Tur cepte olduğu için Beşiktaş, Şenol Güneş’in kafasındaki ideal futbolu geliştirmek için oynadı. Beşiktaş farklı 11’lerle de olsa önümüzdeki sezon A planı olarak ilk yarıdaki 4-3-3’ü B planı olarak da 2. yarıya başladığı 4-4-2’yi oynayacak. Yine kanatlardan hücum ederek ancak Cenk’in satışından sonraki gibi sürekli ezbere orta yapmadan. Daha çok yerden hızlı şekilde akın yönünü değiştirerek. İlk golde doğru anlayışı net gördük. Beşiktaş 3. alana geçtiğinde bekleri açıklara dönüşürken, Talisca gibi bir net 2. forvet yokken iki açık oyuncusu ekstra forvetlere dönüşüyorlar. İlk golde Lens’in tam da bu ceza alanı içine ekstra forvet koşusu sonrası yaptığı harika topuk asistini izledik. Larin son vuruşu hem de son vuruş öncesi son dokunuşu çok net yaptı. Larin’in 3. goldeki yere çarptırarak kafa vuruşu da Ferdinand’ı hatırlattı. 2. golde Beşiktaş’ın takım hücumunun ne kadar hızlı oyun yönünü değiştirip topun arkasında yığılan rakip önünde alanı ne kadar iyi genişlettiğini gördük.

Gecenin sorusu

Quaresma takımda kalırsa Lens geçen sezon olduğu gibi, yedek kalınca paslanan Lens sendromunu tekrar yaşar mı?

Maçın starı

Lens’in topuğu, Caner’in solu

Maçın olayı

Lens’in Beşiktaş’a geldiğinden beri Vodafone’daki en çarpıcı performansını sergilemesi

Kısa mesaj

LASK Linz karşısında ideal 11 hazır olmalı

B36, yarı amatör bir takım. Beşiktaş’ın dün geceki asıl rakibi zemin ve iklim değişimiydi. Teknik heyet bu asıl sıkıntı yaratabilecek iki faktörü de çok iyi hesaplamış. B36’yı her türlü yenersin ama bu zeminde sakat vermeden, fizik kondisyon seviyesi yüzde 100 olmayan oyuncuları fazla yıpratmaktan kazanmak daha önemli olan. Adriano’ya ayrı bir parantez açmak gerek: 1936’da kurulmuş B36’da forma giymiş tüm oyuncuların kariyer toplamından çok daha büyük bir kariyere sahip olan Brezilyalı kanat oyuncusu iş başa düşünce merkezde oyun kurucu olarak da teknik hünerlerini sergiledi. Maçı daha izlenir kıldı. Genç Fatih’i de geçen sezonkinin aksine sağ bekte değil de asıl yeri stoperde izleme şansını bulduk. Zorluk derecesi daha yüksek maçlarda da test edilmesi gerek.

Gecenin sorusu

Faroe izole ama ekonomik durumu iyi bir ülke. Neden yeni stat yapmıyorlar?

Maçın starı

Caner’in ortaları o kadar etkileyici ki her zeminde her iklimde iş yapıyor.

Maçın olayı

​Lens’in golü çok güzeldi. Birçok Beşiktaş taraftarı için Lens’in bir şekilde şeytanın bacağını kırması umut verici bir olay.

Kısa mesaj

Daha önceki iki yıldaki Devler Ligi heyecanından sonra UEFA Ligi ön elemesi iç daraltan cinsten.

Fatih Terim’in genç Yunus’u oyuna alması sadece bir oyuncu değişikliği değil, bazı oyunculara net bir mesajdı: Fatih hoca bazı oyuncuların performansından hiç memnun değil. Yetenekleri ile performans verimleri şu an için ters orantılı.

Kupanın penaltılarla kaybedilmesinden çok o oyuncuların kötü performansı sezonun kalanı için asıl Fatih hocanın kafasında binbir tilki dolaşmasına neden oluyor.

Seleznov, Süper Lig için iyi bir santrfor lakin Şampiyonlar Ligi’nde çok daha iyileri var. Ancak Galatasaray savunmasının lider stoper sorunu halen çözülemedi.

Akhisar’a tebrikler

Akhisar’a tebrikler, bir Anadolu ilçe takımı hem de en az nüfuslularından birisi olarak sezonu çifte kupayla tamamladılar.

Gecenin sorusu

Dün geceki oyuncular ve yakında düzelene kadar bu zeminde oynayacak Konyasporlu oyunculara yazık değil mi?

Maçın starı

Seleznov hem çok usta işi bir gol attı hem de taktiksel açıdan çok katkı yaptı.

Maçın olayı

Gomis’in kaçırdığı penaltı dışındaki de hayalkırıklığı yaratan performansı.

Kısa mesaj

Şampiyonlar Ligi’nde başarı hedefi için Galatasaray’a lider stoper transfer etmek şart.

Tur cepte olduğu için Beşiktaş, Şenol Güneş'in kafasındaki ideal futbolu geliştirmek için oynadı. Beşiktaş farklı 11'lerle de olsa önümüzdeki sezon A planı olarak ilk yarıdaki 4-3-3'ü B planı olarak da 2. yarıya başladığı 4-4-2'yi oynayacak. Yine kanatlardan hücum ederek ancak Cenk'in satışından sonraki gibi sürekli ezbere orta yapmadan. Daha çok yerden hızlı şekilde akın yönünü değiştirerek. İlk golde doğru anlayışı net gördük. Beşiktaş 3. alana geçtiğinde bekleri açıklara dönüşürken, Talisca gibi bir net 2. forvet yokken iki açık oyuncusu ekstra forvetlere dönülüyorlar. İlk golde Lens'in tam da bu ceza alanı içine ekstra forvet koşusu sonrasında yaptığı harika topuk asistini izledik. Larin son vuruşu hem de son vuruş öncesinde son dokunuşu çok net yaptı. Larin'in 3. goldeki yere çarptırarak kafa vuruşu da Ferdinand'ı hatırlattı. 2. golde Beşiktaş'ın takım hücumunun ne kadar hızlı oyun yönünü değiştirip topun arkasında yığılan rakip önünde alanı ne kadar iyi genişlettiğini gördük.

GECENİN SORUSU

Quaresma takımda kalırsa Lens geçen sezon olduğu gibi, yedek kalınca paslanan Lens sendroumunu tekrar yaşar mı?

MAÇIN STARI

Lens'in topuğu, Caner'in solu

MAÇIN OLAYI

Lens'in Beşiktaş'a geldiğinden beri Vodafone'daki en çarpıcı performansını sergilemesi

KISA MESAJ

LASK Linz karşısında ideal 11 hazır olmalı...

Kağıt üstünde Fransa favori olan taraf. Kadro derinliğinde eli daha güçlü. Ben futbol selameti adına Hırvatistan’ı destekliyorum ama Fransızlar daha iyi olan taraf.

Fransa kağıt üstünde favori taraf. Skor anlamında turnuva boyunca hiç sorun yaşamadılar. Hırvatistan ise 3 maç fazla oynadı, yani toplamda 90 dakika ile 1 maç fazla oynamış oldular.

Kadro derinliği açısından da Fransa’nın eli daha güçlü. Ancak Hırvatlar da öyle bir milli takım ruhu var ki hiçbir ülkeye şans vermediler.

Kaleci Subasic, stoper Lovren ve Vida, sol bekte Strinic, milli takım ruhunun da etkisiyle kulüp performansının üzerinde oynadılar. Modric, eğer Fransız olsa Fransa’nın banko oyuncusu olabilecek kalitede. Süperyıldız Mandzukic de asla vazgeçmeyen, çok güçlü bir karaktere sahip. Eğer Rakitic, ortalama performansın üstüne çıkarsa Hırvatistan’ın finali kazanma şansı yükselecektir.

Lakin Fransa, Belçika maçında olduğu gibi ilk golü atarsa oyun tamamen kilitlenebilir. O zaman da çok sıkıcı bir final olur. Farkettiğiniz gibi ben de futbol selameti adına Hırvatistan’ı destekliyorum ama favori Fransa.

Belçika, kendisini gizli favori olarak üst tura kadar getiren 3-4 şifrenin Japonya karşısında deşifre olduğunun farkına varmalı. Merkez orta sahada iki oyuncu ile oynanan bu format karşısında güçleri kısıtlı Japonlar bile orta sahada aritmetik üstünlük kurarak Belçika’yı çok zorladı. Fransa ile beraber turnuvanın en güçlü orta sahasına sahip Brezilya’ya karşı, Belçika Teknik Direktörü Roberto Martinez’in orta sahanın merkezinde ikiye üç kalma riskini almaması gerekiyor.

Marcelo hazır olursa...

Turnuvaya damgasını vuran sahici yıldızlardan Coutinho’nun, merkezdeki etkinliğini hesaba katarsak, Belçika gerekli önlemi almazsa, maça Coutinho damgasını vurur. Dani Alves ve Marcelo’nun sakatlığı nedeniyle kanatları ofansif açıdan biraz kırılan Brezilya’da, Filipe Luis iyi bir performans sergilese de, Marcelo da yüzde 100 fit dönmesi durumunda, savunma arkasına yapacağı koşularla maçın yıldızlarından birisi olabilir.

İspanya’nın “ayağa garanti pas mezalimi”nden sonra paslanan futbol gönlümüz Hırvatistan-Danimarka maçıyla biraz ferahladı. O maç da iyiydi ama bir Alex yani bir Brezilya-Meksika değildi. Özlenen Dünya Kupası’na dair ne varsa bu maçta vardı: Festival atmosferinde güzelce delirmiş tribünler, tarafsızları bile ayağa kaldıran kıran kırana ikili mücadeleler, teknik maharetin yanında en az onun kadar çarpıcı bir topa sertlik... ABD’ye karşı güneyindeki tüm mazlumların birleşmesini hayal eden Bolivarcı bir Türk olarak Brezilya-Meksika maçı gönlümüzdeki futbol kıtasının 2018 standartlarındaki medar-ı iftiharı oldu. Hangisi elense yazık olacaktı, başta Perran Kutman Ochoa olmak üzere Meksika’ya yazık oldu. Brezilya’nın tam da teknik direktör Tite’nin hedeflediği cinsten attığı iki boş kaleye tipleme golü Cruyff’un yıllarca anlatmaya çalıştığı cinstendi: Kolektif olarak en başarılı gol boş kaleye atılandır. Çünkü rakibinize kolektif açıdan tek savunma şansı dahi bırakmadınız demektir...

Maçın sorusu

Neymar saha dışında yerde kaldığı pozisyonda ayağına basılma acısını abartıp yalancı çobanlık yapmasa, Layun kırmızı görür müydü?

Maçın starı

İlk yarı sonunda Willian maskesi takmış Pennant çıkıp yerine gerçek Willian sahaya çıkınca destekçilerini ihya etti.

Ochoa’nın harika kalecilik performansı. Lakin kendisi Meksika forması ile Süpermen gibiyken neden kulüp takımlarında Klark Kent?

Kısa mesaj

Infantino denen asla güvenilmez şahıs, Dünya Kupası’ndaki takım sayısını 48’e çıkarmakta ısrarcıysa, bari Güney ve Orta Amerika’dan takım sayısını arttırsın.

Almanya’yı yenerek büyük sükse yaratan Meksika, zorlu bir gruptan geldi. Ancak son maçlar itibariyle Almanya’nın sandığımız kadar güçlü olmadığı tescillendi. Yani Meksika’nın, Almanya’yı yenmesi, Meksika’nın başarısı olduğu kadar Almanya’nın da eksiklerinden kaynaklanmış gözüküyor. Brezilya ise henüz maksimumum seviyede oynamadı, turnuvaya ikinci viteste başladı. O vitesi gitgide artırmayı planlayan bir hocaları var. Brezilya’nın hocası Tite, Corinthians’ı büyük başarılara taşırken de benzer bir metot uygulamıştı. Bu durumda Sambacılar’ın artık ağırlığını koyacağını, Meksika’nın da her turnuvada olduğu gibi inişli-çıkışlı bir grafik sergilediğini düşünürsek, Brezilya’nın çeyrek finale çıkacağını düşünüyorum.

Bu istatistiğe dikkat

Brezilya, son 15 maçını da kaybetmedi. Meksika ise Brezilya’ya karşı oynadığı son 15 maçın 7’sini kazanırken, 5’inde Sambacılar’a mağlup oldu.

Ön plana kim çıkar?

Brezilya’nın şu ana kadar en iyisi açık ara Coutinho’ydu. Artık Neymar’ın kendisine tanınan şanslara karşılık verme zamanı geldi. Daha az top ezen, daha fazla takımı için oynayan bir Neymar sahneye çıkmalı. Meksika’da da yine Lozano’ya dikkat

Kısa mesaj

Neymar, Brezilya için kilit oyuncu. Bu nedenle artık kendini daha az yere atmalı, daha fazla ayakta kalarak, yeteneklerini sergilemeli. Biz de onu izlemenin keyfini yaşamalıyız.