20 yıla yakın futbol kariyeri,
Kebapçıda zırhlar arasında.
Stoper mevkiinde süper maçlar,
At domatesler arasına ver soğanı.
Galatasaray öncesi Olimpik milli takım,
Nerede kekik-kimyon-dereotu.
İlk Avrupa kapılarını Milli takımı 1996 yılında açış,
Kebaba gel kebaba.
Galatasaray’a geliş ve 4 yıl üst üste şampiyonluk,
Kebapçıyı nasıl bastı ama.
UEFA kupası zaferi ile sokağa dökülen bir ülke,
Kebapçı ile kavga sokakta mı oldu.
Bıraktığı miras ile gelen Süper kupa,
Kebapçıya saldırılmış.
Milan takımında ilk Türk İtalya kupa finali,
Kebapçıya saldıranlar İtalyan turistleri kaçırmış.
Fiorentina da “İmparatore” ile anılış,
Kebapçıda büyük skandal.
Her başı sıkıştığında milli takıma çağrılış ve 2008-2016 yolculukları Avrupa’ya,
Kebapçıyı mı sıkıştırmış?
Galatasaray ile 6 şampiyonluk, Cumhurbaşkanlığı kupası, UEFA ve daha neler neler,
Kebapçıda; sandalyeler, masalar, tuzluklar, peçetelikler devrilmiş kavgada.
Türk futboluna yeni kattığı pek çok isim Vedat-Emre-Ümit-Ergün-Hasan vs,
Tüm garsonları çıkarmış, tekme tokat dalmış.
50 YILLIK FUTBOL KARİYERİNDE MUHAZZAM BAŞARILAR,
Kebapçıda geçen 5 dakikaya teslim.
Sanırsın bu ülke insanı biz sen veya arkadaşın için herşey güllük gülistanlık,
Al gülüm, ver canım efendim.
Bizde tek küfür yok,
Tek tartışma yok,
Hey hat!
Yapmayın…
Açın gazetelerin ikinci sayfalarını.
Hepimizin hayatında bazen bam telimize dokunuşun öfke yansıması yok mu?
Elbette var.
Bunu engellemek, önlemek ve birbirimize daha iyi yaklaşmak için çabamız sonsuz,
Lakin bu öfkeye yenik düşen bedenlere vurmak ne büyük çoşkunluk,
Ayıp değil mi?
Ve,
Neden?
Terim bu ülkenin istatistiki veriler ile en iyi hocasıdır.
Rakamlara bak anla.
Daha iyisi gelene kadar kim bak,
Bırak Terimi Kebapçıda yemeyi,
Eğil ve kebabını ye!
Ve yeni Terim başarılarını izle…

Galatasaray evinde,
Önde basar,
Yüksek tempo ile oynar,
Çok adam ile hücuma çıkar,
Gol arar.
Deplasmanda aynısını yaparsan,
Kontra yersin,
Hızlı hücumda golü kalende görürsün,
Hava toplarında çökersin
Bu yüzden her yerde aynı futbol
OLMAZ…
4 maçtır deplasmanda kayıp yaşıyorsan,
Bunu değiştir.
Oyuncun önde basar ama dönemez ise,
Tempoya uygun isimleri seçmekte zorlanırsan,
Hızlı oyunda savunmayı unutursan,
Çok adam gider dönmez ise,
Ve deplasmanı evin zanneder Anadolu takımlarını analiz etmezsen,
OLMAZ…
Birbirine bağlı Malatyaspor,
Alan daraltan Malatyaspor,
Pozisyon vermeyen tek atak bile yapamayan Galatasaray önünde etkin Malatyaspor
Bunları analiz etmezsen,
OLMAZ…
Ve kaybedersen Liderlik gider,
Umutlar azalır,
Güven tartışılır,
Ve yönetim arar yenileri,
Ve pek çok kişi haykırır,
Tudor ile;
OLMAZ.

EŞİTLİĞİ ARARKEN
Konuştular, hakeme haklı-haksız tepki verdiler;
*PFDK, Beşiktaş'a 1 maç seyircisiz oynama, Tosic'e 4 maç, Fenerbahçeli Robin van Persie'ye 3 maç ve Beşiktaş Teknik Direktörü Güneş'e 1 maç men ile Beşiktaş Kulübü Yönetim Kurulu Sözcüsü Albayrak'a ise 4 ay 15 gün hak mahrumiyeti cezası verdi.
*Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Süper Lig'de 9. hafta maçları ile ilgili kararlarını açıkladı. Beşiktaşlı oyuncu Caner Erkin'e hakem Mete Kalkavan'a yaptığı hareketten dolayı 6 maç men ve 43.500 TL paracezası aldı.
*Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu yaptığı toplantı sonrasında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın cezasını açıkladı. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Başkan Aziz Yıldırım'a 6 ay 15 gün hak mahrumiyeti ve 190 bin Türk Lirası cezası verdi.
*PFDK'dan Deniz Ateş Bitnel'e ceza! PFDK, hakem Deniz Ateş Bitnel'e 60 gün hak mahrumiyeti cezası verdi…
Sadece 4 örnek,
Sayılar o kadar çok ki,
Kimisinin kariyeri bitti,
Kimisi taraftar önünde değerini kaybetti,
Kimi için hak etti,
Kimi için fazlaydı…
Ama tek bir ortak noktada buluşuyoruz,
Hele hele Okan hocaya verilen 5 maçlık ceza ardından,
ÇİFTE STANDART.
HUKUK SORGUSU.
KİME GÖRE Mİ, ADALETİN KANTARINA GÖRE Mİ?
Yoksa PFDK’ya göre mi?

1997-98 yılı Toshack takımın başında
Beşiktaş Alman devi ile sahada
2-0 ve yine 2-0 yenilip elenme…
Lakin üzerinden 20 yıl geçti,
O günden bu güne Beşiktaş değişti,
Oyun değişti,
Kolay takım geliyoruz BAM BAM BAM yok…(B.Munih sitesinden geliyoruz BAM BAM BAM yazdı) Çünkü geldikleri gibi giden, Giderken işitme ve denge kaybı yaşayanlar var.
Zorlu rakip ama kalesinde Neuer Mart ayına kadar sakat, Robben için dengesiz bir yıl, Ribery etkili, Tolisso çok dengeli, Müller ve Lewandowski çok acımasız.
Hepsine tamam,
Unuttun mu?
Biliyorum! Vidal, Alaba, Hummels var.
Peki ayrıntılara bakalım,
Güçlü yönleri;
Duran toplarda,
Kanatlarda,
Ara toplarda,
Bireysel yeteneklerden pozisyon yaratma, Gol pozisyonlarına girme, Ceza sahası dışından şut şansı yaratma, Gol şanslarındaki bitiricilik, Zayıf yanları; Ofsayttan kaçınma, Karşı takıma çok pozisyon verme, Yetenekli oyunculara karşı savunma, Stilleri; Topa daha çok sahip olur Oyunu rakip sahaya yıkar Ortadan saldırır Kısa pas Rotasyon yapar Agresif değil… Şimdi ne olur?
Vallahi dayak yiyen Leipzig abisini çağırmış, Gelsin gari, Ne demiştik, Futbol bu, bakarsın; Orda, BAM BAM BAM… Burada AUF WIEDERSEHEN (Afedersişn-Almanca)

Fatih Terim gündemde,
Açıklama Başkan Özbek’ten: Görüşmedik!
Arda Turan gündemde,
Açıklama Başkan Özbek’ten: Görüşmedik!
Filipe Luis gündemde,
Açıklama Başkan Özbek’ten: Görüşmedik!
Başkan her yerde,
Televizyon,
Gazete,
Dergi,
Ajanslar…
İlk ağızdan öğrenmek güzel ama
Bu takımın bir basın sözcüsü yok mu?
Bu takımın kurumsal felsefesi?
Başkan en can alıcı noktada konuşur,
En özel anda…
Ama sayın Özbek her yerde…
Yaşanacak tüm olumsuzluklarda oklar başkana
Oysa Başkan ile basın arasına,
Başkan ile taraftar arasına,
Başkan ile olayların çözümlenmesi adına araya,
Bir Basın sözcüsü tamponu gerek.
Yoksa bir dahaki sefere,
Başkan taraftarlarca görüşme odasına çağrılır.
Ve tarihi camia için bu ağır darbe olur.
Başkan çok iyi niyetli,
Lakin kurumsallık niyetler üzerine değil,
Yapılanma ve ritüeller ile beslenir.
Yoksa tarih başkanlar ile sayfalarını doyurur…

1996 yılında Avrupa kapılarını milli takıma o açtı,
Onun kurduğu takımın kökleri Piontek’e dayanır,
Terim ile Piontek Olimpik takımın alt yapısını kurgular,
Oyuncular ile Terim tarih yazar.
Her şey ile o ilgilenmek ister tek adamlık ile başarıyı arar,
Vedat gibi tanımadık bir isme milli takım kapısını açar,
Bu yüzden ona söz geçiremeyen eski TFF yetkilileri Terim’i sevmez.
Galatasaray üst üste 4 şampiyonluk bulur,
Yetmez UEFA kupası alır,
Ezeli rakibi Fenerbahçe izler, bu yüzden Fenerbahçeli dostlar Terim’i sevmez.
İtalya’ya gider Fioerentina ile kupa başarısı arar, Milan ile fark yaratır,
Lakin 45 yaşından sonra İtalyanca öğrenme gayreti unutulur,
İtalyancayı konuşma çabası komik gelir,
Bunu yapamayan kendini yenilemeyenler, Terim’i sevmez.
Milli takımın ve Galatasaray’ın her başı sıkıştığında onu çağırırlar,
2008’e götürür takımı mucizeler yaratır,
Lakin mucizelere ve motivasyona inanmayanlar Terim’i sevmez.
Galatasaray’a gelir yine kupalar alır yine şampiyon olur,
Ezeli rakibin evinde zafer yaşar rakipler Terim’i sevmez.
Türk futbol tarihinin son 20 yılına damga vurur,
Başarıları açık ve ortadayken birileri çıkar ve Terim’i sevmez.
Egolu derler,
Kasıntı derler,
Kendini kontrol edemez derler,
Aklını egolara kaybeder derler,
Uzlaşmaz derler,
Bahane bulan her isim futbol ile ilgili ilgisiz Terim’i sevmez.
Galatasaray’da yerlerinde eş dost ve tanıdık ile oturanlar,
Onun gelişini istemez,
Oyuna net tavır, takıma gücünü koymasını istemeyenler Terim’e yaklaşmaz.
Gelmesin!
Kalsın!
Sakın bizimle olmasın! çığlıkları atarlar.
Bazıları da neden sevmediğini bilmeden sevmez.
Bilirler mi? Müzedeki kupalar, formadaki yıldızlarda tek başına payı vardır.
Bilirler mi? İnsanın 40 yaşından sonrada öğrenebileceğini gösterir.
Bilirler mi? İnsanın eksiklerini tamamlama çabasının hiç bitmeyeceğini.
Bilirler mi? Ego bu oyunda en önemli unsur olur, pek çok başarıda yeri vardır.
Mourınho, Alex Ferguson, Capello, Wenger farklı mı?
Terim beğen ya da beğenme bu ülkenin futbol inşasında çok önemli mimardır.
Terim tabandan oyuncu çıkarma konusunda cesurdur forvetten stoper yapanların arasında.
Terim onu hançerleyen öğrencilerine karşı kıvırmaz, anlatır almama nedenini uzun uzun.
Anlamayan sorar ne dedi diye,
Ve yine ekler,
Ve yine haykırır Terim’i sevmiyorum diye.
İşte tüm bunlara inat ben Fatih Terim’i seviyorum.

Fenerbahçe oynayamıyor çığlıkları,
Aykut Kocaman ile olmaz naraları,
Pazarda domatesi satan,
Sokakta çöpü süpüren,
Beyindeki tümörü temizleyen,
Kahvede oturan,
Aynı zihinde buluştu.
Fenerbahçe bu sene başarılı olamaz.
Verdi gazı köşesinde uzmanı, ustası, eskisi, yenisi
Analiz yetenekleri ve bilimsellik göz ardına,
Zafersizlik manşete

İstifa derken

Osmanlıspor maçı sonrası Aykut Hoca istifa eşiğine.
Bugün alkış kıyamet,
İlk üç içinde Fenerbahçe olunca değişeni arayan zihniyet.
Değişen bir şey yok.
Takım birbirini tanıyor.
Değişen bir şey yok takım rakipleri algılıyor.
Değişen bir şey Aykut Hoca ısınıyor.
Futbol boyacı küpü değildir,
Başarı da...
Zaman ister.

Topla, çıkar

Bak Fenerbahçe kayıplarına...
Göztepe beraberliği ile başlandı lige bugün iki takımında 7 galibiyeti var.
Trabzon beraberliği şaşkınlık yarattı, oysa Ersun hoca takımları hep iyi başlardı.
Ligin 2. Haftasında 90+2’de K.Frei golüne engel olamadı yenildi. (-1 puan kayıp )
Kayseri’nin golüne 90+4 ‘de engel olamadı 3-3 bitti. (-2 puan kayıp )
Osmanlıspor karşısında son dakikada puan bıraktı yine (-2 puan kayıp)
Ekle o 5 puanı topla çıkar 31 nerede Fenerbahçe,
Zirvede.
O zaman başarıyı hızlı beklemenin faturası çıkarılmalı,
Kime mi?
Lakin;
Aykut hoca da fark etti,
4-3-3 değil,
4-4-2 iyi geliyor bu takıma.
Ve dostlukla, eski öğrenci olmak ile değil,
Çalışmak ile gelir forma.
Böylece döner taraftar da stada,
Alkışlar başarıyı daima.
Ortak akıl o zaman bir olur Şükrü Saraçoğlu’nda.

Görülen köydü bu.
Farklı olacaktı,
Beşiktaş baskın,
Galatasaray karşılayan.
Bu kadar ezilecek miydi?
Bu kadar çaresiz kalacak mıydı?
Bu kadar anlamsız ve futbol aklından uzak değişimler olurmuydu?
Teknik adamları takımlarda değiştirsin, bu maçı yine Güneş kazanırdı.
Real Madrid’i koyun Tudor onun ile de kaybederdi.
Galatasaraylı değil mezarından kalksa; Cruyff, Rimus, Derwall bu değişimleri anlayamaz.
86. dakikada 2-0 yenik takım sol bek değiştiriyor.
Oyuna hamle hiç yok.
Tamam.
Tudor bu noktalarda eksik,
Peki yardımcıları?
Galatasaray taraftarı bugün öfkeden ve bu kadronun oyunundan çok sinirli.
İzlediklerim beraber konuştuklarım öyleydi.
Ve soruyordu hepsi.
Un var, şeker var, yağ var...
Lakin helvayı karacak el yok...
Futbolun zihni bugün 10 milyon öfke baloncuğu ile beslendi.
Yarın için ışıklar kapalı
Çünkü önünü, yanını ve burnunun dibinin futbol mantığını görmeyen bir yapı var.