‘’A kalite kadro bu işi düzeltir‘’
Trabzonspor'da sahaya dokunuşlarıyla maçı kazandıran Jose Mourinho, hafta içi AZ Alkmaar karşılaşmasında ise tam tersi maçı kaybettiren hamleleri yapmış, tüm eleştiri oklarını üzerine çekmişti. Gözler dün geceki Sivasspor maçına çevrilmişti. Fenerbahçe hafta içi oynadığı kötü futbolu devam mı ettirecekti, yoksa sahaya karakter koyup yeni bir başkaldırış mı gösterecekti?
Tam da burada Jose Mourinho'nun tercihini gördük. Bu sezon dökülen Fred'in yerine Mert Hakan, Djiku'nun yerine de Samet Akaydın ilk kez 11'deydiler. Bu iki futbolcunun sahada olması Fenerbahçe'ye ekstra bir direnç kattı. Özellikle bu gece Mert Hakan Yandaş 70 dakika sahada kaldı, kaldığı süre boyunca da varını yoğunu verdi. Futbolundan daha çok, saha dışı olaylarıyla adını andığımız Mert Hakan'ın aslında saha içinde kaldığında Fenerbahçe'ye ne kadar da faydalı olduğunu dün gece gördük.
Diğer bir isim de Samet Akaydın. Attığı golle, defanstaki performansıyla kendisini eleştirenleri utandırarak, A Milli Takım'da Montella'nın neden onda ısrar ettiğini de ispatlamış oldu. Fenerbahçe'ye gelecek için bu iki isim Jose Mourinho'nun özellikle iç sahada alternatif olarak elini güçlendirecektir.
Forvet tercihini ligde yine En-Neysri'den yana kullanan Portekizli adam bence bu ısrarında devam etmeli. Maximin ve yaşı ilerledikçe kalitesini arttıran, Fenerbahçe için müthiş bir futbol zekası olan Tadic attıkları golle takımlarındaki yeterli sorumlulukları gerçekleştirdiler. Amrabat ise uzun yıllardır Fenerbahçe forması giyen futbolculardan daha Fenerbahçeli oyunuyla, attığı müthiş golle kendini iyice sevdirmeye devam ediyor. Ancak Fenerbahçe'de her pozisyondaki oyuncu seviyesini yukarılara çekerken hala Szymanski’nin varlık gösterememesi şaşkınlık verici.
Milli ara öncesi Fenerbahçe taraftarına güzel futbol izleterek hafta içi AZ Alkmaar kazasını unutturdu bence. Sarı- lacivertliler saha içinde kaldıkça, özellikle yönetimin bu konuda teknik direktör ve oyuncuları uzak tuttukça Fenerbahçe'de işlerin düzeleceğini düşünüyorum. Çünkü Fenerbahçe'nin kadro kalitesi bunu yapabilecek güçte!
‘’40 dakikalık kısa metrajlı film!‘’
Bu sezon sadece Beşiktaş maçında gördüğümüz bir tempoyla başlayan Trabzonspor, rakibi Fenerbahçe'yi ilk 15 dakika sahasına adeta hapsetti. Pasla çıkmaya çalışan Fenerbahçe'de ne zaman Livakovic topu uzun vurmaya başladı, sarı-lacivertliler oyuna ortak oldu. İlk dakikalarda çok net pozisyonlar kaçıran Karadeniz ekibi zaman zaman taraftarının etkisiyle de etkili bir oyun sergiledi.
Özellikle ilk yarı iki takımın file bekçisi de kalelerini çok iyi korudu. Hem Uğurcan hem de Livakovic toplamda 3-4 net gol pozisyonuna izin vermedi. Edin Visca ilk yarıda Fenerbahçe'yi en zorlayan isim olmasının yanı sıra, kaptırdığı topun gol olması da kaderin cilvesi olsa gerek.
İkinci yarıya da etkili başlayan Szymanski ve Maximin'le 2 çok net pozisyonu harcadı. Peşinden gelen Trabzonspor'un üst üste 2 penaltı, sarı-lacivertlilerde şok etkisi yaratsa da, haftalardır eleştirilerin hedefine olan Jose Mourinho, yaptığı İrfan Can, Dzeko ve Kostic değişikliği ile 8 dakika sonra eşitliği sağladı. Maçın gidişatını da buradaki kadro genişliği belirledi. Jose Mourinho maça dokunuşları yaparken, Şenol Güneş ise kulübedeki hamleleriyle yetersiz kaldı.
Fenerbahçe kısa süre sonra oyunun kontrolü yeniden ele geçirdi. Trabzonspor maçın ilerleyen dakikalarında oyundan düşmesiyle Fenerbahçe iyice baskısını arttırdı ve aradığı galibiyet golünü tüm gece sahada ayak basmadık yer bırakmayan Amrabat ile buldu. Sarı-lacivertliler kadro kalitesi ile zor deplasmandan 3 puan kazandı ve şampiyonluk yarışında yara almadı. Şenol Güneş'in Trabzonspor'da ise kötü günler devam ediyor.
Dev derbinin ortaya çıkan istatistikleri ise dehşet verici. Sahada iyi niyetle top oynamak isteyen, müthiş derecede mücadele eden 22 oyuncu varken, maç toplamda 108 dakika oynandı ama topun oyunda kalma sayısı 40 dakika! Evet tam 40 dakika! Ve bu 40 dakikaya 5 gol sığdı. Bazen deriz ya, oyuncular da kötü niyetli. Dün gece sahada oyuncular değil, yönetenler kötü niyetliydi(!)
Maç sonrasında özellikle Jose Mourinho ve Amrabat ve iki takımın da yönetiminden gelen açıklamalar ligimizin kalitesini gözler önüne seriyor...
‘’Durum içler acısı‘’
Gün geçtikte düzelmesini beklenen Jose Mourinho'nun Fenerbahçe'si, işin içinden çıkılmayacak bir hale geliyor. Verilen milli arada 20 gün Fenerbahçe'de performansı düşük oyunculara ilaç olacağını, 20 milyon euro vererek tarihe geçen forvetin ilk 11'e monte edileceği, milli maçlarda adeta 'Çilingir' görevi yapan İrfan Can'ın ilk tercihler arasında olacağını düşünüyorduk ama yanıldık! Takım ileri gideceğine geriye gitmiş.
Sezon başında en iddialı açıklamalara yapan Asbaşkan Acun Ilıcalı'nın, “Şampiyonluk sözü vermeye gerek olmayacak” bir kadro kuracağının iddiası üzerine bu takım çok sönük kaldı. Jose Mourinho'nun oyun tarzı net bir şekilde Fenerbahçe'ye uymuyor. Asla sorgulanmayacak bir kariyere sahip olan Portekizli'nin mutlak şampiyonluk parolasıyla geldiği sezonda zirvenin 8 puan gerisine düşmesi içler acısı.
Maça gelince; Samsunspor bu sezon büyük bir alkışı hak ediyor. Transfer tahtası kapalı, mütevazı kadrosu ve tecrübeli hocasıyla bu sezon rakiplerini çok iyi analiz edip, aldığı puanlarla bu sezon birçok takımın canını yakacaklar.
Fenerbahçe'nin 9. haftaya gelene kadar neredeyse tüm oyun planı Allan Saint-Maximin'in üzerinden giderken, bu akşam yedek başlaması şaşırttı. Mourinho'nun hala kafası karışık. Bu tecrübede bir teknik adamın, haziranda göreve başlamasına rağmen en verimli ilk 11'i bulamaması ve oynattığı ürkek oyun, gelecek haftalarda oynayacağı rakiplerin de iştahını kabartıyor. Şampiyonluk yolunda ne derbi kazanıyor Fenerbahçe ne de zorlu Anadolu deplasmanları.
Şampiyonluk hedefi hala matematiksel olarak devam etse de, umut olarak bu sezon Fenerbahçe daha erken havlu atacağa benziyor. Milli arada yapılan Ali Koç, Acun Ilıcalı ve Jose Mourinho toplantısı her gün haberlerde çıkıyor. Ancak bugünkü oyuna bakarsak, değişen hiçbir şey yok. Mourinho kendi bildiğini okuyacak.
Fenerbahçe bu sezonun ilk yarılarında olduğu yine tank kadar ağır futbolu ile rakibine bol bol pozisyon verdi. Şampiyonluk yolunda, Jose Mourinho'nın takımının topu bu kadar rakibine vererek oynaması düşündürücü... Tadic'in ayağına gelen fırsatı gol yapması, özellikle son maçlarda skor üretenin Tadic olması, Fenerbahçe'nin etkili bir hücum hattının olmadığının göstergesi.
Maçın genelinde üstün olan ve 2. yarıya da golle başlayan Samsunspor'un sahaya yansıttığı futbol, maçı kaybetmeyeceğinin göstergesiydi. İkinci yarı İrfan ve Maximin'in oyuna girmesiyle öne geçen Fenerbahçe yine geriye yaslanınca ev sahibi akın akın geldi tabiri caizse. Neredeyse 3. golü de bulabilecek olan Samsunspor'u kaybettiği 2 puan için teselli ederken, Fenerbahçe'yi kazandığı 1 puan için de tebrik etmek lazım.
‘’Mourinho’nun iki büyük baş ağrısı‘’
Bu sezon neredeyse tüm maçlarda olduğu gibi doğru 11’i bulmaya çalışan teknik direktör Jose Mourinho, özellikle hücum hattında Dzeko-Maximin yerine İrfan Can Kahveci ve En-Nesri'ye görev verdi. Hollanda ekibinin fiziksel özellikleri ve oyun temposuna göre temsilcimiz ilk yarı daha kontrollü bir oyun sergiledi.
En-Nesri ve Oosterwolde ile iki net pozisyon kaçıran temsilcimiz Fenerbahçe, İrfan Can ve Tadic olmasına rağmen özellikle ilk yarıda topu kendi sahamızda kabul etti ve bolca pozisyo verdi. Oosterwolde'nin direkten dönen topu bir nebze anlaşılabilir ama En-Nesri kalitesinde bitiriciliği olan bir oyuncunun karşı pozisyonda tam terse vurup, golü yapması gerekirdi. Rakip Twente'nin baskısı ve temposuna ayak uyduramadığımız bölümlerde kalede Livakovic adeta devleşti.
İkinci yarının başlamasıyla hiçbir değişikliğe gitmeyen Jose Mourinho farklı bir oyun beklese de Fenerbahçe'nin etkisi oyuncu değişikliğine kadar bir adım öteye gitmedi. Son haftalarda skor ve hücumda iyi işler yapan, neredeyse Fenerbahçe'nin tek hücum planı gibi gözüken Maximin ve Dzeko'nun girişi, İrfan Can ve En-Nesri'nin çıkışıyla Fenerbahçe rakip sahada daha fazla pozisyona girmeye başladı. Yine haftalarda kayıp olan Szymanski koskoca maç yazısının yarından fazlasına gelmeme rağmen, kayda değer hiçbir şey yapmadı. Belki de İrfan veya Tadic'i 10 numarada deneyip, Szymanski kenara alabilirdi Jose Mourinho.
Bazı maçlarda çok defansif, stoperların arasına fazla giriyor diye eleştirilen Amrabat gecenin yıldızıydı. Tadic'e yaptığı harika asist, ayrıca Tadic'in çok fazla geriden çıkıp rakip defansı uyutması ve bitiriciliği, baştan sona Fenerbahçe'nin golünü harika kılıyor. Kalan dakikalarda Twente'nin de fiziksel olarak düşmesiyle Mert Hakan - İsmail Yüksek hamlesi Fenerbahçe'nin oyuna hakimiyetini iyice sağladı ve galibiyeti getirecek golü bile bulması neredeyse mümkündü.
Sonuç olarak zorlu bir deplasmandan Fenerbahçe 1 puanla dönüyor. Evet kadro ve hoca kalitesiyle temsilcimiz bir adım önde ama hala oturmuş bir oyun planı yok, oyuncular formsuz. Hala Fenerbahçe'de ilk yarılar koskoca bir kayıp, ikinci yarılar ise aynanın diğer bir yüzü. Jose Mourinho önce ikinci yarılarda gösterilen oyunu 90 dakikaya yaymalı bir de maç boyunca gezen Szymanski'ye çare bulmalı.
‘’Szymanski ile olmaz hocam‘’
Şampiyonluk yarışındaki en büyük rakibinin puan kaybı yaşamasının ardından çok önemli bir hale gelen Antalyaspor maçında, Fenerbahçe Teknik Direktörü şaşırtan bir kadroyla sahaya çıktı. 10 kişi sorsak 10'u da 11'e ilk adam olarak Fred'i yazar ama bu akşam Brezilyalı yedekteydi.
Sezon başından bu yana rakibinin oyun tarzına göre hazırlık süreci geçirdiği söyleyen Jose Mourinho'nun ligde maç başı 2 gol yiyen Antalyaspor'a bu kadar defansif bir orta sahayla çıkması, ilk 45 dakikanın vasat geçmesi için bir neden oldu. Hafta içi Avrupa Ligi'nde gösterdiği performansla 3 puanı getiren Livakovic, Antalyaspor maçının ilk yarısında da takımını maçta tutan isim oldu.
İlk yarının en önemli pozisyonu ise Szymanski'nin kaçırdığı pozisyon... Geçtiğimiz sezonun ilk yarısı müthiş bir skor katkısı yapan Mourinho'nun, “Keşke 3 tane Szymanski olsa da 3'ünü oynatsam” dediği Polonyalı, Fenerbahçe'yi bu sezon bir kişi eksik bırakıyor. Son haftalarda kötü skorların bedelini Fred yedek başlayarak ödüyorsa, her oyuna girdiğinde skora katkı sağlayan İrfan Can her maç yedekse, bu Szymanski de oynamaz hocam!
İlk yarı ne oynadığı belli olmayan Fenerbahçe'de 2. yarı Fred ve Kostic'in girmesiyle ön alandaki baskısı arttı ve gol günün çalışkan ismi Tadic'ten geldi. Fred'in golde katkısı çok büyük... Oyuna girmesiyle çevresindeki oyuncuları da rahatlatıyor.
Skoru elde ettikten sonra maçın kalan dakikalarında oyuna daha hakim bir Fenerbahçe izlerken, özellikle En-Nesri'nin sahada Kostic ile birlikte olmasının katkısını 2. golde görmüş olduk. Maximin'in daha bireysel ancak etkili çıkışlarına Dzeko'nun uyumu, kanatlardaki Kostic ve Tadic (İrfan Can) gibi isimlerle de En-Nesri'nin daha etkili olabileceğini oyun bize izletti.
Günün özeti olarak Fenerbahçe yine iyi bir futbol oynamadığı maçı kazandı. Jose Mourinho'nun karşılaşmaya başladığı kadro ve bitirdiği kadro arasındaki fark, maça müdahaleleri tartışılır. Elindeki kadroyla, ilk 11'i tam anlamıyla hala deneye yanıla bulmaya çalışıyor. Ancak bu şekilde şampiyonluk yolunda sürpriz yol kazaları işten bile değil.
‘’İyi ki Livakovic!‘’
Derbide kaybedilen 3 puan ve umutsuzluk veren kötü oyun sonrası Fenerbahçe, yara sarmak için taraftarının önünde geçtiğimiz yıl Konferans Ligi'nde elediği Union Saint-Gilloise'yi ağırladı. Hafta boyuncu eleştiri oklarının hedefi olan Mourinho basın toplantısında da dediği gibi, İrfan Can, En Nesri ve Cengiz Ünder'i ilk 11'de sahaya sürdü.
Fenerbahçe, ilk yarı daha çok topla oynasa da kalesinde daha çok tehlikeli pozisyon gördü. İlk 45 dakika sonuçlandığında rakibinin gol beklentisi temsilcimize göre daha yüksekti. Buna rağmen Fenerbahçe ilk yarıda bu sezonun formda isimlerinden biri Çağlar'ın duran toplardaki hakimiyet yeteneğiyle kornerden bir gol bularak soyunma odasına avantajlı gitti. Özellikle temaslı oyunda Fenerbahçe'yi oldukça zorlayan Union SG, Livakovic'i geçemedi.
İkinci yarıya daha iyi bir başlangıç yapsa da, özellikle En-Nesri ile bulduğu pozisyonları gole çeviremeyince kaos futbolu Fenerbahçe için geri döndü. Haftalar geçmesine rağmen hala akan oyunda sorun yaşayan, hücum hattında skor üretmekte zorlanan Fenerbahçe'yi kurtaran (!) sakatlıktan dönen Osayi oldu. Ancak kurtarırken 3 dakikada gördüğü 2 sarı kartla oyundan atılan Osayi hem takımını 10 kişi bıraktı hem de maçı riske attı.
İlk yarıdaki performansından sonra bir de penaltı kurtaran Livakovic, tekrar tekrar söylemekte fayda var; Süper Lig'de 6. hafta, Avrupa'da 5. maç sonunda takımın en iyisi konumunda. Sezon başından beri taraflı tarafsız herkesin merakla beklediği Jose Mourinho dokunuşları hala sahaya yansımıyor. Evet, Fenerbahçe kazanarak Avrupa Ligi'ne başladı ama derbi sonunda olduğu gibi yine sahaya yansıtılan oyun, yapılan hamleler, taraftarı mutsuz ediyor.
Jose Mourinho acilen en verimli ilk 11'ini bulmalı. Bu şekilde Süper Lig'de birçok takıma karşı sorun yaşamadan kazanır ama hedef maçlarında derbideki gibi hezimetleri birkaç kez izleyebiliriz.
‘’Keyifsiz 3 puan‘’
Milli ara geçmiş, transfer tahtası kapanmış, artık tüm takımlar son kozlarını oynamış. Ligin en kritik maçlarından biri olan Fenerbahçe-Galatasaray derbisi öncesi Jose Mourinho'nun öğrencileri, Kasımpaşa'ya konuk oldular. Maça 2 değişiklikle başlayan Jose Mourinho, En Nesri'yi Dzeko'nun yerine sahaya sürerek sürpriz yaptı.
Bu sezonun genelinde ilk yarılarda tutuk başlayan Fenerbahçe, bu maçta da özellikle defanstan çıkarken yaşadığı anlaşmazlıklarla dikkat çekti. Milli arada verdiği bir röportajda Galatasaray maçından önce Kasımpaşa maçını işaret etse de hem Mourinho'nun hem de oyuncuların kafası tamamen gelecek haftadaki derbide. Yine de rakibine çok fazla pozisyon vermeden maçı bitiren Fenerbahçe'de yıldızlar galibiyeti getirdi.
Geldiği günden beri taraflı tarafsız birçok futbolseverin heyecanlandıran Maximin ilk yarıda attığı müthiş gol ve aldığı penaltıyla tek başına maç kazanabildiğini gösterdi. İsmail'in topu geri kazanmadaki hamleleri yanında, Fred daha da özgüvenli bir şekilde ön plana çıkıyor. Tadic'in kanat fark etmeksizin güven veren oyunu, Livakovic'in kaledeki emin duruşu, sarı-lacivertlileri kötü günlerinde bile maç kazandırıyor.
Dzeko'nun da iyi bir sezon başlangıcı yapmasından sonra bu akşam kendini gösterme şansı bulan En Nesri, yanına Szymanski'yi de katarak adeta yokları oynadı. Jose Mourinho'nun bir süre daha ilk 11'de, özellikle de oyun kurmaya büyük katkı sağlayan Dzeko'yu sahaya sürmesi kesin gibi. Belki de Szymanski'nin de formsuzluğunda İrfan'ı sahada daha çok görmeliyiz.
Tam kadro sahaya çıkan ev sahibi Kasımpaşa, Oosterwolde'nin de kötü gününe denk gelmesiyle sağ kanattan etkili bindirmelerle gol fırsatları buldu ama değerlendiremedi. İlk yarıda 2-0'ı bulan Jose Mourinho devre arasında belki de ikinci devre tüm takıma derbi öncesi sakatlık, kart riski yaşamaması için, “rolantiye bile alın” demiş olabilir. Çünkü ikinci yarı topu rakibine veren, çok da pozisyona girmeyen, Dzeko ve İrfan'ın da katılmasıyla artık tamamen skoru koruyan bir Fenerbahçe izledik.
Jose Mourinho takımı ve ligi tanıdıkça galibiyet alışkanlığını da beraberinde kazanıyor. Keyifsiz bir oyunla rahat bir deplasman galibiyetiyle evine dönen Fenerbahçe'de artık hedef Galatasaray derbisi. Ancak dikkat çeken bir nokta, derbide de gereksiz yere yapılan faullerle rakibe duran top şansı verirse, o gece, dün geceki gibi mutlu bitmez...
‘’Fred'in kariyer gecesi‘’
Rize'de yeniden formasına kavuşan Fred ilk hat-trick'ine imza atarken, takımdaki önemini ve bu sezon özellikle olmazsa olmaz olduğunu kanıtladı.
Attığı 3 golün yanı sıra İsmail Yüksek'e verdiği öz güven, Szymanski'nin hücumda daha yaratıcı olması, ceza sahasına sık sık yaptığı koşularla hücum çeşitliliğini attırdı. Bunların yanı sıra, Fenerbahçe'nin saha içindeki tüm temposunu belirleyen bir isim oldu. Fred varken Fenerbahçe daha kolay hücuma çıkıyor, daha kolay ön alan baskısı yapıyor, daha rahat top kapıyor. Fred tamamen bir 8 numara ve bugün formda bir 8 numaranın takıma ne katkı verebilirse, o kadar katkı verdiğini gördük.
Jose Mourinho'nun maçtan önce de bahsettiği gibi İlhan Palut'un Rizespor'u ligin iyi takımlarından ve zor bir deplasman. Bu sözlerden sonra da Portekizli hocanın bu maça ne kadar ciddi hazırlandığını skordan bağımsız olarak da gördük. “Jose Mourinho'nun Fenerbahçe'si 1-0 yener 3 puanı alır, sıkıcı bir oyunla sonuca gider” algısını da bu maçta kırılmış oldu.
Ancak sarı-lacivertlilerde hala aksayan yerler yok değil. Özellikle ilk yarının 30.-40. dakikaları arasında yükselen tempoda Dzeko'nun artık yetmemesi. Ne baskı yapabildi ne bitiricilikte yetti.
Bir ayrı parantez de kaleci Livakovic'e. Yine ilk yarının sonuna doğru Rizespor'un etkili şutlarına geçit vermeyerek, belki de Fenerbahçe'yi oyunda tutup bu skora gitmesini sağladı.
Ferdi'den sonra artık sol bekte çok yüksek ihtimalle Ossterwolde’yi izleyeceğiz. Enerjisi ve hırsıyla bence savunma olarak belki de Ferdi'den daha iyi bir savunmacı olabilir ancak önünde Maximin oynarken hücumda ne kadar etki gösterir bunu ilerleyen maçlarda göreceğiz. Maximin direkt hücum düşünen, adam eksiltip çizgiye oynayan bir karakter olduğu için geçtiğimiz sezon gördüğümüz Tadic-Ferdi ikili oyunlarını bu sene göremeyeceğiz. Ancak dün akşam Fred sahneye çıktı, oyun açıldı. Tam tersi bir senaryo da Fenerbahçe'nin hücum çeşitliliğini arttırması için bu tarz aksiyonları da denemesi gerekir.
Gecenin sonunda Fenerbahçe, Süper Lig'in belki de en zor deplasmanlarından birinden 5-0 gibi net bir skorla dönüyor. Rizespor ilk yarı biraz varlık gösterdi ancak 2. golden sonra tamamen oyundan düştüler. Gökhan Akkan'ın bu kadar kolay goller yemesi ev sahibini moral olarak çökertti. Aslında Rizespor iyi bir takım ancak Fenerbahçe dün gece daha iyiydi.
Fenerbahçe'de olumsuz görünenler ise Fred etkisi yaratacak bir orta sahanın eksikliği ve Dzeko'nun artık yüksek tempoda oynayamaması. Jose Mourinho ligi ve takımı tanıdıkça bunların hepsine çözümü bulacaktır.
Gecenin diğer bir merak konusu ise 81'de kenara gelen Fred ve Mourinho arasında ne konuşulduğu...









































