‘’Maçın hakkı beraberlikti‘’
Fatih Tekke’nin ekibi ligdeki 4. maçında şimdiye kadar ki rakipleri içinde en güçlüsüyle oynadı. Trabzonspor’da her geçen hafta taşlar yerine oturmaya başlıyor. En önemlisi, ilk 11 istikrarının yakalanmış olması. Mevcut kadrodan çıkacak en iyi 11, dün akşamki kadroydu. İlk 45 dakikaya baktığımızda pozisyon zenginliği açısından kısır bir maç izledik. Zubkov’un nefis ortasıyla gelen Onuachu golü hazırlanış açısından da görülmeye değerdi. Ancak ilk yarının bütününe baktığımızda iki takım adına oyun disiplini ve taktik sadakat ön planda olunca, az pozisyon seyrettik. Elbette sağ bek Pina’nın sakatlanıp çıkması, ev sahibi adına talihsizlikti. Çünkü kanat hücumlarının başlangıcında önemli bir isimdi...
İkinci yarı keyifliydi
İkinci yarıda Samsunspor reaksiyon verince daha keyifli bir maç izledik. Özellikle yakaladıkları karşı karşıya pozisyonlarda Uğurcan kalesinde devleşti. Alınan riskler, maçın tek golle bitmeyeceğinin göstergesiydi. Trabzonspor’un en önemli artılarından biri; prese rağmen savunmadan ayağa toplarla başarılı şekilde çıkmasıydı. Samsunspor ise bu sene de Süper Lig’in dişli takımlarından olacağını gösterdi. Hatlar arasındaki bağlantıları çok iyi, net bir planları var. Nitekim son bölümdeki baskıları, onlara beraberlik golünü getirdi ve iki takım da birer puana razı oldu.
‘’Bu oyun yetmez‘’
Galatasaray yaptığı flaş tranferlerle bu sezonun da en büyük şampiyonluk adayıyım mesajını veriyor. Ancak dün gece bir kere daha gördük ki oyunla değil, gücüyle rakiplerine üstünlük sağlıyor. Aslında Şampiyonlar Ligi’ndeki rakiplerine bakarsak, bu gücün orada geçerli olmayacağı çok açık. Rizespor mütevazı kadrosuyla ilk yarıda bir direkten dönen topu ve 2 de golü ofsayt sebebiyle iptal oldu. İki iptal edilen gole baktığınızda Galatasaray takım savunması adına alarm verdiğini net görebilirsiniz. Bu baskının çok fazlasını Şampiyonlar Ligi’nde göreceğinize göre, Okan Buruk acilen bu oyun mantelitesini revize etmeli. İlk yarı belki baskı vardı, istatistik rakamlarında üstünlüğünüz olabilir ama attğınız tek gol duran toptan geldi. Daha sezonun başındayız, zamana ihtiyaç var gibi sözlerle kendinizi kandırırsınız. Bence Sarı-Kırmızılılar’ın daha tempolu, daha dinamik ve rakibin yüzünü kalesine döndürmeden sert presle oynaması lazım. Ama ilk 45 dakika da biz nasıl olsa kazanırız duygusunun hakim olduğu bir futbolcu topluluğu izledik. Kimse kusura bakmasın, buram buram Barış Alper’i aradı gözler.
İç açıcı değil
İkinci yarıda daha az hata yapan daha iyi hücum yapan Galatasaray’da ritmi bozan isim Sane oldu. Saç baş yoldurtan paslar, şutlar atarak taraftarı çıldırttı. Uyum süreci vardır, Sane’nin de zaten böyle bir kredisi var, ancak sıkıntı acemice davranışları kendine olan güvensizliği bana göre... Galatasaray’ın geriden ayağa topla çıkma macerası dün gece pahalıya patladı. Bu maçı Galatasaray’ın gol yemeden bitirmesi mucize olurdu. Nitekim iki golün iptal olmasından ders almamışlar ki basit bir baskıdan kalesinde golü gördü. Okan Buruk’un ısrarla Sane’yi sahada tutması da bana göre yanlıştı. Dün gece kolay geçer denilen ve öyle de başlangıcı olan karşılaşmada son bölüm tribündeki ve ekran başındaki taraftar açısından hiç de iç açıcı değildi... Sonuçtan bağımsız Şampiyonlar Ligi’nde rakiplerinin belli olduğu bir maçta Galatasaray bu oyununu görünce kimsenin mutlu olduğunu düşünmüyorum...
‘’Büyük takım gibi‘’
Hafta içinde beklenmeyen Barış Alper kriziyle çalkantılı günlerden geçerek Kayseri deplasmanına gelen Galatasaray’da, b olayın etkilerinin ne olacağı merak konusuydu. Ancak ilk yarıya baktığımızda gerçekten büyük takım kalitesinde bir maç oynadı Sarı-Kırmızılı ekip. Zaten ezici istatistik rakamları bu tezi fazlasıyla destekliyordu. Barış Alper’i aradı mı derseniz eğer büyük takımsanız bir oyuncunun olup olmaması sizi etkilemez. Dün de Kayseri’de Yunus Akgün sazı eline alınca her şey değişti.
Galatasaray’ın genç yıldızı sahaya kanat gibi çıktı ama Okan Buruk belli ki serbest oyuncu olarak kullandı. O da hocasını mahcup etmedi ve topu her ayağına aldığında klasına yakışır hareketlerle takımını bir virtüöz gibi yönetti.
Sürpriz golcü Eren
Genç yıldız, orta alandaki yaratıcığıyla her geçen gün üstüne koyarak ‘bana güvenin’ mesajını veriyor. Gecenin sürpriz golcüsü Eren Elmalı hem savunmasını yaparken hem de hücumdaki katkısıyla skoru belirleyen isimlerden biri oldu. Performansı merakla beklenen Leroy Sane’de de kıpırdanmalar gördük. Açıkçası Lemina ve Barış Alper’in yokluğunu aratmayan bir oyun ve kadro zenginliği içindeki Galatasaray’ın, Süper Lig yarışı için bir endişe yaşayacağını sanmıyorum. Bence sorulması gereken soru, bu kadro Şampiyonlar Ligi için yeterli mi? Kişisel fikrim, A klas seviyesinde savunma ve orta alana takviye yapılırsa her iki kulvarda de sıkıntı çekmez... ‘Muslera sonrası ne olur’un cevabını Günay müthiş özgüveni ve formuyla sahada vermeye devam ediyor...
Kalite ve kollektif futbol
Saha içini Okan Buruk çözerken yönetimin Barış Alper krizini de büyük kulübe yakışır bir şekilde halletmesi gerekir. Bu konuda da yine kişisel fikrim, tüm hatalı davranışlarına rağmen Barış Alper’i yuvasına döndürüp Şampiyonlar Ligi’nde oynatarak iyice parlatmak daha mantıklı olur. Özetle Galatasaray, ‘zorlanma ihtimali olabilir’ denilen bir deplasmanda kalitesiyle, kollektif futboluyla rahat bir galibiyet almayı başardı. Kayserispor’a gelince... Sadece mücadele yetmedi, özellikle takım savunması olarak çok yetersiz kaldılar ve rakiplerine sayısız gol fırsatı verdiler. Ev sahibi ekip özellikle yenik duruma düştükten sonra maçı çevirebilmek için çaba gösterdi, pozisyonlar da buldu ama kalesinde çok da açık verdi.
‘’Tur umutları Samsun'a kaldı‘’
Samsunspor 27 yıl sonra çıktığı Avrupa arenasında güçlü rakibi Panathinaikos misafir oldu. Tomas Rice’ın öğrencileri uzun süredir birbirleriyle oynayan oyuncular topluluğu olarak önemli bir artıya sahipler. İlk 45 dakikada maçın da başında yediğimiz baskıyı kırdıktan sonra fabrika ayarlarına dönen Samsunspor oyunda dengeyi sağladı.
İlk yarıdaki skor aynı zamanda maçında karşılığıydı… İkinci yarı rüya gibi başladı, Emre Kılınç’ın asistinde Tomasson’un attığı golle rakip şok olurken Samsunspor büyük bir moral kazandı. Yunan ekibi oyun disiplini ve sabır futboluyla sonuca gitmek isterken attığımız golle oyunlarını bozmuş olduk… Ancak üst üste iki topun kalemizin direklerinden dönmesinden sonra oyun ritmimiz düşerken adeta rakibi şahlandırdık. Normal şartlarda iki duran toptan yediğimiz goller özellikle 2. gol kabul edilir gibi değildi.
Oyuna müdahale edilmeliydi
İşte bu dağınıklık yaşadığımız anlarda Reis’ın devreye girmesi ve kötü giden işler karşısında oyuna müdahele etmesi gerekirdi. Sanırım Alman hoca da futbolcuları gibi bir şaşkınlık içindeydi. Geceyi özetlersek iyi başladık iyi bitiremedik ama Türkiye’ye umutlu bir skorla dönüyoruz. Haftaya Samsun’da 12. adama büyük iş düşüyor. Dün gece 12. adamın ne kadar etkili ev sahibi taraftarın gösterdiği performansla şahit olduk…
‘’Trabzonspor hazır değil‘’
Dün gece maça giderken çok hareketli bol pozisyonlu bir maç beklentisi içindeydim. Niye derseniz; Trabzonspor’un başında Fatih Tekke, Kasımpaşa’da ise Şota gibi golleriyle, gol krallıklarıyla bizlerde derin izler bırakmış iki isim vardı. Ancak ilk 45 dakikada gerçekten sahada futbol adına hiç bir şey göremedik. ‘Daha sezon başı, zamana ihtiyacımız var’, ‘milli maç arasından sonra gibi...’ mazeretler bana göre günü kurtarmaktır.
Fatih hoca bu takım koskoca 45 dakikada ne yaptı, ne oynamaya çalıştı bir anlatsa! Sadece Onachu üzerinden gol aramak bir taktiktir, saygı duyarım. Ancak ne oyunu rakip sahaya yıkabildi, ne kanatlardan etkili orta yapabildi Bordo-Mavililer. Zaten istatistiklere bakınca rakamlar her şeyi anlatıyor. Kasımpaşa gücü nispetinde yine de şut attı, kanatları kullanmaya çalıştı ama final vuruşlarında yetersizdi.
Tempo problemi
İkinci yarıda oyun değil ama oyuncu değişiklikleri vardı sahada. Fatih Tekke fizik olarak henüz hazır durumda gözükmeyen Onuachu’yu alıp yerine Sikan’ı sahaya sürdü. Maçtan ve skordan bağımsız en büyük eleştirim; kalede Uğurcan da dahil oyun kurmadaki ağırlık, temposuzluk çok dikkat çekiciydi. Hiç hızlı hücum yapmadan hiç rakibi savunmadan, eksik adamla yakalamadan maç kazanmak biraz şansa kalmıştı. 75‘te belki de ilk defa rakip savunma dengesiz yakalanmıştı.
Zubkov nefis bir şut çıkardı direkten dönen topu Augusto ağlara yollamayı başardı ve takımını öne geçirdi. Son bölümde konuk ekip skoru koruma, Kasımpaşa ise gol arayışları içindeydi. Özetle; skoru bir kenara bırakırsak Trabzonspor dün gece tat vermedi ve lige hazır bir takım görünümünde değildi.
‘’İyi bir test oldu‘’
Okan Buruk aynı 11’i sahaya sürerken bu defa karşısında dişli bir rakip buldu. Karagümrük’ün oyun disiplininden kopmadan kontrollü futbolu karşısında oyuna hakim görüntü verse de gol pozisyonu bulmada ve üretmede zorlandı SarıKırmızılılar. Ancak sezonun yıldızı olmaya şimdiden aday olan Barış Alper resmen kişisel çabasıyla oluşturduğu pozisyondan takımını öne geçirdi. İlk yarı adına kırılma anı Karagümrük stoperi Tresuer’in gördüğü kırmızı karttı. Bu dakikadan sonra hücumu bırakıp sadece savunma ağırlıklı oynamak zorunda kalan Karagümrük karşısında skoru artıracak pozisyonlar bulan Galatasaray soyunma odasına 1-0’la gitti. İlk yarıdaki etkisiz futbolun sebeplerine baktığımızda Sane ve Yunus gibi iki kreatif ismin etkisizliğiydi. İkinci yarıda Okan Buruk bazı oyuncuları kıpırdar diye umdu ama pek de beklediğini bulamadı. Sonrasında ilk hamlesi Osimhen olurken dışarıya Lemina’yı aldı ama orta alanda 10 kişilik rakibi karşısında soru işaretleri yarattı.
Felakate dönebilirdi
Özellikle Tiago Çukur’un pozisyonu gol olsa gece, Galatasaray adına kâbus olabilirdi. Karagümrük açısından baktığımızda belki de kırmızı kart görmeseler bu maçtan puan çıkartabilecek özgüveni gördüm. Galatasaray adına favori olduğu bir maçtan çıkarılacak derslerin başında tam takım baskıyı kuramadığında kötü sinyaller verdiğini gördük. O nedenle Karagümrük maçı iyi bir prova ve test oldu, Okan Buruk’un da bu arızalara duygusal bakmadan neşteri vurması gerekir. Şampiyonlar Ligi’nde iddialı olmak isteyen Galatasaray için bu performans kesinlikle yetmez. Tabii ki sezon başı olarak ritim yakalamak çok iyi bir performans için erken olabilir ama eksileri de görmeden olmaz
‘’Onuachu farkı‘’
Trabzonspor, taraftarı önünde çıktığı ilk maçında ligin yeni takımı Kocaelispor karşısında iyi bir test gerçekleştirdi. Körfez ekibi, yeni transferleri ve yeni teknik patronu Selçuk İnan ile Trabzonspor için kapalı bir kutuydu. Gerçekten de ilk 45 dakikada Trabzonspor bu kapalı kutuyu açmakta zorlandı.
Aslında Fatih Tekke iyi bir oyun planı hazırlamış ama bu plana karşı rakibinde dersini çalışmış olduğunu gördük. Kocaelispor, orta alanda rakibin presini karşı presle cevap vermeyi başarınca oyunda dengeyi sağladı. Üstelik ilk yarının tek net gol pozisyonu da Kocaelispor’dan geldiğini unutmayalım! Kocaelispor’un ilk maçında yeni transferiyle lige hazır hale gelmesi, göz dolduran performansıyla hanesine artı yazılabilir. Tabii ki bu yorum ilk 45 dakikalık...
Zaman gerek
İkinci yarının hemen başında gelen Onuachu golü Trabzonspor’u bir anlamda stresten kurtardı. Çünkü böyle maçlarda özellikle evinde gol gecikince rakip direnç kazanır ve oyundan düşersiniz. O nedenle Eskihellaç’ın asistinde markaja rağmen farkını gösteren Onuachu takımını rahatlattı.
Elbette yenik duruma düştükten sonra Kocaelispor hücumda daha çok göründü ve bu anlarda Trabzonspor savunması açıklar verdi. Özetle Avrupa’sı olmayan Trabzonspor geçen yıla göre oyun ve futbolcu kalitesini yükseltmiş. Ancak zamana ihtiyacı var. Kocaelispor’a gelince; güçlü bir rakip ve sonuçtan bağımsız dış sahada 3 net fırsat buldular ama Ugurcan’ı geçemediler. Bana göre iyi not aldılar.
‘’45 dakikalık görüntü yetti‘’
Sezonun açılış maçında Galatasaray, Antep deplasmanında erken gollerle sonuca gitti. Çok sıcak bir havada oynanan karşılaşmada Sarı- Kırmızılı ekip sahaya yeni transfer Sane ile çıkarken diğer isimler geçen yılki kadrodandı. Osimhen’i hazır olmadığı için Gaziantep’e getirmezken Barış Alper ilk yarıda maça damgasını vurdu. İsmet Taşdemir’in baskılı ve top kapma üzerine kurduğu plan ve rakibin temposunu düşürme düşüncesini Barış Alper performansıyla bozdu diyebiliriz. Yeni transfer Sane, tutuk ve koordinasyon sıkıntısı yaşayan bir oyun sergilerken özellikle hücumlarda rakip markajında kaldı. Ancak ilk yarının sonlarında yakaladığı pozisyonda farkını gösterdi ama son vuruşunda etkili olamadı... İlk 45 dakikadaki görüntü lige hazır bir Galatasaray vardı sahada. Hemen hemen rakibe tek pozisyon vermeden soyunma odasına giden Sarı-Kırmızılılar güçlü kulübesi ve getirmediği yıldızlarına rağmen oynadığı pozitif futbolla şampiyonluğun en büyük adayı olduğunu gösterdi...
Barış fark yarattı
İkinci yarı için fazla yoruma açık bir maç izleyemedik. Çünkü skorun altından kalkmaya çalışan Gaziantep savunmasında açık verirken kaleci Burak’ın da kırmızı kartla oyun dışında kalmasıyla Galatasaray’ın 3 puanı perçinledi. Özetle sezonun ilk maçı sıcak bir havada deplasmanda Galatasaray müthiş bir başlangıç yaptı. Tabii ki gecenin yıldızı Barış Alper attığı goller ve asistleriyle bitmek bilmeyen enerjisiyle değerine değer katmaya devam ediyor… Gaziantep’e gelince; ilk maçında Galatasaray ile oynaması bir şanssızlıktı fikstür olarak diyebiliriz. Ancak kadro olarak geçen sezonki güçlerinde olmadığını gördük ve rakibe karşı reaksiyon gösteremeden 90 dakikayı bitirdiler. Ev sahibi ekibin savunma başta olmak üzere orta alan ve hücuma transfer ihtiyacı çok belli…