‘’Mourinho'nun papatya falları‘’
Galatasaray ile arasında 5 puan fark olsa da ben Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansının devam ettiğini düşünüyorum. Ancak Mourinho’nun papatya falları devam ederse lideri yakalamak imkansız hale gelir. Nedir bu papatya falları?
Fenerbahçe’nin kalecisi kim? İrfan Can Eğribayat mı, Livakoviç mi? Takımın sağ beki Osayi mi, Mert Müldür mü? Sol bekte kim oynar? Kostiç mi, Levent Mercan mı? Skiniar’ın yanındaki stoper kim? Carlos mu, Djiku mu, Çağlar mı, Yusuf Akçiçek mi? Mourinho’nun gözdeleri Fred ve Szymanski’nin dışında orta alanda formayı kimler kapabilir? Amrabat mı, İsmail Yüksek mi, yoksa Mert Hakan mı?
Sonuçlarına katlanırsın
Bu takımda sağ kanatta formaya kim yakın? Oğuz Aydın mı, Tadiç mi, İrfan Can Kahveci mi? Ya sol kanat? Maximin mi, Kostiç mi? Forvette en şanslı kim? Talisca mı, Dzeko mu, En Nesyri mi? Cenk Tosun’u saymıyorum bile. Görüldüğü gibi ligin bitimine 6 hafta kalmış, Mourinho bazı gözdeleri dışında her hafta sahaya çıkartacağı 11 için papatya falı açıyor. Bugüne kadar takımın ideal 11’i için papatya falı açıyorsan, bu işin sonuçlarına da katlanırsın. Boşuna dememişler: Neyse halım, çıksın falım!
‘’Mourinho’ya ders verdiler!‘’
Skor ve sonucu bir kenara bırakarak Mourinho’ya soralım: Neden Diego Carlos? Adam takıma yabancı, defanstaki arkadaşları ile ilk defa oynuyor, sakatlıktan yeni çıkmış. Neden mi? Portekizli, neredeyse yedekleri ile sahaya çıkmış Kayserispor’u ‘çantada keklik’ görmüş, yine kafasına göre bir 11 yapmış.
Maç başladı, Fenerbahçe’nin kendinden emin! ve uyumsuz defansı geride boş alanlar bırakmaya başladı. Rakip ilk atağında Ramazan Civelek ile golü bulunca Kadıköy’de kısa süreli de olsa şok yaşandı. Pozisyonda Skiniar hata yapmış,Carlos ofsaytı bozmuştu. Brezilyalı ilk 45 dakikada aldığı her topu rakibe verdi. Golü yiyen Fenerbahçe oyunu rakip alana yığdı. Bereket Mert Müldür ve Maximin’in inanılmaz sol bindirmeleri vardı. Bütün ataklar soldan gelişti. Devre biterken kaleci Bilal’in ikramıyla Talisca golünü attı ve takımını rahatlattı.
Sahada işler iyi gitmiyorsa bir teknik adam devreye girer, hamleler yapar. Mourinho’nun aklı başına, rakip Nazon’la 2. golü atınca geldi. Aksayan Carlos’u dışarı alıp Dzeko ile 3’lü forvete döndü. Rakibin gücü belli idi. Fenerbahçe’nin baskısına dayanması zordu. Kostiç ve Oğuz Aydın’ın oyuna girmesiyle maç tek kaleye döndü. Sonrasında sahanın yıldızı Maximin eşitliği sağladı, penaltı golüyle de öne geçildi. Şampiyonluğa oynayan bir takım, müthiş seyirci desteğiyle o maçı ne yapıp eder kazanır.
Ama Fenerbahçe’nin kenarda eğlenen bir teknik adamı var. Saçma sapan hamleler ile saha içini çorbaya çeviriyor. Takımın en iyisi Mert Müldür’ü kulübeye çekiyor. Sahanın yıldızı Maximin’i çıkarıyor, hiç oynatmadığı İsmail Yüksek’i alıyor. Tadic’in yerine Çağlar’ı defansa çekiyor, neden korkuyor? Sonunda da uzatmalarda golü yiyor. Bu Kayserispor’u, başta Gökhan Sazdağı olmak üzere ayakta alkışlayalım. Çok bilmiş Mourinho’ya güzel bir ders verdiler. Mourinho mu? Galiba o biraz geçmişte takılı kalmış!
‘’Fener için zor olmaz‘’
Fenerbahçe evinde kolay bir 90 dakikaya çıkıyor. Bunun en büyük sebebi rakibin bu maça çok eksikle yakalanması. Son haftalarda iyi futbol oynayan Kayserispor, maçın gidişatını etkileyecek oyuncularından yoksun olacak. Eksik Kayserispor’un moralli Fenerbahçe’yi fazla zorlayacağını düşünmüyorum. Kazanmak zorunda olan Fenerbahçe’nin sonuca kolay gidebileceğini düşünüyorum. Peki Mourinho’nun bu maçta sahaya süreceği 11’i merak eden var mı? Hiç sanmam.
Hocanın gözdeleri belli
90 dakikanın öne çıkan ismi yine Talisca olacaktır. Son maçlardaki performansı ve attığı şık golleri ile Brezilyalı oyuncunun artık yeri garanti. Eksik Kayserispor’un ofansif oyunu tercih etmeyeceği kesin. Mourinho bu maçta 3’lü defansa dönebilir. Fred ile Szymanski hocanın diğer gözdeleri. Tadiç ve Dzeko da ilk 11’de olursa şaşırmam. Kısacası Fenerbahçe zorlanmayacağı ve rahat kazanacağı bir maça çıkacak. Taraftarın asıl merak ettiği ise geriye kalacak 6 maç olacak.
‘’Fenerbahçe 7’de 7 yapar mı?‘’
Sarı-Lacivertli camia, büyük ümitler taşıyarak son 7 haftaya giriyor. Şampiyonluk için öncelikle son 7 karşılaşmada fire vermemek gerekiyor. Önce maçlarını kazanacaksın, sonra Galatasaray’ın puan kaybetmesini bekleyeceksin. Peki Fenerbahçe geriye kalan maçlarında 7 de 7 yapar mı?
Beşiktaş direnemez
Geniş kadrosu ve Talisca bombası ile ben Sarı-Lacivertli takımın bu maçlarda fire vereceğini düşünmüyorum. Küme düşmüş Hatayspor deplasmanı idman havasında geçer. Fenerbahçe’nin şimdilik zor gözüken tek deplasmanı Gaziantep. Selçuk İnan’la birlikte büyük çıkış yakalayan Gaziantep ekibi Fenerbahçe’yi zorlayacak tek takım gibi duruyor. Evinde oynadığı maçlarda ezeli rakiplerini deviren Beşiktaş ile Kadıköy’de oynayacak olan Fenerbahçe bu maçın kesin favorisi. İç kavgalar ile boğuşan, futbol takımı ise inişe geçen Beşiktaş’ın bu defa ezeli rakibine direnmesi çok zor. Formda geniş kadrosu ve iş bitirici oyuncular ile donanımlı Morinho yönetimindeki Fenerbahçe’nin 7’de 7 yapması sürpriz olmaz.
Küçümsenmeyecek avantaj
Fenerbahçe kazanırken ezeli rakibi, lider Galatasaray puan kaybeder mi? Cim Bom’un, rakibine oranla daha zorlu maçları var. Trabzonspor ve Göztepe deplasmanları sıkıntılı. Barış Alper ve Osimhen’nin kart sınırında olmaları dezavantaj. İşte bütün bunlar Fenerbahçe taraftarını ümitlendiriyor. Her şeye rağmen unutmamak gerekir ki, ipler hâlâ Galatasaray’ın elinde ve küçümsenmeyecek bir puan avantajı var. Futbolseverleri heyecan dolu haftalar bekliyor. Şampiyonluğu hak eden kazansın...
‘’Keskin virajı‘’
Mourinho fazla maceraya girmemiş, Trabzonspor maçının başarılı ilk 11’ini 2 değişikle sahaya sürmüştü. Sahada beklediğimiz oyun vardı. Sivasspor topu rakibe vermiş, tam takım kendi alanında savunma yapıyor, ani atak kovalıyordu. Bu ataklarda da en büyük silahı Manaj idi. Fenerbahçe çok adamla savunma yapan rakibini kolay çözemedi. Geniş alanlar bulamayan Osayi, Tadiç, SaintMaximin, Talisca karşı kaleye gitmekte zorlandılar.
Sahadaki görüntü Fenerbahçe’nin ev sahibinin gardını duran toplardan düşüreceği yönündeydi. Nitekim devre biterken kazanılan frikik atışında topun başına bu vuruşların ustası Talisca geldi. Köşeye ustaca vurdu ve golünü attı. Devre biterken gelen gol Fenerbahçe’yi rahatlattı.
Başrolde SaintMaximin
İkinci yarının başında Sivasspor defansının inanılmaz hataları sonunda Sarı-Lacivertli ekip Tadic’le bir gol daha atınca “İş bitti” dedik. Bu golden 10 dakika sonra Efgan Bekiroğlu’nun jeneriklik golü gelince ev sahibi bu defa kendine gelir dedik, yanıldık. Tek farka rağmen Sivasspor’un sahadaki görüntüsü rakibi zorlayacak gibi değildi. Mourinho son 10 dakikada gönül alma hamlelerini yaptı ve 3’ncü gol Tadiç’ten geldi. Yıldızı bol, kadrosu geniş Fenerbahçe zorlu görünen keskin virajı kolay döndü.
Görünen o ki fikstür avantajı ile Fenerbahçe zirve yarışını son haftaya kadar kovalar. Unutmadan 90 dakika içinde Fenerbahçe’nin her atağında başrol oyuncusu SaintMaximin’di. Hani şu transferin son günü tesadüfen takımda kalan Maximin. Ne planlama değil mi?
‘’Keskin viraj!‘’
Sarı-Lacivertliler, bir kez daha şampiyonluk yolunda ‘Tamam mı, devam mı?’ maçına çıkıyor. Sadece Fenerbahçe için değil, küme düşme potasındaki ev sahibi Sivasspor için de galibiyet çok önemli. Bakalım bu keskin virajı, hangi takım dönmeyi başaracak!
Fenerbahçe, “Ya devam ya tamam” maçına çıkıyor. Şampiyonluk mücadelesi yaptığı yıllarda çoğu zaman Sivas’tan çelme yiyen Sarı-Lacivertli ekipte tek hedef galibiyet. Aslında Fenerbahçe kadar ev sahibinin de galibiyete ihtiyacı var. Bakalım Mourinho ilk 11’inde ne gibi sürprizler planlıyor. Geçen hafta olduğu gibi 4’lü defansla mı oynayacak, yoksa yeniden 3’lüye mi dönecek? Trabzonspor maçının öne çıkan ismi Talisca’nın, bu defa yeri garanti gözüküyor.
Duran toplar kritik...
Fenerbahçe’yi yakından tanıyan Rıza Çalımbay ise öncelikle savunmaya ağırlık verecektir. Çünkü alınacak bir yenilgi Sivasspor’un ligde kalma şansını çok zora sokar. Bunu bilen Rıza hoca, takımını sahaya, ”Kazanamıyorsan kaybetme” mantığıyla sürecektir. Hava şartları ile ağırlaşacak bir zemin ev sahibine avantaj, misafir takıma dezavantaj olarak dönebilir. Bu yüzden Fenerbahçe golü ağırlıklı olarak yine duran toplarla arayacaktır. Kısacası, “Koyun can, kasap et derdinde” tabiri bir 90 dakika bizleri bekliyor. İki taraf için maç adeta, “Keskin viraj” gibi. Bakalım bu keskin virajı kim kolay dönecek?
‘’Şampiyonluk uzak değil‘’
Süper Ligin 25’nci haftası bittiğinde Rams Park’ta oynanan ezeli rekabet maçı sonrası Galatasaray adeta şampiyon ilan edilmişti. 0-0 biten 90 dakika sonrasında Mourinho da eleştiri yağmuruna tutulmuştu. Halbuki ligin bitimine daha 13 hafta var ve ortada alınabilir 39 puan duruyordu. Fenerbahçe Teknik Direktörü Mourinho, “Kazanamıyorsan, kaybetme” mantığıyla bugünlere geldi ve takımını yarışın içinde tuttu. Fenerbahçe ligin bitimine 8 hafta kala liderin 3 puan gerisinde.
Daha avantajlı
Peki bundan sonra neler olur? Ben Fenerbahçe’nin şampiyonluğa çok uzak olduğunu düşünmüyor, hatta ezeli rakibinden daha avantajlı diyorum. Kalan maçlara baktığımızda Fenerbahçe’nin bana göre en zor maçı bu hafta Sivas’ta. SarıLacivertli takım bu haftayı kayıpsız geçerse geriye kalan haftalarda kolay puan kaybetmez. Ligde hiçbir iddiası olmayan Gaziantep deplasmanı Fenerbahçe’yi çok zorlamaz. Bu arada unutmayalım ki küme düşen Hatayspor deplasmanı final bölümü için adeta piyango gibi. Kadıköy’de oynanacak Beşiktaş maçı bu defa farklı olur. Şampiyonluğa yaklaşmış bir takım evinde o maçta şartlar ne olursa olsun puan kaybetmez derim.
Bu hafta önemli
Galatasaray, ezeli rakibi Beşiktaş’a yenilerek büyük bir avantaj kaybetti. O maçı kaybetmeseler, geriye kalan haftalarda 2 maçta berabere kalma avantajları vardı. Şimdi 2 beraberliğe koltuğu bile kaptırırlar. Zorlu deplasmanları olan Sarı-Kırmızılı takım avantajını kaybetmek istemiyorsa Samsun’da kazanmak zorunda. Aslında bu hafta sonu Samsun ve Sivas’ta oynanacak maçlar zirve yarışı için bize yeni ipuçları verebilir. Bekleyelim ve görelim...
‘’Hoş geldin Talisca‘’
Galatasaray’la oynanan kupa maçındaki ilk 11’in 7’sini Mourinho dışarda bırakmış sahaya sürpriz bir takım sürmüştü. 3’lü defanstan 4’lüye geçilmiş, Osayi sağda Mert Müldür solda görev almıştı. Oğuz Aydın kulübede, Kostiç ise tribündeydi. Bu defa Saint-Maximin formayı kapmıştı. İlk 45 dakika bittiğinde Fenerbahçe tribünlerinde protestolar yükseliyordu. Takım kötü oynuyor, pozisyon bulamıyor, defans inanılmaz hatalar yapıyordu. Birde Draguş ile Trabzon golü bulmuş, maç sıkıntıya girmişti. Devre arası Mourinho tek hamle yaptı. Sarı kartlı Djiku’yu dışarı alıp büyük silah Talisca’ya görev verdi. İkinci yarı Fenerbahçe için şanslı başladı. Bu devrenin başında Osayi ceza sahasına girerken düşürüldü, hakem “faul” VAR” penaltı” dedi. Talisca perdeyi açtı. Golden sonra sahaya çok farklı bir Fenerbahçe geldi. Her top kazanılıyor, önde baskıyla rakip hataya zorlanıyor ve pozisyon zenginliği yaşanıyordu.
Çok enteresan...
Skriniar’ın galibiyet golünden sonra sahneye yine Talisca çıkıyor biri jeneriklik attığı 2 golle hat-trick yapıyordu. Gardı düşen Trabzonspor teslim bayrağını çekiyordu. Bizim Süper Lig çok enteresan. İlk yarı sonunda yorum yapsan, ”Bu maç zor döner” dersin. Sonra bir ikinci yarıya bakıyorsun” Süper bir Fenerbahçe seyrediyor, Talisca’nın gollerine şapka çıkartıyorsun” Alınan bu önemli galibiyetle zirve yarışında artık daha iddialı bir Fenerbahçe olacak. Yeter ki Mourinho kafayı başka yerlere (!) takmasın. Bu arada, “Hoş geldin Talisca” demeyi de unutmayalım.