‘’Tüm kaderini değiştirebilir‘’
Galatasaray 4 maçtır kazanamadığı şampiyonluk yarışında tam anlamıyla final maçına çıkacak. Ya şampiyonlukta ben de varım diyecek ya da ilk iki sıra için bile işi zorlaşacak. En büyük problemi ise bu finale en fazla bel bağladığı Falcao, Muslera, Marcao gibi iskeletini oluşturmasını beklediği özel oyunculardan yoksun çıkacak olması. Forvete atılan topların duvara çarpar gibi geri dönmemesi için Onyekuru, savunmada kolay gol yememek adına Lemina- Donk, ortada kolay gol bulabilmek için Seri’nin önünde Belhanda-Emre Akbaba ve hangi poziyonda olursa olsun Ömer Bayram’ın oynayacağını düşünüyorum. Böyle maçlar genelde camialar için unutulmaz maçlardır. Eğer Galatasaraylı oyuncular bunun bilincinde yüksek konsantrasyonla sahaya çıkarlarsa kötüye giden kaderlerini değiştirebilirler. Aksi takdirde Avrupa ve kupadan sonra ligde de yaşanacak hayal kırıklığı sezonun tamamının başarısızlıkla geçtiği anlamına gelecek.
‘’Fırtına'ya ağır darbe‘’
İlk yarı stoper hataları ile başladı ama hataları değerlendiren Sörloth'un pasında Abdülkadir Ömür’ün dokunuşu ile Trabzonspor oldu. Skor değişince Trabzonspor savunma arkası denemeler yaptı. Sörloth'un 1 dakika içinde iki 2 kez yakaladığı pozisyonlarda kararsız kalışı Trabzonspor'u 2. golden etti. Alanya'da ise özellikle Fernandes ve Efecan'ın çok çabaladığı anlar vardı ama N’Sakala'nın katkısı uzatmalarda Cisse için şans oldu. Cisse klas bir kontrol ve vuruşla golü yaparken, Campi'nin ağır kalışı dikkat çekiciydi. 2. yarıya Guilherme'yi sola çekip, Ekuban'a sevdiği serbestliği veren Trabzonspor vites arttırarak başladı. Yüksek tempo hücumda karşılığını çabuk bulsa da asıl önemli ayrıntı formda Uğurcan'ın sakatlanmasından sonra oyuna giren Erce'nin kurtarışlarıydı. Hosseini ve N’Sakala'nın karşılıklı kartları boş alanları fazlalaştırdı. Ancak Erce’nin çabalarına rağmen Bakasetas’ın şut denemeleri sonunda yerini buldu ve Trabzonspor çok önemli bir darbe aldı.
Gecenin sorusu?
Bu beraberlik ne anlama geliyor? Özellikle golün son dakikada gelmesi telafi şansını vermedi. Hüseyin Çimşir’in stoper değişikliklerine rağmen yenilen gol bu takım için geriye yaslanarak oynayamayacağı anlamına geliyor.
Maçın starı
Abdülkadir Ömür kendisinden beklendiği gibi Nwakaeme'nin yokluğunda skora dokunmayı başardı. Özellikle 2. goldeki harika asisti kalite kokuyordu. Maç boyunca sorumluluk almaktan kaçınmazken kolay top kaybetmeyerek iyi iş çıkardı.
Maçın olayı
Trabzonspor şampiyon olacaksa hem kalecisi iyi oynayacak hem de mutlaka gol yiyeceğini hesap edecek. Çünkü hangi ikiliyi seçersen seç stoper kalitesi her maç gol yemeyi vaat ediyor.
Kısa mesaj
Bana göre Erce'nin maç oynamadan kendini hazır tutma becerisi, profesyonelliği birçok oyuncuya örnek olmalı.
‘’Gençlerde potansiyel var‘’
Sergen Yalçın’ın maç sonu açıklamaları üzerine çok şey söylenebilir. Örneğin, “Genç oyuncuların performanslarını abartmayın” dedi. Zaten önceki günkü maçta Rıdvan’ın performansı, ‘bu takımın oyuncusu değil’ dedirtebilir ancak üzerinde ısrar edilirse (ki genç oyuncu yetiştirmek istiyorsan bu bir mecburiyet) zamanla bu takımın bir parçası olabilecek potansiyeli var. Ersin için de benzer bir durum söz konusu. Öyle aman aman kurtarışlar yapan ya da maç kazandıran bir kaleci olması için zamana ihtiyacı var. Yani Beşiktaş’ta zaten performansı ile abartılacak görüntüsü olan genç oyuncu yok. Sergen hoca, diğer taraftan, ‘Küçülmeyeceğiz’ dedi. Yardım kampanyası ve malum ekonomik krizin önümüzdeki yıl takımın hedefinde bir değişiklik olmayacağını anlattı fakat bunun doğruluğu transfer döneminde ortaya çıkacak.
Başarıyı ne kadar istedikleri önemli
Rıdvan’a güvenip Caner’le, kimi transfer edersen et Gökhan Gönül performansı almanın zor olduğu gerçeği ortada iken bu oyuncularla anlaşmıyorsan zaten küçülmeye gidiyorsun. Eğer Ersin var diyerek kaleci bakmazsan şampiyonluk hedefi de inandırıcılığını yitirir. Elbette her şey yüksek maliyetli oyuncu almaktan geçmiyor. Elinde bulunan oyuncuların neye inandığı ve başarıyı ne kadar istediği en önemli detay. Ama yine de kalite olmadan iyi futbol ve başarı da mümkün değil. Örneği ise en taze Ljajic ve Burak Yılmaz’ın takıma girmesi ile alınan farklı galibiyet.
‘’Mesaj belli,daha bitmedi!‘’
Beşiktaş’ın hareketli başladığı maçın başında Adem Ljajic’in pozisyon üretme becerisi, Burak Yılmaz’ın bitiriciliği çabuk hissedildi. Ruiz’in kafasında Tolgahan’dan dönen topta gelen gol oyunun daha geniş alanda oynanmasına sebep oldu. Denizlispor’un Beşiktaş’ın savunma zaafiyetlerinden ürettiği 1-2 pozisyondaki beceriksizliği, Beşiktaş’ın ise 2. gol için istekli olmayışı ve vasat futbolla birleşince tatsız ama Beşiktaş’ın lehine bitti. 2. yarı Atiba’nın nadir yaptığı pas hatasını iyi değerlendiren Estupinan, hocası Bülent Uygun’un hamlesini haklı çıkartıp golü attı. Ancak aynı Atiba-Ljajic’in kornerinde Gökhan Gönül’e yaptığı asist ile hatasını telafi etti. N’Koudou, vasat oynadığı 67 dakikanın sonunda oyundan çıkmadan hemen önce nefis bir gol atarak kendi adına günü kurtardı. Bu golden sonra ise film koptu. Sezon boyu iş yapmayan forvet coştu. Ljajic ve Diaby maçı şova çevirdi. Beşiktaş bu galibiyetle henüz lig bizim için bitmedi der gibiydi.
Gecenin sorusu
Geçen haftaya göre ne değişti? Öncelikle forvet hattı seçimleri ve özellikle Adem Ljajic tercihi ve erken gelen gol Antalya maçına göre Beşiktaş’a farklı galibiyeti getiren ayrıntılardı.
Maçın starı
Ljajic, Beşiktaş’ı sıradanlıktan kurtaran, iyi oynadığında maç kazandıran, hem arkadaşlarının hem de izleyenlerin keyif almasını sağlayan bir oyuncu. Denizli’de de Beşiktaş’ın farklı galibiyetinin başrolünde Ljajic vardı.
Maçın olayı
Burak Yılmaz, oyunun içinde bazen tahammül zorlasa da skoru değiştirme becerisi ile değil takımında Türk futbolunda da yeri kolay dolmayacak bir oyuncu olduğunu gösterdi.
Kısa mesaj
Denizli için tehlike çanları sadece puan durumu olarak değil direnç gösteremediği, dağınık oyunuyla da çalmaya başladı. Özellikle oyunu geniş alanda oynama çabaları farklı skorun en önemli nedeniydi.
‘’Hem kupada hem de ligde zirve yürüyüşü‘’
Trabzonspor, Ekuban ve Sörloth'un Beşiktaş maçındaki 2. golü kopyalaması ile başladı rövanş maçına. Skor ve oyun Fenerbahçe için ümit vadetmese de tempolu oynayabilecek oyunculardan doğru seçilmiş 11 vardı sahada. Buna rağmen Fenerbahçe pozisyon üretmekte zorlandı, Hasan Ali'nin ortasında Deniz Türüç'ün nefis golü ile umutlandı. Trabzon için erken golün kıymetini bilemeyişi, Fenerbahçe için oyun üstünlüğü olmasa da turun geçilebileceğinin sinyalleri ilk yarının özetiydi. Sinyaller Ekici hamlesi ile birleşince 2. yarıya hareketli başladı Fenerbahçe. Fakat Ekici'nin denemeleri dışında pek pozisyon üretemedi. Emniyetli oynamaya çalışan Trabzon, Sörloth ve Abdülkadir Ömür ile maçı koparabilecek fırsatları kaçırdı. Fakat gecenin yıldızı takımı için beraberlik yeterli değil diyerek Sörloth'a nefis bir servis daha yaptı. Son sözü ise Novak söyledi ve Fırtına turu geçmeyi başararak 2 kulvarda da zirve yürüyüşüne devam etti.
Gecenin sorusu
Fenerbahçe için seçimler nasıldı? İlk 11 seçimi de sonrasında Ekici hamlesi de doğruydu. Deniz Türüç'ün çıkışının biraz erken olduğunu düşünsem de genel anlamda hem Kayseri hem de ligde teknik ekip iyi kararlar vermeye devam ediyor.
Maçın starı
Ekuban attırdığı golün dışında Nwakaeme'nin sakatlığından sonra Trabzonspor'un hücumlarını, adam eksiltmeleri ve servisleri ile şekillendiren oyuncu oldu. Son servisi ile de turun kaderini ilan etti.
Maçın olayı
Emre Belözoğlu'nun ortada hiçbir gerginlik yokken atılması gecenin biraz da bana tuhaf gelen olayıydı. Emre Belözoğlu eğer saha kenarında görev alacaksa sağlıklı kararlar alabilmesi biraz bu sinirinden kurtulmasına bağlı.
Kısa mesaj
Bilal için Trabzonspor'da özellikle de böyle kritik maçlarda oynayabilecek kadar hazır demek zor.
‘’Hazır olmasa da Burak Yılmaz...‘’
Beşiktaş’ta Sergen hoca için gerçekten çok zor bir 7 hafta olacak. Elini kime uzatsa adeta oyuncular elinin tersi ile itiyor. Mesela bir oyuncunun kötü oynaması anlaşılabilir. Birçok sebebi olabilecek bir durum ama eğer uzun bir sürecin ardından Güven, Diaby gibi performanslar sergilerseniz bu kabul edilemez. O yüzden şu andan sonra ligde alınacak sonuçlardan çok önümüzdeki sezonun kadrosunda kalacakları belirlemek önemli. Örneğin Elneny iyi niyetiyle çok çalışan bir oyuncu ama yeni sezon kadrosunda olmayacaksa artık Atiba-Boateng-Ljajic üçlüsü gibi kötü de oynasalar kalitesi ve Beşiktaş’ta olma ihtimali olan tercihler yapılmalı.
Katkı vermeyenlerle mümkün değil
Burak Yılmaz’ın dönüşü ise takım için iyi haber. Güven’in vurdumduymazlığını görünce Burak Yılmaz hazır olmadan da oynasa olur gibi geliyor. Hatta Umut Nayir gibi mücadelesinden, niyetinden şüphe edilmeyecek isimler sahada olmalı. Artık ekonomik sıkıntılar kadro yenilemeyi zorlaştırsa da katkı vermeye niyeti olmayan, hedefsiz oyuncularla bir yere varmak mümkün değil.
‘’Değişen bir şey yok!‘’
Topu Beşiktaş’a bırakıp ceza sahasının önüne gömülen ve forvet hattının kalitesinin Beşiktaş’tan yüksek olduğunu bilen Tamer Tuna’nın Antalyaspor’u, ilk yarıda ne düşündüyse gerçekleştirdi. Çabuk çıktı gol yaptı, rakibini geri koşturup pozisyon dahi vermedi. Beşiktaş’ın sahada eksiği çoktu ama en önemlisi oyunu rakip sahaya yığarak oynadığı 45 dakikada işi üretkinliği ile çözecek yıldız oyuncusu olmayışıydı. Bana göre bu potansiyalde forvet hattının tek ismi Boateng olmasına rağmen o da ortalarda gözükmedi. Yenilen 2 gol de sözde tecrübeli Vida ikramları oldu. Sergen Yalçın soyunma odasından Ljajic ve N’Koudou ile döndü. Baskı ve pozisyonlar gelmeye başladı. Özellikle Atiba’nın müthiş çabalamalarına rağmen gol gelmeyince Lens ve Umut Nayir hamleleri de geldi. Ljajic bu hamlelerin getirisiyle golü attı ama Beşiktaş gerisini getiremedi. Sonuçta Antalyaspor, forvet hattının kalitesinin farkında bir oyunla galibiyeti almayı başardı.
Gecenin sorusu
Beşiktaş’ta değişen bir şey var mı? Takımın en iyisi yine 36’lık Atiba, forvet hattı yine üretkenlikten uzak, lider oyuncular yine acemi hatalar yapıyor. Kısaca değişen bir şey yok.
Maçın starı
Süratli bir oyuncu bulduğu boş alanları nasıl değerlendirir konusunun örneklerini verdi Amilton. Attı, attırdı ve yanında oynayan Podolski, Sinan gibi özel oyuncularla aynı takımda olmanın tadını çıkararak maçın adamı oldu.
Maçın olayı
Sergen Yalçın’ın 4 değişiklik tercihinin tamamını forvet hattından yana kullanması gecenin olayıydı. Özet olarak ‘1 tane iyi oynayan hücum oyuncum yok’ der gibiydi.
Kısa mesaj
Her ne kadar genç oyuncu gelişimi için oturmuş iyi kadrolar gerektiğini düşünsem de Rıdvan ve Ersin Beşiktaş’ın dağınık görüntüsüne rağmen üzerlerinde ısrar edilecek oyuncular olduklarını hissettirdiler.
‘’Zor deplasmanda önemli galibiyet‘’
Trabzonspor maçın hakimi olduğu ilk yarıda futbolun içinde var olan tüm ayrıntıları iyi ya da kötü yaşadı. Topa hakim olarak sol kenarı kullandığında etkili olmasına rağmen golü sağ kenardaki ikili oyunun hakkını teslim eden Nwakaeme ile buldu. Maçı rahat koparabileceği pozisyonlarda Göztepe'de Beto iyi direnince skor 0-1'de kaldı. İlhan Palut'un Trabzonspor hakimiyetine dayanamayarak orta saha sertliğini arttırdığı Poko hamlesi ve Guilherme'nin acemiliği ile gördüğü kırmızı kart skor olarak olmasa da oyunu dengeledi. Bu dengeli oyun 2.yarının başında karşılıklı penaltılarla taçlandı.
Sörloth zorlaya zorlaya aldı penaltıyı, Da Costa ise adeta ortada fol yok yumurta yokken indirdi Jerome'u. Sonuçta Göztepe, İlhan Palut'un hamlelerine rağmen fazla oyuncu avantajını kullanamadı. Trabzonspor Ekuban'ın güzel pasında Abdülkadir Ömür'ün golü ile skoru garantiye alıp çok zor bir deplasmandan galibiyet çıkarmayı başardı.
Gecenin sorusu
Sosa'nın yokluğu etkiledi mi? Guilherme atılana kadar Sosa olmadan oynanan oyunun, pas trafiğinin, hücuma çıkışların ve atakları sonlandırmanın oldukça iyi olduğu bir maçtı fakat eksik kaldıktan sonra topun hakimiyetini daha fazla rakibine bıraktı Trabzonspor
Maçın starı
3.goldeki hatasına rağmen ilk yarıda yaptığı kurtarışlarla maçın kopmasını engelleyen Beto ve Sosa'nın yokluğunda iyi iş çıkaran Abdülkadir Parmak maçın iyileri olarak öne çıktılar
Maçın olayı
Nwakaeme'nin tepkisi maçın olayıydı. Genelde son 20 dakikaları iyi oynayan ve boş alan bulabileceği maçta oyundan erken alınmasına gösterdiği tepkide bana göre çok da haksız değildi.
Kısa mesaj
Özellikle Campi'yi kenarlardan gelen ortalarda çok başarılı buldum. Da Costa' ya nazaran ayakta kalan isimdi