Arama

Popüler aramalar

‘’Maç bizimdi ama olmadı‘’

İnancımızı yüreğimize koyduk, sahaya yenmek için çıktık. Rakip eksik olsada kuvvetli Hollanda’ydı. Biz de eksiktik ama onlardan cesur maça başladık. 2. dakikada Blind soldan ceza alanımıza ortaladı. Sneijder’den önce Volkan çıkıp topu kaptı. 4’te Afellay sağdan kalemizi zorladı ancak karşısında Hakan Balta vardı. 7’de Depay soldan kalemizi yokladı, Volkan çeldi, top az farkla dışarı gidince yüreğimiz ağzımıza geldi. Bu dakikadan sonra ataklarımız sıklaşmaya başladı. 15’te Caner soldan çalımlarla son çizgiye indi. Ortasında Burak topa dönerek vurdu, gole giden topu indi çizgiden çıkardı. 18’de Ozan uzaktan denedi, yandan top auta gitti. 23’te Sneijder’in pasında kaleyi karşısına alan Depay uzaktan vurdu, Volkan uzanarak topu bloke etti.

Amsterdam Arena sustu

26’da Gökhan, Afellay’ın arka direğe yaptığı ortada topu uzaklaştırmayı başararak kalemizi golden kurtardı. 33’te Mehmet Topal, Selçuk’tan aldığı topu kaleye şut yerine topu havaya dikti! 37’de Amsterdam Arena sustu, çünkü golümüz geldi. Hollanda defansının uzaklaştıramadığı topu kapan Volkan, Burak’a pasladı, golcümüz düzgün vurup golümüzü attı: 0-1. Golden sonra Portakallar şoka girdi. İlk yarı da istediğimiz gibi bitti.

Futbolun adaleti!

Yaklaşık 8 bine yakın gurbetçimizle beraber inançlı başladık ikinci yarıya. 46’da Burak çaprazından kaçan Selçuk’a pası vermeyip topu kaptırınca çok üzüldük. 54’te topla buluşan Narsingh kalemizin önünde isabetsiz vurunca derin bir nefes aldık. Skoru koruma hastalığımız baş gösterince arka arkaya ataklar yedik ama gol yemedik. 71’de Hollanda serbest vuruş kazandı, biliyorduk eyvah dedik tam Sneijder’in yeriydi. Allahtan kötü vurdu. 74’te Gökhan Töre sağdan Hollanda kalesine sokuldu, şutladı ama olmadı. 79’da Willems ceza alanımıza sokuldu, sert şutu auta gitti. Maçın sonu yaklaşınca kritik dakikaları atlatabilmek için mücadeleyi rolantiye almaya başladık. 90+2 de olmadı, yine Sneijder yine golü yedik, futbolun adaleti işte. Uzaktan şutu çekti, seken top ağlarımıza gitti: 1-1. Hakkımızdı bu
maç ama yıkıldık.

29 Mart 2015, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Rize sezonu açtı‘’

Akhisar yenilince ligin şenlendiği bu hafta da iki takımda bu güzel havada galibiyet için sahaya çıktı. Rize bir ilki başarmak galibiyetle tanışmak istiyordu. Eskişehirspor ise zirveye ortak olmak için bu maçı kazanmak istiyordu. Bu atmosferde ve meşhur Es Es bandosuyla maç başladı. Özellikle ev sahibi ekipte ilk etapta Mirkan ve Kamil Ahmet'in çabaları dikkat çekiciydi. Rize'de bir çekingenlik saha içinde kendini belli etmeye beşledı. Kweuke harici kimse hırslı hatta maçta bile değildi. Ömer'in direkten dönen topunda Rize defansının uyuduğu eçıkça belliydi. Zaman zaman karşılaşma orta alanda sıkıştı, açmaya çalışan her iki teknik adam sahadakilere söz dinletemeyince kenarda deliye döndüler. Özellikle Engin'in kale önünde dokunamadığı topta Mehmet Özdilek kenarda yıkıldı kaldı. Eskişehirspor bal yapmayan arı gibiydi. İlk yarıda akılda kalan sadece direkten dönen top vardı.

İkinci yarı iki takımda daha diri başladı oyuna.. Çünkü bir anlamda zirveye yaklaşma haftasıydı. Rize Murat Duruer ile öne geçince ilk yarı unutuldu ve maç onlar için yeniden başladı. Golün verdiği canlılık Rize'ye hava getirdi. Öyleki Birol araya girmese Rize ikiyi bulacak ve maç iyice kopacaktı. Özellikle Serdar Özkan' ı oyuna alan Ertuğrul Sağlam'ın tribünlerden gelen tepki üzerine isyanı çok haklıydı. Her zaman dediğim ve yazdığım gibi Sağlam hamle geldi ve takıma gol de geldi. Oyuna yeni giren Causic'in şık golü maça eşitlik ve renk getirdi. Herkes ilk hafta oynanan ve 1-0 geriye düşülen ve sonra kazanılan Konya maçı gibi mi olacak demeye başladı ama olmadı. Kweuke'nin kafa golü herşeyi alt üst etti, Es Es için.. Maçta mükemmel maç yöneten bir de Cüneyt Çakır vardı, hakemlerin bu kadar eleştirildiği bir ortamda hakkını vermek gerek, hatasızdı. Eskişehir'in son dakikalardaki şutları sonucu değiştirmedi, protesto alkışları arasında maç bitti. Rize ilki başardı, galibiyetle tanışıp sezonu açtı..

05 Ekim 2014, Pazar 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Mersin'e Servet, Bursa'ya darbe!‘’

İki takım da kuvvetli, iki takım da ikişer galibiyetli ve iki takım da bu zamana kadar iyi futbol oynadı. Maç tempolu başladı. Orta alanda birbirini yoklayan iki takımda defanslarının dikkatli olması gerekirdi, bunu da ilk dakikalarda sahadakiler becerdi. Nakoulma ve Futacs pasları genelde defansın belkemiği Servet'ten aldılar ama, şutlarını Serdar ve Şener iyi anlaşarak bertaraf etti. Rıza hoca o kapıyı açmak için Güven'i de ileriye attı. Futacs-Civelli kapışması sık sık görüldü. Sahasından çıkamayan Bursaspor bazı pozisyonlarda zor durumda kalınca kulübesi de hareketlenmeye başladı. Şenol hocayla birlikte biraz daha defansa yakın oynayan Belluchi'nin kanatlara, özellikle Volkan'a sarkıtmak istediği toplar Efe ve Sadıku'nun koordineli defans bloğuna takıldı defalarca.. Servet'in kafa golü Avusturya'daki hazırlık maçlarında gördüğüm hırsının belki de bir sonucuydu. Yepyeni bir Servet var artık Türk futbolunda. Golden sonra açık oynayan iki takım pozisyon üretti ama Servet'ten başka gol atan olmadı.

Ozan ve Fernandao'nun atak ve şutlarıyla Bursaspor ikinci devreye daha hızlı başladı. Belluchi, Serdar ile arasını biraz daha açarken Behich daha içe kaydı. Güven ise Futacs'ı daha fazla besleyince ileride pozisyon zenginliği arttı, bu da maçı daha da güzelleştirdi. Bursaspor özellikle soldan Volkan ile geldiği dakikalarda tehlikeli olmaya başlayınca Servet birçok pozisyonda gole engel olarak attığı golünü kurtardı. Holmen, Ferhat ve Fernandao'nun gol girişimlerinden sonuç çıkmayınca Bursaspor iyice strese girdi. Bu da Mersin İdman Yurdu'nun ekmeğine yağ sürdü. Sinan Kaloğlu farkı ikiye çıkardı. Serdar'ın sayısı maçı kurtarmaya yetmedi. Bursaspor, Gençlerbirliği maçı gibi bu karşılaşmayı da çevirmek istedi ama başaramadı. Son dört haftada 2 deplasman maçının da kazanan Yeşil - Beyazlı ekip Mersin'de 3 puan bıraktı. Mersin İdman Yurdu ise bu karşılaşma ile birlikte arka arkaya 3 maç kazanarak zirve hesapları yapmaya başladı.

03 Ekim 2014, Cuma 20:45
YAZININ DEVAMI

‘’Geçen haftanın devamı!‘’

Manisa 19 Mayıs Stadı'nın zemini tarlanın bir üstü! Bu işin sorumluları ne iş yapar anlamıyorum, neyse.. Geçen hafta sahada sıkıntı yaratan Emenike ilk onbirde yoktu, yerine Webo sahadaydı. Mert ve Alper ise Manisa'ya getirilmeyen iki kaptanın yerine sahadalardı! Gekaslı Akhisar hevalı geldi stada..alkışlarla.. Kadro tam.. Bilal'in uzaktan aşırtmasıyla Mert'i avlamak istemesi maça ilk dakikalarda renk getirdi. Kenan ve Gekas Fenerbahçe savunmasını zorlayan şutları maçın temposunu arttırdı. Savunma güvenliği kontrollü olan Fenerbahçe Kuyt ve Diego'nun saha içinde dağıtıcı pasları Akhisar kalesine çapraz şutlarla son buldu. Alves'in hatasını iyi değerlendiren Gekas oldu, skor 1-0 oldu. Golden sonra İsmail Kartal, Kuyt ve Sow'u yer değiştirerek son çizgiye daha farklı inmeyi denemeye başladı. Ancak orta alandaki beceri ilerde olmayınca beraberlik golü gelmediği gibi defans adam kaçırmaya devam etti. İlk yarı bu skorla bitti.

Fenerbahçe Yunanlı golcüyü durduramadı fark ikinci devre başında ikiye çıktı. Bunda en büyük pay neredeyse bütün takımın Gekas'a oynamasıydı. Alves-Emenike değişikliği ile Mehmet Topal defansa çekildi. Kuyt' ı da sayarsak sahada 4 forvetle Fenerbahçe saldırmaya planları yapmaya başladı. Kartal hoca ne yaparsa yapsın olmadı, Akhisar taraftarı artık elde edilen skoru"oley" çekerek onore ederken, Fenerbahçe geçen haftanın devamı gibi stresli ve sıkıntı içindeydi. Emenike neden yedek? Defanstaki adam paylaşımı hiç çalışılmadı mı? Kasetten hiç mi Gekas seyredilip üstüne çalışılmadı? İstanbul'daki kaptanların durumu nedir? Sormak lazım! İlk mağlubiyet alındı, çok önemli değil ama önlem alınmassa facia olur.

28 Eylül 2014, Pazar 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Trabzon'a Şota freni‘’

İki taraf da açık ve gole dönük futbolla maça başladılar. Özellikle Viudez ve Tunay ile ilk dakikalarda Trabzon kalesine inmeye çalışan Kasımpaşa sonuç alamadı. Mehmet ve Yusuf ile kanatları çalıştıran Trabzon ise yavaş yavaş rakip kaleye inmeye başladı. Cardozo ise orta alandaki presi ile dikkat çekti. Yusuf'un şık aşırtması gol olurken Soner'in akıl dolu pası ayakta alkışlanacak cinstendi. Belkalem'in kale çizgisinden topukla çıkardığı top belkide yediği golden sonra ataklarını sıklaştıran Kasımpaşa'yı daha da hırslandırdı. İyi maç çıkaran Onur özellikle Babel'in kafa şutlarında panter kesildi. Trabzonspor, istekli rakibi karşısında ilk yarıyı önde kapatarak maç için avantajlı bir şekilde soyunma odasına gitti ama oynanan oyuna göre maç iki takım içinde garanti olmadığı açıktı...

Trabzonspor özellikle ikinci yarıda orta alanı kalabalık tutup yine ara paslarla rakip kaleye yüklendi ama asıl amaç topu Cardozo ile buluşturmaktı. Sancak o yüzden Donk ile birlikte çok dikkatli davrandı. Scarione'nin oyuna girmesi Viudez'i de öne çıkardı. Bu anlayış Kasımpaşa'yı Trabzon kalesine daha fazla gitmesine neden oldu. Scarione'nin golü bu baskının sonucu oldu. Şota'nın oyuna müdahalesi ve oyuncu değişikleri maçın kaderini değiştirdi.

Sonuç itibari ile Kasımpaşa Trabzon'dan istediğini aldı. Trabzonspor ise 2 puan kaybetti.

27 Eylül 2014, Cumartesi 18:20
YAZININ DEVAMI

‘’Hak edilen puanlar!‘’

İki takımda maçın ilk dakikalarında gol yememek için temkinliydiler. Torje ve Cicinho'nun karşılıklı gol denemeleri olduysa da gol sesi çıkmadı. Ziya ve Hleb'in sinirli davranışları normal başlayan maçı bir anda germeye yetti. Bu ikiliye İbrahim ile Marıca da katılınca çimen üstünde sinir harbi başladı. Batuhan'ı ilk kez bu kadar istekli gördüm. Marica ve Ömer Ali özellikle Sivas defansını arapaslarla zorlamaya başladığı dakikalarda tecrübeli İbrahim Toraman defansın dümenini eline almaya başladı, bu açıkça belli oldu. Temponun zaman zaman yükseldiği zamanlarda maç keyifli hale geldi. Ancak sinir harbinden sonra gelen bu düzelme ilk yarıda iki takıma da pozitif futbol getirse de gol getirmedi. Değişik bir ilk yarıydı.

İkinci yarı Sivas'ın baskılı oyunuyla başladı. Vukoviç devrenin hemen başında arka arkaya gollük pozisyonları takımı adına iyi savuşturdu ve sonrasında takım arkadaşlarına isyanda haklıydı. Cicinho ve Atıf ile beraber Burhan da ataklara katılınca Konya defansı bunalmaya başladı. Ev sahibi ekibin oyunu ateşlemesi taraftarı da hareketlendirdi. Ancak Burhan kalenin 3 metre önünden topu auta atması tecrübeli futbolcunun hanesine eksi olarak yazıldı. Mehdi'nin üst direkte patlayan topu kısmetsizlikti. Yeni takım olmasına rağmen bu kadar kısa sürede takım olabilme başarısını gösteren ve maçta komple rakibini karşılayıp pozisyonlarda aynı düşünen Konyaspor'u da kutlamak gerek. Özellikle Torje ve Vukoviç müthiş maç çıkardı. Golsüz biten maç sonunda Sivasspor ikinci yarı oynadığı baskılı ve göze hoş gelen futboluyla, Konyaspor ise ilk yarıdaki akıllı futbolu ve uyum sorununu çabuk çözmesiyle birer puanı hakederek aldılar.

21 Eylül 2014, Pazar 17:45
YAZININ DEVAMI

‘’Kazanan Bursa, ya kaybeden?‘’

Bursaspor maça 6 gole yakın futbolcu ile Gençlerbirliği'nin karşısına çıktı. 10 maçtır Bursaspor'un deplasman galibiyet özlemi artık hasrete dönüşmüştü. Ozan Tufan Volkan Şen ve Nizamettin'in kaçırdığı net gol pozisyonları maçın daha ilk dakikalarında iki takımın iştahlı maça başlamalarının açık bir göstergesiydi. Mustafa Kaplan Bursaspor'u kanatlardan bitirmek için oyunu taktik açıdan kenarlara yıktı. Eski Bursalı Hakan'ın sağ kenar bindirmeleri, Serdar Aziz'i maçın ilk bölümlerinde ciddi sıkıntıya soktu. Josue'nin Doğa tarafından düşürülmesi Bursa kulübesini penaltı diye ayağa kaldırdı. Stancu'nun attığı golde Bursa defansının adam paylaşımındaki anlaşmazlığı açıkça kendini meydana çıkardı. Devre bitimine kadar Bursaspor'un hatlar arası kopuk futbolu göze çarparken Mervan, Guido ve Ahmet'in akıllı futbol oynamaları gayretleri Gençlerbirliği'nin ilk devreyi önde kapamasına neden oldu.

İkinci yarı Dahlin'in hatasını affetmeyen Volkan'ın golüyle beraberliği sağlayan Bursaspor arka arka.a ataklarla maçın yeniden ortak olduğunun sinyalini verdi. Şener ve Fernandao'nun kaçırdığı goller buna açıkca işaretti. Mervan ile yüklenen Gençlerbirliği maçı bırakmayacağının az da sinyalini verince maç zevklenmeye başladı. Fakat Fernandao ikinci golü attı ve maçı yeniden başlattı. Gençlerbirliği'nin kalecisi Dahlin yenilen iki golde de başroldeydi. Antal'ın oyuna girmesiyle ev sahibi ekip biraz canlanır gibi oldu. Baskıları arttıran ev sahibi ekip forvet Fernandao'nun bile maçın son bölümlerinde defans oynamasına neden oldu. Bursaspor maçı zor da olsa kazandı, ancak Gençlerbirliği'nin galip durumdayken maçı kaybetmesi yedek kulübesi için hiç iyi olmadı.

13 Eylül 2014, Cumartesi 17:50
YAZININ DEVAMI

‘’İşte Sağlam hamle‘’

Bu sezon kadro kalitesinden fazlaca söz edeceğimiz iki takım Eskişehir'de sezonu açtı. Konyaspor sakatlıkları süren Djalma ve Hasan'sız sahadaydı. Ev sahibi ekibin taraftarı bu maça sıkıntılı girdi. Passolig uygulaması için kapılara takılan cihazlar sezonu açamadı! Boffin ve Kaya'nın peşpeşe kurtardığı garanti gol olabilecek toplar iki takımında her an birbirine gol atabileceğinin açık göstergesi oldu. Bunu ilk başaran Konya oldu. Beşiktaş'ın da bir ara peşine düştüğü Ömer Ali'nin müthiş kenar ortaları vardı ki bunlardan birini Torje gol yaptığında stadyum sessizliğe büründü. Mori'nin düşürülmesiyle penaltı pozisyonunu es geçen orta hakem kontrolü bir an kaybedince maçta en çok koşan bir ara 4. hakem oldu. Sağlam ve Bakkal her pozisyondan sonra 4. hakem Emre Altun'u iki kulübe arası koşturdular! Eskişehirspor'da özellikle hatlar arası kopukluk mu dersin rakibe karşı ağır kalmak mı dersin, konsantre bozukluğu mu dersin yani ilk yarıda bunların hepsi vardı. Torje ve Marica'nın boş ikili mücadeleleri kaçırıp Boffin ile sık sık karşı karşıya kalmaları ev sahibi takım için hiç te hoş olmadı.

Sağlam hoca ikinci yarıya Sissoko'yu oyuna alarak başladı. Oyun içinde Hakem Abdülkadir Bitigen'in ise faul kararlarındaki acemilik Eskişehir kenar yönetimini iyice gerdi. Futbol bu işte Marica yine karşı karşıya kaldı atamadı ama Hürriyet'in uzaktan attığı golle ev sahibi ekip geçte olsa sezonu açtı ama o ana kadar Es Es sahada yoktu. Maçın dengelenmesi tribünlere de hareket getirdi. Takıma Sağlam hamle de gecikmedi. Sahada yokları oynayan Birkan, Semih Şentürk'ten sonra 2.nöbetçi golcü ünvanı olan Ömer Şişmanoğlu ile değiştirildi. Ömer penaltı yaptırdı ve Erkan'ın golü ile takım kendine geldi, böylece ibre de tersine döndü. Erkan'ı forvete yapıştıran Ertuğrul Sağlam Sisokko ve Ömer ile hamlelerini doğru yaparak sahada istediğini almaya başladı. Maçın özetini söylersek iki takımda dalgalı bir performans gösterdi. Konya bir attı çok kaçırdı, ama neden geriye yaslandı? Ertuğrul Sağlam'ın oyun içi hamleleri maçı çevirmelerine yetti. Hakem ise bana göre iyi niyetli ama çok kötü maç yönetti.

30 Ağustos 2014, Cumartesi 12:00
YAZININ DEVAMI