‘’0-0'ı doğru oynamak‘’
Kayseri deplasmanında gelen geri dönüşle kazanılan öz güvenin, ilk yarının sonuna kadarki bölümde Trabzonspor performansına yansıyacağını düşünüyorum. Özellikle de Bakasetas’ın yükselen formu, Umut Bozok ve Maxi Gomez’in uyumu ile Trabzonspor sıkı maç trafiğinde çok iyi oynamadan da maç kazanabilir. Ancak hikayenin zor kısmı daha yeni başlıyor... Geçen sezonun faydalı isimleri Djaniny ve Abdülkadir Ömür gibi fark yaratabilecek aktörlerin de form durumunu artırması çok kritik.
Bardhi’yi kullanmalı
Bir diğer önemli konu da Bardhi. Bana göre özellik olarak Hamsik’in yokluğunda Bardhi’nin Trabzonspor orta sahasında pas trafiğini yönetebilecek bir isim olması, bu oyuncuyu da doğru kullanmak adına önemli. Böylelikle Hamsik oynamadığında ‘eyvah’ diyenlerin endişesi ortadan kalkacak hatta uzun vadede Hamsik’in üzerindeki yük de azalacaktır. Bardhi’nin mevcut potansiyelinin ortaya çıkması halinde, orta saha merkezini daha verimli kullanabilmek mümkün.
Oyun disiplini şart
Monaco maçına gelince.... İlk gol konusunda iyi başlamayan, sürekli geri düşen Trabzonspor için sezonda değiştirilmesi gereken ilk detay bu. 0-0’ı iyi oynamak ve skor ne olursa olsun oyun disiplininden kopmadan maçı bitirmek asla vazgeçilmemesi gereken bir şey. Beklenmedik puan kayıplarını ya da Avrupa sonrası ligde yaşanacak sıkıntıları çözmenin yolu tamamen oyun disiplini. Sezonun ilk yarısının bitiminde 1-2 transfer ve Visca’nın dönüşü ile kadro kalitesi artacak Trabzonspor’da tekrar eli güçlü olacak Abdullah Avcı, işin sonunu yine en iyi şekilde getirebilir.
‘’Sahada derbi oyuncusu yok!‘’
Beşiktaş geriden pas yapmak için garantiyi arayıp, risk almadan topu Weghorst'a direkt oynayınca Fenerbahçe'nin kaptığı toplarla etkili olabileceği orta saha presi gerçekleşmedi. Yine de Muleka ve Redmond'un top Fenerbahçe'deyken etkisiz kalışları Fenerbahçe için kanatları biraz daha iyi kullanmasını sağladı. Rakip sahaya daha rahat gelen Fenerbahçe Valencia'nın Ersin'i geçemediği net pozisyon haricinde duran toplarla da biraz daha gole yakın taraf oldu. Beşiktaş ise özellikle Dele Alli'nin etkisizliği ve Muleka, Weghorst ikilisinin geçiş hücumlarına tepki veremeyişleri ile hücumda vasatında altında kaldı. Bu kötü ilk yarıdan iki takımın teknik direktörü de rahatsız olmamış olacak ki iki takım da hamle yapmadan döndü. Ancak Dele Alli ve Crespo iki takımın orta sahasında sırıttılar.
Maç sıkıcı hale geldi
Risk almadan oynanan oyun maçı sıkıcı hale getirdi. Bu duruma ilk tepki Jesus'dan geldi. Mert Hakan, Batshuayi, Samuel'le müdahale etti. Arkasından da Valerien İsmael Tayfur, Ghezzal ve Gedson ile dokunuşu yaptı. Bu değişiklikler skor olarak olmasa da oyun olarak Beşiktaş'a iyi geldi. Ancak iki takımın önce kaybetmeyelim anlayışları Weghorst'un bir pozisyonu haricinde pozisyonsuz bir derbi izlememize sebep oldu. Maçın finalinde ortaya çıkan gerçekler sahada iyi oyuncu sayısının çok ancak derbi oyuncusunun olmadığıydı. Bu duruma bir de Jesus gibi özel bir teknik direktörü bile kendi futbol kültürümüze uydurduğumuz bir gece eklemiş olduk.
‘’Avcı'dan kritik hamleler...‘’
Maçın dengeli başlangıcında karşılıklı pozisyonlar vardı. Maxi Gomez ve Cardozo denemeleri, kaleci kurtarışlarına kurban gitti. İki takımın da rakibini hazırlıksız yakalama ve bireysel hataya zorlama planları ise Uğurcan hatasında, Kayserispor tarafında tuttu.
Futboldaki en ölümcül hatalardan biri olan topu göbeğe oynamak, Kayserispor için Thiam asistinde, Gavranovic’le gole dönüştü. Trabzonspor bu gole oyun olarak tepki verdi. Bakasetas’ın ve Abdülkadir Ömür’ün servisleri ile Trezeguet ve Maxi Gomez pozisyonlar buldular, ancak finalleri yapamayınca Kayserispor soyunma odasına önde gitti.
Uğurcan’daki düşüş...
2. yarı yine karşılıklı pozisyonlarla başladı. Topun kontrolünü çok daha fazla elinde tutan taraf Trabzonspor olmasına rağmen, ilk yarıdaki üretkenliğe ulaşamadı. Bu sıkıntı Abdullah Avcı’yı hamlelere itti. Ancak hamleden hemen önce Trezeguet’in yüzüne aldığı darbe ile gelen Bakasetas golü, fitili ateşledi. Kulübenin en önemli oyuncusu Umut Bozok da Gomez’in asistinde geri dönüşü ilan etti. Bana göre galibiyette birkaç önemli ayrıntı vardı. Kayserispor taraftarının takımları öndeyken gereksiz ortamı germeleri, Abdullah Avcı’nın hamleleri ve bireysel hatalar, maçın gidişatını ve sonucunu belirledi. Sonuçta zor bir sürece iyi başlayan Trabzonspor bu sezonun en zor galibiyetlerinden birine imza atmasına rağmen, özellikle Uğurcan’daki düşüş galibiyete rağmen tedirginlik yarattı.
‘’Pozisyon vadediyor‘’
Jesus’un, “benim ideal 11’im yok” sözünden sonra tüm oyuncuların kendini hazır tutması ve farklı kadroların çok başarılı maçlar oynaması, rakipleri için Fenerbahçe analizini çok zor bir hale getirdi. Yine de derbinin özgüvenli tarafında duran Fenerbahçe için bu maç adına Jesus’un birlikte oynatacağını düşündüğüm ValenciaBatshuayi ikilisi en kilit isimler. Özellikle Beşiktaş performansı ile eleştirilen ve yaşadığı baskıya yenik düşen Batshuayi’nin ekstra bir motivasyonla sahada yer alcağını düşünüyorum. Kendi özellikleri ile pozisyona girme becerisi yüksek Batshuayi’nin derbinin kaderini de belirlemesi çok muhtemel.
Asıl avantaj kulübe
Ancak Fenerbahçe’nin en büyük kozu saha içinde değil, saha kenarında. Jorge Jesus’un derbide işler kötü gitse de hazır tutmayı başardığı formda oyuncularla dolu kulübesi, Fenerbahçe’ye son yarım saatlerde direnci düşen Beşiktaş’a karşı çok büyük bir avantaj olarak gözüküyor.
‘’İhtiyacımız olduğu gibi‘’
Coşkulu başlama çabamız, Kerem, Cengiz ve Ferdi'nin ekstra çabaları, Lüksemburg takımın beklenenden çok daha topla oynaması, Uğurcan Çakır'ın hatası ile gelen gol, oyun üstünlüğü alamamamıza rağmen Kaan, Enes ve Eren'le kaçan goller, çıkarken yaptığımız hatanın pahalıya mal olması, Kerem'in ve Cengiz'in organize olamadığımız anlarda becerileri skora dokunuşları ile yediğimiz gollere karşılık çabuk karşılık verebilmiş olmak. Gördünüz gibi daha ilk yarının özetinde futbolun iyi kötü birçok ayrıntısını yaşattı milli takım. Rakip Lüksemburg olmasa belki başka bir şeyler yazabilirdim ama milli takımın hem skor hem de oyun olarak Uluslar Ligi'nin ilk 4 maçındaki görüntüsü yoktu ilk devrede. Kolay yedik, kolay attık. 2. yarıya bu durumdan haklı olarak rahatsız olan Kuntz değişikliklerle geldi. Etkisiz kalan Halil'in yerine İrfan Can'ın girişi hücumda yakaladığımız pozisyonlarla finalleri yapamasak da karşılığını buldu.
İsmail Yüksek...
Ancak diğer hamlesi tam bir felaketti. 2 gol yediğimiz bir devre sonrası Çağlar'ın yerine orta saha özellikli Tolga Ciğerci'yi stopere çekmesi 3. golü de kalemizde görmemize sebep oldu. Yine de günü kurtarabilmek adına, yaptığımız organizasyondan uzak atakların sonunda oyuna sonradan dahil olan İsmail Yüksek hem kariyeri hem de Kuntz'un nefes almasını sağlayacak enfes bir gol atarak artık milli takım için en iyi seçeneklerden biri olduğunu haykırmış oldu. Ancak bana göre gecenin sonunda ortaya çıkan negatif ayrıntılar daha fazlaydı. Forvet hattında Enes ve Halil'den, teknik direktör koltuğunda da Kuntz'dan daha iyi seçeneklere ihtiyacımız olduğu gibi.
‘’Kadro tercihleri kaderi belirleyecek‘’
Beşiktaş için düşüş kelimesini Başakşehir maçı özelinde kabul edilebilir bulmuyorum. Pozisyonlar bulan, tempolu oynayan ve kazanmak için her şeyi deneyen bir Beşiktaş izledik. Ancak İstanbulspor’a karşı izlediğimiz Beşiktaş, bir türlü tempoyu yükseltemeyen, pas trafiğinde boşa çıkan oyuncuyu mumla arayan, sorumluluk alan oyuncu bulmakta zorlanan bir görüntüdeydi. Bu duruma bir de anlamsız teknik direktör dokunuşları eklenince kayıp kaçınılmaz oldu. İç saha avantajını kullanabilmek adına Beşiktaş’ta coşkulu ancak kontrollü bir oyun tarzı şart. Yani hem taraftarı işin içine katabilmek hem de derbide tansiyon yüzünden basit hata yapmamak... Birkaç pozisyonda yapılacak seçimler de çok belirleyici. Sağ stoper, forvetin sağı ve orta saha kurgusunda doğru tercihler yapmak Beşiktaş’ın derbideki kaderini belirleyecek.
Geçiş oyunu oynayacaksa...
Beşiktaş için her ne kadar İstanbulspor maçını kötü oynamış olsa da Josef’in, Fenerbahçe’nin orta saha sertliğine cevap verebilecek oyuncu olduğunu düşünüyorum. Dele Alli ve Josef’in maç eksikliklerini atlatıp atlatmadıkları çok önemli elbette ancak eğer iyi durumdaysa Ghezzal her zaman bu maçları çözen oyuncu olmaya adaydır. Eğer Beşiktaş yine bir geçiş oyunu oynayacaksa o zaman da Muleka ile başlanabilir.
Başarılı bulmuyorum
Valerien Ismael’i başarılı bulmuyorum. Beşiktaş’ta yaşanan her kayıpta çok ciddi hatalar yaptı. Özellikle bir takımın enerjisini 90 dakikaya yaymakta zorlandığında devreye girmesi gereken kulübe katkısını Valerien Ismael bir türlü doğru seçimler yaparak sağlayamadı. Yıldız ya da maçları iyi oynarken sürekli aynı oyuncuları oyundan çıkarması Beşiktaş’ın tüm kayıplarında hissedildi. Bana göre şampiyonluk yarışında rakiplerin başında bulunan teknik direktörlere nazaran katkısı çok az. O yüzden bu derbi kendisinin Beşiktaş macerasının devamı için belirleyici olabilir.
‘’Hayata dönüş‘’
Trabzonspor maçın başında çok büyük bir şok yaşadı. İlk gol konusunu sezon başından beri gelenek haline getiren Gaziantep, Maxim’in bireysel becerisi ile bulduğu enfes gol ve Markovic’in Trabzonspor sağ kenarının fasolarını ortaya çıkardığı golle, daha 10 dakikada maç 2-0’a geldi. Bakasetas’ın rakip kaleye yakın oyunu ve Hamsik’in oyun organizasyonuna dokunduğu anlarda ise Bordo-Mavililer, Trezeguet ile golü buldu. Devamında kapalı savunmaya karşı sürekli bir arayış içinde geçti ve Hanousek’in elinden gelen penaltı, Bakasetas’ın golü ile de ilk yarıda geri döndü.
Avcı kozlarını oynadı
Soyunma odasından Pekhart ve devamında Mustafa Eskihallaç ile dönen Gaziantep oyunu dengeledi. Bu dengeli oyunda dikine oynama konusunda arkadaşları Hamsik’i anlamakta zorlanınca, Trabzonspor pozisyon bulmakta zorlandı. Abdullah Avcı son 20’de en önemli kozlarını oynadı ve Gomez ve Ömür’ü sahaya sürdü. Ancak oyun iki takımın da yorgunluğunun artması ve performans düşüklükleri ile beklenin altında kaldı. Günay’ın kurtarışları tabelanın değişmesini engelledi. Sonuçta Trabzonspor ilk yarının 10 dakikasından sonra oynadığı yarım saatlik iyi oyunu, maçın devamında devam ettiremedi ama Gaziantep’in oyundan düşmesi ile oyunu da ceza sahasına yığmayı başardı. Bunun getirisi de taçtan gelen bir yüksek topta, Bartra’nın kafasıyla golü buldu. Sonuçta Avrupa’dan sonra ligde gelen bu galibiyetle gerçek anlamda hayata dönerken, Bartra belki de sezonun en değerli golünü atmış oldu.
‘’Kilit nokta orta saha‘’
Hamsik ve Siopis’in Abdullah Avcı tarafından doğru kullanılması, Bakasetas’ın iyi oyununu devam ettirmesi Trabzonspor için çok önemli. Özellikle top rakibe geçtiğinde Siopis’in ilk müdahaleleri kritik. Maxi Gomez de ön tarafta doğru desteklenirse, gol bulmak kolaylaşır.
Trabzonspor, Avrupa Ligi’nde aldığı Kızılyıldız galibiyetiyle başlayan ayağa kalkma sürecini ligde de devam ettirmek isteyecek. Ancak Gaziantep Maxim’in önderliğinde bu ligin en sert takımlarından biri. Marek Hamsik ve Siopis’in, Abdullah Avcı tarafından doğru kullanılması, Bakasetas’ın iyi oyununu devam ettirmesi de Trabzonspor için çok önemli. Beklenen patlamayı yapan Trezequet’nin yanında Djaniny’nin Maxi Gomez’i kanattan desteklemesi çok pozisyon vermeyen Gaziantep takımına karşı gol bulabilmek adına değerli ve Trabzonspor’un işini kolaylaştıracaktır.
Merkezi bozmayacaktır
Ama her şeyden önemlisi Trabzonspor’un son maçta iyi yaptığı; topun rakibe geçtiği ilk anda savunmaya çabuk geçip, geçiş oyunlarına izin vermemesi. Bu detay hem takımın uzun mesafe geri koşmamasını hem de hücumda daha diri kalmasını sağlayan bir detay olduğu için maçın da kilit adamı ilk müdahalelerin adamı Siopis olabilir. Kızılyıldız karşısında orta alanda doğru üçlüyü bulan Abdullah hoca, her ne kadar iki maç arasında 72 saatlik dinlenme süresi olmasa da merkezi bozmayacaktır.