Arama

Popüler aramalar

‘’Fenerbahçe savunmasıyla‘’

Final şimdi başladı...

İlk maçın aksine mücadele düzeyi yüksek, son topa kadar kıran kırana geçen bir final izledik Ülker Arena’da...

Galatasaray’ın daha sert olacağı ve seriyi çevirmek için çok şey değiştireceği belliydi. Nitekim Sarı-Kırmızılılar, 89 sayı yedikleri ilk maç sonrası savunma konsantrasyonunu üst seviyeye çıkarmış olarak başladı maça. Arroyo, Bogdanoviç ve Ömer’in savunması karşısında yine fazla efektif olamazken, Banvit maçında Galatasaray’a turu getiren Markoisvhili üçlükleri ile takımını hücumda sırtlıyordu.

Fenerbahçe de ilk maçın aksine çabuk oynamaya çalışmasına rağmen yeteri kadar açık alan bulamadı. İş yarı saha basketboluna kaldığında da zorlandı. Maçı getiren de yine savunma kaynaklı buldukları basket oldu. 35. dakikada 8 sayı geri düştükten sonra kaptıkları toplarla maça ortak olan Sarı-Lacivertliler, 20 saniye kala Galatasaray’ın mola dönüşü sonrası kenardan oyuna başlarken McCalebb’in çaldığı top sonrası bulduğu basketle öne geçerken son hücumu yemeyerek maçı kazandı. Galibiyette en önemli faktör yine ‘savunma’ oldu.

Ribauntlarda yenilmelerine rağmen, savunma agresifliği nedeniyle tam 10 top çalan Kanarya bu mücadelenin mükâfatını da aldı.

Bogdanoviç’in 0, Bjelica’nın 3 sayıda kaldığı maçta Zoriç ve Emir’in sayıları ve 5 dakikada 3 asist yapan genç Berk’in katkıları galibiyete yardımcı oldu.

Galatasaray’ın şampiyon olabilmek için en azından bir deplasman galibiyeti alması gerekiyor. Dün buna çok yaklaşmışlardı. Markoishvili ‘süper yıldız’ gibi oynadı. Arroyo üzerindeki tonlarca baskıya rağmen çoğu kritik yerde olmak üzere 12 sayı, 5 asist yaptı, ama top kayıpları onların canını fazlasıyla yaktı. 20 saniye kala bir sayı öndeyken ve hücum sırası da kendilerindeyken iki kez üst üste top kaybı yapmaları şampiyonluk yolunda Galatasaray’a pahalıya malolabilir.

06 Haziran 2014, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener işi çabuk bitirdi‘’

Final serisinin ilk maçında Fenerbahçe Ülker belki de tahmin ettiğinden kolay bir galibiyet aldı. Coach Obradoviç, Karşıyaka serisinde Dixon’ı savunduğu Bogdanoviç’i bu kez Arroyo’nun üstüne verdi. Bogdanoviç, takımın en skoreri ama konsantre olduğu zaman savunma yapabileceğini gösterdi. Uzun boyu ve kolları ile Porto Riko’lunun ritim bulmasını önledi. Fenerbahçe, işin savunma tarafını bu şekilde hallederken, hücumda da Galatasaray müdaafaya oturmadan erken atışlarla skor buldu. Sarı-Kırmızılılar’ın, Banvit serisinden sonra finale yeteri kadan konsantre olamadıkları gözlendi. Özellikle turu geçmelerindeki en önemli etken olan savunma sertliğini finale hiç taşıyamadılar. Öyle ki, Fenerbahçe kullandığı ilk 19 iki sayılık atışın 16’sında isabet buldu. Devreyi yüzde 80 isabet oranı ile tamamladılar. Emir’in periyotlar biterken attığı iki orta saha üçlüğü, olasılık kavramına yeni bir boyut kazandırırken Fenerbahçe devrede 52 sayıyı buldu. Galatasaray bu kötü savunmanın üzerine iki sayılık atışlarda 16’da 3 ile hücum etti.

Kenardan gelen Cenk ve Ender’in üçlükleri olmasa, fark 17’den çok daha fazla olabilirdi. İkinci yarıda da değişen pek bir şey olmadı iki takım açısından da. Fenerbahçe Play-Off’taki yenilmezliğini sürdürüyor. İç saha avantajını çok iyi kullandılar. Galatasaray’dan çok daha motive, istekli ve formda gözüktüler. McCalebb’in sakatlandığında forma bulan genç Berk bile takıma katkı yaptı. Oğuz ve Zoriç çember altında hakimiyet kurdu. Her pozisyonda Galatasaray’a üstünlük sağlayıp haklı bir galibiyet aldılar.

04 Haziran 2014, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aslan'dan müthiş dönüş‘’

Galatasaray-Banvit serisinin her maçı final havasında geçti. Her maçın hikayesi ve kahramanları da farklı oldu. Dünün kahramanı kesinlikle Markoishvili’ydi... Beşiktaş serisinin ikinci maçında takımını elenmekten kurtaran Gürcü yıldız dün öyle bir üçüncü çeyrek oynadı ki, anlatmaya kelimeler yetmez. Takımı 14 sayı geride ve farkı eritmek için bir şeyler yapmak, taraftarı ve arkadaşlarını ateşlemek gerekiyordu. Markoishvili o fitili öyle bir yaktı ki, ateşlenmek bir yana cayır cayır yandı ortalık. Bir periyotta 4/4 üçlükle 14 sayı atan tecrübeli oyuncuya, Arroyo ve Erceg de eklenince soyunma odasına 14 sayı geride giden Cim Bom, maçı 7 farkla galip bitirdi. Dördüncü periyoda da 15-0’la başlayan Sarı-Kırmızılılar, finali ne kadar çok istediğini gösterdi. Özellikle savunmadaki agresiflik ve sertlik üst düzeydeydi. Savunma performansıyla Banvit’i oyundan düşürdüler.
Tabi bu savunmaya hakemlerin de müsade ettiğini belirtmek gerekiyor. Sertliğe izin vermek ayrı bir şey, faulleri çalmamak apayrı bir şey. Yine de Banvit sonlarda kaptığı toplarla Galatasaray’ı yakalama fırsatını elde etti ama sahanın en kötüsü Rowland turnikeleri kaçırınca finalden de oldular.

İlk yarıda Banvit dört kısaya döndükten sonra Galatasaray her zamanki gibi zorlandı. Hücumda hiç ritm bulamadılar. Üçüncü maçta oynamayan Davis fark yarattı, 3/3 üçlük atan Cevher’le devreyi büyük bir avantajla önde kapadılar. Ama İtoudis, ikinci yarıya başarılı olmuş 4 kısa yerine maça başladığı beşle çıkınca, Galatasaray’ın ekmeğine yağ sürdü. Normal sezon maçı olsa rotasyonu anlarız ama kaybedildiğinde sezon bitecek. Çaylak coach seri boyunca yaptığı hataların en büyüğünü, 3. çeyreğe iyi başlamaktan başka çaresi olmayan Galatasaray’a karşı yaptı, bu hata da ona pahalıya maloldu. Finalde iki ezeli rakip karşı karşıya. Fenerbahçe, kısa yoldan finale geldi. Galatasaray biraz daha yıprandı. Daha zor rakiplerle oynadılar. Ama Play-Off’a çok konsantre oldukları ortada. Müthiş bir final serisi bizi bekliyor.

31 Mayıs 2014, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aslan hataları affetmedi‘’

Dün son ana kadar kafa kafaya bir maç izledik. Banvit, Davis’in yokluğunda oyunu sonuna kadar getirdi, ama 50 saniye kala Rowland’ın rakibe verdiği top ve Arroyo savunmasındaki inanılmaz hata onların sonu oldu. Arroyo skor 68-66 iken bomboş bırakıldı ve üçlüğü atıp maçı bitirdi. Stres altında boş şutu sokmak da kolay iş değildir. AmaPorto Rikolu’nun işi bu. Cezayı kesti, son 1.5 dakikada üst üste 9 sayı atıp yine galibiyete imzasını atan isim oldu. Galatasaray, Banvit’in 4 kısalı sistemi karşısında yine çok zorlandı. Her pozisyonda kısaya-uzun kaldılar ama ne Bonsu, ne Furkan ne de Ersin’le bu eşleşme avantajını değerlendiremediler. İş yine kısalara kaldı. Markoisvhili’nin kritik üçlükleri, Sinan’ın çaldığı toplar Galatasaray’ın kazanmasındaki etkenlerdi.

Banvit, Davis’in yokluğunda çok iyi idare etti. Özellikle ilk yarı Aminu’yla Galatasaray pota altını ‘kevgire’ çevirdiler. Ama bütün bir yıl takımı sürükleyen Davis tribündeydi, sahada olan Mejia ise sezonun en etkisiz performansını sergiledi. Son dakikada hem hücum hem savunmada yapılan ‘fahiş’ hatalar kazanabilecekleri bir maçı kaybetmelerine neden oldu. Bu seviyelerde, hem de son dakikada bu kadar basit hata yapılmaz. Bu şekilde kaybetmek Banvit’i moral olarak etkiledi. Yarın böyle dirençli olabilirler mi bilmiyorum. Galatasaray’in finale fazlasıyla yaklaştığını söyleyebilirim.

29 Mayıs 2014, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fener kısa kesti‘’

Sezonu hayal kırıklığı ile geçiren Obradoviç’in Fenerbahçe’si Play-Off’a fazlasıyla konsantre olmuş. Öyle ki 16-2 geride başladıkları maçı 5 dakikada 19-5’lik seriyle kafa kafaya getirdiler.

Pınar Karşıyaka gibi dar rotasyonla oynayan takımların yakaladıkları bu avantajı kolay bir şekilde kaybetmemeleri gerekiyor ki kazanabilsinler. Yoksa kritik anlarda yıldız ve tecrübe farkı sonucu belirliyor.

İstanbul’daki ilk iki maçta 50 üçlüğün 25’inde isabet bulan Fenerbahçe’ye, İzmir’de dış atışlar fazlasıyla yardımcı oldu. Ömer Onan, Emir ve Kleiza çok kritik anlarda çizginin gerisinden isabet bulurken Fenerbahçe 24 üçlüğün 14’ünü sayıya çevirdi.

Pınar Karşıyaka, bu kez daha doğru basketbol oynayıp, iç-dış dengesini kurmayı başardı. İstanbul’daki maçların aksine 33 kez içeriden hücum eden Karşıyaka, bu kez 24 üçlüğün 19’unu kaçırınca çok iyi mücadele etmesine ve tam 19 hücum ribaundu almasına rağmen elenmekten kurtulamadı. İzmir ekibinin kaderini bu kez girmeyen üçlükler belirledi.

Türkiye Kupası’nı kazanan Pınar Karşıyaka, ligde de yarı final oynayıp, bence başarılı bir sezon geçirdi. Ufuk Sarıca ve ekibini kutlamak gerekiyor.

Fenerbahçe Ülker beklenildiği gibi finale kaldı ve rakibini bekliyor. Play-Off’ta hiç kaybetmeyen Sarı-Lacivertliler’in finale hazır olduğunu söyleyebilirim.

28 Mayıs 2014, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Banvit ayakta kaldı‘’

Normal sezonu domine eden 30 maçın 28’ini kazanan Banvit’in, şansını sürdürmesi için son şansıydı. Galatasaray, ilk maçta istediğini almıştı. Benzer bir maç izledik. Tek fark Banvit’in yüzde 10 yerine, yüzde 45 ile üçlük atmasıydı.

Davis’in sakatlığında, Ermal ve Cevher’den de hiç katkı alamayan İtoudis bütün ikinci yarıyı biraz da mecburiyetten 4 kısa ve aynı beşle oynadı. Markoviç’in kritik üçlükleri ve savunma hamleleri, tek uzun Aminu’nun beklenenin üzerinde katkı vermesi, Rowland’ın savunma yerleşmeden potaya gitmesi ve müdafadaki gayretleri, ayakta kalmalarına neden oldu.

Galatasaray ilk maçtaki kadar agresif değildi. Hairston, Markoishvili, Erceg, Mensah, Furkan, Cenk ve Ersin’den hiç skor katkısı alamadılar. Sadece Arroyo ve Sinan’ın sayıları ile maçı son topta kaybettiler. Banvit’in bu durumu sorgulaması gerekiyor. Böyle bir Galatasaray’ı kendi evlerinde bir topla yenebiliyorlarsa, İstanbul’da ne yapacaklar?
Galatasaray’ın yarı alan savunması oturdu. Davis ve Mejia’yı hiç devreye sokmadılar. Banvit de bunun bilincinde olarak mümkün olduğunca rakip savunma yerleşmeden çabuk atışlarla potayı bulmaya çalıştılar. Bu sayede 69 sayıyı bulabildiler.

İki maçtaki görüntüye baktığımızda Galatasaray ev sahibi olmanın da avantajıyla finale yakın gözüküyor. Abdi İpekçi’de 70’li sayıları geçeceklerini düşünüyorum. Banvit oyun sete kaldığında nasıl skor çıkarabileceğinin formüllerini bulması gerekiyor. Bu şekilde İstanbul’da maç kazanmaları çok zor görünüyor.

26 Mayıs 2014, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çılgın maç Fener'in‘’

Can Altıntığ kullandığı ilk 5 üçlüğün tamamında isabet bulduğu zaman, bu maçta tuhaf birşeyler yaşanacağı belli olmuştu. Tam bir üç sayı çılgınlığı vardı dünkü 40 dakikada. Pınar Karşıyaka, ilk çeyrekte 9 üçlüğün 7’sinden isabet çıkarıp bir ara 11 sayı öne geçti, ama Fenerbahçe Ülker’in geri kalmaya niyeti yoktu. Sarı-Lacivertliler, Karşıyaka’ya nispet yaparcasına yüzde 56 isabet oranı ile 14 üçlük bulurken, rakip potaya 94 sayı bıraktılar.

Karşıyaka da 17 üçlük attığı maçı kaybetti. Burada iç-dış dengesi skordaki farkı yarattı. Kanarya, deli gibi üçlük atmasına rağmen pota altını da Oğuz ve Zoriç’le kullandı. Karşıyaka ise ilk maçta olduğu gibi sadece dış atışlara bel bağlayınca İstanbul’dan eli boş dönmek zorunda kaldı. 31 üçlüğe karşılık, sadece 26 iki sayılık atış kullanmak bu işte bir terslik olduğunun göstergesiydi.

Fenerbahçe’nin bu kadar yüksek yüzde ile oynamasında Karşıyaka’nın kötü ve yumuşak savunmasının da payı büyüktü. Fenerbahçeli yıldızlara en ufak bir zorluk çıkaramadılar. Her hücumda pozisyon buldu Sarı-Lacivertliler. Girmeyen şutları da Fenerbahçeli oyuncular kaçırdı, Karşıyaka savunmasının bunda rolü neredeyse yoktu. Sadece atarak kazanamayacağını gördü İzmir ekibi.

Fenerbahçe Ülker, Play-Off’a çok motive. İlk maçtaki kadar olmasa da geri düştükleri anlarda yine savunma kaynaklı sayılarla rakibi yakaladılar. Dönem dönem yapılan agresif ve saldırgan müdafaya Karşıyaka aynı cevabı veremedi. McCalebb’in bile iki maç üst üste 9 asist yapmasını da Karşıyaka savunmasının sorgulaması gerekiyor. Artık bir mucize yaşanmazsa Fenerbahçe finalde diyebiliriz.

25 Mayıs 2014, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Zengin kadro fark yarattı‘’

Fenerbahçe Ülker bu yıl 3 kez yenildiği Pınar Karşıyaka karşısında siftah yaptı. Karşıyaka bu sene Fenerbahçe’yi hücumda ritmden çıkarmanın yollarını bulurken, bu kez aynı işi Obradoviç’in öğrencileri yaptı. Batista ligin en efektif pivotu. Karşıyaka’nın da en önemli hücum opsiyonlarından biri. Kanarya, Batista her topu aldığında ikili sıkıştırma ile onu etkisiz hale getirdi. Uruguaylı’nın pas yeteneği de olmayınca Karşıyaka boş adamı bulmakta zorluk çekti. Dixon ve Diebler normal performanslarına ulaşsalar da, sadece dış oyuncu sayıları bu deplasman için yeterli olmadı.

Fenerbahçe’nin bu yıl en skorer isimleri Bogdanoviç ve Bjelica. 3. periyot sona erdiğinde bu ikilinin hiç sayısı yoktu ama Fenerbahçe 6 sayı öndeydi. Düşünün kadro zenginliğini ve kalitesini. McCalebb, Oğuz, Kleiza ve Emir hücumda Fenerbahçe’yi sürükleyen isimler oldu. McCalebb 9 asistle belki de kariyer rekoru kırıp herkesi şaşırtırken, Kleiza’nın yüksek yüzdeli şutları galibiyete yardımcı oldu, bu performansları keşke Euroleague’de de görebilseydik dedirtti.

Maçın kırılma anı 4. çeyreğin başı oldu. Savunma sertliğini ve saldırganlığı maksimuma çıkaran Fenerbahçe, kaptığı toplarla 2.5 dakikada 13 sayı atıp Karşıyaka’nın tüm direncini kırdı. İyi savunma yapınca hücumda da güvenleri yerine geldi. İlk yarı 9’da 2 ile üçlük atmışlardı, ikinci yarı 14 şutun 9’unda isabet buldular. Bu da farkı getirdi.

Karşıyaka’nın gerçekten çok dar bir rotasyonu var ve bu seride Fenerbahçe’yi yenebilmeleri için dakika alan her oyuncunun katkı vermesi gerekiyor. Dün bunu göremedik. Bu yıl Fenerbahçe’yi üç kez yendiler ama şimdi bir hafta içinde 3 kez yenmeleri gerekiyor. Buna nefesleri yeter mi, hep birlikte göreceğiz.

23 Mayıs 2014, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI