Arama

Popüler aramalar

‘’Rotasyon ve Operasyon‘’

Hamzaoğlu kadrosunda bana göre operasyon, kimilerine göre de rotasyon yapmış. Rotasyon acaba operasyonun sosyetikçesi ya da Etiler semti lehçesi olabilir mi? Neyse onca organ nakline rağmen, çok kombine ve compact başladı ev sahibi. Derli, toplu, hırslı, tempolu, bütün halinde yani. Ne zamana kadar? 9. dakikada Selçuk'un artık retroklasik statüsünde yer alan, şahane golüne kadar.

O kadar güzel vurdu ki Galatasaray kaptanı, bu gol anlatılamaz ancak piero eşliğinde zaviye mesafesi ve sürati tekrar tekrar izlenerek yaşanır! 11'de Podolski vuruşu, daha sonra dakika 66 'da olduğu gibi direkten döndü ve eldeki mevcutlarla içtimaya çıkmış manga manzarasındaki Es Es, Galatasaray alanında gözükmeye başladı sonra! Dakika 14'te Selçuk'un rakibine hareketi, 45+2'de kendisine yapılan hareketten daha etkiliydi gibi. Yıldırım belki 'ben bile düşmezdim' dedi ve devam etti. Sonra Selçuk için verdiğine, bilemem ne dedi? Toko belki de yabancılar statüsü kapsamında kaybetti! Bülent Yıldırım'ın babasını da severdim, kendisini sever ve çok güvenirim. Yani 'beşer şaşar' der geçerim. 23'te Engin şahane vurdu, direkten dışarı gitti. Dakika 34'te Selçuk sarı kart gördü, orada öncelikle olması gereken arkadaş kendisini biliyor, şu anda asla afişe etmem!

Galatasaray galip ya o yüzden etmem. Zaten Anıl'da arzu ettiği yere atamadı ceza vuruşunu. 41'de Emre topu kale alanına kaldırdı ve olacak gol Kral daha topa gelir ve köşeyi belirlerken kendini belli etti 2-0. Devre biterken de, outlet penaltı sonucu Burak 3-0'a taşıdı vaziyeti. İkinci yarı Emre GÜRAL porselen gibi sert kararlı ve gole odaklıydı. Bu güzellikte Anıl'ın 2B arazisinde emaneten değil kendi tapulu arazisinde işini yapmasıydı. 49'da Gekas, Emre, Anıl sırayla müthiş gol şansında şanssızdı. hani 'top istemedi' derler ya işte öyle bir şey. Dakika 84'e kadar Es Es esti ama ne yaptıysa gürleyemedi ve 85'te Bilal Kısa, uzun operasyonu 4'ledi. Bol pozisyonlu keyifli bir 90 dakika izledik, Galatasaray hem dinlendi, hem keyiflendi, hem de 4 golle galip geldi. Bundan âlâsı Şam'da kayısı yani.

Galatasaray ultrateknik U45 bilemedin U48 kadrosuna, yani Hamza Hamzaoğlu ve castına güven ve gerisini merak etme sen Galatasaraylı...

29 Ekim 2015, Perşembe 23:40
YAZININ DEVAMI

‘’Rize ayağa kalkamıyor‘’

Geçtiğimiz haftanın hariçte kazananıyla dahilde kaybedeni buluşunca, ilk 45 dakika futbolunun tadına doyulmadı! Kafkas Eskişehir’de yakaladığı karizmayı çizdirmeme adına son derece dikkatli. Karaman’sa Akhisar’dan ‘tehlikenin farkına varın!’ uyarısını almış ipleri sımsıkı bağlamış, kuzularını muhafaza çabasındaki celepten farksızdı. E bu vaziyet de azami kontrollü, hamle sınırlı, gerginliği yoğun ama heyecanı zero bir futbol oynaşması ortaya çıkardı.

Furkan damgası

Kayserispor iyi oynuyor gibi gözükse de, gol üretemiyor ve bana geçen sezonun Karabükspor’unu anımsatıyor. Onlar da topa hakim gibi oynar ama forvetlerinde gol yapacak pek bulunamazdı, dikkat! Furkan 80’de Rizespor’un mutlak golünü çizgiden iki hamlede çıkardı, aynı Furkan 85’te de İtandje’yi az daha milli yapacaktı, kaleci topu kurtardı. Müsabaka başladığı gibi sona erdi ve iki teknik adam da karizmalarını çizdirmeden eve gitti. Kim demiş ki ‘Rize&Kayseri arasında huzur yok’ diye? Bal gibi vardı ve 0’a 0, elde var 0’a bağlandı...

29 Ekim 2015, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Afilli düdük!‘’

Kadıköy’de Fenerbahçe’ye kıyak adına öttürülen çok düdük duymuştum ama Fırat Aydınus kadar afilli, teşkilatlı ve yanlısını düttüreni hatırlamıyorum! Koskoca ilk yarı boyunca bir başlama, bir de devre arası için ötmesi dışında, zerre doğrusu olmaz mı hiç düdüğün? Keşke Aydınus Fenerbahçe’nin 60’ta attığı ofsayt golü de verseydi. Tabela 2-0 eder, ‘hakemleri&medyasına’ hiç güvenmeyen ve akut gerilim yaşayan Aziz Yıldırım’ın ‘geçer’ notu ‘Aydınus’la 90 dakika’ derbi karnesine işlenir, böylece Olcan’ın attığı helal gol sonrası ev sahipleri fenalık geçirmezdi değil mi yani? Galatasaray’ın iç güveyinden dahi hallice olamadığı gibi bilinen ve beklenilen futbolunu özellikle ilk yarı ortaya koyamadığı Kadıköy gecesi! İlk 45’te takım halinde arzu edilen konsantrasyona haiz olmadıkları gibi, karşılarında da retrokonsantre Fenerbahçe. E hakem de ev sahibiyle el ele olunca mesele ne?

Yüzde 100 ofsayt

76’da Nani’ye yapılan için Chedjou’ya çalıyor, 72’de de Burak’a Kjaer’in yaptığına ötüyorsan ‘adalet istiyoruz’ diyenler çok haklı. Adalet denilen kavram aynen işte böyle olmalı! Açık ve net iddia ediyorum Diego’nun attığı gol ofsayttır. Sneijder’e yapılan sertlikler, Bilal’e dönük girişimler kartlıktır. Üst üste yapılan agrasiflikleri görmezden gelmek, bilemem hangi vicdan faslındadır?

Allah’ın sopası yok... Düdüğü de yok ! O zaman işler dünyevi derslere kalıyor ve mutlaka da yaşanıyor! Fenerbahçe’nin kulelerden oluşturduğu, ‘starsman longelitler’ savunması arasından sınırlı ölçülerdeki Olcan kafayla gol atabiliyorsa, 1-1’lik sonuç yüce Yaradan’ın kesin uyarı mektubudur 1-1 nokta.

26 Ekim 2015, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Zeybek'n'roll komparsitaya karşı!‘’

Benfica daha ilk dakikada kazandığı serbest vuruşa estetik ‘la cumparsita’ rengi kattı ve Gaitan’ın şık figürlerine Sarı- Kırmızılı savunma adeta saygıyla reverans yaptı! Portekiz temsilcisi Gaitan’la 0-1 önde. Konuğun keyifli başlangıç ritmine, 10 dakika kadar seyirci kalan Cim Bom, yavaş yavaş sahne alıyor ve Zeybek ve Rock’n’roll karışımı, Turkish ‘Zeybek’n’roll özgüveni zevkle izleniyor.

Bu arada Bilal’in vuruşu Almeida tarafından ellenince 19’da Selçuk mükemmel vuruşuyla vaziyeti 1-1’e getirdi. Yasin dışında kalanların savunma aksiyonlarında samimiyetle iş yaptığını söylemeli, 51’de muhakkak gol şansından olan Umut’u eleştirmektense, başta Luisao olmak üzere tüm Benfica savunmasını umutsuz ev kadınlarından beter hale getirdiği için de teşekkür etmeliyiz. Helal olsun mücadelesi ve iyi niyetine Umut’un. Yasin’e de elbette ama gönlüm savunma işlerinde daha fazla görmeyi de arzu ederdi.

Olcan ve Burak nefes verdi

Podolski geldiği günden beri mükemmel bir kültürü örnekliyor, bravo. Cesar’ı Brütüs bağrından vurmuştu, Podolski apış arasından yaraladı! Dakika 33’te Chedjou olağanüstü nefasette bir top uzattı ve tünel ustalarıyla ünlü Poland kökenli Made İn Germany Julie Cesar’a doğru topu bir çaktı kaleciyi harbiden Juliette etti: 2-1. 48’de Jonas’ı Muslera önledi, ardından Podolski direği sökecekti sökemedi, bu sefer Cesar’ın kulak memelerini titretti. Umut, Benfica savunmasını külliyen hoplattı ama şans işte olmadı. Olcan ve Burak adeta nefes verdiler. 87’de Sneijder eski arkadaşının hatırını sordu ama gol olmadı.

Bu arada Benficalılar’ın inceden rutubetlendiklerini görüyorum! Hele hele Umut’a bir refakat timi oluşturdular, aman ki aman! Galatasaray ve Hamza Hamzaoğlunu zaten çok beğeniyor nurlu ufuklardan katiyyetle emin vaziyette, bu tür mutluluklar ve çok daha fazlalarını bekliyordum. Chedjou’nun uzatma anlarındaki ters vuruşunda ummadığım işler olsa bile bu yazacaklarım asla ve katta değişmezdi. Galatasaray başarı yolunda, emin olabilirsiniz: 2-1.

22 Ekim 2015, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Şaban mıydı acaba?‘’

Müsabakanın ilk 45 dakikasında, hakemlik müessesesi adına, öyle dangul dungul işler oldu ki! Nüfus memurunun kayıt esnasında, aslında olması şart ‘Şaban’ yerine ‘b’ harfini kapatmayı ihmal edip kerhen ‘Şahan’ yazdığını düşündüm nedense? Neyse açıkça ifade ediyorum dün gecenin düdüğü ‘şahane’ değil, ancak ‘şabane’ olabilir bence. Ayıptır, yazıktır, günahtır! Eğer konuğun hatalı kullandığı tacı, Bilal’e yapılan ve Galatasaray’ın
yediği gole neden olan itmeyi, Carole’ye yapılan çekmeyi, Rodriguez’in topta olmayan elini, Hakan Balta’ya uzanan tabanı süzmekten, idrak edebilmekten uzaksan hakemlik mesleğinde de fuzuli işgalde bulunmayacak, ruhsatı MHK kapısına asacaksın. Böylesi düdüklere karşı çok deneyimli ve sabırlı, olağanüstü de akıllı 110 yıllık Galatasaray camiası, tribünleri ve Hamzaoğlu duruşu futbolcularıyla el ele zerre terbiyesini bozmadı ve zamanı geldiği anda, Aslan’ın pençesini vurmasını sağladı hem de 4 kere.

Chedjou süperdi

İlk yarı futbol adına gol dışında hemen her futbol etkinliğini devreye sokan Galatasaray, elbette gol yapmayı da sağlayacaktı şartlı ve şarjlı düdüğe rağmen! Rodriguez yerine Yasin ve bilmem kaç tane de Chedjou vardı? Çikolata renkli şahane savunma sanatçısı, hemen her hücum pozisyonunda ve golde vardı. 49’da Bilal, 53’te Chedjou, 68’de Yasin Galatsaray’ı 3-1 galibiyete taşıdı. Aslanlar topluluğu onca şut, bunca korner attı ve Gençler savunmasını harbiden ‘topkolik’e çevirdi ve penaltıyı nevi sağlam Burak adeta çaktı ve ‘4you Şahan’ mı yoksa şaban mı dedi duyamadım buradan! Galatasaray ve Hamzaoğlu birçok futbol alemince maruf ‘ağlama sanatı ustasına’, çok büyük ders vermiştir dün gece... Adam gibi mücadele etmekten ve futbol oynamaktan asla vazgeçmezseniz, mutlaka kazanırsınız diye! Galatasaray 4-1 Gençlerbirliği.

18 Ekim 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’İştah meselesi‘’

Bayram sofrasına oturursunuz, sürahi devrilir veya çorba tabağınız dökülür! İşte böylesi tersliklere rağmen, keyifle devam edersiniz yemeğinize. Dakika 56’da Hakan Balta asisti ve Umut Bulut golü, bu iki klâs adamın ‘imrenilesi futbol iştahı’ realitesini hatırlattı bana dün gece. Galatasaray şık bir futbol gustosuyla başladığı gecenin henüz 9. dakikasında Muhammed’in attığı usta golle adeta haşlanmasına rağmen, istifini bozmadı. Katiyen futbol iştahını köreltmedi ve Podolski dakika 11’de başlattığı pozisyonu Denayer’in asistiyle süsledi: 1-1.

Bilal ve Rodriguez başarılı

Beraberlik sonrası iki tarafın da hücuma dönük oyun anlayışları, tribünleri heyecanlandırdı. Galatasaray’ın Yasin ve Sneijder’le denediği şutlar tribünler için şık ama futbol doğruları adına müsriflikti bence! Takım savunması konusundaki olmayan, olması gerekenlerin takdirini de siz saygı değer izleyenlere bırakıyorum efendim! Yani geri dörtlüye yansıyan, Muslera’da sonlanan Gaziantepspor tehlikelerinde, Muhammed Demir kadar, Sarı-Kırmızılı forvetlere de bakmak gerek herhalde! Bilal ve Rodriguez son derece başarılı oldular, mükemmel toplar attılar fakat öndeki arkadaşları tarafından yalnız bırakıldılar. Ön ve orta alan yardımlaşması istenilen düzeye savunma anlamında da gerçekleştiğinde, bu iki virtüözün seyrine doyum olmaz diye düşünüyorum.

Öndekiler destek olursa

İlk yarıda Umut’un tribünlerce üretilen mırıltılara maruz kalması burukluğumu, ancak atacağı bir gol sona erdirirdi. Sabırlı, iyi niyetli, özverili Aslan çocuk umudumu gerçekleştirdi ve ekibinin bu sezon Arena’dan ilk kez sevinçle ayrılmasını sağladı. Galatasaray bir türlü 4 ve 5. viteslere taşıyamadığı futbolunu, öndekilerin daha yoğun ve olması gereken düzeydeki gayretleri neticesi sağlayacak ve şimdilik sabırla sevinçlere ulaşıyor olsa da, beklenen hızlı futboluyla hedeflediği yerde olacak. Eminim... Bir kısım Galatasaraylı taraftar ezeli rakipleri tribünlerine özenmekten vazgeçip, futbolcularını yürekten ve gereği gibi içten desteklesin yeter. Lüzumsuz mırmırın lüzumu yok yani!

27 Eylül 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kontra gerilim!‘’

Trabzonspor müsabakasının Hamzaoğlu için son şans sayılabileceği iddiası Galatasaraylı’yı değil de, Şota’yı bozmuş sanki. Böylesi gergin ve tedirgin hiç görmemiştim Gürcü teknik adamı. ‘Kontra gerilim’ dedikleri midir, nedir bu? İlk yarı denk kuvvetler mücadelesi şeklinde geçti. İkinci yarının ilk dakikalarında izlenen ev sahibi baskısı, bırakın Hamza Hamzaoğlu’nu, Dursun Özbek’in bile kulak memelerini garanti titretti!

Hele hele Marin’in ‘ben yemedim sen ye’ diye Zengin’e ikram ettiği ve İsveçli’nin kale yerine, direğe çaktığı top! Birkaç dakika sonra; Denayer’in kolundan seken orta, kimbilir kaç Trabzonlu’nun nefesini kesti? İki pozisyonda da Zengin ustalığı vardı, önce direğe sonra da Denayer’in sakladığı koluna isabet sağlamak hemen hemen imkansızdı! İlk yarıda izlediğim pozisyonsuz futbol, ikinci yarı hücum zenginliğinin işaretiydi sanki. Fizik kalitesi ve kadro zenginliği olan tarafın daha baskın olacağının da resmi gibiydi.

Bu şansı Trabzonspor’un daha yoğun kullandığını belirtmeli, 63’te Sinan ve 76’da da Umut etkinliklerinin ev sahibi etkinlikleri yanında gazoz, Mbia’nın attığı golün de ‘efsane’ olduğunu söylemeliyim! Denayer arka sağ tarafta başarılı, Yasin önünde hasarsızdı. Trabzon savunması adına hasarsızdı! Sabri önde ne diye düşünülmedi, diye düşünmedim desem yalan olur. Onur Sneijder’in vuruşunu şahane çıkardı ama Bilal’in ceza vuruşunda Mbia’nın dokunuşunu önleyemedi!

Bilal ve Semih katkılı, Mbia eseri vuruşta Galatasaray 1-0 öne geçti. Onca fırsat yakalayan ve kendi kendine kaçıran Trabzonspor’un korktuğu başına geldi ve demek ki Şota’da boşu boşuna kontra gerilime girmemişti! Bir kısım farklı teknik direktör leşkerinin hevesleri de, sanırım başka hesaplar için derin dondurucuya girdi... Trabzonspor 0-1 Galatasaray ...

20 Eylül 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gaz Bom Bom...‘’

Dün gece Atletico Madrid karşısında izlediğimiz Cim Bom 11’ini, daha önce herhangi bir müsabakada hiç izleyen var mı? Zannetmiyorum. Hatta Hamza Hamzaoğlu’nun dahi antremanlar, toplantı veya yemek dışında bu isimleri bir arada gördüğünü düşünmüyorum! E, böyle hayal ötesi vukuatlara imzanızı koyduğunuz zaman ortaya çıkan, Cim Bom Bom değil ‘Gaz Bom Bom’ olur. Simeone ve futbolcuları da, bir güzel boy ölçüsü alır ve patlatır. Umutlarımızı da, havamızı da!

Açıkçası Galatasaray’ın Avrupalı kimliğini örnekleyeceği bir gece bekliyor ve Hamzaoğlu’nun bu tür bir gaflet uykusuna dalacağını da katiyen ummuyordum. Hiç beklemediğim başımıza geldi ve İspanyollar bizi resmen yerle bir etti. İşin acı tarafı zerre zorlanmadan, Boğaz turu edasında hava ala ala, canları istedikçe gol ata ata... Yeni Türkiye’nin, müreffeh havasında Arena’da da turladılar ve evlerine mutlu uçtular!

Hamza Hamzaoğlu yine özür dilemek zorunda kalacağı gecelerden birini daha yaşadı, uzun lafın kısası... Gömdük ümitlerimizi puslu İstanbul gecesinin dibine... İçine ettik, Şampiyonlar sofrasının daha ilk gecesinde...

16 Eylül 2015, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI