‘’Erken çözüm!‘’
Galatasaray, erken çözüm ürettiği ve goller bulup “Tamamdır” diye düşünülen bazı müsabakalarda, sonunda hayal kırıklığı yaşatmıştı. Aynı endişeyi, Kiev golü ve Muslera’nın hatası nedeniyle “Yaşamadım” dersem, yalan olur. Sanchez ve Abdülkerim’in golleriyle 2-0 öne geçtiğimiz maçta birden bire, Passiflora etkisi gibi uyuşukluk, zihinsel ve fiziksel arızalar baş gösterdi! Oysa bu çarkıfelek familyası çiçeği, kaygı ve dikkat eksikliği sorununa çare olurken, Galatasaray’da izlenen uyku hali ne? Hele hele Yarmolenko’nun golünde! Yazık, inanın yazık! Adam bizi gergef gibi gerdi, savunma kanadımızı felç etti. VAR denilen aletin ne derece yararlı olduğuna, ilk kez dün gece vakıf oldum. Barış Alper, ikinci sarıdan kırmızı gördü. “Eyvah” derken VAR devreye girdi ve hem Barış’ı kurtardı, hem de pozisyondaki hakkımızı, penaltıyı ortaya çıkardı. Osimhen ve 3-1...
Bu hâl ne?
3-1’de Galatasaray’ın hali ne? Ayakta uyuyor, otel parası vermiyor, kornerden gelen topla da inanılmaz bir gol daha yiyorlar. 3-2, korku dağları bekliyor şimdi ve Yarmolenko yine kafayla yardı, 3-3 ve Galatasaray acile sevk edildi! Yunus ve Barış Alper’in de acilen yoğun bakıma alınması şart, uyarıyorum. Muslera mı, bilmem! Galatasaray, dip yapmış; rakiplerinin moral kaynağı olmamak zorunda, nokta. Yanlış mı?
‘’Var bir Hikmet Çinçin!‘’
Hatay büyük felaketi yaşadığında, Hikmet Çinçin ile irtibat kurdum. Konuşmamız esnasında ‘ne olursa olsun, ben buradan asla ayrılamam’ dedi ve kararlı söylemi zihnimden zerre silinmedi. Hatay’ın yiğit evladı şimdi Hatayspor kulüp başkanı. Vatan aşkı, sabır, vefa ve şehrine sevda azminde var bir hikmet, Hikmet Çinçin. Kolaylıklar başarılar diliyorum zor uğraşında. Sana da ‘bravo’ diyorum, bay Hacıosmanoğlu! Galatasaray’a kurulan mandepsilerin bu denli şeriki olacağın akla gelmezdi. Becerdin. Becerdin de nereye kadar acaba? Bakacağız! Belçikalı VAR hakemine de, bir sor hele. Hatayspor savunmacısını ahtapot mu zannetti ve elle oynamasına ses etmedi. Ahtapotlara her şey serbest ya! Hele hele penaltı! Düdüğünü nasıl çalmazsın, gözünün önündeki pozisyona eeeey düdük? Geleceğinden çok umutluydum ama çabuk ve erken küflenmişsin. Yazık.
Alayı hatalı
Galatasaray yediği golde duruş, tayming, sezi, adam paylaşımı aklınıza gelen ne kadar hata varsa alayını yaptı. İkinci yarı bambaşka bir kimlikle sahaya çıkan konuk karşısında da, bu kez Bekaj şahlandı. Neler kurtardı neler? Kuş gribi vakasından farksız halde sallanan Hatayspor’a ne tür kuş ilacı böylesi pozitif tesir etti diriltti? Merak ettim valla! Netice 1-1, var bir Hikmet Çinçin, her müsabakanda sürer, dilerim sevincin. Sen de demeç, bildiri işini bırak, özellikle orta alana bir çare bulmaya bak Galatasaray Yönetimi e mi?
‘’Lider işte…‘’
Gel de düşünme! Eğer Başakşehir aynen Kasımpaşa’nın Fenerbahçe müsabakasına çıktığı gibi çaylak kadro yapısıyla çıksaydı; Ali Koç ve bilumum mecralardaki leşkeri ne yapar, neler söylerdi? Öyle ya! Galatasaray kulübünün stat tuvaletlerinde kullandığı hidroklorik, sülfonik asit, noniyonik aktif madde ve esans miktarının doğru kullanılıp kullanılmadığını takiple vazifeli birim kuran yapı, suskun kalır mıydı? Çağdaş Atan olabilecek en güçlü kadrosunu sahaya sürmüş. Onunda statüsünü koruma ve arzu ettiği hedeflere varabilme azmini muhafaza hakkı. Muslera’nın artık ağırlaştığını dile getirmenin de, sanırım zamanı ! Ben söylemiyorum, yediği gol söylüyor!
Mükemmel iş birliği
Osimhen ve Barış’ın mükemmel iş birliği golü getirdi. Abdülkerim ise gol atmış kadar önemli icraaat yaptı, devre Galatasaray’ın futbol ve 1 gol üstünlüğü ile kapandı. Piatek 1-1’i sağladı da! Çabuk bir Muslera o golü kurtarırdı. Beş dakika sonra Alper vaziyeti yine akladı 2-1 Ali Koç’un söylemek isteyip te, dilinin varmadığı, uygulamada ise şahsının asla başaramadığı ; Abdülkerim, Kaan, Kerem, Yunus, Alper gibi iç; Mertens, Sanchez, Jakobs, Osimhen, Muslera, Torreira misali dış güçler mi? Bir de başlarında Ay Yıldız’a hizmetleri tescilli yerli ve milli teknik direktör Okan Buruk. Netice itibarıyla bütün rakipler ve yandaşları buruk! Güzel oyundu da Paris’in Saint German des-Pres semtinde yetişmiş, şimdi ise Montmartre’ye yerleşmiş Atilla Blackboys ; Yunus’un makasa alındığı pozisyonu bırak, hatta yan baktın mevzuları yüzünden Sakarya’da adam vurulduğunu nereden bilecek? Paris, Viyana, Roma gibi kültür hamili kentlerden, hakem getirmemek gerek. Sakarya olabilir! Her aşk mucizesiyle beraber gelir. Her başarı da camiası ve inancı, bütünlüğü ile nokta.
‘’Köztepe 70’ler!‘’
Sezon başından itibaren izlediğim Göztepe beni 1970’lerde hayranlıkla takip ettiğim; Gürsel, Nevzat, Fevzi, Fujı Mehmet, Ali’li Adnan Süvari komutasındaki efsane futbol takımına götürür zaman zaman. O yapı, beceri ve futbolun kor ateşi unutulabilir mi? Göztepe de Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor müsabakalarında adeta Köztepe olmuş rakiplerini harbiden kavurmuştu! Galatasaray ‘ın karşısında son derece tehlikeli köz gibi kavurup, közde pilice çevirebilecek bir ekip vardı yani. Erken kazanılan penaltı Köztepe’yi adeta harlattı ve harıl harıl iyice yakıcı hale getirdi! Ev sahibinin yediği gol, bu realitenin posteridir. Niçin? Galatasaray şöminede yanan yeni yıl kütüğünün şöminede sönmüş, küllenmiş halinden farksızdı dün gece! Yeni yıla merhaba tatil mahmurluğu da, diyebilirsiniz. Her hamlede rakibe karşı bir vites geç kalıp, bilinen otomasyonlarını özellikle ilk yarı sağlayamadılar. Okan Buruk müthiş bir taktisyen, ölüyü dirilten cinsten. Bu kanaatim Prolisans kursunda Buruk’un taktik dehasını keşfettikçe pekişmişti. Gaziantep, Akhisar, Başakşehir, Galatasaray sürecinde ise sadece beni değil, bilumum kamu oyunu ikna etti. Bravo.
Ölü toprağı gitti
Yunus Mertens el atınca üzerindeki ölü toprağını attı 2-1 tabii taraftarı da, rahatlattı. Netice ? Zor etabın köz ısısındaki zorlu ilk aşaması kazasız, hasarsız atlatıldı. Duraklamak yok, devam o zaman…
‘’Kayseri’de duru galibiyet‘’
Yeni yılınız kutlu, başarı ve mutlaklarınız daim olsun Galatasaraylı aslanlar. Telefonum çaldı torunum Duru Dizer; ‘Dedecim Kayseri’de her deplasmanda sıkıntı yaşıyormuşuz, sen ne dersin?’ dedi. Benzer soru benim de dolaşıp duruyor ya, kafamda! Tedirginliğimi kısmen kenara ittim, ezeli ve ebedi duygularımı konuşturdum. ‘İçin rahat olsun Duru can Galatasaray duru bir galibiyet alır, evvel Allah zaferle döner…’ cevabını verdim, 5 golle ve en yakın takibe 8 puan fark yapıp döndüler. Sarı-Kırmızılı camia İcardi, Mertens, Osimhen gibi uluslararası golcüleri transfer etti. Etti de Messi ve Mbappe’den söz etmedi! O dehalar modunda starlar da, kadroda varmış meğer. Yunus ve Barış. Görüyor, becerilerine şahit oluyorsunuz di mi? Taktik, maktik mevzularını, her maç kazanan ve hiç yenilmeyen uzmanlardan işitin. Bende yok! Sinan Kaloğlu ve futbolcularına da takdir duygularımla bakıyor, hangi şartlarda, nasıl yiğitçe mücadele ettiklerini biliyorum. Şartlar arası muazzam farka, olanaklara rağmen zerre geri adım atmadan hırslı, tempolu, karakterli, centilmence, erdemli direnişlerini sürdürdüler.
Denge farkı...
Zaman zaman Muslera’yı çok zor durumlara soktular. Hele hele ilk yarı, top daha fazla ev sahibindeydi. Attamah dinamodan farksız tevzi makarası gibi çalıştı. İkinci yarıda da Kayserispor direnmeye gayret etti. Maalesef güç farkı daha niyetlerini engelledi. Yapacak bir şey yok yani. Muazzam şartlar ve denge farkı sonucu belirledi. Okan Buruk; basketbol koçumuz Yakup Sekizköşe’ye ilk yarıda 8 puanlık farkla adeta moral mesajı verdi! Galatasaray’ı her branşta başarıya taşıyalım, sezon sonu cümlemiz dörtköşe olalım. Happy new years Türkiye… Türkçe söylüyor, kimilerine anlatamıyoruz da.
‘’41 kere maşallah...‘’
Mükemmel tempoda bir ilk yarı. Futbol aklı genlerinde daim saklı kimi zaman hatırlandı kimi zamanda da boşa atıldığı düşünülen, iki ezeli rakip. Galatasaray çok iyi başladı, Trabzonspor da aşağı kalmadı. İşi bilen futbolcular, tempo, direnç, azim ne ararsan Bordo-! ‘Ozan ilk onbirde anahtar’ diye duyduğumda ‘Eyvah, yandık’ dedim kendime. Attığı 2 gol ise boş yere korkmadığımı kanıtladı. Sezonun en güzel müsabakası sahne aldı. İngiliz lig tadı ve gollerini aratmadığını düşündüğüm kapışma bir tarafı üzerken, bir çok tarafı da mutlu edecek mi? Etmedi! Çizgi dışından çevrilen topla gelen Trabzonspor golüne acaba kim ne diyecek? Hele hele VAR ikazı ile gelen penaltıya. Acaba ‘Sıra dışı kurnazlık ve Galatasaray aleyhine organize edilen mandepsiler dizisi’ dedikleri bu mu? Dakika 75’te de Okan Buruk bir oyun kurdu. Osimhen ve Jakobs oyunda. Ve yine başardı, helal olsun.
İnanılmaz hatasını telafi etti
Heyecan fırtınası son dakikaya kadar 3-3 devam etti ve Ali Şahin Trabzonspor ve tüm işbirlikçilerin umudunu; Sara asistinde topu kendi kalesine attı ve işi bitirdi! Bu 90 dakikanın muhteşem aktörleri kurtarışlarıyla kaleci Uğurcan, mükemmel katkılarıyla katkılarıyla Mertens ve Yunus olmalı. Abdülkerim de inanılmaz müdahalesiyle, inanılmaz hatasını defalarca telafi etti. Şenol Güneş’e de ‘Güneşi doğudan batırıp, yine bir tarih yazacaksın!’ demiştim, haksız mıyım? Galatasaray 41 puana erdi, 41 kere maşallah…
‘’Olmadı!‘’
İsveç’in mavilileri galip duruma gecti son dakikada da 1-2 yenik durumdan kurtulup galibiyet şansını Galatasaray ‘a vermedi. 90 dakika başladığında gözle görülen, Sarı Kırmızılı’ların vites geçişlerinde yaşadığı sıkıntıyı. Resmen senkromec arızası! Sakat çok olunca galibiyet beklentisi de, sakatlanıyor. Bir de Sanchez’in ilk yarıdaki sakatlığı tuz biber ekti arızalı vaziyete! Okan Buruk adeta DA Vinci şifresi kıvamında bir formül üretti ve oyuna stoper değil topu kullanan değerde bir futbolcu attı. Dayı çözüm üretti, pas yaptı ve bir de Jelert’e asist indirdi. Malmö ev sahibi ve iklim avantajını dibine kadar kullandı. Bir oyunun başında, bir de sonunda attılar ve beraberliği kurtardılar.
Galatasaray eğer galibiyetle bitiŕebilse ilk 8 için büyük avantaj kazanmış olacaktı. Beraberlik ve 1 puan da kazanç sağlanmalı ve gelecek müsabakalara bakılmalı. Bu ligde yenilmeden yürümek her babayiğit harcı olamaz, Galatasaray bunu başarıyor. Üstelik çok önemli eksiklerine rağmen. Tayming meselesi çok önemli demiştim. Dün gece de bunun cezası çekildi! Özellikle savunmada. Batshuayi’yi de etkili görmek isterdim ama göremedim. Diğer tüm futbolcuların görevini iyi yaptığını Yunus’un ise yine ışıl ışıl parladığını söyleyebilirim. Bunca sakatlık ve patırtıdan sonra, süreçten en az hasarla çıkabilme azmindeki Okan Buruk ve ekibine ‘bravo’ diyerek, teşekkürler sunabilmek en güzelidir diye düşünüyorum. Malmö 2- Galatasaray 2 umuda devam. Başka çare yok.
‘’Galatasaray nasıl isterse!‘’
Evet, TFF başkanı ve yandaşları; dün yine kanıtlandı ki, Galatasaray nasıl isterse öyle olacak. Henüz 11. dakikada ‘Bariz gol şansını önleme’ kabahati neticesi önce sarı, ardından kırmızı gören Metehan’sız, müsabaka süresince 10 kişi oynadı Sarı-Kırmızılılar. Bay İbrahim bilesin ki ‘Ruhunu alırım’ tehditi, realiteye teşebbüs edildiğinde bir aslan Galatasaraylı canı hayasızca alır da camianın asil ruhunu asla alamaz! Demokratik ülkelerde de, bu teşebbüs cezasız kalmaz. Turgut Doman adaletle müsabaka yönetmeye gayret etti. Etti de ikinci sarı kartı hak eden Sivassporlu futbolcuyu atmaya cesaret edemedi. Hele hele Manaj’ın Barış‘a kasıtlı, acımasız hareketini nasıl seyretti ve insanlık erdemine insafa sindirdi? Ama bilumum girişimlere rağmen olası netice fark etmedi! Mayasıla çare bulundu, Manay’a bulunamadı. Adam sanki mayın memesi gibi tehlikeli! Galatasaray’ın yaşadığı tüm sıkıntılarda var. Özellikle Barış’ın melunca sakatlandığı, Metehan’ın atıldığı pozisyonda, Rodrigues’in attığı golde. 45+’da direkten dönen topta ve Galatasaray‘ın 90+’da yediği 2. golde.
Aslanlar gibi...
Cim Bom Bom aslanlar gibi mücadele etti. Galatasaray camiası başkanı, idari ve teknik yönetimi, taraftarı, duayenleri ve sevenleri ile birlik olduğu maratonun zafere doğru koşusu Sivas’ta örneklendi. Rakipler ve yandaşlarının çözemediği sırrın şifresi budur. Okan Buruk ve sporcuları lidere yakışan duruşu mükemmel örnekledi ve Sivas’tan 3-2 galibiyet üretti. Üstelik ‘10 kişi ile mücadele ile nasıl kazanılır?’ problemine çare üreterek. Galatasaray birilerinin umutlarını yerle bir etti. Sivasspor ise bu maçı kazansa bile şampiyonluğu nasılsa kazanamayacağını bilmeliydi, boşuna sertliğe yeltendi!