam Kamarası resmi yani!

Podolski ders verdi

Galatasaray’ın dikkat çeken ekürisi Yasin ve Emre bir alışveriş yaptılar ve tahtayı golle kapattılar: 0-1. Dakika 15’te gelen gole ve beceriye ‘bravo’ demek doğrusu. Doğrusu da, şunu da merak etmek gerek doğrusu! Uzun süredir Podolski’ye karşı tavırlı ve pas atmaktan kaçınırmış gibi bu usta ikili. Cübbeli Ahmet hocanın bile jetskiden korkmadığı yerde Podolski’den korkmak niye? 53’te Muslera Rizespor’un beraberlik şansını önledi. 61’de Podolski adeta ders verdi Yasin’le: 0-2. Bu arada Makiadi ve Balta’nın kırmızıları ağır oldu. Akut tayming defolarına, hakem bakış perspektif arızaları da eklendi. 76’da Sercan güzel kesti, Ahmet İlhan bitirdi: 1-2. Orada olması gereken Galatasaraylı bilmem neredeydi? Podolski yoktan yonga çıkardı ve Rize akşamını 1-3’e bağladı. Riekerink, tur performansı örneklediği Rize 90 dakikası ardından, izlenen savunma defolarını dikkatle analiz etmeli. Güzel geceydi.

21 Nisan 2016, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Rize maçı son şans‘’

Antalyaspor hezimeti sonrası basın toplantısında Riekerink’in ‘İyi oynadık, elle atılan bir gol yedik’ mealindeki sözleri sonrası ‘Eeey Rabbimin portakalı’ demeyi uygun gördüm ama sustum! ‘Sayın Riekerink sadece 1 değil, yenilen 3 gol daha var, onları nasıl tarif edeceksiniz?’ demem de hiç hoşuna gitmedi Hollandalı’nın. Kabahat seni sevende değil, buralara getirende elbette! Öğretmişler adama ‘Hakemi suçla, gerisini merak etme sen. Bizim buralarda doğru savunma veya hücum aksiyonları nedir? Taktik varyasyonlar ne haldedir? Futbolcuların fizik kalitesi hangi vaziyettedir? Takım olma hali, bütünlük değerleri nicedir? ‘Compact kriterler’ de der, çok bilenler! Konsantrasyon bitik midir, değil midir? Daha nice ayrıntı asla merak edilmez ve gözlenmez. İşi buralarda ya hakem bitirir ya da Başkan yani!’

Rabbimin portakalı!

Rabbimin portakalına Türkiye gerçeklerini kısa sürede belleten akıla ‘bravo’ demeli tabii. Galatasaray son 20 senedir tarihinin en pahalı hizmetlerini alarak batıyor ve hiçbir Mekteb-i Sultani leşkerinin umuru dahi olmuyor! Ne güzel! Denizli’nin bir öpücükle 1 buçuk milyon Dolar’ı keş götürdüğü yerde, Riekerink’e sunulacak lale demeti ne ki? Basın toplantısındaki sorumdan pek hoşlanmayan hoca ‘Savunma önde başlamalı, forvettekiler de gerekeni yapmadı’ gibilerinden geveleyip olması gerekeni bana anında belletti. Pekiii soralım bakalım bu basit işi ve futbol doğrusunu futbolcularına neden öğretmedi? Kısacık basın toplantısında benim gibi ihtiyarın bile idrak edebildiği meseleyi çözemeyen profesyoneller acaba kısmi geri zekalı veya akut ahmak olabilir mi? Antalya 90 dakikası, külliyen serilişin resmi belgesidir. Evet hakem hataları da var ama ‘sonuca etkin’ demek Antalyaspor doğrularına, emeklerine ihanet olurdu.

Akıllı olun yeter

MHK’nın da çocuk parkında kaybolmuş sabiden farksız dolanan hakemini denetlemesi gereği de bir ayrı konu! Galatasaray takım halinde bedenini sarmış olan kibir, umursamazlık, boşvermişlik, hedefsizlik, dikkatsizlik, kuvvetsizlik sendromlarından tamamen arınmak, Rize’de toparlanmak zorunda. Bu konuda öncelikli davranması ve derhal gerekeni yapması gerekenler sporculardır. Hele bu vaziyete çanak tutan ve içeride eküriler oluşturup takım ruhunu imha eden kimlikler... Akıllı olun yeter!

19 Nisan 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gündemdeki eser Rezilsaray !‘’

Antalya tribünlerinin ‘beş-beş’ diye çınlaması Rezilsaray’ın vaziyetini anlatmaya yeterli oldu mu acaba? Bir Başkan ve yönetimi, kulübüne ve camiasına seviye kaybettirir rezil eder de, bu kadar mı kaybettirir. Bu denli mi utandırır arkadaş? 90 dakikalık utanç sona ermiş protokol kapısının önü medya mensuplarıyla dolu. Antalyaspor Başkan’ı göğsünü gere gere geldi ve düşüncelerini paylaştı. Sonra? Sonrası tıssss... Galatasaraylı yöneticiler kabahatli çocuk gibi duvar dibinden bakıyor ama hiçbiri ortaya çıkamıyor, seslendim ben de ‘utanıyor musunuz?’ diye! Kraldan çok kralcılar vardır ya, biri uzanıp uzanıp bakıverdi, duyması gerekenler de tarafımdan seslendirildi!
Kuru kuruya artistlik yok yani.

Antalyaspor kazansa, kümede kalmayı garanti edecekti. Yendi ve etti. Eto’o 1 gol daha atsa, 20 gol bonüsünü hak edecekti. 2 gol attı, geriye bonüs için 1 gol kaldı. İki takımın da sahadaki vaziyetine baktığımızda ev sahibi takım gibi takım ama Galatasaray muhtelif ekürilerden oluşan bir tuhaf akım! Forvetten, orta alana oradan da savunmaya zerre irtibat yok. Dayanışma yok. Galatasaray’da hiçbir şekilde takım olma hali yok.

Savunma ahmaklıkları!

Antalyaspor oyunu tamamen kontrolünde tuttu ve attığından fazlasını da kaçırdı. Eto’o bir gerçek yıldız, takım arkadaşları da eşlik ettiğinde, kuyruklu yıldız ışıl ışıl parlıyor Kırmızı-Beyazlı takımda. Galatasaray bir golü karakol karışık yedi ama öbür 3 golü ‘nasıl’ yedi? Amatör ekiplerin dahi yapmaması gereken savunma defolarıyla... Açıkçası savunma ahmaklıklarıyla yedi. 4 gol yediğin 90 dakikanın sonunda, elle - kolla olan bir topa takılmayacak, felaketin bütününe bakacaksın. Galatasaray Kulübü’nde yönetimden futbolculara kadar oluşan çete başlarına ya ‘dur’ denilecek, ya da ‘dur’ denilecek. Aksi halde Rezilsaray’ın diğer versiyonları sıra sıra gelecek. Bilmem hazmetmek mümkün mü... Bu kafalarla mümkün gözüküyor da!

17 Nisan 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Olmadı Aleks!‘’

Galatasaray 10 numara Aleks’ten çok çekti ama dert hiç bitmedi ! Arena’da zaten Allah’a emanet, acınacak haldeki Galatasaray, bir başka Aleks kurbanı oldu dün gece de. Fakat Aleks Souza değil, hakem Taşçıoğlu olandır, pozisyonu iç eden. İki şaşı yolda çarpışınca biri ‘gittiğin yere baksana’ dediğinde, öteki de ‘asıl sen baktığın yere gitsene’ cevabını veriyor. Hakem Aleks’in de o esnada nereye baktığı bilinmiyor!

Sarı Kırmızılı kulübü futbolcularının dizayn ettiği konusunda zerre kuşkum kalmadı artık. Emre Çolak bu patlak haliyle derbide yer bulup as geçiniyorsa, geçmiş, tek olumlu işini anlatabilecek yandaşa da ‘helal’ olsun. Orta alanı gergef, savunması kanaviçe Aslan bir kere ‘miyav’ dedi ! Onu da zaten hakem Aleks yedi.

Kıyaksaray kafası!

‘Allah’a emanet’ dediğim Galatasaray vaziyetiyle müsemma bir şekilde korundu yüce Yaradanımızca. Henüz 52. saniye ve dakika 3’te 90’ da Fenerbahçe’nin kaçırdığı nice pozisyon aklın alacağı gibi değildi! Hele hele Muslera’nın 24’te sahnelediği atraksiyona futbol literatüründe bir isim uydurmak mümkün mü, bilemem! Kadıköy bombardımanı biteviye sürdü, hele 70’te kaçan bir fırsat var ki aman da aman. Kaçan onca gol fırsatıyla Fenerbahçe’lilerin tüylerinin diken diken olup, Galatasaraylı’ların da ispermoz tuttuğu 90 dakikada kazanan Beşiktaş oldu 0-0 bitti. Mevcut Kıyaksaray kafası, yapısı, idari ve teknik kadro kurgusuyla oluşmuş Sarı Kırmızılı leşkerlerden bi cacık olmaz... Alenen ilan ediyorum!

14 Nisan 2016, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kayseri'ye rahat yok!‘’

Sezon başından itibaren Kayserispor’u izledikçe, geçmiş sezonun Karabükspor’u da geldi hep aklıma. Her iki ekip savunma ve orta alan kurgularını oldukça iyi oluşturmuş fakat önde topu filelerle buluşturması gereken aklı unutmuştu. Bu vaziyet Karabüklüler’e pahalıya patladı da, bakalım nasıl olacak Kayseri tarafında! Antalyaspor pek telaşe yapmadı, gerekli önlemleri aldı ve gol yemeden evine dönmeyi sağladı. Bu arada 33 ve 48’de direkten dönen iki Kayserispor topu var, kimi ‘şanssızlık’ kimi de, ‘bahtsız hacıyı deve üzerinde yılan ısırır’ dedi. 46’da Ömer’e yapılan penaltı, 53’te Oğulcan’ın yaptığı da harbi ayıptır! Genç usta kaçmalısın bu ince ayar hesap-kitap ve olmadık hayallerden, henüz futbolunun baharındayken!

Hakeme iş kazası!

88’de Kayserispor’un en vurucu tim komutanı Biseswar çıktı, Yakubu girdi ama gol için vakit de, nakit de yetmedi tabii. Arada hakem kardeşimin genç yaşta prostat ameliyatına tabi olması sebebi olacak bir apışarası top kazası izlendi. Futbol leşkerleri hep bir ağızdan ‘bi eferden bi şey olmaz hocam’ diye seslendi ve arzu edilmeden oluşan hasar örtbas edildi. Müsabaka da 0-0 bitti. Hayırlısı!

11 Nisan 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Dursun Bey'e hız lazım!‘’

Galatasaray’ın sahadaki vaziyetine baktıkça, robot Ronaldo gibi ‘Dursun beye de, hız lazım’ demekten kendimi alamadım! Öyle ya, futbolcu transferini beceremeyen, UEFA’ya itiraz hakkını boş eden, Denizli’ye bu yoklukta 1 buçuk milyon doları, eşantiyon kriterlerinde veren (!) uzun sözün kısası, Galatasaray başkanlığına kesinlikle hafif gelen profile, hız ve beceri lazım. Çünkü Başkan’ın vaziyeti futbol takımına da sirayet etti ve cümle alemin fiber hızı yakaladığı yerde, Sarı Kırmızılı futbolcular bıngıldak sorunlu sabilere benzedi! Topu yüzde 60 hatta zaman zaman daha da yoğun ayağında tutan ev sahibi, konuk Rizespor kadar dahi pozisyon üretmeyi beceremiyor.

Kıyaksaray’da becerisizlik

Podolski’ye top atamayan top cambaz(!)ları ve onların medyadaki yandaşları bakalım nasıl sallayacak Alman’a? Galatasaraylı futbolcular topa sahip olup, o nispette de etkisiz ve beceriksiz kalmanın kitabını yazdı dün! İlk yarının 4. dakikasında Olcan’a İtandje ‘dur’ dedi. Dakika 26’da Emre’nin attığı kafayı orta alandan pişiren Podolski’ydi ama en uçta oynayan Alman’a bir doğru dürüst top üretebilen yürek olmadı. Aksine bir şut da adamın kafatasında patlatıldı! Kıyaksaray’da beceriksizlik ve ayıplar silsilesi, sadece futbol platformu ve yönetiminde barınmıyor ki. Çok çok ucuz cinlikler de sahnede! Esas üzerinde durulması ve kurutulması şart akut cerahat budur ! 88’de Yasin, Emre Çolak’a asist tadında aktardı 1-0 Sonra Muslera uzanamadı, Donk baktı Tzunski attı 1-1 bitti.

10 Nisan 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ergin Ataman realitesi‘’

Sakaryaspor alt yapısından yetişen ve yıldız statüsü yakalayan imparator, kral sıfatlarını hak eden birçok futbolcumuzun basketbol geçmişini iyi bilirim. Sadun, Ercan, Sezai, Tamer, Kostik Mustafa, İmparator Oğuz, Kral Hakan, Aykut, Bülent ve daha niceleri. Bu arada Çoşkun Demirbakan, Ertuğrul Sağlam, Şifo Mehmet, Erman Toroğlu da potalarla arası barışık, yıldız sporcularımızdandı. Basketbolcu Levent de mükemmel santrfor oynarken potalarda yıldız olanlardan. Mehmet Baturalp, Şükür’ü basketbol genç milli takımına davet edecekti, fakat Sakaryalı futbol milli takımına gitti. Kral yıllarca pivot operasyonu revers uygulamalarıyla, stoperleri Şam’a gönderip kendisi de gole gitmiş, hatta Beşiktaşlı stoper Hamit’i de, futbola tövbe ettirmişti! Basketbolun futbol aklına galebe çaldığı çok örnekler var anılarım arasında.

Koskoca bir sıfır!

Galatasaray Eskişehir’de, başkan, yönetimi ve sözde danışmanları aklıyla futbol hal ve gidiş uygulamalarıyla koskoca bir sıfırı hak etti! Müsebbib tabii ki Dursun Özbek ve yönetimi. Hamza Hamzaoğlu konusunda Galatasaray’ı yerle bir etmeye tam teşebbüs operasyonları sonrası basketbol, voleybol hatta tüm branşlarda da aynı marifet (!) için uğraştılar ama Allah’tan tutturamadılar. Kasayı da tutturamadılar!!! Fiyaskonun kurdela takılmış hali yani... Kulübenin yerle bir, acınılacak vaziyeti, sahadakilerin boş vermişliği her türlü yönetim defolarına rağmen direnen Ergin Ataman ve ekibini aklıma getirdi!

Duracağı yeri bilmez

Galatasaray koçunun Türkiye başarıları dışında Climamio Bologna’da yaşadığı, yaşattığı mükemmel bir İtalya deneyimi de var. Uzun sözün kısası madem kulübün elinde bu denli deneyimli ve başarıları ortada bir spor adamı var, faydalanmak için gecikmenin ne anlamı var? Türk futbolunun en büyük eksiği savunma ve hücumda tayming arızaları! Futbolcular defansı, duracakları yeri, hücumda gidecekleri yönü doğru dürüst bilmez, trilyonlara imza atan teknik adamlar da zaten bilmez, o yüzden de öğretemez! Kafası biraz çalışan, rakibinden az önce kestiren önde gözükür saf ve cahil spor piyasasını da külliyen götürür !

Bu aklı kaçırmayın

Fırsat bu fırsattır ve batık Türk futbolu basketbol aklından mutlaka faydalanmalıdır. Dursun Özbek fırsat hazır doğmuşken, bu tarihi aldı aldı... Aksi halde külliyen yandı! Türk spor yönetimi, Ergin Ataman ve diğer koçlarımız basketbol realitesini, aklını, doğrularını, çağdaşlığını görmezden gelmemeli...

05 Nisan 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Antalya'yı Eto'o kurtardı‘’

Eşsiz Antalya güzelliklerine muhteşem stadyum ve Kırmızı-Beyazlar’la bezeli, adeta gelincik tarlasını çağrıştıran şahane tribünler eklenmiş. E böylesi güzelliklere Morais ve Arslan’ın futbolcuları da takım halinde katılınca, sahada müstesna görselliklerle süslü bir ‘reality show’ izlendi. Sonunda yakalanan 2-2 beraberlikse günün şık buketi oldu. 90 dakikayı süsleyen bir başka katkı da, Tolga Özkalfa ve ekibindendi. Dünya yıldızı Eto’o ve ‘Stargolvizyon’ otobanında emin adımlarla ilerleyen Rodallega birer gol atarak beklenen performansı sahneye koydu.

Fatih’e dikkat

18’de Vaz Te sağ çaprazdan 0-1’i sağladı. Akhisar golünde geç kaldığını düşündüğüm Motta, hatasını 54’te Makoun’a attırdığı golle telafi etti: 1-1. 70’te Rodallega’nın kulübü batıran değil, kalkındıran çilekli pasta tadındaki golü geldi: 1-2! Akhisarspor skoru koruma, Antalyaspor’da bozma adına mücadeleyi sürdürürken, oyun tamamen konuk ceza sahasına yıkıldı. 82’de Fatih Öztürk, Eto’o’nun gol girişimini yine önledi. Aslında Fatih, çoook pozisyonu önledi. Bu evlat da, geleceği hatta bu günü ışıl ışıl kalecilerimiz arasına ilave edilmeli. 89’da Eto’o ciddiyet, azim, kalite ve profesyonelliğini ‘SİRGOAL’ unvanını cümle aleme bir kez daha mühürletti: 2-2.

04 Nisan 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI