‘’Gomez'in aklı sevgilide kalmış!‘’
Mario Gomez keyifsiz. Belki de sevgilinin, “Sevgililer Günü’nde maç mı olur!” sitemi var. Yoksa Gomez bu topları ağlara gömmez mi? Golcünün formsuzluğu tam da akşamına denk geldi.
Sevgiliyle romantik bir akşam yemeğini tercih ediyor olsa gerek süper Mario, bu maçta keyifsiz... Belki de sevgilinin “Sevgililer Günü’nde maç mı olur!” diye sitemi var. Yoksa bu goller kaçar mı? Gomez bu topları ağlara gömmez mi? Defansındaki sıkıntılar sebebiyle gol kaçırma lüksü bulunmayan Beşiktaş’ta golcüsünün formsuzluğu tam da akşamına denk geldi. Kartal’da şanssızlıklar devam ediyor.
Hakemlere soğutucu fıs fıs!
Stoper oynamayacağından değil, Necip’in kötü performansı formsuzluğundan. Birkaç maçtır beklentilerden uzak. Kararsızlığı pahalıya mal oluyor. Çünkü çabuk değil. Oyunun ikinci yarısında toparlandı. Yürekten oynaması hoşgörüyü hak ediyor.
Hakeminlerin kararları tartışmaya açık. Alexis’e gösterilen, Mehmet Batdal’a ise gösterilmeyen 2. sarı tartışılır. Ofsayt bayraklarında da yan hakemler tartışılacak. Gereksiz faul çalmayarak oyunu devam ettirme çabaları ise takdir aldı. Ancak futbolcuların iki fıs fıs için yerde yatmaları garip. Hakemlere birer soğutucu versek köpükten daha faydalı olacak. Ver soğutucuyu, oyunu oynat. Ama ne fayda! Bizim çocuklar canları istediği kadar oynar.
Başakşehir’e yakışmıyor
Başakşehir’in bu kadrosuyla oyunu yavaşlatmaya çalışması anlaşılır gibi değil. Visca, Doka ve Mossoro’su olan ve maestro Emre tarafından yönlendirilen böyle bir takımın hedefi iyi futbol olmalı, skor değil. Yapabileceklerinin sınırı yok. Abdullah hocanın modern futbol anlayışı takıma yansımış. Daha iyisi için sadece istemek lazım.
Quaresma’nın sağ ayak dışında herhalde bir parmak daha var. Ayar parmağı! Öyle bir ayar veriyor ki, topun tek çaresi gol olmak. Forvetteki bu zenginlik der ki, “Beşiktaş bitti demeden, maç bitmez”. Herkese duyurulur...
‘’Futbol ekonomisi‘’
İlk onbirinde Sneijder, Podolski ve Selçuk olan bir takımın çok şut atması doğal. Fakat kaderini attığı şutlara bağlaması garip. İlk yarı bitti, Galatasaray’ın pozisyonu yok. Sadece uzaktan atılan şutlar var. Pozisyon zenginliği babadan miras kalmaz. Dripling, verkaç ve bindirmelerle her maç yeniden üretmek zorundasın. Yapamazsan büyük takım olarak kalamazsın. Galatasaray sadece mali durumunu değil, oyun anlayışını da geliştirmek zorunda.
Serkan sakın durma!
Mustafa hocanın ilk hamlesi Sabri. Takımının tek düze oyunundan sıkılmış olacak ki kanatlarını hareketlendirmek istiyor. Ama nafile. Yasin tekrar forma sokulup banko adam yapılmalı. Olcan ve Sabri beklentilerin çok uzağındalar... Mersin İdman Yurdu’nun çabası takdiri hak ediyor. Dertler derya olmuş, takımın umrunda değil. Güven’in çalışkanlığı, Mitroviç’in agresifliği, Vederson’un vuruş ustalığı büyük avantaj. Serkan futbola başladığından beri koşuyor. Durma kardeşim sana mevki çok. Oynayamayacağın yer yok. Tek kişilik dev gösterin hiç bitmesin. İlelebet sahada kal. İbreti aleme ders ol Serkan. Her şeyin en iyisine layıksın..
Nakoulma en iyisi
Maçın adamı tabii ki Nakoulma. Rakipsen yanına sokulma. Denayer ile olan mücadelesi sabaha kadar seyredilir. Maç bir ara bu ikilinin mücadelesine dönüştü ve bu maçın en güzel anlarıydı.
Muslera’yı satamazsın
Galatasaray’da satılamayacak tek adam Muslera. En çok para eden de O. Satamazsın. Satsan yerine adam bulamazsın. Futbolun ekonomisi piyasa ekonomisinden çok farklıdır. İşadamlarımız bunu bir farketse de futbola hizmetten vazgeçseler. Kulüplerimiz borç batağında yüzüyorlar...
‘’Veli toplantısı!‘’
Beşiktaş’a veli toplantısı lazım... Futbolcuların anne babası değil Veli’nin kendisi çağırılmalı ve sorulmalı. Sen ki bu takımın temel direğiydin. Vazgeçilmeziydin. Ebeveyniydin. Bir sakatlık mıdır seni bu hale düşüren. Nedir bu, nedir bu acziyet! Niye bu gereksiz fauller. Bu kadar pas hatasının sebebi ne? Dön artık Veli, gel aramıza. Sen bizim sadece bir futbolcumuz değil velinimetimizsin. Özledik seni.
Fatura ağır olabilir
Beşiktaş camiasının gözü yeni transferlerde. Boyko, defans arkasına atılan toplarda başarılı. Ancak yediği ikinci goldeki yan top hatası dikkat çekici. Olimpiyat Stadı’nın rüzgarı hava toplarında çok hata yaptırıyor. Bu hata hoş görülebilir ama tekerrürü kabul edilemez. Delgado çabuk. Müdahaleleri yerinde. Oyun kuruluşlarında pas hatası yapmıyor. En doğru transfer gibi gözüken Marcelo’ydu. Gördüğü kırmızı kartın faturası ağır olabilir. Son adam böyle bir hata yapamaz.
Quaresma, Güneş’le dertleşmeli
Kerim’in çalımlarına bayılıyoruz. Topu ayağına aldığında rakipleri, kendi arkadaşlarını, hakemleri, hatta kendini bile çalımlıyor. Oysa beklentimiz asist ve gol. Quaresma çok gergin. Oynadığı oyundan keyif almadığı bariz belli. Kendisine yapılan faullere hoşgörüsüz. Hocasıyla dertleşmesinde fayda var.
Bu statta garanti yok
Konyaspor büyük avantaj yakaladı. Aykut hoca hem rakibi hem de saha ve hava koşullarını göz önünde bulundurmuş. Bu statta hiç bir skorun garantisi yok. Rüzgar her şeyi değiştirebilir. Konyaspor’un pas yapma isteği değişmiyor. Kadro derinliği de Beşiktaş’tan az değil.
Uçak değil kar aracı!
Başkanımız bir panelde uçak almaktan söz etmişti. Hemfikir değilim. Kar kürüme aracı bile daha faydalı. Ertelenen maçlar bu maçtan daha zor geçecek...
‘’Seyr-ü sefa‘’
Maç ortamı farklıdır. İkinci yarıya rakiplerinden iki maç geriden başlayan Beşiktaş’ın maç başındaki pas hataları çok doğal. Pas ustası Oğuzhan’ın bile pasları yerini bulmadı. Ama maç oynamayı öyle özlemişler ki kimse yerinde durmuyor. İsmail’e bile önde pres yaptıran bu özlem hiç dinmesin ki sezon sonunda yer gök şampiyonluk marşlarıyla inlesin. Ersan’ı Çin’e, Rhodolfo’yu da tedaviye yollayınca
defansın göbeği komple değişti. Kartal’ın en istikrarlı yerinde şimdi istikrarsızlık hakim. Marcelo’nun yerinde müdahalelerini ve Delgado’nun da pozisyon bilgisini görünce biraz rahatladık. Fakat zamana ihtiyaçları olduğu gün gibi aşikar. Atiba bu ikilinin uyumunu çabuklaştıracak. Yan toplarda verdiği destek ve pas alışverişiyle sadece defansını değil tüm takımı rahatlatıyor. Beşiktaş’a birçok oyuncu geldi. Lakin kendini bu kadar saklayabilen bir kahraman görmedik. Bravo Atiba...
Seyrederken sabahlar olmasın...
Rekabet olunca Tolga tam bir kartal. Uçamayacağı yer erişemeyeceği köşe yok. Hoşgeldin Boyko. Gomez’in golleri ders gibi. Sosa ve İsmail’in yaptıkları asist değil zulüm. Rakip defans ve kaleci bu
kadar çaresiz bırakılır mı? Peki süper Mario bu pasları kaçırır mı? Tabi ki kaçırmaz. Sonuç kaçınılmaz... Skora yanılmayalım. Gaziantep hiç te küçümsenecek bir takım değil. Bireysel hataların yarattığı moral bozukluğu ile demoralize oldular. Alanı daraltma ve kollektif oyunda belli bir aşama kaydetmişler. Doğru yoldalar. Hatalar azaldıkça puanları çoğalacak. Biraz konsantrasyon sorunları çözer. Beşiktaş’ın
yetenekli oyuncusu bol. Rakibi eksik ve savunmasız yakaladıklarında müthiş etkililer. Topun kaybedildiği yerde prese devam. Beşiktaş’a büyük avantaj sağlıyor. Gollerle coşan Beşiktaş öyle bir oynadı ki
seyrine doyum olmadı. Seni seyrederken sabahlar olmasın...
‘’Sorun ortada‘’
Oyuna hakim olmak için orta sahayı kalabalık tutabilirsiniz. Ama kuru kalabalık olmayacak. Fenerbahçe’de Ozan Tufan formsuz. Josef De Souza’nın performansı yorumsuz. Mehmet Topal’ın futbol bilgisi onlara diyor ki; “İstediğiniz kadar ileride kalın ama icraat yapın.” Ama ne yazık ki bu ikilinin oyun zekası ne laftan anlıyor, ne de sözden. Vaziyet böyleyken Lazar Markovic’in öldürücü deparları, Nani’nin dripling yeteneği, Fernandao’nun gücü kuvveti ve Robin van Persie’nin bitiriciliği para etmiyor.
Dikkat çeken ayrıntı
Ya sistem değişip ‘forvet arkası’ kullanılacak. Ya da bu ikiliden birinin yerine pozisyon yaratabilecek bir oyuncu konulacak. Formda bir Diego veya Alper bu yükün altından kalkar. Ayrıca Fernandao ve van Persie rekabetinde dikkatten kaçan bir ayrıntı var. Van Persie defans arkasına yaptığı koşular ve pozisyon bilgisi ile kendine ya da takımına pozisyon yaratabiliyor.
O zaman fark etmez
Ancak Fernandao için durum biraz farklı. Onun için pozisyonu arkadaşları hazırlayacak, Brezilyalı futbolcu değerlendirecek. Takım günündeyse kimin oynadığı farketmez. Ama Fenerbahçe kötü günündeyse kendi işini gören oynamalı. Yani van Persie...
14 galibiyetin 10’u tek farkla
Bu sezon ligde 20 maçta 14 galibiyet elde eden Fenerbahçe, aldığı tek farklı skorlarla dikkat çekti. Kanarya tam 10 maçı, bir gol farkıyla kazanabildi. Kanarya sadece Eskişehirspor (2-0 ve 0-3), Trabzonspor (2-0) ve Mersin İdman Yurdu’nu (3-1) zorlanmadan devirdi. Bu durum, Vitor Pereira yönetimindeki Sarı-Lacivertli takımın hücum anlamındaki kısırlığının en net göstergelerinden biri oldu.
‘’Yakışır Kartal'a‘’
Sivas Belediyespor’la yaşanan kupa tecrübesinden gerekli ders alınmış. Süper Lig’e başlayamamanın verdiği sıkıntı da var. Dolayısıyla ilk onbir ideale yakın. Ama Quaresma en azından maç kadrosunda olmalıydı. Mazallah şampiyonluk bu sene de kaçarsa, tek teselli Ziraat Türkiye Kupası olacak. Camiayı ne kadar mutlu eder bilinmez ama teknik heyet ve futbolcular bu kupayı önemsemeli. Yapılan transferlerden sonra mevcut kadronun sıfır çekmesi izah edilemez.
Pektemek kadroyu zorlamalı
Maçın ilk yarısında Beşiktaşlı futbolcular gol kaçırma yarışındalar. Böylesine net pozisyonların gol olmaması konsantre eksikliğinden. Sosa ve Olcay’ın kaçırması hoş görülebilir ama Gomez’in böyle gol kaçırmasına pek alışık değiliz. Sezonun ilk yarısında santraforda kimin oynadığı fark etmiyordu. İster Gomez, isterse de Cenk oynasın, goller peşi sıraydı. Mustafa Pektemek bu ikiliyi zorlamalı. Yeteneklerini biraz sergilemesi hocasının gözünden kaçmayacaktır. Forvette alternatif bolluğundan zarar gelmez.
Kerim Frei bonus oldu
Beklenen ayak içi Bucaspor’dan geldi. “Bu kadar da kaçmaz” diyen Onur Yılmaz’ın kendi kalesine attığı gol, Kartal’ı rahatlattı. Golün her türlüsü makbuldür. Yeter ki top ağlarla buluşsun. Beşiktaşın gol pozisyona girmekte sorunu yok. Son vuruşlarda biraz dikkat emeklerin boşa çıkmasını önleyecek. Oğuzhan’ın pas becerisi, Sosa’nın futbol zekası ve Gökhan’ın bireysel yetenekleri, pozisyon bolluğu için yeterli. Kerim Frei’ın hareketliliği de bonus.
Toparlan artık Buca!
Bucaspor’un kupadaki saltanatı sona erdi. Turnuvaya büyük renk kattılar. Ama Kırmızı Grup’taki acı gerçekle artık yüzleşmek zorundalar. Her geçen gün üst gruplardaki İzmir ekibi sayısı azalıyor. Yeter artık. Üste çıkamayan tek takım olamamak için gerekçe olabilir fakat 18 takım içinde düşen üç takımdan biri olmanın bahanesi yok. Bu güzel şehir çok daha iyisine layık. Haydi Bucaspor. Toparlan artık... Etkili ve baskılı oyunuyla Beşiktaş kupada bir başka sürprize izin vermedi. Bu prova güzel bir takım yaratabilir. Yakışır Kartal’a....
‘’Bir fazla atmak‘’
Sarı-Lacivertliler kaliteli kadrosuyla sonuca ulaştı. Takımın iki vazgeçilmezi Mehmet Topal ve Kjaer. Bu sayede ligin en az pozisyon veren ekibi onlar. Bir gol fazla atmak da, beraberinde galibiyeti getiriyor
Bruno Alves ile kafa topuna çıkmak mantıksız. Çekirge olsan, onun kadar sıçrayamazsın. Zaten gerek de yok. Her nedense Alves, Fenerbahçe’nin duran toplarında rakip defans kalabalığının içine giriyor. Kendini markaja sokuyor. Ceza sahasının dışından topu görerek hareketlense her topla buluşabilir. Gol yapamasa bile topa vurarak, olası bir rakibin ani hücumunu engelleyebilir. Fenerbahçe’nin kornerlerinde, son adam olarak orta saha da kalan Markovic’in defansif zaafı mevcut. Volkan kurtarmasa Ahmet İlhan beraberlik sayısını yapacaktı. Futbolda küçük detaylar şampiyonu belirler.
Önce pası düşünse
Markovic topla hızlandığında Forrest Gump gibi. Rakip onu indirene kadar koşuyor. Faulden önce pası düşünse, pozisyona girmek içten bile değil. Zaten koşusuyla rakibin çoğunu eksiltiyor. Yapması gereken sadece bir son pas. Sonrası gol kutlaması ve tebriklerin kabulü. Böyle bir yetenek daha efektif kullanılmalı. Kweuke olmadan Rizespor’un hücum yapması ve topu rakip alanda tutması çok zor. Ahmet İlhan ve Mehmet Akyüz direkt kaleye inme derdinde. İnemediklerinde top kaybı çoğalıyor. Hikmet hocanın çözümü transfer. Yönetimin cevabı gecikti. Elini çabuk tutması lazım.
İş Volkan’a kalıyor
Fenerbahçe defansı bol alternatifli. Fakat Kjaer istisna. Müdahalelerdeki başarısı ve kademe bilgisi ile Kanarya’nın vazgeçilmezi. Bir diğer vazgeçilmez ise Mehmet Topal. Defansın başladığı yerde Mehmet, bittiği yerde ise Kjaer varsa sorun yok. Aksi halde iş kaleci Volkan’a kalıyor. Bu üçlü sayesinde Kanarya Ligi en az pozisyon veren ekibi. Bu yüzden bir fazla atmak, Fenerbahçe için kazanmaya yetiyor.
‘’Forvet transferi olmazsa olmaz‘’
Fenerbahçe’nin kulvarı bol, hedefleri büyük. Diyelim ki kupa önemsenmiyor. Peki ya Avrupa Ligi ve Süper Lig önemsiz mi? Bunu hangi Sarı-Lacivertli söyleyebilir. Yıldız savaşında ezeli rakibin gerisinde kalmak kabul edilebilir mi? Avrupa’da bir büyük zaferi Fenerbahçe camiası artık hak etmiyor mu?
Sakatlığa en açık mevkinin santrfor olduğu herkesçe malum. Formsuzluğu da göz önünde bulundurursak iki golcü ile birlikte yola çıkmak hiç de akıllıca değil. Şampiyonluk yolunda mutlak kazanılması gereken maçlar oynanacak. Tamamında olmasa bile oyunun geriye düşülen dakikalarında çift santrfor mecburiyeti doğabilir.
Van Persie’nin karnesinde zayıf yok ama devamsızlıktan sınıfta kalabilir. Fenandao’nun gücüne, kuvvetine diyecek yok. Ama tek başına bu yüke, hem de üç kulvarda ne kadar dayanabilir? Kadroda forvet oynayabilecek başka oyuncu var mı? Olmadığını Tuzla maçında gördük. Rakip, 500T ile maça geldi, uzatmaya kadar gol yemedi.
Fenerbahçe için santrfor transferi, olmazsa olmazdır. Olası bir başarısızlığın vebalini kimse ödeyemez. Yolun ikinci yarısı ilkinden çok daha meşakkatli. Tedbir almakta fayda var.