A Milli Basketbol Takımımız, Avrupa Şampiyonası'nda ilk maçına çıkıyor. Dünya Kupası Elemeleri'nde aldığımız iki yenilgi sonrası moraller biraz bozuk olsa da Karadağ galibiyeti ile başlayacağımız turnuvanın sonu iyi bitebilir.

Grupta İspanya ve Türkiye favori

Biz genel olarak iyi başladığımız şampiyonaları daha coşkulu oynuyoruz. Kötü başlarsak, mental olarak çöküp bir daha ayağa kalkamıyoruz. Bu nedenle Karadağ maçı bizim açımızdan daha büyük anlam taşıyor. Kadro itibarıyla grupta İspanya ile beraber Türkiye favori görünüyor. Hazırlık döneminde zaman zaman çok iyi iş çıkardığımız maçlar oynadık. Çok kötü savunma yaptığımız dönemler de oldu.

Karadağ maçında eşleşme sorunu yaşamayız

Ama Karadağ, biraz dişimize göre bir takım. Dubljeviç önderliğinde, Yugoslav ekolünün bir parçası durumundalar. Şu ana kadar hiç bir önemli turnuvada derece yapamadılar. Ama Dubljeviç'in yanında Chicago Bulls'ta oynayan Simonoviç, devşirme Kendrick Perry gibi yıldız oyuncuları var. Biz hazırlık döneminde en çok yüzü dönük oynayabilen hareketli uzunları savunmakta, onlara karşı hücum etmekte zorlanmıştık. Karadağ'da Dubljeviç klasik bir pivot. Bu nedenle çok fazla eşleşme sorunu yaşayacağımızı sanmıyorum.

Takımlar 1 aylık hazırlıkla geldi

Larkin, Cedi ve Furkan önderliğinde kısalarımız üzerinde geçiş hücumlarından, çabuk oynanan setler üzerinden skor bulmaya çalışacağız. Takımda eksik yok. Son idman yapıldı ve 12 oyuncumuz da sağlıklı. Ben kazanıp, turnuvaya galibiyetle başlayacağımızı düşünüyorum. Takımlar 1 aylık hazırlıkla buraya geldi. Turnuvada da günler ilerledikçe takımlar gelişmeye devam edecektir. Türkiye için güzel bir şampiyona geçmesi dileğiyle...

Kötü başladık, ikinci yarıyı müthiş oynadık ama olmadı.Dünya Kupası 2. Tur Grup Elemeleri'nde çok kritik bir maçtı. Rakip; Jokic, Micic, Guduric gibi yıldızlara sahip olan Sırbistan'dı... İlk yarıda yine istediğimiz savunmayı yapamadık. Jokic, Alperen ve Sertaç'a karşı büyük üstünlük sağladı, neredeyse her denemesinde sayı buldu. Biz ise Sırbistan savunmasını geçmekte zorlandık. Fark giderek açıldı, devre 28- 47 bitti. İkinci yarının hemen başında fark 21 sayıya kadar çıktı. Ama 12 Dev Adam maçı asla bırakmadı. Ergin Ataman; Sertaç ve Alperen'i aynı anda oynatınca pota altında dengeyi sağladık. Alperen bu kez rakip pota altında skor üretirken, önce Furkan ve sonra Cedi devreye girdi. Larkin, skor atamasa da 9 asist yaptı.

Jokic'i sahadan sildi ama...

Tıklım tıklım dolu tribünlerin desteğini de arkasına alan milli takım, müthiş bir hava yakaladı. Oyuna sonradan giren Ercan Osmani de, Jokic'i adeta sahadan sildi. Her şey yolunda gidiyordu. Skor önce 62-66, sonra da 71-71 oldu. Tribünler de havaya girmiş, galibiyet için fazlasıyla umutlanmıştık. Ama Micic ve Jokic susmuşken, Guduric ile Kalinic maç boyu yaptıkları şeyi yine tekrarladı. En kritik anda buldukları üçlüklerle, Sırbistan'ı ayağa kaldırdılar. Bizde ise top kayıpları ve hücum fauller geldi.

Cedi'nin bu anlarda kendini kontrol etmesi gerekiyordu. İki pozisyonda Guduric sonra Kalinic tuzak kurdu,Cedi de bu tuzağa düştü. Sinirlenip, son 2 dakika içinde, 2 hücum faul yaptı. Takımın geri gelmesinde onun da rolü büyüktü ama bu hatalar ona yakışmadı. Dünya Kupası şansımız azaldı bu mücadele 1 Eylül'de başlayacak olan Avrupa Şampiyonası öncesi bizlere umut verdi.

A Milli Basketbol Takımı hazırlık döneminin ardından ilk resmi maçına Riga'da, Letonya karşısına çıktı. İşimizin zor olacağını biliyorduk belki ama bu kadarını beklemiyorduk.Hazırlık döneminde görülen defolar, Riga'da iyice gün yüzüne çıktı. İyi bir hücum takımıydık belki ama savunmamız oturmamıştı. Özellikle Alperen ve Sertaç gibi iki uzunumuz çok ağır ve savunmada caydırıcı özellikleri yok.

Sadece seyrettik

2.21'lik mobil uzun Porzingis'in hasar verdiği savunmamız, Bertans ve diğer tüm oyuncuların üçlükleriyle adeta çöktü. 12. dakikada potamızda tam 43 sayı görmüştük. Kalan bölümlerde biraz savunma yapar gibi olduk ama devre 56- 47 sona erdi. İlk yarıda tam 10 üçlük bulan Letonya, 3. periyoda da hız kesmeden başlayınca fark 26'lara (82-56) kadar çıktı, maç da orada bitti. Ama Letonya durmadı. Çılgın taraftarlarını arkasına alan Letonlar, attıkça attı, biz ise seyrettik. Bir ara fark 31 bile oldu: 99-68.

Kabul edilemez

Maç sonunda yenilen 111 sayının kabul edilir ya da açıklanır yanı yok. Tamam; adamlar 20 üçlüğü, yüzde 57 gibi inanılmaz bir yüzdeyle attı ama bu savunma becerisi ve isteksizliği ile fark 26 olmazdı da, 16 olurdu. Bu uzun rotasyonu ile işimiz kolay olmayacak. Ergin Ataman'ın savunmada farklı bir şeyler denemesi gerekir diye düşünüyorum. Kombine savunmalar ya da alan savunması çeşitleri vs... Hâlâ Dünya Kupası iddiamız devam ediyor. Avrupa Şampiyonası öncesi bu farklı yenilgi sahadaki herkese bir ders olmuştur umarım.

İşimiz çok zor

Eğer kendilerine gelmişlerse, bu maçın çıkarımları olabilir. Yoksa işimiz gerçekten çok zor. Porzingis bir NBA yıldızı. Bizimkiler ise NBA oyuncusu. İlk önce bunun farkına varmalılar. En başta da Alperen'in! Avrupa Şampiyonası'nda birçok Avrupalı NBA yıldızı olacak ve onlarla baş etmek kolay olmayacak. Porzingis dün 22 sayı, 14 ribaunt ve tam 6 blokla oynadı. Sadece sayı atmıyor yani. Savunmada da canla başla mücadele ediyor, kimseye geçit vermiyor. Herkesin ama herkesin örnek ve ders alması gereken bir NBA yıldızı gibi oynadı dün gece...

12 Dev adam kritik virajda... Bir yandan 1 Eylül'de başlayacak olan avrupa Şampiyonası'na hazırlanan a Milli Basketbol Takımı, bir yandan da Dünya Kupası Elemeleri'nde mücadele veriyor. Elemelerde ikinci tur gruplarında ilk maçlar oynanacak. İlk turdan galibiyetleri taşıyarak 6'lı yeni grup oluşturan takımlar ilk 3'e girmeye çalışacak. Yunanistan ve Letonya'nın birer galibiyet fazlaları var. Türkiye ve Sırbistan aynı puanda. Bu üç takımdan en az birini geride bırakmamız gerekiyor. Bu nedenle Letonya maçı çok ama çok önemli. Takımlar yaz döneminde olduğu için bütün yıldızlarını oynatabiliyorlar. Türkiye; Furkan, Cedi ve alperen gibi NBA oyuncuları ile sahada olacak. Letonya'da ise NBA yıldızları Porzingis, Davis Bertans'ın yanı sıra Kurucs, Strelnieks, Rolands Smits gibi Euroleague yıldızları ile karşımıza çıkacak.

Kaderimizi belirleyecek

Maç Letonya'nın Başkenti Riga'da oynanıyor. Dolu tribünler önünde işimiz hiç de kolay olmayacak. Milli Takım’da sakatlığı bulunan Yiğitcan Saybir dışında eksik oyuncu bulunmuyor. Hazırlık dönemini özellikle hücum anlamında iyi geçirdik. Savunmada bazı zaaflarımız var. Porzingis gibi mobil ve atletik bir uzuna karşı eşleşme sorunu yaşayabiliriz. Sonuçta kağıt üzerinde biz daha iyi bir takımımız. Kazanırsak 2023 Dünya Kupası için önemli bir avantaj yakalarız. Pazar günü de İstanbul'da güçlü Sırbistan ile oynayacağız. Bu iki maçta alacağımız sonuçlar, kaderimiz için fazlasıyla belirleyici olacak.

Fenerbahçe Beko, bir süre önce anlaşmaya vardığı Nick Calathes’i, Yunan oyuncunun Barcelona ile olan sözleşmesini sonlandırmasının ardından açıkladı. Avrupa’nın asist kralı, en iyi organizatörlerinden biri olan Calathes, artık Sarı-Lacivertli formayı giyecek. Barcelona’ya Euroleague şampiyonluğu iddiası ile giden ama aradığını bulamayan Calathes, Yunan Milli Takımı’nda da beraber olduğu coach İtoudis’in çok istemesi üzerine transfer edildi.

Şutu yok ama...

‘Şutu yok, eski gücünde değil’ eleştirileri yapılıyor ama sonuçta Calathes, aktif Euroleague oyun kurucuları arasında yine ilk 5’e girer. Çok zeki, çok akıllı, müthiş bir saha görüşü olan harika bir pasör. Evet, rakip savunmalar tarafından şutu riske ediliyor bu da bazen hücumların tıkanmasına neden oluyor ama yanında Edwards ve Wilbekin’den biriyle oynayacağı için, çok fazla handikap yaşamayacaktır. Dediğim gibi Fenerbahçe Beko’nun belki ilk tercihi değildi ama İtoudis ısrarla Calathes’i istedi.

Rolü büyük olacak

Onun sisteminde, oyun düzeninde Yunan guardın büyük rolü olacak. Bu transferile beraber Fenerbahçe Beko’nun kadrosu şekillendi. Yeni bir coach, bir çok yeni oyuncu var. Sezon hazırlıklarında İtoudis de takımın başında olmayacak. Bu yeni birtakım için handikap gibi görülüyor. Sezon başı sıkıntısı olabilir ama İtoudis ve takım birbirini tanıdıkça başarılı olabilecek potansiyelde birtakım kurulduğunu düşünüyorum.

12 Dev Adam, Dünya Kupası Elemeleri ve Avrupa Şampiyonası hazırlıkları kapsamında oynadığı son hazırlık maçında Yunanistan'a Atina'da 89-80 mağlup oldu. Gerek fiziksel, gerek mental, gerekse taktiksel anlamda tam anlamıyla bir 'Savaş' yaşandı sahada. Bir hazırlık maçı için fazlasıyla verimli bir mücadele oldu. Milli takım neleri iyi yaparken öne geçti, neleri yapamazken geri düştü. Bu konuda çok net örnekler yaşandı. Yunanistan, Giannis Antetokoumpo'nun yokluğunda Thanasis ve Kostas kardeşler ve Dorsey ile yine de çok atletik bir takım. Maçın başında Kostas Antetokoumpo'nun pota altı atletimizmine yanıt veremedik. Mola sonrası Alperen'in pota altından oyun kurması, Furkan'ın dominant oyunu, Şehmuz ve Yiğitcan Saybir'in enerjisi ile geri gelip öne de geçtik.

Hakem üçlüsü felaketti

Larkin hala sisteme uyum sağlamaya çalışıyor ve fazla top kullanmıyor. Düzeni oynatmaya, diğerlerini işin içine sokmaya çalışıyor. Onun da skor atacağı maçlar gelecekir. Son çeyrekte mental anlamda oyundan koptuk. Bir de bu kadar uzun süre 4 kısa oynamak bize bir şey katmayacak. Bunu da görmüş olduk. Bunun bir kaç nedeni vardı. İstanbul'daki Slovenya maçında Türk hakemler tarafsız maç yönetti. Hatta son pozisyonda Furkan'ın faulunü çalmayınca Slovenya maçı kazandı, Ataman da çıldırdı. Atina'da ise Yunan hakem üçlüsü felaketti. Çok bariz pozisyonlarda net yanlış kararlar verdiler. İtiraz eden Ergin Ataman atıldı, yardımcı antrenör Hakan Demir de teknik faul aldı, neredeyse o da atılıyordu. Bu tip hazırlıklarda moral de önemli. Ataman'ın İstanbul'daki itirazlarının ne kadar haklı olduğu şimdi daha da iyi anlalışdı.

Uzunlar ağır ve atletik değil

Ömer Faruk'un hem kendinin, hem de menacerinin vizyonu neredeyse sıfır. Bu kafayla bir yerlere varamaz. Takımdaki 5 uzun; Sertaç, Alperen, Furkan, Muhsin, Ercan Osmani, hatta Sadık ve Yiğitcan çok ağır ve atlet değil. Koşan, atlet, mobil tek uzun Ömer Faruk olacaktı ve Larkin, Cedi, Furkan'la beraber bu sistemde çok faydalı olacak, kendi de parlayacaktı. Ne diyelim. Tek üzüntüm kadro açıklanırken ilk elenir diye düşündüğümüz Yiğitcan'ın sakatlığı. 4 numarada büyük katkı veriyor. Umarım ciddi bir şeyi yoktur. Eksikliği hissedilir.

12 Dev Adam ruhu yeniden canlanıyor... A Milli Basketbol Takımımız, Ergin Ataman yönetiminde İstanbul'daki üç maçta yıllardır görmediğimiz tempoda, keyifli bir basketbol oynadı. Bu basketbolu oynayabilecek Cedi, Furkan, Şehmuz, Onuralp gibi açık sahayı seven oyunculara sahibiz. Larkin'in de takıma katılacağını düşündüğümüzde Anadolu Efes'in yıllardır Euroleague'i domine eden basketbolunu Milli Takım’da da görebiliriz... En son 2010 yılında kazandığımız madalyadan sonra Milli Takım, organizasyonlarda derece elde edemedi. Geçiş dönemiydi, oyuncu havuzumuz bir ara çok kısıtlıydı, 12 oyuncuyu bulamıyorduk, şimdi 16'dan 12'ye nasıl ineceğimiz konuşuluyor.

Eksiklere gelince...

Kısa zamanda önemli yol katetti Milli Takım... Cedi, Furkan, Alperen gibi NBA oyuncularının yanına, Larkin, Melih, Buğrahan, Sertaç, Onuralp, Şehmuz gibi Euroleague ve Euorcup oyuncularını monte ettiğimizde ortaya kağıt üstünde büyük bir güç çıkıyor. Bunu sahaya ne kadar yansıtabileceğiz. Ergin Ataman, 10-15 gün içinde bence beklenenden daha hızlı koşmuş... İtalya dönüşü çıkılan 3 maçta yakalanan 90'ın üzerindeki ortalama sayı, bu takımın nasıl bir basketbol oynayacağının sinyallerini verdi. Bu skorlara yıllardır Slovenya dışında ulaşan takım yok. Slovenya ile benzer bir basketbol oynayacağız. Savunmada da agresif bir görüntü çizdik. Eksiklerimize gelince.... Ribaunt sorunu yaşıyoruz. Ama çözülebilir.

Çok yönlü takımız

Ergin Ataman oyun kurucu pozisyonunda Berk ve Kartal gibi net 1 numaraları kadrodan çıkardı. Larkin'i, gerçek oyun kurucu olmayan Şehmuz ve Buğrahan destekleyecek. Ama çok yönlü bir takımız. Hücumda çeşitliliği Furkan ve Cedi gibi forvetlerden, Alperen gibi mobil uzunlardan da sağlayabiliyoruz. Ercan Osmani, takıma geç katıldı ama katkı sağlayacaktır. Bence hazırlık döneminin hesapta olmayan ismi Yiğitcan Saybir.Kimse onu ilk 12'ye yazmazdı ama hazırlık maçlarında çok ciddi katkılar verdi. Ergin Ataman'ın da mutlaka kafası karışmıştır. Tabii Ömer Faruk da olsaydı, pota altı gücümüz bambaşka bir seviyeye çıkacaktı. Maalesef her dönem Ömer Faruk gibi birileri çıkıp su kaynatıyor. Artık olan oldu. Zaten şu ana kadar hiç olmamıştı. O kadar da büyük bir kayıp sayılmayacak Milli Takım için..

12 Dev Adam, her geçen gün daha iyi basketbol oynuyor. Ukrayna'yı farklı yenen, son Avrupa Şampiyonu Slovenya'ya uzatmada mağlup olan milliler, dün de Polonya'yı 96 sayı atarak geçti. Ergin Ataman'ın sistemini takım çabuk benimsemiş duruyor. Elinde, Larkin, Cedi, Furkan, Alperen, Buğrahan, Melih gibi her an çift haneli skorlara çıkabilecek skorerleri olan Ataman, potaya atılan top sayısını artırıp, yıldızlara serbestlik tanıyor. Nitekim üç maçta da 90 sayıyı geçmek kolay iş değil.

Herkes işin içinde olacak

Dün de Larkin, Alperen ve Sertaç kenardaydı. Ataman sürekli değişik 5'ler denedi. Ercan Osmani ilk kez A Milli Takım formasını giydi. Oyun kurucu olarak uzun süre Şehmuz Hazer dakika aldı, o da 13 sayı ve 5 asistle harika iş çıkardı. Elindeki her oyuncudan maksimum verim almaya çalışan bir sistem... Şu an için işler iyi gidiyor. Cedi dün de 19 dakika sahada kalmasına rağmen 18 sayı üretmeyi başardı. Cedi ve Furkan önderliğinde, herkesin işin içinde olacağı birtakım izleyeceğiz.

Umutlu olmamız için...

Heyecan ve keyif veren bir basketbol var sahada. Larkin'in de katılacağını düşünürsek, Avrupa Şampiyonası öncesi umutlu olmamamız için hiç bir neden yok. Yeter ki, o zamana kadar sakatlık yaşamayalım.

Şimdiki durak Atina

Milliler, şimdi Atina'ya gidiyor. Orada Gürcistan, Polonya ve Yunanistan ile oynayacağız. Antetokoumpo'lu Yunanistan'a karşı göstereceğimiz performans da Avrupa Şampiyonası öncesi bize fazlasıyla fikir verecek