Kazanırsak hemen hemen işi bitireceğimiz bir geceydi. Rakibin ise son şansı diyebilirdim bu 90 dakika için. Saha ve seyirci avantajının bizde olmasının farkını kullanmamız ve baskılı ve de risk alacak rakip karşısında erken gol bulmalıydık. İlk yarıda kötü mü oynadık hayır ancak çokta iyi oynadığımız söylenemez. Çabuklukla paniği karıştırınca işler de karışıyor bizim milli takımda. Sadece Kerem üzerinden gol aramak yeterli olmazdı. Yine de ilk yarıda 3 net gol pozisyonunu heba ettik. Rakip ne yaptı derseniz bizi iyi analiz etmişler, iyi kapandılar ve etkili az da olsa önemli ataklarla ilk yarıyı istedikleri gibi bitirdiler. Bu tür maçları cesur gözü kara risk alacak oyuncularla çözersiniz. Futbolculuğunda santrfor oynayan hocanın milli takımının santrforsuz olması düşündürücüydü. Sol bek varken stoperi sol bek oynatmak elinde kadroya aldığın genç bir santrforun varken devşirme denemek herhalde Kuntz’a mahsus işler. Neyse ikinci yarıya umutla çıkalım eleştirilerimizi biraz tutalım diyorum… Gerilim filmi gibi başlayan ikinci yarıda ters ayaklı oyuncuların ezbere kavisli içeriye yapılan ortalarıyla rastgele gol arayışımız vardı.

Güneş’ten daha mı iyi biliyor?

Yenik duruma düşen bir takımın psikolojik bozukluğu da buna eklenince ayarımız bozuldu. 60’ta yapılan 3 oyuncu değişikliği ve tercihler bir anlamda gol hamlemizdi ve sabırla beklentimiz sürdü. Tabii ki süre azaldıkça telaş da başladı. Madem elinde Onur bulut var, niye sol bek oynatmazsın? Şenol hocadan daha mı iyi biliyorsun sevgili Kuntz. Yusuf Sarı gibi çok formda bir ismi kapanmış bir rakibe karşı niye denemezsin... Kabustan 20 yaşında bir genç Bertuğ attığı golle hepimize nefes aldırdı. Kuntz hoca yapacağın tek bir şey var, herkesi mevkisinde oynat yeter.

Adana’da sıcak ve nemli bir havada dün gece Adana Demirspor ilk maçta kaybettiği Genk’e karşısına kazanmak için çıkmıştı. Tabii ki sadece kazanmak yetmiyordu iki fark yapmamızı gerekiyordu. Öyle bir ilk yarı oynadık ki gerçekten bu takım gruplara kalmazsa yazık olur dedirten bir oyundu. Özellikle ilk 20 dakika da kanatlardan Yusuf Sarı ve Yusuf Erdoğan ile Genk kalesini abluka altına aldık tek yapamadığımız goldü. Sonrasında biraz tempo düştü Genk’in kalemize geldiğini gördük ama Ertaç kalesinde emindi ve geçit vermedi. İlk yarı biterken yine müthiş bir baskı kurduk. Çünkü soyunma odasına önde gitmeyi çok istiyorduk ikinci yarı tur golüyle gruplara kalmak en büyük hedefimizdi. Nitekim aradığımız golü ele avuca sığmaz yıldızımız Yusuf ortasında rakip savunmanın eline çarpan top ve kazanılan penaltı ile bulduk. Golcümüz Sherif Ndiaye atışı kullandı ilkinde kaleciden dönen topu ikinci vuruşunda ağlara yolladı:1-0 Belçika’daki ilk maçta ikinci yarı bizim için zor geçmişti. Dün gece Adana’da kontrollü ve dikkatli bir ikinci yarı oynadık. Kalecimiz Ertaç’ın 56’da sakatlanıp çıkması talihsizlikti. Her şeye rağmen en azından maçı uzatmaya götürmek gibi elimizde bir avantaj vardı. Gerçekten atletik dinamik bir rakip karşısında saha ve seyirci avantajına rağmen son anlarda yorgunluk göze çarptı. 90 dakikanın bitimine az kala Semih ve Şherif Ndiaye de sakatlananlar kervanına katıldı. Ancak tarih yazmak İçin tüm potansiyelimizi kullanmak zorundaydık.

Maçın gerginliği

Uzatma öncesi saha kenarında biraz nefes aldık enerji topladık. Kluivert futbolcularına son talimatlarını verdi uyarılarını yaptı. Özellikle bu maçta oyuna sonradan giren isimlerin katkısı daha çık olmalıydı. Çünkü sakatlıklar nedeniyle zorunlu değişiklikler yaptık ve ister istemez sahada kalan isimlerde fazlasıyla performansı düşüş yaşadı. Ya gol atacaktık ya da maçı penaltı atışlarıyla turu geçecektik. Uzatmanın ilk yarısı da üstünlüğümüz altında geçti ve uzatmanın ikinci yarısını taraftarında desteğiyle üstünlük kurmaya çalıştık… Ancak maçın gerginliği tribünleri de etkiledi bana göre. 

Kayseri’de henüz 3 puanla tanışamayan iki ekip karşı karşıya geldi. Süper Lig’e 11 yıl aradan sonra gelen Samsunspor yeni transferleriyle ve geçen yıl ki isimlerinden oluşan kadrosuyla Kayserispor karşısında puan aradı. İlk yarıya Thiam damgasını vurdu. Kayserispor’un yıldızı bir gol bir asistle takımının soluna odasına 2-1’le taşıyan isimdi. Samsunspor ilk golün hemen ardından reaksiyon gösterip beraberlik golünü atsa da acemice yediği 2. gol tecrübesizliğinin eseriydi. Ev sahibinin etkili ataklarında Samsunspor kalecisi Okan başarılı kurtarışlar yaptı. Konuk ekip adına Taylan’ın kırık şüphesiyle sakatlanıp çıkması da talihsizlikti.

Eroğlu’nun çabaları yetmedi

Hüseyin Eroğlu rakibin hızını kesip hücumu denedi özellikle Fofana ile mutlak golü kaçıran isimdi. 3’lü savunmadan 4’lü savunmaya dönen Samsunspor rakibine baskı kurup önemli pozisyonlar yakalasa da aradığı golü bulamadı ve sahadan puansız ayrıldı. Kayserispor ilk yarıdaki skoru maçın sonuna taşıdı ve ilk 3 puanı hanesine yazdırdı.

Rövanşa avantajlı bir skorla Türkiye’ye dönmek isteyen Adana Demirspor, Belçika deplasmanında genç dinamik rakibi karşısında ilk yarıda müthiş oynadı. Doğru planlamamış kurgu taktiksel disiplinle birleşince belki zaman zaman baskı yedik ancak çok etkili ataklarla da rakip kalede tehlikeli olduk.özellikle son lig maçında kadroda olmayan Yusuf Sarı, Belhanda ve Sheriff N’Diaye Genk karşısında çok diriydi. Adana Demirspor belki Avrupa kupalarında çok tecrübeli bir takım olmayabilir ama çok tecrübeli usta ayaklara sahip. Nitekim dün gece Belçika’da baskı gördüğü anlarda panik yapmadan hücumları savuşturdu Adanalı oyuncular. Açıkcası ilk yarı Kluviert’in istediği gibi bitti ve soyunma odasına golsüz beraberlikle gittik. İkinci yarıya golle başladık. Kaliteli başlayan hücum seti Emre Akbaba’nın nefis vuruşuyla Genk ağlarını buldu ve skoru 1-0’a getirdik. Tabii ki deplasmanda alınacak bur galibiyet gruplara kalmak için çok büyük avantajdı.

Orta saha zaafiyeti

Kluviert ilk yarıdaki mecburi değişikliği Rodrigez’in sakatlanıp çıkmasıyla yaptı ve yerine Abdurrahim’i almıştı. İkinci yarıda önde götürdüğümüz karşılaşmada tam hamle yapmayı planlarken 77'de kalemizde beraberlik golünü gördük. İster istemez bu golle rakibin psikolojik bir üstünlük yakalaması bizim için son bölümü zorlaştırdı. Bu anlarda da kalecimiz Karaciç başarılı kurtarışlarla Genk forvetlerine geçit vermedi. Ancak oyunun son anlarında uzatmalarda özellikle orta alanda yaşadığım zafiyet savunmayı bunalttı adeta ikinci gol geliyorum dedi. Nitekim sağ kanattan gelişen atakta Munoz skoru takımı adına 2-1’e taşıdı. Tabii ki bu skor çok kötü olmasa da bu sahadan kaybetmeden çıkabilirdik. Artık son sözümüzü haftaya Adana’da söyleyeceğiz... İnşallah turu geçip gruplara kalırız, bu gücümüz ve potansiyelimiz var yeter ki kullanalım...

Galatasaray ilk 45 dakikayı şampiyon gibi oynadı. Mücadeleci, savaşçı yapı kaliteyle birleşince Trabzonspor’u her alanda etkisiz hali getirmeyi başardı Sarı-Kırmızılı ekip. Zaten ilk yarıdaki tek gol de bu baskının bu presin eseriydi. Bakasetas gibi tecrübeli yetenekli bir oyuncu topu kaptırınca Kerem ekürisi İcardi’yi görmesi zor olmadı. Peki ilk yarı adına Trabzonspor ne yaptı derseniz, sadece savunan rakip kalede çok az görünen pozisyon akıllarda kaldı. Konuk ekip, ilk yarıda yeni eski fark yaratan isim göremedik. Sadece Trezegeuet’nin çabasıyla skor üretmek yetmezdi. Mısırlı’nın sakatlanıp çıkması da talihsizlikti. Galatasaray oyun baskısını devam ettirdi ve üst üste pozisyonlarla Trabzonspor kalesini bunalttı. Okan Buruk, son 20’dakika da tempoyu iyice yükseltip skoru artırmayı hedefledi.

Tek eleştiri değişikliklere

Tabii ki böyle bir performans ister istemez bazı oyuncularda yorgunluk belirtileri de gösterdi. Galatasaray adına eleştirim bu kadar zengin bir kulübeye sahip olmasına rağmen son 10 dakikaya kadar sadece bir oyuncu değişikliği yapılmasıydı. Trabzonspor için aynı eleştiriyi yapmam çünkü kadro zenginliği yeterli düzeyde olmadığı ortada… Başlı başına İcardi faktörü Trabzonspor’a yetti de arttı bile. Son sözümde maçın hakemine olsun, sezon başında çok kötü bir performans gösterdi maça yakışmadı. Çok kolay fauller vererek maçın temposunu düşürmeyi başardı!

Aralarında rekabetin yüksek olduğu iki komşu kent kozlarını Antalya’da paylaştı. Açıkcası iki ekibin de 3 puan iştahı vardı ama gol pozisyonunu açısından kısır bir ilk yarı izledik. İkinci yarısı da ilk yarının benzeri başladı ve birbirlerini yoklarcasına hücum denemelerini gördük. Stanojevic, 55’te Yunus’u çıkartıp Cicaldau’yu oyuna soktu. Rumen futbolcu, ilk topla buluşmasında ceza alanı içindi Fredy’nin faulüne maruz kalınca Ali Şansalan penaltı noktasını gösterdi.

Geriye düşünce...

Cikalleshi yerden bir vuruşla Konyaspor’u 1-0 öne geçirdi. Yenik duruma düştükten sonra baskıyı daha da artıran Antalyaspor karşısında iyi direnen hata yapmayan bir Konyaspor buldu. Antalyaspor, 88’de aradığı golü buldu. Sağ kanattan gelen ortaya Güray kaliteli sol ayağıyla tek vuruşta Konyaspor ağlarını havalandırdı: 1-1. 90 dakikanın sonunda iki takım da birer puana razı olup, soyunma odasının yolunu tuttu.

Renkdaş iki ekibin Sivas’taki mücadelesinde ilk yarı oldukça kontrollü bir futbol vardı sahada. Ev sahibi ekip yeni teknik direktörü Servet Çetin ile çıktığı ilk Süper Lig maçında nefis bir golle öne geçen taraftı. Sol kanattan gelen uzun topu kontrol eden Saiz’in ortasına N’jie gelişine sol ayağıyla nefis bir şut çıkardı ve Samsunspor kalecisi Okan’ı çaresiz bırakıp takımını öne geçirdi: 1-0. Aslında Gradel, Erdoğan ve Yatabare’yi kaybeden yani ileri üçlüsü giden Yiğidolar yine de dar kadrosuna rağmen ilk yarıda oyunun hakimiydi. Samsunspor ise 11 yıl sonra çıktığı ligdeki ilk maçında oyun kurgusunu tam olarak oturtamamış diyebiliriz. Yeni transferleri de sahaya süren teknik direktör Hüseyin Eroğlu sanırım ilk yarıdaki oyundan tatmin olmamıştır. Hüseyin Eroğlu ikinci yarıda forvete Laura’yı alarak başladı.

Zamana ihtiyaçları var

Eroğlu’nun hedefi ilk yarıda fazla zorlayamadığı Sivasspor savunması karşısında daha çok pozisyon bulmaktı. Nitekim gol de bu baskının ardından geldi. Soner Aydoğdu’nun asisti ve yeni transfer Drongolen’in vuruşuyla taraflar puanları paylaştı. Her iki takımın da zamana ihtiyacı olduğunu gördüğümüz bir 90 dakika geride kaldı. Yine de iki ekip için de puanla başlamak önemliydi diyebiliriz.

Akhisar’da Süper Lig'e çıkacak 3. takım kim olacaktı. Bodrumspor ile Pendikspor bu sezon çıktıkları TFF 1. Lig'de misafir olup gözlerini bir üst lige dikmişti. Aslında buraya gelene kadar gerçekten takdire değer bir mücadele gösterdiler. Ne olursa olsun iki ekipte altıyı hak etti. Maç öncesi tablo 3. olduğu İçin finale direkt kalan Pendikspor ve buraya gelmeksizin büyük efor sarf eden Bodrumspor’un ne yapacağı, nasıl bir performans göstereceği merak konusuydu. İyi başlayan taraf ilk 15 dakikasında gol pozisyonu bulan Bodrumspor’du. Ancak oyunu dengeleyen Pendikspor üst üste rakip savunmanın hatalarından yararlanıp biri penaltıdan iki golle öne geçen taraf oldu. Serbest atıştan gelen Bodrumspor golü faul kokuyordu ancak inceleme sonucu Galip Bitigen orta noktayı gösterdi ve skor 2-1’e geldi... Bu dakikadan sonra tekrar psikolojik üstünlük Bodrumspor’a geçti. İlk yarı bitimine doğru tribünler gerginleşti, çirkin tezahüratlar finale yakışmadı. Aslında 9 dakikalık uzatma süresi de oyunun çok durduğunun göstergesiydi...

Skoru koruma duygusu

İkinci yarıda özellikle hava toplarındaki mücadeledeki sertlikten dolayı sakatlanmalar tempoyu düşürdü... 62'de Süleyman kırmızı kart ile Bodrumspor 10 kişi kalması işlerini oldukça zora soktu. İsmet Taşdemir hamlelerle dengeyi kurup, beraberliği yakalamayı denedi. Özellikle Omar gibi süratli bir forveti alıp Kenan ve Gökdeniz ile daha güçlü bir hattı oluşturdu... Nitekim Bodrumspor bu değişikliklerle rakip kalede daha etkili olduğunu gördük. Pendikspor’un skoru koruma duygusu mental olarak takımı savunmaya çekilmesine neden oldu. Tabii ki bütün sezonun emeği bu finalle noktalanacak olması ister istemez takımların normal oyunlarının dışına çıkarttı.

Müthiş bir sezon

Bodrumspor tüm çabalarına rağmen tecrübeli Pendikspor hata yapmadı ve ilk yarıda atılan gollerle kazanıp Süper Lig'e gelen 3. takım oldu. Osman özköylü ve öğrencilerini kutluyorum gerçekten müthiş bir sezon geçirdiler ve hak ettikleri bir başarıyı taçlandırdılar. Bir tebrikte Bodrumspor bir peri masalı yaşattılar Türk futbolunda mutlu bitmedi ama sezona damgasını vurdu ve gönüllerini şampiyonu oldular...