Taşıma suyla değirmen dönmez. Jailson’un stoperde, Dirar’ın sol bekte oynaması eziyet olur. Jailson’u orta sahaya çekip buradaki sorun çözülebilir. Ancak stopere ve sol beke acil 2 oyuncu alınması gerek.

Fenerbahçe için Audi Cup’ın ortaya çıkardığı sıkıntıların en önemlileri takım savunması ve geri 4’lü olarak gözüktü. Öncelikle, taşıma suyla değirmen dönmez misali Jailson’un bazı maçlarda özellikle de iç sahada stoperde kullanılması mantıklı olabilir. Ancak sezonun tamamı düşünüldüğünde mutlaka lider bir stoper şart. Diğer taraftan Hasan Ali’yi forma rekabetine sokmaktan çok, en azından zaman zaman dinlendirebilmek adına bir sol bek de alınmalı.

Ozan tek kalıyor

Evet, ekonomik şartlar kolay değil ama bu iş Dirar’la falan olmaz. Hem takım hem Dirar için eziyet olur. Sorunun 2. bölümü ise takım savunması. Top rakibe geçtiği anda savunmaya geçişte yaşanan şaşkınlık ve telaş kolay pozisyon verilmesinin en önemli sebebi. Öncelikle Topal’ın ayrılması ve Jailson’un stopere geçmesi ile sert maçlarda Ozan Tufan’ın yanında savunması iyi bir oyuncu eksikliği hissediliyor. Bazen topun kaybedildiği an yapılacak baskının kazandıracağı toplar ya da küçük fauller ile savunmaya yerleşmek için zaman kazanılması önemli.

Muriç’le önde savunma

Hücumda Kruse ve Rodrigues’in skorerliğinin, Vedat Muriç’in son vuruş zaafiyetinin üstünü örtebileceği bir gerçek. Vedat’ın savunmaya en önde başlamak adına özellikleri, fizik gücü çok faydalı olacaktır. Yani sorunu savunma olan Fenerbahçe’nin Jailson’u ortaya kaydırarak çözebileceği problem için savunmanın göbeğine ve sol bek pozisyonuna acil 2 oyuncu alması gerek. Eskiden olsa uyum süreci üzerinden çok geç kalındı falan derdim. Ama ekonomi artık ‘olsun da geç olsun’ dedirtiyor. Yeter ki doğru isimler seçilsin.

Bir takımın en önemli parçası santrfor. Bu parçanın seçimi, camialar içinde teknik direktör hatta bazen yönetimlerin kaderini dahi belirleyebiliyor. Ancak herkesin santrfor aradığı bu dönemde Trabzonspor’da gözden çıkarılan, yaşı 30’un üstünde ve takımların paralarını ödememek için bedelsiz kiralayabileceği oyuncuları bekliyor. Bu bekleyiş biraz sabır istiyor elbette.

Avrupa listesi bildirme zamanı gelip çattı belki ama Trabzon için mesele zaten Avrupa’dan çok lig. Yani hala zaman var.

Şampiyonluk için iddialı

Yeni gençlerin hazırlık maçı performansları ile takımın omurgasının (Rodallega hariç) bozulmamış olması, Mikel transferi ile birlikte düşünüldüğünde Trabzonspor’u özlediği şampiyonluk için yarışmacı takım yapacaktır. Ancak tek eksik, en önemli parça olan santrfor.

Yeni yetişen gençlerden mutlaka forma bulan olacaktır. Ancak en uçtaki oyuncu için genç oyuncu yakalamak, işin ucuzuna kaçmak ya da skorer oyuncu beklentisini genç bir oyuncuya yüklemek hem takıma hem de genç oyuncuya haksızlık.

Artık nokta atışı yıldız bir santrfor transferinin camiayı başka bir seviyeye taşıyacağının farkındalığı ile yapılmalı bu hamle.

Maça stoperde Jailson, ortada Tolgay tercihi ile başlayan Ersun Yanal topa daha fazla hakim olunan ilk yarıda pozisyon anlamında Herta Berlin’e göre daha etkili olmasına rağmen son vuruşlardaki eksiklik ve oyuncuların uyum sürecinde oluşları skor üretmelerini engelledi. 11 oyuncusunu birden değiştiren rakibine karşı 2. yarıya yine pozisyonlarla başlamasına rağmen kaptırılan bir topun şaşkınlığı Fenerbahçe’yi geri düşürdü. Moses ile Muriç pozisyon kaçırmaya devam edince rakibine göre daha iyi olan oyun karşılığını bulmadı. Bana göre Fenerbahçe’yi izleyen herkes bu takıma bitirici bir santrfor daha lazım dedi. Maç içinde yakından takibe aldığım bazı oyuncuların performanslarını ayrıntılı bir şekilde daha detaylı paylaşmak istedim...

Murat Sağlam: Potansiyelli bir oyuncu olabilir. İlerleyen dönemde rotasyonda şans da bulabilir. Ancak şu an Fenerbahçe için hazır bir oyuncu görüntüsü vermedi. Hücumda istediği topları arkadaşları ile buluşturamazken, savunmada da kolay çalımlar yedi.

Vedat Muriç: Son vuruşlarda sınıfta kaldığı bir maç oldu. Her iki yarıda mutlak 2 golü kaçırmasına rağmen topu ayağından çabuk çıkardığı anlarda Kruse’ye servis yapabileceği pozisyonlar hazırladı.

Kruse: İlk yarıda takımın en iyisiydi. Serbest oyuncu özelliklerine sahip olduğunu hissettirdi. Geriden gelip pozisyonlar buldu. Dayanıklı ve devamlılığı iyiydi. Bana göre maçın da Fenerbahçe adına iyisiydi.

Rodrigues: İlk yarı vasat oynasa da ikinci yarı Kruse’ye ayak uydurarak vites arttırdı. Adam eksiltme konusunda çok etkiliydi. Ancak arkadaşları ile oynama pratiğinin eksik oluşu en çok Rodriques’i etkiledi.

Allahyar: 18 yaşındaki genç oyuncu maç boyunca abilerinin yapamadığı gol vuruşunu oyuna girer girmez yapmayı başardı. Ancak bu gol mağlubiyete engel olmasa da genç oyuncu için bundan sonra daha fazla dakika almak demekti.

Tüm takımlar için transfer yapmanın gün be gün zorlaştığı dönemler Trabzonspor için kaliteli altyapısı düşünüldüğünde adeta altın madenini işleme vaktidir. İşte bu doğrultuda hazırlık maçına da tamamen genç bir kadro ile çıktı Ünal Karaman. Tabi Trabzonspor kadar gençlerin de çok önemli bir şans yakaladığını unutmamak lazım. Yusuf, Abdülkadir, Hüseyin, Uğurcan gibi yeteneklerin açtığı yolun başında bekleyen Ünal Karaman bu gençlere yeteneklerini nasıl kullanıp forma için yarışmacı olabileceklerinin yanı sıra karakter olarak nasıl camiaya yakışır davranabilecekleri konusunda da yardımcı olabilecek bir isim.

Santrforda geç kalındı

Şimdiye kadar da çok başarılı işler çıkardı. Gençlerin saha içi performansları kadar röportajlarındaki söylemleri de son derece aklı başında ve kaliteliydi. Her alanda iyi iş çıkardılar. Darısı yeni gençlerin başına. Ancak işin bir de gereklilik bölümü var. Örneğin sezonun kaderini hangi kulvarda olursa olsun belirleyen ayrıntıların başında bitirici oyuncular gelir. Ve Trabzonspor işin santrfor kısmında ufak ufak geç kalmaya başladı.

Usta oyuncu lazım

Başka bölgelerdeki genç oyuncular tamam. Fakat santrfor konusunda sorumluluk duygusu yüksek, kariyerinde şampiyonluk yarışı içinde bulunmuş, baskıyı kaldırabilecek ve son vuruş konusunda usta bir oyuncuya ihtiyaç büyük. Bu transfer hem yönetimin, hem Ünal Karaman’ın hem de takımın sezon içerisindeki kaderini direkt etkileyecek.

Kocaelispor maçında, Karius da dahil olmak üzere oynayacağı pas oyununun halı saha maçına dönmemesi adına Abdullah Avcı’nın dikine ve boş alan bulunduğunda değerlendirmek için öne çabuk düşünen takım hayali hissedildi. Skorlarla çok ilgilenmek yanlış olur. Çünkü rakip zayıf. Daha çok kamp dönemi yorgunluğunda oyuncuların maç içinde ne tepki vereceği önemlidir.

İyi yolda gidiyorlar

Genç oyuncuların iştahı ve sorumluluk alıp almadığı forma bulup bulamayacağı ile ilgili sinyaller verir. Yeni transferlerin uyum sağlaması için biraz daha fazla sahada tutulur. Bu detaylara bakınca Beşiktaş iyi yolda. Top gelmeden düşünen özel oyuncusu çok Abdullah Avcı’nın.

Boyd uyum sorunu yaşamaz

Genç oyuncular Muhayer Oktay ve Oğuzhan Akgün hemen olmasa da formayı zorlayacak gibi. Boyd yaptığı asistler ve enerjisi ile uyum sorunu yaşamaz. Hatta forma rekabetinde bu performansı istikrarlı gösterirse Edin Visca misali tüm sezonu oynayarak geçirebilecek dayanıklılığa sahip. Sonuçta transfer konusunda hala çok eksikleri olmasına rağmen Beşiktaş’ta işler yolunda.

Özellikle yabancı oyuncuların takımlar içinde baskın hale gelmesi ile yaşanan ekonomik problemler daha fazla hissedilmeye başlandı. Çünkü Türk oyuncular gibi bankadan çekin karşılığını almadan döndüklerinde artık yabancı oyunculardan performans almak mümkün olmuyor. Sahaya çıkıyor ama kafa başka yerde. İşte geçen sezon Beşiktaş’ın sezonun ilk yarısında kaybedilen şampiyonluğun 1 numaralı nedeni bu. Yaşanan krizi yabancı oyunculara anlatamamak... Görünen o ki bu sezon bu problem yaşanmayacak. Ancak Beşiktaş takımı yaşlandı. Türkiye Kupası da kulvarlara eklendi.

Oğuzhan’ın niyeti olmalı!

Henüz transferde ihtiyaçlarını alamadı. Evet Abdullah Avcı ile topa çok daha hakim bir takım olacak. Hatta bunu Karius’tan başlayarak yapacak. Bazen dikine oyunu daha çok oynamalı diye bile eleştireceğiz. Fakat kadro genişliği belli bir kalite ölçüsünde artırılamazsa bu oyunun sonu özellikle kilit bölgelerdeki yaşı ilerlemiş oyuncularla (Burak, Atiba, Quaresma, Gökhan Gönül, Vida) gelmez. Ayrıca eğer pas oyunu oynanacaksa Oğuzhan mutlaka kazanılmalı. Ben özel yetenekli oyuncular için umudumu hangi takımda oynarsa oynasın asla kaybetmem. Oğuzhan bu ligin en yetenekli 3-5 oyuncusundan biri. Gerekirse özel ilgiyle sahalara dönmesi hem kendisi hem Milli Takım hem de Beşiktaş için büyük kazanç olur. Tabi buna önce Oğuzhan’ın niyetli olması şart

Beşiktaş’ın Abdullah Avcı ile oynayacağı pas oyununun en önemli detaylarından biri geriden topu iyi kullanan stoperlerle oynamak. Ancak sol stoper konusu hala muamma. Tosiç Beşiktaş’ın son dönemde taraftar tarafından benimsenmiş, sol bek de oynayabilen, top kullanma becerisi iyi, en faydalı stoperi olmuştu. Giderken de para kazandırdı. Yani geri dönüşü için maliyeti açısından kiralık formülü düşünüldüğünde en mantıklı seçimdi. Anlaşıldı, vazgeçildi. Nedeni muhtemelen Abdullah Avcı tercihi. Peki Atınç doğru tercih mi? Tabi ki değil. Her şeyden önce yüksek toplarda etkili bir oyuncu olmasına rağmen ağır oluşu dezavantaj. Oynamadan sakat geçirdiği sezonlar fazlalaştı. Hazırlamak uzun sürebilir.

Stoper kararı şampiyonluğu kaybettirdi

Hazır olsa bile özellik itibarı ile tutmayabilir. O yüzden Beşiktaş’a kısa dönemde katkı yapacak, hazır ve daha önce ülkemizde tecrübesi bulunan oyuncular daha doğru tercihler. Abdullah Avcı’nın Başakşehir performansında eksik kalan birkaç önemli detaydan biriydi stoper konusu. Epureanu’dan sonra dikiş tutmayan savunma yüzünden belki de şampiyonluktan oldular. O yüzden Beşiktaş’ın stoper konusunda yapacağı tercihler sezonun genelinde çok belirleyici olabilir. Necip’lerin, Medel’lerin stoper pozisyonuna kaydırılmasının Beşiktaş’ın oyununa bir katkı yapmadığını son sezonda çok net bir şekilde gördük.

Trabzonspor transfer konusunda özellikle de santrfor özelinde ufak ufak geç kalmaya başladı. Avrupa macerasını bir yana koyuyorum çünkü o kulvarda en önemli detay genç oyuncuları parlatabilmek. Ancak lig düşünüldüğü zaman ki asıl hedef ligde şampiyonluk olmalı, takıma uyum süreci, hazır hale gelmesi derken Trabzonspor’un en uçtaki sıkıntıyı bir an önce çözmesi gerekiyor. Çözerken de öyle bir oyuncu yakalamalı ki baskıyı kaldırabilen, stresli anlarda soğukkanlı kalabilen ve aynı zamanda Trabzon şehrini benimseyebilen bir oyuncu olmalı.

Yusuf gibisi zor gelir

Gelelim Yusuf Yazıcı’nın durumuna. Eğer Trabzonspor Avrupa oynamayacak olsa kalmasında ıstar etmenin bir anlamı olmayabilir. Fakat Avrupa ve ligi beraber götürebilmek, derbi kazanabilmek, aynı zamanda Yusuf’un oynadıkça artacak değerinde Trabzonspor’un elde edeceği kazanç göz önüne alındığında kalması bana göre daha doğru. Oyuncu kendini hazır hissediyor ve gitmek istiyorsa saygıyla karşılamak gerek. Çünkü gitsin ya da kalsın Trabzon’u ve Trabzonspor’u en iyi şekilde temsil edeceğine hiç şüphem yok. Ama şu da bir gerçek Trabzon’un altyapı zenginliğine rağmen Yusuf Yazıcı gibi özel yetenekler çok zor yetişiyor.