‘’Dünya kupası büyürken‘’
Dünyanın en seçkin kupası.
En büyük olma rüyası.
1930 yılında başladı…
13’lerde başladı şimdi 48’leri zorluyor.
Dünya ülkeleri sisteme girmek istiyor.
Bu yıllara taşınıyor…
Kıtalar arası yolculuk.
Futbolun en güzide vitrini.
Ve değişim için yeni yapılanma hazırlığında.
Nasıl mı?
Dünya Kupası tarihinde takım sayısının ilk kez 48'e çıkacağı 2026'daki turnuvaya, Avrupa'dan 16, Afrika'dan 9, Asya'dan 8, Kuzey, Orta Amerika ve Karayipler ile Güney Amerika'dan 6'şar, Okyanusya'dan bir takımın katılması kararlaştırıldı.
Bu kararla Avrupa'nın kontenjanı 13'ten 16'ya yükselmiş oldu. Afrika'dan 5 yerine 9, Asya'dan 4 veya 5 yerine 8 ülke Dünya Kupası'na katılabilecek. Güney Amerika kontenjanı 4 ya da 5'ten 6'ya, Kuzey, Orta Amerika ve Karayipler kontenjanı da 3 veya 4'ten 6'ya çıkarıldı. Mevcut sistemde play-off'ları geçemediği takdirde Dünya Kupası'na takım gönderemeyen Okyanusya'nın kontenjanı ise bir ülkeyle sabitlendi.
Dünya Kupası için kalan 2 kontenjanın sahibi, 6 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilecek play-off maçlarıyla belli olacak.
Buna da gitmezsek ayıp olur hani…
KENAN GELİYOR KENAN..
Motosiklet dünyasında gururumuz.
Pisitlerin tozunu atan adam.
Tek hüznümüz Moto GP içinde yer almaması.
Ama…
Sofuoğlu'nun sakatlığı nedeniyle katılamadığı Avustralya ve Tayland'da koşulan ilk iki yarışın ardından sezonun 3. etabı, İspanya'nın Alcaniz kentindeki Aragon Pisti'nde düzenlenecek. Antrenman turlarıyla başlayan yarışın sıralama turları yarın TSİ 15.00'te gerçekleştirilecek. Yarış ise 3 Nisan Pazar günü TSİ 12.30'da koşulacak.
Dünya Supersport Şampiyonası'nda Avustralya'da yapılan sezonun ilk yarışını, Factory Vamag sürücüsü İtalyan Roberto Rolfo, Tayland'daki ikinci etabı ise GRT Yamaha takımından İtalyan Federico Caricasulo kazanmıştı.
Al yine kupayı kap bayrağı estir rüzgarı.
Senin tozunu yutmaya alışık onlar.
DAÇKA-DAÇKA-DAÇKA…
Euroleague vizesini bir bilet ile aldı.
Son ana kadar kovalıyor heyecanı.
Müthiş salonu,
Harika ambiyansı.
Bu işe inanan kadrosu.
Zordu Avrupa’da en iyi 8 içinde olmak.
Ama olma yolunda adım attılar.
İşte…
Euroleague'de play-off'a kalma mücadelesi veren Darüşşafaka Doğuş mutlak kazanmak zorunda olduğu maçta Almanya'nın Brose Bamberg takımını uzatmada 99-97 mağlup ederek son hafta öncesinde play off yolunda önemli bir adım attı. Yeşil siyahlılarda Wanamaker 30, Clyburn de 26 sayıyla galibiyette önemli pay sahibi oldular. Darüşşafaka son hafta evinde Kızıl Yıldız'ı mağlup ederse play offa kalacak.
Play offa kalmayı garantileyen Anadolu Efes ise Yunanistan'ın Olympiakos takımını Abdi İpekçi Spor Salonunda 77-69 yenerek ligdeki 17. galibiyetine imza attı. Son 9 maçında 8. galibiyetini alan temsilcimizde Heurtel 18 sayı 5 asistle öne çıktı.
Ligde bugün ise saat 20:00'de Galatasaray Odeabank, İspanyol Baskonıa ile evinde karşılaşırken, 22:00'de ilk 4 savaşı veren Fenerbahçe bir başka İspanyol ekibi Real Madrıd'e konuk olacak.
White Card ile lige giren Daçka şimdi gedikli olma yolunda.
Lakin seneye Fenerbahçe Doğuş olma yolunda.
Hu huuuu..
Diğerleri duyar mı?
ÖMRE MOR…
Emre.
Ama ömür katıyor ömre.
İnanılmaz bir yetenek.
Türkiye için adı geçiyor.
Net ve kesin tavrım.
Gelme kardeşim.
Dünyanın en seçkin liglerinde koş oyna.
Ama daha buraya gelme.
Yakarlar seni.
Harcarlar.
Olmadı mı daha önce..
Oldu.
Kimleri yok ettik.
Bu yüzden menajeri temkinli Bakın neler diyor Mustafa Özcan.
Namı değer Muzi..
Özcan, Bild gazetesine yaptığı açıklamada, Emre Mor'un Türkiye'ye sadece tatile veya milli takıma katıldığında gideceğini belirterek, belki 30 yaşından sonra Türkiye'de oynayacağını ifade ederek, genç oyuncunun işlenmemiş bir elmas olduğunu ve daha birçok şeyi öğrenmesi gerektiğini vurguladı.
Genç yıldızın kiralık olarak başka bir takıma gitmesinin de şu an söz konusu olmadığını belirten Özcan, "Emre için en iyisinin ne olacağını Borussia Dortmund ile sezon sonunda konuşacağız." dedi.
Borussia Dortmund ile 2021'e kadar sözleşmesi bulunan Emre Mor, ilk kez mücadele ettiği Bundesliga'da bu sezon forma giydiği 8 maçta 1 gol atıp, 3 asist yaptı.
‘’DOPİNG‘’
İllet.
Sporcunun en büyük düşmanı.
Başarı yolunda tapılan sahtekarlık.
Arkadaşının cebinden para çalmak.
Hırsızlık.
Adilik.
Çağın spordaki vebası.
Wada; Anti Doping Ajansı.
Doping yapan sporcuların durumunu belirliyor.
Sporcu ne kadar ince eliyor sık dokuyor kaçaklar arıyorsa,
Wada o kadar detaya iniyor ve araştırmaları sıklaştırıyor.
Kan-İdrar-Dışkı…
Her yerde bir iz aranıyor.
Bazen yetmiyor.
Bu durumda 1990 yılı başından beri Wada farklı bir uygulamaya geçiyor.
Biyolojik Pasaport.
Sporcu ile ilgili tüm alınan örneklerin karşılığının yazıldığı bir defter.
Testesteron seviyen ne?
LH hormon seviyesi ne çıktı?
Prolaktin seviyeleri ne kadar inceleniyor.
Hepsine bakılıyor.
Geçmiş ve bugün arasında kıyaslama yapılıyor.
Kadın sporcu regl döneminde hormonları değişince burada yansıma oluyor.
Bebek beklerken…
Kafada hipofiz bezi denilen bir bez var.
Bu beynin altında.
Sella Turcıka denen bir bölgede. Adı Türk eğeri
Bu bölge eğer gibi.
İçinde işte bu bez var.
Hipofiz.
Orkestra şefi.
Vücut hormonları buradan yönetiliyor.
Oynama anında tespit ediliyor.
Bazen burada oluşan bir tümör ki buna adenom diyorlar,
Sizin hormonları dağıtıyor.
Bu nokta ile ilgili tespitler kan ve idrar ile belli oluyor.
Sporcudan çat kapı idrar alıyor.
Çat kapı kan testi istiyorlar.
Ve oynamaları karşılaştırıyorlar.
Bu aslında göreceli bir test.
Çünkü pek çok neden ile hormon değişimi olabiliyor.
İşte Gamze Bulut’un bu testleri sonrası biyolojik pasaportu değişimleri oldu ve bu yüzden ceza aldı .
Yani göreceli bir karar.
Hele yaşananlara bakınca.
2012 Londra. İngilizler iki Türk atletinin zaferi ile delirdi.
Onlar mı sadece tüm Afrika.
Aslı için baskı başladı.
Sahtekarların kralı Eski IAAF Başkanı Lamine Diack'a, oğlu IAAF Danışmanı Papa Massata Diack para istiyor.
Yoksa dopingli deriz.
Nasıl diyecek.
EEE Kadın için oynamalar oluyor.
Regl-Ovilasyon dönemi vs vs…
Bizim Federasyon yürü diyor….
Git işine.
Ve alçakça karalama başlıyor.
Aslı Çakır göz yaşları ile anlatıyor derdini.
Yayınlarda dinliyorum.
Ekrana taşıyorum.
Bu atletizmin filizini kırıyorlar diyorum.
Kızıyorlar.
Hem de basından abilerim.
Dopingciyi savunma diyorlar.
Haykırıyorum Değil…
!!!Dopingci değil.
Aslı'nın masumiyeti ortaya çıkıyor ama.
Eski IAAF Başkanı Lamine Diack'a, oğlu IAAF Danışmanı Papa Massata Diack tarafından Temmuz 2013'te internet üzerinden gönderilen mesajın incelenmesinin ardından 3 yönetici hakkında 2014 yaz ayında soruşturma açılıyor. Görevden alınıyorlar.
Rüşvet skandalı bitmiyor.
Ardından Rus atletleri sıkıştırıyorlar.
Ve.
Rus sporcuların adlarını doping listesinden çıkardığı gerekçesiyle bir dönem IAAF sözcülüğü yapan Nick Davies'in görevine son veriliyor.
Kim bu isim bu gün IAAF başkanı İngiliz eski atlet S.Coe’nun sağ kolu.
2012 yılında alınan bir madalya şimdi Gamze Bulut’dan biyolojik pasaport gerekçesi ile geri alınıyor.
Yazık.
Pis kokulu bir tezgahta şimdi Gamze var.
Çünkü IAAF masum değil.
Hatta hırsız, rüşvetçi isimler ile dolu.
Bunlar ispatlandı.
Geçen yıl soruşturma açılan üst düzey yöneticiler Nick Davies, eşi Jane Boulter-Davies ile Pierre-Yves Garnier hala süren davalar ile meşgul.
Ve gelelim Elvan’a…
2007 yılına kadar Ertan Hatipoğlu ile çalıştı.
İnanılmaz başarılar yakaladı.
Sonra Ertan güle güle sen yetmiyorsun dediler
Ve sporcunun kulübü bu devşirme başarılı ismi bir Rus isme verdi.
Bu isim Anatoly Bychkov…
Şimdi bu ismi Interpol arıyor.
Doping nedeni ile.
Arasan bulamaz ve asla ulaşamazsın Anatoly Bychkov'a.
Şimdi tüm oklar Elvan’da.
Peki o zaman yarıştığı kulübün atletizm yönetimi.
Peki o dönem bu sporcuyu buna zorlayan doktor.
Peki o dönemin Atletizm Federasyon yetkilileri.
Burada suçlu tek sporcu mu?
Hadi canım…
Elvan’ın doping yaptığı resmi ve net. Ama tek suçlu o mu?
Gamze için ise bence Aslı gibi bir çirkin tezgah var.
O zaman ne yazdıysam bugün gerçek oldu. Bugün için not alın ve
Geleceğe bakın.
Kokusunu duyurdum
Tadının çirkinliğine şaşıracaksınız.
IAAF asla masum değil.
Ya WADA…
‘’Sosyal Sorumluluk!‘’
Ivır zıvır paylaşan dost,
Tuvaletten resim atan,
Durakta bekleyenleri çeken,
Hava bulut rüzgar diyen..
Bir de bunu payşaıversen :
Her yıl 1.4 milyon kişiye, dünyada en yaygın görülen 3. kanser türü olan kolorektal kanser (kalın bağırsak ve rektum kanserleri) teşhisi konuyor.
Merck Türkiye'nin, klorektal kanser riskleri ve belirtileri hakkında daha fazla kişiyi bilgilendirmek, hastalığı mümkün olduğunca erken teşhis etmek ve bu hastalıkla savaşan insanları desteklemek için başlattığı “Dünyayı Maviye Dönüştür!” kampanyasına biz de mavi bilekliklerimizle destek veriyoruz.
#TurnTheWorldBlueCRC
#dünyayımaviyedönüştür
#CRCMarch17
#farkındalık
#merck
#sosyalsorumluluk
#kolorektalkanserler
AVRUPA RALLİ HEYECANI
Koca Yusuf’un diyarında.
Koca Ford Rally Team.
Cihan pehlivanımın mezarı İspanya Azor’da.
Ve bu diyarda şimdi Türk takımı var.
Onu selamlıyoruz.
El Fatiha diyoruz
Ve Koca Yusuf’un torunları olarak Azorları keşfe geldi diyoruz.
Haydi Murat, Onur, Buğra,Burak…
Otomobil sporlarında Avrupa Ralli Şampiyonası heyecanı yarın başlıyor.
Uluslararası Otomobil Sporları Federasyonu (FIA) tarafından düzenlenenv e 4'ü toprak 4'ü asfalt olmak üzere 8 yarıştan oluşan Avrupa Ralli Şampiyonası, Portekiz'e bağlı Sao Miguel Adası'nda yapılacak Azorlar Rallisi ile start alacak.
Ekibimiz süper.
Muhteşem bir takım var.
Başında da süper isim Serdar Bostancı.
Şampiyon olurlar mı?
Belli olmaz ama bu yıl tarih yazacaklar.
Yıllar sonra ilk kez bu noktada yer alıyoruz.
WRC yolunda büyük kapışma.
Kim mi var?
Türkiye, şampiyonada, 2011 yılından bu yana kazandığı 6 markalar şampiyonluğu yanında 4 kez pilotlar, 4 kez yardımcı pilotlar, 5 kez gençler, 3kez de iki çeker araçlar ralli şampiyonluğu kazanan Castrol Ford Team Türkiye.
Milli sporcular Murat Bostancı-Onur Vatansever (Ford Fiesta R5) veBuğra Banaz-Burak Erdener'den (Ford Fiesta R2T) yarışıyor.
Az önce Yalçın Arslan ile konuştum, antrenmandalar.
O zaman başarılar. Ve bir de takvimi verelim :
*1. yarış: Azorlar Rallisi (Portekiz) (30 Mart-1 Nisan)
2. yarış: Kanarya Adaları Rallisi (İspanya) (4-6 Mayıs)
3. yarış: Seajets Akropolis Rallisi (Yunanistan) (2-4 Haziran)
4. yarış: Kıbrıs Rallisi (Kıbrıs Rum Kesimi) (16-18 Haziran)
5. yarış: Rzeszow Rallisi (Polonya) (3-5 Ağustos)
6. yarış: Barum Çek Zlin Rallisi (Çekya) (25-27 Ağustos)
7. yarış: Roma Rallisi (İtalya) (15-17 Eylül)8. yarış: Liepaja Rallisi (Letonya) (6-8 Ekim)
Bol şans gençler…
CÜNEYT ÇAKIR…
2018 yolunda.
Hala vurma ona.
Gidiyor Dünya Kupasına.
Destek ol, yardımcı ol. İçinden biri olduğunu unutma.
Ve şimdi süper bir görevde.
Hakem Cüneyt Çakır ile yardımcılar Bahattin Duran ve Tarık Ongun, 2017 FIFA 20 Yaş Altı Dünya Kupası'nda görev yapacak. Türkiye Futbol Federasyonundan yapılan açıklamada, Çakır ve ekibinin,20 Mayıs-11 Haziran tarihlerinde Güney Kore'de 24 takımın katılımıyla düzenlenecek 2017 FIFA 20 Yaş Altı Dünya Kupası'nda görev alacakları belirtildi. Video Yardımcı Hakem Sistemi'nin (VAR) de kullanılacağı organizasyonda toplam 93 hakemin görev yapacağı bildirildi.
Başarılar Cüneyt Hocam ve ekibi.
BASKETBOL EUROLEAGUE
Daçka tarih yazma peşinde.
İlk 8 içinde 3. Takım olabilir.
Anadolu Efes sahnede,
Fenerbahçe onun ile..
Bir de Daçka gelse.
Oyyyy.
O zaman büyük harfler ile yazalım…
SON 8'E KALMAYI DAHA ÖNCE GARANTİLEYEN FENERBAHÇE VE ANADOLU EFES SAHA AVANTAJI KAPMAK İÇİN LİGİ İLK 4 SIRADA BİTİRMEYE ÇALIŞACAK
FENERBAHÇA KALAN İKİ MAÇINI KAZANDIĞI TAKDİRDE SAHA AVANTAJINI YAKALAYACAK. İKİLİ AVERAJDA SADECE BASKONIA'NIN GERİSİNDE YER ALAN SARI LACİVERTLİLER NORMAL SEZONU BASKONIA'DAN BİR GALİBİYET FAZLA, PANATHINAIKOS VE ANADOLU EFES İLE DE AYNI GALİBİYET SAYISINDA TAMAMLARSA YİNE İLK 4'TE YER ALMAYI BAŞARACAK
ANADOLU EFES'İN İŞİ İSE ÇOK DAHA ZOR. İKİLİ AVERAJDA SADECE BASKONIA'NIN ÖNÜNDE YER ALAN ANADOLU EFES, FENERBAHÇE VE PANATHINAIKOS'DAN DAHA FAZLA GALİBİYETE ULAŞMAK ZORUNDA
ÜST SIRALARDA BU MÜCADELE YAŞANIRKEN SON PLAY OFF BİLETİ İÇİN İSE DARÜŞŞAFAKA DOĞUŞ İLE KIZIL YILDIZ SAVAŞIYOR.
TEMSİLCİMİZ İKİ MAÇINI DA KAZANIRSA SON 8'E KALMAYI BAŞARACAK. DAÇKA YARIN BROSE BASKETS'E KAYBEDERSE CUMA GÜNÜ KIZIL YILDIZ'IN UNICS KAZAN'A MAĞLUP OLMASINI BEKLEYECEK. SON HAFTA KIZILYILDIZ'I KENDİ SAHASINDA AĞIRLAYACAK DARÜŞŞAFAKA DOĞUŞ MAÇI KAZANDIĞI TAKDİRDE 8.SIRADAN PLAYOFF'LARA GİRECEK
‘’TATİL BİTTİ‘’
Babamı ebediyete uğurladığım zamandan bu geçen haftaya tam 1 yıl geride kalmıştı.
Bu bir yıl çok eksiğim, çok yarım.
Ama var olacak mücadele ile hayatın içindeyim.
Ailem için,
Vatanım,
Yaşama değer katan her şey için.
Dua ile uğurladığım ve dualar ile hatırladığım babam için geçen hafta İzmir’deydim.
Yazılara ara verdik bu yüzden.
Ben ruhumu besledim babamın hatıraları ile,
Lokmalar dökdük, dualar ettik.
Hatırladık tüm ebediyete intikal edenleri…
Bir Fatiha da sizden olsun tüm ölmüşlere diyelim.
Ve ekliyelim.
Tekrar Merhaba.
MERHABA.
Ne özeldir,
Ne güzeldir.
Dudaklarda anlam olur, kalplere akar.
Biz bazen bu ifadeyi esirgeriz dostlardan,
Bazen cimriyiz selam vermeden.
Farsça bir ifade Merhaba.
Benden sana zarar gelmez der.
Bizde o zaman haykıralım.
MERHABA.
FORMULA 1
Sezonun ilk yarışı
İlk heyecan.
İlk coşku.
Ve ne oldu?
Avustralya Grand Prix'ine "pole" pozisyonunda başlayan Mercedes'ten Lewis Hamilton ve arkasındaki 4 pilot, starttaki yerlerini korurken, Ferrari pilotu Sebastian Vettel doğru pit stop stratejisi ile liderliği ele geçirdi ve yarış sonuna kadar koruyarak damalı bayrağı ilk gören isim oldu.1:24.11.672'lik derecesiyle kariyerinin 43. birinciliğini elde eden Vettel'in 9.9 saniye arkasında bitiş çizgisine gelen Hamilton 2'nci, liderin 11.2 saniye uzağındaki Bottas ise 3'üncü oldu. Vettel böylece Ferrari'ye, 2015 Singapur Grand Prix'sinden bu yana ilk birinciliğini yaşattı. Bu sonuçla 25 puan toplayan Vettel, pilotlar klasmanında zirveye oturdu. Hamilton 18 puanla 2'nci, Bottas da 15 puanla 3'üncü sırada yer aldı.
Bu yıl Vettel iyi.
Ama Dünya şampiyonu Hamilton olur.
Lakin Ferrari şapkadan tavşan çıkarır mı?
ATICILIK.
Mersindeydim.
Atıcılık Türkiye şampiyonası.
Mükemmel bir tesis.
18 yaşından 70 yaşına kadar değişik yaşlarda mücadele eden isimler.
Sohbet, yarış…
Akıllarda kalan pakların parçalanma sesi ve silahın büyük gürültüsü.
Lakin çok keyifli bir spor.
Her yaşa uygun.
Bir tüfek ortalama 25 bin euro’dan başlyor.
Tesisler, tedarik ürünler..
Ortalama bir sporcu için gereken paralar 50 bin Euro.
O zaman bu muhteşem tesisler boş kalmamalı.
Sponsorlar uyumamalı.
PANELLER
Önce Çorum.
Vali’den emniyet mensuplarına her kişiye sonsuz teşekkürler.
Aşk ile işini yapan mükemmel bir GSGM İl müdürü var.
Çalışkan ve sportif.
Gayretli.
Hakemlik onuşunda arzulu gençler.
Spora gönül veren bir şehir.
İyi yoldayız.
Sonra Bodrum.
Deniz ile doğanın aşkı.
Çocukların spor sevdası.
Bahçeşehir okullarında ortaya konan mükemmel tesisleşme.
Halı saha,
Spor salonu,
Yüzme alanları…
Okul değil kamp..
Ve Başkan Kocadon ile sohbet.
Der ki ;
Kulüpler buraları keşfederse biz onları ağırlar ve bir arada çok özel işler yapar burayı Antalya yaparız.
‘’Michael Oliver...‘’
Michael Oliver Beşiktaş maçının hakemi onu anlatacağım ama önce bir not.
www.worldreferee.com internet sitesi adresinde yer alan hakemler sıralaması dünya ölçeğinde kabul görür.
Hakemler için :
Bilgiler.
Bilinmeyen yönleri
Tüm maç derecelendirmeleri,
Başarı ve başarısızlıkları.
Bizim her fırsatta eleştri oklarına hedef gösterdiğimiz Cüneyt Çakır bu sayfanın listesinde zamanın en iyi 2. Hakemi
Bir daha yazayım mı…2. (İKİ)
Yani son dönemin en başarılı ismi.
Sahip çıkmak çok mu zor.
Destek vermek.
Kolay olan harcamak.
Kolay olan yok etmek.
Zoru yapalım be dost.
Ona sahip çıkalım.Mazic ardından tarihin bu süreçte en başarılı hakemi olan isim bir Türk
Hadi gururlanmadım de..
Dedin diyelim o zaman sus be. Sus.
VE MAÇIN HAKEMİ…
(Babası ile)-Hangisi babası? Soldaki ekrana göre..
Gelelim maçın hakemine.
Yerden kalkmayanı sevmiyor.
YALANCILARA KARŞI TAHAMMÜLÜ YOK SARI KART
Eski bir hakem Clive’ın oğlu.
Babadan gelen mesleğinde en genç olma şansını yakalamış isim.
2014 yılında yani 3 yıl önce Wembleye çıkan en genç hakem oldu.
2012 yılından beri Avrupa sahnesinde.
Cesur.
Eyyamcı değil.
Karttı özellikle kırmızıyı kullanmaktan çekinmiyor geçen yıl 9 kez kullandı 36 maçta
Maç başı 4 sarı kartı var.
Oyuncuya akın.
Ama saygı bekliyor.
Premier ligde 25 yaş 182 günlükken maça çıktı.
Bu onu en gençlerden yaptı.
Wembleye 2013 de 4. Hakem olarak çıktığında tarihler 2013’deydi.
Bir yıl sonra da orta hakem olarak sahne alacaktı.Aldı da.
Sigortacı.
Babası hakem dedim ya, 2009 yılında önce baba sonra oğul Play-off’larda maç yönetti.
Oyunu iyi okuyan yardımcılar ile uyumlu.
Kontrolü seviyor.
İtiraz değil ama onun ile konuşabilirsin buna izin veren bir isim.
El kol hareketlerine tepkisi sert.
Türk takımlarının bazı maçlarında görev aldı.
Kazakistan-Türkiye 1-0 üç sarı kart hepsi Kazaklara
Galatasaray-Lazio 1-1 3 sarı kart 2 konuk takım 1 bize.
Hakem bu maçın en kritik ismi olacak lakin bizde onun ile değil top ile oynama becerisinde olmalıyız.
NASIL GEÇER…
Beşiktaş kazanır.
Skor 2-1.
Lakin gol baskısı kurmalı hemen.
Oyunu orta alanda iyi yönetmeli.
Savunma hatalarına dikkat.
İlk maçta yapılan basit hatalar olmamalı.
Yakaladın mı atacaksın. Yoksa.
Taraftar hep destek olmalı.
Susmamalı.
Gol yenebilir.
Goller yenebilir.
Son ana kadar umut var.
Olacak.
Gol atan Beşiktaş oyunu geride kontrol etmemeli
Olympiakos çok sabırlı bir ekip.
Sende sabret.
0-0'A TUR ATLIYORUZ
Lakin geride bekleme.
Bu hafta kazandılar ve moralliler.
İlk gol Beşiktaş’a moral rakibe yıkım olur.
O yüzden ara pasları iyi kullanmalıyız.
İstatistikler birbirine yakın,
Lakin konuk ekip sağ kulvarı çok seviyor.
Şutlar genelde ki maçlarda yüzde 63’ü buradan gelmiş göbekten çekiliyor.
Kaleyi karşıdan görünce vuruyorlar Dikkat.
Ceza sahası dışından yüzde 45 şutları var ki yüzde 80 çerçevede
Ama en çok ceza alanı içi, burada paslaşmıyorlar. Direk şut. Çerçeve yüzde 98 bulunuyor.
Golleri hep buradan.
Topu hep orta alanda kullanıyorlar.
Ara paslara dikkat.
Kalecimiz için en önemli nokta rakip ceza alanında ise şutu bekle.
Hamleye hazır ol.
Maç başı 15 şutları var.
Savunmada zaman zaman ağır kalabiliyorlar.
Burada orta alanımızı çok top yaparak kullanmamız gerek
Bu maçta 500 pas oranı üstü zaferi getirir.
Hava toplarında bizden iyiler.
Aman dikkat.
İşte zor bir akşam,ama kolay olacağını kim söyledi.
Lakin 12. Adam yok mu 12. Adam.
Ha işte onun ile herşey kolaylaşır.
Hep destek, tam destek.
Akacak sesler Arenaya
Yankılanacak bu zafer gecenin karanlığında.
Ben kutlamaya hazırım
Ya sen?
‘’Peri masalı‘’
Sokulurdu usulca,
Dinlerdim hem gözlerim hem kulaklarım ile.
Çünkü anlattıklarına mimikleri can verir,
Gecenin karanlığı onun yüzüne vuran minik masa lambam ile aydınlanırdı.
Hiç kapanmazdı o minik ışık.
Masal biter uyuduğumu zanneden anneannem usulca çıkardı odadan.
İşte o an başlardı düşlerin yolculuğu.
Hiç oyuncu olmaz hep anlatıcı olur maçlara sözüm ile ortak olurdum.
En çok Liverpool'a gol attırırdım.
Bugün ne o lambalar, ne gece masalları kaldı sanki.
Her şey göz önünde.
Geceyi telefonların ışığı aydınlatıyor.
Sessizliğine Youtube'dan dökülen nameler damga vuruyor.
Ve hayaller sanki artık hep hayal.
Ama değil.
İngiltere de bir takım düşlerin başlaması gerektiğini anlattı.
Düş kuranlara ses oldu.
Sessiz dünyalarında ses,
Işıkların vurduğu suratlarda gerçeğin şekli oldu.
Leicester City bu.
Geçen yılın şampiyonu.
Bu yıl küme düşmemeye oynayan bir takım.
Geçen yıl bunu söyleyen takımı şampiyon yapan hocaları ile 2 hafta önce yolları ayıran ekip.
İnanmışlar ile devam diyen,
İnanmamışları yolda bırakan.
Dün yine onların gecesiydi.
Masalın yüze vurduğu eski anlatıcı kendi masallarının gerçeğe dönüşmesine şans deyince yollar ayrıldı.
Yeni masallar hep sayfalarda kalmasın diyen bir isim ile yolculuk başladı.
Çünkü masalların diyarından gelen bir başkanları var.
İsmi çok zor. Srivaddhanaprabha .
Taylandlı.
2011 şubat ayında aldığı kulübü oğlu ile dev bir marka yaptı.
Çin kökenli.
3 milyar dolarlık kişisel serveti ile çok zengin.
Takım için yeni masallar yaratacak güçte.
Bunun için çok arzulu.
Ve cesur.
Takımı C.Ranieri gidince onun yardımcısına emanet edecek kadar.
Belki yazsa yazsa bizim hikayeyi o yazadı diye düşündü.
Çünkü takımı ; Craig Robert Shakespeare emanet etti.
O da önce ligde başarılı sonuçların hikayesini yazdı,
Sonra şampiyonlar ligine el attı.
Soyunma odasında atasından bir replik çaktı oyunculara.
HAYDİ ÇIKIN VE OYNAYIN "BU OLMAK YADA OLMAMAK MAÇI."
Sonra neler oldu:
İlk maçı Sevilla 2-1 kazanmıştı.
Leicester City'nin sahaya sürdüğü 11: Schmeichel, Simpson, Huth, Morgan, Fuchs, Mahrez, Drinkwater, Ndidi, Albrighton, Vardy ve Okazaki şeklindeydi.
Ranieri'nin ayrılmasıyla ligde tırmanışa geçen Leicester, Sevilla karşısında da iyi bir oyunla başladı.
27. dakikada serbest vuruştan gelen topa ceza sahasında dokunan Morgan, ev sahibi takımı 1-0 öne geçirdi.
Peri masalı devam ediyordu. Lakin masal bitebilirdi.
53'te Sevilla'dan Escudero'nun şutu direkten döndü. Belki de maçın kaderini belirleyen pozisyon oldu.
Ama her masalın bir kahramanı vardır.
1 dakika sonra Albrighton farkı 2'ye çıkaran golü kaydetti.
O kahramanımıydı. Hayır değil. Henüz beyaz saçlı pardon sarı saçlı renkli gözlü prens gelmemişti.
İyi çocuklar ve kötüler ayrıldı.
74'te Samir Nasri, Vardy ile itişti. Nasri kafa atınca ikinci sarı kartını gördü ve oyundan atıldı.
Ve masal bitti denen an yaşandı.
78'de Sevilla, kaleci Schmeichel'ın müdahalesiyle penaltı kazandı.
Shakespeare masal değil dram yazar diyen taraftar için o an anlatılmazdı.
53 yaşındaki teknik adam atalarına kızgınmıdı bilinmez lakin hayatta akla gelen büyük bir takımda oynamayan ve asla üst düzey bir takımda yardımcı olarak bile görev almayan bu isim için kabus başlayacaktı.
Lakin işte o kahraman burada ortaya çıktı.
Babasının masalları nasıl gerçeğe dönüştürdüğünü bilen,
Babasının izinden giden,
Maykıl'ın oğlu için rüştünü ispat zamanıydı.
Geçen yıl etmişti ama hala babasının gölgesi vardı.
Hani Ümit abinin bütün Maykıllar gelse o goller çıkmazdı diyerek Galatasaray-M.United maçına nazire yaptığı babasının durumuna düşmeyecekti.
Haykırdı,
Tüm Sevilla gelsin…
Geldi de, tüm Sevilla arkasında topa vurdu N'Zonzi ve vuruşunu Schmeichel kurtardı.
Artık onu tarih Maykıl'ın oğlu değil Leicester kahramanı Casper diye yazacak.
Ve sevimli hayalet ile yazılan bu masal hiç unutulmayacak.
Çeyrek finalde yeni masallara.
‘’KARAKARTAL…‘’
(Olmpiakos maçı var Perşembeye. Analizler hikaye. Planlar. Düzenlemeler. Bu işi yapıyor Şenol hocam. Ama çok iş düşüyor 12. Adama. O zaman haydi maça maça maça..)
Bu maçlarda tarafım, taraftarım kalbim farklı renkler için atsa da Perşembe Beşiktaşlıyım.
Bir şarkı yarınlara,
Bir Melodi,
Bir Türkü,
Bir Senfoni.
Bir umut sonrasına,
Dillere, sözcük gibi,
Kulaklara ses,
Sessiz adımları koştururcasına.
Bir sevgi geleceğe,
Yeni başlayan bir aşkcasına,
Evlada sarılırcasına,
Anneyi, Babayı kucaklarcasına.
Bir başlangıç,
Yeniden doğana,
İlk merhabaya,
Sevgiliye dokunuşa.
Bir hayat.
Hiç o olmadan yaşanmamışçasına.
Eksik kalmış yanımda,
Aradığımı bulmanın coşkusunda.
Şimdi yeni bir marş yükselecek Arena’dan
Sallayacak yürekleri
Hissettirecek kalplerde,
Yeni zaferlerin ışığı, hüzün varsa dayanağı olacak.
Yağmurda ıslanmayacak.
Karda üşümeyecek,
Güneşte erimeyecek.
Bir yükselecek bir daha inmeyecek.
Bir haykıracak bir daha susmayacak.
Her dudakta hayat bulup,
Her kalpte yer edinecek.
Tribünleri sallayarak, İstanbul’a selam duracak.
Türkiye olacak, Dünya’ya haykıracak.
Bugünden yarına..
Yarından Bugüne.
Dünden daha düne.
Oğuzhan’dan, Baba Hakkı’ya..
Ahmet Dursun’dan hiç gitmeyecek Süleyman Seba’ya.
Biraz Sergen’e, biraz Metin’e
Ali ile Feyyaz’ın gol sevincine.
Demba Ba melodisine, Abubakar’ın yazılmamış şiirine.
Taraf olmayandan olana,
Çarşıdan, Ultra’ya..
Sevgiden yolu geçen,
Öfkeye geçit vermeyene.
Kaleminden dökülen bu adamın Beşiktaş’lı yavrusuna…
Farklı renkleri sevsek de hep tek bir uğur için yaşanan mücadelemize.
Avrupa’da Kartalın yeni zaferlerine…
Tek vücut olup haykırmak dileği ile.
Maç yazısı bekleme diye.
Maç git haykır sesini tüm her yere.
Fark etmez renkler önemsiz her şey.
Türkiye için koşuyor sahada her nefer.
O zaman maç yazısı böyle olsun bu kez.
Haykırsın Türkiye’nin gelecek puanları için herkes…
BEŞİKTAŞ..BEŞİKTAŞ..BEŞİKTAŞ…
YAZ TARİHİ OKUYALIM…
‘’Doksan dakika‘’
Basketbol maçlarında son 1 dakika dediğiniz zaman müthiş bir süredir.
Karşılıklı 4-5 hücum olabilir.
Hatta son 3 saniye ve son saniyelik dilimler bile…
Duran zaman ile işleyen ve akan süreç dengesi kurulur basketbolda.
Futbol devamlı akan zamanın içinde yer edinir.
Ama son dönemde Fifa ve Uefa ısrar ile hakemlere haykırıyor,
Top oyunda kalsın.
Zamanın boşlukları hakemlerin oyunun sonuna eklenen zamanları ile karşılanmaya çalışılıyor.
Buda,
Futbolda son dönemde hakemlerin oyuna ekledikleri zamanın önemini ortaya çıkıyor.
Eskiden 1 -2 dakikalar konuşulurdu.
Şimdi 4-5 dakika.
Aslında hesaplasan bir 6-7 dakika yanlış olmaz.
Bu son zaman dilimini etkin kullanma çok önemli.
Doldur boşalt yerine, akılcı ve kontrollü hücum.
Artık neredeyse her maçta son dakikalara sıkışan oyunlarda daha derli toplu kurtarıcı hücumlara şahit oluyoruz.
Fenerbahçe geçen hafta son dakika golü ile güldü,
Galatasaray bu hafta son dakikada galibiyet dedi.
Beşiktaş son dakikada beraberliği kurtardı.
Başakşehir son dakikalarda gelen gol ile gol averajını destekledi.
Özet ile son dakikalar futbolda farkı getiriyor son dönemde.
Bu bağlamda maç bitti diye 80. Dakikada karşılaşmadan çıkanlar,
Trafiğe kalmayalım diyenler…
Dün Liverpool-Burnley maçında ilk yarı biterken sosisli kuyruğunda beklemek istemeyenler tribünleri boşaltıyordu ki…
Gol geldi.
Sosisli de yalan oldu.
Sizde siz olun maç bitmeden ayrılmayın.
MAÇ BİTER MAÇ BAŞLAR…
Liverpool-Burnley maçı anlatımım bitti.
Evdeyim.
Açtım kayıt ettiğim Beşiktaş-Kayserispor maçını izliyorum.
Gecenin karanlığında içimi aydınlatan bir takım ortaya koymuş Sergen.
Türk futbolunda kendinin kıymetinde eser bırakma zamanı onun için,
Futbolu muhteşem ama sınırları ülke içinde kaldı.
Barca, Real Madrıd, M.United hepsinde oynardı.
Lakin…
Teknik adamlığı da etkileyici.
Müthiş bir oyun okuma kabiliyeti var.
Futbolun ama en önemlisi futbolcunun dilini iyi konuşuyor.
Orta alanda Lawal çok etkili,
Bitti denen Umut için ne demeli,
Hadi Varela ve Rotman isimlerini unutma.
Beşiktaş yorgun,
Hocanın aklı ligde, lakin ya Avrupa Ligi…
Bu hafta oynanacak rövanş çok önemli,
Marcelo çıkana kadar defans iyi,
Çıkınca aksıyor belli.
Kanatlar Gökhan ve Caner’siz uçmuyor.
Babel etkin olamıyor.
Hele orta sahada Oğuzhan’da durunca,
Takım duruyor.
Bir Atiba , bir de eğer günündeyse Abu..
Beşiktaş beraberliği kurtardı ama bu gibi skor Avrupa arenasında yetmez.
Sergen’li Kayseri çok can yakar,
Sergen Anadolu topraklarından İstanbul’a akar.
Fenerbahçe teknik adam arıyor.
Aramasın.
Sergen orada duruyor.
Yenileri denemek için al sana fırsat.
MEDENİYET…
Yazılacak anlatılacak çook konu var.
Avrupa’nın siyasi yapıdaki tavrı..
Biz sporcuyuz ama bu ülkenin vatandaşıyız.
Söz konusu olan vatan ise herşey yalandır.
Dediğim gibi kelimelere sıkışmayacak kadar çok söyleyeceklerimiz var.
Lakin akılcı, dikkatli ve mantık içinde bakmalıyız.
Gördük ki şair yüce ecdatın dediği gibi
MEDENİYET DEDİĞİN TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR.
Köpekleri ile saldırdılıyorlar,
Atları ile çiğniyor,
Jopları ile vuruyorlar.
Öfkeliyiz.
Sinirliyiz.
Lakin,
Şimdi,
İtidal gerek,
Akıl gerek,
Mantık gerek,
Bu vatandan başka vatan yok onu bilmek gerek…
O yüzden genç beyinler,
Önce bilim,
Önce araştırma,
Önce çalışma,
Önce doğru hedef,
Önce doğru yarınlar için ortak hareket.
Önce gelişime katkı.
O zaman ne duruyoruz…
HAYDİ BİR OLALIM ÇALIŞALIM…