Trabzonspor son haftalarda aldığı galibiyetlerle bir anda ligde kendini kurtaran Gençlerbirliği'ni ağırladı. Orta alandaki mücadele iki takımın da isteğini sahaya koydu, ancak maçın ilk çeyreğinde Özer'in gayreti dikkat çekti. Özellikle kanatları iyi kullanan Trabzonspor Olcan ve Adrian ile rakip kaleye yüklendi. Bu arada Gençler'in defans oyuncu Özgür'ün sakatlanıp çıkması maçı tamamiyle Gençlerbirliği yarı sahasına yıktı. Baskılar ilk meyvesini Adrian'ın penaltı golü ile verdi. Başkent ekibi yediği golden sonra toparlandı ve bir ara maç tek kaleye döndü. Tomiç, Deniz, Tosiç ve Stancu, Trabzon kalesini bir ara abluka altına aldı ancak gol bulamadı. Bu bunaltma düşüncesi bir anlamda Trabzon'un da işine geldi. Kontra topları seven Adrian ve Olcan'ın ekmeğine yağ sürdü ama tempo ve pozisyon zenginliği yaratsa da ilk yarıda başka gol olmadı.

İkinci yarıda özellikle Gençlerbirliği rakibini orta alandan çıkarmamak için set bağlantılarını iyi yapmaya çalıştı. Ancak Kulusiç, Emre'ye pozisyonlarda fazlaca mağlup olunca bu durum ev sahibi ekibin işine yaradı. Fakat Emre pası unutup toplara kendi vurunca birçok pozisyonu harcadı. Sadece Emre değil Özer ve Olcan'da bazı pozisyonlarda boştaki arkadaşlarını görmeyip kaleye kendileri vurmak isteyince gol sayısı bir türlü artmadı. Hami Mandıralı bu duruma 62 dakika dayandı. Emre, Henrique ile değiştirildi. Maç başından bitimine kadar Özer'in olağanüstü gayreti sahada kendini açıkça belli etti. Zaten Henrique'ye attırdığı gol bunu perçinledi. Mandıralı'nın kenardan forvete müdahalesi de yerini bulmuş oldu. Hatta Henrique öyle bir gol de kaçırdı ki boş kaleye atamadı. Sonradan oyuna giren Yusuf da hocasının kendisine güvenini boşa çıkarmayıp farkı 3'e çıkaran golü attı. Maç bu sonuçla biterken Trabzonspor yoluna devam etti. Gençlerbirliği'nin 4 maçlık galibiyet serisi de Avni Aker'de bitti.

Sergen Yalçın'dan sonra Tahsin Tam'ı takımın başına getiren Gaziantepspor rakibine oranla daha istekli başladı. İki takımda da önemli eksiklikler vardı. Ev sahibi ekip Cenk, Karcemarkas ve Kemal gibi oyunculardan yoksundu. Kasımpaşa ise Babel'sizdi. Sapara-Medunjanin verkaçları maçın ilk dakikalarında futbol adına seyri güzel hareketlerdi, ama sonuçsuzdu. Özellikle İbrahim Akın, ileri uçta pozisyon almada ofsayta dikkat etmeyince takımını sıkıntıya soktu. Adem ve Scarione'nin klasik ve etkili şutları Antep kalesini isabet alınca Serdar bir ara zor anlar yaşadı. Mustafa ve Donk takımları adına attıkları golden sonra maç rekabet ve görsellik açısından tempo kazandı. Scarione'nin penaltı golü maçın bir anda dengesini değiştirdi. Orta alan mücadelesinden ziyade ilk yarı uzun top ve rakip defansı geçme şeklinde geçti. Hakemin tartışılsa da Kasımpaşa'nın gol ve penaltı kararı bana göre doğruydu. Medunjanin skoru 2-2 yapıp devreyi bitirdi.

İkinci yarı iki takımda ilk yarı attığı gollerin değerini bilerek sahadaydı. Birbirlerine yapılan fauller ve kontrollü oyun oyunu rolantiye aldı ancak Scarone sık sık Serdar'ı yoklamaya devam edince Antep kulübesi hareketlendi. Oynadığı zaman içinde adeta ofsayta düşme rekoru kıran İbrahim Akın'a kenar yönetim 58 dakika dayandı. Özellikle Isaksson ve Serdar'ın kalelerine gelen etkili şutları arka arkaya çıkarması maçın orta alandan kale önlerine yıkıldığının açık işaretiydi. Maç, sürenin sonlarına doğru "golü atan maçı alır" havasına girdi. Kaçırılan goller, iki takımın kulübelerinde kısa süreli isyana neden oldu, maç bitimine doğru oyun da kalite de bitti. Ligin iki puan olarak rahat takımı birer puanla haftayı tamamladılar.

Geçen hafta iyi futbola rağmen gol atamayan Trabzonspor Elazığspor'a konuk oldu. Özellikle Elazığspor çıkışını sürdürmek için bu maça daha istekli başladı. İlk dakikalar orta alan mücadelesi şeklinde geçti.

Deplasmanda şu ana kadar 10 puan toplayan Bordo - Mavili ekip için bu maçta önemli olduğu için defans çok dikkatliydi. Özellikle Zengelaar'ın hatalı pasları Henrique'yi pozisyon sokmada yardımcı olunca Elazığ defansı bunalmaya başladı. Mehmet Nas'ın sakatlığının nüksetmesi ve kenara alınması Elazığ orta alanını olumsuz yönde etkiledi.

Şahin, Özer ve Zokora rahat top çevirmeye başlayınca, arka arkaya kaleye çekilen şutlarda İvesa başarılıydı. Trabzon'un ileri uç futbolcuları atakları devrenin son bölümlerinde arttırdı ama ofsayta dikkat etmeyince ataklar hiçbir işe yaramadı. Yusuf'un iki falsolu şutunu uçarak çıkaran İvesa belkide ilk devrede saha içindeki en fazla görevini yapan futbolcusuydu. Ev sahibi ekip şut çekmeden ilk yarıyı bitirdi.


Emre'yi oyuna alarak gol düşünen Hami Mandıralı takımının oyununu sıkışan orta alandan kanatlara yaymayı planlayarak devreye başladı. Sane, Serdar Özkan ve ilk yarıda hatalı pas rekoru kıran Bilica uyarılmış ve sahaya öyle çıkmıştı.

Tanju ve Serdar Trabzon kalesine arka arkaya yüklenince ve çekilen şutlar taraftarları da hareketlendirdi. Deniz'in ve Serdar'ın gayretli oluşu maçın son çeyreğinde Trabzonspor'u iyice bunalttı. Mücadele bakımından ikinci yarı güzel görüntülere pozisyonlara sahne oldu. Elazığspor'da özellikle kaptan Çağlar bu maçta hata yapmadan mücadele etti. O yüzden Trabzonspor rakip kalede kanattan da göbekten de gelse hep karşısında kaptanı buldu.

Serdar ile sağ kanattan Trabzon kalesini bunaltan ev sahibi ekipte de bitirici vuruşu yapan kimse olmayınca maçın son periyoduna golsüz girildi. Özer bir pozisyonda faul bekleyip hakem maçı devam ettirince sinirlenip saha içi mikrofonlarını tekmeledi,ama anlamsız siniri ona sarı karta maloldu.

Sonuçta devreler arası futbolda kopukluklar vardı ama sonuçta kalite çok yükselmedi, şut yüzdeleri her iki takımında çok azdı, gol olmadı bu maçın sonucu iki takıma da yaramadı.

Taraftarı ve önemli futbolculardan yoksun olan Trabzonspor, dengesiz sonuçlarla iç ve dış sahada ne yapacağı belli olmayan Kasımpaşa'yı ağırladı. Adrian ve Adem ile birbirini yoklayan iki takım maça ilk dakikalarda heyecan getirdi. Castro ve Scarione ile Trabzon kalesine yüklenen Kasımpaşa, ev sahibi ekibe bir ara sıkıntılı anlar yaşattı. Özellikle Janko'nun kale dibinde topu iki kez ıskalaması futbol şanssızlığıydı. Oyuna ağırlığını koyan ev sahibi ekip arka arkaya kaçırdığı gollerle bir ara durumu 3-0 yapabilirdi ama o zaman kadar şansızdı, gol atamadı. Elbette Isakkson'u da tebrik etmek gerek. Janko'ya Adem de karşılık verip gol kaçırma yarışmasına katılınca belki de sezonun en pozisyonlu ama golsüz maçı oynanmaya başladı. Bir ara orta alanda Malki ve Kerem'in Trabzonlu futbolcuların ayaklarına basarak durdurmaları gerginliğe neden olduysa da mücadele pozisyon bakımından zengin olan maç, malesef gol açısından fakirdi ve devre golsüz bitti.

İki takım da birbirlerine ilk yarıda fazla gol pozisyonları verdiği için defanslar ikinci yarıda daha dikkatliydi ve genelde top oyunun bir bölümünde orta alanda gezindi,durdu. Janko ve Adem ne kadar birbirleriyle gol kaçırma yarışına girdilerse de Zokora ve Scarione'de o kadar top kaybetme yarışına girdiler. Şota ve Hami hoca düğümü çözecek manevraları takımlarına aktarsalarda sahada pek gol adına hayat yoktu. Olcan ise kaçırdığı ve yetişemediği toplara bir de mutlak gol pozisyonu ekledi, Hami hocayı kenarda çıldırttı. Sancak'ın disiplinsiz hareketlerinden dolayı atılması çok doğruydu. İki takım da gol atmayı çok istedi ama başaramayınca son zamanların en pozisyonlu maçı golsüz bitti.

Geçen hafta tarihi bir skorla Galatasaray'a yenilen Akhisar Belediyespor, son 6 hafta galibiyeti unutup düşme hattında olan Antalyaspor'u ağırladı. Konuk ekibin kulübesinde A2 takımının hocası Osman Akyol vardı. İki takım taraftarların birbirlerine olan dostluk dolu tezauratları maça daha istekli ve şevkli başlamalarına neden oldu. Maçın ilk bölümünde Merter ile Mehmet Akyüz pas bağlantısını iyi yapması Antalya defansını zorladı. O anlarda Giray ve İbrahime'e çok iş düştü. Akhisar defansında da Sonko ve Serkan'ın ayaklarında top tutamamaları Diarra ve Isaac'a zaman zaman rakip kaleye şut çekme imkanları yarattı. İki takımda birbirini yoklar vaziyetteydi. Akhisarlı Kenan'ın da diğer arkadaşlarıyla top kaybı yarışına girdiği anlarda Isaac daha fazla önde pozisyona girdi. Hatta bir şutunda gole direk engel oldu. Niasse ise ilk yarı sahada gezindi durdu, çok sinirli olmasını anlayamadım. Maç içinde de onu Türkiye'ye getiren takım arkadaşı Sonko'dan da bol bol força yedi! İlk yarının özeti bu oldu.


Akhisar Belediyespor ikinci yarıya teknik heyetin yaptığı oyuncu değişiklikleri ve taktikte değişikliklerle baskılı başladı. Özellikle kaptan Emrah ile Niasse, Antalya kalesini bir anda abluka altına aldı. Bu rüzgar ev sahibi ekibin gol pozisyonlardaki üretkenliğinin artmasına neden oldu. Antalyaspor ise rakibine mahkum bir oyun oynamaya başladı. İbrahim Dağaşan önderliğinde Akigolar'ı teknik faullerle durdurarak kontra ataklara engel oymaya çalıştı. Hatta ne ilginçtir ki Antalya'dan Manisa'ya gelen taraftarlar bile kendi takımlarına "Uykudan uyanın, adam gibi oynayın" ve buna benzer protestolarla takımlarına olan tepkiyi açıkça belli ettiler. Galibiyet istiyorlardı. Savunmaya geçen konuk ekip, "bitse de gitsek" görüntüsü veriyordu. Maç bittiğinde özellikle ikinci yarı oynadığı oyunu golle süsleyemeyen Akhisar Belediyespor'a yazık oldu. Antalyaspor ise rakibine mahkum, savunma futboluyla bir puan alarak belkide haftanın en karlı takımlarından biri oldu.

Bursaspor ile Karabükspor arasındaki karşılaşma Dünya Kadınlar gününde ceza nedeniyle onlara özel olması iyi bir denkleşmeydi. Son 6 iç saha maçında kaybetmeyen YeşiL - Beyazlılar 3 haftadır galibiyete hasret Karabükspor'u ağırladı. Maçın ilk dakikalarında Sestak'ın 5 metreden topu üst direğe nişanlaması maçın ilk atağıydı. Baskılı maça başlayan ev sahibi ekibe karşı Karabükspor'da Eneramo bile defans yapar hale geldi. Bir ara Karabük maçı öyle bir sertleştirdi ki Daum bile Karabüklü Sow ve Tolunay Kafkas ise Bursalı Bellushi ile kenardan tartışır hale geldi. Özellikle orta alanda yapılan top kayıpları iki takımında maçın ilk yarısının son bölümlerinde birbirlerine pozisyon yarattıkları anlar oldu. Fernandao ve Ahmet İlhan maçın skorunu değiştiremeyecek vuruşlar yaptılar. İki takımında maç içinde ne bir sistemi vardı ne oyun anlayışı vardı, sadece top peşinde koşturan futbolcular vardı, Eneramo ve Ahmet İlhan devre bitimine bir dakika kala iki net pozisyonda topu üstten auta atınca devre golsüz bitti..

İkinci devreye iki takım da kadrolarını bozmayarak başladı. Kaja'ın ilk yarı sakatlanmasından sonra mecburiyetten oyuna giren 21 yaşındaki Oğuzhan'ı taktir ettim. Genç futbolcunun maç içindeki gayreti taktir edilecek cinstendi. Top kovaladı, adam paylaştı, yani herşeyi yaptı, ama abileri pek ortada yoktu. Hatta golcü Sestak bile ilk yarıdaki Eneramo gibi kendi kale cizgisinden topu bile çıkartarak takımının o anki durumunu gözler önüne serdi. Maç 70 li dakikalardan sonra atan - kazanır hale geldi. Şamil ve Musa'nın takımları adına kaçırdıkları pozisyonlar maçın hareketlenmesine neden oldu. Bu süreçte Enes'in düşürülmesi ile kazanılan penaltıyı Brezilyalı Fernandao gole çevirdi ve maça biraz renk geldi. Sonuçta Bursaspor evinde yenilmezliğini sürdürdü ve sahadaki rakibiyle puanını eşitledi. Karabükspor ise sahada biraz direndi, bir iki gol kaçırdı, yenildi ve evine döndu. Şunu söyleyebilirim ki yenen Bursasapor ama sahada futbol, sistem oyun anlayışı, göze hoş gelme,baskı ve heyecan adına iki takımda da hiçbirşey yoktu. Karabük'ün değişmez oyuncuları Ahmet İlhan ile Yiğit'in sarı kart görerek önümüzdeki hafta Galatasaray maçında cezalı duruma düşmeleri de ilginçti!!!

Ligde son 10haftadır 3 puana hasret kalan Kasımpaşa, Sivasspor maçını çıkış görerek sahaya çıktı. Ancak rakip gerçekten bu sene Carlos yönetiminde üst kısmı zorlayan ve Fas milli takımına seçilmesinden dolayı moralli müthiş oynayan Atıf'lı lig 4.sü Sivasspor'du. Özellikle maçın ilk bölümünde Castro ve Scarione ile ikiye birlerle Sivas kalesine yüklenen Kasımpaşa Arjantinli ile golü bulup 10 haftadır kazanamamanın iştahını açıkça belli etti. Sivas'ın sol tarafının işlemediğini gören Kasımpaşa özellikle Viudez ile o kanadı adeta kolidor yaptı. Scarione Sivasspor defansını affetmeyip Malki'ye ikinci golü attırınca oyun koptu. Babel'in penaltısı ile maç farklı bir boyut kazandı. Cicinho'nun şutu da direkte patlayınca ilk yarı farklı bitti.

Bu maç belkide Kasımpaşa'nın bir anlamda lige, zirveye yeniden dönüş maçı oldu. Karşısında çok kötü oynayan Sivasspor'a karşı Viudez'in ve Tunay'ın ikinci devre attığı gollerle fark açıldı. Belki bir takımın bir maçta bu kadar kötü oynama hakkı olabilir ama Sivasspor gibi zirveyi kovalayan bir takımın 66 dakika içinde 5 gol yemesi çok hoş olmasa gerek. Hele Carlos'un bu futbola ve skora rağmen eli cebinde kenarda beklemesi işin değişik bir boyutuydu. Hakan ile şeref sayısını bulan konuk ekipte Atıf "takım yok ama ben varım" dercesine bir golle maçtaki gol sayısını 7'ye çıkardı. Castro maçın bitimini ilan etti. 6-2..Sonuçta Kasımpaşa özellikle Castro, Scarione, Donk ve Viduez'in müthiş oyunuyla 10 hafta sonra haklı bir 3 puan aldı. Sivasspor'a gelince sahada hiç yoktu, bir ara kıpırdanma olduysa da 6-2'lik mağlubiyet alarak çok kötü bir hafta geçirdi..

Takımın başında sahaya çıkan Hami Mandıralı, Henrique yerine Emre'ye şans verirken sakatlığı geçen Colman'ı da takıma dahil etti. Akçay hocanın geçen hafta stoper oynattığı Zokora ise eski yeri olan ön liberodaydı. Karabükspor ise Kafkas'ın her zamanki orta alan dizilişi ve önde pres mantığı ile sahadaydı. Emre, itiş kakış bir pozisyonda golü atınca Bordo - Mavililerin morali de düzeldi. Aslında daha istekli maça başlayan Karabükspor yediği golden sonra orta alan hakimiyetini Adrian'ın da müthiş oyunuyla Trabzonspor'a kaptırdı. Golü atan Emre'den sonra neredeyse takımın yarısı gol girişiminde bulundu. İlhan, Eneramo ve Furkan özellikle Mustafa'nın kaçırdığı topları kaparak gol girişiminde bulundusalarda kalede soyadı gibi kıvrak olan Onur gole izin vermedi. Konuk ekip ilk yarıyı galip bitirdi.0-1

İlhan, Erkan, Erdem ve Samba Sow ile ikinci yarıya hızlı başlayan Karabükspor özellikle orta alanı bir anda ele geçirdi ve sonucunu Murat'ın kafa golüyle alarak eşitliği sağladı. Eneramo ile gelen galibiyet sayısı ev sahibini havaya soktu ama 6 maçtır deplasmanda galibiyete hasret kalan Trabzonspor'da ibre anında tersine döner gibiydi. Zokora-Janko değişikliği Özer ile Adrian'ın oyun içinde yer değiştirmesi, yediği golden sonra Hami hocanın manevrasıydı. Trabzonspor oyunu bazen kendi alanında kabul etsede Olcan, Bosingwa ve Colman'ın bireysel gayretleri Emre ile beraberlik sayısını buldu. Hakem Süleyman Abay'ın özellikle ikinci yarıda iki takım lehine de vermediği penaltı kararları tartışılır cinstendi. Yağmurlu havada adeta çatır çatır oynanan karşılaşma berabere bitince Avrupa hayali kuran Karabükspor aldığı bir puanla yetinirken Trabzonspor ise deplasmanda 3 puan hasreti 7 maça çıktı. 1-1