Arama

Popüler aramalar

‘’Fener Milano'da şov yaptı‘’

Fenerbahçe Beko’dan harika bir galibiyet... Açıkcası arka arkaya Panathinaikos ve Real Madrid gibi takımları yenen Milano, maç öncesi tehlike saçıyordu. Fenerbahçe ise her ne kadar Panathinaikos’a kaybedip bu maça çıksa da genel durumu iyiydi. Nitekim o mağlubiyeti hafızalardan çabuk silmişler. Moralli ve özgüvenli Milano karşısında maça mükemmel başlayıp, mükemmel bitirdiler.

Savunma konsantrasyonu harikaydı. Ligin en iyi üçlük atan, Panathinaikos ve Real gibi takımlara karşı 90’lı sayıları bulan Milano’yu hücumda çaresiz bırakmak galibiyetin anahtarı oldu. Onlar kaçırdıkça Fenerbahçe attı. Bonzie Colson öyle kritik şutlar soktu ki inanılır gibi değil. 5/5 üçlk isabeti onun için kariyer rekoru oldu. Tabii ki son dönemin en istikrarlı ismi Tucker... O da 23 sayı ve 5 ribauntla maçın MVP’si olurken, en ihtiyaç duyulan anlarda sahneye çıktı.

Formunu buluyor...

Fenerbahçe’nin son dönemdeki en büyük başarısı savunma stratejisi. Bunda da Melli ve Birch kilit rol oynuyor. Onlara zaman zaman da Bacot katılıyor. Fener’in uzunları kısalara neredeyse hiç geçilmeyince rakip hücumlar tamamen kaosa dönüyor. Milano da dün bu savunma karşısında çoğu zorlama şutlar kullanmak zorunda kaldı, sadece 72 sayı üretti. Galibiyet kadar Brandon Boston’un performansı da çok önemliydi. Uzun süreli sakatlıktan çıkıp İstanbul’a gelen Boston, yavaş yavaş formunu buluyor. Bence halen fizik olarak NBA’deki günlerinden uzak. Ama dün yeteneği ile 11 sayı attı. Artık hiç çekinmiyor. Ondan gelen ekstra katkı da galibiyete çok yardımcı oldu. Tabii ki toplam top kaybı sayısını 11’e düşürmek de...

19 Aralık 2025, Cuma 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Sihirli değnek‘’

Bazen sadece bir coach değişikliği, her şeyi değiştirebiliyor. Sezona hücum profesörü (!) Kokoskov’la ve büyük umutlarla başlayan Anadolu Efes, Aralık ayının ortası geldiğinde ortaya basketbol adına çok ama çok kötü bir görüntü koymuştu. Tamam eksik oyuncular vardı belki ama önce Kokoskov, ardından birebir aynı mantıkla hareket eden Trifunoviç eldeki mevcut oyunculardan en ufak bir katkı almayı başaramadı.

Poirier ve Papagiannis sakattı ama sağlam olan Swider ve Jones’i hiç sahaya sürmeyen, 40 dakikayı ErcanOsmani ikilisi oynayan, 9 kişilik kısa rotasyonu olmasına rağmen Larkin’i 35 dakika oynatıp sakatlanmasına neden olan bu mantelitenin iflas etmesi kaçınılmazdı. Sonra Laso geldi. Adamın elinde sihirli değnek yok ama biraz Euroleague basketbolunu biliyor. Sakatlıklardan yakınmadı, Şehmuz, Swider, Jones hatta Lloyd’dan maksimum verim almanın yollarını çok çabuk buldu.

Güzel olacak...

Zalgiris gibi bir takımı deplasmanda 23 sayı farkla yenmek takıma hem moral hem özgüven kazandırdı. Düne kadar neredeyse dakika almayan Swider, 4 üçlükle toplam 18 sayı üretirken, Jones da 12 dakikada 8 sayı üretti. Basketbolu unutmak üzere olan Lloyd, Kaunas’ta yıldız olduğunu hatırladı 12 sayılık katkı verdi. Tabii ki Poirier’in sakatlıktan dönmesi hücum ve savunmada Efes için büyük artı ama bu değişimi sadece Fransız pivota bağlamak yanlış olur. Laso’yla Efes kimyasının uyum sağlayacağını düşünüyorum. Sakatlar da yavaş yavaş dönecek. Umarız her şey çok daha güzel olacak...

18 Aralık 2025, Perşembe 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’4. çeyrek kabus gibiydi‘’

Fenerbahçe Beko, Panathinaikos karşısına müthiş bir ritmle çıkmıştı. Monaco deplasmanı dahil arka arkaya 6 galibiyet alan Kanarya, son iki maçını kaybeden Panathinakios karşısında seriyi sürdürmek istiyordu. İlk yarı iki takım için de inişli çıkışlı geçti. Oynayıp oynamayacağı belli olmayan Nunn, maça girdikten sonra takımı adına ritmi değiştirdi. Konuk ekip bir anda 10 sayı öne geçmesine rağmen Fenerbahçe çabuk reasiyon gösterdi. 3. çeyreğin maçın kırılma anı olacağını düşünmüştük.

Bu bölüme mükemmel savunma yaparak başlayan, hücumda da Melli ile iki üçlük bulan Sarı-Lacivertliler, 11-0’lık seriyle 43-41 öne geçti, final periyoduna da 57-50 galip girdi. Panathinaikos’u sadece 9 sayıda tutan, Sloukas ve Nunn’dan hiç sayı yemeyen Kanarya, maçı koparacak noktaya getirdi. Ancak Ergin Ataman 4. çeyreğe iki 4 numara ile başlayınca işin rengi de değişti. Hernangomez’le başlayan Panathinaikos skorları, Sloukas ve Nunn ile devam etti. Bu kez seriyi yakalayan taraf Panathinaikos oldu. Fenerbahçe’de ise maç boyu yapılan top kayıpları bu çeyrekte de devam etti. Böyle kafa kafaya giden bir maçta 22 top kaybı çok ama çok fazla. Jasikevicis, savunmada da rakibin iki 4 numaralı sistemine çözüm bulamayınca 3. periyot 9 sayı atan PAO, dördüncü çeyrekte 30 sayı üretip galibiyeti kaptı kaçtı.

Galip gelinseydi...

Fenerbahçe Beko, son bölümde can havliyle gelip maça tekrar ortak olma şansını yakalasa da, boş üçlükleri sokamayınca salondan istediğini alamadı. Sonuçta kayıp büyük değil. Galip gelinseydi zirveye biraz daha yaklaşılacaktı. Ama Monaco maçında yine çok top kaybına rağmen bir şekilde kazanmanın yolunu bulmuştuk. Bu seviyelerde 20 ve üzeri top kaybı yapıp kazanmak artık neredeyse imkansız...

17 Aralık 2025, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Büyük galibiyet‘’

Fenerbahçe Beko üst üste 5 galibiyet alarak Monaco’nun karşısına çıkmıştı. Ama bu yıl rüştünü ispat edebilmesi için böyle bir galibiyete ihtiyacı vardı. Geçen hafta Atina’da bir Olympiakos galibiyeti bekliyorduk belki ama o maç ertelenince kısmet Monaco’ya oldu. Felaket bir oyun başlangıcı, felaket geçen 3 periyot ve 17 sayılık farkla geri düşüş. Dikkatsizce yapılan top kayıpları kullanılan ilk 16 üçlüğün tam 15 tanesinin kaçması.. Nereden tutarsanız tutun elde kalan bir performans vardı Fenerbahçe Beko adına. Ama bu kadar kötü oyuna rağmen alınan tam 22 hücum ribaundu, biraz da Tucker’ın zorlama birebirleri Fenerbahçe’yi bir şekilde oyunun içinde tuttu. Monaco ise eline geçen bu büyük fırsatı başta Mike James olmak üzere laubali basketbol nedeniyle tepti.

26-7’lik seri...

Skor 3. çeyreğin sonlarına doğru 67-50 olduktan sonra o ana kadar 6 üçlüğü de kaçıran Hall’ın ilk dış saha isabeti, ona Colson ve sahanın en iyilerinden Birch’in eşlik etmesi bir anda Sarı-Lacivertliler’i maça döndürdü. Tucker da pota gitmeyi sürdürünce bu kez seri yakalayan taraf Fenerbahçe oldu. Çok kısa sürede tam 26-7’lik bir seri yakalayan Kanarya, 76-74 öne geçti yakaladığı bu ivmeyi de çok iyi kulanıp zor bir deplasmandan zaferle ayrılmayı başardı. Galibiyet tabii ki önemli ama bu şekilde böyle bir deplasmanda kazanmak mental olarak da Fenerbahçe’yi daha güçlendirdi. Artık önlerine daha emin adımlarla bakabilecekler. Ama eksikler yok mu? Tabii ki var. Ocak ayı yaklaşıyor ve uzun takviyesi olmadan sezonun geri kalanı zor geçer..

13 Aralık 2025, Cumartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Devler fark attı‘’

2027’de Katar’da düzenlenecek Dünya Kupası Elemeleri’ne hatasız başladı A Milli Takım. Avrupa Şampiyonası’nda yakaladığı ivmeyi elemelere de taşıyan 12 Dev Adam, Bosna’dan sonra İsviçre’yi de deplasmanda net bir skorla devirip ilk pencereyi kayıpsız kapadı. İsviçre’nin ilk maçta Sırbistan karşısında oynadığı oyun, daha doğrusu Sırbistan’ın rakibi ciddiye almaması bize iyi bir örnek oldu. Bu tip maçlarda favoriler zorlanabiliyor. Ama 12 Dev Adam, İsviçre’nin Belgrad performansını gördükten sonra işi baştan sıkı tuttu, çok konsantre bir şekilde başladığı maçı aynı şekilde bitirdi. Cedi bu maça da yetişmezken, Onuralp da sakatlığı nedeniyle forma giymedi. Ama 4 artı 1 kuralı sonrası yerli oyuncuların ligde daha fazla dakika ve sorumluluk alması onlara öz güven de getirmiş. Sahaya kim girerse girsin çok ciddi katkılar verdi.

Tarık başladı, Yiğitcan bitirdi

Larkin’in yerine devşirme statüsünde oynayan Tarık Biberoviç başladı, Yiğitcan Saybir bitirdi. Letonya’da 12 Dev Adam kadrosuna giremeyen Yiğitcan, 19 sayı ile takımın en skoreri olurken, ihtiyaç halinde kendisine rahatlıkla güvenilebileceğini bir kez daha gösterdi. Ritmini bulmaya çalışan Furkan Korkmaz da dün 12 sayılık katkı yapıp, eski günlerine dönmeye çalıştığını gösterdi. Milli Takım’ın artık bir sistemi var. O düzeni çok iyi oynuyorlar.

Hücum yerleşimi, hızlı set temposu ve doğru kullanılan şutlar. Göze hoş gelen basketbol da oynuyoruz. Tabii ki işimiz bitmedi. Dünya Kupası yolunda, Sırbistan, Litvanya ve İtalya üçlüsünden en az birini geride bırakmamız gerekiyor. Şubat ayında Sırbistan ile iki maç yapacağız. En az 1 galibiyet yolumuzu fazlasıyla açar...

01 Aralık 2025, Pazartesi 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Devler bıraktığı yerden‘’

A Milli Basketbol Takımımız, Dünya Kupası Elemeleri’ne harika bir başlangıç yaptı. Müthiş bir Avrupa Şampiyonası geçiren ve ülkemize gümüş madalya ile dönen 12 Dev Adam, aynı coşkuyla kaldığı yerden devam ediyor... Gümüş madalyalı takımdan birçok eksik vardı ama o ruh parkedeydi.

İkinci ve üçüncü çeyreklerde biraz zorlandık belki ama oyunun geneline baktığımız zaman tatmin edici bir basketbol izledik. 93 sayı tam 25 asist üzerinden geldi. Kenan Sipahi, üçlüklerine devam ederken 9 asist yaptı. Kariyerinin en iyi maçlarından biriydi. Fransa’dan sabaha karşı gelen ve biraz uyuyup maça çıkan Şehmuz ve Ercan’ın fedakarlıklarını da göz ardı etmemeliyiz. Şehmuz yorgunluğa rağmen 18 sayı attı.

Tarık hiç hissettirmedi

Uzun süredir basketbol oynamayan Sertaç’ın katkısı da çok değerliydi. Bir ara rakibin yüzü dönük oynayan uzunlarına karşı sorunlar yaşamıştık ama O, pota altında önemli skor katkısı yaptı. Larkin’in yerine devşirme olarak oynayan Biberoviç de, skorer eksikliğimizi hiç hissettirmedi. Tarık bu takımda çok az forma giydi belki ama oynadığı her maçta fazlasıyla verimli oldu. Devşirme sorunu hallolursa Milli Takım için büyük bir güç artışı olacak. Bosna Hersek de Euroleague oyuncularından yoksundu.

Dirençleri kırıldı...

Dönem dönem bize zorluk çıkardılar ama karşılarında çok özgüvenli oynayan bir Türk Milli Takımı vardı. 4. çeyrekte dirençleri kırıldı. Ergin Ataman ve ekibi bir sistem oturttu. Kim girerse girsin aynı basketbolu oynamaya çalışıyor. Alperen, Cedi, Adem ve Larkin gibi oyuncuların yokluğunda 93 sayı üretmek çok önemli. Bu takım izleyenlere keyif veren bir basketbol oynuyor. Şimdi sırada İsviçre deplasmanı var. Hata yapmamak gerekli. Bu pencelererde herkes eksik olduğu için çok sürpriz sonuçlar çıkabiliyor...

28 Kasım 2025, Cuma 06:59
YAZININ DEVAMI

‘’Anadolu Efes, Fransa'da dağıldı‘’

Anadolu Efes için işler her geçen gün daha kötüye gidiyor. Sakatlıkların çokluğu, uzun rotasyonundaki kadro zaafiyeti şu an için Lacivert-Beyazlılar’ı hedeften uzak tutuyor. Larkin, Dozier, Poirier ve Papagiannis’in yoklukları önemli. Hücumda sıkıntılar yaşanabilir. Ama savunmanın evlere şenlik olması da eksiklerle açıkanacak bir durum değil. Son deplasmanda Bologna gibi vasat bir takımdan 99 sayı yiyen Anadolu Efes, dün de Monaco deplasmanında potasında 102 sayı gördü. Özellikle çember altı savunması felaketti. Dessert uzun vadeli düşünülmüş bir transfer ama Kai Jones ile Sweider bu seviyelerin yanından bile geçemeyeceğini bir kez daha gösterdi. Hal böyle olunca da Efes, sadece ikinci yarıda 30 sayı fark yedi. Maçı için söylenecek, yazılacak çok fazla bir şey yok. Monaco favoriydi. Evinde kazanması, farklı kazanması normal kabul edilebilir ama bu şekilde yenilmek hoş değil. Takım mental olarak da dibe vurmuş bir görüntü çizdi. Yenilgiyi kabullenen, en ufak bir çaba sarfetmeyen bir takım görüntüsü... Poirer dönünce bazı şeyler değişebilir belki ama ana sorunlar nasıl düzelecek bilemiyorum.

Zor görünüyor

Bu hafta Ettore Messina ve Obradoviç gibi iki Euroleague efsanesinin istifa haberleri ile sarsıldık. Bir döneme damga vuran bu ikili artık yok. Belki sırada Kattash, hatta Kokoskov olabilir. Çünkü Kokoskov’la takımın arasında güçlü bir bağ olduğu hissine hiç kapılmadım. Umarım ben yanılırım ama basketbol profesörü, NBA’de harika işler yapan Hırvat teknik adamın Euroleague’e adapte olmasını zor görüyorum...

27 Kasım 2025, Perşembe 12:55
YAZININ DEVAMI

‘’Fener hata yapmadı‘’

Fenerbahçe Beko, neredeyse okyanusu geçip derede boğuluyordu ama son anları tecrübesi ile daha iyi oynadı ve Virtus Bologna karşısında kazaya kurban gitmedi. Münih’te iki İsrail takımını yendikten sonra Belgrad’da Partizan’ı deviren Sarı-Lacivertliler, şu ana kadar deplasman galibiyeti bulunmayan Bologna’yı Ataşehir’de ağırladı. Maç sürekli başa baş geçti. Üstünlük defalarca el değiştirdi.

Fenerbahçe’den daha iyi bir basketbolla net bir galibiyet bekliyorduk belki ama kötü oynarken de kazanmayı bilmek de önemliydi. Uzun Euroleague maratonunda 38 maçı aynı çizgide ve konsantrasyonda oynamak mümkün değil. Dünün tesellisi bu oldu. Ama Fenerbahçe’nin oyununu geliştirmesi ve uzun yol alması gerekiyor. Dün, Bologna değil de galibiyete biraz inanmış başka bir takım olsaydı sonuç da farklı olabilirdi. Baldwin’in kariyerinde en sevdiği takımlardan biri Virtus Bologna. Dün de bu istatistik çok işe yaradı. Sürekli yapılan top kayıpları, kaçan kolay atışlar, kısır skor derken Baldwin’in 18 sayısı çok değerli oldu.

Kısa bir tatil...

Kısa bir tatil...Bonzie Colson’un da 4. çeyrekte takıma kattığı enerji, Melli’nin son saniye yaptığı tip ve ardından yaptırdığı hücum faul galibiyeti Fenerbahçe’ye getirdi. Bologna’ya göre daha deneyimli oyunculara sahip olan Kanarya, bu avantajı kritik anlarda sonuna kadar kullandığı kötü başlayan sezonda üst üste 5. galibiyetini almayı başardı. Şimdi milli takımlara gitmeyen oyuncular kısa bir tatil yapacak. Bakalım milli maçlar sonrası Euroleague nasıl şekillenecek?

26 Kasım 2025, Çarşamba 06:59
YAZININ DEVAMI