Galatasaray futbolcusu, taraftarı, teknik, idari yönetimi ve tüm emekçileri ve camiası gecenin onurlu mücadelesi ardından, teşekkürü hak etti. Sağ olunuz var olunuz . Sportif mücadelenin bir yanında kazanan, diğer yanında da kaybeden olacak elbette. Geriye baktığınızda ‘Aslanlar gibi mücadele ettim ama olmadı’ diyebiliyorsanız, üzülmeyiniz. Çeyrek finale kalamamış olsa da Barcelona’yı depresyona sokmuş bir Aslan’lar topluluğu var Arenada. Biz ‘Avrupa fatihi’ unvanını boşuna almadık diyen Sarı-Kırmızı armada ve karşısında geceyi ve turu kurtarma adına, her türlü dümene giren Barcelona.

Bunalıma itti

Marcao’nun şahane golü ile öne geçtiğimiz müsabakada, 19’luk star Pedri’nin kariyeri ile müsemma attığı gole mani olamadık 1-1. Devre’nin akılda kalanı Kerem’in vızır vızır hareketliliği, klası ve Barcelona’nın sağ önünde oynayan Herkül tipli Traore’nin sol arkada bizim yıldızımızın peşinde koşturmak zorunda kalmasıydı. E tabii haddini hududunu bilen ve oyun disiplinine külliyen sadık kalan Galatasaraylılar. Çünkü karşında öyle bir rakip var ki, harbiden affı yok! Ve sen bu affı olmayan rakibi resmen bunalıma ittin, teşekkürler. Bütün futbolcularımız başarılı, tamamı umulandan iyiydi, nokta.

Disiplin gösterisi

Müthiş direniş ve disiplin gösterisinin en akılda kalan kısmı 49’da yediğimiz gol olmalı! Çekirgenin 2 defa sıçrayabildiği gibi sıçradık, ve ikinci golü yedik. Yakaladığımız fırsatları ya kullanamadık, ya da müsaade etmediler. Netice; Galatasaray futbol başkaldırısı sürecine start almış ve Torrent komutasında yola çıkmıştır. Hayırlısı olsun.

Şafaatından vazgeçtiklerimiz; Galatasaray’ın mezarından taş çalmaya tevessül etmesinler yeter!

Galatasaray ve Beşiktaş’ın derbiye hangi şartlarda hazırlandığından habersiz biri; Siyah-Beyazlılar'ın dinlenme fırsatı bulamadan hazırlandığını düşünürdü. Galatasaray’ın Barcelona karşısında zorlu bir 90 dakikayı, henüz perşembe akşamı oynadığını duyduğunda ise hayrete düşerdi! NEF Arena’daki iştahlı, tempolu, diri dipdiri Aslan karşısında; Beşiktaş değil de, hapşırıkta bile dağılmaya amade kerpiç taş! Gomis’e ayak koyan Ersin’in haline başarıyla bakan da, başarılı Atilla taş! Müsabakanın derbiye yakışır başlamasının en etkili ismi Atila Karaoğlan, Ersin işinde nasıl baktı kaldı hayret! Oysa İlk dakikadan itibaren avantaj uygulamalarına örneklediği sadakatla, sporcuların da sahadaki futbol podyumuna layıkıyla saygı duymasını sağladı. Son yılların en seyre değer ve aksiyon bezeli derbilerinden biri sahne aldı.

Şahane asist...

Galatasaray’ın pres, tempo, çabukluğuna Beşiktaş’ın cevap vermeye çalıştığını gördük. Gücünün 10 dakikalık baskıdan öteye geçemediğine tanık olduk. Taze kuvvet Rıdvan’ın 85’te kazandırdığı gol, güç gösterisi değil; nazar değdiğini düşündüğüm Pena’nın yumurtlama zaafıdır! Mustafa top kazanan ve kazandığı topu layıkıyla kullanan futbolcu örneği şıklığını iki şahane asistiyle kanıtladı. Kerem ise 2 attı gollerini 8’e tamamlayıp taraftarları da, mutluluktan 4 köşe etti! Marcao ve Nelsson’un savunma etkinlikleri de öyle. Berkan ve Taylan’a konuşanlara da, şahsım olarak susmayı uygun buldum. Duyu andırstend tumi dimi? GS 2-1 BJK Torrent son iki 90 dakika performansına, bu perşembe yeni bir ‘SERENDİPİTY’ sürprizi ekler mi? Evvel Allah ekler!

Rüzgardan zarar görmeden kurtulabilirsiniz belki ama ya kasırgadan? Akdeniz'den Galatasaray'ın şansına çıkan kasırganın adı Katrina, İrma, Dorian olmasa da neticede Barcelona! Aaah Gomis olmasaydın kıl payı ofsaytta! Xavi rotasyon planlayıp as elemanlarını kulübeye çekmiş olsa da sahada var olanlar da başa bela! Futbolu kolay icra edip rahatlıkla boş adam ve alan bulan mükemmel bir icra sistemi. Akli ve bedeni fizik kaliteleri sebebi asla geç kalmayıp; overlok otomasyonunda muntazam işliyorlar.

Acı çektirdi

Türk futbolu adına son derece önemli bu 90 dakikada Torrent ne yaptı? Barcelona ve Xavi'ye harbiden acı çektirdi. Hücum oynama şansı olmayan Galatasaray'ı, haddini hududunu bilerek oynamaya sevketti. Gayet sakin, bloklar arası ilişkiyi sağlam tutarak olası tropikal fırtınayı durdurdu. Pena, Taylan, Boey, Berkan mükemmeldi. Xavi ekibini Busquets, Dembele, Aubameyang gibi starlarla beslese de 'para' etmedi. Gelelim şimdi ASY NEF Arena podyumuna… Sen Galatasaray’sın başarırsın nokta.

Galatasaray dün gece Konya’da harekete geçme, karşılık verebilme ve tepki aksiyonlarında muazzam sıkıntı yaşadı. Paldır güldür 2 gol yedi, sadece baktı! Ev sahibi canı ne isterse yaptı. Bravo Konya Kartallar'ı. ‘Motor çeviklik’ denilen kavram, sportif yarışmalara katılan profesyonellerin de, olmazsa olmazı. Zamanında tepki verme süresi ise; eğer motor çeviklik hamiliysen kısalır ve başarı nedenidir.

Katlanmak da şart...

Rakip hareketini önceleyip, tahmin etmek, karşılık vermek için ne yapacağını bilmek de bir diğer şart tabii. Hızlı ve dikkatli davranmak ise bir diğer gereklilik! Bu özelliklere malik değilsen, başına gelene katlanmak da şart! Dün gece Palut ve ekibinin; Torrent ve takımına uyguladığı görsel seminerin net tarifi budur. Torrent’in müsabaka ardından, Palut’a örneklediği duruşun adı da ‘erdem’dir. Tepki verme süresi kazanmanın kuşkusuz en değerli şifresi. Dün gece alenen sırıtan stimülasyon arızası; Arslan’ın 3 sezondur yaşadığı tepkisizlik ve uyuşukluğun Konya’daki resmi değil, ‘DEVASA POSTERİ’ dimi? Poz poz sırıtır halde, mutluluk fotoğrafı verenler, şimdi fevkaladenin fevkinde mutlu oldunuz dimi?

Bunları nasıl aldı?

Eeey Galatasaraylı merak etme tepki verme süresi; çalışılarak, geliştirilebilir. Ama Boey, Pulgar türü daha nice futbolcu için ne yaparsanız yapın bişi olmaz. Bunları kim gördü, kim seçti, nasıl aldı? Bu tür bir sürü fuzuli, boş alışverişin neticesi, Galatasaray manen ve madden battı! Olayın içindekiler neden ve niçin baktı, onlarında mı stimülasyon cihazları arızalı? Skorbord, ‘Konyaspor 2-0 Galatasaray’ yazdı.

Galatasaray önde alan daraltıp, müthiş taraftar desteği eşliğinde start aldı. Aldı da saha içinde rakip dengesini bozabilecek bir virtüöz eksikliğini, her daim olduğu gibi yine yaşadı. Topu rakipten kazanan, kazandığı gibi de doğru kullanan baş aktör profili sıkıntısı, Galatasaray adına sezon başından itibaren, hemen her 90 dakikada var! Dar alanda iş üretecek futbolcuları, derin dondurucuda muhafazada da acaba ne yarar var? Emre Kılınç ve Berkan şutları ve Gomis’in kaçırdığı penaltı hücumda, Gedson ve Boyd’un attığı şık goller de savunma aksiyonlarında Galatasaray’ın; deve üzerinde yılan sokan bahtsız bedeviden farkının olmadığını, dakika 87’ye kadar bize düşündürdü valla! Gedson’un attığı golde Galatasaray kalesinde bırak Pena ‘Cheff ve Flare’ hava savunma sistemi olsa dahi, boşa olurdu. Çok güzel gol oldu 0-1. Kerem pası Berkan asistinde Aanholt vuruşu da ziyadesiyle şıktı dakika 40‘ta 1-1 oldu. İkinci yarı Pohjanpolo kafasıyla indirdi ve Boyd adeta zaviyeden toz aldı: 1-2

Gol sanatları

Sonra virtüözler sahne aldı ve deve üzerinde yılanın ısırdığı bahtsız bedevi adeta panzehir değerindeki iksirle canını kurtardı! Babel penaltıdan 2-2. Ve sonra 87’de Hereke İpek halısı kalitesinde bir eşsiz yapıt. Feghouli, Berkan ve Aanholt muazzam ince işçilikle harikulade sanat eseri üretti: 3-2. Ve gol sanatları kompozitörü Gomis gecenin ‘Encore’ sedalarıyla bundan sonra; her 90 dakikada tribünleri inletecek çağrılar eşliğinde perdeyi indirdi. Birbirinden şık goller, güzel mücadele ve başarılı bir hakem izlendi.

Galatasaray eski yöneticisi hukukçu Sedat Soğan ; menajerlere ödenen astronomik ücretlerin açıklanması sonrası ‘bu kriminal bir vakadır’ değerlendirmesinde bulundu. Burak Elmas’ın sunduğu dosyalar ‘hukuki bir aksiyon almadan geçiştirilmemeli’ vurgusunu yaparak, savcılığa suç duyurusu yapılması gereğini de vurguladı.

Eğer 19 futbolcu için normal komisyon oranlarını kat kat aşan ödemeler yapılmışsa, bu durum takip konusudur nokta. Gazetem Fanatik’te 26 senede az 26 kez vurguladığım halde; görmezden gelinen gerçekleri mevcut Galatasaray başkanı Burak Elmas ve eski Galatasaray yöneticisi Sedat Doğan yeniledi!

Spor yorumcusu olarak Galatasaray ve tüm kulüplerde 25 senedir döndüğünü iddia ettiğim dolapları; daha henüz açıklamak için, geç kalmadınız mı beyler? Kulüpler borç batağı içinde, futbolumuz kalitesi ve marka değerleri yerlerde, yönetimler çaresiz ve uçmuş astronomik paralar şimdi gündemde!

Efsane Fenerbahçeli, unutulamaz basketbolcumuz; cennet mekan Mehmet Baturalp’in defin merasimi için Şakirin camii avlusundayız. Ali Koç ile ayaküstü sohbet imkanımız oldu. ‘ Fenerbahçe’deki kutsal görevinizde başarılar diliyor, bir Galatasaraylı olarak muvaffak olmanızı da arzu ediyorum. Sadece bir ricam var. Sakın ola menajerleri kulübünüze bulaştırmayın!’ Dedim. Ali Koç ‘olur mu çok değerli menajerler var’ cevabını verdi. Ben de ‘ Rahmetli Aykut Yiğit, Oğuz Çetin, Turan Sofuoğlu ve daha nice futbolcu amatör şubeler sorumluluğunu yaptığım Sakaryaspor alt yapısından yetişti. Eğer doğru, dürüst adam gibi bir iş olsaydı menajerliği ben yapardım ! Siz yine de söylediklerimi gözden geçirin’ dedim, vedalaştık. Koç bildiği gibi yaptı ve durum meydanda!

Galatasaray’ın durumu zaten 25 senedir meydanda! Tüm diğer kulüplerin de. Menajerler bir kısım profesyonel veya amatör yöneticilerle yakınlaşmış (!) bu yakınlaşmanın bedeli de futbol alemi ve Türkiye’mize pahalıya patlamıştır. Ulusal zemine sirayet etmiş akut dolandırıcılık vakası, yaşanıyor gözler önünde. İşi bitmişleri de, menajerlerle bir takım sözde gazeteci gaz verince ; aptalca yurdumuza doldurtuyoruz !

Menajer dosyalarına savcılar el atmalı, hem de derhal. Çok büyük yolsuzluklar var.

Efsane Başkan Tuncer Tepe döneminde, tarih yazmış Yeşil Siyahlı Armada ; yine 40 sene önceki havasında. Azimli, kararlı, dengeli ve Şampiyonluk hedefine kilitli.

Ercüment Çoşkundere ile ilk kez Köfteci İsmail’de karşılaştım. Yavuz Köprülüoğlu’nun ofisinde. 8 senedir Sakaryaspor’u izlemiyor fakat her halini dikkatle takip ediyorum.

Rahmetli babalarım Hakkı Dizer ve İhsan Ayhan emaneti; sevgili büyüklerim eşsiz Boşnaklar Ekrem Karaberber, Sarı Muammer, Sarı İhsan, Kaleci Fiko, Didon İbrahim, Köfteci İsmail, Suat Aldinç, Atilla Tapşın, Mehmet Kuriş, Şükrü Orhan, Burhan Dal, Besim Çömlekçioğlu, Gündüz Serin, Hüseyin Mete ve daha nice büyüğüme şükran duygularımı dualarımla, dileklerimle iletebilmek için.

Yine İnegölspor müsabakası öncesiydi ve Coşkundere zor deplasman öncesi gergindi. Takımın organize ve dengeli oynadığını, bu yapı ile başarıyı yakalayacağını Kostik Mustafa her konuşmamızda söylerdi. Bunu hocamıza ilettim ve daha sonra Beşiktaşlı efsane Fikret dahil oldu telefon aracılığı ile sohbetimize. Kostik’le hemen hemen aynı düşünceleri paylaştı. İnegöl galibiyeti ardından da büyük mutlulukla ilk Fikret kardeşim aradı.‘Yavuz Köprülüoğlu ve kardeşi Cem’in sünnet cemiyetinde ; Sakaryaspor ‘a müsabaka yemeğini ‘etli pilav, haşlama, komposto, fıstıklı irmik helvası’ menüsü olarak yedirmiş ve masrafsız halletmiştik!’ Şartlar o zaman öyleydi. Tuncer Tepe geldi sistem değişti. Sonra tekrar zor günler yine geldi!

Şimdi yine o efsane alnımız ak, yüzümüz pak döneme doğru Sakaryaspor ve şehir kilitlendi dimi ? Evet tabii.

Devam Sakaryaspor; sadece şehirden ve stadyumdan değil cennetten de, zaferlerini izlemek isteyen çok sevdalın var. Allah derman versin.

Arda Kardeşler ve VAR; karmakarışık ayaktopu işlerini harbi akladı. Verilen, verilmeyen tüm kararlarda hakkaniyetli davrandıklarını, önce futbolu sağlık esenlik içinde doğru tespitlerle yaşatmak istediklerini düşünüyorum. Gecenin yıldızları da; Arslan yürek Omar ve penaltıları gole çevirip, maddi manevi feci sonuçtan; Galatasaray'ı kurtaran Gomis olmalı. Sarı-Kırmızılı armada milyonlarca Euro sarf edip sözde gençlerle sezona başladı. Fatih Terim 'risk aldım' dedi. Dedi de zaman geçtikçe asıl risk alanın Galatasaray kulübü olduğu belgelendi! İmparator gitti. Yandaşlarının kimi beraber gitti, kimi de sutre gerisine çekildi! Başkan Elmas; cephede tek başına kaldı gibi. Kısmet bir yerlerde dönecekti, İzmir'de son 3 dakikada ve yenik haldeyken döndü Göztepe 2-3 Galatasaray.

Gerçek konstantrasyon zamanı

İzmir gecesi başladığında, şans konuğa gülümsedi. İlk yarı boyunca da sadece Poker Face gibi gülümsedi! Futbol sahnesi tamamen Göztepe hakimiyetindeydi. Galatasaray takip kaleye dahi doğru dürüst gitmeyi beceremedi. Ömer'in Bizanslılara hüruç hareketi benzeri işi Taylan kısmetsizliği beraberliği penaltıyla getirdi: 1-1.

İkinci yarı Gomis, Emre Kılınç ve Berkan olumlu işler üretti. Kim üretemedi? Söylemem? Söylemem de Torrent'e şunu söylemek isterim. 'Emre Kılınç olmazsa olmazın da, lütfen farkında ol.' Son 15 dakikada giyotinden kurtaran Gomis'in de tabii. Alınan galibiyet ve 3 kazanılan puan ardından, daha net kurgu yapabilirsin şimdi dimi? İşte şimdi gerçek KONSANTRASYON zamanı Cim Bom Bom.