‘’İlk gol çok kritik‘’
Sezona yönetim, teknik direktör ve transfer konusunda geç başlamış olmanın sancılarına rağmen Gomis’in ekstra katkısı ile oyun anlamında olmasa da skorlar Galatasaray için çok da kötümser olmayı gerektirmiyor. Kadrosunda Mertens, Seferoviç, Torreira ve bu maçları genç yaşlarına rağmen oynamış kaliteli Kerem ve Yunus gibi çok kaliteli isimlerin olması yine Galatasaray için avantaja dönüşebilir. Trabzonspor’un Şampiyonlar Ligi yıpranması ve özellikle forvet hattında giden ya da sakat oyuncuların yerini bir türlü dolduramaması da Galatasaray için önemli. 2 takımın da benzer problemler yaşadığı savunmanın göbeğinde kesicilikleri iyi Nelson ve Abdülkerim’in top kullanma konusunda çabuk düşünmeleri ve az hata yapmaları bu maç için çok belirleyici.
Seferovic muhtemel...
Okan Buruk’un bana göre en zor tercihi ise forvet hattında. Sezona kötü başlayan ve ağır kalan Seferovic mi, yoksa her girdiğinde takımın kritik anlarda kurtarıcısı olan Gomis mi? Bana göre Okan hoca ne olursa olsun en güçlü hamlesi Gomis’i kaybetmektense, aynı zamanda sezon genelinde daha fazla süre alması muhtemel Seferoviç’le başlayıp bu oyuncuyu kazanmak isteyecektir. Son olarak şu an için kırılgan bir ruh haline bürünen Trabzonspor’a karşı maça iyi başlamak ve ilk golü bulabilmek de Galatasaray için maçın hikayesini iyi yazabilmek adına en önemli ayrıntılardan biri. Maçın Galatasaray adına en kritik isimleri ise Mertens, Seferoviç, Nelson ve Muslera olacaktır.
‘’Jesus iyi ki gelmiş‘’
Fenerbahçe futbolun tüm doğrularını sahaya yansıttı maçın ilk yarısında. Topu rakip sahaya taşırken, rakip sahada yardımlaşmada, topun hızını ayarlarken, pozisyona girme becerisi, duran top organizasyonu ve hepsinden önemlisi ilk maçın skoruna hiç takılmadan yüksek konsantrasyonla neredeyse kusursuzdu. Jesus'un 'İdeal kadro diye bir şey yok' söylemi hayat buldu ve son maçın 11'inden değişen 7 oyuncuya rağmen oynanan oyun, İsmail Yüksek ve İrfan Can'ın golleri ile Avusturya Wien'e bir devrede havlu attırdı.
Martins'in nazar boncuğu misali uzatmalarda gelen golüne rağmen Fenerbahçe 2. yarıyı da aynı konsantrasyonla oynadı. Futbolda ikililer bir takımın seviyesini en çok belirleyen detaylardan biridir ve Fenerbahçe Alioski-Rossi ve İsmail Yüksek-Crespo gibi özel ikili performansları ile maçın kontrolünü hep elinde tuttu.
Göğsümüzü kabartan oyun
Savunmada ise Luan Peres harika bir akşam geçirdi. İrfan Can istikrar problemini çözebilirse özellikle attığı 2. golle de bu takım için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösterdi. Mert Hakan oyuna girip 'Ben de buradayım' dedi. Kısacası Fenerbahçe, Avrupa'da göğsümüzü kabartan bir oyunla, net bir skorla gruplara kalmayı başarırken, rakibe göre dizilişleri, oyuncu seçimleri ve tüm oyuncuları kullanarak performans alma becerisi ile Jesus'da iyi ki gelmiş dedirtti.
‘’Hikayeyi Valencia yazdı‘’
Fenerbahçe ilk kez 3’lü savunmayı bu kadar iyi kullandı. Lemos ve Peres Adana Demirspor’un çabuk oyuncuları Onyekuru ve Akintola’ya karşı çok iyi bir ilk yarı oynadılar. Hücumda ise geriden pas yaparak çıkan Adana Demir’e yapılan hücum pres genelde boşa gitti. Ancak Fenerbahçe savunma arkasına attığı her topta Valencia etkisini hissetti. Rakiplerini hataya zorlayan, kart gösterten ve 2 gol atan Valencia ilk yarıdan maçın adamı olurken maçın hikayesini de yazmış oldu. 2. yarıya da iyi oyun ve skorun etkisi ile Fenerbahçe etkili girdi. Maçın sol kenar oynamasına rağmen en iyilerinde Lincoln asistinde Zajc golü atarak skoru 3-0 a getirdi. Bu gol Fenerbahçe için haddinden fazla rahatlık ve tempo düşüklüğü getirdi. Onyekuru etkisi hissedilmeye başladı.
Hamleler oyunu dengeledi
Önce penaltıyı alan sonra Dzyuba’ya asisti yapan Onyekuru takımını tekrar maça ortak etti. Ancak Jesus’un hamleleri ile oyun tekrar dengelendi. Sonuçta formda ve güçlü iki takımın maçında bol gol, pozisyonlar, ilk yarısı Fenerbahçe’nin kusursuz oynadığı, 2. yarı Adana Demirspor’un daha iyi oynadığı nefis bir maç çıktı. Fenerbahçe galibiyetinde Valencia, Adana Demirspor’da ise Onyekuru ön plana çıktı. Sonradan oyuna giren Alioski, 83. dakikada müthiş bir vuruşla fişi çeken golü attı.
‘’Bireysel hatalarla kaybetti‘’
Maça daha istekli ve konsantre başlayan taraf Antalyaspor'du. Sahaya doğru yayılmalarının yanı sıra futbolda en önemli detaylardan biri olan dönen topları da kazanarak Trabzonspor'u hataya zorladı. Böyle bir hatada Fernando'nun nefis golü ile öne geçti. Orta üstünlüğü, çabuk hücum karşılığı Wright'ın penaltısı ve attığı gol ile fark ikiye çıkınca Abdullah hoca müdahaleyi yaptı. Bardhi ve Ömür girer girmez katkıyı yaptılar. Ömür'ün başlattığı, Djaniny'nin kaçırdığı, Cornelius'un hazırladığı ve Bardhi'nin bitirdiği pozisyonda gelen gol, Trabzonspor'un soyunma odasına umutlu gitmesini sağladı. Topun Bordo- Mavililer'de daha fazla kalma ihtimali Abdullah Avcı'nın Bartra ile 2. yarıya çıkmasına sebep oldu.
Yüksek konsantrasyon
Maçın arayanı Trabzon, direneni Antalya oldu. Antalya'nın savunma konsantrasyonunu aşmakta zorlanan Trabzon çok pas yapmasına rağmen pozisyon üretmekte zorlandı. Trezequet'nin yaslanan Antalyaspor savunması arasında buluşup bıraktığı servisi gol yapan Bardi maçın yıldızı olduğunu ilan etti. Ancak aynı Trezequet basit pas hatası ile bu kez Wright'a fırsat yarattı ve Gökdeniz'in golleri ile Trabzonspor 2. yarısında daha üstün oynadığı maçı yaptığı bireysel hatalarla kaybetmiş oldu. Antalyaspor ise skor tabelasına bakmaksızın maçın her dakikasını yüksek konsantrasyonla oynamasının karşılığını 3 puanla aldı. Kopenhag maçı öncesi ise hiç sinyaller vermemiş oldu.
‘’Umutsuz değiliz eleyebiliriz‘’
Daha maçın ilk dakikalarında Trabzonspor’un topla ilişkisi daha iyi bir takım olduğu belli oldu. Fakat bu durumu avantaja çevirmek için yapılması gereken çabuk ve risksiz pas trafiğinde yaşanan ilk hatada golü yedik. Golün etkisi işin savunma kısmında oldukça disiplinli oynayan ve taraftar gücü ile motivasyonu daha da yükselen Kopenhag’a risk almadan bekleyerek oynama şansını getirdi. Trabzonspor daha fazla topla oynamasına rağmen oyunu dikine oynamakta ve topu rakip sahaya taşımakta çok zorlandı. Özellikle Vişça’dan sonra çok vasat kalan Kouassi ve Trezequet yakaladıkları fırsatlarda da ağır kalınca Trabzonspor’un gol şansı duran toplara kaldı.
Bartra kalitesini gösterdi
Fakat ne akan oyunda ne de duran toplarda Trabzonspor’un herşeyden önce kazanma arzusu ilk yarı özelinde Kopenhag’tan iyi olmayınca soyunma odasına mağlup gittik. İkinci yarının başında ise en önemli avantajımız olabilecek duran toptan golü yiyip işi daha da zora soktuk. Yine de skorun da etkisiyle ilk yarıya nazaran daha fazla adamla Kopenhag sahasına gittik. Djaniny hamlesi az da olsa etkili oldu. Altın gibi kıymetli bir pozisyonda Abdülkadir Ömür rahat topu içeri atabilse yine maçın ve turun hikayesini değiştirebilirdik ama olmadı. Yeni transferler Bartra ve Bardhi hamleleri geldi. Özellikle Bartra’nın soğukkanlı ve top tekniği ile katkı yapacağı yarım saatte bile hissedildi. Dakikalar azaldıkça azalan umutlar ve üzerimize çöken kara bulutları ise maçın başından beri durgun Bakasetas dağıttı.
Kolay değil ama...
79’da denediği şut savunmaya çarparak gol olunca en azından tur için umutlu olabileceğimiz skoru yakaladık. Elbette kolay değil ama sabır, coşku, disiplin, istemek gibi ayrıntıları doğru şekilde yaşayabilirsek Kopenhag, Trabzonspor’un bu skora rağmen eleyemeyeceği bir takım değil.
‘’Ligin başında ilk ikaz‘’
Galatasaray maça ilk maçın galibiyeti ve taraftar desteği ile hızlı başladı. Kerem ve Yunus’un hareketliliği ile geçen 15-20 dakika içinde Galatasaray duran toplardan Sergio Oliveira ile 2 kez ve Kerem ile net pozisyonlar da üretmeyi başardı. Ancak gol gelmeyince 20 den sonra rüzgar dindi. Sadece savunan ve öne çıkmakta zorlanan Giresun’a karşı Seferoviç’in düşük viteste oynaması, Emre Akbaba’nın kendisine tanınan serbestliğini iyi kullanamaması ve basit pas hatalarıyla Galatasaray devrenin kalanını oyun kalitesi olarak düşük geçirdi. 2. yarıya Okan Buruk, Gomis’le çift santrfora dönerek geldi. Fakat bu değişiklik Galatasaray’a değil Giresunspor’a yaradı. Orta sahada daha fazla alan bulan Giresunspor rahat hareket edince, Okan hoca 10 dakika sonra tekrar dokunuşu yaptı ve Torreira’yı oyuna aldı. Galatasaray bu hamleye de tepki vermedi.
Vites yükseltemedi
Gol için iki tarafta bireysel hata ararken Abdülkerim gol atması zor gözüken Giresunspor’a hayat verdi. Hatalı geri pasını yakalayan Sainz golü atarak adeta Galatasaray’ın vasat futboluna cezayı kesti. Son kozunu Mertens’le oynayan Galatasaray, son 15 dakikayı rakip sahada geçirse de Seferoviç’e izin vermeyen Onurcan maçın adamı olup Giresunspor’un galibiyetini ilan eden oyuncu oldu. Sonuçta Galatasaray 3. vitesten 4. vitese yükseltemediği temposu ile ligin başında ilk ikazı almış oldu.
‘’Buruk 3 puan‘’
Trabzonspor, topla ilişkisi iyi Hatay orta sahasına Siopis Doğucan ikilisinin yüksek enerjisi ile presi çok doğru yaptı. Topla oynarken en kısa yoldan kaleye gitmeyi denedi. Bu oyun tarzı Trezequet, Bakasetas, Cornelius ile de pozisyonlar getirdi. Kaleci Erce'nin kurtarışları ve biraz finallerdeki beceriksizlikler ilk yarıda tek eksik ayrıntının gol olmasına sebep oldu. Uğurcan'ın yılın golü olabilecek pozisyonda El Kaabi'nin röveşatasını çıkarması, futbol adına gecenin en güzel anlarından biri oldu. Futbolun güzelliklerinin yanında şanssızlık tarafını da ilk yarı bitmeden yaşadık. Edin Visca'nın sakatlığı maç skoru ne olursa olsun Trabzonspor için büyük bir kayıp oldu. İkinci yarıya Abdülkadir Ömür hamlesi ile giren Trabzonspor topa daha fazla hakim olmaya başladı.
Avcı'nın hamleleri
Fakat aynı zamanda Onur hamlesi ile orta sahası güçlenen Hatay'a karşı daha kalabalık savunmaya hücum etmek zorunda kaldı. Hücum etkinliği azalmasına rağmen sahneye Abdülkadir Ömür çıktı. Harika bir şutla maçın en iyilerinden Erce'yi mağlup ederek tabelayı değiştirdi. Maçın devamında ise gole yakın taraf olmayı başardı Trabzonspor. Djaniny, Abdülkadir ve Hugo ile maçı koparabilecek şanslar da yakalamasına rağmen finalleri yapamadı. Yine de Visca'nın sakatlığı ile sarsıldığı gece de buruk da olsa 3 puanı almayı doğru oyun stratejisi ve Abdullah Avcı'nın hamleleri ile almayı başardı.
‘’Kulübeyi erken devreye sokabilir‘’
Trabzonspor’un sezon içinde yavaş yavaş avantaja dönüşen, iyi oynamadığında da kazanmasını sağlayan ya da az pozisyon veren takım görüntüsü; hemen her maçtan önce çok küçük 1-2 oyuncu haricinde takımın kolayca sayılabilir olması. İnandığı oyunculara maç temposu kazandırana kadar biraz sancılı geçse de bu süreç Trabzonspor’un büyük resme bakınca kazanmasını sağlayan süreç. O yüzden şimdiye kadar vasat kalmış olsalar da Trezequet, Bakasetas gibi isimler de dahil olmak üzere Abdullah Avcı’nın İstanbulspor 11’ini değiştirmeyeceğini düşünüyorum. Ta bii rakip Hatay’ın ilk resmi maçı olması ve hoca değişikliği, Hatay’ı şimdilik analizi zor bir takım yapabilir.
Ekstra bir motivasyon...
Yine de ilk 2 resmi maçta duran top becerisi, takımın oyun aklının yüksekliği oldukça iyiydi. Sadece bu kez işler kötü gider ya da bazı oyuncuların düşüşü devam ederse Abdullah hocanın kulübeyi biraz daha erken devreye sokmasını beklediğim bir maç olacak. Geçtiğimiz sezon bir çok kez Djaniny hamlesi ile çözülen maçlara bu sezon Kouassi’yi de eklemesini beklediğim Trabzonspor’un, aylar sonra ilk kez taraftarının önüne çıkacak olması da ekstra bir motivasyon getirecektir. Son olarak rakiplerin oyun kalitelerine, tartışılan hamlelerine çok erken başlamışken Trabzonspor’un hem Abdullah Avcı hem de Ahmet Ağaoğlu’nun istikrarlı performanslarının kıymetini daha ilk maçtan anlaması çok önemli.