Arama

Popüler aramalar

‘’İdman oldu!‘’

Oğuzhan Özyakup, bu sezon oynadığı maçlarda çok etkili. Dikine oyun zekasını ve fizik gücünü biraz ön plana çıkarırsa Fernandes’in imza kaprislerine gerek duyulmaz. Bunu söylerken Fernandes’i de harcamamak lazım. Dün çok arzulu ve mücadele futboluyla galibiyetin mimarlarından birisiydi. Bizi sıkıntıya sokan konu kaprisleri tabii ki..

Almeida’yı pivot santrfor özelliğine en iyi örnek gösterebiliriz de, acaba bu özelliğini Beşiktaş’ta gösterebiliyor mu derseniz; hayır. Bakmayın farklı skora ve Portekizli’nin gol atmasına. Maalesef Beşiktaş’ta yalnızları oynuyor. Ayrıca ceza alanından da çok uzakta. Olcay ve Gökhan Töre pivot santrforu tamamlayan yardımcı oyuncular. Ama onlar kendilerine oynuyor. Şimdi diyeceksiniz ki, Gökhan’a da güzel futbol oynadığı bu maç için seler söylüyorsunuz. Alışkanlık kötü şey. Bize ilk beş hafta Gökhan ile Olcay öyle huzur ve mutluluklar yaşattı ki, onun için bu sitemlerimiz.

Konyaspor belki de, dün geceki yalnızlıkta Beşiktaş’ın şansıydı. Fenerbahçe maçı öncesi sıkıntı yaratmadı. Hatta iyi idman verdi de diyebiliriz.

Ben hala aynı fikirdeyim; Hutchinson’dan sol bek ve kanat oyuncusu olmaz. Nasıl katrandan şeker olmayacağı gibi.

Bilic’e de bir lafın var. İlk yarıda 3-0’ı yakalamışsın, yukarıda da söylediğim gibi Hutchinson’ın orada sıkıntılı olduğu gözüküyor. O halde İsmail Köybaşı’nı kulübe yerine sahaya sürse, hazırlasa, daha iyi olmaz mıydı? Yok, ona heyecan lazım. Nitekim ikinci yarı başlar başlamaz, Ersan ve Sivok kuleleri arasında Selim’in golü, maça hem heyecan, hem de kalite getirdi. Ama Bilic bilmeli ki, her rakip Konya gibi olmaz.

26 Kasım 2013, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yalnız adam‘’

Siyah-Beyazlılar’ın defansında son haftalarda büyük sıkıntılar var. 6 haftada 12 kayıp puan... Makas açılmış kredi de erken bitmişti. Beşiktaş 3-0 galip, diyeceksiniz ki çok üstün. Ancak değil. Sahanın yıldızı Beşiktaş adına ‘Yalnız adam Tolga’. Kaleci antrenörü Sambade, tenis topuyla refleks hareketleri yaptırıyordu. Meyvelerini de verdi. Maçtan sonra Tolga alnını yere koyarak secde etti ve dua etti. Kaldır başını Tolga, dünün kahramanısın.

Atiba, can simidi. Dün de Serdar’ın yokluğunda sağ bekti... Motta atıldı. Haftaya sol bek de olur. Ancak Motta, diline hakim olmazsa dünkü gibi her an bir var bir yok olur. Dün çok pas hatası vardı. Her iki hoca da risk aldı. Yukarıda da belirttiğim gibi Beşiktaş’ta olan Kayseri’de yoktu.

O da Tolga. Gökhan Töre’nin dikkat etmesi lazım. İlk 4 hafta harikalar yarattı, milli takımda da formayı kaptı. Transfer hayalleri de yarattı. Eğer böyle giderse önce klübeye gider, sonra transferi de yalan rüzgarı olur. Miras yememeli. Ligin sonuncusu Kayseri, skor kimseyi aldatmasın dün kalbura dönebilirdi. Müsabakanın hakemi İlker Coşkun... Elinden sarı kart hiç düşmedi. Yalnız Olcay’a Gökhan’a yaptığı hareketten dolayı verdiği sarı kart yanlış ama Mottoa’nın kırmızı kartı yerinde. İlk gol bir değil, iki sefer ofsayt şüphesi taşıyordu.

10 Kasım 2013, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Olmadı Bilic‘’

Tabii ki oyunu açmak için ya oyunu kenarlara taşıyacaksın, ya da ikiye birlerle pozisyon arayacaksın. Almeida, olması gereken yerde değil, ceza alanı dışından uzaklaştığı müddetçe sıkıntı! Dün de öyleydi, yarın da olacaktır. Çünkü Gökhan Töre ile Olcay bencil oynuyor. Oğuzhan topun sibobunu arıyor.

Yani yukarıda söylediğim gibi idmanlardaki oyuncularla RTE’deki oyuncular arasında uçurum var. Çare neydi? Almeida’yı ceza alanında tutmak. Rakip zaten kapanmış, sen Eneramo’yu Almeida’yla birlikte oynatmak varken sen Almeida’yı çıkarıyorsun. Rakip zaten üstüne tek forvetle geliyor... Çevir oyunu 3-5-2’ye Oğuzhan’ı, Fernandes’i koy Eneramo ve Almeida’nın arkasına bak o zaman hem pozisyon hem da gol gelmeyecek mi?

Zaten yan toplarda zayıfsın. Son 20 dakika bir sürü yan top oldu bir sürünü de Eneramo sahayı seyretti. Sıkıntı şurada; Fernandes, çok şahsi, takıma oynadığı kadar kendine oynuyonr. Yani şunu söylemek istiyorum; bir takımda bir kişiyi kaldırabilirsin, iki kişiyi kaldırabilirsin eğer bu sayı 3-4 olursa işte dünkü gibi feleğini şaşırırsın. Olcay-Oğuzhan-Gökhan maalesef hala miras yemeye devam ediyor. Karabük, sana karşı kaleye 6 şut atmış, sen iki tane pozisyon bulamıyorsun. Zaten olacağı da buydu. Onun içindir ki, dün Bilic’e notum kırık.
Beşiktaş’tan yolu geçenler: Alıştım artık, daha doğrusu zevk alıyorum Beşiktaş çocuklarını izlerken. Erkan Kaş, Beşiktaş’a 5 topa transfer oldu Esenler’den. Öbür taraftan 5 milyon topa gelenle ne fark var? Tabii ki, Karabük kulübesindeki Emre Özkan’ı unutmamak lazım.

04 Kasım 2013, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Arıza devam ediyor‘’

Hele Escude’yle Ersan mükemmel eskortluk yapıyor birbirlerine. Kademeye girecek seri, çabuk, yerde kalmayan bir oyuncu eksikliği aşikar. Beşiktaş’ın ilk transferi Franco’ydu. Yere göğe sığmıyordu. İdmanlarda var, maçlarda tribünlerde. Akhisar kendi sahasında rakiplerine üstünlük sağlayan en istikrarlı takımlardan biri. Akhisar’da yolu; Beşiktaş’ın özkaynak düzeninden geçecek iki oyuncu var: 22 numara Güray ve 7 numara Kenan. Bu iki oyuncu sahanın en iyileriydi. Bugün bütün gazetelere bakın, methiyelerin çoğu onlara. Olcay ve Gökhan’ın biraz fazla oynama isteği Almeida’yı ceza alanlarında hep yalnızlığa itiyor. 90 dakika oynamasına rağmen o da yalnızlığı çok seviyor, zaten oyunda hiç yok, gol atmasına rağmen. Motta’yı ilk oynadığı Bursa maçında herkes çok beğenmişti. Dün gece ben de beğendim. Her şeyden önemli fuzuli işler yapmıyor ama fuzuli fauller yapıyor. Oğuzhan’la Fernandes ligin başındaki pozitif futbola dönüş olabilir. Atiba iyiyse kulübede olmaz. Saklıyayım rakip yorulsun ondan sonra oyuna alayım diyorsan, işte dün akşamki gibi ‘atı alan Üsküdar’ı geçmiş olur sen de nalları toplarsın’. Son 20 dakika tenis maçı gibiydi iki takımda da orta saha yoktu. Dün şunu gösterdi Siyah-Beyazlılar üstüne gelen takımlara karşı feleğini şaşırıyor. Tolga ne yapsın, ya da oynasa Cenk. Mustafa Abitoğlu hakemliğinin son demlerinde. Kenan’ın ve Olcay’ın pozisyonu aynı dakikada oldu. Kenan’a sarı kart Olcay’a penaltıydı. Beşiktaş bu konuda niye feryat etmiyor. Tribünlere değil, el oğlu gibi başka yere sesi çıkarmak lazım. İsteyen istediğini alıyor.

27 Ekim 2013, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yalnız Kartal‘’

Seyircin yok, hocan tribünde, atmosferi soğuk bir stat bir kenara, ısınırken sakatlanan Sivok seni karşı kaleye en rahat taşıyacak iki tane üretken Atiba ve Oğuzhan da yok... Kısacası Beşiktaş’ın dünkü beraberliğe şükretmesi lazım. Beşiktaş adına sahanın en iyisi kim diye sorarsak. Cevabımız Tolga Zengin olur. Bilhassa orta alanda Atiba’nın eksikliği çok hissedildi. Doğrudan kaleye giden en kısa yoldan topu aktaran, gereksiz işler yapmayan bir oyuncu. Tabii ki bu durumda Fernandes de yalnız kalıyor. Almeida’dan da gol beklemek biraz da tesadüflere kalmıştı. Çünkü Beşiktaş takımı ceza sahasına giremiyordu. İki tane çok temiz pozisyonu girdi Almeida, Portekiz Milli Takımı dahil son haftalarda acemice pozisyon alarak tabelayı değiştiremedi. Bunda tabii ki Serkan Kırıntılı’nın da başarısının etkisi vardı. Golü ölü toplardan bekledi. Sivok yok, Escude, Ersan çıkamıyor. İki takım da satrançtaki gibi bir bir hamlelerini bekliyor. Bu da oyunun kalitesini düşürmüyor değil... Bir de; Yunus Yıldırım hadisesi var. Müsabaka talimatı, hakem el kitabı ona göre hiç önemli değil, takmıyor. Ona göre Yunus Yıldırım talimati var. Kuralları öyle uyguluyor. İkili mücadelelerde barajlarda orta alanda oyuncuların birbirine yaptıkları oyun kuralları dışındaki eylemlerde Yıldırım kendi kuralını uyguluyor. Merak ediyorum FIFA kokartı yabancı dil bilmediği için elinden alınmıştı. Yabancı oyuncularla hangi dilden anlaşıyor? Yes-No yetiyor. Ama bize yetmiyor. Son zamanlarda Halis Özkahya 1, Yunus Yıldırım 2... Yönettikleri müsabakalarda Beşiktaş hep sıkıntı yaşadı. Bu sıkıntıların sebepleri de sakatlık değil. En büyük sıkıntı da düşünülmeden çaldığı düdüklerdi. Sevindim, Rizespor’da Kıvanç, Sezer ve Cumali 3’ü de Beşiktaş patentli altyapıdan giden çocuklar... Allah aşkına ne fark sahadaki Siyah-Beyazlılar’dan?

22 Ekim 2013, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aferin Necip‘’

Her iki takımın da en önemli artısı teknik adamları. Samet Aybaba da, Ertuğrul Sağlam da Beşiktaş’ı ciğerlerine kadar tanıyorlardı. Kadronun da sıkıntılı olması, Samet Aybaba’nın işine gelmişti. Orada bir darbe yemişti Beşiktaş. Ertuğrul Sağlam’dan da alınacak bir olumsuz neticeyle telafisi olmayan bir yola girebilirdi Beşiktaş. Kısacası enkaz olabilirdi.

Bilic’e akıl sır ermiyor. Kazanan daima haklıdır. Tamam da Atiba’yı sol tarafta oynatmaya bir anlam veremedim. Çünkü hem Fernandes’in oyunu, Olcay’ın, Gökhan’ın üretkenliği, aynı zamanda da defansın rahat oynaması Atiba’nın ön taraftaki üretkenliğine bağlıydı. Ama ne hikmetse Antep maçı dahil, Atiba’yı Bilic burada kullanmak istiyor.

Neyse ki Necip, dün bu açığı kapattı. Aslında dün oyun 50 metrede oynandı. Her iki takım da ceza sahalarına girmeyi ölü toplar dışında unutmuştu. Bu bölgede çokta pas hataları yaptılar. Ama Bilic de Ertuğrul hoca da risk almadı. Beşiktaş adına Eneramo belki kariyeri boyunca yalnızları oynadığı en önemli bir müsabakaydı. Olcay da, Gökhan da, Fernandes de geçmiş haftaların aksine ceza sahası bölgelerinde ölü toplar dışında yoktular.
Ömer Şişmanoğlu, en son Eskişehir’de gol atmıştı. Dün de Eskişehir’de sezonu açtı. Antalya’daki nöbetçi golcü yakıştırmasını konuşturdu ama bu golde de asıl beceri Fernandes’di. Fernandes demişken; varlığı bir dert, yokluğu bir dert. Öyle kritik anlarda öyle kritik hareketler yapıyor ki, bütün eleştirileri bir anda siliyor. Tolga Özkalfa’yı bin metreden görsek koşu stilinden Tolga olduğunu anlarsın ama hakemliğinden bir şey anlayamıyoruz. 50. dakikada Erman’ın Necip’e yaptığı hareket sarı kart. Bu da demek ki, ikinci sarıdan kırmızı. Tribünün rüzgarına göre düdük çalmayacaksın. Zor bir deplasmandı, Beşiktaş’ın hayata dönmesi açısından çok ama çok önemli bir üç puan oldu...

06 Ekim 2013, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Böyle mi olmalıydı?‘’

Maç öncesi Fırat’ın başlama ve nasibi olmayan bitiş düdüğüyle saha dışında tribünde yaşananlar da kolay kolay unutulmayacak. Neticeden daha önemli şeyler vardı. Öncelikli iş ahlakı ama Galatasaray’daki 1-2 oyuncu başta Melo günün yaşanmasının asıl sebebiydi. Yazık. Değer miydi? Halbuki ne güzel başlamıştı. Bütün bu yaşananlar da hep neticeye endeksli mi olmalıydı. Ne diyoruz spor, yenmekte var yenilmekte var. Serdar Kurtuluş’un topun sibobunu aramayıp Motta gibi topu taça atsaydı. Veli ayağındaki topu kırmızı yerine beyaza verseydi, belki bugün bu satırlarda bunu okumayacaktık. Şimdi ne olacak? Hükmen mağlubiyet bir kenara en az 5 maç Olimpiyat Stadı hayal. Rize maçıyla başlamak üzere ilk yarıyı Beşiktaş, İstanbul’a kapatmıştır. Üzüntüm dünkü maçtan önce yaşananlar bizi memnun etmişti. Onlara bilhassa Doğu tribününe teşekkürler bize yaşattıklarınızdan dolayı diyecektim ama yazıklar olsun diyorum, yazıklar olsun. Şimdi herkes Fırat Aydınus’a sallayacak ama en son sallanacak isim bence. Neticeye teshir edenleri de bekliyorum ne ceza görecek. Şimdi 6222 yasa kullanılacak mı? Yoksa bu olayları yaşatanları karakollardan çıkarmak için uğraşılacak mı? Güzel giden işlere çomak sokmak budur. Sevmeyin kardeşim sevmeyin. Eğer camiana, takımına bu derece zararlar vereceksen sevme kardeşim, gelme kardeşim. Yazıklar olsun. Alttarafı 3 puan kaybettin. Halbuki Beşiktaş’ın havası da vardı, süksede veriyordu, olabilir iş kazası da olacaktı. Şimdi en kaz bıraktınız en kaz. Düşün asalaklar kulübün üzerinden düşün.

23 Eylül 2013, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Yemen Ekşioğlu ile 4 Soru 4 cevap‘’

İnönü’nün ardından Olimpiyat Stadı’nın bu kadar dolu olmasını bekliyor muydunuz? Bu seyirci sayısını neye bağlıyorsunuz ?

İnönü Stadı’ndan sonra kesinlikle bu taraftar sayısını bekliyordum. Ve bu sayının çok daha artacağını umuyorum. Galatasaray maçı için taraftarlar çok iyi organize oldu. Bütün biletleri tüketmek üzereler. Stat tamamen dolacak. Bundan sonraki karşılaşmalarda da Beşiktaş’ın Olimpiyat Stadı’nda devam edeceğini düşünüyorum. Galatasaray maçının ardından 2 mücadele deplasmanda oynanacak. Rizespor maçının da Kasımpaşa’da oynanacağını düşünmüyorum. Alışkanlık kötü şey, Olimpiyat Stadı alışkanlık yaptı. Her şeye rağmen yollar tıkalı ama bu sezon buradayız. Beşiktaş’ın sezon başındaki transferlerine ve takımın hazırlık dönemi dahil oynadığı oyun ve oyuncu kalitesine taraftarlar inandı. Bu nedenle bence Olimpiyat’ın dolu olmasının en büyük sebebi bu. Ne ben, ne de Beşiktaş taraftarı, stadın dolu olmasına şaşırmıyor.

Yıllardır Muhammed’i konuşuyoruz. Samet Aybaba, bu futbolcuya fazla şans tanımadı, Bilic’le süre almaya başladı. Muhammed’in bu gelişimi kendisiyle mi yoksa teknik direktörle mi alakalı?
Bir defa bu konuda Samet Aybaba’ya kesinlikle haksızlık yapmayalım. Muhammed’i ilk alan, çıkartan ve forma şansı veren zaten Samet. Ancak pişirip, sunumu yapan da Bilic. Şu anda tam hazır değil. Ama ben hala bu takımda Necip’e üzülüyorum. Bu da tabii Veli’nin iyi oyunundan kaynaklıyor. Burada Veli’ye verilen şans keşke Necip’e de verilseydi. Sezon öncesinde sakatlığından dolayı ameliyat olması, Necip’in şans bulamamasında en büyük neden. Mami, Beşiktaş özkaynak geleneğini bildiğimden dolayı, samimi söylüyorum, son dönemde ahlak olarak da Necip’ten sonra yetişen önemli oyunculardan birisi. Bu arada Erkut’a da üzülmüyor değilim. Bakın Eskişehir’de en kritik maçlarda Ertuğrul Sağlam görev veriyor.

Fikret Orman, göreve geldiği ilk yılda mali tabloyu düzenlemek için çok çaba sarfetti ve sportif başarı gelmedi. Bu sezon ise transferler de çok iyi.. Orman’ın yaptıklarını nasıl buluyorsunuz?
En önemli icraatı, yıllardır yılan hikayesine dönen stat meselesinin çözülmüş olması. Geçmiş dönemde statla ilgili herkes bir projeye ortaya koyuyordu ancak kimse bunu icraate dökememişti. Şimdi stadın tamamı yıkılmak üzere. Yakında da inşaat başlamış olacak. Ama mali tabloya bakarsanız, orada durun derim. Şu anda her şey bulanık. Ciddi ödemelerin zamanı geldiği zaman, bu soruya daha sağlıklı cevap verebilirim. Ahmet nur Çebi’den başka elini cebine atan kimse yok. Maalesef yönetici olmak için yönetici olunmaz. Bazı yöneticilerimizin eliyle cebinin arası, Paris kadar uzak! Şu ana kadar yaptığı icraatler bence doğru bir gidişatta. Ama seçmesi gereken bazı konular var ki, Fikret Orman’ın buna çok dikkat etmesi lazım. Bu satırlarda şimdilik söyleyemiyorum.

Henüz bu konuyu konuşmak erken ama, bu sezon şampiyonluk yarışındaki adaylarınız kimler?
Bu konuyu bir defa ayrı tutmak istiyorum. Dediğiniz gibi çok erken. Bir de biliyorsunuz, UEFA’dan verilen cezalar var. Bu durum, ligin bilhassa son haftalarında takımın motivasyonunu ne derece etkiler, onu da o dönem gösterecek. Ama kağıt üzerinde şampiyonluk diye sorarsanız, Beşiktaş’ın en büyük artısı, kulübesindeki zenginliktir. Yani sadece kulübe değil, tribündekilerin bile coşkusu, nefesi, sahadaki 11’de hissediliyor. Bunu oynanan müsabakalar da açıkça gösteriyor. Beşiktaş, enerjisiyle bu sezon çok farklı bir kimliğe bürüneceğini daha ilk haftadan gösterdi. Ancak ligin başında şampiyonluk havasına girilirse, o zaman sıkıntı olur.

11 Eylül 2013, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI