Çalkantanlı günler geçiren Beşiktaş, ligin zirvesine ayar çekti! Fenerbahçe önünde futbol olarak etkili oyun ortaya koyamasa da galibiyet almasını bilen Kartal, şampiyonluk yarışını takipte kaldı. Serdar hoca sahaya sürdüğü kadro ve hamleler ile alkış aldı. Mourinho’nun ekibi iyi mücadele etse de geldiği gibi eli boş dönmek zorunda kaldı. Derbinin genç hakemi rahat yönetimi ile dikkat çekti.

Golü unuttular

İki takım da maça tutuk başladı. Bu yavan futbola rağmen, Dzeko net pozisyon buldu. Mert’i geçen topu, Emirhan çizgiden çıkardı. Kartal, Silva ile karşılık verdi, Livakovic’e takıldı. Devamında Immobile dışarı attı. Fenerbahçe’nin bir topu da üst direkte patladı! Koca ilk yarıda yaşananların özeti bu. Beşiktaş’ın kanatları hiç işlemedi. Gedson ile Silva’nın bireysel oyunu dışında vasatı aşamadı. Fenerbahçe orta alanda dağınık kaldı. Çok pas hatası yaptı. Kontrolsüz oyunu yetersiz kaldı.

Chamberlain’in dönüşü

İkinci yarıya Fenerbahçe hızlı girdi. Dzeko bomboş kale yerine dışarı vurdu. Bu bir anlamda maçın kırılma anı oldu. Serdar hoca futbola küstürülen Chamberlain’i; hamle oyuncusu olarak sürdü. Tecrübeli yıldız 73’te ortaladı, Immobile’nin dokunduğu top uzak köşeden ağlara gitti: 1-0. Kendine gelen Kartal, maçı da tamamen kontrol altına aldı. Tribünler müthiş destek verdi. Mourinho’nun hamleleri etkisiz kaldı. Son bölümde baskı yiyen SiyahBeyazlılar takım savunmasını öne çıkarmasını bildi.

Kaçak Başkan Hasan Arat ile devamı Hüseyin Yücel’in son oyunu: Hesaptan kaçış. Bir yıl içinde borcu beşe katlayan Arat yönetimi, çok ağır eleştiri ve ithamlara maruz kaldı. Herkesin beklentisi; 21 Aralık’ta divan toplantısında çıkıp bilgi ve belgelerin ışığında hesabını vermekti. Başta eski Başkan Ahmet Nur Çebi olmak üzere, Serdal Adalı ve Emre Kocadağ ile tüm üyeler bunu bekliyordu.

Ama beklenen olmadı. Zira Arat’ın uzaktan kumanda ettiği Yücel, toplantıyı öteletti. Divan Kurulu Başkanı Tevfik Yamantürk bu duruma alet oldu. Samet Aybaba’nın açıkladığı büyük vurgun, buz dağının görünen kısmı. Böylece inanılmaz iddialara yönetim ile birlikte Divan da ortak oldu. Yok öyle çekip gitme. Kızıp kenara çekilme. Yaptım, oldu bitti. Geriden ne yaparsanız yapın düşüncesi işlemez. Yaşanan süreçte ortaya atılanların hesabı sorulmalı. Bu aslında Arat ve devam niteliğindeki MATRUŞKA yönetim için de fırsat idi. Çıkıp kendini aklama adına son şans belki de...

Kaçış yok!

Beşiktaş Kulübü, durumun bu hale gelmesinden sorumlu olanlardan mutlaka hesap sormalı. Konuyu önce kendi içinde ele almalı. Ardından adli süreci başlatmalı. İlgili kanunlar gereği; her Başkan ve yönetim kendi dönemlerinin hesabını vermeli. Stadı yaparken şampiyon da yapan Fikret Orman’a, “Paralar nerede” diye soranlar, bir çivi çakmayanlara asıl bunu ve daha fazlasını sormalı. Hesap günü sadece ötelendi. Artık kaçış yok. O hesap ödenecek.

Çalkantılı günler geçiren Beşiktaş, zorlu Hatay deplasmanında galibiyeti kaçırdı. Başkan ve teknik ekip değişimi yaşayan Kartal, ortaya koyduğu futbol ile alkış aldı. Final vuruşlarında şanssızlık yaşayan Serdar hocanın takımı, derbi öncesi umut verdi. Hatayspor, Rıza Çalımbay yönetiminde gücü ölçüsünde iyi mücadele edip, bir puan almasını bildi.

Asla pes etmedi

Beşiktaş maça tutuk başlasa da her geçen dakika mücadele gücünü öne çıkardı. Immobile, Semih ve Silva ile pozisyon da buldu. Final vuruşlarında yine etkisiz kaldı. Kanatlarda sıkıntı çeken Kartal’da, Rashica yine etkisizdi. Salih merkezdeki görevine döndü. Bu alana dinamizm geldi. Beşiktaş gol kovalarken, topu ağlarında gördü. Talha’nın hatalı bıraktığı topa sert vuran Görkem golü attı: 1-0. Kartal, uzun paslarda sonuca gitmeye çalıştı. 41’de Masuaku’nun köşe atışında Immobile kafa ile filelere gönderdi: 1-1. Bu yarıda her iki takım kötü zemine rağmen iyi mücadele ettiler.

Gol kaçırma yarışı gibi

İkinci yarı yapılan hamleler heyecanı tavan yaptırdı. Karşılaşma karşılıklı gol kaçırma yarışmasına döndü! Hatay, galibiyet için yüklendi. Bir topu direkten döndü. Bunu yaparken de kademe hataları yaptı. Kartal, net gol girişimlerinde bulundu. Bitiş düdüğüne kadar kovalanan gol, bir türlü çıkmadı. Beşiktaş’ta unutulan Salih, Chamberlain, Can ve Zainutdinov yeniden formaya kavuştu.

Beşiktaş son bir kaç gün içinde inanılmaz olaylar yaşadı. Öyle ki, tekrarı yok bunun. Takım içinde eğer biraz o forma aşkı kaldıysa, Hatay’a tarihi fark atar. Zira bunun daha ilerisi, gerisi yok. Alt sınırda. Ayrıca Gio gibi etkisiz eleman hocanın olmaması büyük avantaj. Tek sıkıntı sakatlar. Ama artık hiç bir bahaneye yer yok. Alınacak bir galibiyet derbi öncesi; karanlıktan aydınlığa çıkmak demek. Serdar hoca, takımın içinden geldi. Yapılan ve yapılmayanları tek tek gördü. Yapılması gerekenleri de en iyi o biliyor. Sahaya süreceği 11, sonradan yapacağı hamleler direkt skora yansıyacak. Dev maç öncesi bu kritik deplasman, futbolcular için de köprüden önceki son çıkış...

Gio’nun tersini yap!

Serdar hoca takıma hiç bir katkı veremeyen Al Musrati-Ndour yerine Salih’e forma verme cesaretini göstermeli. Hiç korkmadan çekinmeden. Dik durmalı. Sadece bunlar da yetersiz. Mario’nun geçmişine bakmamalı. İmmobile’yle; Silva’yı yakın oynatıp pas trafiğini artırmalı. Bir türlü işlemeyen kanatlardaki, Semih ve Rashica’yı serbest bırakmalı. Aslında çok basit Serdar hocam! Gio’nun yaptıklarının tam aksini oynat. Üç puan cepte demektir.

Yönetimde büyük çalkantılar yaşayan Beşiktaş, bir darbe de Avrupa’da aldı. Lyon ve Malmö gibi güçlü takımları dize getirin Kartal, Tel Aviv önünde resmen döküldü! Gio’nun da kenardan izlemek ile yetindiği Siyah-Beyazlılar; etkisiz futbol ve farklı skor ile taraftarını üzdü. Ligden sonra Avrupa’da da düşüşe geçen Beşiktaş, İsrail temsilcisi önünde Macaristan’da hayal kırıklığı yarattı.

Şut atamadı

Beşiktaş maça tutuk başladı. MarioGedson ikilisi orta alanda sıkıntı yarattı. Rashica-Semih kanatlarda vasatı aşamadı. Masuaku ile Svensson çakılı oynadı. Bu ortamda pas alamayan Silva-Immobile sıkıntı yaşadı. Paulista’nın sakatlığı da gelince, plan tutmadı. Bu durumu lehine çeviren İsrail temsilcisi, baskı kurup, Kanichowsky ile öne geçti: 0-1. Beşiktaş Silva ile 38’de cevap verdi: 1-1. Uzatmanın son dakikası içinde Peretz devrenin skorunu belirledi: 1-2.

Immobile penaltı atamayınca

İkinci yarı Ndour, Salih hamleleri orta alana dinamizm kattı. Bu da pozisyon yarattı. Gol geldi geliyor derken, penaltı oldu. Immobile gibi klas golcü, atışta topu kaleciye nişanladı. 71’de kaçan penaltı kırılma anı oldu. Rakip güven tazeledi. Yeniden oyuna ortak oldu. Her geçen dakika Kartal geri gitmeye başladı. Sete dönen oyunda kaptırılan toplar sıkıntı oldu. 81’de Emirhan’ın kaptırdığı topta başlayan atakta, Patati Mert’ten dönen topu boş kaleye bıraktı: 1-3. Son bölümde ‘maç bitse de gitsek’ havası tepki çekti.

Beşiktaş haftalardır imdat veriyordu. Taktiksel yetersizlik. Sistemsizlik. Verimsizlik... Bunların hepsinin de çaresi vardı: çalışmak. Ama tersi oldu. Milli arada; Gio, tam 10 gün tatil yaptı. Takımını başı boş bıraktı. Başkan, yönetim kimse ses çıkarmadı. İşte sahipsiz bırakılan Kartal, maçın başında 2-0 öne geçmesine rağmen, sahadan farklı skor ile yenik ayrıldı. Zirvenin çok uzağında kalıp, şampiyonluk hedefinde büyük sapma yaşadı. Göztepe, skora bakmaksızın müthiş oynadı. Her hattı ile rakibine üstünlük kurup, haklı galibiyet almasını bildi.

Önce attı sonra yattı

Beşiktaş fırtına gibi başladı. Semih ile öne geçti. Ardından, Bokele’nin kendi kalesine gönderdiği topla farkı ikiye çıkardı. Gio’nun ekibi 9. dakikada yakaladığı skorla maçı bitti sandı! Bu andan itibaren üstünlük tamamen Göztepe’ye geçti. Bokele ve Taha ile karşılık verdi. Kartal’ın savunması duran toplarda resmen çuvalladı. Yüksek tempoda geçen maçta Göztepe daha etkili ataklar yaptı. Pozisyon bulup, şut denemelerinde bulundu. Kartal, taktiksel yokluk, sistemsizlik içinde iyi görüntü vermedi. Silva topla fazla buluşamadı. Gedson oyunu her iki yönde kusursuz oynadı. Rashica son hareketlerde yetersiz kaldı. Bu dağınık oyun Göztepe’nin işine yaradı. Merkezden gelen etkili bindirmelerle pozisyon buldular. Paulista’nın yerinde hamleleri ile gole gidemediler.

Fofana yaktı

Kartal son bölümde risk alıp puan için atağa çıktı. Immobile, Semih ve Rashica ile pozisyonlar buldu, ancak final vuruşlarında silik kaldı. Geride açıklar verdi. Nitekim böyle bir atakta kaptırılan top gol oldu. Masuaku’nun kaçırdığı Fofana, 82’de fişi çeken isim oldu: 2-3. Bu maçın kırılma anı oldu. Kartal oyundan tamamen düştü, oyundan koptu. Uzatmada, Tijanic’in golü skoru belirledi: 2-4.

Ligde zirve yarışını sürdürmek isteyen Beşiktaş, evinde Göztepe’yi ağırlıyor. Milli arada Gio ve takımın yaptığı tatiller, çok tartışıldı. Hollandalı hoca on, futbolcuları ise beş gün izin yaptı. İzmir temsilcisi ise aynı süre içinde sadece üç günü dinlenerek geçirdi. Bakalım bu farklı metod maça nasıl yansıyacak. Takımın gol yükünü sırtlayan Immobile, sakatlıktan çıktı. Sağlık ekibi ile çok iyi bir süreç geçiren Immobile, oynamak için forma istedi. Ancak teknik ekip bu konuda temkinli. Maç kondisyonu açısından soğuk bakıyor. Genç Semih, formda ve istekli. Bu akşamki maçta santrfor veya kanatta forma giyse dahi skora katkı verecek seviyede.

Göztepe, maçı bırakmıyor!

Rakip diri. Maçı bitene kadar bırakmıyor. Skora bakmaksızın mücadele ediyor. Orta alanı ağır. Bu yüzden arkada açıklar veriyor. Hızlı oyuncuları ile gole de kolay ulaşıyor. İşte burada Silva ve Gedson’a büyük iş düşüyor. Birinin iyi olması, diğerini de etkiliyor. Tersi durumda da eksi yönde oluyor. Eğer bu iki yıldız gününde olursa üç puan için yeter de artar bile! Gio’nun seçimleri belirler Hollandalı hocanın sahaya süreceği ilk on bir ve sonradan yapacağı hamleler önemli. Zira gerek kadro seçimleri, gerek ise yapıp yapmadığı hamleler ile eleştiriliyordu. Hocanın bu taktiksel anlayışı ve sistem yetersizliği öne çıkmaz ise taraftarı önünde istediğine rahat ulaşır. Konuk ekibin puan ya da puanlar alması sürpriz gibi görülse de şaşırtıcı olmamalı. Sonuçta maçı Beşiktaş’ın kenar yöntemi ve oyuncuların performansı belirleyecek.

Büyük paralar harcandı. 60 milyon Euro’nun üstünde bütçe kullanılıp transferler yapıldı. Kasım ayında lider ile aradaki puan farkı 10’a çıktı. Ligde üst üste yaşanan kayıplar taraftarı üzdü. Eleştiri okları ortaya çıktı. Ancak bu oklar hedefsiz kaldı. Başkana, yönetime, hakemlere, oyunculara kadar farklı alanlara kaydı. Teknik ekip ıska geçildi. Böyle bir ortamda teknik patron Gio’dan beklenti neydi. Özetleyeyim. Kamp dönemi. Yurt dışında kondisyon yüklemesi yapılmadı. İstanbul’da, her hafta salonda yapılan rutin yüklemeler de olmadı. Sadece saha çalışması ile fiziki güç ve dayanıklılık kazanılma yolu tercih edildi. Taktiksel çalışmalara gelince. Yan ve duran top. Maç içinde olası sistem değişimleri üstünde hiç durulmadı. Bu futbolcular için çok istenen durum. Sadece top ile idman. Fakat maçlar için tam tersi.

Silva’dan kanat...

Kadroya giremeyen isimler küstürüldü. Rakipler yeterince iyi ve doğru analiz edilemedi. İlk on bir tercihleri ve hamleler genelde yanlış yapıldı. Mevki hatası çoktu. Mesela Silva’dan kanat yaratılmaya çalışıldı. Handikap çok. Ancak her şeye rağmen bunların çaresi fazlası ile var. Şimdi gelelim asıl konuya... Bu ortamda hocanın ne yapması gerekir. Bizlerin, sizlerin gördüğü hatalardan kurtulmak. Mutlaka kendisi daha iyi görüyordur. Bunları en aza indirmek için çalışmak. Sürekli takımın yanında olmak. Herkesten önce tesislere girip en son çıkmak. Ki, futbolcu tayfası o durumu hissetsin. Sorumluluk alsın. Gio tam aksini yaptı. İşi iyice boşladı. Rakiplerin hocalarının aksine kenara çekildi. Sanki 15 puan fark ile lider...

Gemi turu...

Başakşehir önünde bırakılan iki puan sonrası, ülkesine gitti. Ekibini yokluğunda 4 gün boyunca yardımcıları çalıştırdı. Ardından 4 gün de milli ara izni verildi. Bugün nihayet hoca takımın başında olabilecek. Onuncu gün! Şaka gibi ama değil. Belli ki, hoca Beşiktaş’ın büyüklüğünün, hedeflerinin farkında değil. Olsa adım atamazdı. Yıllardır takımı takip eden biri olarak, böylesine hiç tanıklık etmedim. Konu için çocuğunun özel durumu, ailevi problemleri gibi bahaneler sürüldü ortaya. Milli ara için ülkesinde çok yaygın olan gemi turlarına katıldığı iletildi. Tur sonrası balık avladığı bile konuşuluyor kulüpte. Şampiyonluk hedefi için yola çıkan Beşiktaş’ta yangın var. Hocası balık avlıyor!

Uçar ve Aybaba nerede!

Hasan Arat’ı burada ‘es’ geçiyorum. Zira basketbol kökenli. Futboldan hiç ama hiç anlamaz. Normal. Bu yüzden anlayan iki isme görev verdi. Biri yönetici Feyyaz Uçar. Diğeri futbol takımı direktörü Samet Aybaba. Yahu Uçar ve Aybaba, siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına? Nasıl oluyor da böyle duruma seyirci kalıyorsunuz. Varsa hocanızın özel işi. Takımın izinli gününde gider halleder. Görüntü şu; oturduğunuz koltukları doldurmadınız. Balık başkan kokar derler. Yine de geç değil. Uyanın. Silkelenin. Camia için bir şeyler yapın. O’nun bunun dolduruşları ile kendinizi avutmayın. Yapı var. Kapı yok. Pencereden düştü. Camdan kaçtı gibi bahanelere sığınmayın! Tribüne oynamayı bırakıp icraat yapın. Bir yılda üç transfer dönemi yaşayacaksınız. Yarattığınız takımı yerden kaldırın. Yarını beklemeden. Hemen şimdi. Hocadan başlayarak!..