‘’Uğurcan faktörü‘’
Trabzonspor, güçlü bir rakibe karşı hem fiziksel hem de taktiksel anlamda kritik bir mücadele verdi. Karşılaşmanın ilk bölümü, maçın gidişatı hakkında önemli ipuçları sundu. Uğurcan Çakır’ın, biri penaltı olmak üzere yaptığı kurtarışlar, takımını oyunda tutarak maçın en önemli kırılma anlarını oluşturdu. İlk yarı, ‘atan alır’ şeklinde özetlenebilecek bir dengede geçti; takımlar birbirini tartarken, her iki kalede de sonuçsuz kalan pozisyonlar yaşandı. Uğurcan, sadece bir kaleci olarak değil, aynı zamanda takımının en teknik oyuncularından biri gibi performans sergiledi. Zubkov etkili bir oyun ortaya koyarken, Banza’nın performansı beklentilerin altında kaldı. Nwakaeme ise yine klas hareketleriyle dikkat çekti. Özellikle gözlerin üzerinde olduğu Mustafa Eskihellaç, performansıyla ‘doğru transfer’ dedirtti. Lundstram, birkaç atağı kötü sonlandırsa da, Nwakaeme’nin asistiyle bu kez temiz bir vuruş yaparak takımına 3 puanı getiren gole imza attı.
En önemlisi kazanmaktı
Zubkov’un oyundan alınması soru işaretleri yarattı, ancak hemen ardından gelen gol, bu soruların cevabı oldu. İyi bir teknik adamın iyi bir takımına karşı, üstün oynayan ve büyük takımlara ayrıca kök söktüren bir ekibe karşı kazanmak önemliydi. Trabzonspor, geleceği planlarken bu sezonki hedeflerini de camiasını mutlu edecek şekilde belirlemeli. Bu da, hem ligde hem de kupada her maçı kazanmak üzerine kurulmalı. Kayıp sezonların kazanımlarını asla küçümsememek gerekir. Çünkü şampiyonluklar böyle gelir...
‘’Baskılı oyun şart‘’
Trabzonspor kafa karıştırmaya devam ediyor. Açıkçası, taraftarlarına güven veren bir görüntü sergilemiyorlar. Ligde ve kupada kaybedilen puanlar, istikrarsızlığın en net göstergesi.
Tam ‘Şimdi bir seri yakalayacaklar’ dediğimiz noktada, yine başa sardılar. Şimdi rakip Eyüpspor. Ligin en rahat takımlarından biri ve bu rahatlık oyunlarına doğrudan pozitif yansıyor. Takım olma becerileri, sahadaki kimlikleri, ne oynadıklarının belli olması... Bunlar, Trabzonspor’un henüz tam anlamıyla oturtamadığı unsurlar. Ve bu halleriyle Eyüpspor, maça psikolojik üstünlükle başlayacak gibi görünüyor. Arda Turan, teknik direktörlük dünyasında önemli izler bırakacağının sinyallerini uzun zamandır veriyor. Büyük maçlarda aldıkları sonuçlar ortada. Trabzonspor zor bir rakibe karşı galibiyet arayacak. Şenol Güneş sisteminin önemli iki oyuncusu eksik. Yeni transfer Mustafa Eskihellaç’ı sol bekte görebiliriz. Orta alanda Lundstram ’ın oynaması muhtemel görünüyor.
Derbi öncesi fırsat
İskenderunspor karşısında yaşananlar tepki çekmişti. “Trabzonspor’un hiçbir rakibe rotasyon yapma lüksü yok” demiştik. Ligde ve kupada, en en en ideali neyse onunla sahada olmak zorundalar. Ukraynalı yeni transferleri beğendim. Ancak Nwakaeme ve Visca ’lı bir 11’den ödün verilmemeli. Önde, baskılı bir başlangıç Trabzonspor için şart. Çünkü aksi hâlde Eyüpspor cezayı kesebilecek bir oyun gücüne sahip. Bütün olumsuzluklara rağmen Trabzonspor ’un sahasında kazanacağını ve derbi öncesi moral bulacağını düşünüyorum. Neticede ‘akıllar derbideydi’ denilecek bir durum da yok ortada. Tribünleri de ayrıca merak ediyorum. Hafiften dönüşler başlamışken, devamı gelmeli.
‘’Olmuyor!‘’
Trabzonspor, Türkiye Kupası’nda da istikrarı yakalayamıyor. Ligdeki dalgalanmalar yetmezmiş gibi, kupada da benzer bir tablo izliyoruz. İskenderunspor karşısında alınan beraberlik, kayıp mı yoksa kazanım mı? Hepimiz cevabını biliyoruz. Ama asıl mesele, buralara düşmemek. A takım olarak zaten bir saha içi ağırlığın yok. Hiçbir rakibi hafife alacak durumda değilsin. Ama sahaya büyük takım refleksiyle çıkıyorsun. Forma büyük ama belli ki birçok oyuncunun büyümeye pek niyeti yok. Durum net: Bu tip maçlara ya tamamen A takımla ya da tamamen B takımla çıkmak gerekiyor. Ama biraz A, biraz B yapınca ortaya çıkan “C”, işte böyle bir takım oluyor. B takım bile takımdır, ezbercidir, birbiriyle oynamıştır ama bunun ismi var, cismi yok! C takımı en kötü takımdır. Çünkü bir ezberi yok. Oyuna dair de yok, birbirlerine dair de. Zaten A takımının bile ezberi ortadayken, böylesi bir karma ile daha iyisini beklemek mümkün mü? Olmuyor. Evet yeni oyuncular fena görünmedi, tamam. Ama bazı eskiler tam anlamıyla zaman kaybı! İskenderunspor Teknik Direktörü Metin Akpunar’ı, golcüsü Muhammet Beşir’i ve tüm takımı mükemmel mücadeleleri için tebrik ederim. Yeni statları da hayırlı olsun.
‘’Trabzon için soğuk duş‘’
Trabzonspor, son haftalarda yükselttiği beklentiyi Kayserispor karşısında adeta yerle bir etti. Maç öncesi yazımda, “Ritmini yakalamış bir Trabzonspor’un BAY haftasında hızının kesilme ihtimali dışında olumsuz bir veri yok.” demiştim. Ve sahada tam da bu sözü doğrulayan bir takım izledik. Tutuk, pas yapamayan, uzun ve yüksek toplarla rakibi baskı altına almaya çalışan ama sonuç alamayan bir Trabzonspor... Kayserispor’un yeni teknik adam motivasyonu da işin içine eklenince ortaya çıkan tablo büyük bir hayal kırıklığı oldu. Uğurcan Çakır yine takımın en iyisiydi. Asıl düşündürücü olan, ona yaklaşan tek bir oyuncunun bile olmamasıydı. Nwakaeme’nin oyuna girmesiyle orta saha oyuncularının bu kez sola değil de sağa yönelmeyi abartmaları da tuhaf bir detaydı. Açıkçası, birkaç haftadır takımın omurgasını oluşturan ve oyunu sürükleyen Nwakaeme’nin yokluğunda Trabzonspor’un da ortada olmaması bir kez daha kanıtlandı.
Transfer mesajı...
Gerçekçi olmak lazım. Bu maç, transfer planlaması açısından ciddi dersler içeriyordu. Gelecek sezonun provaları yapılıyor ve bu doğrultuda oyun, oyuncu ihtiyacı ve beklentiler yeniden şekillenmeli. Kaleci ve stoper dengesi tamam. Ama bekler, orta saha ve kanatlar kesinlikle takviye istiyor. Kayıp bir sezon olsa da, bu bir puan geleceğe dair önemli mesajlar barındırıyor.
‘’Kaldığı yerden devam eder‘’
Ritmini yakalamış bir Trabzonspor’un BAY haftasında hızının kesilme ihtimali dışında, olumsuzluk düşündürecek herhangi bir veri yok. Sakatlar iyileşiyor, yeni transferler kadroya katılıyor, yolda olanlar için de ‘tamam’ gözüyle bakılıyor. Haliyle moraller yüksek, özgüven tavan yapmış durumda. Trabzonspor, kupa ve lig maçlarıyla başladığı seriye ve bol gollü galibiyetlerine devam edecek gibi görünüyor. Kayserispor için ise yeni hocasıyla yeni bir başlangıç fırsatı. Büyük bir maç, büyük bir sahne ve büyük bir şans. Sanırım en büyük motivasyonları da bu olacak. Ancak takımın hücum hattı ne kadar istekli görünse de sonuç almakta zorlanıyor. Defansif zaaflar ve takım savunmasındaki eksikler, bu tabloyu ortaya çıkardı. Yeni teknik adamın oyun planı, Şenol Güneş ve ekibi için önemli bir soru işareti.
Banza ve kanatlar...
Trabzonspor’da Nwakaeme ve Visca, yaşlarının verdiği olgunlukla bu yükseliş trendinin mimarları oldu. Özellikle Nwakaeme, takımı sahada yönlendiren, dengeyi sağlayan ve oyunu yörüngeye oturtan isimdi. Onun varlığı, oyunun gidişatını değiştirebilecek kadar kritik. Yaşadığı ağrı probleminin ardından son idmanlara katılsa da 11’de olup olmayacağı net değil. Ancak artık Trabzonspor belirli bir oyun ezberine sahip. Sahada kim olursa olsun bu ezbere hakim olduğunda, eksikler çok da hissedilmeyebilir. Trabzonspor’u bıraktığımız yer, mükemmel bir seviyeydi. İlk dakikalardan itibaren o seviyeye geri döneceklerini düşünüyorum. Banza’nın bitiriciliği, kanatların katkısı, beklerin cesur bindirmeleri ve orta sahadan gelecek sürpriz koşular, yine seyir zevki yüksek, iştahlı bir Trabzonspor izlememizi sağlayacaktır. Fırtına BAY haftasında, güneş varken kar toplar gibi fırtına toplamış olabilir.
‘’Bu fırtına kolay durmaz‘’
Son maçlarda ortaya çıkan görüntünün asla tesadüf olmadığı bir kez daha kanıtlanmış oldu. Şenol Güneş yönetimindeki Trabzonspor, oyuna dair iddiasını bu kez skora da taşımayı başardı. Bordo-Mavililer, karşısına çıkan her rakibe neredeyse benzer tarifeler uyguluyor. Futbolun kalitesini ve gücünü oyuncular belirler. Trabzonspor’un kaliteli isimleri, Şenol Güneş’in sistemini anlamaya başladığından beri akılları hep “Rakip kalede nasıl daha etkili olabiliriz?” sorusuna odaklanmış durumda. Maçların başlama düdüğüyle birlikte Uğurcan’a gelen ilk topun ardından neredeyse tüm takım, rakip yarı sahaya hücum ediyor. Bu önde oynama isteği, beraberinde coşkuyu, pozisyonları ve golleri getiriyor. Nwakaeme gibi bir ustanın Trabzonspor’u adeta çekip çevirdiği, yönettiği ve liderlik ettiği maçlara tanıklık ediyoruz. Ona Visca’nın da eklenmesiyle etkili bir uyum ortaya çıktı. Eren, özgüveniyle adeta patlama yaşıyor; Mendy ise stoper günlerinin acısını çıkarırcasına performans sergiliyor. Banza gollerini atıyor; Ozan, yüzüne taktığı maskeyle eski günlerini hatırlatıyor ve izleyenlere de bu nostaljiyi yaşatıyor. Trabzonspor’da oyuncuların iştahı ve kazanma arzusu, tribünlerdeki taraftarı da oyuna davet ediyor. Taraftarlar bu futbolu istiyor ve Şenol Güneş, kendisini yeniden o koltuğa oturtan duygunun tam da bu oyun talebi olduğunu çok iyi biliyor. Sadece birkaç hafta önce hakim olan kötü hava tamamen dağılmış durumda.
Tek talihsizlik…
İç sahada alınan üst üste iki galibiyetle, artık yeni hedeflere ve yeni denizlere yelken açma zamanı geldi. Tek talihsizlik, tam da bu form grafiği yakalanmışken bu haftanın BAY geçilecek olması. Ancak, sakatların bu süreçte tamamen dönmesi ve oyun ile kondisyon açısından daha olumlu gelişmelerin yaşanması olası. Bir kez çıkış başladı mı, bu fırtına kolay kolay durmaz. Tabii penaltı pozisyonundaki gibi kendi kendine kriz yaratılmadığı sürece… Son bir not: Oyunun kalitesi arttıkça yetersiz ya da takımın temposuna eşlik edemeyen oyuncuların da ortaya çıkması, yönetim ve teknik heyetin karar alma süreçleri açısından önemli bir fırsat yaratabilir.
‘’Seri zamanı‘’
Trabzonspor’da işler yolunda, moraller yüksek. Kupadaki farklı galibiyetin ardından ligde alınan daha da farklı bir zafer, beklentileri iyice yükseltti. Şimdi herkes galibiyete inanmış durumda. Tribünler, bir önceki maçtan daha fazla seyirciyle dolacak gibi görünüyor. Taraftarın coşkusu, sahada mücadele eden oyuncuların performansına olumlu yansıyabilir. Rakip Sivasspor ise yeni teknik direktörüyle, ligde puanları birer birer toplayarak dikkatli ve temkinli bir oyun anlayışı sergiliyor. Daha çok riski düşük, korunaklı bir futbol tercih eden Sivasspor, 1. ve 2. bölgelerde sağlam durup fırsat buldukça rakip sahada gol arayan oyun tarzını sürdürmek isteyecektir. Ellerindeki etkili silahlarla bu stratejiyi uygulamaya çalışacaklar. Trabzonspor’un ön alan baskılarına direnç göstermek ve kalesini gole kapatmak, Sivasspor için puan ya da puanlar almanın anahtarı olacak.
Formanın ağırlığı...
Trabzonspor, Şenol Güneş’in gelişinden bu yana taviz vermediği oyun anlayışıyla, büyük takım refleksini her fırsatta gösterdi. Takımın Güneş’i, Güneş’in de takımı tanımaya başladığı açıkça görülüyor. Gelişim kaydeden oyuncu sayısı giderek artıyor ve özgüven yükseliyor. Nwakaeme’nin ‘çok şey ifade eden’ performansına, Visca’nın da eklenmesiyle kanatlar tecrübeli ve de ne yaptığını bilen bir görüntü sergiliyor. Banza atıyor, Pedro atıyor, Umut Güneş ise ‘umutsuz vaka’ olmaktan çıkıyor. Bu gelişmeler kesinlikle tesadüf değil. Giyilen formanın ağırlığını hissetmek burada büyük önem taşıyor. Geçtiğimiz maç sağ bekte gördüğümüz şova, bu kez Eren Elmalı’nın da katkı yapacağını düşünüyorum. Onun oyununda da belirgin bir değişim gördüm. Kısacası bugün Trabzonspor ligde üst üste ikinci galibiyetini alacak gibi görünüyor. Artık seri yapma zamanı...
‘’Bu bir haykırış‘’
Bir tarafta attığı 3 golle Pedro Malheiro, diğer tarafta yaptığı 3 asistle Edin Visca... Her iki oyuncu da mükemmel performanslarıyla karşılaşmanın yıldızları oldular. Söze ‘bir tarafta Pedro, diğer tarafta Edin’ diye başlasam da, elbette bu bir mecaz. Çünkü her ikisi de Trabzonspor’un sağ kanadından ürettikleri harika işlerle farklı galibiyetin mimarı oldular. Trabzonspor, kupada aldığı net galibiyetin ardından, tüm hak edilmiş övgüleri toplayan Nwakaeme önderliğinde Antalyaspor karşısına da onun liderliğiyle çıktı. Ancak oyunun başlarında, karşılarında sağlam bir rakip olduğunu fark etmeleri uzun sürmedi. Elbette bu anların daha detaylı analizini teknik ekip yapacaktır. Biz ise o anlardan sonra Trabzonspor’un baskıyı mükemmelleştirdiği ve oyuna hâkim olduğu anlara tanıklık ettik. Her alanda pres yapabilen, çoğalabilen, üretebilen ve asla vazgeçmeyen bir Trabzonspor izledik. Tüm bunlara rağmen garip hakem kararlarıyla mücadele etmek zorunda kalan Trabzonspor, sahada sadece rakibine değil, hakem hatalarına karşı da büyük bir zafer kazandı. Hakem saçmalıklarına detaylıca değinmek istemiyorum, ancak tarihe bir not düşmekte fayda var.
Böylesini izlememiştim
Trabzonspor’un, oyun oynamaya çalışan iyi takımlara karşı çok daha etkili ve estetik bir futbol sergilediğinden daha önce de bahsetmiştim. Beklediğim gibi, Antalyaspor’un oynama arzusu Trabzonspor’un oyununu daha da güzelleştirdi. Uzun zamandır bu kadar etkili baskı yapan bir Trabzonspor izlememiştim. Dün akşam, ikili, üçlü ve hatta daha da kalabalık pres organizasyonları izledik. Şenol Güneş’in sonuç odaklı değil, oyun odaklı futbol anlayışı tüm eleştirilere rağmen adeta sahada vücut buldu. Eren’in tüm transfer söylentilerinden bağımsız şekilde sergilediği performans ve Nwakaeme ile uyumunun en üst seviyeye çıkması, onun kendini ‘değerli’ hissetmesinden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Sonuç olarak, Trabzonspor dün akşam, puan tablosunda ait olmadığı bir yerde bulunmayacağını haykırdı. Ve Şenol Güneş, oyuncu geliştirme ve değer katma konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu.









































