‘’Ve mutlu son‘’
Oyuna girdikten sonra bir gol atan ve asist yapan yıldız oyuncu taraftarlara merhaba diyordu. Bir hafta sonra Orduspor’u konuk eden Cim Bom oldukça gergin bir maça imza attı. Seyircisi önünde 2-0 geriye düşen son şampiyon devre arasında Fatih Terim’in tribüne gönderilmesiyle büyük şok yaşadı. Serkan Çınar’la girdiği tartışma sonrasında tribünlere gönderilen Terim’in ardından yardımcı antrenör Hasan Şaş da tribünlere gönderildi. Bu olaylar karşısında adeta kendine gelen Sarı-Kırmızılılar ikinci 45’te bulduğu 3 golle haftayı 3 puanla kapattı. 3 maç ceza alan Terim’siz çıktığı ilk karşılaşmada Eskişehir’den beraberlikle dönen Cim Bom, Schalke rövanşı öncesinde iyi sinyaller vermedi.
O deplasmanda 1 gol gelse...
5 yıl sonra katıldığı Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final kovalayan Cim Bom, İstanbul’da 1-1 berabere kaldığı Schalke’ye konuk oldu. Nefes kesen bir maçın ardından Burak, Hamit ve Umut ile Almanlar’ı yıkan Aslan taraftarlarına adeta bayram yaşattı. Hedefini biraz daha yukarı çıkartan Terim ve takımının çeyrek finaldeki rakibi İspanyol devi Real Madrid oldu. Lige dönüş sorununu Gençlerbirliği karşında da yaşayan Galatasaray, evinde rakibine 1-0 yenilerek zirve yarışında önemli bir yara aldı. Bir hafta sonra zorlu geçmesi beklenen Kayseri deplasmanında renktaşını ilk yarıda bulduğu gollerle deviren Cim Bom, derin bir nefes aldı. İstanbul Büyükşehir Belediye karşısında da hata yapmayan Sarı-Kırmızılılar artık çeyrek final mücadelesine hazırdı. Gol krallığının iki önemli adayı Burak ve Ronaldo’yu karşı karşıya getiren maçta işler yolunda gitmedi. Savunmadaki aksaklıklara bir de hakem hataları eklenince İspanyollar sahadan 3-0 galip ayrıldı.
Hepsi tribüne gönderildi
Bu yenilgiyi Mersin İdman Yurdu maçından alınacak 3 puanla unutturmak isteyen Galatasaray kolay geçmesi beklenen maçta adeta kabus gördü. Maçın hemen başında yenik duruma düşen Aslan 30. dakikada Dany’nin oyundan atılmasıyla 10 kişi kaldı. Aksilikler bununla da sınırlı kalmadı. Teknik direktör Fatih Terim de itirazları nedeniyle ilk yarının son dakikalarında tribüne gönderildi. Bu olayla saha içi iyice karışırken Süleyman Abay, yardımcı antrenörler Hasan şaş ve Ümit Davala’yı da ihraç etti. Tüm bu olumsuzluklara rağmen maçı çeviren Aslan, Melo ve Drogba’nın 2 golüyle istediğini almayı başardı.
Hiç unutulmayan 90 dakika
Hem fiziksel hem de ruhsal olarak yıpranan Galatasaray yönünü bir kez daha Avrupa’ya çevirdi. 3-0’ın dezavantajıyla rövanşa çıkan Sarı-Kırmızılılar kalesinde gördüğü erken gol tüm planları bozsa da 2. yarıda ortaya konan futbol futbolseverlerin uzun yıllar unutamayacağı cinstendi. Aslan Eboue, Sneijder ve Drogba ile 3-1 yakalarken taraftarlar ‘beş beş’ diye bağırıyordu. Cim Bom her ne kadar mücadeleden 3-2 galip ayrılsa da Şampiyonlar Ligi defterini kapatıyordu. Cim Bom bu maçta her ne kadar hedefine ulaşamasa da takım tekrar özgüven kazandı. Mersin İdman Yurdu maçı sonrası 8 maç ceza alan Fatih Terim’siz ilk maçına çıkan Cim Bom, Karabük deplasmanında zor da olsa kazanarak derin bir nefes aldı. Artık tamamen lige konsantre olan Sarı-Kırmızılı takım kritik maçta Elazığspor’u mağlup etmeyi başardı. Aynı hafta en yakın takipçisi Fenerbahçe’nin Gençlerbirliği’ne 2-0 yenilmesi Gaziantep deplasmanını olası bir ‘şampiyonluk maçı’ haline getirdi. Gergin geçen maçı 1-0 kazanan Aslan, Fenerbahçe’nin puan kaybıyla üst üste 2. kez toplamda 19. Şampiyonluğuna ulaştı.
‘’Daha son sözü söylememişti‘’
Süper Lig’in yanı sıra Avrupa’da da başarı hedefleyen Galatasaray 5 sezon sonra katıldığı Şampiyonlar Ligi’ne kabus gibi bir başlangıç yaptı. Manchester United, Braga ve Cluj ile eşleşen Cim Bom ilk maçında İngiltere’de son derece etkili bir futbol ortaya koymasına karşın sahadan 1-0 yenik ayrıldı. Kaçırılan birçok gol fırsatının yanı sıra yanlış hakem kararlarının kurbanı olan Aslan evine eli boş döndü. Bu yenilginin ardından art arda Braga ve Cluj’u konuk eden Galatasaray’ın hedefi iki maçtan 6 puan almaktı. Braga karşısında basit savunma hataları nedeniyle sahadan yenik ayrılan Fatih Terim’in öğrencileri gözünü Cluj maçına çevirdi. Romen ekibi karşısında istediği oyunu sahaya yansıtamayan Cim Bom mücadeleden 1 puanla ayrıldı. Bu maça damgasını vuran olay ise yağan sağnak yağmur nedeniyle drenajın çökmesi ve sahanın göle dönmesiydi. Bu sorun Sarı-Kırmızılılar’ı sezon boyunca bir hayli yıprattı. 3 maç sonunda elde edilen 1 puan büyük hayal kırkılığı yaratırken Fatih Terim’in ‘Daha son sözümüzü söylemedik’ sözleri inanan bir takımın neler yapabileceğinin habercisiydi. Devler arenasında hayati maçlara çıkan Galatasaray, Romanya’da adeta futbol dersi verdi. Burak Yılmaz’ın Hat-Trick yaptığı karşılaşmadan galibiyetle ayrılan Aslan, 15 gün sonra Manchester United’ı yine Burak Yılmaz’ın golüyle devirmeyi başardı. İlk maçlar sonunda ‘gruptan çıkamaz’ denen Sarı-Kırmızılı ekip Portekiz’de Braga’yı yenerek adını son 16’ya yazdırdı.
Üst üste gelen yıldızlar
Sezon başında Avrupa hedefini bir üst tura çıkmak olarak belirleyen Galatasaray böylelikle ilk amacına ulaşmış oldu. Ligde ve Avrupa’da yoluna sorunsuz devam eden Cim Bom, Ziraat Türkiye Kupası’nda şok yaşadı. 5. turda PTT 1. Lig ekiplerinde 1461 Trabzonspor’a 2-1 yenilen Aslan kupaya veda etti. Alınan sonuçtan çok takımın ortaya koyduğu kötü futbol ağır eleştiriler alırken Cim Bom’un kupa hasreti de 8 yıla çıktı. Ara transfer döneminde ‘çilek’ sözünü tutmaya kararlı olan başkan Ünal Aysal birçok Dünya yıldızıyla yakından ilgilenmeye başladı. Ortaya atılan isimler o kadar heyecan vericiydi ki taraftarlar büyük beklentiler içerisine girdi. Sarı-Kırmızılılar’ın ilk hedefi Sneijder oldu. Yıldız oyuncu ile uzun süren pazarlıklar devam ederken gerek Galatasaray muhabirleri gerekse taraftarlar uykusuz geceler yaşadı. Ara kamp döneminde takımın çalışmalarından çok Hollandalı yıldızın transferiyle ilgilenmek durumda kalan biz gazeteciler atılan imzalarla rahat bir nefes aldı. Fakat Aysal’ın sürprizleri bitecek gibi değildi. Bir anda ortaya atılan Drogba ismi ‘yok artık’ dedirtse de ‘Sneijder geldiyse Drogba da gelir’ yorumlarını da beraberinde getirdi. Nitekim de öyle oldu. Bir yıldıza daha imza attıran Aysal ekibi Galatasaray’ı tüm Dünya’nın gündemine taşıdı.
Başkan ve hoca polemiği
Bu iki takviye ile kadrosunu daha da güçlendiren Galatasaray ligin ikinci yarısına kötü bir başlangıç yaptı. Kasımpaşa’ya 2-1 mağlup olan Fatih Terim’in öğrencileri bir hafta sonra Beşiktaş’ı 2-1 yenerek zirve yarışında önemli bir avantajı da ele geçirdi. Bu dönemde Fatih Terim ile Ünal Aysal arasında yaşanan gerilim uzun süren bir huzursuzluk dönemini de beraberinde getirdi. Bursa deplasmanında rakibi karşısında ölüp ölüp dirilen Galatasaray evine 1 puanla dönerken oldukça şanslıydı. Şampiyonlar Ligi çeyrek finali öncesinde Antalyaspor’u konuk eden Cim Bom sahadan 2-0 galip ayrılarak moral buldu. Sezon başında Avrupa arenasındaki bir üst tur hedefine ulaşan Sarı-Kırmızılılar’da Sneijder ve Drogba transferleriyle çıta daha da yukarı taşındı. Şampiyonlar Ligi 2. turunda Schalke ile eşleşen Aslan’da kura sonunda yüzler gülüyordu. İlk maçta rakibini Arena’da konuk eden Cim Bom sayısız gol pozisyonlarından yararlanamadığı 90 dakikayı 1-1’lik eşitlikle tamamladı. Burak attığı golle umutları 2. maça taşıdı.
Üçüncü Bölüm YARIN: Unutulmaz Real Madrid maçları ve şampiyonluğu getiren muhteşem galibiyet serisi (son).
‘’Şampiyon başladı‘’
Fatih Terim’in eline çok yönlü ve güçlü bir kadro verildi. Dany, Hamit Altıntop, Umut Bulut ve Burak takıma geldi. Aslan sezona ise Süper Kupa finalindeki 3-2’lik Fenerbahçe zaferiyle ‘merhaba’ dedi
Zorlu ve yorucu 2011-2012 sezonunu ezeli rakibi Fenerbahçe’nin önünde zirvede tamamlayan Galatasaray’da bu başarının ardından hedefler çok daha büyümüştü. Yeni sezonda asıl hedefi, ‘Avrupa’daki başarılı günlere geri dönmek’ olarak belirleyen Sarı-Kırmızılılar kadrosunda önemli bir değişime gitti. Futbol hayatını noktalayan Ayhan Akman’ın yanı sıra Culio, Stancu, Yiğit, Kazım, Pinto ve Necati ile yollarını ayıran Cim Bom kadrosunu da birçok isimle takviye etti. İlk olarak Gaziantepspor’dan Dany’yi renklerine katan Cim Bom’un bu transferler sonrasında taraftarları ikiye böldü. Bir grup Dany’nin takıma katılmasından memnun olurken büyük bir çoğunluk ise Kamerunlu oyuncuya şüphe ile yaklaşıyordu. Fakat bu transfer sadece bir başlangıçtı. Bombayı, Hamit Altıntop’u renklerine katarak patlatan Galatasaray rakiplerine gözdağı verdi. Aslında bu sadece bir başlangıçtı! Burak Yılmaz, Umut Bulut, Nordin Amrabat ve son olarak da Melo bir sezon daha Florya’da kalmaya ikna edildi. Art arda yapılan yıldız transferleriyle taraftarlarını coşturan yönetim, Fatih Terim’in eline çok yönlü ve güçlü bir kadro verdi.
Engin Baytar’a tarihi ceza
Fakat her fırsatta pastanın kremasını tamamladıklarını söyleyen Ünal Aysal ‘Sıra çileğe geldi’ diyerek, hem futbol literatürüne geçti, hem de aklındaki Galatasaray’ın ipuçlarını verdi. Bu açıklamalar taraftarı büyük beklentilere sokarken, birkaç yıldız oyuncu ile temasa geçilmesine karşın sonuca varılamaması Aysal’ı zor durumda bıraktı. Şampiyonluk parolasıyla sezona hazırlanan Aslan, Ujfalusi’nin sakatlık haberiyle sarsıldı. Fatih Terim’in oyun planlarında önemli bir role sahip olan Çek savunmacının antrenman esnasında ön çapraz bağları koptu ve ilk yarıyı kapattı. Bu bölgeye yine tecrübeli bir isim arayan Terim’in isteğiyle Lyon’dan Cris, Florya’nın yolunu tuttu. Galatasaray, 2012-2013 sezonunun ilk resmi maçında Süper Kupa Finali’nde Fenerbahçe ile karşılaştı. Erzurum’daki maçta ezeli rakibini Umut Bulut’un (2) ve Selçuk’un golleriyle 3-2 yendi ve yeni sezona müthiş bir başlangıç yaptı. Erzurum’da yaşanan tek olumsuz olay ise Engin Baytar’ın Cüneyt Çakır’a yaptığı hareket sonrası 11 maç ceza alması oldu. Spor kamuoyu tarafından ‘açık ara şampiyon olur’ denilen Aslan sezona beklendiği gibi başladı.
2. haftada liderliği kaptı
İlk 5 maçında 4 galibiyet ve 1 beraberlik alan Terim öğrencileri topladığı 13 puanla zirvede yer almayı başardı. Gol yollarında oldukça başarılı olan Cim Bom’da savunmanın form tutması bir hayli zaman aldı. Sezon başında bu bölge, galibiyetlere rağmen sık sık eleştiriliyordu. Ligdeki ilk darbesini Orduspor’a deplasmanda 2-0 yenilerek alan Sarı-Kırmızılılar ağır bir şekilde eleştirilirken Fatih Terim her fırsatta ‘Rüya Takım’ benzetmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getiriyordu. Bu yenilginin ardından toparlanmakta zorlanan Galatasaray art arda Eskişehirspor ve Gençlerbirliği ile berabere kalarak rakiplerinin aradaki puan farkını kapatmasına izin verdi. Beklemedik puan kayıpları yaşamasına karşın ilk yarıyı 6 beraberlik ve 2 yenilgiyle lider tamamlayan Terim’in takımı 2. haftada Fenerbahçe’den devraldığı liderlik koltuğunu bırakmadı.
Melo kurtardı, Cris yollandı
Geçen sezonun ilk yarısında olduğu gibi derbilerde kaybetmeyen Sarı-Kırmızılılar, Beşiktaş’a ve Trabzonspor’a deplasmanda mağlup olmazken Fenerbahçe’yi Arena’da 2-1 yenmeyi başardı. Ligin 13. haftasında sahalarda eşine az rastlanır bir olay yaşandı. Maçın son dakikalarında Muslera’nın gördüğü kırmızı kart sonrası kaleye geçen Melo 90+1‘de kurtardığı penaltıyla takımına 3 puanı kazandırmayı başardı. Ligin ilk yarısı bittiğinde 18 puan kaybeden Aslan, özellikle Şampiyonlar Ligi maçlarının öncesinde ve sonrasında oldukça istikrarsız sonuçlara imza attı. Geçtiğimiz sezon yaşanan şampiyonlukta büyük pay sahibi olan Selçuk ve Melo’nun yanı sıra yeni transferler Hamit ve Cris beklentilerin uzağında kalırken 11 gol atan Umut ve 9 gollü Burak’la beraber Muslera performanslarıyla alkışı alan isimler oldu. büyük bir hayal kırıklığı yaratan Cris ile yollar devre arasında ayrıldı.
‘’Aile olmayı başardılar‘’
Tarihinin altın çağını 1996-2000 yılları arasında yaşayan Galatasaray o dönemde art arda 4 lig şampiyonluğu, bir UEFA kupası bir de Süper Kupa kazanmayı başardı. Türkiye Kupaları’nı da bu tabloya ekleyebiliriz. Yönetim, teknik heyet ve muhteşem kadrosuyla bütünleşen sarı-kırmızılılar kırılması zor rekorlara imza atmıştı. Bu şaşalı dönemin ardından mali ve idari alanda istikrarsız günler yaşamaya başlayan Cim Bom o günlerini mumla arar hale geldi. Takım zirve yarışlarında geri kalırken maddi anlamda da dibe doğru bir gidiş başlamıştı. İlerleyen dönemlerde lig şampiyonlukları kazanılmış olsa da taraftar hiçbir zaman o dönemdeki kadar mutlu olmamıştı.
Başkan görevini yaptı
Ünal Aysal’ın başkanlığa seçilmesinin ardından Galatasaray’a sihirli bir değnek deymişçesine işler yolunda gitmeye başladı. İlk iş olarak teknik direktörlük koltuğuna Fatih Terim’i getiren Aysal kendisinin de dediği gibi ‘en büyük transferini’ yapmış oldu. Florya’daki ölü toprağını kısa sürede atan Terim ilk iş olarak kadroda revizyona gitti. Bunu yaparken de ilk amaç aile ortamını oluşturmaktı. Bu değişim beklenenden daha kısa bir sürede sonuç veridi ve tribünler yeniden şampiyonluk şarkıları söylemeyi başladı. Akıllı transfer politikası ve huzurlu çalışma ortamını sağlayan Fatih hoca başarının fitilini de ateşlemiş oldu. İlk yılında şampiyonluğu kazanan sarı-kırmızlılar’da artık hedef sadece ligde başarı değil, Avrupa’da da eski günlerde dönmek olarak belirlendi. Yönetim bu hedef doğrultusunda güçlü bir kadroyu Terim’e emanet ederken Florya’nın da anahtarını imparatora devretti.
Terim’in gölgesi yetti
Tabii ki futbolda başarıya kaliteli oyuncularla gidileceği bir gerçekse bunun tek başına yeterli olmadığı da çok açık. Bu yıldızlarla dolu kadroyu bir arada tutabilmek ve oynatabilmek başlı başına bir meziyet işi. Hatta asıl meziyet takımın başında değilken bile oyuncularının aynı ruh ve istekle hedefe kilitlenmesini sağlayabilmek. Ordu maçının ardında 3 maç ceza alan ve Fatih Terim’in yokluğunda takımı 5 puan kaybetti ve zirve yarışında yara aldı. Cezanın ardından tekrar toparlanan Aslan bu kez de Terim’in aldığı 9 maçlık ceza ile sarsıldı. Böylesine kritik bir virajda alınan ceza taraftarlarda bir panik havasına neden olsa da bu uzun sürmedi. Terimsiz çıktığı 3 maçtan 9 puanla ayrılan sarı-kırmızılılar takım olmanın ne anlama geldiğini bir kez daha gösterdi. Sahada yıldız oyuncularıyla, tribünlerinde müthiş taraftarıyla ve desteğini her zaman his ettiren yönetimiyle Cim Bom mutlu sona çok yakın. Göreve geldiğinden bu yana Florya’da aile ortamını kurmaya çalışan Fatih Terim’in hedefine ulaştığı bu süreçte çok net bir şekilde ortaya çıktı. Başarılı teknik adam her ne kadar kulübede olmasa da her an orada olduğunu oyuncularını his ettirmeyi başardı. Bu da başarının kaynağını açıklamaya yetiyor aslında.
‘’Asıl şifre orta alanda‘’
Ligin ikinci yarısına Kasımpaşa yenilgisiyle başlayan Galatasaray, rakiplerinin de puan kaybetmesiyle zirvedeki yerini korumayı başardı. Ama bir gerçek var ki, oynanan futbol oldukça kötüydü. Lige verilen araların ardından dönüşlerin zor olduğunu ve Eboue ile Amrabat’ın yokluğunun takımı olumsuz etkilediğini kabul etmekle birlikte uzun zamandır bu kadar kötü bir Galatasaray seyretmemiştim.
Çok önemli bir fırsat var
Şimdi Sarı-Kırmızılılar’ın elinde çok önemli bir fırsat var. Cim Bom eğer taraftarı önünde Beşiktaş’ı mağlup etmeyi başarırsa şampiyonluktaki en büyük rakiplerinden biriyle hem puan farkını açacak hem de iyi bir hava yakalayacak. Sürekli ileride basan ve bunu yaparken de zaman zaman savunma güvenliğini tamamen unutan Galatasaray’ın karşısında hücum gücü yüksek ve takım olarak çok iyi mücadele eden bir rakibi olacak. Orta alanda topu ileri uca taşımakla görevli olan Emre, Selçuk ve Hamit’e büyük iş düşecek.
En büyük avantajı taraftar
Özellikle Beşiktaş’ın savunmanın solunda ciddi sorun yaşadığını düşünürsek bu bölge Aslan için ataklarını geliştirmesi adına iyi bir fırsat olabilir. Büyük maçlarda daha iyi bir futbol ortaya koyan Galatasaray’ın en büyük avantajı taraftarı olacak. Genel olarak maçın ilk 15 dakikalık bölümlerinde rakiplerine baskı kuran Fatih Terim’in öğrencileri bu bölümde golü bulursa 90 dakika sonunda istediğini alabilir. Fakat Siyah-Beyazlılar’ın da sürekli skoru düşündüğünü ve mücadelenin her anında golü aradığını unutmamak gerekir. Sabri’nin maç eksiği olması ve savunma ile zaman zaman uyum sorunu yaşadığı da bir gerçek. Cim Bom’un defansta basit hatalar yapmadığı takdirde Arena’da 3 puana uzanması çok da zor olmaz.;
Metin Karabaş
‘’Aslan artık çoşar‘’
Hiç şüphe yok ki özellikle son 10 günlük süreçte sadece Galatasaray taraftarları değil Türkiye’de futbola az çok ilgi duyan herkes Wesley Sneijder transferine kilitlenmiş durumdaydı. Bu kadar kariyerli ve özel yetenekleri olan bir ismin 28 yaşında Galatasaray’a gelip gelmeyeceği merak konusuydu. Müjdeli haber dün geldi ve Sneijder resmen Galatasaray’ın futbolcusu oldu. Peki bundan sonraki süreç Galatasaray adına nasıl geçecek?
Kulübün prestiji arttı
Elbette yapılması gereken ilk şey Ünal Aysal ve yönetiminin hakkını teslim edip, tebrik etmek. Hollanda ve Avrupa futbolunun son yıllarda yetiştirdiği en büyük isimlerden birini, Avrupa’nın en önde gelen takımlarıyla girdiği kıyasıya transfer mücadelesinden galip ayrılarak Galatasaray’a kazandırdılar. Bu transferin sadece Türkiye’de değil İtalya ve İngiltere başta olmak üzere hemen hemen Dünya’nın her ülkesinde Galatasaray’ın prestijini artırdığı kesin.
Daha iyi hamle olamazdı
Göreve geldiği ilk günlerde taraftara ‘çilek’ sözü veren; Forlan, Reyes, Kaka girişimlerinden eli boş dönen Ünal Aysal’ın da artık rahat bir nefes aldığı kesin. Camia içi sürtüşmelerin ve takımın Kasımpaşa karşında aldığı yenilginin unutturulması ve taraftarı tekrar tribünlerde coşturmak için daha iyi bir hamle olamazdı. Tabii ki yenilgiyle kapatılan bir hafta sonunda Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin de puan kaybetmesi Cim Bom için büyük bir şans oldu. Takım bu kadar kötü giderken bir şekilde zirvede kalabilmek rakipler üzerinde psikolojik bir travma yarattı. Ama en büyük travmayı da Sneijder transferinin yaratacağı kesin.
Şimdi görev taraftarın
Özellikle sezon başında Fenerbahçe’nin de Hollandalı için ciddi çaba harcayıp başarısız olması Galatasaraylı taraftarları sevindiren ayrı bir konu. Zaten çok kaliteli ve başarılı bir kadroya sahip olan Cim Bom’un hem ligde hem de Avrupa’da başarılı olmaması için bir neden yok. 52 bin kişilik Arena’nın artık tüm takımlar için çok daha zor bir deplasman olacağı kesin. Camia içi tüm sorunlarını çözen Galatasaray’ı durdurmak çok daha zor. Yönetimin üzerine düşen görevi fazlasıyla yaptığını göz önünde bulundurursak sıranın 12. adama geldiğini söylemek gerekir. Hafta sonu oynanacak Beşiktaş derbisi için yenilenmiş zemin ve dolu tribünlerin yanı sıra bir de Sneijder anonsunu düşünün! Heyecanlanmamak mümkün değil.
Metin Karabaş
‘’Mutlu son olacak‘’
Tabii ki hedeflenen bu puan farkının yakalanması için Cim Bom’un zorlu Trabzon’dan galibiyetle dönmesi gerekiyor. Fakat bunun hiç de kolay olmayacağını Sarı-Kırmızılı ekibi karşılamaya gelen Trabzonspor taraftarları daha havaalanında gösterdi. Özelikle yarınki 90 dakika bir dönem Bordo-Mavili formayı giyen Selçuk, Umut ve Burak gibi sahaya ilk 11’de çıkması beklenen isimlerin ise işi bir hayli zor olacağa benziyor. Ayrıca Galatasaray, ligin en az gol yiyen takımlarından biri olan rakibi karşısında skor üretme konusunda da zorlanabilir. Her şeye rağmen Fenerbahçe galibiyeti ve hafta içinde güçlü takımların arasından Schalke ile eşleşilmesinin Fatih Terim’in takımına moral verdiği kesin. Sezon başında ligi açık ara lider tamamlayacağı konuşulan Galatasaray bu mücadeleyi kazanarak bir büyük maçtan daha mutlu sonla ayrılmayı planlıyor.