Ağır Beşiktaş yenilgisi ile liderlik koltuğundan inen Galatasaray, Akhisar Beledeiyespor’u konuk etti. Haftayı çalkantılı bir şekilde geçiren Sarı-Kırmızılı takımda, Tudor, Denayer’in yerine Linnes’e, Rodrigues’in yerine de Yasin’e ilk 11’de forma verdi.

Komik goller

Maça her iki takım da kanatları kullanarak başladı. Galatasaray kendi sağ kanadından hücum ederken Mariano sık sık ileri çıktı. Akhisar Belediye ise savunma ve orta sahasını birbirine yakın tutarak rakibini orta alanda durdurmaya çalıştı. Konuk takım bu isteğine ulaşınca Gomis topla buluşamadı. 17. dakikada Akhisar belediye kendi sağ kanadında etkili geldi. Ceza sahasına yerden gönderilen topta Maicon altı pastan ters vurdu konuk ekip öne geçti: 0-1. İlk 45 dakika boyunca Galatasaray’da Belhanda, Feghouli ve Gomis hücumda hiçbir varlık gösteremeyince, ev sahibi takım da gol bulamadı. 45. dakikada ise Olcan, Muslera’nın üzerinden yaklaşık 30 metreden aşırtma vuruşla farkı ikiye çıkarttı: 0-2. Kontrollü futbolundan ödün vermeyen Akhisar Belediye soyunma odasına 2-0 önde gitti.

Bambaşka 2. yarı

İkinci yarıya başlarken Macion- Rodrigues değişikliğine giden Tudor, takımını daha ofansif oynattı. Bu değişiklik kısa sürede etkisini gösterdi. 50. dakikada Fernando ceza sahası dışından vurdu ve topu ağlara gönderdi: 1-2. Bir dakika sonra ise Gomis ceza sahsında içinde sert vurdu ve skora denge geldi: 2-2. İlk yarıda 10 kişi kalan rakibine iyice yüklenen Sarı-Kırmızılı takım oyunda hakimiyeti ele geçirdi. 70. dakikada Gomis’in atılması ile 10 kişi kalan Galatasaray bir dakika sonra üçüncü golü buldu. Denayer’in sağ kanattan içeri çıkarttığı topa Belhanda ceza sahasında vurdu ve sarı-kırmızılı takımı öne geçirdi: 3-2. Maçın son bölümünde Akhisar daha fazla risk alıp hücum etse de farkı azaltmayı başaramadı. Son sözü ise Feghouli söyledi. Uzatma anlarında golü bulan yıldız oyuncu maçın da skorunu belirledi: 4-2.

Mağlubiyetleri futbolcularına mâl eden Tudor ile takımın ilişkisi zarar gördü. Gelinen nokta bir ayrılığı kaçınılmaz kılıyordu. Dursun Özbek verdiği kararla büyük bir risk aldı. Bundan sonraki kötü sonuçlarda eleştirilecek tek kişi Tudor olmayacak!

Başakşehir ve Beşiktaş maçlarında hezimete uğrayan Galatasaray’da Tudor kredisini tamamen tüketti. Oynanan futbol ve takımın ruh hali de bu durumun düzelmesinin imkansız olduğunu ortaya koyuyor. Taraftar nezdinde ‘istenmeyen adam’ olan Hırvat teknik adam maç sonunda yaptığı açıklamalarla oyuncularının da tepkisini çekti. Mağlubiyetleri futbolcularına mâl eden Tudor ile takımın ilişkisi de zarar gördü.

Özbek zor durumda kalacak

Gelinen nokta artık bir ayrılığı kaçınılmaz kılıyordu. Fakat Dursun Özbek verdiği kararla bu birlikteliği biraz daha devam ettirdi. Bu kararla tam anlamıyla büyük bir risk aldı. ‘Halen şampiyonluğun en büyük adayı biziz’ diyen Özbek çok büyük sorumluluk aldı. Çünkü bundan sonra alınacak her kötü sonuçta eleştirilen sadece Tudor olmayacak. Liderliğin kaptırılmasının ardından ikincilik koltuğu da giderse Özbek çok daha fazla zor durumda kalacak.

Terim’in gölgesi üzerinde!

Öte yandan Fatih Terim’in gölgesi de hiçbir zaman Tudor ve Özbek’in üzerinden düşmeyecek. Bu riski alan Dursun Özbek’in kararını net bir şekilde açıklaması ise doğru hamleydi. En kötü kararın kararsızlıktan iyi olduğunu düşünürsek, belirsizliğin ortadan kalkaması takımı ve hocayı rahatlatmıştır. Tudor’la devam kararı bugünden itibaren artısı ve eksisi ile Dursun Özbek’e yazacaktır. Belki de Mayıs ayında yapılacak seçimli kongrenin de sonucu bu karar ile şekillenmiş olacak.

Ziraat Türkiye Kupası mücadelesinde Sivas Belediyespor’u konuk eden Galatasaray, beklendiği gibi maça yedek ağırlıklı bir kadroyla çıktı. Hafta sonunda oynanacak derbi öncesinde sakatlık ve kart sorunu yaşamak istemeyen Tudor; Tarık, Donk, Ahmet, Koray ve Sinan gibi isimlere forma verdi.

Linnes’ten harika pas

İlk dakikadan itibaren oyunun kontrolünü eline alan Galatasaray golü de erken buldu. 4. dakikada Linnes ceza sahasına koşu yapan Yasin’e derinlemesine oynadı. Savunmanın arkasına sarkan tecrübeli oyuncu bekletmeden vurdu ve takımını öne geçirdi. 1-0. Bu golle rahatlayan sarı-kırmızılılar zayıf rakibini kendi yarı alanından çıkartmadı. Sivas Belediyespor ise 33. dakikada gole çok yaklaştı. Ceza sahasında boş pozisyonda Ozan sert vurdu top üstten auta gitti. 35. dakikadan sonra Galatasaray’da tempo düşerken konuk takım daha fazla ileri çıkmaya başladı. Galatasaray, Yasin’in 4. dakikada attığı golle soyunma odasına 1-0 önde gitmeyi başardı.

Sinan devreye girdi

İkinci yarıda oyun kalitesi iyicene düştü. Galatasaray bu devreye Feghouli-Emrah değişikliği ile başlasa da ilk 45’teki performansının altında kaldı. Sarı- Kırmızılı takımda forma yarışının gerisinde kalan oyuncuların hemen hemen hiçbir oyuncu gayret göstermedi. Sivas Belediye ise oyunu soğutarak farkın açılmasını engellemek istedi. Sarı-Kırmızılı takım kötü oynadığı anlarda 70. dakikada Sivas Belediye savunmadan çıkarken hata yaptı ve topu Galatasaray’a verdiler. Ceza sahası içerisinde rakiplerini çalımladı ve Emrah’a oynadı. Emrah soğuk kanlı bir vuruşla farkı ikiye çıkarttı: 2-0. Bu golle rahatlayan Tudor’un takımında Sinan bu kez Yasin’e oynadı. Tecrübeli oyuncu köşeyi gördü ve skoru 3-0’a getirdi.

Kapanış Eren’den

79. dakikada ise Ahmet’in ortasına Sinan kafayı vurdu ve Sivas Belediye farkı ikiye indirdi: 3-1. 87. dakikada iki asist yapan bu kez golü kendi attı ve Aslan 4-1’i yakaladı. Sahneyi ise Sinan pası ile pozisyona giren Eren iyi bir vuruşla farkı 4’e çıkarttı: 5-1. Bu gol maçın da skoru olurken Galatasaray rövanş için önemli bir avantaj yakaladı.

Başakşehir’e 5-1 yenilerek ağır yara alan Galatasaray, ligin iyi futbol oynayan takımlarından Aytemiz Alanyaspor’u konuk etti. Fernando’nun yokluğunda hafta boyunca bu bölgede Denayer’i deneyen Tudor, genç oyuncunun son idmanda sakatlanmasının ardından formayı Selçuk’a verdi.

Sağ kanat etkiliydi

Mücadeleye iyi başlayan Galatasaray kendi sağ kanadını etkili kullandı. Mariano ve Rordrigues ile bu bölgeyi domine eden Sarı-Kırmızılı takım, rakibinin savunmasını önde kurmasını iyi değerlendirdi. Taraftarının da desteğiyle coşkulu oynayan Galatasaray’da 33. dakikada Gomis’in ceza sahası içerisinden attığı şut, kaleciden dönerek Yasin’in önünde kaldı. Yasin müsait pozisyonda vuruşunu yaptı ve takımını öne geçirdi: 1-0. Bu gol aynı zamanda ilk yarının da skoru oldu.

Gomis vazgeçmedi

İkinci yarı daha düşük tempoda başladı. Galatasaray ilk yarıdaki istekli oyununda uzaktı. Pas trafiğinde başarılı olamayan Sarı- Kırmızılılar tehlikeli bir atak geliştiremedi. Hücumsal anlamda bir hayli eksiği olan Aytemiz Alanyaspor ise sadece direnmeye çalıştı. 70’ten sonra Yasin ve Rodrigues oyundan düşünce, Gomis istediği topları alamadı. 70’te sakatlanan Latovlevici kenara gelirken, Linnes oyuna dahil oldu. Bu da Tudor’un ilk oyuncu değişikliği oldu. 78. dakikada Rodrigues sağ kanattan içeri çıkarttı, boş pozisyondaki Gomis vuruşunu yaptı, top üstten auta gitti. 85’te Belhanda savunmanın arasına derinlemesine oynadı. Karşı karşıya kalan Rodrigues’in vuruşu kaleci Haydar’da kaldı. 88. dakikada ise Yasin ceza sahasında Gomis’e çıkarttı. Yıldız oyuncu düzgün vurdu ve fark 2’ye çıktı. Galatasaray ikinci yarının son bölümünde baskısını artırdığı maçtan 2-0 galip ayrılmayı başardı.

Başakşehir’e tarihi bir hezimet ile yenilen Galatasaray’ın ağır bir darbe aldığı kesin. Belki bu darbenin etkisi birkaç hafta daha sürecek. Sarı-Kırmızılı takımın kötü performansı için birçok soru sorulabilir. Örneğin Tudor’un hangi düşünce ile bu maça çift forvet çıktığı... Eren ve Gomis ile oynarken ve bu oyuncuları kanatlardan atılan ortalarla beslemen gerekirken sahaya kanat oyuncusuz çıkmanın mantıksızlığı sorulabilir. Buna ilave olarak da Hırvat hocaya, takımı tel tel dökülürken ve facia bağıra bağıra yaklaşırken nasıl olur da oyuna müdahale etmediği de sorulabilir.

Bitsin diye bekliyorlardı

Fakat benim asıl takıldığım nokta Tudor’un maç sonrası basın toplantısında yaptığı açıklama. Diyorki: “Bugün Adebayor tabiri caizse tek başına maça karar verdi. Diğer taraftan kendi takımımda birçok oyuncu gününde değildi. Bence bugün maça bakıldığı zaman 5-1 kazanmayı hak eden Başakşehir yoktu sahada.” İşte bu açıklama, Hırvat hocanın hiçbir şeyin farkında olmadığını gösteriyor. Bu açıklama baştan aşağıya skandaldır. Tudor burada önce, 2 maçta kendisine 9 gol atan ve 1 gol yiyen Abdullah Avcı ve takımına ayıp ediyor. Hocaya birileri söylesin; oyuncuları son 10 dakikada ‘maç ne zaman bitecek?’ diye skorborda bakıyordu!

Yarın yine 5 atarlar

Çatır çatır oynayan, oyundan kopmayan, senin takımını iliklerine kadar çözmüş Avcı ve ekibi için böyle konuşursan o takım sana yarın yine 5 atar! Çünkü sen hâlâ hatalarının ve vasatlığının farkında değilsin. Ve bu ego ile de farkına varman çok zor. Bu beyannattaki ikinci ayıbı, kendi futbolcularına yapıyor. Hezimeti sadece oyuncularının kötü performansına bağlayarak onları medya önünde satıyorsun. Ve sen bunu ilk defa da yapmıyorsun. Kaybedilen tüm maçların ardından bunu tekrarlıyorsun Tudor!

İyi insan olmak önemli

Örneği, hocanın geçen sene 4 yediği Başakşehir maçın ardından yaptığı basın toplantısından verelim. Tudor “İlk dakikadan beri takımın bana verdiği enerji, Camp Nou’ya gelmişiz de Barcelona ile oynuyormuşuz gibiydi!” demişti. Tudor belki hocalığını geliştirebilir, belki kariyerinde önemli başarılar elde edebilir ama öğrenmesi gereken şey; önce rakibe saygı duymalı ve ilk fırsatta takımını satmamalı. İyi insan olmak, iyi hoca olmaktan önemlidir.

Faturayı iki oyuncuya çıkardı

Başakşehir maçında özellikle savunmada tel tel dökülen Galatasaray’da, teknik direktör İgor Tudor iki ismi hedef tahtasına koydu. İlk iki golde önemli hatalar yapan Latovlevici’nin yanı sıra maç boyunca ayakta duramayan Jason Denayer’e faturayı kesen Tudor, bu ikiliyi uzun süre ilk 11’e koymayı düşünmüyor. Karabükspor’dan eski öğrencisi olan Latovlevici’nin Galatasaray’a transferinde önemli rol oynayan Tudor, Fenerbahçe derbisinden bu yana sergilediği kötü futbola rağmen Rumen sol beke ısrarla forma veriyor.

Haftanın en önemli maçında lider Galatasaray, ikinci sıradaki Başakşehir’e konuk oldu. Galatasaray’da cezalı oyuncular Serdar ve Feghouli forma giyemezken, Başakşehir’de Emre ve Mahmut sakatlığı, Caiçara cezası nedeniyle kadroda yer almadı.

Latovlevici etkisi!

Maçın başında oyunda hakimiyetini kuran Galatasaray, orta alandaki baskısıyla topa hakim oldu. Başakşehir savunmasına önde basarak, geriye doğru iten Sarı- Kırmızılılar bu bölümde topu son bölgeye iletemedi. 15. dakikadan sonra ise Başakşehir dengeyi kurdu ve ataklarını sıklaştırdı. Ev sahibi ekip kanatları kullanırken özellikle Latovlevici’nin görev yaptığı bölgeyi iyi kullandı. 25. dakikada serbest vuruştan ceza sahasına gelen ortaya kafayı vuran Attamah topu ağlara gönderdi: 1-0. İlk şutunu 31. dakikada atan Galatasaray, Eren’le gole yaklaştı. 42. dakikada ise Visca yine Latovlevici’nin kanadından ortaladı, bu kez Adebayor kafayı vurdu ve top ağlara gitti: 2-0. Yediği iki yan top golü ile Galatasaray soyunma odasına 2-0 yenik gitti.

Yine basit gol

Galatasaray ikinci yarıya daha iyi başladı. Sarı-Kırmızılılar bu bölümde temposunu da yükseltti. 55. dakikada Latovlevici ortaladı, Gomis kafayı vurdu ve fark bire indi: 2-1. Aslan bu golle umutlansa da, sevinci uzun sürmedi. 58’de savunmanın uzaklaştıramadığı ve amatörce hatalar zinciriyle yaptığı pozisyonda, Adebayor topu ağlara gönderdi: 3-1. 70. dakikaya 3-1 mağlup giren Galatasaray’da Tudor oyun ve skordan memnun olacak ki, oyuna müdahale etmedi! 76’da Maicon, Elia’yı ceza sahasında düşürünce, hakem penaltı noktasını gösterdi. Atışı kullanan Adebayor farkı üçe çıkarttı: 4-1. Son sözü ise 89. dakikada Kerim Frei söyledi ve skoru 5-1’e getirdi. Bu aynı zamanda maçın da skoru oldu. Tudor hem tercihleri hem de yapmadığı müdahalelerle skorun belirleyicisi oldu. Takımı her dakika oyundan düşerken, Hırvat çalıştırıcı maçı sadece izledi. Bu hezimet sonrası Tudor’un kredisi bitme noktasına geldi.

2018 Dünya Kupası’na katılma fırsatını yakalayamayan milli takımımız, hazırlık maçında deplasmanda Romanya’ya konuk oldu. Avrupa Şampiyonası için yeni bir yapılanmaya giden Ay-Yıldızlılar’da, Lucescu bu mücadeleye genç bir kadro ile başladı. Karşılaşmaya önde basarak başlayan Romanya, orta alanı kontrolü altına aldı. Bu bölgede kaptığı toplarla kanatları etkili kullanan ev sahibi takım baskıyı da kurdu. Pas yapmakta ve organize olmakta zorlananan millilerimiz ise hemen hemen her bölgede etkisiz kadlı. İlk yarı boyunca istediği futbolu sahaya yansıtan Romanya sahanın hakemi oldu. Milliler ise takım olma görüntüsünden çok uzakta kaldı. Baskısını artıran Romanya’da Grozav, 42. dakikada ceza sahası içerisinde şutunu attı ve Ozan’a çarpan top ağlarımıza gitti: 1-0. Bu gol aynı zamanda ilk yarının da skoru oldu.

Organize olmaktan uzaktık

Romanya ikinci yarıda da etkili olan taraftı. Biz ise yine organize olmaktan çok uzak bir görünteydik. 69. dakikada Grozav savunmamızın hatasını değerlendirdi ve şık bir vuruşla ikinci golü buldu: 2-0. Bütün maç boyunca hiçbir varlık gösteremediğimiz karşılaşma aslında bize çok şeyi gösterdi. Kısa sürede iyi bir yapılanmaya gidemediğimiz takdirde işimiz çok zor. Tabii ki Lucescu’nun saha dışındaki çabasını, saha içine de aktaramazsa umutlu olmamız çok zor. Romanya baştan sonra üstün oynadığı mücadeleden 2-0’lık galibiyetle ayrıldı.

Son iki lig maçından sadece bir puan çıkartabilen Galatasaray, alt sıralardan kurtulmak isteyen Gençlerbirliği’ni konuk etti. Son dönemde yaptığı taktiksel değişiklik ve kadro tercihleriyle dikkat çeken Tudor, bu mücadelede de sürpriz seçimlerde bulundu. Üçlü savunma ile sahaya çıkan Hırvat teknik adam, ileri uçta bu sezon ilk kez Gomis-Eren ikilisine görev verdi.

Erken gol rahatlattı

Maça iyi başlayan Galatasaray, ofansif anlamda son derece başarılıydı. Orta alanda kaptığı topları hızla ileri taşıyan Sarı-Kırmızılı oyuncular rakip kalede tehlikeli oldu. İlk bölümde baskısını artıran Cim Bom, golü bulmakta zorlanmadı. 6. dakikada ceza sahası içerisinde topla buluşan Mariano düzgün bir vuruşla takımını öne geçirdi. 1-0. Gençlerbirliği ise rakip defansın arasına attığı toplarla tehlikeli olmak istedi. Konuk takım zaman zaman atak geliştirse de önemli bir gol girişiminde bulunamadı. 28. dakikada Belhanda duran toptan ortaladı Maicon, ceza sahası içerisinde kafayı vurdu top üst direğe çarparak auta gitti. 42. dakikada serbest vuruşu Belhanda kullandı ve ceza sahasına ortasını yaptı. İyi yükselen Maicon, kafayı vurdu ve top bir kez daha ağlara gitti: 2-0. İlk yarı boyunca rakibine üstünlüğü hissettiren Galatasaray, soyunma odasına 2-0 önde gitmeyi başardı.

Şans tanımadılar

Galatasaray, ikinci yarıya tam anlamıyla fırtına gibi başladı. Kanatları etkili kullanan Galatasaray, 48’de bir gol daha buldu. Belhanda topla ceza sahasına girdi boş pozisyondaki Gomis’i gördü. Yıldız oyuncu kolay pozisyonda golü yaptı: 3-0. Üç dakika sonra ise fark dört oldu. 51. dakikada Eren, topla içeri hareketlendi ve ceza sahası içerisinde pasını Tolga’ya verdi. Tolga, soğuk kanlı bir vuruşla farkı 4’e çıkarttı. Bu gollerden sonra oyun tamamen antrenman maçına döndü. 80. Dakikada Gençlerbirliği savunması ceza sahası içerisinde topa elle müdahale edince hakem penaltı noktasını gösterdi. Topun arkasına geçen Gomis kendisinin ikinci takımının beşinci golünü attı: 5-0.

Gençlerbirliği’nin tek sayısı ise 84. Dakikada Scekic’ten geldi. Bu gol aynı zamanda mücadelenin skorunu belirledi:

5-1. Özellikle ikinci yarıda daha iştahlı olan daha fazla organize olan Tudor’un takımı oyunun hiçbir bölümünde zorlanmadı. Takım olarak iyi bir performans gösteren Galatasaray, karşılaşmadan 5-1’lik galibiyetle ayrıldı ve Milli maç arasına moralli girdi.