Arama

Popüler aramalar

‘’Tecrübe dinamizmi yendi‘’

Beşiktaş’ın ilk 20 dakikadaki oyunu 10 üzerinden 10’luk. Özellikle Babel ve Cenk’in. Leipzig için savunması zor bir oyun oldu bu. Buna orta saha ve savunmanın çok doğru durması da eklendi. Leipzig’in çıkış kanallarını tamamen kapattılar. Böylece akın sürekliliği sağlandı. Yarı sahadan çıkarmadılar. Topu geri kazanma konusunda yakalanan hız inanılmazdı. Leipzig orta sahası üretemedi. Üretemeyince de Keita 6 faul yaptı.

Duvara çarpıp döndüler

Sonra Beşiktaş merkezini geri alınca bu kez dinamizm maçı devraldı. Leipzig daha çok merkezi kullanan bir takım. Oyunu aldılar ve merkezden yüklenmeye başladılar. Oyunu geniş alana yayamadılar. Ya da bunu istemediler. Zira oyun kültürleri buna daha yakın. Oyun Beşiktaş yarı alanına yıkıldı 20 dakika boyunca. Ama kenarlara oyunu yayamamaları Beşiktaş’ın işine yaradı. Pozisyon bulamadılar. Duvara çarpıp döndüler sürekli. Yani dinamizm oyunu aldı ama tecrübe ve plan skoru vermedi. İkinci çıkışta da gol geldi.

Fabri direnç noktasıydı

İkinci yarıda bu kez Leipzig geniş alanda çizgiden çizgiye oyunu genişletince iş değişti. Beşiktaş savunması da genişlemek zorunda kalınca pozisyonlara geldi. Fabri direnç noktası oldu neyseki. 2 pozisyonda. Baskı bunaltıcıydı. Şenol Güneş önce Necip’i sağa sonra da Tolga’yı merkeze alınca oyunda kısa süreli olsa da bir denge sağlandı. Baskıda zirve ama bunu taçlandıracak yetenek seviyesinde hamdılar. Neyse ki korkunç kötü şutla çektiler. İlginç bir zafer oldu. Mükemmel başladı. Yıpratıcı bitti. Tecrübe ve ustalık, dinamizm ve gençliği yendi.

27 Eylül 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tudor meydan okuyor‘’

Galatasaray’ı durduracak bir takım olacaksa bunu topa sahip olup Sarı-Kırmızılılar’ın korkunç presini kırarak yapacağını düşündüğümü daha önce söyledim. Le Guen başka bir yol seçti. 2. bölgenin ucunda yaptıkları karşı baskıyla kaptıkları topları hızla iki kanat savunmacısının arkasına aktardılar. Batalla bunu organize eden adamdı. Ve bu sonuç verdi. Gol buldular. Pozisyonlar da... Son pasları doğru yapsalar daha fazlasını da bulabilirlerdi. Ama galibeyete yeter miydi? Buna cevap vermek zor.

Gomis, Harun’u geçemedi

Bu oyuna karşın Galatasaray savunmasını öne çıkarmaktan hiç vazgeçmedi. Bir süre sonra önde olmanın psikolojik etkisi ve harcanan enerjinin fazlalığı sebebiyle Bursa önce kendi sahasına, sonra ceza sahası çevresine çekildi. Galatasaray’ın, ilk defa bu kadar rakip ceza sahası çevresine oturduğunu gördük. Ancak Bursa’nın dar alan savunması, misal Tolga için çok ideal alanlar doğurmadı. Rodrigues de ceza sahasına istediği gibi giremedi. Ama yine de Gomis şanslar buldu. Maçın en iyisi kaleci Harun’du.

Yürüyemez hale getirdiler

Bursaspor’un bu tedbirli oyununu anlamak mümkün. Galatasaray’ın baskı sonrası hızlı akınlarının yarattığı tedirginlik normal. Ancak ikinci yarı boyunca rakip kaleye kadar ulaşan bir kontrataklarının olmayışı üzerinde durmalı. Bu, Tudor’un öğrencilerinin başarısı. Bursaspor sadece savunma yaparak yürüyemez hale gelecek kadar yorulurken, Tudor; Mariano ve Latovlevici’yi çıkarıp Yasin ve Feghouli’yi oyuna aldı. Geniş alanda kontrol edilmesi zor bir hücum oyunu oynadılar. Bugüne kadar hep dikine giden takım bu kez çizgiden çizgiye aynı hızla geniş alanda hücum etti.

Kompakt baskı oyunu

Buradan çıkan mesajlar önemli. Galatasaray sadece bir geçiş oyunu takımı değil. Geri düştüğünde kontra vermeden baskı kurabiliyor. Ve asıl önemlisi Tudor’un değişiklikleri... Yaptığı gerçekten takdire şayan bir risk alış. Dizilişlerle açıklanamayacak bir kompakt baskı oyununu sahaya sürdü. Ve bunun meyvesini aldı. Feghouli’nin açılışı, kalitesinin ve yapabileceklerinin bir gösterisi. Tolga’nın kapanışı ise sahada kalışının ve bu sene yaptıklarının temelsiz olmadığını gösteriyor. Tudor dün teknik direktörlükte bir basamak daha çıktı.

25 Eylül 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ekici ve Medel‘’

Ekici’nin driplingleri, var olan güç ayarını Fenerbahçe lehine etkiledi. Medel’in sağ kanat performansı ya da yetersizliği de etkili oldu. Kocaman rakibi kanatlardan merkeze yönlendirdi ve durdurdu.

Muhtemelen hafta boyunca hakemlerin konuşulacağı bir derbi olacak. Kararlar, oyunu ele alışı vs... Biz önce oyuna bakalım. Aykut Kocaman’ın kurgusu ve seçimleri işe yaradı. Mehmet Ekici’nin driplingleri, var olan güç ayarını Fenerbahçe lehine etkiledi. Buna Beşiktaş aleyhine bir etki de Medel’in sağ kanat performansı ya da yetersizliği oldu. Arkadan gerekli desteği almayan Quaresama’yı Hasan Ali, yakın markajla çok rahatsız etti. Portekizli’nin kırmızıya varan sinirliliğinin asıl sebebi bu. Hasan Ali, bu tip salt markaj göreviyle çıktığı maçlarda başarılı oluyor.

Kocaman rakibi merkeze yönlendirdi

Dün de çıkana kadar değerli katkı verdi. Burada Souza’nın tek çapa oynadığı hemen tüm oyunlarda oynadığına benzer iyi oyununa da payını vermek lazım. Janssen’in savaşçılığı, Valbuena’nın tek pas oynayışı önemliydi. Ancak belirleyici olan Ekici’nin driplingleri ve Beşiktaş’ın sağ kanadınının hiç çalışmayışıydı. Kocaman rakibi kanatlardan merkeze yönlendirdi orada da durdurdu.

Negredo’nun oyuna girmesi...

Quaresma’nınki gibi doğru bir kırmızı kartla Neto’nun atılışı olmasa belki Kocaman Ekici’yi bir süre daha oyunda tutabilirdi. Bu da maçı Fenerbahçe’nin kontrolu altına sokabilirdi. Ama Ekici- Topal değişikliği maçı Beşiktaş’a çevirdi. Oyunu tamamen rakip ceza sahası çevresine yıktılar. Quaresmasız ne kadar mümkünse. Alper’in oyuna girişi sonrası Fenerbahçe baskıyı kırdı. En azından zaman zaman kontraya çıkabildiler. Janssen’in çabası da bunda etkili oldu. Tıpkı ikinci penaltıda olduğu gibi. Şenol Güneş’in Negredo’yu Talisca’nın yerine oyuna alışı maçın ruhuna, sertliğine uygun bir değişiklikti. Sonuç da verdi. Ama istedikleri skoru değil.

Cenk’in penaltısı atlandı

Kararlara gelince. Fenerbahçe lehine iki penaltı doğru. Hasan Ali’nin Cenk’in bileğine basışındaki penaltı atlandı. Negredo’nun golünde eğer kamera bizi yanıltmadıysa ofsayt yok gibi. Atiba’nın ikinci sarısı dışında kırmızı kartlara da itirazım yok. Şenol Güneş’in atılışına yol açan faul kararını ise hiç anlamadım.

24 Eylül 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yüzleşme‘’

Volkan Demirel adına gecenin kahramanı olarak içinde bulunduğu formsuzluk ve moralsizlikten çıkabilmek için ideal bir karşılaşma. O da bunun farkında. Beşiktaş’ta ise Fabri için standardı belli, eski sakarlıklarından uzaklaşmış, güvenilir bir kaleci tanımlamasını yapmak mümkün.

Caner, Ersun Yanal dönemindeki asistçi kanat performansına doğru gidiyor. Isla ise ortalarını değerlendirecek bir santrfor arıyordu. Janssen o oyuncu olabilir, bu Isla’yı da yükseltir. Neto-Skrtel ideal ama Skrtel olmaz ve Roman ile Neto sahaya çıkarsa bu ikili, Cenk-Babel-Talisca için kolay lokma olabilir.

Fener, geri çekilip savunma yaparsa Caner ve Quaresma’nın ortaları Beşiktaş’a üstünlük sağlar. O yüzden oyunun merkezine yapılacak sert baskıda Alper-Ozan-Josef’in performansı belirleyici olur. Fenerbahçe, Valbuena ve Guiliano’yu çok geri koşturmadan oynarsa maçın değil ligdeki kaderini değiştirir.

Volkan kahraman olabilir

Volkan’ın içinde bulunduğu formsuzluk ve moralsizlikten çıkabilmek için ideal bir maç. Sezon başından bu yana kalesine gelen topların yarısından fazlası gol oldu. Sadece onda değil, Fenerbahçe kaleci departmanında sorun var. Tüm bu zor durumu maçın kahramanı olarak ortadan kaldırabileceğini biliyor.

Aranan adam Janssen!

İki takımın savunma hattında hücum gücüne katkı yapan birer oyuncu var: Caner ve Isla. Caner, Ersun Yanal dönemindeki asistçi kanat oyuncusu performansına doğru gidiyor. Isla ise yaptığı ortaları değerlendirecek bir santrfor arıyordu. Janssen bu oyuncu olabilir. Janssen’in varlığı Isla’yı yükseltebilir.

Fabri’nin rolü büyük

Fabri standart iyi bir kaleci formu yakalamış durumda. Ondan ne alacağınızı biliyorsunuz. Güvenilir. Geçen yıl zaman zaman sergilediği sakarlıklardan uzaklaşmış duruyor. Ayakları Volkan’a göre çok daha iyi. Takımın savunmasında temel bir rolü var.

Kartal’ın kolay lokması

Fenerbahçe, Neto-Skrtel ikilisiyle idealini bulabilir. Ancak Roman-Neto ikilisi Cenk- Babel-Talisca için kolay lokma olabilir. Fenerbahçe orta sahasının savunmaya destek vermesi şart. Hasan Ali-Quaresma eşleşmesi ilginç olacak. Karta açık bir çarpışma.

Ve Kadıköy psikolojisi

Oyunun kaderine orta sahalar karar verecek. Fenerbahçe muhtemelen Oğuzhan ve Atiba’ya erken ve sert baskı yapmak isteyecek. Onların Pepe- Caner-Talisca üçlüsünden oyun kurma yönünde alacakları yardım belirleyici olur. Fenerbahçe açısından çıkmaz şu: Geri çekilip savunma yaparsanız Caner ve Queresma’nın ortalarında Cenk, Babel ve Talisca, Neto-Roman ikisilisine üstünlük sağlar. O zaman Fenerbahçe oyunun merkezine sert baskı yapacak demektir. Alper, Ozan ve Josef’in performansları bir başka direkt belirleyici olacaktır. Eğer Valbuena ve Guiliano’yu çok geri koşturmadan oynayabilirlerse Fenerbahçe sadece maçın değil ligdeki kaderini değiştirir. Beşiktaş açısında işin psikolojisini idare etmek dışında bir soru işareti yok. Ne oynayacakları belli. Ama Kadıköy psikolojisi çoğu zaman insana bildiğini unutturuyor.

23 Eylül 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Masayı devirmesi gerek!‘’

Maçta normalin üzerinde bir sertlik ve erken faullerle topun oyunda az kalması muhtemel. Çünkü Aykut Kocaman, Oğuzhan ve Atiba’nın oyun kurmasına izin vermek istemeyecek. Caner’in top kullanmasına ve Quaresma’nın top almasına da... Ancak Beşiktaş’ın oyunu uçta bitirebileceğiniz bir oyun değil. Alper, Ozan ve Souza’dan kurulması muhtemel orta saha da topu iyi kullanıp oyunu demlendirebilecek bir yapı değil. Ancak kendi standartlarının üzerine çıkıp Valbuena ve Guilano’nun sık sık oyun kurmaya geri gelmesini engellemeleri gerekiyor.

Atiba&Oğuzhan’a baskı

Fenerbahçe, akınları kaynağında kesmek isteyecek. Aksi takdirde maçı ele almak zor olur. 2.5 savunmacıyla oynayan Beşiktaş’ı ceza sahası savunmasıyla durdurmak zor. Kocaman, muhtemelen Atiba ve Oğuzhan’a baskı yapacak. Burayı geçtiklerindeyse çizgiye basarak oynayan Caner ve Quaresma’yı göbeğe yönlendirmek isteyecek.

Kontraya yatkınlık yok

Eğer geride oyunu kabul edip, Quaresma’yı ikili sıkıştırmaya alıp, Caner ve Babel’i orta sahadan sonra sıkıştırma yoluna gidilirse Valbuena ve Guiliano’nun kaleden çok uzaklaşması gerekir. Ki bu avantajı kullanamamanın ötesinde kendi sahanda el bombasıyla dolaşmak anlamına gelir. Zira Fenerbahçe’nin Lens sonrası kontraya yatkın bir takım olmadığı da gerçek. Beşiktaş masaya çok kuvvetli bir dolu silahla oturuyor. Fenerbahçe maçı kazanmak istiyorsa masayı devirmesi gerek.

Psikolojik avantaj

Aykut Kocaman’ın derbi için çalışması gereken çok şey, yapması gereken çok seçim var. Şenol Güneş ise bugün tatile çıksa Beşiktaş’ın oyunu üç aşağı beş yukarı aynı şekilde yürür. Ancak bu bir derbi. Ve derbide psikoloji her şeydir.

Motivasyon sonsuzdur

İlk bakışta sorunlarını halledemeden sezona girmiş ve henüz oyununu oturtamamış, geçen seneki ideal savunmasını bu maçta kullanamayacak Fenerbahçe’nin son haline ulaşmış ezeli rakibiyle bu kadar erken karşılaşması bir dezavantaj olarak görülebilir. Salt saha gerçekleri açısından da öyledir. Ancak avantajlı yönleri de vardır. Çünkü motivasyon herkes için sonsuzdur. Maç bitene kadar taraftar size sırtını dönmez.

Alanya oyunu yetmez

Herhangi bir rakiple karşılaşıyor olsanız, onlar için galibiyet büyük bir zaferdir ama ezeli rakip için durum farklıdır. Galibiyet genel güç dengesi açısından sıradanken, mağlubiyet büyük bir hezimet olarak algılanır. Rakip oyuncular bundan etkilenir. Bunun gibi bir dolu psikolojik sebeple aslında Fenerbahçe’nin avantajları var. Öte yandan Fenerbahçe açısından Alanya galibiyeti büyük bir moral olmakla birlikte bu oyunun Beşiktaş karşısında yeteceği sanrısına kapılmak da felaket olur.



20 Eylül 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Quaresma'ya saygı gecesi‘’

Quaresma’nın Fofana ve Eren’in arasından hem çalım tekniği hem de gücüyle geçip çaprazdan yaptığı gol üzerinde durmalı... Gösterdiği cüret inanılmaz. Sahada onu durdurmak isteyen herkesi yok sayan bir darbeler manzumesi.

Porto maçından 4 gün sonra oluyor bu. Evini fethettikten hemen sonra. Şu bir gerçek ki, Quaresma her geçen gün biraz daha fazla seviyor sanki futbolu. Her gün daha fazlasını istiyor. Eğer 19 yaşında bu kafada olsa, sakatlıklar da onu etkilememiş olsa şu anda onu Türkiye’de Beşiktaş’ta seyretmemiz mümkün olmazdı.

Maçı koparan adam

Kariyerinin başında Ronaldo’yla Sporting’ten birlikte ayrıldıklarında o Barça’ya, Ronaldo ManU’ya gitmişti. Seçimleri onları başka seviyelere, başka noktalara getirdi. Ancak bu geldikleri noktada futbola duydukları arzu sanki denklenmiş gibi duruyor. Quaresma saygıyı hak ediyor. Ona hep Q7 diyorduk ama Q7’ye Quaresma desek daha doğru olur sanki.

Quaresma golü 66’da attı. Şenol Hoca’nın yavaştan tedirgin olması muhtemel dakikalarda... Gerçi Konya da Perşembe Marsilya maçı oynamıştı ama Beşiktaş’ın Oğuzhansızken standart düzenini başta uygulayıp maçı erken kopartmak niyetinde olduğu da açıktı. Zira yorgunluk başladığında iş ‘Rus Ruleti’ne dönebilirdi.

Adriano çıkınca...

Bunu hemen maçın başında yapılan ekstra baskı ve zorunlu değişiklikler dışında ideal kadroyla sahaya çıkmalarından anlamak mümkün. Caner’in orta değil pasına Cenk’in vuruşuyla gelen 1-0 sonrasında da baskı devam etti. Ama Adriano çıktıkta sonra biraz gevşeme oldu. Konya’nın topu alışına kompakt durarak cevap verdiler. Pozisyon tanımadılar. Ancak Tolgay’ın çok iyi performansına rağmen Oğuzhan’ın olmayışı nedeniyle kontra yaratımı istedikleri seviyede olmadı. İşte Konya’nın oyunu dengede tuttuğu bu dakikalarda Quaresma’nın işi çözmesi bu anlamda çok değerliydi.

19 Eylül 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’4 gollü moral‘’

Bu iki çok kötü savunmanın karşılaşmasında hücum oyuncuları performanslarından memnun olmamalı. Fenerbahçe adına artı puan, sevinilecek yön rakibe önde baskı yapan bir santrfora kavuşmuş olmak ve nihayet Valbuena’yı ikinci değil üçüncü bölgede daha fazla topla buluşturmak. Böyle olunca dişe dokunur hücumlar oluştu. Ancak bu durumun ideale yaklaşması için mutlak hücum alanındaki alan ve görev paylaşımlarının oturması lazım. Giuliano böyle bir savunma karşısında 2-3 kilit pas, 2-3 şut denemiş olmalıydı.

Kayıp orta saha

Bu şahsi bir performans yetersizliğinden ziyade, onun çok da memnun olmadığı bir görevde oynuyor olmasından gibi geliyor bana. Hangisinin doğru olduğuna bir kaç hafta içinde daha net cevap verebiliriz. Onun sisteme, ceza sahası çevresinde dahil olması lazım. Ondan beklenen bu. Janssen’in şut kalitesinin biraz yükselmesi halinde katkısı daha fazla olur.

Orta sahada ise değişen çok fazla bir şey yok. Dikine pas vermek yasak gibi. Çok fazla yan pas ve oyunu mutlak sağ kanada taşıma isteği var. Ve bu çok çıkmayan savunmaya rağmen basit driplinglerle bir gol, iki çok net pozisyon buldu. Kalabalığın içinden elini kolunu sallayarak geçiyorlar.

Kameni faktörü!

Ozan ve Souza’nın savunmanın önüne dikildiği bir oyunda bu olmamalı. Kjaer sonrası bu krizi durdurmak zaman alacak. En iyi ihtimalle. Fenerbahçe için Beşiktaş maçı öncesi moral açısından önemli bir galibiyet kuşkusuz. Ancak oyun kalitesi ve plan açısından çok daha fazlası lazım. Bu geçirgen savunma ve sürekli yan pas yapan orta sahadan çok daha fazlası... Bu arada Kameni’nin kalesine gelen ilk isabetli şutun gol olduğunu da hatırlatmam lazım. İstatistikler beni yanıltmıyorsa Alanya 3 isabetli ve zorlamayan şutla da maçı bitirdi.

18 Eylül 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kapalı gişe!‘’

Galatasaray’ın sert, amansız önde presini Kasımpaşa driplingle çözmeye çalıştı. İlk 5 dakikada orta sahayı bir iki kez geçtiler ama topu iyi yönlendiremediler. Çünkü çok adamlı yerinde presi, ön alanda ekstra zeki, soğukkanlı ve alanı iyi okuyan oyuncular olmadan çözmek kolay değil. Hem de hiç. Önde Murillo, Trezeguet ve Edouk, Galatasaray savunmasını zorlayabilecek hızdalardı ama Nuemayr onları besleyecek seviyede değil. En azından bu baskının içinde. Dolayısyla Kasımpaşa’nın çıkıp Galatasaray’ın boyunu uzatması onları geri koşturması mümnkün olmadı. Fernando ve N’diaye’in merkezde yarattığı cehennemi aşmak için Neumayr’dan fazlası lazım. Ayağı iyi, oyunu açabilecek birkaç oyuncu.

Tudor’un ‘kaos oyunu’

Bu olmayınca Galatasary hep dönenleri topladı. Kasımpaşa hiç çıkamadı Galatasaray akın süreklilği sağladı. Tudor’un ‘kaos oyunu’ Latovlevci’nin dahliyle bir ileri seviyeye geçti diyebiliriz. Rodrigues ve Tolga içeri kıvrıldı. Mariano ve Latovlevici tam kanat oyuncuları olarak hücumun parçası oldu. Şekil olarak tam da istenen bu. Ancak Rodrigues çizgiden içeri girdikçe sıradanlaşıyor. Tolga zaten ekstra adam. Buraya özellikle Rodrigues’in yerine Feghouli’nin dahliyle ilerideki becerili ve işi çözen adam sayısı artacak.

Feghouli de girerse...

Sadece 1 kişi artmayacak hem de. Belhanda’nın ve Gomis’in Feghouli’yle girecekleri paslaşmalar ve alan bütünleşmesiyle kalite geometrik olarak artacak. Galatasaray’ın bu kompakt ve baskılı oyununu çözmek Türkiye standartlarında önde ekstra işler yapabilen pas takımları dışında kolay değil. Geçen hafta Antalya’nın yardımcı etkenlerle başarabildiğini yapabilecek takım sayısı çok az. Galatasaray Telekom’da 15 günde bir harika şovlar sergilemeye devam edecek. Seyirci bu kaliteli gösteriye kapalı gişeyle cevap verir. Buna kuşku yok.

17 Eylül 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI