‘’Kolombiya grubu kafaladı!‘’
“Kendi işini kendin göreceksin” bildiğim naçizane üç dilde de sürekli tekrar edilen, hayatta doğruları yapmak isteyenler için beynelminel rehber niteliğinde bir söz. Kolombiyalı taraftarlar, Polonya’nın golüne kendi takımları atmış gibi sevinince Senegalli oyuncuların en değerlisi Mane topa bastı. Alıp gidebilecekken durdu, etrafında döndü ve geriye oynadı. Halbuki başta Mane olmak üzere Senegalli oyuncuların (Cuadrado hariç) gruptaki tüm rakiplerine nihai üstünlük kurdukları en belirleyici özellikleri, topu alıp diğerlerinden daha hızlı ve direkt gole gidebilmeleri.
Ancak süre yetmedi...
Senegalliler ne kadar dripling yaparlarsa o kadar etkili olabiliyorlar, atletik üstünlüklerini hızlı bir teknikle harmanladıkları ölçüde gol pozisyonları bulabiliyorlar. Nitekim Kolombiya golü atar atmaz da Senegal bu kendi en güçlü karakteristiğine yeniden dört ayakla sarıldı. Ancak süre yetmedi. Kendi işini kendin göreceksin, başkasının ayağına bakarsan Rusya’dan Senegal’e dönen uçağın penceresinden üzerinde sarı renkte ahlar vahlar yazan bulutlara bakar kalırsın...
Maçın sorusu
Duran top savunurken oyuncu değişikliği yapılır mı? Kolombiya korneri kullandıktan sonra Senegal oyuncu değiştirse siz bu satırları okurken Senegal’in 2. turda olma şansı daha fazla olmaz mıydı?
Maçın starı
Turnuva öncesinde “atanamamış James” muamelesi gören Quintero böyle devam ederse çok iyi bir yere atanacak!
Maçın olayı
İlk maçta sakatlığı nedeniyle ilk 11’de başlayamayan James’in bu kez de 11’de başladıktan sonra sakatlanıp devam edememesi. Kolombiya düşmanı futbolseverin bile kalbini burkabilecek cinsten bir talihsizlik.
Kısa mesaj
Başkasının ayağına bakmayacaksın, işini sarı kart hesabıyla riske atmayacaksın.
‘’Bir ilki başardılar‘’
Beraberlik halinde bile lider çıkma şansı olan Fransa rotasyona gitti. Teknik direktör Didier Deschamps, çift yönlü Pogba veya Tolisso yerine bir başka safkan defansif orta saha N’Zonzi’yi, Kante’nin yanına monte ederek liderliğini garantiye alacak 1 puanı cebine koymak istedi. Danimarka ise kendisini gruptan çıkarmaya yetecek 1 puana dünden razıydı, bu yüzden ilk 11’deki orijinal mevkisi stoper olan oyuncu sayısını 3’e çıkartırken, teknik direktörü Norveçli Hareide, Chelsea stoperi Christensen’i arkasında libero ile oynayan 1990 model stoperler gibi ilk toplara baskıya gönderip, önstoper oynattı! Karşılıklı gruptan çıkma hesaplarıyla kitlenen maç, Cem Dizdar ve mahalle arkadaşlarının tabiriyle tam bir cıvata maça dönüştü.
Kısa mesaj
Peru'nun özel yeteneği Cueva bey, Danimarka maçında penaltıyı atabilseydi bu sıkıntıyı yaşamazdık.
Maçın sorusu
Maçı izleyip yazmak, yorumlamakla görevli olmayan kaç kişi maçı sonuna kadar izlemiştir? Neden izlemiştir?
Maçın starı
Mesleği olmamasına rağmen maçı sabırla izleyen televizyon başındakiherkes.
Maçın olayı!
FANATİK gazetesinin değerli editörlerinden Çağrı’nın bu maçı yazma işini bana kilitlemiş olması.
‘’5 yıldızlı Belçika!‘’
Belçika, Tunus karşısında şov yaptı ve ilk kez Dünya Kupası’nda bir maçta 5 gol attı. Yıldızlarıyla coşan Avrupa temsilcisinin golleri Eden Hazard (2), Lukaku (2) ve Batshuayi’den, Tunus’un sayıları Bronn ile Khazri’den geldi.
Belçika daha önceki turnuvalardan çok farklı: Birincisi sırf yerli hoca olsun diye takımın başında bu seviye için son kullanma tarihi çoktan geçmiş bir antika yok. İngiltere’de hem oynamış hem de hocalık yapmış İspanyol Martinez de oyuncu kadrosu gibi yeni futbolun hem başarılı uygulayıcısı hem de geliştiricilerinden birisi, üstelik yardımcısı da tam isabet Thierry Henry.
Martinez, Belçika’nın turnuva finallerinde aşil tendonu olan takımın kalanı kadar kaliteli sol bek olmaması sorununu doğru geometriyle kökünden çözdü.
Guardiola’nın dediği gibi...
Kaliteli sol bek yok diye Verthongen’i 4’lünün solunda harcamak yerine 3-4-2-1’de ofansif kanat Carrasco’ya ekstra yer açmayı akıl etti.
Guardiola’nın altını hep çizdiği gibi Belçika’nın savunma biçimi, hücum biçimini belirliyor: Telaşlı ya da sabırla düşük tempoyu karıştıran değil aksine gerçekçi bir akışkan oyun... Ezbere şabloncu ya da kaotik değil ofansif yaratıcılığı maksimum verimli hale getiren bir kolektif bir organizasyon... Hem izlemesi zevkli, hem de verimli...
Günün sorusu
Les Ferdinand’ın yardımcı hocayken Tottenham’ın attığı gol sayısındaki patlamayı da hesaba katalım: Yardımcı hocanızın gol profesörü Thierry Henry olması golcülerinizin maksimum verimle oynaması için şahane tercih değil mi?
Maçın starı
Eden Hazard’ın ayağına değen her top kuyumcunun elindeki elmas gibi parladı. Bu formuyla Belçika’ya çok daha fazlasını hayal ettiren Hazard’ın oyundan alınıp üst turlara saklanması en doğrusu.
Maçın olayı
İlk yarıları genellikle uyku ilaçlarından daha fazla uyku getirme kudretinde olan maçlardan sonra ilk yarıda atılan 4 gol.
Kısa mesaj
Belçika devletinin zamanında Kongo’da yaptıklarından halen iğreniyorum ama tüm onlardan bihaber bu çocukların Belçika formasıyla oynadığı futbolu çok seviyorum.
‘’El 'Var' kazanan yok‘’
Bu Dünya Kupası’nda sözde favorilerin oynadığı futbolumsudan sonra Van Marwijk’a 2010 Dünya Kupası’nda Hollanda’yı finale çıkartırken oynattığı futbol için kızanlar halen kızgın mı? Van Marwijk sonrası Van Gaal parantezi hariç Hollanda’nın yaşadığı önlenemez düşüş ve Hollanda’nın bu Dünya Kupası’nda yer alamaması manidar. 2010’da ‘Total Futbol’ yerine ‘Total Kontrol’ oynatan Hollandalı, dün Avustralya’ya oyuncuların bireysel yeteneklerinin toplamından daha büyük futbol oynattı. Tim Cahill 5 yaş genç olsa sonlarda oyuna girip 3 puanı da Avustralya’nın hanesine yazdırabilirdi.
Organize olduklarında...
Danimarka, Eriksen’in golünden sonra maçın kalanında hiç Eriksen’i devreye sokmadan oynarken “Avustralya’nın Iniesta’sı” Mooy liderliğinde Kangurular organize olduklarında futbolu da Rugby kadar iyi oynayabileceklerini gösterdiler. Hiddink, Kewell, Cahill, Viduka, Emerton gibi Avrupa’nın özel yeteneklerini bir arada kolektif oynatarak ülke futboluna damgasını vurmuştu. Van Marwijk ise veziri, kalesi, fili olmayan bir satranç oyuncusu gibi Dublin’de İrlanda’ya 5 atıp Rusya biletini alan Danimarka’yı mat etmeye çok yaklaştı. Ancak tıpkı Uruguay gibi Danimarka’nın da çok iyi bir kalecisi ve kale gibi iki stoperi var.
Günün sorusu
Danimarka neden öne geçtikten sonra neden tekrar gol atmaya çalışmak yerine ani ve sert şekilde frene basıyor?
Maçın starı
Mooy, Premier Lig’deki ilk sezonunda Huddersfield’ın kümede kalmasında oynadığı başrolü Avustralya için de oynayıp ülkesinin Dünya Kupası şansını sürdüren isim oldu.
Maçın olayı
Jorgensen, Eriksen’e yaptığı inceci asistte köhnemiş bir ezberi bir kez daha bozdu: Santrfor cezaalanında topla buluştuğunda hep kaleyi düşünmek yerine hep golü düşünmeli ve bu tip asistler de yapmalı.
Kısa mesaj
Danimarka’nın Fransa karşısında Schmeichel, Kjaer, Christensen gibi durdurucuların yanı sıra Eriksen’i de daha fazla devreye sokması şart.
‘’Rusya fırtınası‘’
Salah’ın sakatlığı biraz geçse de Liverpool’daki gol ortakları Firmino ve Mane’sizliği Mısırlı olmadıkları için devam etti. Tabii Mısır’ın teknik direktörü Cuper de Liverpool’daki hocası Klopp’un tam tersi. Mısır tarihine uyarlarsak mumyalar kadar eski bir teknik adam. Maçtan önce rakibi Rusya’yı bilgisayardan analiz ettiğini iddia eden Cuper’in bilgisayarı büyük ihtimalle Commodore 64 müzesinde sergileniyor. Tek bildiği 0-0’a oynamak, gol yiyince de tek yapabildiği mavi ekran vermek... Rusya biraz da şansa bir golle öne geçti ama gerisini çok iyi getirdi. Çünkü hocası Cherchesov, Cuper’in aksine rakibini de kendi takımını da doğru analiz etmiş. Mısır’ın stoperleri uzun boylu olsa da takım olarak hava topu karşılama özellikleri aşil tendonları. Görmeniz Smolov yerine Dzyuba gibi bir hava kuvvetleri komutanı santrfor bu açıdan çok verimli bir tercih oldu. Mısır 3. golü yedikten sonra Salah, Liverpoolvari bir geri dönüşe kalkışsa da Messi’nin Arjantin’de yaşadığı sendromun daha beterini yaşadı: Sen ne kadar yetenekli olursan ol, aldığın sonuçlar takımının yeteneği ölçüsünde olur.
Maçın sorusu
Gecenin sorusu Cuper gerçekten rakip analizinde Commodore 64 mü kullanıyor?
Maçın starı
Mario Fernandes tüm zamanların en başarılı devşirmelerinden birisi.
Maçın olayı
VAR ile frikik yerine penaltı kararı verilmesi.
Kısa mesaj
Biz de Rusya gibi ev sahibi olsak oynadıkça açılır mıydık?
‘’Meksika sürprizi‘’
Lozano’nun lakabı Chucky. Yüzüne yakından bakınca, gerçekten de sinemadaki Chucky karakterinin ikizi gibi. Lakin bu Chucky sinemadakinin aksine öldürmüyor, rakiplerini süründürüyor. Fenerbahçe teknik Direktörü olması beklenen Cocu yönetiminde bu sezon kontrolsüz hırs, gereğinden fazla motivasyon kaynaklı kart görme gibi ‘Genç Luis Suarez’ semptomlarından kurtulan Meksikalı, Hollanda Ligi’nde adeta topla uçarken bir tek kanadı eksikti. Dün Almanya’ya attığı golle en azından Meksikalı futbolseverler için bir melek mertebesine yükseldi ve kanadını da taktı...
En kötü oyun
Almanya maça beklentilerin altında bir performansla başlarken, Meksika hızlı hücumlarda Neuer’i sık sık yokladı. Ancak Lozano’nun golüne kadar başta Layun diğer Meksikalılar kalede Karius varmış gibi şutlar çekince gol için beklemek zorunda kaldılar. Almanya ise ilk 45’te Euro 2008’deki Hırvatistan maçından beri Löw yönetimindeki en kötü turnuva maçını oynadı. Kalesinde 45 dakikada 10 şut gördü.
Standartın altı...
2. yarı başında Almanya ilk yarıdaki kadar kötü olmasa da tarihsel Almanya standartlarının altında kaldı. Meksika 45-60 arası ezbere gömülme hatasından vazgeçince tehlikeli kontra pozisyonlar da geliştirdi lakin Layun dripling maharetinin yarısını bile son vuruşlarda sergileyemeyince Meksika işi sona bıraktı.
Kısa mesaj
Almanya iyi gözükmüyor ama Dünya Kupası’nda Almanya, Freddy Krueger gibidir. Her öldü zannettiğimizde ortaya çıkabilir.
Maçın starı
Porto’lu Herrera, takımını sırtında taşıdı.
Maçın olayı
Hakem Alireza mükemmele yakındı. VAR iyi hakemi daha da iyi yapan bir teknoloji.
Maçın sorusu
Gerçekten Khedira mı oynadı, yoksa Maldonado maçtan önce Khedira maskesi takıp yerine mi oynadı?
‘’Gimenez uçurdu‘’
A Grubu’nun ikinci maçında Mısır, Uruguay karşısında Salah’ı riske etmedi. Mısır, 90 dakika boyunca 1 puana oynamaya çalıştı. Ancak 89. dakikada Güney Amerika temsilcisi Gimenez’in kafa golüyle mücadeleyi 1-0 kazandı.
Liverpool’u sakatlandığı Şampiyonlar Ligi finaline kadar taşıyan Salah, Mısır’ı da Dünya Kupası’na adeta sırtında taşıyan isimdi. Salah’sız başlamak zorunda kalan Cuper, Rusya ve Suudi Arabistan’ın güçlerini de hesaba katarak ilk yarıda en iyi bildiği futbolu oynattı: “Gol yemeyin, bir tane atarsak şahane.” Hayatını Uruguay hocalığına adayan Tabarez ise ilk 45’te Cuper’in tuzağına düştü: 2010’daki büyük başarının taktik anahtarı olan kanatsız 4-4-2’den vazgeçmeyen Uruguay ilk yarıda 2014’teki hayal kırıklığına sebep olan hatasını tekrarladı.
Cuper’in takımına karşı...
Bu kadar disiplinli alan savunması yapan Cuper yönetimindeki bir takıma karşı hücumda oyunu kanatlara açıp genişletmezsen Suarez ile Cavani bile etkili olamaz. 2. yarıda Cuper 1 puana oynama ezberine takılınca bulgur hatta belki de dimyata pirinçten oldu. Tabarez ise Sanchez’in ortasında, Gimenez’in 89. dakikada galibiyeti getiren kafasını ne kadar öpse yeridir!
Maçın sorusu
Sampdoria’lı Torreira’nın sakatlığı falan mı vardı, yoksa “2016 model” ekstra prim falan mı istedi de Tabarez hocam 87’ye kadar şans vermedi?
Maçın starı
Sabırla izleyen herkes maçın starıdır. Saha içinde ise Bentancur: Dün Golovin bugün Bentancur=Juventus bu işi biliyor.
Maçın olayı
Maçın en heyecan verici anı Salah’ın yedek kulübesinde oyuna girecekmişçesine tekmeliklerini eline aldığı andı.
Kısa mesaj
Luis Suarez bu sefer kendi kendini ısırsın, bizi daha fazla yormasın!
‘’Favorim Brezilya‘’
Dünya Kupası’nda favorim Brezilya. Çünkü daha önceki turnuvalara göre kulüp kariyerine çok iyi başlamış olan Tite var başında. Casemiro, Marcelo, Firmino gibi çok çalışkan oyuncuların yanı sıra Coutinho ve Neymar gibi daha öncesinde bireysel yetenekleriyle fark yaratmış oyuncuları da takım oyuncusuna dönüştürdüğü için Tite, Brezilya’da çok takdir ediliyor.
İspanya’da hoca değişikliği sebebiyle dengeler bozulduğu için oyuncu kalitesine rağmen bir yorum yapmak mümkün değil. Oyuncuların vereceği reaksiyona göre İspanya’yla ilgili yorum yapılabilir.
En yakın istikrar Almanya’da
Arjantin’in başta Messi olmak üzere aşırı yetenekli hücumcularına rağmen stoperlerinin yavaş olması ve Jorge Sampaoli’nin ideal sisteminde buna bir çözüm bulamaması büyük bir soru işareti.
Almanya ile ilgili söylenmemiş bir şey söylemek mümkün değil. Kulüp takımlarına en yakın istikrara sahip olan milli takım. Löw’ün kadroya almadığı Sane gibi isimler hem risk hem de takım oyunu oynatma adına da klasik Alman teknik direktörü görüntüsü gösteriyor.
Portekiz Santos’la...
Dünya Kupası varsa en kötü ihtimalle bile (örnek 2002 model Almanya) bir şekilde damgasını vurur. Açıkçası Portekiz’in 2016 Avrupa Şampiyonası’nda şampiyon olan kadrosundan daha iyi bir kadrosu var. Hem de Fernando Santos’la yola devam etmeleri en önemli kozlarından bir tanesi.
Kane ve Alli...
Dev turnuvada ev sahibi Rusya’nın başarısız olmasını bekliyorum. Keylor Navas bir kez daha Kosta Rika’yı beklenenden daha üst noktalara taşıyabilir. İngiltere Milli Takımı’nın başarılı olmasını beklemesem de Harry Kane ve Alli’nin Tottenham’daki uyumlarını sergileyip sergileyemeyeceğini de merak ediyorum. Görsel açıdan insanları heyecanlandıran oyun tarzları var.
Yıldız adayım
Ronaldo’nun bitmek tükenmek bilmeyen bir başarı arzusu var. Messi’de de bu var ama Ronaldo’nun takım arkadaşları şu ana kadar ona daha çok yardımcı oldular.
Genç yıldız adaylarım
Burada birden fazla isim mevcut. Aklıma gelenler ise Piotr Zielinski (Polonya), Joshua Kimmich (Almanya), Milinkovic (Sırbistan), Christian Cueva (Peru), Aleksandr Golovin (Rusya).