‘’Avrupa vizesi‘’
Ligde zirvenin gerisinde kalan Beşiktaş, Avrupa kupalarına katılabilmek adına kritik maça çıkıyor. Rakip, bu tür maçlarda iyi oynayıp sonuç almasını biliyor. Sakatlıklardan yana bu sezon sıkıntı çeken Önder hocanın ekibi yine eksik. Ancak evinde oynamanın avantajını tura çevirmek istiyor. Bu yüzden saha içi kadar, tribünün gücü önemli. Son haftalarda Ghezzal, geçen yılki performansına ulaşmış gibi. Tek geri kaldığı yönü, uzaktan attığı şutları. O defteri de açmaya başladı. Suskun golcü Batshuayi ise gol attıkça açılıyor. Kartal, her ne kadar takım oyununu öne çıkarsa da skoru ‘özel’ oyuncuların performansları belirliyor. Bu açıdan baktığımızda, iki futbolcunun skora yapacağı katkı; bir anlamda yarı final kapısını aralayacaktır.
Penaltılara kalırsa...
Önder hoca maç taktiğini, normal süre içinde mutlak galibiyet üstüne kurmuş durumda. Daha da öne adım atarak, ilk yarım saatte atılacak golü, turun anahtarı olarak görüyor. Bu da şu demek; hücum futbolu oynayacak. İlk dakika itibarıyla rakip üstünde baskı kurulacak. Maçın uzatmaya ve penaltılara gitmesi, istenmeyen durum. Zira, fiziki açıdan bir saatlik direnç gösterebilen ekip var. Sürenin uzaması büyük handikap. Penaltı kısmı ise apayrı risk anlamı taşıyor.
Eksikler sorun olmaz
Pjanic, Vida, Oğuzhan, Larin, Rıdvan ve Necip sıkıntı yaşadılar. Ancak bu durum alışılmış hâl. Larin ile Rıdvan iyileşti, maç kadroda olacaklar. Avrupa’ya açılan kapının önünde, kim oynarsa oynasın, tur avantajı Beşiktaş lehine.
‘’Kaptı, kaçtı‘’
Beşiktaş için deplasman fobisi tavan yapmıştı. Eksiklere, bir de maç öncesi Vida eklendi. Ligin dişli takımı Sivasspor, maç boyunca iyi mücadele etti. Önder hocanın takımı, motivasyonu bozmadı. Maç iki takım arasında gidip geldi. İki topu direğe takılan Kartal, suskun golcüsü Batshuayi ile rahatladı. Son bölümde yüksek tansiyon yaşandı. Nefes kesen maçta üç puanı alan Beşiktaş, taraftarını mest etti. Sivasspor, güzel oyunu ile alkışlandı.
Boş dönmedi
Beşiktaş, kontrollü oynadı. Orta alanı kalabalık tutup, önce rakibi durdurup, sonra vurmayı denedi. Ancak, Souza’nın kulübede olması büyük handikap yarattı. Arkaya atılan toplar tehlike yarattı. İlk pozisyonu 12’de yakalayan Kartal, Batshuayi ile golü buldu: 0-1. Geri düşen Sivasspor, risk alıp baskı kurdu. Kötü zemine rağmen iki taraf da futbol adına iyi mücadele ettiler. Ev sahibi takımın atakları 26’da skora denge getirdi. Uğur’un ortasında, savunma izledi. Yatabare’nin kafa şutunda Ersin de hata yapınca gol geldi: 1-1. Takımlar karşılıklı denemelerde bulundular. Önce Batshuayi, sonra Yatabare kaçırdılar. Welinton üst direğe takıldı. Devrenin skorunu Ghezzal belirledi. Cezayirli; 43’te Umut’un ortasında kafa ile ağları sarstı: 1-2..
‘VAR’ penaltıları damga vurdu
Sivasspor, ikinci yarıya hücum ağırlıklı başladı. Rakibi karşılayan Kartal, kontratağa döndü. Uzun paslar ile rakip kaleye inip tehlike yarattı. Önce Hakan’ın elle kestiği top ‘VAR’ penaltısına dönüştü. Atışı kullanan Batshuayi, 73’te durumu 3-1 yaptı. Farkı atırmak isteyen Kartal, Ghezzal ile yan direği aşamadı. Büyük heyecana sahne olan son bölümlerde, her iki kalede tehlikeler yaşandı. ‘VAR’, bu kez de ev sahibi takım lehine devreye girdi. Souza’nın topla elle oynamasına penaltı verdi. Fajr 86’da maçın sonucunu belirleyen vuruşu yaptı: 2-3.
‘’Kayıp lüksü yok‘’
Beşiktaş için deplasman maçları büyük handikap. En kolay olanı bile zora sokuluyor. Bunu terse çevirme adına gerçek bir sınav. Sivas, içeride iyi oynayan ekip. Kartal’ın en büyük avantajı ise şu; ev sahibi takım, kazanma adına açık futbol oynuyor. Arkaya atılan toplarda Batshuayi bu kez skor üretebilir. Geriden desteğe çıkan Rosier, Ghezzal; merkezde Alex ve sol tarafta Güven de öyle.
Eksikler sorun olmaz
Her maça farklı kadro ile çıkmak gelenek oldu. Larin, Rıdvan, Oğuzhan ve Pjanic forma giyemeyecek. Bu futbolcuların görev aldığı maçlar ortada. Kadro olarak hiçbir sıkıntı yaratmaz. Önder hoca, 11 tercihi ve hamlelerde hata yapmazsa, üç puan rahat gelir. Yok yine, ‘savunma da yapıyor’ diye lanse ettiği Kenan’dan medet umarsa geçmiş olsun! En doğru kadro tercihi ve sonradan yapılacak aynı düzeydeki seçimlerin, direkt skor tabelasına yansıyacağı maç.
Batshuayi gol atar mı?
İtalyan teknik adam Conte’nin bir açıklaması oldu: “Eşini yanlış seçebilirsin. Ancak futbolda atanı ve tutanı alırken bu lüks yok” şeklinde. Beşiktaş’ta tutanda yani kalede pek sıkıntı yok. Ancak atana gelince problem büyük. Şöyle düşünüyorum da Batshuayi yerine Mario Gomez olsaydı sıralama ne olurdu diye. Çok net; zirve. Bu kadar çok pozisyona girip atamayan başka santrfor da takım da yok. Kaçanlar, sadece kaçıranı değil, takımı etkiliyor. Dengesini bozup eritip bitiriyor. Aynı şekilde Pjanic bir Talisca etkisi yapsaydı. Neler neler olur. Zirveye konulurdu. O’nu da ‘es’ geçmeyelim.
Yük kanatlarda
Alex orta sahada sadece toplu oyunda var. Rakip kovalamıyor. Top çalıp, yaratıcı atak başlatmıyor. ‘Armut piş, ağzıma düş’ gibi hazırcı. Bu sistem içinde her iki kanadın fonksiyonu çok önemli. Sağda Rosier- Ghezzal ikilisi çok etkili oluyorlar. Sol taraf belirsiz. Umut’un önünde; Kenan ya da Güven oynayacak. Buradan ne derece verim alınacak belirsiz.
‘’Kazanmayı hatırladı‘’
Son maçlarda galibiyeti unutan Beşiktaş, Altay’ı tek gol ile geçip üç puanın sahibi oldu. İlk yarı etkisiz kalan Kartal, ikinci devre tribünlerin devreye girmesi ile fark yarattı. Eksik kadrosuna rağmen takım oyununu öne çıkaran Önder hocanın ekibi moral buldu. Ligde korkulu rüya gören İzmir ekibi, tüm çabasına rağmen, geldiği gibi evine eli boş döndü.
Uyuttular
İlk yarı Altay, gol yememe adına kapandı. Kanatları işlemeyen Kartal, kilidi açamadı. Buna rağmen Alex ve Kenan ile iki net pozisyon bulup, kaçırdı. Karşılıklı cılız atak denemeleri, pozisyon üretmeye yetmedi. Merkez orta sahada oyun kurmakta sıkıntı çeken Beşiktaş, rakip kaleye uzak kaldı. Kontratak deneyen İzmir temsilcisi, sonuca gidemedi.
Taraftar attırdı
İkinci yarı tribünler coştu. Hiç susmadan, ‘Kartal, gol, gol..’ diye tezahürat yaptılar. Bu atmosfer geç de olsa sahaya yansıdı. Kartal, savunmayı öne çıkarıp baskı kurdu. Bu da golü getirdi. 64’te köşe atışından gelen topa iyi yükselen Vida, kafa ile ağları gördü: 1-0. Öne geçip rahatlayan Önder hocanın ekibi, Kenan ve Alex ile direklere takıldı. Karşılıklı hamleler oyunun ritmini artırdı. Risk alıp beraberlik kovalayan Altay, son vuruşlarda etkisiz kaldı. Son bölümde Alex, bomboş durumda topu geri pası gibi kaleciye teslim etti. Her iki takımda da öne çıkan isim olmadı. Altay uzatma dakikası içinde direğe takıldı. Heyecan ve mücadele dolu son dakikalar yüksek tansiyon yarattı.
‘’Senin akşamın Alex‘’
Galibiyeti unutan Kartal, üç puan ile tanışma maçına çıkıyor. Rakip, lige tutunmaya çalışan Altay. Önder hocanın ekibinde yine eksik çok. Gerçi tam kadro halinde bile sahaya sürülen 11 ve yanlış hamleler kayıpları getirmişti. Bu akşamki önemli maçta; Batshuayi, Pjanic, Rıdvan ve Larin gibi çok şans bulan isimler yok. Oğuzhan ile Rosier kadroda yoklar. Souza’da ise sıkıntı yok.
Welinton forvet oynasın
Larin ve Batshuayi’nin yokluğunda santrfor yok yaklaşımı var. Güven ile Kenan için elbette nokta golcü denemez. Tamamlayıcı isimler. Özellikle ceza alanı içinde topla buluştuğu an etkili olan Güven öne çıkıyor. Ancak o bölgede topları indirecek, rakibi perdeleyecek biri lazım. Mesela Welinton. Brezilyalı, forvet olarak başlamış futbola. Çocuk yaşlarda olsa da unutmaz. Tıpkı bisiklet gibi. 7 yaşında bisiklet sürmeyi öğrenen, 70’inde de sıkıntı çekmez pek. Welinton; güçlü fiziği, yüksek toplardaki etkinliği ve topu saklama özelliği ile, Güven ve Alex’e pozisyonlar yaratır. Rakip savunmayı dağıtır! Kalkıp, stoper forvette oynar mı demeyin. Santrfor olarak alınan Belçikalı golcünün durumu ortada. Gurbetçi Kenan da öyle.
Hocaya değil ona bağlı!
Son haftalarda maç öncesi skoru, Önder Karaveli’nin tercihleri belirler dedik. Öyle de oldu. Bu kez durum farklı. Maçın anahtarı Alex. Büyük umutlarla transfer edilen Brezilyalı, eski günlerinin çok ama çok uzağında. Bu maçta işi daha da zor. Sağ kanatta Ghezzal ile bağlantılı olacak. Forvet ve merkez orta saha hattı yok! Bir anlamda; kendi pişirip, kendi yiyecek. Farklı yükler omuzunda. Oyun kur, rakibi boz, asisti yap, gol at, takımı saha içinde yönet. Bu ve daha da fazlası yetenekleri arasında mevcut. Sıra sahaya vermeye geldi. Başarırsa sonuç kendiliğinden alınır. Tersi olursa, kendisi ve takımı için hayal kırıklığı yaşatabilir. Haydi Alex; bu gece, senin gecen!..
Taraftar yalnız bırakırsa...
Eksik çok. Bir de tribünler buna ayak uydurursa hiç hoş olmaz. 12. güç takımın arkasından olmalı. Ligde zirvenin gerisine düşülmüş. Futbol olarak zayıf kalınmış. Yıldızlar sönmüş!.. Gibi durumlar olsa da bu gece taraftara hiç olmadığı kadar ihtiyaç var. Siyah-Beyazlılar, ‘Sevinmek için sevmedik’ diyor ya hep. Kötü dönemde de tribünde olsun yeter. Unutulan galibiyet için bu ‘ruha’ çok ihtiyaç var.
‘’Şansalan'a kulak verelim‘’
Evet. Hakemler bu sezon başarılı değiller. Hem de VAR'a rağmen. Takımlar da öyle. Zira ligde zirve yapayalnız. Heyecan, futbol ve tüm türevleri yok denecek kadar az. Kırk yılda bir güzel maç oluyor. Orada bile başkan ve yöneticiler hakemlere sallayıp maçın önüne geçiyorlar. Dün Adana dönüşü Adana Demirspor - Beşiktaş maçının hakemi Ali Şansalan ve ekibiyle havaalanında karşılaştık. Önce şunu belirtelim. Saygılı, konuşurken insanın gözünün içine bakan, pırıl pırıl insanlar... Şansalan’a , “Hocam her dakikası aksiyon dolu maçtan sonda bile en üst düzeyde eleştiri aldınız...” demeye kalmadı.
Yazma gereği duydum
Hoca dert küpü... “Maça giderken aramızda konuştuk. Ne güzel. İnsanlar yollarda stada akın ediyorlar. Tıpkı eski günlerdeki gibi. Maç çok güzel başladı. Öyle de bitti. Her anı heyecan dolu. Böyle keyifli maç. Böyle güzellikler. Maç sonu bizleri bunun önüne koymak anlaşılır gibi değil. Verdiğimiz kararlar varsayalım ki yanlış. Hata yaptık diyelim, olabilir de. Öyle bile olsa böylesine futbolun her olumlu hareketini içinde yaşatan maçın önünde olmamalıydı. Futbolun yaşanan güzellikleri, verdiği zevk ve eğlence gündem olmalıydı. Hepimiz bunun parçasıyız. Maçta da hata yaptığımızı düşünmüyoruz. Her şey apaçık ortada” dedi. Farklı konular da sohbete dahil oldu. Bunu yazıp yazmama konusunda kararsız kaldım. Ama ‘Yiğidi vur, hakkını ver’ demişler. Tüm hakem camiası adına bir söz hakkı da olmalı mantığı ile affına sığınıp yazma gereği duydum.
Hoca bindiği dalı kesiyor
Haftalardır yazıyoruz. Önder hoca resmen harakiri yapıyor. İskelet kadro kuramadı. Takımın fizik kondisyonu bitik. 11 ve hamleler yanlış. Fark yaratma iç güdüsü ile sistem ve oyuncu bazında oynamalar kayıpları getirdi. Her ne olursa olsun, Kartal’ın hocası bir puana razı olduk diye açıklama yapmamalı.
Yanlış karar yok
Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak, hata yaptı. Bir kesimin gazına, dolduruşuna gelip sert sözler sarf etti. Başkanın geriye dönük olarak canı yanmış olabilir. Fakat son maçta hakemler skora etki yapmadı. Müthiş atmosferde isabetli kararlar verdiler. Beşiktaş’ın golü öncesi faul yok. Balotelli’nin şık golü öncesi ise net ayağa basma var. Son dakika içinde gelen gol, yeni kurallara göre tartışmasız ofsayt. Bu yüzden Başkan, daha öncesi maçlarda haklı olsa da bu yersiz söylemleri ile tersi duruma düştü. Sayın Sancak, yakın çevresinin oyununa gelmiş!. Onları etrafından temizlemeli.
‘’Alex aldı, hoca verdi‘’
Adana’da her dakikası farklı maç oynandı. İlk yarıyı baskıya rağmen önde kapatan Kartal, uzatmada ikramda bulundu. Önder Karaveli, yaptığı yanlış değişiklikler ile yine maçın önüne geçti. Yenilen gol öncesi, Ghezzal-Güven değişimini yapmayıp bekledi. Sonrasındaki pozisyonda yenilen golün ardından değişikliği yapması akıllara zarardı. Adana temsilcisi maçı bırakmayıp son ana kadar puan kovalayıp aldı.
Kaçan kaçana
Taraftar desteğini arkasına alan ev sahibi takım ilk on dakika büyük baskı kurdu. İyi savunma yapan Kartal, kademeye girip baskıyı kırmasını bildi. Önce, Batshuayi ve Rıdvan kaçırdı. Ardından da Balotelli... 31’de Kerem’in ortasında Alex kafa ile golü attı: 0-1. Geriye düşen Demirspor risk alıp yeniden yüklendi. Yunus, Ersin’e takıldı. Balotelli müsait durumda atamadı. Vargas’ın, Ghezzal’a yaptığı faul, devamında gelen golün ‘VAR’dan dönemsine sebep oldu. Karşılıklı kaçan gollerin damga vurduğu ilk yarıda, Kartal’ın istediği sonuç çıktı.
Taktik savaşları
İkinci yarı Beşiktaş orta sahası oyundan çabuk düştü. Kulübeden anında hamleler geldi. Demirspor kenar yönetimi de karşılık verdi. Sete dönen oyunda, kupa yorgunluğu öne çıktı. Ağır çekim gibi mücadele, takım oyununu olumsuz etkiledi. Bu kez gözler yıldızları aradı. Ama nafile... Ersin, yine kalesinde devleşti. Balotelli sıkı markajda kaldı. Sık sık duran futbol, seyir zevkini düşürdü. Maçın uzatma dakikası içinde skora denge geldi. Köşe atışından gelen topta Talha ortaya çevirdi, Samet kafa ile sonucu belirledi: 1-1. Son dakikaları büyük heyecana sahne olan gecede puanlar paylaşıldı.
‘’Kadro istikrarı yok‘’
Siyah-Beyazlılar’da kadro istikrarı yok gibi. Önder Karaveli, iskelet kadroyu bir türlü kuramadı. Lig ve kupada deneme yanılma yoluna gitti. Bunun sonucu olarak da kayıp puanlar ve ancak penaltılarla gelen tur oldu. Adana deplasmanı, öyle sıradan maç değil. Rakip üç puan önde. Özellikle büyük takımlara karşı farklı oynuyor. Rakibin hücum oyuncuları, santrforları peynir ekmek gibi gol atıyor. Önder hocanın ekibinde ise durum tam tersi. Batshuayi altı pastan koca kaleye topu bırakamıyor. Larin ve Güven’in de pek geri kalır yanları yok. Bu tür maçlarda pozisyon buldun mu atacaksın. Aksi taktirde elin boş dönersin.
Kritik eksikler var
Kartal için bu önemli maçta Pjanic cezalı. Souza ve Rosier sakat. Hadi Pjanic bal yapmayan arı gibi. Geride kalan maçlarda skora etki yapamadı. Beklentilerin uzağında kaldı. Ancak Souza ve Rosier’in yerini doldurmak mevcut kadro yapısında imkansız. Yine de Karaveli’nin sahaya süreceği 11 ve sonraki hamleleri skoru belirler. Hoca artık macera arama işini kenara koyup iskelet kadronun eksik yerlerine makyaj yapmalı. Kenan ve Gökhan’dan kurtarıcı yaratma beklentisi... Necip’in yeni stoper olarak lanse edilmesi.... Yanlış tercihlerle sistem değişimi gibi içi boş operasyonlardan vazgeçmeli.
Anlamak zor
Kartal’da tuhaf bir durumda mevcut. Anlamak güç. Ghezzal ve Rosier ile uzun süreli sözleşme yapıldı. En çok yüreğini ortaya koyup savaşan bunlar. Sezon sonu boşu çıkacak olanlardan; Oğuzhan, Larin, Güven, kiralık; Batshuayi ile Pjanic tam tersi haldeler. Bunun anlamı sözleşmesi bitenlerden devam etmek isteyen yok gibi. Zira bu durumdaki futbolcular, son dönem performanslarını zirveye taşırlar. İşte ilk kez şahit olduğumuz bu olayı anlamakta zorluk çekiyoruz. Şampiyonluk yarışında geri kalsa da Beşiktaş gibi büyük takımın en iyisi kalecisi olmamalı. Hadi kupa maçında bu yaşandı. Eğer bu gelenek haline gelirse ortada çok vahim durum var demektir.









































