‘’Pes etmeyen adam‘’
Phillip Cocu, Messi rekorunu kırana kadar, Barcelona tarihinin en fazla forma giyen yabancı oyuncusuydu. 2008’de jübilesini yaptıktan hemen sonra Hollanda Milli Takımı’nda yardımcı antrenör olarak göreve başladı. Aynı zamanda PSV U19 takımında da aynı görevi üstlendi. 2009’da ise PSV’nin yardımcı antrenörü oldu. 2011’de Barcelona B Takımı’nın başına geçmesi teklif edildi. Bu, bir anlamda gelecekte Barcelona A Takımı’na geçmesinin önünü açacaktı ancak kabul etmedi.
'Adım adım ilerlerim'
Cocu, teknik dierktör olarak ilk deneyimini 2011-12 sezonunun ikinci yarısında yaşadı. Fred Rutten’in kovulmasının ardından bitime 8 hafta kala PSV’nin başına geçti. Ligde 6 galibiyet alarak takımı Avrupa’ya taşırken, Hollanda Kupası’nı kazandı. Göreve devam etmesi istense de, “Ben hızlı gitmekten hoşlanmam. Adım adım ilerlemeyi severim” diyerek buna hazır olmadığını belirterek U19 takımının başına geçti. Bir sonraki sezon Dick Advocaat’ın şampiyonluğu kaçırması sonrası, PSV Yönetimi bir kez daha Cocu’nun kapısını çaldı ve bu kez ‘Tamam’ yanıtını aldı.
Rakiplerle ve tümörle savaştı
Başarılı teknik adam, 2013-14 sezonunda PSV’nin başına geçti. Elinde yaş ortalaması yaklaşık 23 olan bir kadro vardı. İlk basın toplantısında, “Pasa dayalı bir sistem kuracağız” dedi. Ancak işler onun için iyi gitmedi. Bir ara ligde 10. sıraya kadar düştüler. Bu dönemde paslı oyundan vazgeçerek, ‘sağlam savunma, hızlı hücum’ anlayışını benimsedi. Tam işleri toparlayıp, 8 maçlık galibiyet serisi yakalamışken, omurgasında tespit edilen tümör nedeniyle kariyerine ara verip, takımı yardımcısı Faber’e devretti. PSV sezonu 4. bitirdi.
Rekorları alt üst etti
Yönetim, kötü sayılabilecek bir sezon olmasına ve Cocu’nun sağlık sorunlarına rağmen hocasının arkasında durdu. Bunun ne kadar doğru bir karar olduğu, 2014-15 sezonda ortaya çıktı. Altyapıdan takıma kazandırdığı Depay’ın 27 gol, 5 asist, Gladbach’tan transfer edilen Luuk De Jong’un 26 gol 11 asist ve Feyenoord’dan gelen Wijnaldum’un 18 gollük müthiş performansıyla ligi domine etti. Ligi 29 galibiyetle tamamlayarak bu alanda rekor kırdı. +61 averaj ve ikinci sıradaki Ajax’a atılan 17 puanlık fark da cabası...
Kehaneti doğru çıktı
Hollanda Ligi’nde 2015-16, tarihin en çekişmeli sezonlarından biri oldu. Sezona sıkıntılı başlayan PSV, Heracles yenilgisi sonrası 20 lig maçında 17 galibiyet, 3 beraberlik alarak zirveye tırmandı. Ancak ezeli rakibi Ajax’ın performansı da buna benzerdi. 27. haftada sahasında Heerenveen’le berabere kalan PSV, ertesi hafta yine evinde Ajax’a yenilince ipler rakibinin eline geçti. Mağlubiyetin ardından Cocu, “6’da 6 yapacağız ve şampiyon olacaz” dedi. Dediğini de yaptı. Ajax ise önce Utrecht ile berabere kaldı. Son hafta ise sahasında 17. sıradaki De Graafschap’la yenişemeyince PSV bir kez daha mutlu sona ulaştı. Üstelik bunu Depay ve Wijnaldum’u satıp, önemli sakatlıklar yaşanmasına rağmen başardı.
5 sezonda 3 mutlu son
PSV, 2016-17’ye Bruma ve Narsingh’i kaybederek başladı. Sezon beklendiği gibi gitmedi. Ligi 3. bitiren Kırmızı-Beyazlılar, Şampiyonlar Ligi’nde ise 2 puanla grubu son sırada tamamladı. Kötü geçen döneme rağmen, 2 şampiyonluğu bulunan Cocu’nun elbette kredisi vardı. Başta Hirving Lozano transferi olmak üzere 47 yaşındaki teknik adamın yaptığı önemli dokunuşlarla PSV, geride kalan sezonu da şampiyon olarak tamamladı. Cocu böylece 5 sezonun 3’ünde mutlu sona ulaşarak, Fenerbahçe’nin yolunu tutmuş oldu.
MİNİ YORUM
Erman Özgür: İyi takviyeler şart
Fenerbahçe’nin Cocu ile antlaşması saha içindeki oyun anlayışını nasıl şekillendirir? Aslında şampiyon PSV, Hollanda Ligi’nin en çok topla oynayan takımı değil. Ancak hücum ederken set hücumundan ziyade çabuk kaleye gitmeye çalışan, hızlı hücumu seven ve zaman zaman da (özellikle skoru aldığında) topu rakibe bırakarak oynayan bir oyun anlayışları vardı. Şimdi benzer bir anlayışla oynayacaksa, her şeyden önce Fenerbahçe’ye 2 tane farklı özellikte kanat oyuncusu şart. Fakat en önemlisi geçtiğimiz sezona göre farklı olması gereken en önemli konu; geriden oyun kurarken pas trafiğinde yaşanan olumsuzluğu ortadan kaldırabilecek iyi bir 8 numara. Eğer Cocu’nun önüne bu takviyeleri yapmadan bir kadro koyarsanız, Aykut Kocaman’ın oynattığı oyun ile Cocu’nun oyunu arasında bir fark olması çok kolay değil. Yani sadece kazanmak değil oynadığınız oyunla taraftarını mutlu etmeniz gereken bir sezonda Cocu’nun işi hiç kolay değil.
Ali Ece: İşe beklerden başlamalı
Şener sağ bekte, Hasan Ali sol bekte, Dirar sağ önde oynayacaksa Phillip Cocu’nun PSV’deki başarıları Fenerbahçe’de yakalaması çok zor olur. PSV’de 4 sezonda 3 şampiyonluğu var ki, sağ bekte Kolombiyalı Santiago Arias... Son model ofansif bir bek. Gerideki yerini de kaybetmeyen bir oyuncu. Sol bekte Jetro Willems vardı. Hollanda Milli Takımı’nın en genç forma giyen oyuncularından biriydi ve üst düzey bir sol beke dönüştü Cocu’nun elinde. Bu yaştan sonra Hasan Ali’nin Willems gibi oynamasını bekleyen kimse var mı? Şener iyi niyetli ama yedek sağ bek olur. Fenerbahçe’nin öncelikle Gökhan-Caner’den sonra kanatlarda tekrar o katkıyı hangi oyuncularla sağlayabilir onu çözmesi gerekiyor. Aynı zamanda Cocu’nun Türkiye’yi tanımama sıkıntısı da kesinlikle Kuyt hamlesiyle çözülmeli. Galatasaray’ın daha önce Rijkaard ile yaşadıklarını Fenerbahçe yaşamak istemiyorsa, hem kadro kalitesi artırılmalı hem de ligi bilen bir yardımcı, Cocu’nun ekibine dahil edilmeli.
Serkan Akcan: Yeni bir tarz mümkün
Cocu, Hollanda futbolunda Cruyff’un değil, Van Gaal ekolünün izinden giden bir teknik adamdır. Oyun felsefesi topa sahip olmak değil doğrudan kaleye gitmek üzerine kuruludur. PSV, Hollanda Ligi’nde topa en çok sahip olan takım sıralamasında 8. olmasına rağmen Ajax’tan sonra en çok gol atan takımdı. Aykut Kocaman ile benzer yönleri yok değil ama ayrıştığı önemli bir kaç nokta var; ‘doğru oyun’ bağımlısı değildir. Rakibe göre 3’lü veya 5’li savunmalar görebiliriz. Statik orta sahaları sevmez, öne oynamalarını ister. Çift ön liberolu oyun, tarzı değildir. Forvetin iyi savunma yapanını değil inisiyatif kullananını ister. Bu yüzden Valbuena kalırsa Cocu’dan alacağı dakikalar artar.
Avrupa kupalarında başarılı olamadı
Phillip Cocu, PSV macerasında Avrupa kupalarında beklentileri karşılayamadı. İlk sezonunda Milan’a ön elemede kaybettiği için Şampiyonlar Ligi’nde Avrupa Ligi’ne geçiş yaptı. Burada grupta 3. oldu. 2014- 15’te Avrupa Ligi’nde gruptan çıktı, son 32’de Zenit’i geçemedi. 2015-16’da Manchester Utd. ve CSKA’yı geçip, Wolfsburg ile gruptan çıktı. 2. turda Atletico ile iki maçta da golsüz berabere kaldı, penaltılarda kaybetti. 2016- 17’de ise Atletico, Bayern Münih ve Rostov’lu grupta son sırada yer aldı. PSV, geçtiğimiz sezon ise Avrupa Ligi’ne 3. ön elemede Osijek karşısında havlu attı.
‘’Süratli, yetenekli, savaşçı...‘’
Diego Laxalt, 2013’te ülkemizde düzenlenen U20 Dünya Kupası’nda final oynayan Uruguay’ın en önemli isimlerinden biriydi. Turnuva sonrası İnter’e transfer olarak Avrupa futboluna adım attı. Ancak İtalyan ekibi tarafından sürekli kiralandı. 2015-16’da Genoa’daki performansının ardından bonservisiyle bu takımın yolunu tuttu.
Laxalt, çok yetenekli ancak potansiyeline tam anlamıyla ulaşamamış bir oyuncu. Fatih Terim’le birlikte, Garry Rodrigues benzeri bir patlama yapması muhtemel. Çok süratli, bire birde etkili ve savaşmayı seven bir isim. Ayrıca ‘10 numara’dan beklenecek kadar iyi pasları var. Tek soru işareti, Rodrigues gibi solda oynaması. Rodrigues’in satılması halinde, yerini doldurabilir.
İkisi birlikte sahada olacaksa, Terim’in birini sağ kanada monte etmesi gerekecek.
‘’Vaatlerin yarısı bile çağ atlatır‘’
Aziz Yıldırım’ın 1998 yılında 1 oy farkla başkan olması, Türk spor tarihini değiştirmişti.
Şimdi yine tarihi değiştirmesi muhtemel bir seçimle görevi Ali Koç’a devretti.
Yıldırım’ın 20 yılda yaptıkları, Fenerbahçe’yi getirdiği nokta ortada. Değişim kaçınılmazdı ama Aziz Yıldırım buna direnmeye çalıştı.
Ali Koç gerek CV’si, gerekse ortaya koyduğu vizyonla beklentileri çok yükseltti.
Kendisinin de söylediği gibi, projelerini hayata geçirmesi kolay olmayacak. Zamana ihtiyacı olduğu kesin. Ancak Ali Koç’un başkanlığının etkisini kısa sürede Fenerium ürünleri ve kombine satışlarında, tribünlerdeki coşkuda hissedeceğimiz kesin.
Eğer vaadettiklerinin yarısını bile gerçekleştirirse, hem kulübe hem de Türk sporuna çağ atlatır.
Başkanlığı hayırlı uğurlu olsun.
‘’3 puan yetmez, fark lazım‘’
Fenerbahçe düşe kalka ilerlediği sezonda şampiyonluk şansını 33. haftaya kadar getirmeyi başardı. Başakşehir’in Antalya’yı, Galatasaray’ın ise Yeni Malatya’yı 2-0 mağlup etmesi, bu şansı iyice azalttı. Yine de ihtimal varsa umut da vardır. Önümüzdeki hafta 3 takımın puan eşitliğinde, 3’lü averajla mutlu sona ulaşan taraf Başakşehir olacak. Fenerbahçe’nin şampiyonluğu için Başakşehir’in Kasımpaşa karşısında takılması, Galatasaray’ın Göztepe deplasmanında kaybetmesi gerek. Sarı-Lacivertliler ise 2’de 2 yapmalı ve Cim Bom’la arasındaki +7 averajlık farkı eritmeli. Bunun için de en büyük şans, ligden düşmesi haftalar önce kesinleşen Karabükspor’la oynayacak olması. Fenerbahçe’nin artık kaybedecek bir şeyi yok. Taraftarın hasretle beklediği daha ofansif, daha saldırgan bir takım izlememiz muhtemel.
Bu istatistiğe dikkat
Fenerbahçe, duran toplardan bulduğu 20 golle bu alanda ligin en iyilerinden biri. Karabükspor ise bu şekilde yediği 24 golle Süper Lig’in en kötüsü konumunda.
Kısa mesaj
Kupada Akhisar’a kaybedilmesi, moralleri dibe indirdi. Bunun özrü olmaz ama alınacak farklı bir galibiyet, genel averaj için olduğu kadar son haftaya daha moralli girilmesi açısından da önemli olacak.
‘’Adım adım zirveye‘’
Bundan birkaç ay önce, Fenerbahçe’nin 32. haftaya şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olarak gireceği söylense, Sarı-Lacivertli taraftarlar bile inanmazdı. Ancak Aykut Kocaman ve öğrencileri bu inançlarını hiç kaybetmedi. Bu inatlarının meyvesini de aldılar. Fenerbahçe, geçtiğimiz hafta Beşiktaş’ın Galatasaray’a mağlup olmasıyla birlikte uzun bir aradan sonra kendini ilk 3’te buldu. Önceki gün Başakşehir’in Sivasspor ile berabere kalmasının ardından Sarı-Lacivertliler, bir rakibini daha geride bırakma şansını ele geçirdi. Hatta Fenerbahçe için son iki sezonda ilk kez haftayı lider bitirme fırsatı bile var.
Taraftar da destek verirse...
Evet, bu senaryo çok kolay görünmüyor ama Sarı-Lacivertliler bugün Bursaspor’u en az 5 farklı yener, Galatasaray da Akhisar deplasmanında yenilirse; Kanarya genel averajla haftayı lider tamamlayabilir. Ligde son 5 maçını da kazanan Fenerbahçe, son dönemde hiç olmadığı kadar motive bir şekilde sahaya çıkacak. Taraftarlar da takımın yanında olursa, çok farklı bir Fenerbahçe izlememiz muhtemel.
Kısa mesaj...
Ligden düşme tehlikesini büyük oranda atlatan, ekonomik kriz nedeniyle oyuncuları iki idmana çıkmayan Bursaspor karşısında Fenerbahçe, haftalardır beklediği fırsatı boşa harcamaz.
Ön plana kim çıkar?
Sezonun en çok tartışılan ismi olan Valbuena, gerek duran toplardaki ustalığı, gerekse akan oyunda yaratacağı fırsatlarla maçın yıldızı olabilir. Son haftalardaki yükselen formlarıyla Giuliano ve Soldado da Fransız oyuncuya eşlik edebilir.
Bu istatistiğe dikkat!
Bursaspor, Fenerbahçe’nin aksine (9) bu sezon bireysel hatayla en az gol yiyen takımlardan biri (3). Ancak Timsah’ın zayıf karnı ceza sahası dışından gelen goller (11). Giuliano, Valbuena, Aatif gibi isimler bunu avantaja çevirebilir.
‘’Paşa'yı yen zirveye çık‘’
Sarı-Lacivertliler, ligde kalan son 2 deplasmanın ilkine bu akşam Kasımpaşa karşısında çıkacak. Fenerbahçe, bu önemli maç öncesi son derece formda. Aykut Kocaman ve öğrencileri, 0-0 biten Galatasaray derbisinde sonra oynadığı 4 karşılaşmayı da kazanarak müthiş bir seri yakaladı. Derbi sonrası konan 8’de 8 hedefi doğrultusunda yolu yarıladı. Kanarya, Galatasaray-Beşiktaş derbisinin oynanacağı bu haftayı da kayıpsız atlatırsa, şampiyonluk umutlarını iyice artıracak. Fenerbahçe, kazanması halinde maç fazlasıyla da olsa lider Galatasaray’la puanını eşitleyecek. Fenerbahçe için duran toplar yine en büyük silah olabilir.
Duran toplara dikkat
Kasımpaşa, ligde yediği 11 kafa golüyle bu alanda en kötü istatistiğe sahip. Sarı- Lacivertliler ise 13 kafa golüyle bu alanda ligin en iyi ikinci takımı konumunda. Aykut Kocaman ve öğrencilerinin en sıkıntılı istatistiği ise gole sebebiyet veren 9 bireysel hata yapılmış olması. Trezeguet ve Diagne gibi tehlikeli oyunculara sahip olan İstanbul ekibi önünde bu durum fazlasıyla can yakabilir.
Kısa mesaj
Kanarya, kötü günler geçirdiği bu sezonda her şeye rağmen umutlarını son düzlüğe bırakmayı başardı. Ligin en iyi deplasman karnesine sahip olan, yıldızları daha fazla sorumluluk almaya başlayan Fenerbahçe bu akşam da kazanabilirse, taraftar da şampiyonluğa inanmaya başlayabilir.
Ön plana kim çıkar?
Sarı- Lacivertliler’de son haftalarda formunu yükselten isimler Soldado ve Aatif. İspanyol forvet, son 4 maçta 4 gollük katkı sağladı. Hedefsiz kaldığı için zaman zaman konsantrasyon sorunu yaşayan Kasımpaşa önünde Soldado, sevdiği boş alanları yakalamakta zorluk yaşamayabilir. Gününde olması halinde maça damgasını vurabilir.
Bu istatistiğe dikkat
Fenerbahçe, 161’le bu sezon kalesine en fazla isabetli şut gelen takımlardan biri konumunda. Bu, Sarı-Lacivertliler adına son derecek tehlikeli bir durum. Ancak iyi haber şu ki Volkan Demirel’in kaleyi koruduğu maçlarda gelen son 21 isabetli vuruşun sadece 2’si golle sonuçlandı.
‘’Favori olma zamanı‘’
Fenerbahçeli futbolcular, her ne kadar sonuna kadar savaşacaklarını söyleseler de şampiyonluk umutlarının büyük ölçüde bittiği bir gerçekti. Taa ki geçtiğimiz hafta Galatasaray’ın, Gençlerbirliği deplasmanında kaybetmesine kadar. Sarı-Lacivertliler’in şimdi gerçekten bir şansı var.
En zor maç
Sivas maçı, kalan haftalardaki en zorlu müsabaka olarak görülüyor. Galatasaray ile Başakşehir’in karşılaşacağı bu haftada oynanması, mücadeleyi daha da değerli kılıyor. Fenerbahçe bu akşam kazanırsa, yarınki Aslantepe’den çıkacak sonuca bağlı olarak bir anda yeniden şampiyonluğun favorilerinden biri konumuna gelebilir. Kaybetmesi halinde ise yarışa havlu atacağı kesin gibi.
Büyük takım refleksi
Rakibin hızlı hücumları, 5-0’lık yenilgiden sonra kendilerini Fenerbahçe karşısında affettirmek istemesi ve ligin en zorlu deplasmanlardan biri olması; Kanarya’nın dezavantajı. Sarı- Lacivertliler’in ise bu sezon birçok kez yaşadığı beklenmedik kayıplardan sonra büyük takım refleksi göstermesinin tam zamanı.
Kısa mesaj
Fenerbahçe’nin sahaya baskı altında çıkacağı bir gerçek. Özellikle de Sivas’ın sahasında Galatasaray, Beşiktaş ve Başakşehir’i yendiği düşünülürse... Ancak Kanarya, bu tarz zorlu geçmesi beklenen maçları bir şekilde kazanmayı başarıyor.
Ön plana kim çıkar?
Sarı-Lacivertliler’in bu deplasmanda kazanması için, Volkan Demirel’in gününde olması şart. Hücumda ise, Sivas’ın ağır stoperlerinin arkasına yapacağı koşularla Soldado bu haftanın da yıldızı olabilir.
Bu istatistiğe dikkat!
Sivasspor, girdiği 43 net pozisyonun 21’ini gole çevirdi. Yani yaklaşık yüzde 49’luk yüksek bir başarıları var. Bireysel hatalardan 23 gol yiyen Fenerbahçe’nin bu konuda çok daha dikkatli olması gerek.
‘’Maçı Kocaman kazandı‘’
Başakşehir, Clichy’nin 10’dan fazla hatalı pas yaptığı maçlarda kazanmakta zorlanıyor. Özellikle Emre’nin yokluğunda oyun kurma görevini Fransız sol bek üstleniyor. Fenerbahçe karşısında tam 118 kez topla buluşması da bunun göstergesi. Ancak Aykut Kocaman, dersine çok iyi çalışarak Dirar ve Fernandao baskısıyla Clichy’yi hataya zorladı. Maç bittiğinde tecrübeli oyuncunun 15 hatalı pası vardı.
Tudor’un hatasına düşmedi
Galatasaray, Başakşehir karşısında kendi oyununu oynamaya çalışıp yüzde 55’e 45 topla oynama, 16’ya 6 şut denemesi, 23’e 10 orta gibi rakamsal üstünlükler kurdu. Ancak tabelada 5-1’lik Başakşehir zaferi yazıyordu. Aykut Kocaman, bu hataya düşmedi. Başakşehir %61 topla oynama, 490’a 270 isabetli 28’e 15 orta denemesiyle rakibine baskın göründü ama üretken olamadı.
Şutlar duvardan döndü
Fenerbahçe merkezi çok iyi kapatarak Abdullah Avcı’nın ekibini kanatlara itti. Akan oyunda gollerinin yüzde 62.2’sini merkezdan yapılan ataklarla bulan Turuncu-Lacivertliler, Fenerbahçe karşısında hücumların sadece yüzde 18.8’ini buradan yapabildi. Sarı-Lacivertliler, ceza sahasında öyle bir organize oldu ki Başakşehir’in 11 şut denemesinin 6’sı bu duvardan geri döndü.









































