Arama

Popüler aramalar

‘’Doğru strateji!‘’

Abdulkadir değişiklik için kenara geldiğinde Kayserispor hızlı atak çabasındayken Olcan’la kazanılan topun ardından, az adamla yakalanılan rakip savunmanın arkasında Adrian’ın pasında Henrique takımını öne geçirdi. Gol sevincini dahi yaşayamadan oyundan alındı ve tepki gösterdi.
Henrique’nin tepkisi tabi ki profesyonelce değil. Ancak öne geçmiş olan Trabzonspor’da, skor berabere iken yapılacak müdahaleyle, öne geçtikten sonraki müdahale arasında fark olmalı mıydı? Henrique’nin hareketinden çok asıl tartışılması gereken nokta bu olabilirdi belki ama ‘kazanan daima haklıdır’ ilkesinden hareketle Akçay’ın stratejisinin en azından bu maç için olumlu sonuç vermesi bunu engelledi.
Karşılıklı kalelerde ikişer net pozisyonlu, büyük bir özgüven kazandığı her halinden belli olan Yusuf imzalı biri kaleciden, diğeri direkten dönen bol şutlu bir ilk yarı izlendikten sonra, ikinci yarıdan daha çok tempolu bir maç beklentisi içine girildi. Ancak Akçay’ın Limassol galibiyeti sonrası bir soru üzerine açıkladığı gibi oyunu genel olarak kendi yarı alanında kabul edip, kaptıkları toplarla çabuk çıkarak gol arama felsefesini daha belirgin uygulattığı bu yarı, beklentilere yanıt vermedi. Konuk Bordo-Mavililer, sakin, savunmada dikkatli, rakibe ceza alanına yaklaşmadan müdahale etmeyen bir anlayışla sabretti, rakibin hata yapmasını bekledi.
Ligde daha önce oynadığı deplasman maçlarında hayal kırıklığı yaşatan Trabzonspor, bu sezon henüz toparlanamadan yakaladığı rakibi Kayserispor karşısında oyun olarak olmasa da uyguladığı akılcı stratejiyle amacına ulaştı ve Avrupa Ligi’nden sonra Süper Lig’de de deplasman 3 puanıyla tanıştı.

24 Eylül 2013, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Avrupa'da tam yol!‘’

Bir gün önceki basın toplantısında, bu maçta “geleceğin Trabzonspor’unun düşünsel alt yapısını oluşturacak hamleler yapacağını” söyleyen teknik direktör Akçay’ın sahaya yansıyan uygulama farklılığı; lig maçlarında birlikte kullanmasının mümkün olmayacağı 7 yabancı, kulüp bulamadığı için takımda kalan Sol Bamba’ya şans, Aykut’a da Olcan’ı körelttiği sol bek mevkiinde yer vermek oldu. Ortaya çıkan sonuç da, skor 1-1 iken grubun en zayıf halkası olan rakip oyuncular ve tribünlerden ‘zaman çalma’ tepkisi görmek.

Savunmalarda karşılıklı komik hataların hatırı sayılır fazlalıkta pozisyonların izlenmesini, böylece heyecanın yükselmesini olanaklı kıldığı maçın hakimi, tüm olumsuzluklarına rağmen Trabzonspor’du. Oyunu, son bölümde bir nebze olsun tempoyu yükseltmek dışında istediği gibi ama sinir bozucu bir sakinlikle sürdürdü. Avrupa Ligi Ön Elemeleri ve Play-Off’un ardından karşılaştığı Süper Lig düzeyinin çok altındami liglerden bu dördüncü rakibinin, kendisiyla asla kıyaslanamayacak kötü kadrosu karşısında gruplara galibiyetle başlamasını geciktiren en önemli nedeni ileride tek başına boğuşan vHenrique’nin rakip savunmada yarattığı boşlukları değerlendirememesi oldu.

Önde top tutan tek oyuncu Henrique’nin oyundan alınmasından sonra hücumu daha çok düşünmeye başlayan Rum ekibinin yediği ilk kontrada, aslında bu maçta baştan oynamayı haketmiş ama 77 dakika kulübede beklemiş olan Yusuf ile birlikte son dakikalardaki Onur ve
şans faktörü 3 puanı kurtardı. Böylece Trabzonspor, gruplara gol fazlalığıyla lider başladı.

20 Eylül 2013, Cuma 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Bazıları o yükü kaldıramaz!‘’

Erdem daha önce de bulduğu şansı değerlendirmeye devam etti. Bu nedenle herkesin gözü üzerinde olan, 1461 Trabzon’daki form durumunu, bir üst ligde koruyup koruyamayacağı merak edilen Yusuf’un üzerindeydi. O da bu şansın hakkını layıkıyla verdi.

Genç bir oyuncunun üstelik Trabzonspor gibi bir takımda bir takımda forma beklerken kendini hazır tutması önemli bir özellik. Bazıları bu tür fırsatların altında ezilir, o yükü kaldıramaz. Yusuf aksine sanki sezon başından beri oynanan maçların tümünde forma giymiş gibi rahattı. Sürati ve çabukluğuyla rakip savunmanın dengesini bozdu, sürekli alan değiştirdi, takımının hücum aksiyonlarında arayış içinde olan tek oyuncusuydu. Pozisyon da yakaladı, teknik ve kaliteli vuruş da yaptı, direğe takılması şanssızlığı oldu. Genç oyuncuların bildik rahatsızlığı olan “Şımarıklık” ya da “Tamam ben bu işi kurtardım, bundan sonrası kolay!” yanlışlığına düşmez, çalışmaya devam ederse, sözünü ettiğimiz özellikleriyle formayı kendisinden almak pek kolay olmaz.

16 Eylül 2013, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Sadece 3 puan değil!‘’

Trabzonspor’dan hiç de etik olmayan bir biçimde gönderilmiş olan Tolunay Kafkas’ın yönetimindeki Karabükspor ile mücadelesinin farklı bir anlam yüklediği karşılaşmanın özellikle ilk yarısında iki takım da organize olamadı. Ortaya
pozisyonu çok az, izlenmesi sıkıntı verici bir futbol çıktı. Öyle ki kaleyi bulan ilk şut 32. dakikada Gökhan’dan geldi. Bordo-Mavililer’de Yusuf’un, konuk ekipte de Erdem’in kötü futbola renk kattıkları ilk yarının sonlarında Henrique de bir pozisyonla varlığını hissettirdi, o kadar. Karşılaşma ikinci yarıda da benzer tempoyla ve olanca çekilmezliğiyle devam ederken, oyuna ilk müdahale Aykut Akgün-Colman değişikliğiyle Akçay’dan geldi. Colman takımına hareket getirirken, Tolunay Kafkas’ın oyundan aldığı Lualua’nın hiç de profesyonelce olmayan hareketi kendi takım arkadaşlarını demoralize etti.Colman’ın mükemmel ara pasında Avrupa Ligi golcüsü Henrique’nin ligde ilk kez golle tanışması, bu durumu pekiştirdi. Karabükspor’un da gardı düştü.Genel olarak oyunu yarı alanında kabul edip, çabuk çıkarak gol bulma arayışından vazgeçilip, kontrolsüz bir hücum anlayışına bürünmeleri de Trabzonspor’un işine yaradı.

Sonuçta Trabzonspor kötü oyununa karşın tek golle de olsa maçı kazanmakla sadece 3 puanın sahibi olmakla kalmadı, Avrupa Ligi gruplarındaki ilk maçı öncesi büyük moral kazandı.

15 Eylül 2013, Pazar 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Tarih yazmak!‘’

“Kazanıyor ama bu takımın ligde işi zor” yorumlarını, bir siyasi partinin bir mitinginden diğer mitingine koşan başkanı ve yakın çalışma arkadaşları, “art niyetli” olarak değerlendirse ve taraftarı sadece santrafor transferiyle ilgili medyaya sızdırılan bilgilerle oyalandırsalar da, gerçek tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı. Ki onlar, teknik kadroya da sürpriz yaparak, Cech ve Celutska’yı, 30 yaş sınırını çoktan aşmış oyunculara kontenjan açmak adına, “Kolay gönderilebildikleri” için elinden çıkardığında, bu takımın savunmasının her iki tarafı için bek sorunu tavan yaptı. Olcan geri çekildi, dün gece karşısındaki yaşlı Emrah önce zevk, sonra da üçüncü golün asistini yaptı. Zayıf rakipler karşısında pek sırıtmayan Zeki’nin kulvarı, Akhisar Belediyespor maçında yol geçen hanı oldu. Dün gece iki golün asistini yapan Güray, hayatının maçını oynadı.

Bu sorunlar yetmezmiş gibi, mevcut kadro da pek rantabl kullanılamadı dün gece. Henrique’nin kişisel çabasıyla beraberlik şansı direğe takıldıktan sonra topu ileriye taşıyan tek oyuncu konumundaki Adrian, kendisini de isyan ettiren kararla oyundan alındıktan sonra Trabzonspor’un hücum etkinliği tümüyle azaldı. Sonrasında da hezimet geldi. Böylece Kukesi maçından sonra “tarih” edebiyatı yapanlar, tarihi yenilgi aldı.

02 Eylül 2013, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Merhaba Avrupa Ligi‘’

Arnavutluk ekibi, ilk iki ön elemede karşılaşılan Derry City ve Dinamo Minsk düzeyinde de olsa hiçbir maç oynanmadan kazanılmıyor. Dolayısıyla ilk maçın 2 farklı avantajına karşın Mustafa Reşit Akçay temkini elden bırakmadı. Daha önceki 5 Avrupa, iki de lig maçında olduğu gibi dörtlü savunmanın önünde iki ön libero ile oynadı. Savunmada Aykut’un partneri Giray’dı. Zokora ve Aykut Akgün ikilisinden, Aykut, kulvarındaki Malouda geri gelmediği için ileri her çıkışında Olcan’ın kademesine, Hoxha etkisiz olsa da sık sık girdi. Önde Henrique, arkasındaki üçlüden Adrian’ın sağında her iki ayağını da kullanabilen Yusuf, solunda da Malouda görev yaptı.

İlk kez direkt şans bulan Yusuf özgüveniyle dikkat çekse de bu durum ilk 15 dakikada yer aldığı 3 kritik pozisyondan birinde kendisine pahalıya patladı. Malouda’ya gönderdiği şut pas karışımının ardından Popoviç’in golü öncesi hatalı geri pası ve 2 dakika sonra kendini 25 metreden kaleci Halili’nin çıkardığı mükemmel vuruşları, bu özgüvenin sonucuydu.
Rakibin gücünü dikkate almadan devam edelim. Adrian karşılaşmanın seyrini gol atamasa da 3 golün içinde yer alarak en az Henrique kadar değiştirdi. Henrique için ön elemeler ve Play-Off maçları tam bir moral motivasyon ve özgüven kazanma aracı oldu. Hakkını verelim; o da hakkını verdi.

..Ve Malouda; Rizespor maçından farkı çok baskı yemediği dün akşam oyunun içinde direkt yer almasıydı. İkinci golde Henrique’nin topuk pasına yaptığı klas vuruş, bu sezon belli ki çok tekrarlanacak ve tribünleri fazla havalandıracak.

Her şeye karşın Avrupa Ligi öncesi 6 maçta 5 galibiyet büyük başarı. Ama altını özellikle çizmek isteriz ki, Süper Lig ve Avrupa Ligi’nde Trabzonspor’un işi bu kadar kolay olmayacak.

30 Ağustos 2013, Cuma 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Nerden baksan tutarsızlık!‘’

Zaten kötü oynuyorken arkadaşının hışmına uğrayan futbolcuya, “Su içerken yılana bile dokunulmaz” gibi muhteşem bir özdeyişimiz varken, su molasında Mustafa Reşit Akçay gibi dövercesine taktik vermez. Hocası ve arkadaşı bu davranışları yapsa bile taraftar oyuncusuna moral verir, maraton tribünündeki küfürbaz gibi küfretmez. Tribünden küfür geldi diye de bir oyuncu Volkan gibi sahayı terk etmez. Sonuç: Terk etmeye kalkışsa da kendisine kenardan müdahale edilir, güven verilir, buna izin verilmez.

Tüm bunları dün akşam Avni Aker’de yaşadık. Sahadaki kötü futbolu unutturan Adrian’ın, Tevfik’in, Malouda’nın muhteşem gollerini ikinci planda bırakan bir ilki de görmüş olduk böylece.

Nerden baksan tutarsızlık yani!

Avrupa Ligi Ön Elemeleri’ndeki fiyakası Olimpiyat’ta Beşiktaş’a karşı bozulan Trabzonspor, Rizespor maçına “imaj düzeltme” amacıyla çıktı. Adrian’ın müthiş füzesinde, henüz maça konsantre olamadan yakalanan Pawelek’in hatasıyla da neredeyse maça galip başladı. Buna karşın istediği tempoyu bir türlü tutturamadı ve rakibe baskı kuramadı. Tersine zaman zaman kontrolü Rizespor sağladı. Ancak ataklar olgunlaştırıldığında final paslarındaki yanlış tercihler Trabzonspor kalesinde tehlike olmadan eridi. Yine de Tevfik, Sercan’ın Aykut Akgün refakatiyle yoktan var ettiği pozisyonda Adrian’a nazire yaparcasına vuruş yaptı.
Volkan vukuatından sonra yerine giren Malouda da, Adrian’ın asistiyle ilk iki golü de gölgede bıraktı. Sonrasında Trabzonspor’da skoru koruma, zaman zaman farkı açma, Rizespor da ise hiç olmazsa eşitliği yakalama gayretleri vardı, bütün bunlar, Ali Adnan’ın direk engeline takılması, Malouda’nın da kariyeriyle çelişen vuruşla topu boş kale yerine auta göndermesiyle sonuçsuz kaldı.

Rabia dövizleri ve diğer pankartlarla tavan yapan ve aslında yasak olan tribünlerde siyaset konusuna gelince; İmam cemaat meselesi!

27 Ağustos 2013, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Ak Günler!‘’

2 aylık bir çalışma süresi, kulübü ve takımı çok iyi tanıyan Başkan için idari, teknik direktör için teknik kadroyla ilgili bir plan program yapılması konusunda yeterli bir süredir. Akçay, her ne kadar başkanın açıkladığı süre içinde, Trabzonspor ’un kendisinden uzun yıllar yararlanması gerek yorumunu yaptığı selefi Tolunay Kafkas’ın yerine hiç de etik olmayan biçimde gelmiş olsa da, sonuçta bu görevi kabul ettiğine göre, Hacıosmanoğlu, onun beyin takımı ve kendi ekibiyle belli ki bu süreyi iyi kullanamadı. Bir defa ortada plan program yok. Her şey anlık gelişmelerle gerçekleşti. Bonservisleri elinde olduğu için alınan oyuncularda, Batuhan kilolu çıktı. Malouda’nın 15 aydır topa ayak vurmadığı, Bosingwa ’nın sakat olduğu ortaya çıktı.

Geri kaldı bir Aykut Demir. Onun da bonservis bedelinin karşılanmasıyla ilgili ilk fatura Kazlıçeşme Mitingi’nde, devamı beyanatlarla ve sonuncusu Trabzon Mitingi’yle ödendi.
1461’den gençler alındı, Tolunay Kafkas’ın da listesinde olan, şans bulamadılar henüz. Tolga Trabzonspor’la özdeşleşmiş bir isimdi, 3 milyon Euro ’luk bonservis bedeli komik bulundu, 2 milyon 750 bin Euro’ya verildi.
Böyle bir transfer politikasından Akçay’ın elinde, geçen sezon ligde kalmayı son haftalarda garantilemiş bir kadro kaldı.
Şenol Güneş’in, Tolunay Kafkas’ın bazı isimleri ve yerlerini değiştirerek kullandığı oyuncularla Akçay, Avrupa Ligi Ön elemeleri için 5 maç oynadı, üçü deplasmanda olmak üzere dördünü kazandı, birinde berabere kaldı.
Süper Lig kalitesinin fersah fersah uzağında olan 3 rakiple eşleşmesi konusunda Trabzonspor’un çok şanslı olduğu her kesimce dile getirildi. Dün Fanatik’te Serhat Demirtaş’a, “Ortada bir şans varsa bu iyi niyetimizin eseridir” diyerek, bunun önceki sezon şampiyonlar Ligide kazanılan puanlar sonucu seri başı olmasıyla ilgili olduğunu unuttuğu ya da bilmediği böylece ortaya çıkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun söz ettiği iyi niyeti ne yazık ki başlayan Süper Lig ’de takımın yanında olmadı. Böylece Trabzonspor, Beşiktaş ile oynadığı maçı tek pozisyon dahi bulamadan kaybetti. Böylece kadronun lig için ne kadar yetersiz olduğu ortaya çıktı.

Kadro yetersiz

Sağbekte Zeki oynadığı bütün maçlarda aksadı. Malouda’ya yer açmak için Cech, Bosingwa için de Premier Lig’deki ilk maçında haftanın kadrosuna giren Celutska gönderildi, sol bek Olcan’a kaldı. Zayıf rakipler karşısında idare etti, Beşiktaş karşısında kariyerinin en kötü maçını oynadı. Henrique ilk ön elemede 82 takımdan sonuncusu Derry City karşısında coştu, biraz dişli Dinamo Minsk maçlarında kayboldu, Beşiktaş karşısında silindi, play-off’ta kuraya giren 64 takımın sonuncusu Kukesi maçında yeniden ortaya çıktı. Üç kulvarlı bir sezonu onunla ve Batuhan’la çıkarmak zor.
Adrian en ihtiyaç duyulacağı Beşiktaş maçında değil, kolay rakiplere karşı kullanıldı. Küskün ve isyankar! Colman, 2 ve 2.5 milyon Euro sezonluk ücret alan oyuncuların bulunduğu kadroda ücretiyle her zaman sorun olacak. Bu sorunu diğer birkaç futbolcuyla yaşamak için fazla bir süre beklenmeyecek.
Böyle bir kadroyla böyle bir ortamda Akçay’ın işi kolay değil.
Büyük ölçüde kalınacak olan Avrupa Ligi başlayınca gerçek güçlü rakipler karşısında ve ligde ilerleyen haftalarda büyük sıkıntılar yaşanabilir. Ak Günler olan şu anda, “Trabzonspor’u tebrik etmek için acele etmeyin!” diyen Başkan’ın öngörüsü, bu koşullarda negatif yönde gerçekleşecek. Bizim de öngörümüz bu!

25 Ağustos 2013, Pazar 12:00
YAZININ DEVAMI