‘’12 Dev Adam seriye bağladı‘’
A Milli Basketbol Takımımız için Avrupa Şampiyonası harika geçiyor. İlk üç maçını çok rahat kazanan Türkiye, Estonya karşısında da benzer bir performans sergiledi, salondan 20 farkla galip ayrılıp Sırbistan ile oynayacağı liderlik maçını beklemeye başladı.
İstedikleri zaman her şeyi yapıyorlar
İlk çeyrekte çok fazla serbes atış bulup 17-5 öne geçtik. Kenardan gelen Adem arka arkaya skor katkısı yapınca 2. çeyreğin başında fark 22 oldu: 43-21. Yine çok kolay kazanacağımızı düşündük. Estonya ise inatçı bir takım. Fark olmasına rağmen oyun disiplinini bırakmadılar. 3. çeyrekte hücumda biraz zorlandık, çok fazla top kaybı yaptık. Estonya farkı bir ara 12’ye indirince vidaları biraz sıkan Ay-Yıldızlılar hemen kontrolü tekrar eline aldı. Ercan bu dönemde çok kritik üçlükler atarken, maç boyu fazla zorlamayan Alperen sahneye çıktı ve arka arkaya attığı smaçlar ve üçlüklerle farkın tekrar 21 sayıya çıkmasını sağladı. Milli takım rakiplerin çok üzerinde basketbol oynuyor. İstedikleri zaman istedikleri her şeyi yapıyorlar. Hücumlar harika, savunma çok agresif. Henüz çok üst düzey bir takımla karşılaşmadık.
İzlerken keyif aldığımız bir takım var parkede
Sırbistan maçı hem grup liderliği açısından önemli hem de turnuvadaki geleceğimiz hakkında daha sağlıklı yorumlar yapabilmemiz adına belirleyici olacak. Kazanırsak yolumuz çok açılacak. Kaybedip 2. olsak bile oynadığımız basketbol bizi madalyaya götürebilir. Şu ana kadar her şey yolunda gidiyor. Aman nazar değmesin. İzlerken çok keyif aldığımız bir takım var parkede. Uzun yıllardır milli takımlar seviyesinde böyle basketbol oynamıyorduk....
‘’Beklenenden kolay oldu‘’
12 Dev Adam, Avrupa Şampiyonası’nda her geçen gün üstüne koyarak devam ediyor. Letonya ve Çekya galibiyetlerinin ardından dünkü rakip Portekiz’di. Portekiz, hazırlık döneminde İspanya’yı yenmiş, grupta da Çekya galibiyetinin ardından Sırbistan’a kafa tutmuştu.Maçın kolay olmayacağını düşünüyorduk ama sahada öyle bir Milli Takım vardı ki, Portekiz’i ezdi geçti. Maçın başında Alperen şov vardı. Takımın ilk 18 sayısının 14’ünü kendi attı, daha sonra da sahneyi takım arkadaşlarına bıraktı.
Savunmada agresiflikten ödün vermiyoruz
Çok iyi hücum ediyoruz. Bunu yaparken, savunma agresifliğinden ödün vermiyoruz. Bu bence daha önemli. Her topa baskı, her şuta el kaldırıyoruz, çok enerji harcıyoruz. Bu da rakibin direncini bir yerde kırıyor. Hücumda pas tempomuz harika. Doğru şutu buluncaya kadar topu hareket ettiriyor. Neredeyse hiç zorlama atış yapmıyoruz. Sayılarımız hep düzen içinde geliyor; bu da sevindirici.
Antrenman yapma fırsatı da bulduk!
Dünkü galibiyetin yanı sıra sevindirici taraflarımız fazlaydı. Milliler kazanırken, bir yerde aktif dinlenme, biraz da antrenman yapma fırsatı buldu. Coach Ergin Ataman, ikinci yarı daha az dakika alan oyuncuları parkeye sürdü. Burada Sertaç’ın, Furkan’ın ve Onuralp’in da hazır olduklarını ve ihtiyaç halinde katkı yapabileceklerinden emin olduk. Onuralp, uzun bir süre oyun kurucu olarak da oynadı ve 13 sayı-4 asistlik performans sergiledi. Sertaç girer girmez şutları buldu. Furkan da ritmini bulmaya başladı. Tabii ki Ömer Faruk Yurtseven. O da en iyi maçını oynadı. 7/8 isabet oranı ile 14 sayı üretti. Oyunun sonlarına doğru da alan savunması antrenmanı yaptık. Çok faydalı bir gece oldu bizim için.
Zafer Bayramı’nı galibiyetle kutladık
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutladığımız bu gecede, 12 Dev Adam’ın görkemli galibiyeti daha da anlam kazandı. Bu vesileyle, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz. Türk Milleti’nin Zafer Bayramı kutlu olsun...
‘’Devler tam yol‘’
İlk günkü Letonya zaferi sonrası nispeten Çekya karşısında biraz zorlanacağımızı düşünüyordum açıkcası. Portekiz'e karşı sadece 50 sayı atabilen Çekler, bize karşı çok sert oynamak durumundaydı. Nitekim öyle de oldu. Özellikle Alperen ve Cedi'yi sertlikle durdurmayı denediler. İlk çeyrekte de bizim iyi savunmamıza rağmen zor üçlükleri sokunca 8. dakikada 25- 19 öne geçtiler. Bu bölümde tam 6 üçlük bulmuştu Çekler.
Üçlükleri kaçırdık ama savunmamızla işi bitirdik
Mola sonrası biz de aynı sertlikle döndük. Alperen o kadar güçlü ki, iki üç kişiyi sırtına alıp topu potaya sokabiliyor. Faullere rağmen inanılmaz bir hücum performansı sergiledi NBA yıldızımız. Onlar yüksek yüzdeli üçlük atarken biz kullandığımız ilk 7 üçlüğün hepsini kaçırdık. Buna rağmen sert savunmamız, takip eden 7 dakika içinde sadece 3 sayıya izin verdi, genelde çizgiye gidip öne geçtik. Kenan ve Ercan'la da ilk üçlükleri bulunca geriden gelip çift haneli farklarla öne geçtik. İkinci yarıda Cedi Osman sazı eline aldı. Ona Ercan da katkı verince hücumlarımız çok rahat işledi.
Alperen rakibin tüm direncini kıran isimdi
Tabii ki çok özel bir maç oynayan Alperen, rakibin tüm direncini kıran isim oldu. 8/9 isabetle 23 sayı atarken, üstüne gelen sıkıştırmaları çok iyi görüp asistlerle arkadaşlarına rahat sayı imkanı da sağladı. 12 ribaunt alırken, 9 asistte kaldı ve 'tripledouble'ı kıl payı kaçırdı. Şehmuz sakatlanana kadar yine müthiş bir enerji ve atletizm ortaya koydu. Kenardan gelenler de yine görevlerini yaptılar. Ama biraz daha işin içine girmeleri gerekiyor. Hücumda 2-3 kişinin üzerinden döndük şu ana kadar. Ama ilerleyen günlerde hücum opsiyonlarımızı da genişletmemiz gerekebilir.
Sert bir takıma karşı net bir galibiyet
Sert bir takıma karşı, yine net bir galibiyet aldık. Bugünkü Portekiz maçı da benzer bir şekilde geçecektir. Fizik olarak hazır olmalıyız. Yoksa kalite olarak çok üstünüz. Hakemlerin bu kadar sertliğe izin vermeleri anlaşılır gibi değil. Tek endişem sakatlıktı. Kenan ve Şehmuz'un hafif sakatlıklarıyla dünkü maçı atlattık. Özellikle Alperen'e yapılan sert faullere göz yumuluyor. Umarız bundan sonra daha sağlıklı düdükler çalınır...
‘’Muhteşem başlangıç!‘’
12 Dev Adam hazırlık döneminin başından bu yana hep üstüne koyarak geliyordu. Her maç daha iyi oynadık, her maç bir eksik giderildi, takım Avrupa Şampiyonası’na hem fizik hem de basketbol düzenleri olarak neredeyse tam hazır halde başladı. İlk gün çok önemliydi. Sırbistan’ın grubun ve Eurobasket’in açık ara favorisi olduğunu düşündüğümüzde grubumuzdaki kader maçımızdı. Teknik kadro ve oyuncular rakibe harika hazırlanmış. Onları havaya sokacak hızlı hücum şansları vermedik, dış atışlarını çok iyi savunduk. İyi savunma yapınca da hücumlar mükemmele yakın işledi.
Dakika alan herkes katkı verdi
Daha oyunun başında 10 sayılık fark yakalayan Ay-Yıldızlı basketbolcularımız bir daha da arkalarına bakmadı. Fark bir ara 26 sayıya kadar (62-88) çıktı, maç da 20 farkla sona erdi. Letonya’nın tüm dikkati Alperen’in üzerineydi. Ona çok sert ve sıkıştırmalı savunmalar yaptılar. Diğerlerinin devreye girmesi gerekiyordu, ilk giren Kenan oldu. Oyunun başında 3/3 üçlük atan Kenan, organizasyon işini de çok iyi yaptı. Alperen her türlü zorluğa rağmen yine skorunu üretti, gelen yardımlar sonrası boş adamlara harika asistler yaptı. Hazırlık döneminin en istikrarlı ismi Cedi, yine müthiş oynadı. Larkin gerektiği anlarda sorumluluk alıp hem skor hem de asist yaptı. Şehmuz’un kattığı enerji ve attığı ekstra skorlar çok değerliydi. Kısaca dakika alan herkes maksimum katkı verdi. Ercan, Porzingis’in verimliliğini aşağı indirmeyi denerken 5 faul aldı. Ama rakibin yıldızını da oldukça yıprattı.
Tek uyarım top kayıplarına olacak!
Son zamanlarda Avrupa Şampiyonaları’nda bu kadar net galibiyet aldığımızı hatırlamıyorum. Rakiplere de gözdağı verdik. Özgüvenimiz ve kararlığımız harikaydı ve tabii ki 25 denemede bulduğumuz 15 üçlük. Aldığımız 40 ribaund, hazırlık döneminde yapamadığımız, rakibe üstünlük kuramadığımız bir alandı. Onu da hallettik gibi gözüküyor. Adem’in atletik gücü, savunmada her şuta elini kaldırması rakip hücumları çok bozuyor. Tek uyarım top kayıplarına olacak. 18 top kaybı çok fazla. Kafa kafaya giden maçlarda bu durum canımızı sıkabilir...
‘’Coşkulu uğurlama‘’
Litvanya maçından sonra da belirtmiştik. Milli takım her gün gelişiyor demiştik. Dün de Larkin ve Ömer Faruk’un yokluğuna rağmen gösterilen müthiş hücum performansı, şutların girmeye başlaması, savunmadaki agresiflik sonrası bulunan kolay basketler ve gelen farklı galibiyet, kazanılan özgüven ve moral. Hazırlık dönemi istenildiği gibi sona erdi bence. Karadağ karşısında ilk yarıda kötü savunma yaptık. Onlar da olağanüstü bir yüzde ile şut atınca potamızda 49 sayı gördük. Ama üçüncü çeyrekteki savunmamız ve kaptığımız toplarla bulduğumuz hızlı hücumlar, smaçlar, Karadağ’ın şut yüzdesinin normale dönmesi bir anda maçı kopardı. Bir ara 20 sayılara çıkan fark son dönemde oynamayan isimlerin sahaya girmesi ile biraz eridi ama keyifli bir galibiyet aldık. Alperen Şengün gerçek bir All-Star gibi oynadı. Maç kafa kafaya giderken 1.5 dakika içinde attığı 8 sayı ile oyunun rengini tamamen değiştirdi.
Sonu madalya olsun...
Cedi her zamanki istikrarlı katkısını sürdürdü. Şehmus’un savunma ve savunma sonrası yaptığı koşular ile bulduğu basketler çok değerli. Set hücumunda bence iyi skor buluyoruz. Üstüne böyle agresif müdafaa sonrası kaptığımız toplarla bulduğumuz hızlı hücumlar, geçiş hücumlarını çok iyi oynamamız skorumuzu yukarılara çekiyor. Bence bu durum çok değerli. Furkan ve Onuralp de kıpırdanır gibi oldular. Kenan’ın kendine güveni yerinde. Adem’in verdiği enerji harika. Yüzde yüz değiliz ama bu takım Letonya’ya umutlu gidiyor. Sonu madalya olması dileğiyle...
‘’Devler gelişiyor‘’
2025 Avrupa Şampiyonası’na az bir süre kala A Milli Basketbol Takımımız, 4. maçını Litvanya deplasmanında oynadı. Üç hafta önce İstanbul’da rakibine çok farklı yenilen Türkiye, o günden itibaren yavaş yavaş gelişimini sürdürdü. Litvanya o zaman çok hazırdı. Zaten oynadıkları 5 hazırlık maçını da kazanmışlardı. Biz ise Almanya deplasmanında son topta mağlup olduktan sonra önce Çekya’yı, dün de Litvanya’yı mağlup etti. 4. periyodun başı hariç oyunun kontrolü hep bizdeydi.
Alperen önderliğinde, Cedi ve Larkin’in skor katkıları ile fark çift hanelere bile çıktı. Ama 4. çeyreğin başında henüz ritm bulamamış oyuncular sahada kalınca hücumda bir kaç dakika bocaladık ve geri düştük. Son topta ise maçı savunma hamleleri ile kazandık. Şehmuz’la yapılan baskıda arka arkaya kapılan iki top, galibiyetin yanı sıra özgüveni de getirdi. Sonuçta hazırlık maçı ama kazanma alışkanlığı elde etmek açısından da kritik bir galibiyet oldu. Milliler gelişiyor ama halen eksik yönlerimiz var. Cedi, Alperen, Larkin beraber oyundayken rakibe üstünlük kuruyoruz.
Potansiyelli kadroyuz...
Ama beklenti içinde olduğumuz Furkan çok ama çok formsuz. Çok az süre kaldı ve ritm bulacak gibi de görünmüyor. Alperen’in yanında kim ne kadar oynayacak? Adem Bona, Sertaç, Ercan (ki dün çok kritik basketler attı) ve Ömer Faruk’un henüz rolleri tam belirlenmedi. Onuralp dün hiç süre alamadı. Savunma ribauntlarında hala sorunlar yaşıyoruz. Ve tabii ki en büyük derdimiz serbest atışlar. Dün nispeten daha iyi attık ama turnuvaya kadar yüzdemizi geliştirmeliyiz. Sonuça potansiyelli bir kadroyuz ve şu an o potansiyele çok yaklaşmadık. Önümüzde 1 hafta daha var. Gelişmeye devam edeceğimizi düşünüyorum.
‘’Tatsız prova‘’
Eurobasket 2025 için madalya hedefiyle toplanan A Milli Basketbol Takımımız, ilk hazırlık maçında çok iyi görüntü vermedi. Ama yıllardır kondisyon kampları sonrası bu tip sonuçları çok gördük. Yükleme sonrası ilk maçlarda sıkıntılar çekilebilir. Dün Litvanya karşısında özellikle hücumda organize olarak attığımız basketler bir elin parmağını geçmez. Larkin'in olmaması, çoğu oyuncunun beraber oynadığı zamanların az olması bunda etken. Hücum düzenleri oturacaktır.
91 sayı yemek hoş olmadı
Ama savunma konsantrasyonu biraz can sıkıcıydı. Valenciunas'ın olmadığı Litvanya, skor anlamında çok vasat bir takım. Böyle bir takımdan 91 sayı yemek hoş olmadı. Litvanya bu haliyle, Avrupa Şampiyonası'nda 70'leri zor bulabilir. Ama onlar biraz daha erken başladığı için hücum ve savunma düzenleri oturmuş göründü. En büyük özellikleri her pozisyonda bizden büyük olmaları. O kadar uzun ve fizik olarak güçlü oyuncular ki bire birde yetenekli oyuncularımız rakiplerini geçse bile anında yardıma gelindi, pota altı bir duvar gibi oldu.
Adem-Alperen yan yana oynarken faydalı olacaktır
Sonuçta ölçü olmayacak ama dersler çıkaracağımız bir maç oldu. Adem-Alperen ikilisi yan yana oynarken bence çok faydalı olacaklar. Dün Adem'in performansı heyecan vericiydi. Takımın atletizm eksikliğini kapayacak bir isim Adem. Alperen erken sakatlandı. Umarız ciddi bir durumu yoktur. Antrenman kaçırması bile bizim için sorun olacaktır. Larkin hazır hale gelip, vücuttaki ağırlıklar atılınca (Kollar kalkmıyor. 10 serbest atış kaçtı) daha iyi oynayacağımızı düşünüyorum. Potansiyeli yüksek bir kadro ve teknik ekibe sahibiz. Moral bozmamak gerekiyor. Bu takım hakkında daha sağlıklı yorum yapabilmek için Almanya turnuvasını beklemek gerekli diye düşünüyorum...
‘’Potanın kralı Fenerbahçe‘’
Fenerbahçe Beko için 2024-25 sezonu muhteşem sonuçlandı. Önce Türkiye Kupası’nı, ardından Euroleague’i, dün de Beşiktaş Fibabanka’yı yenip 4-1’le lig şampiyonu olan Sarı-Lacivertliler, tarihlerinde ilk kez bu başarıyı gösterdi. Avrupa’da en son 2015-16 sezonunda Real Madrid üç kupayı birden kazanırken, Fenerbahçe Avrupa basketbol tarihine de bir kez daha geçmeyi başardı. Abdi İpekçi’de bir galibiyet alarak şampiyonluk kapısını sonuna kadar aralayan Sarı-Lacivertliler, Ülker Arena’da o kapıyı kapadı ve sezonu muhteşem bir şekilde bitirdi.
Finale Tarık ve Sertaç gibi önemli yerli oyuncusundan yoksun başlayan Fenerbahçe Beko, bu eksikliği en büyük özelliği olan takım oyunu sayesinde neredeyse hiç yaşamadı. Metecan, Sertaç gibi oynadı. Melih yine büyük katkı verdi. Seri boyunca normal performansından uzak olan Nigel Hayes Davis, yine finale damga vurdu MVP gibi oynadı. Beşiktaş maça 13-0 önde başlamasına rağmen çabuk reaksiyon veren ve hiç paniklemeyen Sarı-Lacivertliler, Melli ve McCollum’la öne geçti. Bir daha da rakibine yakalanmadı. Wade Baldwin son iki maçı harika oynadı. Dakika alan herkes gerektiği anda gerektiği kadar katkı verdi. Fenerbahçe Beko’yu Euroleague şampiyonu yapan özellik de buydu. Jasikevicius basketbol oynandı, hem de mükemmel bir şekilde. Bu durumun en güzel örneği de Khem Birch’in final serisi MVP’si olmasıydı.
Tebrik ediyorum
Takımın sonuncu skor opsiyonu olan Birch’ten böyle bir performans almak da herkesin yapabileceği bir iş değildi. Sonuna kadar hak edilmiş bir şampiyonluk. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Beşiktaş da finale renk kattı. Hem kupada, hem de ligde bir başka Euorleague takımı olan Anadolu Efesi’i eleyip finalist oldular.
Finalde ise güçleri yetmedi. Daha iyi basketbol oynayabilirlerdi belki ama Fenerbahçe’nin savunmasını aşmakta çok ama çok zorluk çektiler. Onlar da sezonu mutsuz bitirmemiştir diye düşünüyorum. İkincilik şiltlerini aldıktan sonra salonda kalıp rakipleri Fenerbahçe Beko’nun kupa törenini izlemeleri ve onları tebrik etmeleri de salonlarda görmek istediğimiz hareketlerdi. Bu yüzden Beşiktaş takımını da tebrik ediyorum..