‘’Coşku 3 puanı getirdi‘’
Son lig maçında Trabzonspor’u deplasmanda 1-0 mağlup ederek moral bulan Galatasaray, Gaziantepspor’u konuk etti. Ligde çıkışa geçebilmek için mutlaka kazanması gereken bir mücadeleye çıkan Aslan’da kart cezalısı Selçuk ve sakatlığı bulunan Burak Yılmaz takımdaki yerini alamadı. Orta alanda Bilal-Rodriguez ikilisine forma veren Hamza Hamzaoğlu, forvette ise Umut’u kullandı. Karşılaşmaya ilk 11’de başlaması beklenen Sinan ise yedek kulübesindeydi.
Tempolu ilk yarı
Karşılaşma oldukça yüksek bir tempoda başlarken, iki takım da hücumu düşündü. Galatasaray kanatlardan, Yasin, Podolski ve Denayer ile etkili olmaya çalışırken, Gaziantepspor orta alanda kaptığı toplarla, kaleye dikine gitti. İki ekip ilk bölümde risk alırken, Gaziantepspor 9. dakikada Galatasaray savunmasını eksik yakaladı. Sol kanatta topla buluşan Chibuike içerideki Muhammet’e yerden oynadı. Muhammet Demir uygun pozisyonda bekletmeden vurdu ve top ağlara gitti: 0-1. Bu golün etkisinden çabuk kurtulan Cim Bom’da, 11. dakikada Denayer’in sağdan ortasına Podolski kafayı vurdu ve skora denge geldi: 1-1.
Golden sonra da iki takım gol aramaya devam etti. Aslan daha fazla topla etkili olan taraf olsa da, özellikle ileride Umut’un ağır kalması ve Podolski’nin kaleden uzak oynaması skorun değişmemesine neden oldu. Aslan hücumsal anlamda iyi bir futbol ortaya koysa da, Semih’in ve Hakan’ın hataları rakip için önemli şanslar yarattı. 40. dakikada Podolski ara pası ile Umut’u ceza sahası içerisinde kaçırdı. Topla sol çaprazda buluşan Umut, etkili vuramadı ve top auta gitti. Aslan bu pozisyonda gole çok yaklaştı. Galatasaray’ın daha etkili oynadığı ilk yarı 1-1’lik eşitlikle tamamlandı.
Aslan domine etti
Aslan ikinci yarıya da yüksek tempoda başlarken, savunmada daha dikkatliydi. Oyunu domine eden ve rakibini kendi yarı sahasına hapseden Cim Bom, her geçen dakika gole daha fazla yaklaştı. 48. dakikada Sneijder sol taraftan korneri kullandı. Hakan’ın kafa müdahalesi ile kaleye yönelen topa, Podolski altı pas içerisinde boş pozisyonda dokunamadı ve top auta gitti. Aslan bu pozisyonda ikinci gole çok yaklaştı. Fizik gücü düşen rakibinin üzerine daha fazla gitmeye başlayan Cim Bom, oyunun tek hakimiydi. 56. dakikada Hakan Balta savunmanın arkasına nefis bir top gönderdi. Topu önüne alan Umut, yerden düzgün vurdu ve takımını öne geçirdi: 2-1. Bu golden sonra da tempo düşürmeyen Cim Bom’da, 65. dakikada Sneijder ceza sahası dışından çok sert vurdu, kaleci son anda parmaklarının ucuyla topu kornere gönderdi.
Mücadelenin ikinci 45 dakikasını son derece coşkulu oynayan Hamza Hamzaoğlu’nun takımı, sahadan 2-1’lik galibiyetle ayrılırken daha büyük farkı kaçırdı. Hafta içerisinde Astana ile deplasmanda karşılaşacak Cim Bom, bu futboluyla Avrupa mücadelesi öncesi umut verdi.
‘’Aslan hayata döndü‘’
Art arda aldığı kötü sonuçlarla hem ligde hem de Avrupa’da hayal kırıklığı yaratan Galatasaray, kazanmak zorunda olduğu haftada Trabzonspor’a konuk oldu. Ligin iyi top oynayan ve bunu da skora yansıtan Trabzonspor ise rakibine oranla daha rahat bir konumda karşılaşmaya başladı. Aslan’da Hamza Hamzaoğlu bu kez ideal 11’i ile sahaya çıkarken, orta alanda Bilal-Rodriguez ikilisinin yanı sıra, Yasin’e de forma verdi. Ev sahibinde ise Cardozo, Mehmet Ekici ve Yusuf Erdoğan gibi isimler kulübede yer aldı.
Tempo var gol yok
Oldukça tempolu başlayan mücadelede her iki takımın orta saha oyuncuları maça etkili başladı. Aslan’da Rodriguez, Bilal ve Yasin kullandıkları olumlu paslarla ataklarda önemli rol oynadı. Traboznspor’da ise Marko Marin ve Erkan Zengin topa yön veren isimler oldu. İlk yarının genelinde topa hakim olan taraf Galatasaray olsa da, skoru değiştirmesi beklenen Sneijder, Podolski ve Burak adeta sahada gezdiler. Özellikle Sneijder ve Podolski’nin hücumda yetersiz kalmasının yanı sıra, savunmaya da yardım etmemesi diğer oyuncuların üzerine fazla yük binmesine neden oldu. Trabzonspor her ne kadar topu daha az kullanan taraf olsa da, rakibine oranla daha tehlikeli ataklar yakaladı. 21. dakikada Marko Marin ceza sahası içerisinde, önünde bulduğu topu kaleye göndermek istedi, top yandan auta gitti. 31’de ise Constant sağ taraftan içeri ortaladı, Marko Marin ön direkte kafayı vurdu, top Muslera’da kaldı. Yüksek tempoda geçen ilk yarıda, iki takım da skoru değiştirmeyi başaramadı ve soyunma odasına 0-0’lık beraberlikle gidildi.
Trabzon golü bulamayınca
İkinci yarı da aynı tempoda başlarken, Trabzonspor hücumda çok daha etkili oynamaya başladı. Cim Bom’da ileri uçta görev yapan oyuncular orta alana destek vermezken, orta sahada da düşmeler başaldı. Hızlı ataklarla Galatasaray savunmasını zorlayan Bordo-Mavililer’de 54’te Marko Marin sağ taraftan yerden altı pastaki Erkan’ı gördü. Erkan bomboş pozisyonda vuruşunu yaptı, top üst direkten döndü. 57’de ise Marko Marin ceza sahası dışından vurdu, top az farkla üstten auta gitti. Bundan iki dakika sonra ise Marko Marin yine ceza sahasından denedi, savunmada Semih’ten seken top, üst direğe çarparak kornere gitti. Bu bölümde gole çok yaklaşan Trabzonspor oyunun da tek hakimi idi. Galatasaray rakip kaleye gitmekte zorlanırken, oyuna ikinci yarıda Podolski’nin yerine giren Sinan 63. dakikada ceza sahası dışından vurdu, top yan direkten döndü. Bu bölümden sonra Cim Bom dengeyi kurdu. 82. dakikada Bilal serbest vuruşu kullandı ve topu ceza sahası içerisine gönderdi. Onur’un hatalı çıkışı sonrası Mbia’ya çarpan top, Trabzonspor kalesine gitti: 0-1. Bu gol ev sahibinde moralleri bozarken, Aslan maç sonuna kadar skoru korumayı başardı. Özellikle ikinci yarıda zor anlar yaşayan Aslan sahadan 1-0’lık galibiyetle ayrılırken, lige yeni bir başlangıç yaptı.
‘’Hamzaoğlu böyle istedi‘’
Lige kötü başlayan Galatasaray, Şampiyonlar Ligi serüvenin ilk maçında Atletico Madrid’i konuk etti. Bu kulvarda artık son derece tecrübeli olan Cim Bom’da Hamza Hamzaoğlu sahaya büyük sürprizlerle çıktı. Yeni transfer Denayer’e, Semih’in yanında forma veren Hamzaoğlu, Hakan Balta’yı orta sahada değerlendirdi. Daha önce bu diziliş ve kadroyla hiçbir maça çıkmayan Aslan’ın böylesi tehlikeli bir rakip karşısında bu kadroyla sahaya çıkması Hamzaoğlu dışında herkes için sürpriz oldu.
Beklenen son gecikmedi
Kadro sürpriz oldu ama bu kadar temelinden oynamış bir kadronun sonu hiç de sürpriz olmadı. Galatasaray iki pas dahi yapamazken, Atletico Madrid son derece rahattı. İlk 15 dakikalık bölümde oyunu izleyen İspanyol ekibi daha sonra taktiğini uygulamaya başladı. Kanatlardan gelen Simeone’nun takımında 18. dakikada Juanfran sağ kanattan yerden ceza sahasına çıkarttı. Greizmann bekletmeden vurdu ve top ağlarımıza gitti: 0-1. Bu arenada böylesine basit defans hatalarının bir kez daha nasıl cezalandırıldığını gördü. Fakat bu golden dersimizi almadığımız birkaç dakika sonra ortaya çıktı. 25’te yine sağ kanattan gelen ortayı Godin kafa ile altı pasa indirdi, ilk golün sahibi Griezmann tamamladı ve fark 2’ye çıktı: 0-2. Aslan’da bu dakikaya kadar Podolski, Burak ve Sneijder’ın ayağına kaç kere top değdi bilinmez fakat Hamza hoca 32’de Emre-Umut değişikliğine gitti. Beklendiği üzere tribünler de Emre’yi bu vesile ile ıslıklama şansını yakaladı!
Koca ilk yarıda tek olumlu bir hamle yapamayan Hamzaoğlu, ekibi soyunma odasına 2-0 yenik giderken, şanssız sayılmazdı!
Nafile arayışlar
Hamza Hamzaoğlu ikinci yarıya Sabri-Yasin değişikliği ile girdi. Bu dakikada aslında Yasin gibi topu dikine ileri taşıyabilen ve geçen sene kazanılan tüm kupalarda başrol oynayan bir isme neden sırt dönüldüğünü sormak gerekir. İspanyol ekibi 2-0’dan sonra tempoyu iyice düşürürken, uzun sürecek uçak yolculuğunu düşünmeye başladı. Simeone, sakladığı yıldızları Torres ve Gabi’yi oyuna sokarak
3. golü istediğini gösterdi. 90 dakika boyunca Sneijder’ın uzaktan şutları dışında hiçbir varlık gösteremeyen Aslan’da Hamzaoğlu’nun çok sert eleştirilmesi kaçınılmaz. Rakibine 2-0 yenilen Galatasaray’da Hamzaoğlu artık kendisinin ve takımın son derece formsuz olduğunu görmeli. Hatta kendisinin futbol dışı durumlara cevap vermekten, sahaya konsantre olamadığını görmeli. Geçen sene 3 kupayı alan oyuncularının artık kendisi kadar istekli olmadığını görmeli. Ve belki de en önemlisi Şampiyonlar Ligi’nde bu kadro seçimi ile şapkadan tavşan çıkmayacağını görmeli.
‘’Bunlar iyi günler!‘’
Lige iyi bir başlangıç yapamayan Galatasaray, Milli aranın ardından Mersin İdman Yurdu’nu konuk etti. Kendi evinde galip gelerek sezona yeni bir başlangıç yapmak isteyen Aslan’da Chedjou’nun yokluğunda Hakan’ın partneri Semih oldu.
Hamza Hamzaoğlu daha önceki maçlarda orta alanın sağında Umut’u tercih ederken, bu kez Yasin’e ilk 11’de şans tanıdı.
Yağmurun etkisiyle ağırlaşan zeminde iki takım da temkinli bir futbolla oyuna başladı. İlk bölümde Mersin İdman Yurdu kanatlardan rakip kaleye gelmeye çalışırken, Cim Bom organize ataklar geliştirmekte zorlandı. Rakip ceza sahasına gelmekte zorlanan Sarı-Kırmızılılar, Mersin kalesini uzaktan şutlarla yokladı. 18.dakikada Sneijder yaklaşık 30 metreden kaleye vurdu, kaleci son anda topu kornere tokatladı. Cim Bom’da Podolski ve Yasin kanatlarda adeta yokları oynarken Rodriguez de yeterli katkıyı yapamadı. 45’te Sneijder ceza sahası dışından bir kez daha denedi, kaleci yine son anda topu kornere çeldi.
Futbol adına oldukça kısır geçen ilk 45 dakika 0-0’lık eşitlikle sonuçlandı.
Hamzaoğlu memnundu!
Karşılaşmanın ikinci yarısı oldukça hızlı başladı. 49. dakikada Galatasaray savunmasını hazırlıksız yakalayan Mersin İdman Yurdu’nda Welliton, ceza sahası içinden savunmaya rağmen vuruşunu yaptı ve topu ağlara gönderdi: 0-1. Bu golle sendeleyen Aslan çabuk toparlandı. 50’de ceza sahası içinde topla buluşan Podolski düzgün vurdu ve skora denge geldi: 1-1.
Beraberliği erken yakalayan Cim Bom topun kontrolünü sağladı. Aslan, topun kontrolünü alsa da kayda değer bir atak geliştiremedi. Organize olamayan Cim Bom’un savruk görüntüsüyle gol atması imkansızdı.
76. dakika ise maçın kırılma anıydı. Bir anda topu önünde bulan Khalili, altı pastan kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu auta gönderdi. Konuk takım bu pozisyonda gole çok yaklaştı. Hamza Hamzaoğlu oyuna ancak 84. dakikada müdahaleye etmeyi tercih etti! Hamzaoğlu, Rodrugez’in yerine Emre’yi, Podolski’nin yerine ise Sinan’ı oyuna aldı.
Beklendiği üzere bu değişiklikler takıma hiçbir katkı yapmadı. 90+1’deki Yasin-Umut değişikliği ise nafile bir hamleydi.
Dün gecenin en formsuz ismi Hamza Hamzaoğlu, bu beraberliğin en büyük hazırlayıcısı oldu! Galatasaray, Mersin İdman Yurdu ile 1-1 berabere kalarak, ağır bir yara aldı.
‘’Kusursuz Türkiye!‘’
Perşembe akşamı galibiyete çok yaklaştığımız maçta, son dakika golüyle Letonya ile 1-1 berabere kalan Millilerimiz, Hollanda’yı konuk etti. İki takım için de final niteliği taşıyan mücadelede, Fatih Terim kadroda değişikliğe gitti. Şener ve Oğuzhan’a ilk 11’de şans veren Terim, Gökhan Töre’yi ise yedek soyundurdu. 4-2-3-1 ile sahaya çıkan Millilerimiz oyuna kontrollü başladı. Hollanda ise son antrenmanlarının tamamında çalıştıkları gibi kalemize yan toplarla gelmeye çalıştı. Öte yandan yedek soyunması beklenen Van Persie sahaya ilk 11’de başladı.
Hatasız oynadılar
İki takımının da temkinli başladığı karşılaşmada, Millilerimiz orta alanı sağlam tuttu ve yüksek bir pas yüzdesi yakaladı. Konuk takım ise bloklar arasındaki mesafeyi kısa tutarak, rakip yarı alana geçmemizi engellemeye çalıştı.
8. dakikada savunmadan uzun topla çıktık. Hava topunda yerde kalan Burak’ın pozisyonunda hakem avantaja bıraktı ve top Arda’da kaldı. Arda savunmanın arkasına koşu yapan Oğuzhan’ı gördü. Topla buluşan Oğuzhan ceza sahasına girdi ve şık bir vuruşla topu ağlara gönderdi: 1-0. Erken gelen gol stresi üzerimizden atmamızı sağlasa da, zaman zaman panik anları yaşadık. 13’te ise Hollanda çok tehlikeli geldi. Narsingh kaleci ile karşı karşıya kaldı. Volkan zamanında çıkıp açıyı iyi kapattı ve mutlak golü engelledi. 1-0’dan sonra Hollanda daha geniş alanda oynadı ve kaptıkları her topu kanatlara gönderdi. Biz ise bu bölümde fırsat kolladık. 27. dakikada Arda sol çaprazda topu rakibinden söktü aldı. Ceza sahası içerisi sol çaprazdan vuruşunu yapan Arda farkı 2’ye çıkarttı: 2-0.
İlk yarı boyunca oyun disiplininden bir an olsun kopmayan Ay Yıldızlılarımız soyunma odasına 2-0’lık üstünlükle gitti.
Sakin kalmayı başardık
İkinci yarının ilk dakikalarında Hollanda daha hareketli gözükse de, Millilerimiz’in dengeyi kurması uzun sürmedi. Konuk takım yan toplar dışında tehlike yakalayamazken, Ay Yıldızlılar sakinliğini korudu. Maç boyunca çok çabalayan, mücadele eden Arda 57’de yerini Volkan Şen’e bıraktı. Arda’nın görevini ise Hakan Çalhanoğlu üstlendi. 75. dakikaya kadar oyunun temposunu çok iyi ayarlayan Millilerimiz sakinliğini korudu. Fakat bu bölümden sonra sinirler gerilmeye başlarken, gereksiz gerginlik yaşamaya başladık. Hızlı ataklar yerine topun bizde kalmasını tercih eden Ay Yıldızlılar oyunu soğutmaya çalıştı. 80’den sonra Hollanda tüm hatlarıyla yüklenmeye başladı. 85’te ise disiplinden kopmamamızın meyvesini aldık. Caner sol taraftan topu içeri taşıdı. Yıldız oyuncu ceza sahasındaki Burak’a verdi. Burak dönerek vuruşunu yaptı ve fark 3’e çıktı: 3-0.
Kusursuz bir oyun sonucunda Hollanda’yı 3-0 yenen Ay Yıldızlılarımız artık ipleri eline aldı.
‘’Kupa varsa sonuç belli‘’
Geçtiğimiz sezonu çifte şampiyonlukla kapatan Galatasaray ile son Türkiye Kupası finalisti Bursaspor, Süper Kupa finalinde Ankara’da karşı karşıya geldi. Türkiye Kupası finalinde rakibini mağlup ederek kupayı müzesine götüren Galatasaray 3. kupayı kazanmak için sahaya çıkarken Bursaspor’da hedef rövanşı alarak sezona kupa ile başlamaktı. Son hazırlık maçında İnter’i 1-0 mağlup eden Cim Bom aynı kadro ile finale çıkarken Bursaspor’da yeni transferler Mert, Sivok ve Jorguera gibi isimler ilk 11’de yer aldı.
Kontrol Aslan’daydı
Yüksek tempoda başlayan maçta ilk tehlikeli atağı Bursaspor geliştirdi. 4. dakikada Bakambu vurdu Muslera son anda çeldi. Ozan önüne düşen topu tamamlamak istedi Muslera bir kez daha gole izin vermedi. İlk 10 dakikalık bölümde Yeşil-Beyazlı ekip Sabri’nin görev yaptığı kanadı iyi kullansa da bu anlarda Chedjou ve Hakan’ın hatasız oynaması skoru 0-0’da tuttu. Yavaş yavaş topun kontrolünü eline geçiren Cim Bom’da 20’de Bursaspor savunmasının uzaklaştırmak istediği top Sneijder’ın önünde kaldı. Hollandalı yıldız bekletmeden kaleyi düşündü. Mert son anda kurtardı. Bundan bir dakika sonra ise Yasin ceza sahası dışından vurdu. Mert müdahale etmek istese de top ağlarla buluştu: 1-0. Golden sonra Bursaspor kısa süreli bir baskı kursa da skoru değiştirme şansı bulamadı. İlk yarı boyunca özellikle Sneijder, Selçuk ve Yasin’le orta alanı iyi kullandı ve oyuna hakim oldu. 45. dakikada ikinci gole çok yaklaşan Aslan’da Burak’ın kale ağzındaki vuruşunu Mert çok iyi çıkarttı ve soyunma odasına 1-0’lık Galatasaray üstünlüğüyle gidildi.
Tempo düştü
İkinci yarı daha düşük tempoda başlarken iki takım da topu son noktaya taşımakta zorlandı. Galatasaray dikine oynamaktan vaz geçerken yan paslarla vakit kazandı. Bursaspor ise fizik olarak düşüş yaşadı. 59. dakikada Josue soldan ortaladı Bakambu ceza sahası içerisinde kafayı vurdu top az farkla yandan auta gitti. 60’ta ise yine Josue ceza sahası dışından çok sert vurdu Muslera’a son anda köşeden çıkarttı. orta alanı tekrar güçlü tutmak isteyen Hamza Hamzaoğlu 62’de Burak-Emre değişikliğini yaptı. Ertuğrul sağlam ise fizik gücü yüksek Ozan ve Advincula’yı sahaya sürdü. Son bölümde Timsah daha cesur gelmeye çalışsa da pas hataları birçok atağı yarıda kesti. Son olarak Podolski-Jem değişikliğini yapan Hamza Hamzaoğlu 4-5-1’e döndü. 89’da Emre’nin atılması Cim Bom’da planları bozsa da Kırmızı-Beyazlılar, kalan sürede hata yapmadı ve rakibini 1-0 mağlup ederek Süper Kupa’yı müzesine götürdü.
‘’Aslan hazır değil‘’
İki kamp döneminde, biri yarım olmak üzere 5 maça çıkan Galatasaray, son ciddi provasını Nice karşısında yaptı. Görüldü ki, Galatasaray; karşısında ısıran, tempolu ve agresif bir rakip olduğunda direnemiyor. Hamza hocanın bu sorunu transfersiz çözmesi çok zor.
İlk kamp döneminde Çek takımı Jihlava ve Avsuturya ekiplerinden Ried ile karşılaşan Galatasaray, iki maçtan da galibiyetle ayrıldı. Cim Bom Jihlava’yı 2-1, Ried’i 3-2 mağlup etti. İki maçta da ağırlıklı olarak geçtiğimiz sezonu diğer kulüplerde kiralık olarak geçiren genç oyuncular forma giyerken, oyuncuların istek ve arzusu dikkat çekiciydi. Bu maçlarda Bilal, Telles ve Hamit’in performansları sınıfı geçerken, özellikle savunma ve kalede ciddi sorunların varlığı gözden kaçmadı. Bu kampın en büyük katkısı ise Hamza Hamzaoğlu’nun tüm oyuncularına şans verip son durumlarını görme şansını yakalamış olmasıydı.
Podolski dikkatleri çekti
İkinci kamp ise herkes için daha zorlu ve sert geçti. Özellikle yeni transfer Podolski ve milli oyuncuların kampa katılması, takımın asıl durumunu ortaya koyacaktı. Tabii ki burada hazırlık maçları daha güçlü rakiplerle olacaktı. Bu süreçteki ilk maçını Celta Vigo ile yapan Cim Bom, zorlansa da Podolski’nin bir penaltı yaptırdığı, bir de gol attığı mücadeleyi 2-1 kazandı. Bu maçta dikkat çeken ise rakibinin sert futboluna takım olarak aynı şekilde reaksiyon verilmesi ve kazanma isteği oldu. Tabii ki Podolski’nin performansı yüzleri güldüren diğer bir detay oldu.
Asıl tablo ortaya çıktı
Udinese maçının 35 dakikalık kısmı ise Eray’ın performansının ön plana çıkmasına yetti. Bu maçtaki savunma hataları aslında Nice maçı öncesi bazı ipuçları verdi. Son hazırlık maçı olan Nice ise Cim Bom’da tüm gerçeklerin ortaya çıktığı karşılaşma oldu. Takım her ne kadar ağır çalışma temposundan yorgun olsa da, ön libero, stoper ve sağ bek bölgelerindeki sorunlar gün yüzüne çıktı. Nice karşısına ideal 11’iyle çıkan Hamzaoğlu, gerçek tabloyu bu maçta gördü.
Olmazsa olmaz takviyeler
Fransız temsilcisi gibi tempolu, ısıran ve agresif bir takımın, Galatasaray’ın orta alan ve savunmasını nasıl kolay geçebildiği ortaya çıktı. Elindeki kadroyu en iyi şekilde kullanmak isteyen Hamzaoğlu’nun, bu sorunu transfersiz çözmesi çok zor. Agresif bir ön libero, sert bir stoper ve yetenekli bir sağ bek bu yaraya merhem olabilir.
Kaleciler
Fernando Muslera: Kampa en geç katılan isimdi. Yine alternatifi olmayan tek isim.
Eray İşcan: Bu kamp çok çalıştı ve iyi ilerleme gösterdi. Hazırlık maçlarında hocalarının yüzünü güldürdü.
Alperen Uysal: Fizik kalitesini yükseltti. Sözleşmesinin uzatılıp kiralanması gündemde.
İsmail Çipe: İki kampta da sınıfta kaldı. Çalışma azminden uzak bir görüntüdeydi. Kadroya girmesi imkansız.
Savunma
Alex Telles: Transfer dedikodularından hiç etkilenmedi. Bu kampta da en iyiler arasında. Sezona damga vurabilir.
Koray Günter: Kendini geliştiremedi. İyi bir alternatif değil. İlk 11’e girmesi çok zor.
Sabri Sarıoğlu: Kampa iyi başladı fakat Nice maçı tam bir felaketti. Yine de mevcut kadro içinde formaya en yakın isim.
Tarık Çamdal: İlk kamptaki çıkışını sürdüremedi. Daha azimli olması bekleniyordu, ama bu haliyle yetindi. Soru işaretleri sürüyor.
Aurelien Chedjou: Takımın neşeli isimlerinden biriydi. İyi bir kamp dönemi geçirdi ve kadrodaki yeri garanti.
Lionel Carole: Pozitif ve çalışkan. Yeteri kadar süre alamasa da, Hamza Hamzaoğlu bu sezon ondan fazlasıyla yararlanmayı düşünüyor. Sezonun sürprizi olabilir.
Hakan Balta: Çizgisini bozmadı. Çalıştı ve işini yaptı. Fizik ve kondisyon açısından lige hazır.
Semih Kaya: Sakatlıklarla boğuştu. Önce dizinden son olarak da ayak bileğinden sakatlandı, şans bulamadı.
Orta saha
Yekta Kurtuluş: İyi bir kamp dönemi yaşadığı söylenemez. Hazırlık maçlarındaki hataları gözlerden kaçmadı.
Bilal Kısa: Ufak tefek sakatlıklar yaşasa da çalışmasını sürdürdü. Uyum sürecini çabuk atlatırsa Galatasaray’a büyük katkı yapacaktır.
Emre Çolak: Hem çalışkan hem de takımın neşe kaynağı. Elinden gelenin üzerine çıkmaya çalışıyor. Bu sezon çok daha farklı bir Emre izleyebiliriz.
Selçuk İnan: Kaptan da çok çalışanlar arasında. Zaman zaman adalesi onu zorlasa da aldırış etmedi ve çalıştı. İyi bir kamp dönemi geçirdi.
Blerim Dzemaili: Kafası karışık olsa da idmanlarda elinde geleni yaptı. İsviçre’ye dönmesi ise an meselesi.
Olcan Adın: Üzerine bir türlü koyamıyor. Özel nedenlerden dolayı morali bozuk olan tecrübeli oyuncu beklenen düzeyde değil.
Felipe Melo: Takımdan ayrılması an meselesi olan Melo, hiç görmediğimiz kadar neşeliydi. İdmanlarda da son derece çalışkan olan Melo, İnter’e hazır bir şekilde gidecek.
Yasin Öztekin: Yüzü hep güldü. Sezona kaldığı yerden devam edeceğinin sinyallerini verdi, sınıfı geçti.
Forvet
Podolski: Çalışkan ve inatçı bir oyuncu. İdmanlarda dahi hırslıydı. Nice maçındaki performansı soru işareti yaratsa da, 8 Ağusutos’ta hazır olacaktır.
Sinan Gümüş: Taraftarın çok şey beklediği Sinan, beklenen patlamayı yapamadı. Kampın sonunda düşüş yaşadı. Daha fazla çalışmak zorunda.
Sercan Yıldırım: Hamza hoca, Sercan’ı yakından takip ediyor. Şu an için ona gelen teklifler geri çevrildi. Kamp boyunca istekliydi. Kalma ihtimali yüksek.
Umut Bulut: Fizik olarak çok iyi durumda değil. İdmanlarda zaman zaman iyi performans gösterse de daha fazlasını ortaya koymak zorunda.
Burak Yılmaz: Çok hırslı ve çalışkandı. ‘Nasılsa yerim garanti’ demiyor. Çalışkanlığıyla gençlere örnek oldu.
‘’Son şans bol şans!‘’
Avusturya’daki ilk etap kamp çalışmalarını tamamlayan Galatasaray, dün akşam Türkiye’ye döndü. 13 günlük kamp döneminde 2 hazırlık maçı yapan Aslan ilk maçında Jihlava’yı 2-1 yenerken ikinci maçta ise Avusturya temsilcisi Ried’i 3-2 mağlup etti. Genç ve geçtiğimiz sezonu başka takımlarda kiralık olarak geçiren oyuncularının son durumunu görmek için oldukça iyi bir fırsat yakalayan Hamza Hamzaoğlu böylelikle herkese de son bir şans vermiş oldu.
Değerlerini korudu
Hamzaoğlu bu sayede satılması ya da kiralanması gündeme gelecek oyuncularının piyasadaki değerlerini düşürmemiş oldu. Doğal güzellik açısından kamp yapmaya son derece müsait bir bölgede çalışmalarını tamamlayan Aslan’ı zaman zaman sıcak hava koşulları zorlasa da son dönemdeki serinleyen hava oyuncuları rahatlattı.
Furkan ve Emrecan gözde
Birçok isim bu kampta şans bulurken çoğunun bu fırsatı iyi değerlendirdiği söylenemez. Sercan dışında diğer oyuncuların ikinci kamp döneminde takımda yer alması sürpriz olacaktır. Fakat Emre Can Coşkun ve Furkan’ın gelişimlerinin pozitif yönde olduğunu da söylemek gerekir. Bu oyuncular bir sezon daha kiralık olarak başka bir takımda şans bulurlarsa ilerisi için iyi kazanım olacaktır.
Kampın yıldızı: Bilal Kısa
Hamza Hamzaoğlu’nun Akhisar’da sözleşmesi sona eren eski öğrencisi Bilal Kısa’yı Galatasaray’a transfer etmesi birçok otoritenin ve taraftarın tepkisini beraberinde getirmişti. Ancak 32 yaşındaki orta saha oyuncusu, Avusturya kampında net bir biçimde ortaya koydu ki, takıma önemli katkıları olacak. Son Ried maçında attığı gol ve sergilediği pozitif mücadelenin yanı sıra Bilal Kısa, kamp boyunca ortaya koyduğu arzuyla Avusturya’nın yıldızıydı. Üzerindeki baskı kırıldıkça takıma olan katkısı her geçen gün biraz daha artacaktır, bundan şüphe yok.
Kampın en çalışkanı: Telles
Aslan’ın Brezilyalı sol beki Alex Telles de aynı Bilal Kısa gibi kampa damga vuranlardan. Takımdaki bütün oyuncular kendilerini göstermek adına çaba gösterdi, ancak onunkisi bir başkaydı. Başarılı oyuncu hocasının kendisinden istediklerini harfiyen yerine getirirken idmanların en istekli ismi olarak göze çarptı. Onun hırsı ve çabası zaman zaman arkadaşlarını da ateşledi.
Gelecek vaat edeni: Emre Can
Bu kamp yeni sezon planlamasının yanı sıra takımdaki geleceği merak edilen genç oyuncular için de önemliydi. Özellikle geçen sezonu PTT 1. Lig takımlarından Denizlispor’da kiralık olarak geçiren Emre Can Coşkun çalışmaların öne çıkan ismi oldu. 20 yaşındaki stoperin kalıp kalmayacağına teknik direktör Hamza Hamzaoğlu karar verecek. Furkan Özçal için de durum aynı. Genç orta saha oyuncusu çok istekliydi, zaman zaman bu heyecanı yapmak istediklerinin önüne geçti. Ancak gelişimi ümit vericiydi.
Hayal kırıklığı: Dany, Koray
Bir türlü beklenen seviyeye çıkamayan Koray Günter ile bu kampta son bir şans verilen Dany’nin performansları deyim yerindeyse tam bir hayalkırıklığı oldu. Her iki oyuncu da verilen şansları kullanamadı. Son karar Hamza hocada. Ancak ikisinin de yeni sezonda Galatasaray formaları giymeleri büyük sürpriz olacaktır.
Kral çok hırslı
Avusturya kampının son antrenmanında oldukça hırslı olan Burak Yılmaz sık sık genç oyuncuları tatlı sert uyarıken en son kendisini fırçaladı. İlk önce İsmail Çipe’ye, “Zıpla bir şey yap topu almaya çalış” diyerek genç arkadaşını uyardı. Ardından Berk İsmail’e bir pozisyon sırasında, “Daha istekli ve girişken ol” derken en sonunda da hava topunda kafayı vuramayınca ‘ahh Burak’ diyerek kendisini azarladı. Bu arada başarılı oyuncunun 30. yaş günü dün Avusturya kampının son gününde kutlandı.
Sabri’den gövde gösterisi!
Yaptığı yeni kontrat nedeniyle sıkça eleştirilen Sabri Sarıoğlu performansının yanı sıra takıma kattığı neşeyle de kampı renklendirdi. Dünkü idman sonunda Podolski’ye doğru vücut gösterisi yaparak yürüyen tecrübeli futbolcuyu görenler gülme krizine girdi.
OYUNCU DEĞERLENDiRMELERi
Eray İşcan: Geçtiğimiz sezonu oynayacağı bir takımda geçirmek yerine Florya’da kalan Eray herhangi bir ilerleme gösteremedi. Bu sezon da kalırsa üçüncü kaleci olacaktır.
Alperen Uysal: Yetenek var ama gelişme yok. Daha fazla çalışması gerekirken oldukça rahattı. Mutlaka oynayacağı bir takıma kiralanmalı. Aksi takdirde gelişimi kötü yönde.
İsmail Çipe: Bu tür kamplar gençler için iyi bir moralin yanı sıra fırsattır da. Ried maçındaki performansı ortada. İdman kalecisi olması bile zor. Fazla umutlu olmamak lazım.
Alex Telles: Kampın en iyi isimlerindendi. Hem çalıştı hem de hırslıydı. Takım arkadaşları ile uyumu son derece iyi. Hamza hocanın yeni sezonda en güvendiği isimlerden biri.
Koray Günter: Geldiği günle aynı seviyede. Fakat bu durumdan pek de rahatsız değil. Yerini garanti olarak görüyor olmalı ki bu kadar rahat. Yeteneği de tartışmaya açık.
Dany Nounkeu:Kampın en gergin ismiydi. Antrenmanlarda dahi tahamülsüzdü. Fransa’da iyi bir sezon geçirse de Galatasaray’da kalması çok zor.
Yavuzhan Keleşoğlu: İlk defa A takım kampına katılan Yavuzhan sessiz sedasız çalıştı. Fizik olarak iyi durumda ve hırslı. Bu sezon olmasa da ileride önemli bir kazanım olacaktır.
Emre Can Coşkun: Hem fizik olarak hem de futbol olarak gelişmiş. Çalışkanlığı ile takımda kalmayı ne kadar istediğini gösterdi. Son dönemde sakatlık yaşaması şanssızlığı oldu.
Sabri Sarıoğlu: Selçuk’un yokluğunda ağabeylik rolünü üstlendi. Her zamanki gibi çalıştı. Sözleşme sorununu çözmek Sabri’yi rahatlatmış. Kampta bunu açıkça gösterdi.
Tarık Çamdal: Fizik olarak gelişmiş. Ayakları yere sağlam basıyor. Geçen sezona oranla daha iyi olsa da daha fazla çalışmak zorunda. Artık formayı kapması gerek.
Hamit Altıntop: Kampta futbolundan çok yaptığı basın toplantısı ile konuşuldu. Sezonun onun için futbolla geçmesi umudundayım. Ondan beklenen daha iyi bir futbol oynaması.
Dzemaili: Hamzaoğlu tarafından kendisine kulüp bulması için izin verilen Dzemaili takıma en geç katılan isim oldu. Kamptaki günlerini kondisyoner eşliğinde çalışarak geçirdi.
Bilal Kısa: Klasını kısa sürede gösterdi. Eleştirilere kulaklarını tıkadı ve sadece işini yaptı. O’nun gelişi orta alanda birçok bölgeye nefes aldıracak. Gençlere de iyi bir örnek.
Furkan Özçal: Çok hırslıydı, çok da çalıştı. Fakat bu sezon da işi çok zor. Birçok talibi var ve büyük ihtimalle yeni sezonda başka bir takımda forma giyecek. Anadolu takımları peşinde.
Emre Çolak: İyi bir kamp dönemi geçirdi. Kondisyonu çok iyi. Güçlendi, fiziğini yeni sezonda daha fazla kullanabilecek, yani onu yeni sezonda daha fazla ilk 11’de izleyebiliriz.
Yekta Kurtuluş: Her zamanki gibi sadece işini yaptı. Son derece disiplinli çalıştı. Formayı alma konusunda pek şansı olmasa da mutlaka takımda kalmalı.
Umut Gündoğan: Varlığı ile yokluğu birdi. Kendini zorlamadı ve çizgisini bozmadı! Bonservisi ile gönderilmesi muhtemel. Gelen teklifler değerlendiriliyor.
Paul Jem Karacan: Hamzaoğlu’nun güvendiği isimlerden olan Jem bu kampta kendini çok fazla gösteremedi. Uyum sorunu atlattığı takdirde takımına katkı yapacaktır.
Sinan Gümüş: Geçen sezon başı kampının yıldızı bu kez tutuktu. İlk hazırlık maçında iki gol atsa da çok iyi bir kamp geçirmedi. Daha fazla savaşmak zorunda.
Sercan Yıldırım: Ried karşısında son derece etkiliydi fakat daha iyisini yapmak zorunda. Bu performansı takımda kalmaya yetmeyebilir. İkinci kamp onun için belirleyici olacak.
Olcan Adın: Özel nedenlerden dolayı izinli olan Olcan iyi bir çalışma dönemi geçirmedi. Olcan hem kafa olarak hem de fizik olarak hazır değil.
Berk İsmail Ünsal: Son derece iyi bir fiziğe sahip. Oyun anlayışını ve kişisel özelliklerini geliştirmek zorunda. En az bir sezon daha direkt oynayacağı bir takıma gitmeli.
Carole: Galatasaray’ın sürpriz transferi Ried karşısında alkışı fazlası ile hak etti. Görünen o ki, Sarı-Kırmızılılar doğru bir transfere imza atmış.
Burak Yılmaz: Kampa izinli olduğu için geç katılsa da fizik olarak iyi geldi. Antrenmanlarda iyi çalıştı fakat yüzünü pek gülerken göremedik. Bu sezon da yeri garanti.
Umut Bulut: Hazır olduğu söylenemez. Fizik ve kondisyon olarak eksikleri var. Yeni bir santrafor alınırsa kadroya girmekte zorlanabilir. İkinci kampta gözler üzerinde olacak.
Hakan Balta: Her zamanki gibi standardını korudu. Az konuştu, çok çalıştı. İkinci kamp döneminde hazır olacaktır. Tecrübesi ve çalışkanlığı onu vazgeçilmez kılıyor.
Semih Kaya: Belinde ve dizinde hafif sakatlıklar vardı. Bu nedenle çok da iyi çalışamadı. Henüz hazır olduğu söylenemez. Ancak çok istekli, açığını kapatacaktır.
Selçuk İnan: Kaptanlığını bu kampta da gösterdi. Tüm arkadaşları ile diyaloğu iyiydi. Yardımseverliği ile ön plana çıktı. Yüksek not alanlardan.
Yasin Öztekin: İzninde özel hoca tutan Yasin en hazır isimlerden. Moral olarak da çok iyi durumda olduğunu söyleyebilirim.
Podolski: Galatasaray’ın flaş transferi Podolski tam bir makine. Hem güçlü hem zeki. Sıcakkanlılığı ile dikkat çeken Alman yıldız kısa sürede tüm takımla iyi bir diyalog kurdu.
Metin Karabaş