‘’Muhteşem Bursa‘’
Öyle bir ilk yarı izledik ki, en koyu Bursaspor taraftarı bile böyle bir oyun ve böyle bir sonuç beklemezdi. Herkes devre arası birbirine şu soruyu soruyordu: Bursaspor mu çok iyi, Sivasspor mu çok kötü ?
Bence ikisi de geçerliydi. Geçen hafta sonu deplasmanda Samsunspor’u yenip Play-Off’a kalan Sivasspor, orada kalmıştı! Bursaspor’un ise Gaziantepspor yenilgisinin yarattığı mahcubiyetle sahaya çıktığı ve kendisini affettirme psikolojisinde olduğu belliydi. Nitekim o kadar rahat pozisyona girip, goller buldular ki, ilk yarıdaki 3-0’lık fark, iki katına da çıkabilirdi.
Yıllardır Sivasspor’u takip ederim, en kötü döneminde dahi bu kadar aciz ve güçsüz görmedim. Gerçekten savunmadan başlayan yaprak dökümü, ileri uçta Eneramo’ya kadar gidiyordu. Rıza Çalımbay ilk yarı bitmeden 2 oyuncu değiştirmek zorunda kaldı, aslında kurallar el verse 7-8 oyuncuyu çıkartmak isterdi sanıyorum! İkinci yarıda Uğur Kavuk takımını umutlandırdı, ancak o kadarla kaldı. Bursaspor Vederson’la
kapanışı yaptı.
Bu maç öncesi Avrupa Ligi Grubu’na kalmayı başaran iki takımın mücadelesinin daha kıran kırana geçeceği düşünülüyordu, ama Bursaspor rahat kazandı. Ancak şimdiden söylemek lazım pazar günü Play- Off’ta karşılaşacak iki takımın maçına, Sivas’ın daha iyi motive olacağını düşünüyorum. Sözü fazla uzatmayalım, Bursaspor baştan sona hak ettiği bir zafer kazandı. Yarı finalde Bursaspor-Eskişehirspor mücadelesi kupaya büyük renk katacaktır.
‘’İyi başladı kötü bitirdi‘’
Kayserispor için 2011/12 lig sezonu gerçekten kötü geçti. Sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan Sarı-Kırmızılı ekip için hayal kırıklığıydı geride bırakılan 34 hafta... Play-Off dışı kaldıktan sonra tutunacak tek dalları kupaydı. Tabii ki, Fenerbahçe’nin kupayı uzun yıllardır alamıyor olması onlar için rakibin ne denli zorlu olduğunu gösteriyordu. Ancak Şota’nın öğrencilerinin çok iyi hazırlandıkları daha ilk dakikada belli oldu. Ligde iki maçta da yenildiği rakibini bu sefer iyi analiz etmişti Gürcü teknik adam... O nedenle maçın başından itibaren tempoyu yükselterek, rakibini yorgun düşürdü. Öncelikli hedefi ilk yarıyı golsüz bitirmekti ama Amrabat’ın şık golü işi kolaylaştırdı. İkinci 45 dakikada daha fazla risk alan bir Fenerbahçe ve daha kontrollü oynaması beklenen bir Kayserispor vardı. Ama Sarı-Kırmızılı ekip Kujoviç’le 2. golü de bulunca herkes, ‘maç bitti’ dedi, ancak Baroni’nin cevabı gecikmedi. Bir kez daha, Kayserispor, 28 yıldır kupaya hasret rakibi karşısında, Türkiye Kupası’nda önemli bir engeli aşıyor derken, maçın son saniyelerinde umutları yıkıldı. 3. golü Kujoviç’le kaçıran Sarı-Kırmızılılar, dönen topta Sow’dan beraberlik golünü yiyince uzatma dakikalarına moralsiz girdi. 120. dakika sonunda da eşitlik bozulmadı. Kayserispor penaltılardaki şansını ise normal süre içinde 2. golünü atan Kujoviç’le tüketti. Sarı-Kırmızılılar zorlu rakibine karşı iyi mücadele etti ancak penaltılar sonunda gülen taraf Fenerbahçe oldu.
‘’2 bilet 5 aday‘’
Birinci Lig’de her taraf toz duman. Şöyle bir puan cetveline bakmak, aslında her şeyi anlatıyor. Lider Elazığspor, 54 puanla zirvede. Ama tam iki puan arkasında yani 52 puanlı 4 takım, yakın takipte. Ve bu ilk iki içine bu hafta alınan sonuçlardan sonra, bir takım daha dahil oldu diyebiliriz, bu takım da Çaykur Rizespor... Artık bitime 5 maç kala, olağanüstü bir mucize olmazsa, ilk iki, bu ön gruptaki takımlar içinden çıkar. Özellikle kalan maçlarına baktığımızda, gerçekten kimin ilk iki içinde olacağını kestirmek zor. İsterseniz, liderden başlayalım maçları irdelemeye...
Sakaryaspor-Elazığspor
Bülent Uygun’un öğrencileri, Sakaryaspor karşısında 3-1 öne geçmelerine rağmen avantajlarını koruyamadı. Oysa önümüzdeki hafta, ilk 4 içindeki takımların birbirleriyle oynayacağını göz önüne alırsanız, Elazığspor’un çok kritik bir puan kaybı yaşadığını daha iyi anlarsınız. Tabii ki Sakaryaspor’u ve teknik direktör Yılmaz Vural’ı da kutlamak gerek. Gerçekten Sakaryalı gençler, ligde kötü durumlarına rağmen, son güne kadar mücadelelerini sürdüreceklerini gösterdiler ve 2 farkı kapatıp, sahadan bir puanla ayrıldılar.
Akhisar Bld.-Bucaspor
Aslında haftanın şoku, Akhisar’dan geldi. Bucaspor, Manisa temsilcisini evinde, golcüsü Abdülkadir’le vurdu. Gerçekten bu ligin karakterini çok iyi anlatan bir karşılaşmaydı. Maç öncesi istim üzerinde olan ev sahibi Akhisar, favoriydi... Geçen sezon Süper Lig’den düşen Bucaspor, bir türlü istikrarı yakalayamamış ve orta sıraların takımı olarak mücadele ediyordu bu ligde. Ancak önemli gol silahlarına sahip konuk ekibin, ‘gününde olduğu zaman’ rakibinin canını yakabilecek güçte olduğunu da biliyorduk. Nitekim Akhisar karşısında iyi mücadele ettiler, disiplinli oynadılar ve tek golle kazanıp, evlerine mutlu döndüler. Akhisar’a gelince; tecrübe sadece futbolcularla olmuyor, bence yarışta da tecrübeli olmak lazım. Sanırım Akhisar biraz da bunun sancısını çekti ve çok önemli bir dönemde, önemli bir kayıp yaşadı.
Göztepe-Kasımpaşa
Liderin takipçilerinden Kasımpaşa ve Konyaspor ise haftanın kazananlarıydı. Kasımpaşa, Göztepe karşısında İzmir’de 3 puan alırken, tekrar ‘buradayım’ mesajını verdi. Haftalardır yaşadığı kayıplarla ilk iki yarışından kopma noktasına gelen Kasımpaşa’nın, rakiplerinin de puan kaybettiği bir haftada, aldığı 3 puan, adeta doping niteliğindeydi.
Boluspor-Konyaspor
Bolu’da ise gerçekten çok zor bir maç oynandı. Konyaspor karşısında iyi olan ve öne geçen ‘Yarenler’ 90 dakikanın sonunda gerçekten yıkıldı. Konyaspor maçı bırakmadı ve puansız dönmemek için mücadelesini verdi. Tabii ki, karşılaşmada hakem Hüseyin Sabancı, verdiği kritik kararlarla, ön plana çıktı. Özellikle ev sahibinin hiç de memnun olmadığı bir yönetim gösterdi. Geçen hafta da uyarmıştık; zor bir döneme girdik, bu nedenle MHK’nın atamalarda daha hassas olmasını bekliyoruz.
Ç.Rizespor-Karşıyaka
Rizespor’un, Giray Bulak’la iyi bir hava yakaladığı kesin... Bulak, gelmeden önce dış sahada başarılı ama iç sahada sıkıntılı bir Rizespor vardı ortada... Ama Bulak, içerdeki sıkıntıyı da halletmiş gözüküyor. Rizespor bu hafta Karşıyaka önünde 2-1 kazandı. Ev sahibi, öne geçmesine rağmen, Taha’nın golüne engel olamadı. Ancak Bulak, kulübeden önemli bir silahı sahaya sürdü. Bikoko, oyuna girer girmez hocasını mahcup etmedi ve şık bir asistle Jallow’a galibiyet golünü attırdı. Bu 3 puan, üst sıradaki takımların puan kaybettiği bir haftada, gerçekten daha da anlamlı oldu ve Rizespor bir anlamda kendini ilk iki hesapları içinde buldu.
Adanaspor-K.Erciyesspor
Adanaspor zorlu bir engeli aşmayı başardı. Kendisi gibi Play-Off kovalayan Kayseri Erciyesspor’u 2-1’le geçen Toros Kaplanları’nın, son maça kadar bu yarışın içinde olacağı kesin gibi gözüküyor.
Gaziantep B.B.-T.Linyitspor
Gaziantep Büyükşehir Belediyespor’daki istikrarsızlık devam ediyor. Tavşanlı Linyitspor karşısında, evinde yenik duruma düşen Belediye, Volkan’ın golüyle bir puanı koparabildi. Aslında geçen sezonun iki Play-Off oynayan ekibinin, bu sezonki performansı ise düşündürücü... Kendini ateş hattının yakınında hisseden Tavşanlı Linyitspor, önemli bir puanla evine döndü.
Giresunspor-Kartal
Giresunspor evinde kazanmaya devam ediyor. Tecrübeli rakibi Kartalspor’u da 1-0’la geçen Çotanaklar’ın, ligde kalma yolunda önemli bir istikrar yakaladıkları kesin. Kalan maçlara baktığımızda, ‘düşecek 3. takım kim olacak’ sorusunun cevabını vermek zor.
Güngören-Denizlispor
Güngören 1. Lig’e noktayı koydu. Sezon başından beri bir türlü istediği sonuçları alamayan, hoca değişiklikleri de çare olmayan İstanbul ekibi, Denizlispor’a 3-0 yenildi ve bitime 5 hafta kala küme düşmeyi garantiledi. Denizlispor ise ateş hattında altın değerinde bir 3 puan aldı. Fakat bu hafta oynayacakları Giresunspor maçı onlar için çok daha kritik. Kaderleri, bir anlamda bu karşılaşmadan sonra belli olacak.
‘’Eskişehir hak etti‘’
Kupa maçları farklı olur, lig gibi değildir. Bu sezon tek maçlık tarafsız sahada gerçekleşen statü nedeniyle daha da farklı oldu. İşte bu değişiklik çeyrek finalin ilk maçında hemen sahaya yansıdı. Düşünün ilk yarıda tam 25 dakika ne Eskişehirspor ne de Antalyaspor’un bir gol pozisyonu göremedik. Tabii ki bunun sebebi oyunu kontrollü biçimde zamana yaymaktı. Ancak Antalya’nın oyunu sahasında kabullenmesi Eskişehir’i ister istemez hücuma itti. Önce Kamara ile gole yaklaştı, ama Ömer zamanında çıkarak golü önledi. Es Es
aradığı golü hiç beklemediği bir anda buldu. Dede’nin serbest atışında dönen topa Erkan klasına yakışır bir vuruşla filelere yolladı. İkinci yarıda Mehmet Özdilek, Tita ve Emrah gibi hücum silahlarını soktu. Ancak Kadıköy’de Erkan Zengin’in gecesi vardı. Stilini çok beğendiğim Erkan, rakibin beraberlik planlarını attığı ikinci golle altüst etti. Ersun Yanal’ın normal sezonda yararlanmadığı Erkan, Süper Final’de ilk tercihleri arasında olacaktır. Ali Turan’ın kırmızı kart görmesiyle iyice gardı düşen Antalyaspor için 2011-2012 sezonu kara bir yıl oldu. Gerçekten sezona başlarken neler hayal ediyorlardı, ne oldu. Şu bir gerçek ki, Antalyaspor kadrosundaki oyuncuların tek tek iyi kumaşları var. Ancak bu kumaştan çıkan elbise bu olmamalıydı. Üstelik bu kadar kısır bir forvetle bütün sezonu geçirmek zordu. Nitekim Necati’nin de gidişiyle sıkıntı daha da büyüdü. Artık Antalyaspor gelecek sezon için radikal kararlar alıp hemen uygulamaya sokmalı. Eskişehirspor’a gelince;
favoriydi ve kadro kalitesini sahaya yansıttılar. Hak ettikleri bir maçı kazanarak yarı finale çıkan ilk takım oldular, tebrikler...
‘’Hakemlere kırmızı kart!‘’
Bu haftanın maçlarına geçmeden önce, 1.Lig’de yaşanan bir sürpriz hepimizi şaşırttı. Gerçekten yıllardır bu ligle ilgili yaptığımız değerlendirmelerde öne çıkan öğe sürprizlerdir. Yani ‘her an her şey olabilir, burası Bank Asya 1.Lig’ diye bir özdeyiş bile oluşturmuştuk. Ama bu defa sürpriz sponsordan geldi, hem de heyecanın en yüksek olduğu dönemde. Bank Asya, 1.Lig’deki isim sponsorluğundan çekildiğini açıkladı. Gerçekten kurumsal olarak beklenenin çok üzerinde bir geri dönüş alan kurumun bu kararı vermesi ve açıkladığı sebep pek tatmin edici değil. Tabii ki kurumsal bir karardır, bize fazla sorgulamak düşmez. Artık bundan sonra bu lige ismini verecek yeni bir sponsoru bekleyeceğiz.
28. haftaya gelirsek... Süper Lig’e çıkma yolunda büyük bir mücadele izliyoruz. Ancak son haftalarda bazı takımlardaki düşüşler, dikkat çekici. Onlara yazımın içinde değineceğim ama daha önemlisi bu hafta ‘can yakan’ hakem hataları izledik. Üstelik bu hatalar, sonuçları etkileyen cinstendi. Yani sezon sonunda birileri bunun bedelini ağır ödeyecek. Merkez Hakem Kurulu başını Süper Lig’den kaldırıp, arka bahçeye de bakmazsa, Bank Asya’da kan gövdeyi götürür son haftalarda. Tek tek yazmayacağım, ancak şimdilik bir tanesi ‘yeterli olur’ diye düşündüm, çünkü ‘yenir-yutulur’ cinsten değildi.
Deniz Çoban penaltıyı yedi
Erciyesspor-Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçında orta hakem Deniz Çoban’ın, konuk ekibin mutlak bir penaltısını ‘çiğ çiğ yedi’ğini gördüm. 2-1 yenik durumda olan Gaziantep Belediyespor açısından bu hayati bir düdüktü, maalesef Çoban ‘devam’ dedi. ‘Bugünlük bu kadar yeter’ diyorum ama bu sade bir uyarı olsun. İnşallah kalan 6 haftada bize ‘hakem eleştirisi’ yazdırmazlar hocalarımız...
Futbola dönünce; lider bu hafta ayağa kalktı. Yeni teknik direktörü Bülent Uygun ile çıktığı Göztepe maçında 3 puanı 3 golle alan Elazığspor, ‘derin bir nefes aldı’ diyebiliriz. Zemin kötü olmasına rağmen ev sahibi, istekli oynadı ve Göztepe’nin de galibiyet serisine son verdi.
Akhisar fırtına gibi
Ligin flaş ekibi Akhisar Belediyespor’u durdurana aşk olsun. Manisaspor’un küme düşmesiyle birlikte adeta tüm ilin sorumluluğunu aldılar. Küme düşme hattının civarında dolaşan Tavşanlı Linyitspor karşısında, yenik duruma düşmelerine rağmen kazanmasını bildiler. Ev sahibi ekipte, kaleci Yavuz’un sakatlanıp çıkması üzücüydü.. Çünkü rakip forvetten yediği darbe sonucu tecrübeli kaleciye 25 dikiş atılması, sakatlığının önemini gösteriyor. Her şeye rağmen Hamza Hamzaoğlu, ilk ikiyi seven ekibiyle, unutulmayacak bir sezon yaşıyor.
Kasımpaşa 1-1 eriyor
İlk ikinin iki takipçisi ise bitime 6 hafta kala büyük bir rehavet içinde. Kasımpaşa üst üste yaşadığı puan kayıplarıyla, Süper Lig’e direkt çıkma şansını zora sokmaya başladı. Yeni hocası Metin Diyadin ile Adanaspor karşısına çıkan Kasımpaşa, kendi kalesine attığı golle yenik duruma düştü. Cezalı ve sakatlar nedeniyle önemli eksikleri olan Adanaspor, 3 puana çok yaklaştığı karşılaşmada Hüseyin Kala’nın nefis golüne engel olamadı.
Giresun 1 puana üzüldü
Konya’da ise ev sahibi beraberliğe sevindi. Giresunspor karşısında 1-0 yenik duruma düşen ve 10 kişi kalan Konyaspor, uzatmanın sonlarında Erdinç’in kafa golüyle bir puanı kurtardı. Giresunsporlular’a maç öncesi ‘bir puana razı mısınız?’ diye sorsalar, havada ‘evet’ derlerdi. Ancak düşme hattındaki bir takımın, önde götürdüğü bir karşılaşmada, son saniyelerde 3 puanı kaçırması, Giresun adına oldukça üzücüydü. Son iki maçta evindeki puan kayıpları Konyaspor’da istikrarı bozdu. Yeşil-Beyazlılar’ın acilen toparlanması gerek, yoksa geçen seferki gibi Play-Off’tan Süper Lig’e çıkmayı deneyecekler. Ama Play-Off’un ne kadar stresli olduğunu da unutmayalım.
Bolu kafasını kullandı!
Deplasman takımı Rizespor, Denizli’de öne geçti ama skoru koruyamadı. Cenk Ahmet’in çok şık golü, gerçekten görülmeye değerdi. Ancak Denizlispor maçı bırakmadı ve Ragıp’la beraberliği ve de bir puanı yakaladı.
Beşiktaş’ı kupadan eledikten sonra tutulmayan Boluspor ise 3 puan serisini Buca’da da sürdürdü. Yarenler’de Aydın Çetin, bu maçı da boş geçmedi ve 2-0’lık galibiyette ilk golü kafa ile Bucaspor ağlarına yollayan isimdi. Boluspor’da golün ikincisi de yine kafa ile geldi. Veysel’in sağ taraftan yaptığı ortaya Kenan Özer kafa ile nefis dokundu ve sonucu ilan etti. Bucaspor için, ‘orta sıraların takımı oldu’ diyebiliriz. Ev sahibi, golcüleri Emre ve Abdulkadir’in ilk 11 yer almasına rağmen skor üretemedi.
Kartal zor kurtuldu
Haftanın ‘banko’ maçlarından biri olarak gösterilen karşılaşmada da Kartalspor evinde bir puanı zor kurtardı. Son sıradaki Güngören önünde herkesin ‘garanti kazanır’ dediği Kartalspor, 2-0 yenik duruma düştükten sonra maçı 2-2’ye getirdi ve bir puana razı oldu.
Erciyesspor, kötü gidişe evinde Gaziantep Büyükşehir Belediyespor galibiyetiyle son verdi. Önce Elazığspor’u dış sahada ardından evinde Kasımpaşa’yı deviren Gaziantep Belediyespor, 3 puan serisini sürdürmek için geldiği Kayseri’den eli boş döndü.
Kaf Kaf’ta hasret bitti
İzmir’de Karşıyaka, çok gol kaçırdığı maçta sahadan 1-0 galibiyetle ayrıldı. Artık kümede kalması mucizelere bağlı Sakaryaspor, genç oyuncularıyla sadece iyi bir mücadele örneği veriyor. Ancak daha sezon bitmeden bu gençlerin başka takımlarla anlaşması bile, her şeyi anlatıyor. Karşıyaka ise hasret kaldığı 3 puana nihayet ulaştı.
‘’Kazanmaya oynadılar‘’
Aslında iyi bir iç saha takım oldu Belediyespor. İç saha puan cetvelinde Olimpiyat’ta tam 30 puan toplamışlar. Üstelik dün Doka gibi önemli bir hücum silahından cezası nedeniyle mahrumdular. Beşiktaş sadece orta alandan hücum geliştirmek istedi. Belediyespor’un orta alandaki etkisi, hücumla pekişince Beşiktaş rakip kaleye gitmekte zorlandı. Üstelik Beşiktaş’a kanatlarından izin vermeyen Belediye, ilk yarıda oyuna istediği gibi hükmetti. Beşiktaş’ta Quaresma ve Almedia gibi önemli isimlerin yokluğu sahada fazlasıyla hissedildi. Ancak sahaya çıkan kadronun her şeye rağmen daha üretken olması gerekirdi. Sadece Fernandes merkezli oyun anlayışını rakipler çözmüş görünüyor. O nedenle Carvalhal’ın bir B planı üretmesi gerekir. Ancak Fernandes yine de hocasını mahcup etmedi. Portekizli, rakip savunmanın hatasını affetmedi ve Oğuzhan’ı avlayan plaseyle takımını beraberliğe taşıdı. Aslında bu gole, yani 37. dakikaya kadar Belediyespor kalesinde görünmeyen Beşiktaş ilk organizasyonunda golle buluştu. İlk yarının son bölümünde farklı ve etkili bir Beşiktaş vardı sahada.
İkinci yarıya golle başlayan taraf Beşiktaş’tı. Kara Kartal’ı haftalardır taşıyan Fernandes yine sahnedeydi. Ceza alanına girerken attığı nefis pasla başlayan atakta Mustafa Pektemek takımını öne geçirdi. Belediyespor yenik duruma düştükten sonra kendine geldi. Ama kalede Cenk inanılmaz toplar kurtardı bu dakikalarda.
Aslında rüzgarın ve soğuk havanın olumsuz etkisine rağmen bol pozisyonlu ve zevkli bir karşılaşma izledik. Dün gece iki takım da kazanmaya oynayınca Olimpiyat Stadı’na gelenler pişman olmadı. Açıkçası ilk 4’ü garantileyen Beşiktaş puanını yükseltmek istiyordu. Ancak rakibi de ciddi bir ilk 8 adayıydı. Belki de bu faktör maçın kalitesini yükseltti...
‘’Güney rüzgârı!‘’
Bank Asya, sürprizler ligi olduğunu göstermeye başladı. Şimdiye kadar iyi-kötü, bir ortalamayla yarış sürüyordu. Ama son iki haftada alınan sonuçlara baktığımızda, gerçekten sezon sonunu şimdiden merak etmeye başladık. Baksanıza zirvenin haline... Gakgoş ve takipçisi Kasımpaşa, son iki maçlarını da kaybettiler. Haftalardır pes etmeyen Akhisar Belediyespor ise inadının karşılığını, puan cetvelinde ikinci sıraya yerleşerek aldı. Peki ne oldu da lider ve takipçisi birden kaybedenler kulübünün içine girdi? Elazığspor’un yaşadığından başlarsak; bunun adı final maçlarındaki sıkıntı yani klasik gerginlik. Bu final gerginliğini, bir nebze olsun teknik direktör Hüsnü Özkara idare etti ama burada en büyük iş taraftara düşüyordu. Genel demeyelim ama bir kısım taraftar, takımın gergin olduğu kötü anlarda, pozitif katkı yerine, negatif mesajlar verdi. Aslında Gaziantep Belediyespor yenilgisi sonrası futbolcuların ruh hali, herşeyi anlatıyordu. Bence o yenilgi sonrası takım tribünlere çağrılıp, alkışlanmalıydı. Çünkü bu çocuklar bir sene önce bir alt ligde oynuyordu ve ilk sezonlarında böyle bir yarışın içinde ve zirvede olmaları anlamlıydı.
Burak sonunda patladı
Daha 7 karşılaşma var ve hala 2 puan farkla lider Elazığspor... Benden söylemesi, başarı sadece takımla gelmiyor. Takım, yönetim, taraftar ve medya desteğiyle geliyor. Bu dörtlü uyum içinde olursa, Elazığspor ayağına gelmiş Süper Lig fırsatını kaçırmaz. Aksi halde bir laf vardır, “kaçan balık büyük olur” diye. Kaçan balığın ardından çok yanarlar. Adanaspor, 9 kişi kalmasına rağmen çok önemli bir galibiyete imza attı. Devre arası tranferleri Burak Çalık’ı uzun süredir hazırlayan teknik direktör Levent Eriş, kozunu bu maçta kullandı. Burak Çalık da attığı iki golle, lideri evinde puansız bırakan isim oldu.
Tütüneker pes etti!
Gelelim Kasımpaşa’ya; Bence Elazığspor’dan farklı bir takım. Bir kere tecrübeliler, idari ve maddi sıkıntıları yok. Bir de bu ligi çok iyi biliyorlar. Biraz rehavet Kasımpaşa’yı herhalde zora soktu. Biraz da rakipler Kasımpaşa’nın sistemini çözdü. Kısaca yeni bir şeyler yapmaları lazım, sürprize ihtiyaçları var. Geçen hafta evlerinde Akhisar Belediyespor’a yenildiler, “hadi olur” dendi. Ancak deplasmanda Gaziantep Büyükşehir Belediyespor karşısında alınan 4-1’lik yenilgi, pek kabul edilebilir gibi değil. Bunu şunun için söylüyorum: “Rakip kaliteli bir kadroya sahip ve bir hafta evvel lideri dış sahada devirmiş, niye olmasın” diyebilirsiniz. Ancak yenilgiden yenilgiye fark var, Kasımpaşa gibi bir kadro, bu kadar kolay ve bu kadar farklı yenilmez.
Bence garip olan bu...
Nitekim bu maç sonrasında teknik direktör Uğur Tütüneker istifasını açıkladı.
Hamzaoğlu tarih yazıyor
Hamza Hamzaoğlu teknik adamlıkta emin adımlarla ilerliyor. Gerçekten basamakları adım adım çıkan Hamzaoğlu, her gittiği takımda üstüne koyuyor. Akhisar Belediyespor’a tarih yazdırmaya hazırlanan Hamzaoğlu, takımını çok önemli bir dönemde 2. sıraya yerleştirdi. Bu nedenle “dikkat” diyorum. Manisaspor’un küme düştüğü bir haftada bir ilçesi olarak yakaladığı rüzgar, herhalde sadece Akhisar’ı değil, bütün ili etkisi altına alacaktır. Artı bundan sonra hiç bir maç kolay olmayacak, bir anlamda önlerinde 7 final var ve Süper Lig’e yakınlar. Bana göre tek tehlike; Elazığspor’un yaşadığı gerginlik. Ancak kadronun, bu tür finalleri oynamış oyunculardan kurulu olması bir avantaj.
Rize özgüven kazandı
Süper Lig adayı bir başka takım Konyaspor, önceki hafta içeride kaybettiği Rizespor yenilgisinin acısını, İstanbul’da çıkardı. Son sıradaki rakibi Güngören karşısında 3 puanı, 2 golle alan Yeşil-Beyazlılar, aradıkları morali bulup, evine döndü. Play-Off’un en güçlü adayları arasında olan Rizespor ise uzun süredir alamadığı iç saha galibiyetini Kartalspor’dan aldı. Giray Bulak’ın öğrencileri, ilk yarıda İstanbul’da da 2-1 kazanmışlardı ve evlerinde de yine aynı sonucu alıp, 3 puanı ceplerine indirdi. Üst üste iki hafta kazanan Rizesporlu futbolcular, bir anlamda özgüven kazandı.
Bolu’nun geleceği ‘Aydın’lık
Ziraat Türkiye Kupası’nda Beşiktaş’ı eleyen Boluspor’da en büyük korku, zafer sarhoşluğuydu. Çünkü Tavşanlı Linyitspor alt sıralardan kurtulmaya çalışan bir ekip ve bu maçta hedefi 1 puandı. Erciyes maçında 2 gol atan Aydın, yine sahne aldı ve takımına 3 puanı getiren isim oldu.
Giresunspor’a gelince... Ligde kalmak için büyük bir mücadele sergiliyorlar. Erhan Altın ile büyük bir çıkışa geçen Çotanaklar, evlerinde Bucaspor’u 3-0’la geçip, 3 puanı aldı. En yakın rakibiyle aradaki puan farkını 6’ya indiren Giresunspor, lig sonuna kadar bu performansını sürdürecek gibi görünüyor.
İzmir’de Göztepe güldü
İzmir’de ise ne şiş yandı ne kebap. Karşıyaka üst üste aldığı yenilgilerle, Denizlispor maçına tedirgin çıkmıştı. Kaf Kaf öne geçmesine rağmen avantajını koruyamadı ve oyunun sonlarında yediği golle, evinde berabere kaldı. Denizlispor, kadro kalitesine göre, bu yeri hak etmeyen bir takım. Nitekim İzmir’den de boş dönmediler.
İzmir’in yüzü gülen ekibi Göztepe oldu. Uzaktan da olsa Play-Off’u kovalamayı sürdürüyor Sarı-Kırmızılılar. 17. sıradaki Sakaryaspor ile deplasmanda oynayan Göz Göz, 1-0’la maçı kazanıp, 3 puan serisine devam etti. Sakaryaspor için artık umutlar tükeniyor. Yılmaz Vural’da çare olamadı ve matematiksel ihtimal de artık inandırıcı gözükmüyor...
‘’Yiğido fırsatı kaçırmadı‘’
Kupa maçlarının havası dünyanın tüm liglerinde her zaman farklıdır. Üstelik bu sezon sıkıştırılmış bir lig içinde kupayı da araya sıkıştıran federasyon tek maçlık serileri tercih etti. Aslında bu şartlarda olması gerekeni yaptı. Avrupa’ya gitmenin en kısa ve uygun yolu kupadan geçince herkesin iştahı kabakdı. Dün gece Arena’da özellikle Sivasspor açısından çok önemliydi. Rakip lider ve Play-Off’a da önemli bir avantajla girecek Galatasaray olunca Yiğidolar tek maçlık bir oyunu savunma ağırıklı bir kadroyla oynadılar. Formda olan rakip karşısında orta alanı kalabalık tutan Rıza Çalımbay ilk yarıda futbol olarak değil ama sonuç olarak istediğni aldı. Aslında ofansif anlamda etkisiz gözüksede ilk 45 dakikadaki en net pozisyon da Sivasspor’undu. Erman Kılıç kaleci ile karşı karşıya topu Ufuk’a teslim etti. Galatasaray cephesi ilk yarı disiplinli ve bol pasa dayanan futbol oynadı. 3. bölgede ve finalde etkisizdi. Elmander-Melo gibi iki önemli ismin eksikliği hemen göze çarptı. Necati ve Baros’un bir ikili olmaycağı da gün gibi açıkı. Çünkü ikisinin de top bekleyen yapıda olmaları Galatasaray’ın bu sezonki oyunu sistemine uymuyordu. İkinci yarı golle başladı. Sivasspor önce kaçırdı sonra öne geçti. Erman Kılıç ilk yarıda yapamadığını bu defa yapmadı ve topu filelere yolladı. Açıkçası oyunun gidişatı içinde beklenen bir goldü. Çünkü Galatasaray baskın gözükse de üretken değildi. Rıza Çalımbay önce durdur sonra vur taktiğini iyi uyguladı. Galatasaray aradığı golü bulmayınca direnci kırıldı. Galatasaray’ın derbi sonrası yorğunluğu da Sivasspor için bir avantajdı ve bunu da 90 dakika içinde iyi kullandılar...