Arama

Popüler aramalar

‘’Bireysel becerilerle...‘’

Montella’nın klasik santrforsuz oyunuyla yolumuza nereye kadar devam ederiz, bana göre soru işareti. Madem böyle bir sistemde ısrar ediyorsan elindeki en iyi en yetenekli, en formda 11’i sahaya sürmen lazım. Alman liginin en formda ismi Can Uzun 9 maç 6 gol atmış, yedek kulübesinde.

Takımında oynamayan Oğuz sahada, düşük formda bir Orkun sahada, Adana demirspor’da Montella’nın gözdesi Yunus Akgün kenarda. 5’e 2 oynar gibi hücum denemeleriyle ilk yarıda Arda’nın kendi kalitesiyle ürettiği bir gol gördük ve hemen ardından şanssız bir beraberlik golünü kalemizde bulduk. İlk 10 dakika biz farka gideriz derken, kalemizde golü gördükten sonra da oyundan düştük. Kanatların çalışmadığı, sadece orta alan verkaçlarıyla rakip savunmayı delmeye çalışan, az şut attığımız bir ilk yarı neşemizi kaçırdı...

Böyle bir skor gerekliydi

Rakibin kendi kalesine attığı gol ile öne geçmemiz işimizi kolaylaştırdı. İkinci yarının başında gelen gol gecikseydi rakip daha direnç kazanabilirdi. Hemen ardından Kenan Yıldız sahne aldı ve 2 harika gol ile farka taşıdı. Skordan bağımsız Bulgaristan maçları bizim için 6 puan demekti ve ilk raundu kazasız geçtik. Ancak gruptan 2. çıkmamız için salı günü Kocaeli’de Gürcistan’ı safdışı bırakmamız gerekir. Dünya sıralamasında 86. sırada olan Bulgaristan maçı bizim için ölçü olmamalı ve İspanya hezimetinden sonra averajımız için böyle bir skora ihtiyacımız vardı.

Gecenin özeti kendi oyunumuzdan çok uzak bir başlangıç ama ikinci yarıda bireysel becerilerimizi öne çıkartıp rahatladık. Skor aldatmasın, kendimizi sonuca bakıp kandırmayalım. Gürcistan karşılaşmasında böyle oynarsak problem yaşayabiliriz. Özellikle Montella ilk 11 tercihini daha doğru yapmalı, bazı formsuz isimlerdeki ısrarından vazgeçmeli...

12 Ekim 2025, Pazar 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’1 puan alabilirdi, aldı!‘’

Derbide çıkan beraberlikten sonra Galatasaray ile aradaki puan farkını azaltmak isteyen Fenerbahçe bu motivasyonla Samsunspor karşısına çıktı. Maç öncesi kaleci Ederson’un son dakika sakatlığı 3. kaleci Tarık ile sahaya çıkan Fenerbahçe oyuna iyi başlayan taraftı. Ancak bu iyi oyun gol pozisyonu üretemeden sona erdi ve üstünlüğü Samsunspor’a verdi. Özellikle orta alan hakimiyetini alan evsahibi ekip kanatları iyi kullanıp ayağa paslarla organize ataklar geliştirdi. İlk yarı bitene kadar Fenerbahçe çeza alanını ablukaya alan Kırmızı-Beyazlılar önemli gol pozisyonları yakaladılar ama kaleci Tarık başarılı kurtarışlarla Samsunspor’a geçit vermedi. Fenerbahçe Teknik Direktörü Tedesco’nun böyle bir deplasmanda böyle zorlu bir rakip karşısında çıkan 11’de daha temaslı oyuncuları seçmeliydi. Özellikle hem Asensio hem de Talisca aynı anda 11 de olması topsuz oyunda sorun yaratabilirdi bana göre öyle oldu…

Dengeyi kurdu

İkinci yarıda Samsunspor’un etkili oyunu devam ederken yine kaleci Tarık’ın kurtarışlarını izledik. Bu oyunla 3 puanın zor olduğunu gören Tedesco 3 oyuncu değişikliğini yapıp kötü gidişatı değiştirmek istedi. Kerem, Symanski ve Talisca oyunda alıp bir nebze olsun dengeyi kurdu. Ancak Samsunspor karşısında kazanabilmek için daha yüksek tempo daha baskılı bir oyun gerekti. Samsunspor’un da son bölümde Avrupa kupası maçının yorgunluğu hissedildi ve temposunun düştüğünü gördük. Bu bölümde Thomas Rice oyuncu hamleleriyle takımına güç tazeleyip evinde sahadan puansız ayrılmamayı planladı. 90 dakikanın özeti galibiyete yakın taraf pozisyon olarak da oyun olarak da Samsunspor’du. Fenerbahçe ise ilk 15 dakika hariç sahada rakibine üstünlük kurmakta zorlandı ve bu oyunla ancak bir puan alınabilirdi öyle de oldu…

06 Ekim 2025, Pazartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Büyük takım refleksi‘’

Derbinin favorisi olmaz bir klişedir ama aynı zamanda bir gerçektir. Liverpool galibiyetinden sonra evinde Beşiktaş’ı ağırlayan Galatasaray, ilk yarıda dersine iyi çalışmış bir rakip buldu. Aslında ilk yarıda sarı kart, kırmızı kart, gol dahil her şey vardı. Ancak bu olanların hepsi Galatasaray’ın aleyhineydi. Baskılı gözüken ev sahibi ama etkili olan Beşiktaş, gerçekten orta alanda dengeyi kurup aradığı golü bulunca moral olarak da psikolojik üstünlüğü ele aldı. Yenik duruma düştükten sonra beraberliği yakalamak için mücadele ederken Sanchez’in gördüğü kırmızı kart ve takımın 10 kişi kalması, Okan Buruk’un planlarını tamamen bozdu. Galatasaray’a tempo yaptırmayan Beşiktaş için ilk yarı tam anlamıyla istediği gibi geçti. Sergen Yalçın’ın oyun planını uygulamada tüm oyuncular tam not aldı ve hak ettikleri bir skorla soyunma odasına gitti. Özellikle sağ kanatta Gökhan ve Cerny ikilisi çok etkili olurken, atılan tek golün de oradan gelmesi bu kanadın iyi işleyişinin kanıtıydı.

MAĞLUBİYETİ KABULLENMEDİ

İkinci yarıda oyuna çok etkili başlayan ve mağlubiyeti kabullenmeyen bir Galatasaray vardı sahada. Sarı-kırmızılılar, 10 kişi oynamasına rağmen rakibine baskı yaparak oyun üstünlüğünü ele aldı. Bu baskı, İlkay’ın ayağından beraberlik golünü getirirken ıslak zeminde müthiş bir taktik mücadele izledik. Özellikle son bölümde iki takımın da skora razı olmayan oyun anlayışı maçın heyecanını zirveye taşıdı. Şu bir gerçek ki, tüm istekli oyununa rağmen Galatasaray’da Liverpool maçının yorgunluğu hissediliyordu. Açıkçası, 90 dakika boyunca iki takım adına inişler çıkışlar izledik. İlk yarıda Beşiktaş, ikinci yarıda ise beraberliği yakalayana kadar Galatasaray; sonrasında yine konuk ekibin üstünlüğü altında geçen bir 90 dakika diyebiliriz. Beşiktaş adına dün geceki eleştirim şu olabilir: Öndeyken ve rakip bir kişi eksikken skoru korumaya dönük savunma futbolunu tercih etmesiydi.

FIRSATI DEĞERLENDİREMEDİ

Maç öncesi beraberlik Beşiktaş için başarı sayılabilirdi ama oyunun parametrelerine bakarsak, savunmadan iki oyuncusu biri sakatlık, diğeri kırmızı kart nedeniyle eksilen Galatasaray karşısında daha cesur bir Beşiktaş beklerdim. Açıkçası, ayağına gelen 3 puan fırsatını kullanamadı siyah-beyazlılar. Ev sahibi Galatasaray adına ise kötü başlayan bir maçta her şeye rağmen büyük takım refleksi gösterip önemli bir reaksiyon verdiler

05 Ekim 2025, Pazar 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Ders çıkarılmalı‘’

Trabzonspor yeni isimlerle güçlendirilmiş gözüken kadrosu açıkcası tat vermiyor. Dün Papara Park’ta daha maçın başında rakip kalecinin hatalı yediği bir golle öne geçmesine rağmen futbol adına göz doldurmadı. Belki direkten dönen toplar şutların fazlalılığı istatistiksel olarak etkiyeci gelebilir. Ancak benim için iddialı bir Trabzonspor’un oyunu bu olmamalıydı. İİlk yarının özeti; iki takım da sadece top ayaklarındeyken varlık gösterdi ama rakipteyken büyük zafiyetler yaşadı. Orta sahaların çok kolay geçildiği bir 45 dakika izleyenler için zevkli ama kalite olarak bayağı aşağıda kaldı. İİkinci yarıya müthiş baskıyla ve savunma arkasına atılan toplarla başlayan Trabzonspor skoru da artırdı. Özellikle ilk yarıdan cesaret alan Kayserispor’un rehavet içinde olması ve savunmayı bu kadar boş bırakması Bilal’in harika kurtarışlarına rağmen bi yere kadar dayandı.

Önce eksilere bakılmalı

Kayserispor’a gelince; transfer yasaklı kadroyla önemli işler yapan ekip transfer açıldıktan sonra maalesef tel tel dökülüyor. Açıkcası gelenler gidenleri aratırken Gisdol gibi bir hocanın takımı her ne olursa olsun böyle oynamaz bana göre. Özetle Trabzonspor, favori olduğu bir gecede 3 puanı kazanmasını bildi. Ama son iki maça bakarsak biraz fikstür şansı... Ligin en zayıf iki takımı karşısında alınan 6 puanla milli araya girmek önemli. Ama daha önemlisi artılara değil eksilere bakıp, dersler çıkartıp geleceğe bakmak Trabzonspor için daha hayırlı olur.

04 Ekim 2025, Cumartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Büyük sükse...‘’

Böyle bir ilk yarı oynadıktan sonra neden olmasın dedirten bir karşılaşmaydı. Rakip malum mapalı kutu değil Premier Lig’in lideri Liverpool. O zaman yapılması gereken iyi konsantre minumum hata ve rakibi baskıyla hataya zorlamak. Hemen hemen ilk 45 dakikada bunların hepsini yaptık belki gol penaltıdan geldi ama çok kiritik gol pozisyonları da yakaladık ama değerlendiremedik. Bu oyunda kilit olan orta alanımızdı. Okan Buruk; Lemina, Torreira ve İlkay’dan oluşan orta alan Liverpool orta alanına kafa tutarken boş topları da Yunus’un klas ayaklarına bırakmıştı. Nitekim önemli asistler da Yunus rakip savunmayı tehdit etmeyi başardı. Tabii ki bütçesi bizim 3 katı olan güçlü bir kadro karşısında hem gol ararken hem de gol pozisyonu vermemek çok kolay değildi. Nitekim öyle pozisyonlarda verdik ama savunma ve kalecimiz yerinde müdahaleler yaparak rakibe gol izni vermedi. Gerçekten rüya gibi bir ilk yarı oynadık ve soyunma odasına 1-0 önde girmeyi başardık. Gerçekten bu maç öncesi Frankfurt‘a 5-1 kaybetmenin moral bozukluğu ve tedirginliği ile çıkmıştık soru işaretleri çoktu. Okan Buruk ilk yarı itibarıyla bütün sorulara cevap vermişti ama asıl olan 90 dakikayı böyle bitirebilmekti.

Sonunu getirebilmek

İkinci yarı mutlak iki golü Osimhen ile değerlendiremedik. Nijeryalı golcü gerçekten atsa belki maçı erken koparma şansımız olabilirdi. 70’te Osimhen sakatlandı ve çıktıktan sonra Buruk’tan Sallai hamlesini gördük. Böyle dayanıklılık ve güç isteyen bir karşılaşmada Macar oyuncu, doğru bir tercihti. Şampiyonlar Ligi arenasında alınacak bir Liverpool galibiyeti büyük sükseydi ve Sarı-Kırmızılı ekip gerçekten kazanmak için büyük bir konsantre ile oynadı. Son bölümde Liverpool baskısı altında geçerken cansiparene savunma yapan bir Galatasaray vardı sahada. Gerçekten Şampiyonlar Ligi’nde geceyi damgasını vuracak bir oyunu güzel bir skorla bitirmek çok çok önemliydi.

01 Ekim 2025, Çarşamba 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Galibiyet güzel ama...‘’

Trabzonspor için kâğıt üzerinde kolay gözüken, favori olduğu bir karşılaşmaydı. Karagümrük, yeniden çıktığı Süper Lig’de daha önceki sükseli kadrolarına göre sıradandı. Acaba Fatih Tekke biraz da eksikleri düşünürsek, rakibe göre mi kadro tercihi yaptı? Çünkü 4-2-4 gibi görülebilen bir dizilişte, orta alanı bu kadar hafife alması bana öyle geldi. Mustafa ve Okay’ın olmadığı bir denklemde böyle bir 11 sürmek ancak bu maç için olur diye düşündüm. Nitekim ilk yarıya baktığımızda atılan Trabzonspor gollerinden çok yenilen gole bakarım eğer şampiyonluğa oynuyorsanız. Bu kadar usta ayakların olduğu bir Trabzonspor’dan daha iyi futbol beklemek hakkımız. Üstelik bu vasatı geçmeyen oyunda, geçen haftaki hakem hatasından etkilenen bir hakem olan Mehmet Türkmen’in basit penaltısına da Trabzonspor’un ihtiyacı yoktu. Sanırım Mehmet Türkmen, geçen haftaki Arda Kardeşler’in skandal kararından sonra durumdan vazife çıkarmış olsa gerek! Bu genç arkadaşlarımız hakemlik hayatlarını başlamadan bitiriyorlar. Çünkü yürekleri cesaretleri bu işi yapmaya yetmiyor. Özetle ilk yarıda futbol olarak üstün olan taraf skorda da üstündü ve Trabzonspor 3-1’le soyunma odasına gitti. Onuachu’nun ilk golü gerçekten fantastikti...

Daha ezici oynamalıydı

İkinci yarıda Trabzonspor’un orta alandaki zaafı sürerken, Karagümrük’ün net gol pozisyonlarını değerlendiremediğini gördük. Gerçekten Avrupa’da olmayan haftada tek maç oynayan Trabzonspor’un toplama takım görünümündeki Karagümrük karşısında daha ezici bir futbol sergilemesini beklerdim. 4-1’i bulduktan sonra savunmada yapılan basit hatalar ve yenilen 2 gol ise ayrıca değerlendirilmeli. Özetle dün gece Olimpiyat Stadı’nda Bordo-Mavili ekip adına güzel olan galibiyetti. Yine söylüyorum Onana, Saviç, Batagov, Zubkov ve Onuachu gibi güçlü oyuncuların içinde olduğu bir 11’den daha pozitif futbol beklenir. Demek ki diğerlerinin yeterliliğinde bir sorun var.

28 Eylül 2025, Pazar 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Uyutarak nereye kadar‘’

Okan Buruk ne yapmak istiyor çok merak ediyorum. 6’da 6 yapmak güzel ama bu 6 maçın hangisini iyi oynayarak kazandın. Gerçekten kendi liginde işler bireysel becerilerle gidiyor ama Frankfurt’ta olmadı ve hezimete uğrayıp evine döndü Galatasaray. Çünkü güçlü ve yakaladığını affetmeyen takımlar karşısında defolar ortaya çıkıyor. Dün gece de Alanya’da evsahibi ilk yarıda rahatlıkla soyunma odasına 3-1 önde gidebilirdi ama son vuruşlardaki beceriksizlik ve Uğurcan’ın kurtarışlarıyla gol yemeden ilk yarıyı bitirdi Sarı-Kırmızılılar. Şöyle futbol olarak ilk yarıya baktığınızda sadece orta alanda çırpınan Torriera ile durumu idare edemezsiniz. Sara ve Sane ruhsuz ve laubali futbollarını dün gece de devam ettirmeyi başardılar! Gerçekten bu oyuncuları oynatmak mecburiyeti mi var Okan Buruk’un… Adamların umurunda değil top kaptırma adam kaçırma her türlü takım aleyhine hatalar yapıyorlar ve Alanyaspor’a akın hazırlıyorlar adeta. Tabii ki salı gecesi Liverpool maçına bu kadro çıkmayacak ama işler kötü gittiğinde bu oyuncularla hamle yapacaksın. Frankfurt deplasmanında gördük hamleleri hepsi sıfır çekti. Hoca resmen böyle 11’ler çıkartarak kumar oynuyor, şimdilik kazanıyor ama bir gün mutlaka kaybeder. Oysa çık sahaya ideal 11’inle skoru perçinle sonrasında kimi sokarsan sok oyuna. Dün gece ilk yarı 1-0 önde hiçbir şey yapmadan soyunma odasına gitmeyi başarı görmek kendini aldatmaktır...

İyi ki Uğurcan var

Düşünsenize İbrahim Kaya yok Salah oynuyor, Ogundu yok Ekitike, Yusuf Özdemir’in yerinde de Gakpo geri kalan Alanyaspor kadrosu yerinde kalsın Galatasaray’ın hali ne olurdu sizce. O nedenle gerçekçi olalım bu maçı Liverpool provası gibi yorumlar yapılıyor güldürmeyin ortada elbise yok ki provası olsun. Diyebilirsiniz ki o maça bu kadro çıkmayacak kabul ama böyle zorlu maçlar öncesi takım olarak bir ışık vermelisiniz bence o ışık maalesef yok sorun burda... İkinci yarıda İlkay ve Lemina ikilisi orta saha üstünlüğünü Alanyaspor’dan geri aldı ve etkili hücumlar gördük ancak son toplarla buluşan Sane beklentinin altında şutlarla bizleri yanıltmadı açıkçası… Özetle dün gece Alanyaspor karşısında real olarak Galatasaray 8 isimle sonuç almaya çalıştı. Hadi Icardi hazır değil ama en azından yakaladığını atıyor ama Sara ve Sane ikilisinin katkılarını bırakın zarar vermesinler yeter. Bu kadar kötü futbola rağmen skor derseniz iyi ki Uğurcan var derim… Bu futbol bu oyun sürdürülebilir değil bir gün bir yerde fena toslar. Alanya’da al gülüm ver gülüm futbolu ile skoru koruyup taraftarı tribünde ekran başında uyutarak nereye kadar derim…

27 Eylül 2025, Cumartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Özür dileme maçı‘’

Frankfurt’ta hezimete uğrayan Galatasaray, oynayacağı iyi futbolla taraftarına bir anlamda özür dilemek istiyordu. Açıkçası bu duygularla birlikte karşılarında ligin en diri takımlarından Konyaspor olduğunu da biliyorlardı. Çünkü Avrupa’dan darbe yiyerek geldiğinde aslında en zor iş hocalarındır.

O nedenle Okan Buruk’un nasıl bir kadro tercihi yapacağı merak konusuydu. Nitekim Buruk, savunmada Singo ile Abdülkerim’i tercih edip Sanches’i kulübeye çekti. Orta alanda ise İlkay’ın patronluğuna bırakarak bence doğruyu bulan tecrübeli hoca, ilk yarıda istediğini aldı. Özellikle Barış Alper gibi bir güç kaynağını devreye soktuğunda işlerin nasıl değiştiğini dün gece net gördük. Sol kanattaki bu üstünlüğü Sane ile sağ kanatta da sağlayabilirse işler sarı-kırmızılı takım adına daha çabuk yoluna girecek gibi. Açıkçası bu maça çıkarken 5’te 5 yapan Galatasaray’ın futbol adına göz doldurmadığı da bir gerçekti. Konyaspor karşısında ise önceki maçları baz alırsak daha organize, daha disiplinli bir oyun vardı Galatasaray adına.

Yunus yıldızlaştı

Frankfurt’ta hataları pahalıya patlayan Yunus, bir gol ve bir asistle ilk yarının yıldızıydı. İkinci yarıda üstünlüğü devam eden Galatasaray, Torreira’nın golüyle 3-0’ı yakaladıktan sonra vitesi nispeten düşürdü. Okan Buruk, kalan bölümde oyuncu hamleleriyle bir takım yer değiştirmeler yapmayı denedi. Tabii ki bu deneme, son bölümde yenilen golle birlikte Galatasaray adına maçı bir gerilim filmine çevirdi. Bence Okan Buruk bütün oyuncu değiştirme hakkını kullanmak zorunda değil. Çünkü 5 değişiklik takımın yarısı demek; ama giren oyuncuların yetersizliği bir anda Konyaspor karşısında zor durumlara düşürdü.

En büyük aday

Geceyi özetlersek, bu takım Süper Lig’de şampiyonluğun en büyük adayı olduğu gerçeğini bir kez daha gösterdi. Ancak Sane’yi kazanmak için zaman zaman yükün başka oyunculara bindirilmesi nereye kadar sürecek? Şimdilik içerde idare ediliyor ama Şampiyonlar Ligi için alınan bir yıldızın da artık biraz kendine gelmesi gerekir. Aksi halde Zaha ve Ziyech örneklerinde olduğu gibi kötü anılarla taraftarın hafızasında kalır.

23 Eylül 2025, Salı 06:59
YAZININ DEVAMI