‘’Ali Koç formsuz‘’
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’u, merakla beklenen TRT yayınında izledik. Aslında söze ‘Aynı noktadayım’ diye başlayınca benim için toplantı bir anlamda sona erdi. Başkanın iletişimcileri kim? Onu bu yayına çıkmaya kim ikna etti? Ya da kendi ‘illa çıkayım’ mı dedi, bilemiyorum. Benim bildiğim, 3 saate yaklaşan yayına başkanın iyi hazırlanmadığıydı. Camianın ve taraftarın beklentisi bu açıklamalar değildi. Divan toplantılarında yaptığı konuşmaları adeta tekrar etti. Hele Mourinho konusunda yaptığı açıklamalar hayal kırıklığı yarattı.
Mourinho’ya güvenmem
Şimdi camia ve taraftarlar bu hocaya nasıl güvenecekler? Yapacağınız süper transferler takıma uyum sağlayacak mı? En önemlisi dik kafa ve kibirli Mourinho değişecek mi? Yoksa her başarısız sonuçtan sonra bize yine masallar mı anlatacak? Yönettiği takımlarda yaptırmadığı hızı seneye mi yaptıracak? Bu takımın 11’ni yaparken yine papatya falı mı açacak? Medya ile hakemlerle iyi ilişkiler mi kuracak? Ben her şeyden önce Mourinho’ya güvenmem.
Kırgın ve kızgın
Onunla yola çıkmak başkan ve yönetim için büyük bir kumar olur. Özetle Başkan Ali Koç’un açıklamaları Fenerbahçeliler’i ne memnun etti ne de mutlu. Zaten başkanın vücut dili, surat ifadeleri onun da kırgın ve kızgın olduğunu gösteriyordu. Ali Koç’u çok öncelerden iyi tanırım. Onu bu kadar formsuz ilk defa görüyorum. Ne diyelim, Allah yardımcısı olsun.
‘’Aziz Yıldırım döner mi?‘’
Beşiktaş yenilgisi şüphesiz Fenerbahçe’yi yeni kaoslarla baş başa bıraktı. Taraftar, yönetimi istifaya davet ederken, aslında Mourinho’yu da istenmeyen adam ilan ediyordu. Geldiği günden beri sürekli problem yaratan, tek derbi kazanamayan, her maça bir bahane uyduran, takım yaparken fal açan Portekizli’ye artık inanan pek yok. Başkan Ali Koç düne kadar ‘hocanın arkasında durmak gerekir’ dediyse bile bu desteğini sürdürmesi artık çok zor.
Kongre kararı alınmaz
Aslında başkan ve yönetiminin bundan sonra izleyecekleri yol da merak konusu. Tribünler her maç onları istifaya davet ediyor. Taraftarın gözü yine eski başkan Aziz Yıldırım’da. Fenerbahçe’de yeniden Aziz Yıldırım dönemi başlaması için önce kongre kararı alınması gerekiyor. Merak edilen sorular şunlar. Bu yönetim kongre kararı alır mı? Aziz Yıldırım döner mi? Ben öncelikle camiadan büyük baskılar gelmediği sürece Başkan Ali Koç’un kongre kararı alacağını düşünmüyorum. Diyelim ki baskılar arttı, kongre kararı alındı.
Tek aday olursa...
Peki Aziz Yıldırım yeniden aday olur mu? Yakından tanıdığım Aziz Yıldırım bir daha karşısına aday çıkacağı bir kongreye, kazanacağını bildiği halde girmez. Taraftar ve camia ona ‘gel bizi kurtar’ der ve Ali Koç da çekilirse o zaman işler değişir. Aziz Yıldırım şartlar böyle oluşursa, gelir 3 yıl başkanlık yapar ve Fenerbahçe hayatını noktalar. Aksi takdirde onun yeniden başkanlığa dönme niyetinde olmadığını biliyorum. Bakalım Ali Koç eski başkanının yeniden koltuğa oturmasına geçit verecek mi?
‘’Yüzdük yüzdük boğulduk...‘’
Maçın ilk yarısında top daha çok Fenerbahçe’de idi. Sonuç? İlk 45 dakikada tek korner atıyorsun, tek pozisyona (Talisca’nın kafa vuruşu) giriyorsun. Baskı yok, tempo yok, rakibi sıkıntıya sokmak yok. Peki neden? Çünkü takımın ne ideal 11 belli, ne de oyun planı. Her şey sahadakilerin kişisel becerilerine kalmış (Talisca frikik atacak, şut atacak gol gelecek). Bu takımın bekleri, stoperleri, kanat oyuncuları kim? Oğuz Aydın bir sağda bir solda.
Devre sonlarına doğru kornerde boşa çıkan İrfan Can Eğribayat penaltıya sebebiyet veriyordu. Gedson’un penaltısını kurtarıp kendini affettiriyordu ama, aynı Gedson devre biterken Mert Müldür’ün asistini(!) gole çevirince Kadıköy’de şok başlıyordu. Hep dediğimiz gibi Mourinho’nun bir oyun planı yok. Takımı devreyi yenik bitirince başlıyordu ezberlenen hamlelere. Önce Tadic’i oyuna alıyor, son 30 dakikada Çağlar’ın yerine Djiku’yu (Ne alaka) Osayi’nin yerine de Dzeko’yu sahaya sürüyordu.
Kahraman Mert
Sahada gezinen En Nesyr’yi son 20 dakikada değiştirip son ümit İrfan Can’ı maça yolluyordu. Bitime 5 dakika kala yaptığı Fred ile Cenk Tosun değişikliği tam bir komedi idi. Haftalardır Mourinho, Fenerbahçe ile kafa buluyor diyorduk, başkan ve arkadaşları tiyatroyu seyrediyordu. Son divan toplantısında Başkan Ali Koç ”Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik” demişti. Bana göre doğrusu” Yüzdük, yüzdük boğulduk” olmalı. Bu arada Beşiktaş’ı ve kahraman kaleci Mert Günok’u kutlamadan geçmeyelim. Hepsine helal olsun
‘’Şipşak bitirdiler‘’
Mourinho geçen haftaki beraberliğin faturasını oynayan oyunculara kesmiş ki, Gaziantep maçına 8 değişiklik ile çıktı. Kayserispor maçında forma giyen Skiniar, Fred ve Talisca dışındakiler kulübeye dönmüşlerdi. Sakat olan Amrabat ve Maximin (çok arandı) zaten kadroda yoklardı. Mourinho sadece ilk 11’i değiştirmemiş, 4’lü defanstan yine 3’lüye dönmüş, Oğuz Aydın’ı sağa, Kostiç’i sola monte etmişti. Maça ev sahibi çok hızlı ve istekli başladı, pozisyonlar buldu. İlk 15 dakika dolmadan Maxim’in şık golü gelince Fenerbahçe’nin aklı ve ayakları karışmaya başladı. Gaziantep iyi baskı yapıyor, rakibine geniş alanlar bırakmıyordu. Sarı- Lacivertliler golü genelde duran toplardan arıyorlardı. Bu yarıda Talisca’nın frikik atışını Burak köşeden çıkartıp, alkışı alıyordu.
Fenerbahçe devreyi geride kapatınca Mourinho sarı kartlı İsmail Yüksek’i dışarı alıp En Nesyri’yi sahaya sürüyordu. İkinci yarıda ev sahibi anlaşılmaz bir şekilde geriye yaslanınca oyun tek kale maça döndü. Önce En Nesyri penaltı kazandırdı, Talisca eşitliği sağladı. Sonra Mourinho hamleler yaptı. Tadiç ve Szymanski’yi oyuna aldı. Ardından Tadiç’in kornerine Dzeko ayak koyup takımını öne geçirdi, bu golden hemen sonra Fred şahsi gayretiyle attığı golle işi bitirdi. Fenerbahçe’nin 3 golü 4 dakika içinde gelmişti. Yani maçta işi ‘Şipşak’ bitiriverdi. Bu galibiyetle Fenerbahçe zirve yarışına ‘devam’ dedi. Alınan galibiyet şüphesiz Mourinho’ya da nefes aldırdı. Şimdi bizleri heyecanlı bir 5 hafta daha bekliyor..
‘’Var mısınız yok musunuz?‘’
Fenerbahçe, mutlak kazanmak zorunda olduğu zorlu bir maça çıkıyor. Gaziantep’in bu maç öncesi ciddi sıkıntıları var. Başarılı teknik direktörü Selçuk İnan cezalı. Onun olmayışı, takımı için büyük dezavantaj. Bunun dışında Gaziantep’in bilhassa hücum gücünü artıran oyuncuları Okereke ve Kozlowski de kart cezalısı. Bunlar tartışmasız Fenerbahçe için büyük avantaj. Bakalım bu 90 dakika için Mourinho bize nasıl sürprizler hazırlayacak? Maç öncesi bir 11 yapmak zor.
Mourinho’ya soramıyorsun
Mesela kalede kim oynar? Skriniar’ın yanına bakalım yine Carlos’u koyacak mı? Amrabat ve İrfan Can bu maçta şans bulacaklar mı? Tek garanti Talisca olduğuna göre onun yanında Dzeko mu oynar yoksa En Nesyri mi? Yoksa ikisi aynı anda sahada mı olurlar? Görüyorsunuz, lig bitmek üzere Fenerbahçe’nin ideal bir 11’i yok. Maçlardan sonra bunu Portekizli hocaya soramıyorsun. Çünkü konu değiştirmede uzman.
Rakibin hedefi yok
Neyse yeniden dönelim 90 dakikaya. Gaziantep’in ligde bir hedefi yok. Onlar için rahat bir maç. Fenerbahçe ise ya kazanacak ya da zirve yarışından tamamen kopacak. Şimdi camia ve Sarı-Lacivertli taraftarlar, Mourinho ve futbolculara şunu soruyorlar: Var mısınız, yok musunuz? Bu sorunun cevabı 90 dakikanın sonunda belli olur.
‘’Mourinho'nun papatya falları‘’
Galatasaray ile arasında 5 puan fark olsa da ben Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansının devam ettiğini düşünüyorum. Ancak Mourinho’nun papatya falları devam ederse lideri yakalamak imkansız hale gelir. Nedir bu papatya falları?
Fenerbahçe’nin kalecisi kim? İrfan Can Eğribayat mı, Livakoviç mi? Takımın sağ beki Osayi mi, Mert Müldür mü? Sol bekte kim oynar? Kostiç mi, Levent Mercan mı? Skiniar’ın yanındaki stoper kim? Carlos mu, Djiku mu, Çağlar mı, Yusuf Akçiçek mi? Mourinho’nun gözdeleri Fred ve Szymanski’nin dışında orta alanda formayı kimler kapabilir? Amrabat mı, İsmail Yüksek mi, yoksa Mert Hakan mı?
Sonuçlarına katlanırsın
Bu takımda sağ kanatta formaya kim yakın? Oğuz Aydın mı, Tadiç mi, İrfan Can Kahveci mi? Ya sol kanat? Maximin mi, Kostiç mi? Forvette en şanslı kim? Talisca mı, Dzeko mu, En Nesyri mi? Cenk Tosun’u saymıyorum bile. Görüldüğü gibi ligin bitimine 6 hafta kalmış, Mourinho bazı gözdeleri dışında her hafta sahaya çıkartacağı 11 için papatya falı açıyor. Bugüne kadar takımın ideal 11’i için papatya falı açıyorsan, bu işin sonuçlarına da katlanırsın. Boşuna dememişler: Neyse halım, çıksın falım!
‘’Mourinho’ya ders verdiler!‘’
Skor ve sonucu bir kenara bırakarak Mourinho’ya soralım: Neden Diego Carlos? Adam takıma yabancı, defanstaki arkadaşları ile ilk defa oynuyor, sakatlıktan yeni çıkmış. Neden mi? Portekizli, neredeyse yedekleri ile sahaya çıkmış Kayserispor’u ‘çantada keklik’ görmüş, yine kafasına göre bir 11 yapmış.
Maç başladı, Fenerbahçe’nin kendinden emin! ve uyumsuz defansı geride boş alanlar bırakmaya başladı. Rakip ilk atağında Ramazan Civelek ile golü bulunca Kadıköy’de kısa süreli de olsa şok yaşandı. Pozisyonda Skiniar hata yapmış,Carlos ofsaytı bozmuştu. Brezilyalı ilk 45 dakikada aldığı her topu rakibe verdi. Golü yiyen Fenerbahçe oyunu rakip alana yığdı. Bereket Mert Müldür ve Maximin’in inanılmaz sol bindirmeleri vardı. Bütün ataklar soldan gelişti. Devre biterken kaleci Bilal’in ikramıyla Talisca golünü attı ve takımını rahatlattı.
Sahada işler iyi gitmiyorsa bir teknik adam devreye girer, hamleler yapar. Mourinho’nun aklı başına, rakip Nazon’la 2. golü atınca geldi. Aksayan Carlos’u dışarı alıp Dzeko ile 3’lü forvete döndü. Rakibin gücü belli idi. Fenerbahçe’nin baskısına dayanması zordu. Kostiç ve Oğuz Aydın’ın oyuna girmesiyle maç tek kaleye döndü. Sonrasında sahanın yıldızı Maximin eşitliği sağladı, penaltı golüyle de öne geçildi. Şampiyonluğa oynayan bir takım, müthiş seyirci desteğiyle o maçı ne yapıp eder kazanır.
Ama Fenerbahçe’nin kenarda eğlenen bir teknik adamı var. Saçma sapan hamleler ile saha içini çorbaya çeviriyor. Takımın en iyisi Mert Müldür’ü kulübeye çekiyor. Sahanın yıldızı Maximin’i çıkarıyor, hiç oynatmadığı İsmail Yüksek’i alıyor. Tadic’in yerine Çağlar’ı defansa çekiyor, neden korkuyor? Sonunda da uzatmalarda golü yiyor. Bu Kayserispor’u, başta Gökhan Sazdağı olmak üzere ayakta alkışlayalım. Çok bilmiş Mourinho’ya güzel bir ders verdiler. Mourinho mu? Galiba o biraz geçmişte takılı kalmış!
‘’Fener için zor olmaz‘’
Fenerbahçe evinde kolay bir 90 dakikaya çıkıyor. Bunun en büyük sebebi rakibin bu maça çok eksikle yakalanması. Son haftalarda iyi futbol oynayan Kayserispor, maçın gidişatını etkileyecek oyuncularından yoksun olacak. Eksik Kayserispor’un moralli Fenerbahçe’yi fazla zorlayacağını düşünmüyorum. Kazanmak zorunda olan Fenerbahçe’nin sonuca kolay gidebileceğini düşünüyorum. Peki Mourinho’nun bu maçta sahaya süreceği 11’i merak eden var mı? Hiç sanmam.
Hocanın gözdeleri belli
90 dakikanın öne çıkan ismi yine Talisca olacaktır. Son maçlardaki performansı ve attığı şık golleri ile Brezilyalı oyuncunun artık yeri garanti. Eksik Kayserispor’un ofansif oyunu tercih etmeyeceği kesin. Mourinho bu maçta 3’lü defansa dönebilir. Fred ile Szymanski hocanın diğer gözdeleri. Tadiç ve Dzeko da ilk 11’de olursa şaşırmam. Kısacası Fenerbahçe zorlanmayacağı ve rahat kazanacağı bir maça çıkacak. Taraftarın asıl merak ettiği ise geriye kalacak 6 maç olacak.