‘’2017'nin gücü‘’
Ankara’da tribünle birlikte liderlik keyfini süren, tadını oynadığı oyunla çıkaran bir Ankaragücü izledik. Ligin dibinden kurtulmak isteyen ve 9 puanı silinen Manisaspor karşısında İsmail Kartal’ın öğrencileri oyuna biraz tutuk başladı. Aslında Ankaragücü geride kalan 15 haftada genelde ilk yarıları istediği gibi oynamayan bir görüntü çizdi. Ancak tecrübeli kadro 30. dakikadan sonra ağırlığını koydu ve aradıkları golü de buldular İlhan Parlak’ın kafasından. Ankaragücü’nün en büyük silahı duran toplar. Nitekim ilk yarıda gol de yine köşe vuruşundan gelen paslaşmayla oldu. Manisaspor ofansif gücü yüksek bir kadro, ancak hücum yediğinde kırılgan bir yapısı var.
Bundan sonrası camianın
İkinci yarıya lider nefis bir golle başladı. İlhan Parlak ikinci golünü yarım vole ile atarken Ankaragücü’nü de rahatlattı. 2-0’dan sonra biraz rehavet kapılan Ankaragücü pozisyonlar verdi ama Ege ekibi değerlendiremedi. Başkent’te tribünüyle birlikte bütünleşen ve liderliği hak eden bir Ankaragücü vardı. İsmail Kartal ve öğrencileri üzerlerine düşeni yaptı. Ekonomik sıkıntıları halletmek de yönetimin, daha doğrusu camianın görevi. Bütün yükü sadece başkana bırakmak haksızlık olur.
‘’Gençler bir bir eriyor!‘’
Başkent’te 90 dakikadan golsüz beraberlik çıktı. Aslında bu sonuç konuk ekip Kasımpaşa için iyi ama 17. sıradaki Gençlerbirliği için iyi değildi. Ümit Özat son iki haftadaki çıkışı bir galibiyetle perçinlemek istedi ama olmadı. Özellikle ilk 45’te istatistik olarak da oyun olarak da denge vardı. Hemen hemen iki takım da tek net gol pozisyonu yakaladı ama skoru değiştiremedi. İkinci yarıda üstün olan taraf Gençlerbirliği oldu. Rakip ceza alanı içinde baskı kurdular ama savunmada eriyen pozisyonlar gördük.
Dün Gençlerbirliği az sayıda yakaladığı hızlı hücumlarda da çoğalamadı. Açıkçası iki takımın da öncelikleri hücumcuları oynatmamaktı ve bunda da başarılı oldular, zaten skor bu anlayışı fazlasıyla teyit etti.
Vedat erken girse...
Ümit Özat’ın 3 oyuncu hamlesi doğruydu belki de Vedat Muriç’i ikinci yarının başında soksaydı daha iyi olurdu diye düşünmeden edemedim. Çünkü Vedat oyuna girdikten sonra hem top tuttu hem aldığı pasları iyi kullandı. Kasımpaşa ise özellikle ikinci yarıda sadece bir puana oynayan bir takım oldu ve hedefine ulaşıp evinde döndü. Özet olarak birer puan maçın hakkıydı.
‘’Başakşehir'e yiğido vurgunu‘’
Sivas’ta ev sahibi, müthiş bir tempo ile oyuna başladı. Öyle bir ilk yarı oynadılar ki, Başakşehir karşısında belki Sivaslı taraftarlar bile şaşırmıştır! Bunu pozitif anlamda söylüyorum, çünkü Samet Aybaba orta alandaki düzeni çok iyi kurdu ve rakibin pas kalitesini adeta ‘dumura’ uğrattı.
Müthiş bir disiplin
Başakşehir, kazandığı takdirde tekrar liderliği yakalamanın bilinci içinde sahaya çıktı. Kurgusu da bu yöndeydi. Maç öncesi asimetrik bir oyun bekleyenler olmuştur ancak sahadaki futbolcu, beklenenin aksine Sivas’ın lehine gelişti. Kone ile Emre Kılınç’ın hücumdaki etkili oyununa Bifouma da aynı oranda katılabilseydi, skor 1-0’ın üstünde dahi olabilirdi. Başakşehir adına ise sadece Visca ile hücum yapmak yeterli olmadı. Bana göre Samet Aybaba kötü gidişi durdurmak için kadroda rotasyona giderken, kaleye tereddütsüz bir şekilde Tolgahan’ı koyarak cesur karar aldı. İlk yarıda skorun da, oyunun da hakimi Sivasspor’du. 17. dakikada Emre’nin asistinde Kone’nin attığı şık gol taraftarları da ayaklandırdı. İkinci yarıda Sivasspor kontrollü oynadı. Başakşehir baskısı karşısında panik yapmaya ev sahibi, dirençli oyununu sürdürdü. Abdullah Avcı, Gökhan İnler ve Kerim Frei’i alarak, bir şeyleri değiştirmek istedi.
Avcı’nın hamleleri...
Sivasspor ise son bölüme kadar savunmadan başlayan bir disiplinle alanları iyi kapatıp, rakibine istediği boşluğu vermedi. Avcı en son Mevlüt hamlesiyle bütün kozlarını kullanıp puan kovaladı. Adebayor ve Kerim ile net iki gollük pozisyonu kaçıran Başakşehir, maçı kaybetti ancak son saniyeler de gerilim filmi gibiydi. Sonunda gülen Sivasspor oldu...
‘’Göz Göz uçuyor‘’
Göztepe, rakibin de sıkıntılı durumunu göz önüne alarak kritik bir deplasmana çıktı. Malatya önünde İzmir ekibinin yapacağı ekstralar önemliydi. Nitekim bu anlamda hiç sıkıntı yaşamadılar. Duran topları büyük avantaj olarak kullanan Sarı- Kırmızılılar, maçı da bu şekilde kopardılar. Atılan goller elbette önemli bir çalışmanın eseri ancak sezon başında yapılan doğru transfer planlaması da hayati bir etken. Yerli ve yabancılarda ligi tanıyan isimlere yönelen, diğerlerinde ise tecrübeli oyuncuları tercih eden Göztepe, elbette doğru hoca (Tamer Tuna) yönetiminde Süper Lig’deki ilk senesinde müthiş bir ilk 15 hafta geçirdi.
Rotman fişi çekti!
Henüz 6. dakikada Kosanovic’in kullandığı serbest vuruşta bir diğer stoper Kadu kafayla topu ağlara gönderdi: 1-1. 8 dakika sonra Malatyalı Pereira, sert bir vuruşla cevap verdi: 1-1. 33’te Kosanovic’in kullandığı köşe vuruşunda bu kez Selçuk Şahin kafayla fileleri havalandırdı: 1-2. İlk yarı bitmeden ise Rotman’ın attığı gol, Göztepe’yi galibiyete iyice yaklaştırdı: 1-3. İkinci yarıda Malatya baskılı oynadı, Tamer Tuna ise yaptığı değişikliklerle kontrataklarla farkı artırmak istediğini gösterdi. Ancak Göztepe’de oyuna girenler beklenen etkiyi yaratamayınca, Malatyaspor 64’te Boutaib’in penaltısıyla farkı tekrar bire indirdi: 2-3.
Göztepe hak ediyor
Son yarım saatlik bölümde tecrübeli oyuncularının sayesinde stres yaşamayan Göztepe, önemli bir 3 puan daha alıp, seriyi 3 maça çıkarttı. İzmir ekibi dolu dizgin gidiyor ve bu başarıyı taraftarıyla, camiasıyla, oyuncu grubuyla fazlasıyla hak ediyor. Malatya’nın ise panik yapmasına gerek yok. Ancak Adem, Yalçın, Aytaç, Murat Yıldırım gibi kaliteli yerlileri bugün çok aradılar. Devre arasında gerekirse kadro kalitesini artırmalılar.
‘’Baskı kurdu maçı kazandı‘’
Aslında istim üzerinde bu maça çıkan iki takımın ne yapacağını çok merak ediyorduk. 7 haftadır kaybetmeyen Bursaspor acaba Fenerbahçe karşısında müthiş taraftarının önünde bir gerginlik yaşar mı diye düşünmeden edemedim. 3-5-2’yi Süper Lig’de en iyi oynayan ekip olarak Bursaspor ilk yarıda taktik disiplinden ödün vermedi. Birbirine denk mücadeleler de genelde üretmekten çok, bireysel hatalar beklenir. Ama dün gece ilk yarıda iki takımda hocalarının dediklerini harfiye uyguladı.
Hataya zorladılar
Bu dengede tek önemli fark Bursaspor taraftarıydı. Bu da takımı olumlu motive etti. Elbette ilk yarı biterken Janssen’in sakatlanıp çıkması Fenerbahçe adına şanssızlıktı. Futbol adına ilk 45’te savunma ve orta sahalara övgü yapabiliriz. Forvetler ise savunmalar karşısında çaresiz kaldı. İkinci yarıya daha iyi başlayan ve rakibi üzerinde baskı kuran Fenerbahçe oldu. Sarı-Lacivertliler oyunu rakip sahaya yıkmayı başarınca, ister istemez Bursaspor savunmasını da hataya zorladı. Ve zorlayış Fenerbahçe’ye penaltıyı getirdi.
Kaçınılmaz olur
Bursaspor kendi gücünü ve rakibin gücünü bilerek oynadı. Ancak evinde rakip kim olursa olsun savunmayı önplana alırsanız, gol yemeniz kaçınılmaz olur. Üstelik Janssen’in çıkıp Soldado’nun girebildiği bir kadro karşısında sıkıntı yaşarsınız. Bu düşünce ancak yenik duruma düştükten sonra değişti. Paul Le Guen, Badu’yu orta alandan çıkartıp yerine Delarge’yi aldı ve rakip kalede görünmeye başladı. Çünkü Stancu ve Kembo şimdiye kadar bu futbolla pozisyon bulmadı. Tam tersi kanatlar müthiş işledi. Kocaman bu trafiği kesince oyunun bir tarafı Bursaspor için yeterli olmadı. Gerçekten evinde net bir gol pozisyonu bulaması Bursaspor için düşündürücüydü. Fenerbahçe atanın kazanacağı maçta atmaya daha yakındı ve kazandı.
‘’Beton gibi Göztepe!‘’
Son iki hafta da kalesini gole kapayan Göztepe, Karabükspor deplasmanına iddalı geldi. Üst üste iki dış saha maçı oynayacak olmaları bir anlamda İzmir ekibi için bu maçın puansız geçmemesi demekti. Karabükspor ise çok kötü günler geçirmesi nedeniyle ve ilk yarı bitimine kadarki zorlu fikstüründen ötürü bu 90 dakikayı ölüm-kalım maçı olarak görüyordu. İlk yarıda iştahlı bir Karabük izledik. Orta alanı çabuk geçtiler, iyi pres yaptılar ama bir türlü aradıkları golü bulamadılar. Kazandıkları penaltıda Yatabare’nin şutunu Beto’nun kurtarması ev sahibi için kırılma anıydı. İlk ve tek isabetli pozisyonda çabuk hücumda Jahovic ile golü bulan Göztepe 3 puanı aldı. Atanın ile tutanın iyiyse maçı kazınırsın. Rakamların diliyle oldukça kötü istatistiğe rağmen Göztepe Beto’nun kurtarışları ve Jahovic’in kalitesiyle maçı çevirmesini bildi.
Tamer Tuna farkı
Göztepe Teknik Direktörü Tamer Tuna’ya da bir parantez açmak isterim. Çok genç bir teknik adamın maç sonunda bu kadar olgun ve gerçekçi bir değerlendirme yapması Göztepe’nin en büyük artsıdır bana göre...
‘’Hak ettikleri yerdeler!‘’
Hem Başakşehir hem de Kayserispor bugün puan cetvelindeki yerlerini hak ettiklerini oynadıkları futbolla gösterdiler. İkili mücadelenin ve baskının bu kadar yüksek olmasına rağmen taktik disiplinden vazgeçmediler. Sumudica, Başakşehir’in kaleden başlayan geriden oyun kurma özelliğini bilerek önde çok etkili pres yaptırdı takımına ve bunda da zaman zaman istediğini elde etti. Belki Umut’la öne geçtikleri gol böyle bir baskıdan gelmedi ama bu baskıyla elde ettikleri önemli pozisyonları oldu. Abdullah Avcı’nın öğrencileri ise belki kalitelerine yakışmayacak erken bir golle yenik duruma düşmelerine rağmen ayağa kalkmasını bildi. Orta alan mücadelesi bölüm bölüm bir Başakşehir’e bir Kayserispor’a geçti.
Badji atılırdı
İlk yarısı da ikinci yarısı da aynı tempoda geçen bir 90 dakika izledik. İki ekibin de kazanma isteklerine bakarsak Kayserispor bir tık daha üstte diyebilirim. Tabi ki maçın içinde tartışmalı pozisyonlar vardı. Adebayor’un attığı golde kolunu uzatması ve topa hakimiyetine alıp sonuçlandırması tartışılır. Ancak ikinci yarıda Kayserisporlu Badji’nin rakibine girişi bana göre net bir kırmızıydı. Beklediğim gibi 90 dakika izledim. Bana göre Başakşehir’in bu haftaya kadar kaybettiği maçlarda dahil en zorlandığı karşılaşma. Kayserispor ise sezon başı başarılı yapılanmasını istikrarlı bir şekilde devam ettiriyor...
‘’Bursaspor gümbür gümbür‘’
Bursaspor son 5 maçtır kazandığı rakibi Karabükspor önünde ilk yarıda bariz bir üstünlük kurdu. Özellikle elinizde Kembo gibi bir isim varsa sıkıntınız olmaz. Belki bu yarıda atılan 2 gol Kembo patentli değildi ama Kembo’nun hazırladığı nefis pozisyonlar izledik. Gerçekten Paul Le Guen 3’lü savunmayı oturttuktan sonra bir birini iyi tanıyan ve ne yaptığını bilen bir Bursaspor oluşturmuş. Üstelik maç öncesi Harun’un bir gün önceki idmanda sakatlanıp kadrodan çıkmasına rağmen genç kaleci Muhammed çok başarılı bir performans ortaya koyması da Yeşil- Beyazlı ekibin ayrı bir kazancıydı. İkinci yarının daha başında Stancu çok uygun durumda topu gol yapsa Bursaspor maçı kopartabilirdi. Hemen ardından Ahmet Şahin’in iki kritik kurtarışını izledik.
Popovic’in hamleleri yetmedi
Sonrasında Popovic’in arda arda hamlelerini izledik. Önce Yatabare, sonra İlhan Depe ve 3. olarak da Serdar Deliktaş oyuna girince maçın çehresi de değişti. Bursaspor özellikle orta alanı rakibine verince ve Kembo’nun da oyundan çıkmasıyla rahatlayan Karabük savunması hücuma katılınca zorlandı. Yatabare ile golden sonra maç bitimine kadar ev sahibi ekip zor anlar yaşadı ama yine de 3 puanın sahibi olmasını bildi. Aslında Paul Le Guen’in maç sonunda soyunma odasında futbolcular kazandıkları için sevindiler ama ikinci yarıdaki futboldan mutsuzdular.