Arama

Popüler aramalar

‘’Sıradan bir sol bek değil‘’

Latovlevici bugünkü şartlarda çok isabetli bir transfer. Topu iyi, çabuk ve isabetli kullanabilen, kanat savunmasını başarıyla yaparken, o bölgede oyun kurucu görevini de üstlenen bir futbolcu. Takıma yararını lig içinde fazlasıyla görürüz. Galatasaray’ın bu sezon yapması gereken ilk transfer sol beke olmalıydı. Çünkü geçen sezon yediği gollerin hemen hemen çoğu sol kanadın arkasına atılan toplardan ya da rakibin soldan gelen ortalarındaki kademe hatalarından olmuştu. Kısaca Carole tekniği iyi, hücumu iyi gözükse de defansta sıfır bir performans çizmişti. Ben de yeni sezonda Galatasaray’ın ilk işi iyi bir sol bek tranfseri olur diye tahmin ediyordum.

Öyle renkli isimler geldi ki...

Ancak yönetim öyle renkli ve etkili transferler yaptı ki, acil olan sol bek tranferi en sona kaldı, karambol oldu. Uzun süren Asamoah transfer harekâtı da kötü bitince, çare içeriden bulundu. Teknik
direktör Tudor, Karabükspor’dan talebesi olana Latovlevici’yi isteyince bu iş oldu.

Gençler’den boşuna ayrılmadı!

Rumen oyuncu uzun vadeli değil ama en azından Galatasaray’ın bu bölgede 2-3 yılını kurtarır. Gençlerbirliği’nde ilk izlediğimde gerçekten nefis bir sol ayak olduğunu kanıtlamıştı. Ancak Latovlevici’yi sadece bir sol bek olarak görmemek lazım. Bir kere Gençlerbirliği’nden Karabükspor’a transferi, rahmetli İlhan Cavcav’ın yerli Uğur Çiftçi’yi oynatarak parlatıp İstanbul’a satma planının bir parçasıydı. Nitekim Karabükspor’da tecrübeli Rumen oyuncu hem sol kanat savunmasını başarıyla yaparken hem de o bölgede bir oyun kurucu görevini üstlendi. Çok isabetli uzun top atabilme ve zaman zaman da rakip kaleyi yoklayan etkili şutların sahibi oldu.

Taşlar yerine oturmuş oldu

Sözü fazla uzatmadan, bana göre Galatasaray bugünkü konjonktürde sol beke çok isabetli bir oyuncu aldı ve takımda taşları yerine oturttu. Dikine oynayan, pres yapan, top kapan bir Galatasaray takımında topu iyi, çabuk ve isabetli kullanabilen bir savunma oyuncusunun yararını lig içinde fazlasıyla görürüz, hayırlı olsun.

08 Eylül 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sadece izledi!‘’

Olmadı Lucescu... nNe tecrübene ne de bilgine yakışmadı böyle bir futbol... Biliyorum elinde sihirli değnek yok. Daha ilk maçındı ama sahaya böyle bir 11 sürmekte neyin nesiydi? Ukrayna’da yıllarca çalıştın, daha önce de Türkiye’de. İki ülkenin de artılarını eksilerini senden daha iyi kimse bilemez. Öyle bir 45 dakika izledik ki sen de bizim gibi saha kenarından izledin ama hiçbir müdahale etmedin. 2- 0 yenilgiyle soyunma odasına girdiysek rakibin beceriksizliğindendi.

Savunma ile orta alan arasındaki ilgilisizlik inanılır gibi değildi. Bundan önceki son milli maçımızdan bu kadroda Volkan Babacan, Ozan Tufan, Cengiz Ünder ve Mehmet Topal var. Tamam yeni bir yola çıkmış olabilirsin ama yedek kulübesine baktığımızda madem bu isimleri çağırdıysan çok daha iyi bir 11 çıkarılabilirdi.

Kural sorunu

Zaten Oğuzhan krizi yaratıp sonrasında aptal yerine koydun eleştirenleri hiç de yakışmamıştı senin gibi bir ustaya. Biz seni seviyor sayıyorsak sende bizi sevmesen de saygıyla karşılamalısın... Oysa dün gece İzlanda kaybetmiş, kazansak 2. sıraya çıkacacağız. Hatta maç fazlasıyla liderliğe! Üstelik salı günü evimizde Hırvatistan’ı devirip orada kalıcı olma şansımız da vardı. Şu bir gerçek ki 37 yaşındaki Emre Belezoğlu’dan medet umar bir hale gelmiş Türk futbolunda, yabancı sayısını 14’e çıkartarak ne hale geldiğimizin resmidir Ukrayna maçı. Düşünsenize kaleyi bulan ilk şut 30. dakikada, ilk ciddi gol pozisyonu 69’da...

Sıradan forvetler, sıradan savunmalar, sıradan orta saha oyuncularını kritersiz ülkeye sokup yerli oyuncu sayısı ilk 11’lerde 2’ye 3’e düşerse daha çok hayıflanır dururuz. Kimse kendini kandırmasın Türk futbolu iyi yönetilmiyor, alınan sonuç da bununla doğru orantılı. Fazla söze gerek yok...

03 Eylül 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aslan o ruhu yakaladı‘’

Galatasaray, Sivasspor karşına müthiş bir motivasyon ile çıkacak. Sarı-Kırmızılı ekibin Östersunds’a elendiği günle bugün arasında gece ile gündüz gibi fark var. Çünkü o kadrodan bir çok isim şimdilerde yedek kulübesinde olmaya razı! Kayseri ve Osmanlıs maçlarındaki performans taraftarı mest etti ve Sivasspor maçında 50 bin kişilik destek asla sürpriz değil. Sadece alınan sonuçtan değil, bu kadar kısa sürede yeni transferlerin uyumu ve katkısı Galatasaray taraftarını hem şaşırttı hem de sevindirdi.

Tudor gösterilen ilk maçtaki tepki de dindi. Şimdi rakip Sivasspor. Galatasaray sahaya yine agresif ve ofansif bir ruhla çıkacaktır. Tabii ki bu ruhla çıkmak yetmiyor bunu sahaya pratikte uygulayabilen çok yetenekli bir takım var.

Sivas çok koşmalı

Avrupa’ya erken veda etmelerinin mahcubiyetini bir anlamda ligde olağanüstü başarıyla affettirmek isteyen bu oyuncu grubu karşısında Sivasspor puan almak istiyorsa çok koşmalı. Ancak birbirini tanımayan kadronun şu anda bunu başarması pek kolay değil. 5.-6. hafta olsa durum farklı olabilirdi. Her şeye rağmen Samet Aybaba gibi tecrübeli bir hocanın Galatasaray’ı durdurmak için mutlaka bir planı vardır. Kişisel fikrim; orta sahayı güçlü tutarak ve pas trafiğini keserek bunu başarabilirler. Kendi ceza sahasına Galatasaraylı oyuncuları olabildiğince az sokmalılar. Yoksa sıkıntı yaşarlar.

25 Ağustos 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yenilgiyi haketmedik‘’

Hani bir söz vardır dilimizde “Sert kayaya çarptı” şeklinde. Gerçekten dün gece Sevilla karşısında, Başakşehir’i izlerken bu deyişi hatırladım. Tabii ki İspanyol ekibiyle, Başakşehir’i karşılaştığımızda bizim ekibimiz emekleme safhasında. Sevilla ise Avrupa kupasını defalarca müzesine götürmüş bir marka... Ancak Başakşehir’in rakip kim olursa olsun asla teslim olmayan yapısı bizim için umuttu. Üstelik bu sezon kurulan kadro Avrupa için yapılandırılmıştı. Sonuçta Sevilla serisinden sonra ya Şampiyonlar Ligi ya da Avrupa kupası gruplarına devam vardı.

Gol bölgesinde yetersiz kaldık

İlk 15 dakikada öyle müthiş bir hücum presle bizi bunalttı ki Sevilla sahamızdan çıkmakta zorlandık. Özellikle sol kanattan çok etkili oldular ve golde bu bölgeden geldi. Rakip öne geçtikten sonra biraz daha rölanti oynadı. İşte bu bölümde çok hazırlık pası yaparak beraberlik golünü aradı Başakşehir, ama gol bölgesinde yetersiz kaldık. Maçın başındaki Mossoro pozisyonu hariç tribünler heyecanlandıramadık. Üstelik müthiş arkalı önlü iki kanada sahip bir Başakşehir’in daha üretken olmasını beklemek hakkımızdı...

Sevilla zor anlar yaşadı

İkinci yarı net bir şekilde roller değişti. Başakşehir orta alandaki baskıyı artırıp topa sahip olan taraf olunca aradığımız golü de Elia ile bulduk. Avcı’nın, Visca’yı alıp Kerim’i sokması takıma hareketlilik getirdi. Özellikle ilk yarıda daha savunmayı düşünen iki bek ataklara katılınca Sevilla zor anlar yaşadı. Özellikle Emre, Mahmut ve Adebayor performansı çok etkileciydi. Togolu Başakşehir’de ikinci baharını yaşıyor ve sezona müthiş bir başlangıç yaptı. Herşey lehimize dönmüşken rövanş için umutlanmışken Ben Yedder’in ayağından yedimiz golle büyük bir hayal kırıklığı yaşadık. Gerçekçi olmak lazım bu sonuç sürpriz değil, Sevilla’ya karşı. Ama yine de ikinci yarıdaki performansla yenilgiyi haketmedik. Artık İspanya’da işimiz çok zor Şampiyonlar Ligi bize biraz daha uzak diyebiliriz...

17 Ağustos 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Başkent'te golsüz gece‘’

Ankaragücü yıllar sonra Süper Lig’e çıkmak için uzun ince bir yola çıktı. Erzurumspor ise ilk maçında etkili transferleriyle lige iyi bir başlangıç yapmak amacındaydı. Oyuna iki ekip de temkinli başladı. Ancak 1. dakikada Ozan’ın, İlhan Parlak’a hava topundaki dirsekli temasına Süleyman Abay haklı olarak sarı kart verdi. Karşılaşmanın ilk 25 dakikasında defansif bir futbol izledik. 11’de Ankaragücü defansı ofsayt diye durdu, Hamza uygun durumdaydı ama değerlendiremedi. 27’de soldan gelen Ankaragücü atağında Erhan Çelenk’in göğüs pası kısa düşünce İlhan araya girdi ancak mutlak bir golü kaçırdı. 43’te önce Korhan ceza alanı içinde Yunus’u topsuz alanda yere indirdi. Ardından gelişen ikinci atakta Burhan düşürüldü. Abay iki pozisyona da devam dedi. Ama bana göre ikisi de penaltıydı.

Hamleler yetersiz kalınca

İkinci yarıya hızlı başlayan taraf Erzurum’du. 46’da Hamza, Korcan’ı geçti ama ağları bulmadı. 56’da Diene ortaladı, İlhan vurdu top savunmadan döndü. 79’da İlhan ceza alanı içinde gollük pozisyonu kötü bir vuruşla harcayan isimdi. 87’de kornerden gelen topta Lokman’ın kafayla vuruşu az farkla dışarı gitti. Oyunun son bölümlerindeki skoru bozma çabası sonuç vermeyince, iki takım da bir puana razı oldu: 0-0.

12 Ağustos 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Başakşehir istediğini alır‘’

Başakşehir ülkemizi temsilen Belçika deplasmanında. Son iki sezonun 4’üncüsü bu akşam Şampiyonlar Ligi vizesi almak için Brugge ile karşılaşacak. Kağıt üzerinde tecrübe ve yapılan transferlere bakarsak iki ayaklı maçta ağır basan taraf biziz kendimizi asla aşağıda görmeyelim. Ama bir taraftan da gerçekci olup ayakların yere değmesi lazım.

Unutmayalım ki bu Brugge 2015’te Beşiktaş’ın hayallerini Olimpiyat stadında yıkmıştı. Şöyle bir hatırlarsak Liverpool’u elemiş Beşiktaş’a, Brugge çıktığında çanta da keklik görmüştük ama sonuç hüsran oldu. Belki o zaman ki Brugge ile şimdiki farklı bir kadro diyebilirsiniz. Ancak Avurapa ekiplerinde kadrolar değişse de mantelite ve fizik gücü konusunda fazla değişiklik olmuyor. O nedenle Başakşehir ilk maçta iyi bir sonuç alıp, evinde Devler Ligi’nde gruplara kalmak istiyorsa rakibi çok ciddiye almalı. Aslında Abdullah Avcı’nın yönettiği bir ekipten başka bir şey bekleyemeyiz ama Başakşehir’in de bu kadar flaş transferlerle beraber bazı soru işaretleri taşıdığının da altını çizelim.

Kendi gibi oynarsa...

Kabul pozitif yönlerimiz çok ama geçen sezona göre ofansta Cengiz gibi rakip savunmanını dengelerini bozacak bir isim yuvadan uçtu. Asıl önemlisi bence savunma hattının performansı. Ezbere bildiğimiz savunmadan Yalçın ve Bekir gitti. Yeni transfer Chedjou’nun sakatlanması da hesapları bozan başka bir gelişme oldu. Çünkü bir takımın savunma hattını oturttunuz mu bir çok şey kolaylaşır.

Avcı sanırım en çok bu bölgenin ne yapacağını merak ediyordur. Üstelik Slovenya kampında çok da doyurucu ve test edici maçlar oynamadılar. Açıkcası gerçek teste Brugge maçı ile girecekler. Özgüveni yüksek ve maliyetli bir kadro olarak Başakşehir’in İstanbul’a başarılı bir sonuçla döneceğinden eminim. Yeter ki Başakşehir gibi oynasınlar...

26 Temmuz 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Finale yakışmadı‘’

Dün gece Antalya’da futbol adına utanç gecesiydi. Sadece ilk yarının 17 dakika uzatılması yeter de artar bile... Kimse kusura bakmasın bu maçı bu hale getiren, bu stada bu kadar patlayıcıyı sokulmasını engelleyemeyenlerdir. Bir başka sebep Türk futboluna Passolig diye ucube bir uygulamayı sokup kurallarını uygulamayanlardır. Ben sahadaki iki takımın futbolcularına yaptıkları centilmence mücadeleden dolayı saygı duyuyorum ama iki takımın taraftarına maalesef bizlere bu geceyi zehir ettikleri için saygı duymuyorum.

Seyircisiz başlar!

Hakemin işi zordu belki; o da bu kadarını beklemiyordu. Ama elinde yetki var, kuralları uygulamalıydı. Bu kadar tölerans fazlaydı bana göre. Şimdiden söyleyeyim, gelecek sezon bu iki takım da sezona seyircisiz oynama cezaları ile başlar. Çünkü şanlı federasyonumuz bu konuda acımasızdır. Gelelim biraz da maça; evet iki ekip de taktik disiplin açısından iyi oynadılar, iyi mücadele ettiler.

Penaltılara razı!

İlk yarıda daha iyi oynayan taraf Göztepe oldu. Özellikle Umut’un üst direkten dönen topu belki de İzmir ekibi adına kırılma anıydı. Eskişehirspor ise orta alan ve savunmada etkili oynadı. Göztepe’nin iki kanadını etkisiz hale getirip Jahovic ile Umut’un istediği yan ortalara fırsat vermediler. Ve Göztepe’nin az adamla yakalandığı bir pozisyonda kontratak silahı Ofoedu ile de öne geçmesini bildiler. Göztepe’nin yenik duruma düştükten sonra bir B planı devreye sokması lazımdı. Yılmaz Vural 3 değişiklik hakkını aynı anda yapıp son kozunu kullandı. Nitekim bu hamle oyuncuları da Jahovic’in attığı beraberlik golünün hazırlıyıcısı oldular. Uzatmalarda iki takımın da eşitliği bozmaya niyeti yoktu ve sonucu penaltılar belirledi. Hoşgledin Göztepe...

05 Haziran 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Taktik savaşını Kocaman kazandı‘’

Kupa finali biraz sıkıntılı başladı Eskişehir’de. Öncelikle maçın hakemi Fırat Aydınus ile Emre Belezoğlu arasındaki diyalog kabak tadı verir cinstendi. Bir hakem her pozisyonda izahat vermeye mecbur mu! Hem oyun duruyor hem de hoş bir görüntü değil hakem otoritesi açısından.

Tribünlere gelince... İyi ki bu ülkede olağanüstü hal var. Kardeşim bu kadar başıbozukluğa nasıl bir güvenlik önlemi olmaz, anlaşılır gibi değil! Maç oynanırken saha içinden taraftarlar başka bir tribüne alınıyor ve bu nedenle maç duruyor. İlk yarıya 6 dakika eklendi ama bu süre en az 10 dakika olmalıydı.

Kayıp bir ilk yarı

Diyebilirsiniz ki; ‘kardeşim maçı yorumlasana’. Bana göre ilk yarının yorumu 0-0’lık skor gibi futbol adına da sıfırdı. Birisi geçen sezonu 3. bitirmiş, diğeri bu sezonun 2.’si olan iki takımın finalde oynadıkları futbol bu olmamalıydı. Sahada oynamak isteyen taraf Başakşehir’di, oynatmak istemeyen de Konyaspor. Kim başarılıderseniz tabii ki Konyaspor oldu.

Başakşehir ise rakibin savunma anlayışını çözmekte sınıfta kaldı. Oysa Abdullah Avcı’nın elindeki enstrümanlar kalite olarak rakibin defansif anlayışını bozacak güçte olsa da, sahaya yansıyan görüntü yetersiz kaldı...

Duvar delindi, gol gelmedi

İkinci yarı Başakşehir, Konyaspor duvarını delmeyi başardı ancak aradığı golü bulamadı. Konyaspor adına Ömer Ali’nin orta şut karışımı direkten geri gelen topu haricinde bir şey göremedik. Şunu söyleyebiliriz; bu bir taktik seçim ve saygı duyalım. Ama futbol izleyicisi olarak zaman zaman 40 metrelik mesafeye inen bu anlayışın pozisyon zenginliğini de yanında taşımasını isterdik. Aslında finalin ikinci yarısını Şırnak’tan gelen acı haberle çok da konsantre izledim dersem yalan olur. 13 şehit verdiğimiz bir gecede neyin yorumunu yapacaksınız, her şey boş...

Sonunu bir şekilde getirmek gerekirse; Konyaspor 120 dakika eşitliği bozulmayan finalde penaltılarla zafere uzandı ve tarihinde ilk kez Türkiye Kupası’nı kazandı.

01 Haziran 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI