‘’Şansımızı kullanamadık‘’
Hava tam Almanlar’ın istediği gibiydi. Ama sadece beraberliği düşünen ve zorla hücuma çıkan bir Leverkusen izledik. Böyle kapanan bir takıma ne yaparsınız; bol bol şut atarak ve Arda gibi çabuk oyuncularla pozisyonu kullanırsınız. İlk yarıda Galatasaray bunu yaptı. Mehmet Topal’la rakip kaleye şut denemeleri, ardından Arda’yla da girilen tehlikeli ataklar vardı. Son haftaların formda oyuncusu Hakan Şükür, yine etkiliydi. Tecrübeli oyuncu hava toplarındaki hakimiyetinin yanı sıra, ayağına gelen topları da olumlu kullandı. Kısaca, ilk yarıda hücum eden bir Galatasaray ve onu karşılayan Leverkusen’i gördük.
İkinci 45 dakikada skor için avantaj sağlamalıydık. Daha ofansif, daha golü düşünen bir Galatasaray gördük. Ama bu ne zamana kadar, 60. dakikaya kadar... Çünkü orta sahadaki yorgunluk, tempomuzu düşürdü. Oysa ikinci yarının hemen başında Ümit Karan’la golü bulabilseydik, çok rahatlardık. Biraz da ölüyü dirilttik. Ama orta alandaki bu hakimiyeti, zaman zaman rakibe kaptırmamızı Kalli görmüş olmalı ki, maç eksiği olan Ayhan’ı çıkartıp, Hakan Balta’yla bu bölgeyi güçlendirdi. Ama bu doğruyu yapan Kalli, ikinci oyuncu değişikliğinde Hakan Şükür’ün yerine, Ümit Karan’ı çıkartıp Nonda’yı sokmalıydı. Son koz olarak Lincoln’ü süren Alman teknik direktör, yine de ağırlaşan zeminde isteği skoru bulmayı denedi. Aslında 90 dakikayı özetlersek, Galatasaray bu Alman takımının işini burada bitirmeliydi. Rövanşa yine şansımız çok ama deplasmanda oynamanın sıkıntısını çekeceğiz...
‘’Hakem damgası!‘’
Bank Asya 1.Lig’de 21. haftaya hakem hataları damgasını vurdu... Teknik adamlar, maç bitiminde hakemlerin verdiği yanlış kararlardan şikayetçi oldu.
Dikkat dikkat! diye başlayalım bu haftaki yazımıza... Ve hemen konuya girelim. Geçtiğmiz hafta Bank Asya 1.Lig’de tam 9 maç oynandı. 90 dakikaların sonuna bakıyoruz müthiş hakem şikayetleri var, hem de ciddi ve sert bir üslupla.
Sakaryaspor-Boluspor maçının ardından Hüsnü Özkara, “Bir Trabzonlu olarak benim müsabakalarıma Trabzonlu hakem istemiyorum” diyor. Gerekçesi de şöyle; “Sırf hemşehricilik yapmadıklarını göstermek için bizi yakıyorlar.”
Altay Teknik Direktörü Feyyaz Uçar ise 3-1 yenildikleri Elazığspor karşılaşması sonrası ilginç bir tepki veriyor. Uçar, “Biz gavur takımımıyız. Biz de bu ülkenin, İzmir’in takımıyız. Benim hiç bir maçımda rakip takım kırmız kart görmedi ve lehime penaltı verilmedi. Ne olur, bizi ezmeyin ve ezdirmeyin” diyor.
Karadeniz’den ise bir başka feryat Giresun’dan geliyor. Ev sahibi ekibin teknik direktörü Mehmet Birinci maç sonrası yaptığı açıklama, “Giresunspor:2-Özgüç Türkalp:2” ifadesini kullanıyor.
Bunları niye yazdım? İyice ortalığı karıştırmak ve ortalığı toz duman etmek için değil tabii ki...
Bakın, 21. hafta geride kaldı. İlerleyen haftalarda tansiyon daha da yükselecek ve hakem hatalarından dolayı kayıp puanlarda, tepkilerin sözden şiddete dönüşmesinden korkuyorum. MHK’ye ne diyebilirim ki! Atamalara baktığınızda; Bank Asya 1. Lig maçlarına verilen hakemlerin ağırlıkları olukça yeterli. Buradan hakem kardeşlerimize sesleniyorum: Lütfen bu ligi hafife almayın. “Aynı kararları Süper Lig’de verebilir miyim?” diye kendinizi sorgulayın. Çaldığınız yanlış bir düdük, bir teknik direktörün işine son verilmesi demek, bir futbolcunun alacağı primin yok olması demek. Hepsinden öte belki bir galibiyetle o haftayı mutlu geçirecek bir kentin kaderini belirliyorsunuz.
Şimdilik eleştirilerimi burada kesiyorum. Çünkü onların sadece kötü maç yönettiklerini, ama kötü niyetli olmadıklarına inanıyorum. Zaten aksini düşünmek mümkün değil.
Gelelim maçlara;
Antalya-K.Erciyes
Antalyaspor ikinci yarıdaki 3 puan serisini evinde bozdu. Her zamankinden daha pasif bir Antalyaspor izledik. 1-1’lik beraberlik, Play-Off hesapları yapan Erciyesspor için altın değerindeydi. Antalyaspor liderliğini korudu, ama bu sonuç taraftarını evine buruk yolladı.
Eskişehir-Malatya
Eskişehirspor iki yıldızı Sergen ve Coşkun’un golleriyle Malatyaspor’u devirdi. Kırmızı Şimşekler, belki futbol olarak tatmin edici olmasa da, iç sahada bireysel farkını ortaya koyup kazanabiliyor. Malatya’nın işi her geçen hafta zorlaşıyor, bence kredileri bitti.
Samsun-Kocaeli
Samsun’da ise Kocaelispor fırtınası vardı. Taner Gülleri yine maçın kahramanı oldu. 3-0’lık galibiyet bir anlamda Kocaelispor’un Süper Lig yarışındaki ayak sesleriydi. Belki Samsunspor yenildi ama önemli denecek fırsatlar da yakaladı. Ama şans yanlarında değildi.
Sakarya-Boluspor
Sakaryaspor için söylenecek fazla bir şey yok. İkinci yarıya iyi başlamadılar ve önemli denecek puanlar kaybettiler. Bence ikinci yarıdaki kayıp kredilerini erken kullandılar diyebiliriz. Boluspor ise sorunlu ve sıkıntılı bir dönemde altın değerinde bir puan aldı.
Kartal-Mardinspor
Kartalspor şaşırtmaya devam ediyor. Kaleci Soner kart cezalısı, Yaser kadro dışı, Ufuk da Kocaelispor’a gitti. Sahaya çıkan kadronun her şeye rağmen Mardinspor’u yenmesi lazımdı. Mardinspor onurlu bir mücadele gösteriyor. 10 kişi kalmalarına rağmen zorlu bir deplasmandan puanla döndüler.
İstanbul-Orduspor
Mor-Beyazlılar iyi toparlandı... Bu hafta da dirençli İstanbulspor karşısında Cafercan’ın attığı şık golle 3 puanı aldılar. Genç oyuncu, iki haftada iki gol atıp takımına 6 puan kazandırdı. Karadeniz ekibi bu çıkışı sürdürürse hedef değiştirebilir. İstanbulspor ise büyük bir gayret gösteriyor. Gol yollarındaki sorunu çözmeliler.
Diyarbakır-Karşıyaka
Karşıyaka, deplasmanda 12’den vurdu dersek yalan olmaz. İzmir ekibi Cihan Yılmaz’ın şık vuruşuyla 3 puanı kazanan taraftı. Diyarbakırspor 11 aydır evinde kaybetmiyordu bu maç öncesine kadar. Şadi’nin önemli fırsatları değerlendiremediği 90 dakikada gülen Karşıyaka oldu.
Elazığspor-Altay
Altay, bir kırmızı kart gördü ve iki de gol attı ama sayılmadı. Elazığspor ise 3 gol attı ve kazandı. İzmir ekibi, verilen verilmeyen kararlarla ilgili oldukça tepkili. Elazığspor açısından ise atılan güzel goller ve alınan iyi bir sonuç var ortada.
Giresun-G.Antep Bld.
Gaziantep Belediyespor, uzun süredir yenilmezliğini sürdürüyor. Giresunspor ise 4 haftadır üst üste beraberlikler serisine devam ediyor. Hedefleri alt sıralardan kurtulmak olan iki takım, haftayı puanla kapattı. Ancak Gaziantep Belediye mutlu, Giresunspor ise buruktu bu sonuçtan...
‘’Sürpriz değil‘’
Zorlu kış şartlarına göre Kayseri’de güzel bir hava vardı. Puan cetvelinde 4. ve 5. sırada yer alan takımların karşılaştığını düşününce güzel futbol beklemek hakkımızdı. Ama özellikle ilk yarı Kayseri kötü, Beşiktaş ondan da kötüydü. Rakibini iyi tanıyan Ertuğrul Sağlam, Mehmet Topuz ve Mehmet Eren’i kontrol altında tutmayı hedefledi. Ancak 2 oyuncu da devamlı yer değiştirerek markajdan kurtulmaya çalıştı. Kayseri’nin karşısında lokum gibi bir Beşiktaş vardı. Savunma ve orta alandaki önemli eksiklere Bobo’nun da eklenmesiyle Kayseri’nin kazanmaya yakın taraf olduğunu söylemek kolaydı. Fakat temposundan yoksun Kayseri, organize ataklarda pek etkili olamadı. Gole ise hiç beklemedikleri bir anda kavuştular. Devre biterken Cangele’nin ortasında savunmanın arkasına sarkan Koray ilk yarının skorunu belirledi. Futbola bakılırsa ilk yarının hakkı buydu.
İkinci yarı Beşiktaş’ın atak olacağını bekleyenler yanıldı. Tello’nun da atılmasıyla Kayseri iyice rahatladı. Cangele-Gökhan Ünal değişikliği yerindeydi. Beraberliğe oynayan Beşiktaş karşısında hızlı hücumlarla önemli ataklar yaptılar. Gökhan adına da önemli bir maçtı. Uzun süredir dedikodularla yıpranan golcü, hırslı ve diriydi. Beşiktaş ile puan farkını 5’e indiren, hem lig hem de kupada ikinci yarının en başarılı ekibi olarak göze batan Tolunay Kafkas’ın öğrencilerinin çıkışı sürecek gibi görünüyor. Maçta son sözü Gökhan Ünal söyledi ama maçın kader adamı bir gol bir asistle Koray’dı.
‘’Yazık bu Adana'ya‘’
Adana’da futbol ortamı adına her şey mükemmeldi. Genç, ateşli ve müthiş bir taraftara sahipler... Adana Demirspor, kupada ve ligde büyük bir mücadele veriyor. Belli ki, bu takım Trabzonspor ve Manisa’yı kupada boşuna saf dışı bırakmamış...
Maç öncesi kadrolara baktığımızda, ev sahibinde önemli isimlerin kulübede olduğunu gördük. Asıl mücadelesi Yükselme Grubu’nda olan Mavi Şimşekler, anlaşılan bir yandan çarşamba günkü Tarsus maçını düşünüyordu. Ama sahaya çıkan 11’in, ilk yarıda ortaya koyduğu futbol, zengin kadro oluşturmanın meyvesiydi. Gençlerbirliği gibi Süper Lig’de oynayan bir ekip karşısında ayağa toplarla, kontrolü elinde tutan Adana Demir, Mehmet Akdemir ve Çetin ile iki kez gole çok yaklaştı. Zaten bu tür iki ayaklı karşılaşmalarda maceraya gerek yok. Hele içeride oynayacaksan, gol yemeyeceksin. İlk devrede Demirspor bunu başardı.
İkinci yarı gerçekten nefes kesti. Ancak Adana Demirspor, gol ararken kendi asistiyle kalesinde bir gol gördü. Aslında başta da dediğim gibi bu tip maçlarda kendi evinde yenik duruma düşmek direnci de kırar. Ama Adana Demirspor, her şeye rağmen oyunun son saniyesine kadar gol aradı. Levent Kartop, Serkan Turhan ve Ramazan ile önemli pozisyonlar yakaladılar. Ama son vuruşlar etkisizdi. Kısaca olmayınca olmuyor...
Dün Adana 5 Ocak Stadı’nda futbol adına uzun süredir özlediğim bir ambians buldum. Sadece takımlarının lehine tezahürat yapan ve asla çirkin bir sloganın seslenmediği bir tribün gördüm. Yeşil çimlerde de sahaya futbol oynamaya çıkmış bir Adana Demirspor vardı.
Gençlerbirliği adına ne desek? Kazandılar, ama Mesut Bakkal’ın yapacak çok işi vardı. Başkent ekibinin dün sadece ismi vardı. “İsmi de sadece mücadele etti” dersek yalan olmaz.
Maçın hakemi Yıldıray Arslan, biraz kategori farkının etkisi altında kalmış olacak ki, ev sahibini tercihleriyle ezdi. Oyunu durdurması da tecrübesine yakışmadı.
‘’Antalya'nın zirve keyfi‘’
Güney ekibi, Süper Lig yolunda emin adımlarla ilerliyor... Eskişehir, Kocaeli ve Erciyes takibini sürdürdü. Sakaryaspor ise İzmir’de büyük darbe yedi.
Antalyaspor’un zirve keyfi sürüyor. Bank Asya 1. Lig’de ilk iki savaşında önemli bir avantaj yakalayan Antalyaspor, 3. sıradaki rakipleri Sakaryaspor ve Kocaelispor’un 6 puan önünde. Tabii ki, lig uzun bir maraton. Bu köprünün altından çok sular geçecek. 14 hafta daha var ve her takımın alma ihtimali olan 42 puan ortada. Şu bir gerçek ki, lider Antalyaspor, fikstür avantajını şimdilik en iyi değerlendiren ekip olarak göze çarptı. Bir teknik direktör değişikliği yaşamış olmaları ve ardından herkesin kafasında bir takım soru işeretlerinin oluştuğu dönemde, en iyi cevabı aldıkları saha içi sonuçlarıyla verdiler. Bunda önemli etkenlerden biri, zaten Antalya’da yaşayan ve Antalyaspor’u yakından izleyen Ümit Turmuş gibi bir isimle yola devam etmeleri. İnşallah bundan sonra yönetim bir yol kazası yapmaz.
Malatya-Antalya
Son maçlarında önce öne geçen ve farkı ikiye çıkartan Antalyaspor, Malatyaspor’dan bir gol yemesine rağmen 3 puanı alan taraftı. Malatyaspor cephesinde ise işler iyi gitmiyor. Ligin ikinci yarısında henüz 3 puanla tanışamayan ve içeride oynadığı son iki maçında sadece bir puan alabilen Sarı-Kırmızılılar, adeta ateşle oynuyor. Üstelik bu sıkıntılı dönemde gerekçesi açıklanmadan yapılan iki kadro dışı da, işin tuzu biberi. Taner Demirbaş ve Mehmet Budak gibi yıllardır bu takımın yükünü çeken iki ismin, uyarılmadan kadro dışı bırakılması ve hiç bir basın açıklaması yapılmaması da ilginç. Eğer benim tanıdığım bu oyuncuların bu saatten sonra huyları değişmişse, bilemem...
Mardin-Eskişehir
Eskişehirspor, maç öncesi herkesin “fark yapar, gelir” dediği deplasmandan, az kalsın haftanın sürprizine imza atarak dönüyordu. Belki Mardin deplasmanına giderken bir çok önemli oyuncusundan; sakatlıklar ve cezalar nedeniyle mağrumdu. Ama bir de Mardinspor cephesine baktığınızda, bunların bir mazeret olması da mümkün değildi. Bir penaltı kazanan Mardinspor, eğer bu atıştan yararlansaydı, Eskişehirspor açısından çok talihsiz bir hafta olabilirdi. Ama tecrübe yine kazandı ve Coşkun şık bir vuruşla takımına 3 puan kazandırdı.
Karşıyaka-Sakarya
Sakaryaspor ilk yarıyı lider bitirdi ama bu takıma ikinci yarıda neler oluyor, gerçekten merak ediyorum. Tatangalar, Karşıyaka önünde sapır sapır döküldü. Özellikle orta alandaki etkisiz futbola bir de savunmanın acemice hataları eklenince, yenilgi kaçınılmaz oldu. Sakaryaspor’un acilen toparlanması lazım, aksi halde büyük bir avantajı ellerinden kaçıracaklar. Karşıyaka için “bravo” demek lazım. İzmir ekibi iyi futbolunu iyi bir sonuçla kapattı. Kaf Kaf, cezası nedeniyle seyircisinden mahrum çıktığı bir 90 dakikayı, kazasız atlatmayı başardı.
Kocaeli-İstanbul
Kocaelispor oyuna sonradan giren silahlarıyla, İstanbulspor’u son iki dakikada devirmeyi başardı. Taner Gülleri’nin şanssız bir gününde olduğu 90 dakikada, galibiyeti oldukça zora sokan Kocaelispor, çok önemli bir 3 puan aldı ve ezeli rakibi Sakaryaspor’u yakalamayı başardı. Açıkçası Körfez ekibi, aradığı 3 puanı ve morali İstanbulspor karşısında buldu.
K.Erciyes-Samsunspor
İkinci yarıdaki 3 maçında 7 puan toplayan Erciyes, fikstür avantajını da iyi kullandı. Kayseri ekibi, hedefini ilk iki olarak belirlediğini gösteriyor. Samsunspor ise aynı Malatyaspor gibi, adeta ateşle oynuyor. Karadeniz ekibi, “Bana bir şey olmaz” havasında ama bu ligin şakasının olmadığını bilmeleri lazım.
G.Antep Bld.-Kartal
Ligin flaş ekibi Gaziantep Belediyespor, geçen yıl yapamadığını bu sezon yapmak için savaş veriyor. İlk yarının en başarılı ekiplerinden Kartalspor’u ezip, geçtiler. Birbirinden güzel 4 golle 3 puana ulaşan Suat Kaya’nın öğrencileri, istim üzerinde. Gaziantep ekibini izlemeye devam edeceğiz.
Orduspor-Diyarbakır
Orduspor, sahasında oynadığı Diyarbakır maçında haklı bir galibiyet elde etti. Karadeniz, temsilcisi iyi futbolunun karşılığını Cafercan’ın golüyle aldı. Diyarbakır ise beklenenin altında bir futbol ortaya koydu.
Boluspor-Altay
Bolu’da karlı havada galip gelen Altay’dı. İzmir ekibi Ordu deplasmanından sonra, Boluspor’dan da 3 puanı alıp, yükselişini sürdürdü. Orta alanın iyi işlemesi ve rakibin de hataları buna eklenince, Altay zorlu bir deplasmandan galibiyetle döndü. Boluspor ise içeride dağıttığı puanları, ileride çok arayacak gibi geliyor bana.
Elazığ-Giresunspor
Elazığspor tüm maçlarını evinde oynamanın stresine girmiş gibi. Mutlak kazanma duygusu ve iç saha futboluna bir türlü adepte olamama, Gakgoşlar’ın en büyük sorunu. Giresunspor iyi futbol oynayan bir ekip. Karadeniz ekibi, puanı hak etmişti ve hakettiğini alıp evine döndü. Elazığspor için ise bu futbolla alınan bir puanın iyi olduğunu düşünüyorum.
‘’Üzülmek yok‘’
Rakibin sadece 4 oyuncusu 50 milyon Euro... Bunun içinde ne Alex var ne de Roberto Carlos... Şahin’in Ferrari ile yarışması gibi bir şey. Bunları, Sivasspor’u küçültmek için değil, tam tersi bugün geldiği noktanın ne denli başarılı olduğunu göstermek için söylüyorum, hem de bu şartlarda... Dün ilk yarıda zaten maç kopabilirdi. Genelde şimdiye kadar iç sahada 10’da 10 yaparken de, ilk 45 dakikalar, kabuğuna çekilen bir Sivasspor izlemiştik. Ama şu bir gerçek ki, şimdiye kadar oynadıkları rakiplerin hiçbiri Fenerbahçe’nin gücünde değildi. Teknik direktör Bülent Uygun, bu takımı buralara getiren isim. Şimdi bu mağlubiyet sonrası kimse, Bülent Uygun’u eleştirmeye kalkmasın. Çünkü bizde adetttir, düşene vurmak. Bugün Sivasspor sadece liderlikten indi. Ama önünde 14 hafta var ve hâlâ en az rakipleri kadar şampiyonluk şansı mevcut...
Ben, kendi penceremden Sivasspor’un yenilgisini analiz etmek istiyorum. Dikkat ederseniz Fenerbahçe’den puan alan takımlara, hepsinin ortak bir özelliği vardır, Alex’e adam adama markaj... Dün Sivasspor bu faktörü biraz es geçti ama Alex asla es geçmedi ve Sivasspor’u yıkan isimdi. Öyle bir dakikada, öyle bir gol attı ki, rakibin gardını düşürdü. Ayrıca ilk yarıda Sivasspor’un sol kanadını Fenerbahçe müthiş kullandı. Gökhan Gönül ve Deivid’i durduramayan Yiğidolar, bu kanattan etkili hücumlar yedi. Hayrettin’in önünde İlhan oynasaydı, belki daha etkili olurdu. Ancak Bülent Uygun, beraberliği sevmeyen bir hoca... Puan cetveline baktığınızda Sivasspor’un bir beraberliği olduğunu görürsünüz. O nedenle evinde asla bir puanı düşünmeyen Uygun, orta alanı daha ofansif düşünmüştü. Ama karşınızda Türkiye’nin en iyi orta alanı olunca, çaresiz kalıyorsunuz. Forvet hattında Mehmet Yıldız’a, Muhammed ve Chetkov’dan beklenen destek gelmeyince, yenilgi kaçınılmaz oldu.
Bu arada maçın hakemi Yunus Yıldırım’ın Lugano’nun Mehmet Yıldız’a yapmış olduğu faullü hareketlerde, tercihini Fenerbahçe’den yana kullanması dikkat çekiciydi. Bu maç için fazla söylenecek bir şey yok. Fenerbahçe bileğinin hakkıyla 3 puanı 4 golle aldı. Sivasspor’un bundan sonra yapacağı; hemen bu maçı unutup kaldığı yerden yarışa devam etmesi... Yiğido’nun tesellisi sahasındaki ilk yenilgisini Fenerbahçe gibi güçlü bir rakipten alması... Kısaca Sivassporlular, yenilgiyi akıllarından geçirmişlerdi ama 4-1’i asla... Dün ev sahibi adına incitici olan, sadece sonuçtu...
‘’Akdeniz güneşi!‘’
Akdeniz güneşi bir başka parlıyor. Ligin ikinci yarısına kayıpsız başlayan Antalyaspor, belki sıkıntılı takımlarla oynadı ilk iki maçını, ama... Şu bir gerçek ki, böyle maçlar hem kolaydır hem de çok zordur. Çünkü futbolcuyu bu maçlara konsantre etmek, bir teknik adam için önemli bir sorundur. Üst sıralardaki diğer takımlara baktığımızda, bir kan kaybı söz konusu... Eskişehirspor’un ve Sakaryaspor’un iç sahadaki puan kayıpları, şaşırtıcıydı. Kocaelispor’un son saniye golüyle kaybetmesi, konuk ekip adına gerçekten şoktu. 10 kişi kalan rakibi önünde deplasmanda da olsa, Erciyesspor’un kazanamayışı, ayrı bir soru işareti olarak geçen haftaya damgasını vurdu.
Antalyaspor-Samsunspor
Lider evinde kötü günler geçiren rakibi karşısında farklı galip geldi. Renkdaşı Samsunspor karşısında öne geçen ve ardından beraberlik golünü yiyen rakibini, golcüleriyle geçen Antalyaspor, rakiplerinin de takıldığı bir haftada, oldukça moral kazandı. Antalyaspor’un golcü yapısı, attığı 41 golle şimdiden tescillendi. Golcü takımların riskli futbolu, gol yeme sorununu da beraberinde getirir. Samsunspor ise bir an evvel toparlanıp lige sarılmalı...
Sakaryaspor-Orduspor
Tatangalar’a neler oluyor? Sakaryaspor evinde hiç de beklemediği bir beraberlik aldı. Son saniye golüyle gelen 2-2’lik beraberlik, belki buruk bir mutluluk yaşatmış olabilir. Ama Süper Lig’e oynayan Sakaryaspor, ilerleyen haftalarda bu iki puanı çok arar. Orduspor cephesinde, İsmail Kartal’ın ilk maçında, zorlu bir deplasmandan puanla dönmesi, kendisi ve takımı açısından olumluydu. Ancak Karadeniz ekibi, ayağına gelen galibiyeti kaçırdı.
Eskişehir-Gaziantep Bld.
Suat Kaya, yine yenilmez armada yaratma peşinde... Karla kaplı zeminde güçlü rakibi karşısından puanla dönmeyi başaran konuk ekip, kutlanmaya değer. Eskişehirspor ise geçen hafta Elazığspor deplasmanından aldığı 3 puanın süksesiyle çıktığı bu maçta, sahadan buruk ayrıldı. Maçtaki iki kırmızı kart da günün bir başka istenmeyen görüntüsüydü.
Elazığspor-Kartalspor
Gakgoşlar hem iyi oynadı, hem de hak edilmiş bir galibiyet aldı. Evinde oynayacağı ikinci yarı maçları için bilenmişti Elazığspor. Ama ilk maçında Eskişehirspor’a yenilmeleri, biraz ürkütmüştü Gakgoşlar’ı... Pazar günü karşılarında öyle bir Kartalspor buldular ki, derin bir ‘oh’ çektiler! İlk yarının flaş ekibi, kötü bir gününde yakalandı Elazığspor’a. Doğu ekibi de bu fırsatı iyi değerlendirdi ve evinde haftayı kazasız kapattı.
Diyarbakır-Kocaelispor
Güneydoğu’da iki takım için de bir anlamda hayati bir karşılaşmaydı. Özellikle Diyarbakırspor’un evinde alacağı sonuç, erken de olsa, ileriye ışık tutacaktı. Öyle bir 90 dakika oldu ki, umutlar bir bitti, bir yeşerdi. Önce Hüseyin Kartal ile öne geçen Diyarbakırspor, son dakikalarda beraberlik golüyle şok yaşadı. Ancak uzatmalarda Sinan, müthiş sol ayağıyla Kocaelispor’u şok eden isim oldu ve Diyarbakırspor’u ayağa kaldırdı.
İstanbulspor-K.Erciyesspor
İstanbul’da farklı hedefleri olan iki takım karşı karşıya geldi. Biri ligde tutunmak ve rahat nefes almak peşindeki İstanbulspor, diğeri ise ilk 6, hatta işler biraz iyi giderse ilk 2 hesapları içinde olan bir Erciyesspor’du. Uğurtan’ın ikinci yarının başında gördüğü kırmızı kart, İstanbul’un hesaplarını alt üst etti. Ancak, bu kırmızı kart ve 10 kişi kalan rakip karşısında Erciyesspor, yakaladığı fırsatı değerlendiremedi.
Giresunspor-Boluspor
Türk futbolunda özlenen bir dostluk köprüsü oluşturan iki takımın karşılaşmasında, yine dostluk kazandı. Ev sahibi ekibin aslında 3 puana çok ihtiyacı vardı. Boluspor’un ise beraberliği seven bir takım olarak önceliği; 1 puandı. Sonuçta konuk ekip istediğini aldı, ama ev sahibi değil...
Altay-Karşıyaka
İzmir’deki derbiden beklenen futbol çıkmadı. İki takım da kazanmak için oynadı, ama 90 dakikanın sonunda ikisi de 2 puanı kaybetti. Aslında futbol olarak maçın hakkı da beraberlikti. Belki Altay biraz daha ağır bastı, ama yine de 3 puanı hakedecek bir oyun oynamadı. Yine tekrar ediyorum, ileriye dönük hedefleri açısından iki takım da birbirine darbe vurdu.
Malatyaspor-Mardinspor
İçinde bulunduğu şartlar ve imkansızlıklar açısından Mardinspor, Malatya’da bir mucizeyi gerçekleştirdi. Karşılaşma öncesi kimsenin puan şansı vermediği, “Artık lige veda maçlarına çıkıyorlar” şeklinde yorumlanan Mardinspor, zorlu Malatya deplasmanından bir puan alarak, herkesi şaşkına çevirmeyi başardı. Malatyaspor ise evinde elde ettiği bu sonuçla adeta harakiri yaptı.
‘’Çok güzel oldu!‘’
TFF 1. Lig’in ikinci yarısı başladı, hem de iki istifayla birlikte... Haftanın ilk maçında Altay, deplasmanda Orduspor’u 2-0’lık skorla geçti. Karadeniz ekibi, bu sezon sahasında ilk defa kaybediyordu. Teknik direktör hakkında aleyhte tezahürat da olabilir, bu da tamam. Ama bir teknik adama görevinden ayrılırken, hakaret hakkına kimse sahip değildir. Bakın, bir gün sonra Samsunspor’dan Yücel İldiz ayrıldı. Tecrübeli hoca bir basın toplantısı yaptı ve ayrılışının gerekçesini açıkladı ve oradaki basın mensuplarıyla medeni bir veda gerçekleşti.
Artık, skor-sonuç ilişkisinden sıyrılıp, futbolun barışçı-birleştirici yönünü öne çıkarmalıyız. Bizler de neler biliyoruz, neler duyuyoruz, ama sosyal sorumluluğumuz çerçevesinde, etik kurallara bağlı olarak, bir çok konuyu uygun bir üslupla, ima ederek yazıyoruz. Yoksa kendimizi fazla yormadan, çok kolay bir şekilde, çıkacak kötü sonuçları umursamadan, yazabiliriz. Bizler, o kulüpler var olduğu için, yazı yazıp, yorum yapabiliyoruz. Ama şunu unutmayalım ki, görev bilincimiz ister ulusal, ister yerel basın olsun, ilke olarak değişmemeli... Lig’e gelince; yeni lider Antalyaspor oldu. Bu haftaki 9 maç içinde, evinde sadece Erciyesspor kazandı. Yani ikinci yarı deplasman takımlarının başarısıyla başladı, diyebiliriz.
Mardinspor-Antalyaspor
Neredeyse daha şimdiden lige havlu atan Mardin önünde, güçlü kadrosuyla favori olan Antalyaspor kazanmasını bildi. Kalecinin de atılmasıyla, 10 kişi kalan Güneydoğu ekibi önünde Antalyaspor hem kazandı, hem de lider oldu.
Kocaelispor-Sakaryaspor
Körfez’de rekabetin doruğa çıktığı maçta, iki taraf da 1 puanla sahadan ayrıldı. Önce konuk ekip öne geçti, ardından ikinci gole çok yaklaştı. Ama Kocaelispor’un Taner’i vardı. Tecrübeli golcü Barcelonalı Henry gibi bir gole imzasını atıp, takımını yenilgiden kurtardı.
Elazığspor-Eskişehirspor
İkinci yarıda tüm maçlarını evinde oynayacak olan Elazığspor, kötü bir siftah yaptı. Coşkun ve Sergen attıkları ve attırdıkları gollerle, Elazığspor’u deviren isimlerdi. Bu maçta Eskişehir adına tek eleştirim; şampiyonluğa oynayan bir ekibin yapmayacağı savunma hataları ile gelen iki goldü.
Boluspor-Kartalspor
Bolu’da zevkli ve gollü bir maç izledik. Kartalspor iki kere öne geçti ama Boluspor, ligin ilk yarısında olduğu gibi kolay teslim olmadı ve sahadan 2-2’lik bir sonuç çıktı. Boluspor, devre arasında giden ve gelen oyuncularının biraz sıkıntısını yaşamış gibiydi. Yarenler’in biraz zamana ihtiyacı var.
Erciyesspor-Diyarbakır
Kayseri ekibi, maç öncesi Diyarbakırspor’dan çekiniyordu. Bir de buna buzla kaplı zemin ve aşırı soğuk hava eklenince, karşılaşmanın zor geçmesi çok doğaldı. Çünkü bu tür ortamlar, genelde deplasman takımlarının işine yarar. Ama Kayseri Atatürk Stadı’nda sezon başındaki gibi istekli ve pozitif bir Erciyesspor vardı... Nitekim Hüseyin Yoğurtçu’nun şık golüyle, kazanan Erciyesspor oldu.
Orduspor-Altay
Maç Ordu’daydı, ama sahada Altay vardı. İzmir ekibi, devre arası kampındaki formunu, aynen lige de yansıtmayı başardı. Ev sahibinin kalesinde en az 6-7 mutlak pozisyon buldular. Bunlardan ikisini gole çeviren Altay, İzmir’e mutlu ve umutlu döndü. Orduspor’un acil takviyeye ihtiyacı var. 2 Şubat’a kadar transfer sürüyor. Eğer ilk 6 iddiası taşıyorlarsa, bu operasyonu çok çabuk yapmalılar.
Karşıyaka-Giresunspor
İzmir’de Karşıyaka maça 1-0 yenik başladı, diyebiliriz. Emrah Kol’un oyunun çok başında attığı golle şoka giren Karşıyaka, sonradan toparlandı ama beraberliği yakalayabildi. Şeyhmus’un kafa ile attığı golün arkasını getiremeyen Kaf Kaf kazansa, ikinci yarıdaki hedefleri açısından önünü daha iyi görebilirdi.
Samsunspor-İstanbulspor
Maç öncesi sorunlarını halledemeyen Samsunspor’un, bu olumsuzlukları futbol olarak da sahaya yansıtması, iç sahada beklenmedik bir yenilgi getirdi. İstanbuspor ise devre arasında yaptığı takviyelerle, “Bu ligden kolay gitmek yok” mesajını verdi. Üstelik rakibinin içinde bulunduğu durum da, bir deplasman takımı için bulunmaz bir fırsattı. Bu fırsatı iyi değerlendiren Boğalar, evlerine 3 puanla dönüp, ikinci yarıya umutla başladılar.
Gaziantep Bld.-Malatyaspor
Baştan sona üstün oynamak, yetmiyor futbolda. Gaziantep Belediyespor, Malatyaspor önünde futbol olarak kazanmak için her şeyi yaptı, gol de attı ve öne de geçti. Ama yeni transfer Tayfun’la gelen Malatayspor’un golü, ev sahibi ekibin 3 puan hayallerini de bitirdi. Gerçekten istatiksel olarak, şansının bir türlü tutmadığı Malatyaspor’u, bu defa da yenemeyen Gaziantep Belediyespor için, tek teselli oynadıkları etkili futboldu.